Ahmet YALVAÇ,
Makine Yüksek Mühendisi
Makine Yüksek Mühendisi
Sevgili
Okurlar, ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal KILIÇDAROĞLU ile, ikinci
büyük muhalefet partisi MHP’nin lideri Devle BAHÇELİ, Başbakan Tayyip ERDOĞAN’a
karşı, ortak bir aday belirleme konusunda, kollarını sıvayıp çalışmaya
başladıklarında; toplumda çok olumlu bir hava esmeye başlamış, herkes böyle bir
adayın kim olacağını merakla bekliyordu
Sayın
BAHÇELİ, böylesi bir cumhurbaşkanı adayını, Çatı Aday olarak adlandırıyordu
Böylesine
önemli bir konuda,2 muhalefet partisinin ortak aday çıkarma girişimleri, siyasi
hayatımızda bir ilkti ve Türkiye’nin geleceği adına bizleri çok umutlandırmıştı
Her iki
lider de başlattıkları çalışmalarda, sivil toplum örgütlerini ve Meclis dışında
kalan siyasi parti liderlerini de ziyaret etmişler, onların tavsiye ve
önerilerini, nasıl bir cumhurbaşkanı istedikleri konusunda görüşlerini öğrenmek
istemişlerdi
Sayın
BAHÇELİ ayrıca eski Cumhurbaşkanları Sayın Ahmet Necdet SEZER, Sayın Süleyman
DEMİREL ile şimdiki Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL’ü de ziyaret edip, onların
da görüş ve önerilerini almıştı
Halkın
beklentisi, toplumda dik duruşları ile tanınan; Deniz BAYKAL, Hüsamettin
CİNDORUK, Hasan KORKMAZCAN, Birgül Ayman GÜLER, Meral AKŞENER, İlhan KESİCİ,
Abdüllatif ŞENER ,Emine Ülker TARHAN gibi isimlerden biri olacağı düşünülürken;
kimsenin tahmin etmediği ya da edemediği Prof. Dr Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU
ortak aday olarak karşımıza çıktı.…
Prof. Dr.
Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU, İslam Konferansı Örgütü’nün bir dönem başkanlığını
yapmış olmasının dışında, özellikle ülkemiz sorunları karşısındaki görüş ve
düşünceleri, varsa çözüm önerileri konusunda ne düşündüğü, nasıl düşündüğü gibi
konularda, Halkımız yeterli bilgiye sahip değildi. Tereddüt ve şaşkınlık da,
zaten bu gibi noktalarda başlıyor…
Sayın
İHSANOĞLU’nu önce, Sayın KILIÇDAROĞLU önerdi, sonrasında Sayın BAHÇELİ’de uygun
görüp onayladı
Barış ve
Demokrasi Partisi BDP’nin kendi adayını çıkaracağı bilindiğine göre; asıl
yarış, Ekmeleddin İHSANOĞLU ile Başbakan Tayyip ERDOĞAN arasında geçecek
demektir.
Burada göz
ardı edilen, hesaba katılmayan çok
önemli bir sorun, ya da tuzak olabilecek nitelik de başka bir durum daha var:
Eğer
Ekmeleddin Bey, cumhurbaşkanlığı seçimini bir şekilde kaybedecek olursa, Tayyip
ERDOĞAN, llk turda olmasa da, ikinci turda mutlaka seçilecektir.
Bu konuda
alınacak en önemli önlem şudur:
MUHALEFETİN ÇATI ADAYI EKMELEDDİN
İHSANOĞLU OLABİLİR AMA BAŞKA KİŞİLER DE ADAY OLABİLMELİDİR…
Böylesi
bir yöntemin, şu faydası vardır:
Ahmet YALVAÇ |
Eğer
potansiyel başka cumhurbaşkanı adayları da yarışa katılırlarsa, kişisel oy
potansiyelleri de ortaya çıkar, az oy alanlar zaten birinci turda elenir.
Çok adaylı
böylesi bir seçim; Sayın ERDOĞAN’ın birinci turda seçilebilme şansını önler.
Sonrasında
ikinci tura kalanlarla bir değerlendirme yapılarak, birileri adaylıktan çekilir
ve yarış,2 aday arasında devam eder..
Böylesi
bir yöntem, Ekmeleddin Beyin seçilme şansını daha da artırır. Ve Ekmeleddin
Beye muhalefet edenlerin de, desteğini almak açısından çok önemlidir…
CHP ve MHP
liderlerinin bu konuda, guruplarını serbest bırakmaları, aday olmak isteyenlere
engel çıkarmamaları, en doğru, en uygun bir yöntemdir
Sayın
KILIÇDAROĞLU’nun ikinci bir aday çıkmasına asla müsaade etmem demesini, hem
demokrasi, hem de ülkemizin içinde bulunduğu kritik bir dönem açısından doğru
bulmadığımı, bura da özellikle belirtmek isterim.
Siyası
parti liderleri, diğer arkadaşlarının da, en azından kendileri kadar,
partilerini ve ülkeyi düşündüklerini var sayıp, böylesi hayati durumlarda
dayatmacı olmamalı, srarlarından vazgeçmelidirler
Eğer başta
KILIÇDAROĞLU, tek aday konusundaki ısrarından vaz geçmez ve tehlikenin farkında
olmazsa ve uygulanan stratejik hata dolayısı ile, Tayyip ERDOĞAN, cumhurbaşkanı
seçilecek olursa; ortada ne KILIÇDAROĞLU, ne de BAHÇELİ koltuklarını
koruyamazlar
Ama
böylesi bir durumda en vahimi;
Türkiye’ye olur!...
Bu konuda,
yaşadığımız sorunlarla ilgili olarak, ülkemiz adına, geleceğimiz adına kuşku
duyan, şüpheleri olan çok sayıda duyarlı vatandaşımız var. Şimdi bu konuda bir
şeyler söylemek istiyorum
2002
Yılında MHP, Bülent ECEVİT Hükümeti’nde koalisyon ortağı iken, ortada önemli
bir sebep yokken, parti kararı olmadan Sayın BAHÇELİ, bir erken genel seçimden
bahsetmeye başladı ve sonuçta; Adalet ve Kalkınma Partisi AKPnin iktidara
gelmesinde, bir vesile oldu.
AKP’nin
daha 1990 lı yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri ABD’nin, içinde
Türkiye’ninde bulunduğu Ortadoğu ülkelerini, kendi çıkarları doğrultusunda
yeniden şekillendirmek,sınırları değiştirmek amacına yönelik olrak desteklenip,
kurulduğünu, Irak’ın işgalinin ise, AKP’nin iktidara gelmesinden hemen sonraya
rastladığını belirtmiş olalım…
Bundan
sonrasında ve şu an; ülkemizin geldiği nokta herkesin malûmu…
Cumhurbaşkanlığı’na
Abdullah GÜL’ün getirilmesinde MHP oylarının, daha doğrusu Sayın BAHÇELİ’nin
çok önemli bir payı var var…
Sonuç da
AKP’yi zor anlarında hep MHP’nin, dolayısı ile de Sayın BAHÇELİ’nin kurtardığını
söyleyebiliriz
Bu gibi
konularda, Sayın BAHÇELİ’nin görevli olduğu yönünde yaygın bir kanaat var.
Kimseyi şu
işi, şöyle yaptın diye kesin bir şekilde suçlamıyoruz ama gelinen nokta ortada…
Şimdi de
CHP lideri Sayın KILIÇDAROĞLU hakkında kısaca bir şeyler söylemek istiyorum
Devlet’te
çalışırken görevini iyi yapmadığını, yapamadığını, yada görevini kötüye
kullandığını hiç sanmıyorum. Bu gibi konularda Sayın KILIÇDAROĞLU’nun sicilinin
son derece temiz olduğuna inanıyorum.
Ama etnik
köken ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında ki bazı uygulamalar konusunda rahatsızlık
duyduğunu gözlemliyoruz.
Örneğin
Dersim isyanı ve bastırılması konusunda yaşananlarla ilgili olarak bir
sıkıntısı, ya da bir takıntısı var,
İstiklal
mahkemelerinin işleyişi ve aldığı kararlar ile ilgi olarak da, bazı
sıkıntılarının olduğu anlaşılıyor…
Bir ara
PKK’lılara genel bir af çıkartılması gibi sözler sarf etmişti…
Sonra,
şimdilerde basına da yansıyan bir habere göre; Diyarbakır’da basına kapalı bir toplantıda Sayın KILIÇDAROĞLU ‘da bir konuşma yapmış,
açılım sürecinden bahsetmiş, bunun ancak yasalar ile yapılabileceğine vurgu
yapıp, Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN’ı görevini yapmamak, ya da yapamamak
anlamına gelen sözlerle suçlamış…
Tabi ki
Cumhuriyeti kuran bir parti olan CHP’nin bir Genel Başkanına, temel konularda
küçük de olsa, arada bir sapma yapması hiç yakışmaz…
Bu arada
şu hususu da herkesin, özelliklede açılım, saçılım yanlılarının bilmesini
istiyorum
Kürtler;
Türkün bir koludur,
Türk’ün
yaşamadığı bir coğrafyada, Kürt’de yoktur
Bu konuda
Anayurt Gazetesi’nde yayımlanan ve web sitemde de bulunan, bilimsel bir
araştırma olan 21 makaleyi, okusunlar, bizleri bölüp, parçalamaya çalışanlara
fırsat vermesinler, zemin hazırlamasınlar…
Bu konuyu
özet olarak sizlere, bilahare tekrar aktarmak istiyorum
Bu
örneklerden sonra, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak vurgulamak
istediğim husus şu
Sayın
BAHÇELİ ile Sayın KILIÇDAROĞLU, çok dikkatli olmalı, her hangi bir hata
yapmamalı…
Şimdi
tekrar, Ekmeleddin Beyin cumhurbaşkanlığı adaylığına geliyorum
İşin diğer
zor tarafı ve cevaplanması gereken hususlar da şunlar:
1-Diyelim
ki Ekmeleddin Bey, isabetli ve doğru belirlenmiş bir aday.
Peki, bu
kadar kısa bir süre içerisinde, Türkiye genelinde etkin bir tanıtım nasıl
yapılacak?
Bu konuda
CHP ve MHP’nin katkıları nasıl olacak, bu 2 Partinin, Ekmeleddin Bey’e destek
kampanyasında koordinasyon nasıl sağlanacak?
Zaman çok
sınırlı, yazılı ve görsel medyanın tamamına yakın bir kısmının, Hükümet’in
baskısı altında, ya da yandaş olduğundan, bir kaç TV kanalı da yetmez.
Görsel
basın çok önemli.
Bu
itibarla mevcut açığı kapatabilmek açısından,Türkiye genelinde salon
toplantılarına çok önem vermek lazım.
Eğer
isteyene cumhurbaşkanlığına aday olma konusunda, engel olunmazsa, herkes canla,
başla çalışır Böylesi bir durumdan elbette Ekmel Beyde istifade eder
En
önemlisi de;-Ekmeleddin Bey, seçim kampanyasını kendisi açısından nasıl
yürütecek?
Başbakan
Sayın Tayyip ERDOĞAN’I’ın malûm konuşma şekli ve çarpıtmaları karşısında,
insanları yeterince etkileyebilecek mi?
Şimdi Prof
Dr Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU’nun, CHP ve MHP’nin liderleri tarafından ortak
aday olarak gösterilmesinden kaynaklanan nokta da, özellikle CHP’nin içinde ve
toplumun bazı elit kesimlerinde, bazı kaygılar ve itirazlar var…
Ve
öncelikle bu itiraz ve kaygıların giderilmesi lazım
Bu konuda
öncelikli görev, Ekmeleddin Beye düşüyor.
Ekmeleddin
Bey, televizyon kanallarına çıkmalı, açık oturumlara katılmalı. Katılımcıların
soruları ile, Halktan gelen soruları da cevaplamalı, herkesin güvenini
kazanmalı…
Sayın
İHSANOĞLU’nun dünyaca tanınan bir bilim adamı olması, bir çok konuda ödül almış
olması, bir diplomat olması, İslam Konferansı gibi önemli bir örgütün genel
sekreterliğini yapmış olması, uzlaşmacı ve yapıcı bir karaktere sahip olması…
gibi konularda kimsenin bir itirazı yok.
İtirazların
ve şüphelerin kaynağı şu noktalarda başlıyor:
Prof. Dr.
Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU’nun babası,
İstiklal Marşımızın yazarı Sayın Mehmet Akif ERSOY’un arkadaşı imiş. 1924 yılında, Mısır’ın
başkenti Kahire’ye göç etmiş. Ve Sayın İHSANOĞLU 1943 yılında orada doğmuş
Sayın
İHSANOĞLU’nun ailesinin asıl memleketi Yozgat ilimiz imiş
Bu noktada
Sayın İHSANOĞLU’nun Kahire’de doğmuş olmasında da aslında bir sorun yok.
Deniliyor
ki Mehmet Akif ERSOY, Kahire’de kendisinin kiraladığı bir evde kalıyormuş. Ama
Sayın İHSANOĞLU’nun babası, belli ki Mustafa Kemal ATATÜRK’ten korkusundan
kaçıp, yine Kahire’de yaşayan Şeyhülislamın evinde kalmış. Böyle bir husus
abartılmayabilir ama buna benzer başka bir sorun daha var
Ekmeleddin
Beyin Babası ile ilgili başka bir konu daha var
Ermeni
iftiraları ve yabancılara yaranmak için, haksız yere idam edildiğini bildiğimiz
Boğazlayan Kaymakamı Kemal Beyi yargılayıp, idam cezasına mahkûm eden ve Nemrut
Mustafa Paşa adıyla anılan Mustafa Sabri’nin de arkadaşı olması gibi hususlar,
vatan ve millet konusunda hassas olan vatandaşlarımızı kaygılandırıyor.
Tabii ki
Sayın İHSANOĞLU’nun babasının, bu 2 örnekten de anlaşılacağı üzere, Mustafa
Kemal ATATÜRK’e, Cumhuriyet’e ve onun devrimlerine karşıymış gibi gibi gözükse
de, Prof Dr Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU’için elbette bir ölçü olamaz…
Ayrıca
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL ile, Başbakan Yardımcısı Beşir ATALAY ile de,
eskiye dayanan dostluklarının olduğu söyleniyor.
İlave bu
unsurlarda göz önünde bulundurulduğunda, Siyasal İslam projesi, bu defasında da
Sayın İHSANOĞLU üzerinden mi, yürütülmek isteniyor endişesini uyandırıyor
Ve en
önemlisi bu işin arkasında Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğu düşünülüyor
Zira Kemal
DERVİŞ’in Amerika’dan kalkıp, Türkiye’ye gelmesi, Kemal KILIÇDAROĞLU ile
görüşmesi, aradan çok geçmeden Prof Dr Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU’nun Çatı
Adayı olarak gösterilmsi gibi hususlar; bu gibi iddiaları,kaygıları
güçlendiriyor.
Dolayısı
ile, bu konuda en büyük görev, Sayın İHSANOĞLU’na düşmektedir
EĞER BU GÜN SEÇİM OLSA, EKMELEDDİN BEY
NEKADAR OY ALIR, TAYYİP ERDOĞAN NE KADAR OY ALIR?
Eğer
bizler böyle bir hususun cevabını, şimdiden yaklaşık olarak da bilirsek;
Ekmeleddin Beye kazanması yönünde daha fazla yardımcı olabiliriz.
Ahmet YALVAÇ |
SONAR’IN SON ANKETİ
Aydınlık
Gazetesi 24 Haziran 2014 Salı
EKMELEDDİN TAYYİP’E RAKİP DEĞİL
Sonar
Araştırma Şirketi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, kimin adayına oy verirsiniz
diye sormuş;
% 46,1
Tayyip ERDOĞAN
% 35,3
Ekmeleddin İHSANOĞLU
26 İlden
2800 kişi ile görüşülerek gerçekleştirilen ankette, kararsızlar oransal olarak
dağıldığında;
% 52,6
Tayyip ERDOĞAN
% 40.3
Ekmeleddin İHSANOĞLU
Bu
sonuçlardan anlaşılacağı üzere,Ekmeleddin Beyin cumhurbaşkanlığına adaylığı
konusunda, büyük bir risk söz konusu. Arada % 12 gibi büyük bir fark var
Bu
sonuçlardan, CHP ve MHP’ye oy veren vatandaşlarımızdan bir kısmının da,
Ekmeleddin Beye oy vermeyecekleri anlaşılıyor.
Bu itibarla
başta vurguladım, şimdi tekrar vurguluyorum;
Sayın
Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Devlet BAHÇELİ, Ekmeleddin Beyin cumhurbaşkanı
seçilmesini gerçekten istiyorlarsa; öncelikle inatlarından vazgeçsinler, aday
olmak isteyenlere engel olmasınlar…
Böylesi
bir yöntem, ilk turda Tayyip ERDOĞAN’ın seçilmesi konusunda önemli bir engel
olur.
İkinci tur
için, az oy alanlar çekilmeli; buna Ekmeleddin Bey de dahil oyu en fazla olan’la
2. tura devam edilmelidir.
Yol
haritası böyle olmalı…
Ben de
Ekmeleddin Bey hakkında söylenenleri dikkatle izliyorum, araştırıyorum; düzgün
bir adama benziyor
Fikir
beyan edenlerin çoğu, olumlu şeyler söylüyor,
Ve her
halukârda Tayyip ERDOĞAN’dan çok daha iyi, cumhurbaşkanlığı yapacağı kesin…
Eğer iyi
bir tanıtım yapılır ve iyi bir kampanya yürütülürse, Ekmeleddin Bey
kazanabilir.
Bu husus
iyi bir başlangıç olabilir
Ben zaten
2015’’de Milletvekili seçimlerinde, AKP’nin çoğunluğu kaybedeceğini, tek başına
Hükümet olamayacağını düşünüyorum
HUKUKÇULARIN VE YÜKSEK SEÇİM
KURULU’NUN DİKKATİNE; BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN,
CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
Zira 17 ve
25 Aralık 2013 tarihlerinde başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarında,
Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN ile aile fertlerinden bazıları ve 4 Bakan’ın, bu
gibi işlerde ilgilerinin, ilişkilerinin olduğu anlaşılıyor.
Ne var ki,
operasyonları başlatan savcılar, ,hakimler, emniyet mensupları; paralel devlet
iftira, ya da gerekçeleri ile engellendi, haklarında soruşturma başlatıldı,
görevlerinden alındı, sürgün edildi..vs.
Sonuçta
başlatılan bu yolsuzluk ve rüşvet operasyonları konusunda bir işlem yapılamadı,
bir sonuç alınamadı.
Gerekçe;
Yürütme’nin Yargı ve emniyet mensupları üzerinde baskı oluşturması…
Şimdi soru
şu:
Sıradan
bir vatandaş, böyle bir operasyonla karşılaştığında, savcıya, hakime, emniyet
mensuplarına sizler paralel bir yapıya mensupsunuz deyip, karşı koyabilir mi?
Ya da bir
işe girmek istediğinde, böyle bir suçlama
İle karşı
karşıya olan insanlar, adli sicilden temiz kâğıdı alabilirler mi?
Eğer
böylesi bir durumda normal vatandaş, temiz kâğıdı alamıyorsa, böylesi bir durum
cumhurbaşkanı adayları içinde geçerli olmalı.
Bu
itibarla Yüksek Seçim Kurulu YSK, Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN’ın aday olup,
olamayacağına karar vermelidir.
Yolsuzluk
ve rüşvet operasyonlarında adı geçen bakanlardan, Şehir ve Çevrcilik Bakanı
Erdoğan BAYRAKTAR, istifa ederken şöyle dedi:
Bana suç
olarak isnat edilen işlerden, Başbakan’ın haberi vardır. Her şeyi onun talimatı
ile yaptım gibi şeyler söyledi ve ilave etti;
Ben istifa
ediyorum ama Başbakan da istifa etmeli…
Böylesi
bir itiraf, böylesi bir çıkış asla göz ardı edilemez…
Aradan
geçen süre içerisinde, çeşitli bahane ve oyalamalarla, Meclis’de hâlâ bir
araştırma komisyonu kurulamadı. Zira AKP, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde
böyle bir komisyonun kurulmasını istemiyor
Eğer kurulmuş
olsa, mutlaka cumhurbaşkanlığı seçimi de olumsuz etkilenecek ve bundan Sayın
Başbakan zarar görecek
Böylesi
bir fiili durum karşısında Yüksek Seçim Kurulu nasıl bir tavır sergileyecek?
Eğer
Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN, cumhurbaşkanlığına aday olacaksa, Başbakanlıktan
istifa etmesi gerekmez mi?
Anayasa
Mahkemesi, AKP’yi kapatma davasında,
laiklik ilkesinin ihlal edilmesinde; oy birliği ile AKP’yi suçlu buldu.
Partiyi kapatmadı ama para cezası verdi.
Böyle bir
suçlama ve verilen para cezası, her ne kadar AKP’ye verilmiş gibi gözükse bile,
Sayın ERDOĞAN, o zaman da AKP’nin başında idi
Peki,
böylesi bir vukuatla karşı karşıya kalan birisi, cumhurbaşkanlığına aday
olabilir mi?
Saygılarımla
16 Haziran 2014 Perşembe
Makine
Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder