1 Haziran 2025 Pazar

BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ BOP; İLERİ AŞAMAYA GELDİ, TÜRKİYE NE YAPMALI?-2

 




BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ BOP; İLERİ AŞAMAYA GELDİ, TÜRKİYE NE YAPMALI?-2

            Sevgili Okurlar,

Bu günkü konuları, şu başlıklar altında açabiliriz:

            1-TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TBMM’NİN AÇILIŞININ 105.YILI VE 23 NİSAN MİLLİ EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN.NİCE YENİ YILLARA!...

            1/1)23 Nisan 2025 Çarşamba SÖZCÜ

 


Türkiye Büyük Millet Meclisi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde 105 yıl önce bu inançla açıldı. Emperyalizm bu inançla dize getirildi. Cumhuriyetimiz işte bu inançla kuruldu.

                                                      KUVVET BİRDİR.O MİLLETİNDİR

ATATÜRK diyor ki; bütün dünya bilmelidir ki; bu milletin ve bu devletin başına hiçbir kuvvet, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve varlığıdır…

TARİHE not düşmek adına Yazar Arkadaşlarımızın Bayram vesilesi ile kaleme aldıkları yazıların başlıklarını da vermek istiyorum

Rahmi TURAN: Bayramın tadını kaçıran buluşma. Uğur DÜNDAR:23 NİSAN. Necati DOĞRU:23 Nisan direndi ve kazandı. Erdal SAĞLAM: Kura istikrar sağlanamadı. Naim BABÜROĞLU: Milli egemenlik yolculuğu. Saygı ÖZTÜRK: KKTC’de görünmeyen mücadele. Emin ÇÖLAŞAN: ATATÜRK’E HAYIR diyen Adliye vekili’

            2/1)24 Nisan 2025 Perşembe SÖZCÜ

 


Geçmiş olsun İstanbul, rant ihanetine rağmen ucuz atlattık.

                              6,2’LİK KANAL UYARISI

Deprem kendini 6,2’yle hatırlattı. Hazırlıkta 26 yılın boşa geçtiği gerçeğini yüzümüze çarptı. Beton kanala harcanacak paraların kentsel dönüşüme harcanması gerçeği ortaya çıktı. İstanbul’da Marmara Denizi, Silivri açıklarında saat 12 49 sıralarında,6,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi.6,99 kilometre derinlikte başlayan sarsıntı,13 saniye sürdü.184 Artçı oluştu. Sağlık Bakanlığı, can kaybı ve yıkım yaşanmadığı, yaralanan 236 kişinin tedavilerine başlandı.

            İSTANBUL’A İHANETTEN VAZGEÇİN. Korkutan deprem,1999’dan sonra, toplanma alanlarına inşaat yapıldığı, kaçış yollarının otoparka çevrildiği, rantsal dönüşüme çevrildiği hatırlatıldı. Bu gerçek ortadayken; yıkım olur denen beton kanal’da; inşaatların hızlandırılması, tepki çekti

TOPLANMA ALANLARI AVM DOLDU.KALDIRIMLAR TOPLANMA ALANI OLDU.

BEKLENEN BU DEĞİLDİ: Ahmet ERCAN, İstanbul’da beklenen deprem oldu bitti diyemeyiz. Hiroşima’ya atılan bombaya yakın bir gerginlik boşaldı

KANAL ÖLÜME DAVETİYE: Hüseyin Alan, JEOLOJİ Mühendisleri Odası; Büyük deprem riski arttı. Kanal İstanbul ısrarı, bu şartlarda cinayete davetiye çıkarmaktır

ON BİNLER, Atatürk’ün huzuruna çıkmak için, yasağı dinlemedi

                ANITKABİR YOLUNDAKİ BARİKATLARI YIKTILAR

CHP, Birinci Meclis’ten Anıtkabir’e yürümek istedi. Ankara Valiliği yasaklama kararı aldı. Polis barikatları kuruldu. Özgür Özel’in kararı tanımıyoruz çağrısı ile; halk barikatları aştı. CHP’nin23 Nisan’ı kutlamak için, organize ettiği yürüyüş, engellenmek istendi. Özgür Özel’in bir çağrısı ile on binler;       Bir yanda, Mustafa Kemal’in askerleriyiz, bir yanda cuntanın kurşun askerleri; Atamızla aramıza barikat kabul etmeyiz ağrıdı ile harekete geçti.

Anıt Kabir güzergahına konan barikatları devirdi. Her adımda daha da çoğalarak, Büyük Önder’in ebedi istirahatgâhına ulaşıp, Atatürk’e bağlılıklarını sundu.

            GÜNÜMÜZDE, siyaseten yaşananlarla ilgili olarak, KISSADAN HİSSE İLE, bir şeyler söylemek

1)Günümüzde bütün yetkilerin tek kişi de toplandığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin ihtiyacı ve Halkımızın da talebi değildir. Büyük Ortadoğu Projesi BOP kapsamında, Amerika tarafından Türkiye’nin başına geçirilmiş bir çuvaldır.

Bize ters gelen, Türkiye’nin ve Halkımızın çıkarına olmayan bütün uygulamalar ve yanlış işler; BOP Haritasında da görüldüğü üzere, bu Projenin türevleridir. Şimdinin Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı olan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın; Biz Büyük Ortadoğu Projesi BOP’un Eş Başkanlarından Biriyiz Ve Biz Bu Görevi Yapıyoruz, sözünü, hatırlamak gerekiyor

2)22 Yılı aşan, uzunca bir süreden beri, Türkiye’yi tek başına idare etmekte olan AKP ve onun

 fiili Lideri konumundaki Sayın ERDOĞAN döneminden önce;                                                           Türkiye’yi idare eden Hükümetler ve Cumhurbaşkanlarının; Mustafa Kemal ATATÜRK ile Türk ve Türklük ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerleri ile ilgili bir sorunları, bir takıntıları yoktu. Hepsi de kendi bilgi ve tecrübeleri dahilinde, Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet etmişlerdir. Doğrusu da budur zaten. Aramızdan ayrılanlara Tanrıdan rahmet, hayatta olanlara da saygılarımı sunuyorum                                                                                                     

            3)Günümüz Türkiye’sinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden yolda, TBMM’nin açılışının 105.yılında,ANITKABİR’e,Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’e giden yolların barikatlarla kapatılması, kabul edilemez!...

Güvenlik Güçleri ile Halkımızı karşı karşıya getirmek! Kabul edilemez. Yukarıdan emir gelmese! Kimse buna cesaret edemez!

BU NEDENLE, günümüz Türkiye’sinde, aradan geçen uzunca bir iktidar döneminden sonra; her  kesimden, her siyasi görüşten, genç-yaşlı, binlerle hatta milyonla ifade edilen sayda insanlar;  kendine göre nedenlerle; CHP’nin organize ettiği miting meydanlarını dolduruyorsa! İktidara Karşı, Yönetime karşı bir güvensizlik var demektir. Bu gibi konuların anlamı, Toplumda yükselen bir değişim ihtiyacıdır.

 ARTIK, Eski Parlamenter Sisteme geri dönme zamanı geldi demektir.

            4)KANAL İSTANBUL; KİMSENİN TEK BAŞINA KARAR VEREBİLECEĞİ BİR KONU DEĞİLDİR.BU KONU; TÜRKİYE AÇISINDAN BİR GÜVENLİK SORUNUDUR.

Türkiye 2.Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerinden; 2.Cumhurbaşkanı ve ATATÜRK’ün Silah Arkadaşı, Batı Cephesi Komutanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Tapusu Lozan Anlaşması’nın Galibi İsmet İNÖNÜ’nün gayretleri ve ön görüleri sayesinde;                                                                                                            İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını da kapatmak suretiyle! Savaşa taraf olan Devletlerin gemilerinin giriş ve çıkışlarına izin vermemiş! Bütün özendirici ve kışkırtıcı önerileri, ustaca manevralarla atlatmasını da bilmiş! ve Genç Türkiye Cumhuriyeti bir yol kazasına uğramadan yoluna devam edebilmiş ve bu günlere gelinebilmiştir

            TÜRKİYE, stratejik açıdan, Dünyanın en kritik yerindedir. Nasıl ki şimdiki Tek Kişilik Başkanlık Sistemi, Türkiye’nin ihtiyacı ve Halkımızın da talebi değilse! KANAL İSTANBUL’ da; Türkiye’nin ihtiyacı ve Halkımızın da talebi değildir. BOP ve BOP Eş Başkanlığı kapsamında; Türkiye’nin başını belaya sokabilecek, güvenliğini tehlikeye düşürecek! Başka bir konudur.

İSTABBUL ve ÇANAKKALE BOĞAZLARI; Günümüzde Dünya’nın jandarması Amerika Birleşik Devletleri ABD’nin istediği zaman geçemeyeceği; tek su yoludur. Amerika Kanal İstanbul konusundaki ısrarı ile MONDRÖ Boğazlar anlaşmasını; dolaylı yoldan geçersiz kılmak istiyor.

            5)İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’nun, çeşitli bahanelerle içeri alınmasının nedeninin; KANAL İSTANBUL’un hayata geçirilmesi olduğu anlaşılıyor

BU NEDENLE, KANAL İSTANBUL; Türkiye açısından bir beka sorunudur. Ve bu konu da ısrarcı olmak ta! Bir suçtur

            3/1)1Mayıs 2025 Perşembe. KARAR

 


                     KANAL İSTANBUL İTTİFAKI

Mahkemelerin iptal kararına rağmen; Kanal İstanbul güzergâhında başlatılan inşaat çalışmalarıyla, eş zamanlı reklam kampanyaları; muhalefetin bir numaralı gündemi oldu. Bu şehri lüks konut rantına feda etmeyin çağrısı yapıldı.

Gelecek Partisi Lideri DAVUTOĞLU, Kanal İstanbul’un; İstanbul’un kalanını mahvetmesine, izin vermeyeceğiz dedi.

           GÜNDEMDE YOK AMA İNŞAAT TAM GAZ

            İYİ PARTİ Lideri Müsavat DERVİŞOĞLU:

REKLLAMI NİYE ARAP TV’LERİ YAPIYOR: Kanal İstanbul’un peşine düşmüşler. İstanbul’un su kaynaklarına saldırıyorlar. Kılıfı da hazırlamışlar. Vatandaşa toplu konut yapacaklarmış. Konutu Türk vatandaşlarına yapıyorsanız; reklamı niye Arap ülkelerinin Televizyonlarında yayınlatıyorsunuz?

            Gelecek Partisi Lideri Ahmet DAVUTOĞLU:

SAVAŞ,TERÖR,DEPREM RİSKİ: Kanal İstanbul inşa edildiğinde, İstanbul; savaş, deprem risklerine karşı, nasıl korunacak? Kapsamlı bir imar yasası ile rant anlayışına son verilmeli. Kanal İstanbul’un; kalan İstanbul’u mahvetmesine izin veremeyiz. İstanbul’un ahını alan, abat olmaz dedi.

            Deva Partisi Lideri Ali BABACAN:

DEPREM DİYORSUN DUYMUYORLAR: Hükümet bir yandan, belediyeler diğer yandan; ülkeyi dev bir enkaza dönüştürmeye niyet etti. Sen iktidar değil misin? Önlem al diyorsun. Duymazdan geliyorlar. Deprem diyorsun; Kanal İstanbul diyorlar. Belediyelerde; Hükümet bizi engelliyor diyorlar. enkaz haline getirmeye çalışıyorsun

            Saadet Partisi Lideri Mahmut ARIKAN:

KANALI DEĞİL DEPREMİ KONUŞALIM: Çevre Bakanı, İstanbul birkaç yıl içinde depreme karşı toparlanabilir diyor. Madem bu iş bu kadar koladı.23 Yıldır neyi beklediniz? Deprem riski varken, hala Kanal İstanbul gibi projeler gündemde. Oysa konuşmamız gereken; İstanbul’un nasıl korunacağıdır

            FEDERATİF YAPI HAM MHAYAL: Suriye’nin Kamışlı bölgesinde düzenlenen konferansta dillendirilen SDG’nin federatif yapı talebine  ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan; federatif yapı, ham hayalden öteye gitmeyen bir husustur. Suriye gerçekliğinde de yeri yoktur dedi

            6) Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ın yapmayı çok istediği Kanal İstanbul’un uzunluğu 45 Kilometre. Genişliği de 250 Metre. Eğer yapabilirlerse, Buna göre su altında kalacak olan arazı; 45000 M x 250 M=11 250 000 M2=11 250 Dönüm arazı, sular altında kalacak. Bu aynı zamanda bir toprak kaybıdır. Bu kadar tarım arazisi, ya da  Sazlı Dere barajı alanı, ortadan kalkıyor. demektir. Böylesi bir durumda, İstanbul, içme suyunu nereden temin edecek?

            7)BURADA, Kanal İstanbul güzergâhında, lüks konut inşaat çalışmalarının başlatılmış olmasının, işin aceleye getirilmesinin nedenini, şöyle açıklayabiliriz:

BELLİ Kİ, paraya ihtiyaç var. Arap Televizyonlarında, bu bölgede lüks konutlar yapılacağı reklamı yapılırken!                                                                                                                                                               

Bir taraftan yeni müşteriler aranıyor;          

Diğer taraftan; muhtemelen  söz verdikleri zengin Arap Şeyhlerinin de, gecikme dolayısı ile Sayın ERDOĞANI sıkıştırdıkları anlaşılıyor. Burada bir oyalama, zaman kazanma gibi konularında olduğu anlaşılıyor

Bu konunun ele alınacak bir tarafı yok. Başkaları, toprak kazanmak için, denizleri dolduruyor. Bizde ise tersi bir durum.; 11 250 Dönümlük araziyi sular altında bırakıyoruz

BİRDE zaten İstanbul, deprem bölgesi Depremden korunmak, daha da zorlaşıyor.

            DEM PARTİ: Top artık iktidarda

            İKTİDAR: Top oynamıyoruz

            4/1)2 Mayıs 2025 Cuma SÖZCÜ

 


 

1 MAYIS İşçi Bayramını coşkuyla kutladık.

                EMEKÇİ ADALET İSTEDİ

Selam olsun dünyayı emeği ile güzelleştirenlere. Haksızlık, eşitsizlik, hukuksuzluk olmasın. Hırpalanan umutlarımızın yeşereceği günler gelsin. Cehalet yok edilsin. Ne ezen, ne ezilen, hakça düzen.

DEM PARTİ: Top artık iktidarda

İKTİDAR: Artık top oynamıyoruz

            2-YOZGATLI BİR ÇİFÇİ VATANDAŞIMIZIN SÖYLEDİĞİ; DEVLET TÜRP İLE,ŞALGAM İLE YÖNETİLMEZ SOZÜ; TÜRKİYE’NİN SİYASETEN GELDİĞİ,GETİRİLDİĞİ NOKTANIN ÖZÜDÜR, ÖZETİDİR.    VE BU GİBİ KONULARDA DA BİR ŞEYLER SÖYLEMEK GEREKİYOR

            1)Yozgat İlimiz, AKP’nin kalelerinden biridir. AKP’nin kalesi olan başka illerde vardır. Ama hepsinin hikayesi, biraz farklıdır. Ben Tarihle de ilgilenen bir Yazar olduğum için; Yozgatlı çiftçi bir vatandaşımızın; ziraat, gübre, ilaç, hayvancılık gibi konularda AKP İktidarı ve Sayın ERDOĞAN’a, zarar ettikleri para kazanamadıkları, destek verilmediği gibi Eleştiri ve şikayetlerin dışında;                        

TURP ile ŞALGAM ile Devlet yönetilmez! Şeklinde, doğru ama Ağır bir ifadeyi söyleme cesaretini gösterebilmek! Herkesin yapabileceği bir iş değildir. Bu noktadan başlayarak, konuyu biraz açmak istiyorum

YOZGATLİLAR ile Kahraman MARAŞLILAR, aynı soydandır ve akrabadırlar. Ben aynı soyadı taşıyan, kaç aileyi tanıyorum. Yoz; davar, keçi, koyun anlamındadır. Yozgatlıların ataları, hayvancılıkla uğraşan göçebe bir Toplumdur

Maraş ile Yozgat arasında gide gele; nihayetinde, Yozgat’ta kalmaya karar veriyorlar ve orayı kendilerine yurt ediniyorlar. Bu gün; Kahraman Maraş ile Yozgat güzergahında, Kırşehir’de Maraş Köyü vardır. Muhtemelen buna benzer başka köylerde vardır. Bu gibi konuları; günümüzdeki Açılım-Saçılım çalışmaları ile ilgili olarak; bir yerlere bağlayacağımda onun için anlatıyorum 

            2)Anlayacağınız üzere BEN, Kahraman Maraşlıyım ve Ankara’da yaşıyorum. Kahraman Maraş’ta; Yozgat’ta olduğu gibi, AKP’nin Kalelerinden biridir Ama Kahraman Maraş, bir Büyük Şehir, Tarım ve bir sanayi şehridir

AMA BEN, orada da; başta yaşanan deprem felaketi olmak üzere, günümüzde yaşanan yokluk ve yoksulluğun da etkisi ile; AKP ve Sayın ERDOĞAN’ın oy kaybettiğini, kaybedeceğini  düşünüyorum

            AKP DEMEK! Sayın ERDOĞAN DEMEKTİR .Eğer Sayın ERDOĞAN; Yozgat ve Kahraman Maraş gibi illerimizde de oy kaybetmeye başlamışsa!, AKP ve Sayın ERDOĞAN’a yol göründü demektir. Bu da, ekonomik sorunlara ilaveten; Halkımızı rahatsız eden, başka konularda var demektir. Bu gibi konularda da, bir şeyler söylememiz gerekiyor

BURADA her 2 ilin insanlarının ORTAK NOKTASI; söz konusu PKK, Abdullah ÖCALAN ve ERMENİ gibi sözleri  duyduklarında; geçmişten günümüze aktarılan; yaşanmış gerçek hikayelerin de etkisiyle;                                                                                                              

TÜYLERİ, diken diken olur. Burada konuyu biraz daha açarsak; Açılım -Saçılım gibi yalpalamalardan; Sayın ERDOĞAN’ı, sorumlu tutukları sonucu çıkar

VE BU, 2 ilimizin Halkı; katıksız ve özbeöz, Türk’türler. Devam ediyorum

            3)GÜNÜMÜZDE DE anlaşılacağı üzere; Anadolu Topraklarının Emperyalist Devletlerden, Fransız Askerlerinin, Maraş’ı işgal etmeleri, yerli Ermenilerin de, Fransızlarla iş birliği yapmaları sonucunda!, başlayan çatışmalarda; Fransız Askerleri, çatışmalarda, savaşı kaybedip, şehri terk ederken! O güne kadar Türklerle birlikte yaşayan Ermeniler de, çatışmayı kaybedip, şehri terk ediyorlar. Bazı Ermeniler de şehri terk ederken!, kızlarını; Müslüman Türk Erkekleri ile evlendiriyorlar. Böylece, nesillerini, karma da olsa! devam ettirmek istiyorlar

BU ÇATIŞMALAR,22 gün, 22 gece devam ediyor. Benim annemin babası da, bu çatışmalarda yaralanıyor. Kuşun, Büyük Babamın kalbini teğet geçiyor. Ölümden bir şans eseri, yaralı olarak  kurtuluyor.12 Şubat 1919’da, Ulu CAMİİ’DE, Hoca, Cuma Namazını kıldırmaya hazırlanırken; kalede dalgalanan Fransız bayrağını görüyor. Ve Hutbe de diyor ki, Kalede Fransız Bayrağı dalgalanırken! BURADA, Cuma Namazı kıldırmak caiz değildir deyince, Camı Cemaati kaleye hücum ediyor. Zaten kale  karşılarında. Neticede, gönderde dalgalanan Fransız Bayrağı indiriliyor. Yerine Türk Bayrağı çekiliyor Türk Bayrağını göndere çeken de Osman Erşan Onbaşı O da, bizim familyadan. Kalede bekçilik yapıyordu. Onu, onu ilkokul yıllarımdan tanıyorum. Erşan Onbaşı’yı ve diğer kahramanları ve aziz şehitlerimizi, rahmetle ve minnetle anıyorum. Tarihle de ilgilenen bir Yazar olarak, Tarihe not düşmek adına; bu Toprakların kolay kazanılmadığını, herkes bilsin ve anlasın. Ortada BOP Haritası varken! Açılım-Saçılım çalışmaların; kimin işine yarayacağını bilsin

BU NEDENLE, günümüzde bizlere ters gelen ve anlamakta zorlandığımız, siyaseten yapılan birlikteliklerin nedenlerini de anlamak için; Tarih bilmek gerek.

            4)TÜRK MİLLETİ, yapı itibariyle, ırkçılık yapan bir Millet değildir ama! Örneğin günümüzde;50 Bin, muhtemelen daha fazla, asker ve sivil vatandaşımızın katledilmesinden sorumlu olup, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen Terörist Başlı Abdullah ÖCALAN’dan bahsederken; DEM PARTİ’nin Meclis’deki  Temsilcileri, Sayın ÖCALAN, şunu dedi, Sayın  ÖCALAN, bunu dedi gibi Bir katili, Bu şekilde yüceltmeleri; doğru bir şey mi? Elbette değil!...

BU NEDENLE, DEM PARTİ ve Yönetim Kadrosunun, her vesile BARIŞ sözcüğünü tekrarlarken!;

Ben, bu gibilerin, söylediklerinde samimi olmadıklarını düşünüyorum

TERÖRİST BAŞI, Abdullah ÖCALAN Sayın ise! Bu Vatanı korumak için; canlarını feda eden, Aziz şehitlerimiz; Kelle mi oluyorlar yani?...İşin Püf Noktası da burada zaten!

5)PKK’nın Elebaşısı Abdullah ÖCALAN, sadece Kahraman Maraş ve Yozgatlı

Vatandaşlarımız için değil! nüfusunun % 99’u Türk ve Müslüman olan Halkımızın büyük çoğunluğunun da; Kırmızı Çizgisidir.

BU NEDENLE, Halkımızın büyük çoğunluğu, Açılım-Saçılım çabalarına karşıdırlar. Bu nedenle MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin öncülük edip desteklediği, sayın ERDOĞAN’ın da açıkça söylemese de kapalı kapılar ardında, görüşmelerin yapıldığı, ortamın hazırlandığı anlaşılmaktadır AÇILIM-SAÇILIM Çalışmaları, Büyük Türk Milleti’nin Tarihle Sınavıdır.                                                                                                                       

BEN ŞAHSEN, Açılım-Saçılım mayasının tutmayacağını, zorda olsa! Bir iktidar değişikliğinin yaşanacağını düşünüyorum. Devam ediyorum

            6)PKK’NIN  AÇILIMI ŞÖYLE: Partiya Krakener Kürdistane. Kürdistan İşçi Partisi demek. Bunu Kürdistan’ın Kurtuluş Partisi olarak anlamak, daha doğrudur.

AMA PKK’nın açılımı; Kürtçe kelimelerden oluşsa bile! Kürtlerle bir ilişkisi yoktur.  PKK, bir Ermeni Kurtuluş hareketidir.

Bir Kürt vatandaşımıza, sen Ermeni mi sin? diye sorsan; böylesi bir soru, cinayete kadar gidebilir. Eski adıyla HADEP,DEHAP; günümüzdeki adıyla DEM PARTİ ve Benzerlerinin Yönetim kadrosunun Kürt olduğu söylenemez. Kürt Alevi adı altında, kendilerini, böyle gizliyorlar. Ve Ermeni kökenlidirler Ama Aleviler, özbeöz Türk’dürler. Ve Alevilik, İslamiyet ten de  eskidir

            7)Burada ÖNCELİKLE, Türkiye’de; Kürt Sorunu diye bir sorunun olmadığını, söylemek isterim. Gizlemeye çalışılan ve Kürt Sorunu diye saptırılan asıl sorun; Ermeni sorunudur.                                

BÖYLESİ BİR TESBİTTEN SONRA, her 2 konu hakkında da, önce biraz bilgi vermek istiyorum

KÜRTLER, Türk’ün bir koludur. Kürtlerin, Anadili Gök Türkçedir. Bu gibi konulara daha önceki Makalelerde değindim. Şu anda Kürtlerin konuştukları Kürtçe; Farsça’nın bir lehçesidir. Ağırlıklı olarak ta 8 Bin kelimeden oluşuyor. Bu kelimelerden 3250 kadarı, Orta Asya Türkçesidir. 2250 kadarı Farsça 1000 kadarı Arapça, 45-50 kadarı da Ermenicedir. Kürtler, Emperyalist Devletlerle yapılan savaşlarda hep; Türklerin yanında yer almış ve birlikte savaşmışlardır

AMA ERMENİLER; Osmanlı İmparatorluğu’nun Emperyalist Devletlerle yaptığı savaşlarda; hep Emperyalist Devletlerin yanında yer almış ve Türklere zarar vermişlerdir. Günümüz Türkiye’sinde de, BOP kapsamında, Türkiye’nin Üniter yapısını, yada Ulus-Devlet yapısını bozmak için, Ana Dilde Eğitim gibi Kabul edilemeyecek taleplerde bulunuyorlar. Böylesi bir Talebin gerçekleşmesi; Türkiye’nin federatif bir yapıya geçmesinin  de adımlarıdır. Kürtçe ile Eğitim gibi talepler ise! Aslında Kürtleri sevdiklerinden değil; Kürtleri kışkırtıp! Onları da yanlarına çekme girişiminin bir parçasıdır aslında.

ÇÜNKÜ, Ermeniler Kürt değil. Ve onların Ana Dilleri, Ermenicedir. Bu konuya da biraz değineceğim zaten.

            7)ŞİMDİ DE ERMENİ Konusuna giriyorum: Günümüzde de devam eden Türk-Ermeni sorunları, yada gerginliğinin başlangıç tarihi;( 1877-78 ) Osmanlı-Rus Savaşı’dır. Bu tarihte Ruslar; Osmanlı’ya hem Doğu’dan, hem de Batı’dan saldırıyorlar.

Düşman Tuna’yı atladı. Kara donları yokladı. Osman Paşa’nın kolunda,100 bin top, birden patladı. Osman Paşa, cephane ve erzak bitinceye kadar çarpışıyor ama, sonunda Ruslara esir düşüyor. Rus Çarı’nın çadırına girerken, arkasını dönük giriyor. Silahını ve kılıcını Çar’a uzattığında; Çar diyor ki, senin gibi bir kahramanın silahı alınmaz deyip, geri veriyor.

ŞİMDİ, DOĞU CEPHESİNE, giriyorum. Bu tarihe kadar, Doğu Anadolu’daki köylerde Kürtler ve Ermeniler; birlikte yaşıyorlardı. Böylesi bir zamanda, eli silah tutan Kürtler; Doğu Cephesinde Ruslar ile savaşırken; köylerde sadece yaşlı erkeklerle, kadınlar ve çocuklar vardı.

 BÖYLESİ BİR DURUMDA, Ermeniler; Rusların yanında yer alıyorlar. Bazıları da Rus üniforması ile Rus ordusunda, Türklere karşı savaşıyorlar.

Savaşa katılmayan köydeki Ermeniler de, boş durmuyorlar. O güne kadar birlikte yaşadıkları, Yaşlı erkek, kadın, çocuk ayrımı yapmadan, katliam yapıyorlar. Başka köylere de gidip, benzer katliamları, oralarda da yapıyorlar

            OSMANLI-RUS SAVAŞI, sona erince; köylerine dönen Kürt erkekleri de; yakınlarını katleden Ermenileri bulup, öldürüyorlar. Günümüze kadar devam eden Türk-Ermeni çatışmaları da, böyle başlamış oluyor.

            8) Kürtler Doğu cephesinde, Ermenilere bakın gelince; o günün Emperyalist Devletleri, İngiltere, Fransa, Rusya…gibi, telaşa kapılıyorlar ve Berlin Konferansını topluyorlar. Ve Ermenileri, Kürtlerden koruma görevini de Osmanlı’ya veriyorlar. Böylesi bir durum karşısında, Bazı Ermeniler; kendilerini koruma altına almak düşüncesi, yada Osmanlı’ya şirin görünmek adına, din değiştirip, Müslüman oluyorlar ve Özbeöz Türk ve Müslüman Ad ve Soyadlarını alıyorlar. Oğuzhan, Öztürk, Asil Türk, ya da Kanı Türk gibi, Ad ve Soyadlarını alıyorlar. DEM PARTİ ve benzeri Partilerdeki Yönetim Kadrolarında yer alanların, Türk ve Müslüman ismini kullanmalarının nedeni de, böyle izah edebiliriz. Abdullah  ÖCALAN’ın Aile içindeki Adı da Artin AGOPYAN’dır

GERÇEK DUYRUM, böyle olunca; barışı dillerinden düşürmeyen ve her vesile 50 Bin, yada daha fazla Asker, Polis, yada sivil vatandaşımızın, hayatını kaybetmesinden sorumlu, PKK TERÖR Örgütünün Başı Abdullah ÖCALAN’dan bahsederken, hep Sayın Abdullah ÖCALAN sıfatını kullanıyorlarsa! buna da şaşırmamak lazım!

DEM PARTİ’nin Yöneticilerine mi, inanıp, güveneceğiz? Bu iş, baştan sakattı zaten!..

BU GİBİ KONULARDA,. Önceki yazdıklarıma da, bir göz atmanızı öneririm. Ermenilerin; Türk kökenli olduklarına dair, bilgiler de var. Bende, bu fikre katılıyorum. Ne kadar Türk oldukları da, Tarihçilere düşen bir görevdir.

            8)Ermeni Gazeteci Hrant DİNK’in,19 Ocak 2007’de katledilişinin,18.yıl dönümünde; HALK TV’de yayınlanan bir videoyu izledim. Ermeni Kilisesinde, Hrant DİNK için yapılan bir ayinini gösteriyordu. Bir an için, Türki Cumhuriyetlerinden bir yerde sandım kendimi. Tam anlamasak ta, çok Türkçe kelime vardı. Çar çembero, büyük kumpas anlamında olmalı   gibi. Ben başka kelimeleri de biliyorum. Kahraman Maraş’ta biz, ayı yavrusuna, Ayı Manığı deriz. Manukyan’da buradan türemiştir. Ayı yavrusu gibi, güçlü, kuvvetli anlamında, kullanılabilir     HIRLAG; hırlamadan esinlenen bir isim. Köpekleri kızdırırsan, önce hırlar. Biraz daha kızdırırsan, saldırır ve ısırır. Kavgacı ve saldırgan biri anlamında olmalı. Benzer çok kelimeler var. Sonuçta Ermeniler Kürt değil. Kürtleri de temsil etmiyorlar. Bunu herkes bilsin, anlasın! Kürtler il aynı bölgede yaşıyorlarsa; bazı Ermeni vatandaşlarımız, Kürtçe bilebilir. Ama Kürtçe bilmeyen Ermenilerde çoktur. Örneğin Abdullah ÖCALAN, Kürtçe bilmez. Bu konu, Mahkeme kayıtlarına da geçmiştir. Oğlu şehit olan bir Kürt vatandaşımız, Abdullah ÖCALAN’a Mahkeme de, sen Kürt değilsin. İşte sana Kürtçe konuşuyorum. Sen Kürt’sen; Kürtçe cevap ver deyince; cevap veremiyor.







  3-CHP’YE,KAYYUM ATAMA GİRİŞİMİNİ,BOŞA ÇIKARMAK İÇİN; PARTİSİNİ OLAĞANÜSTÜ KURULTAYA GÖTÜRÜP, YENİDEN GENEL BAŞKAN SEÇİLEN ÖZGÜR ÖZEL;

UMARIM Kİ,ZAMAN GEÇİRMEDEN; ESKİ PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNME GİRİŞİMLERİNİ DE BAŞLATIR.

VE EN ÖNEMLİSİ DE; AKIL VE BİLİMİN ÖNCÜLÜĞÜNDE, ELİNDEKİ İMKÂNLARLA,DAHA ŞİMDİDEN;YOKLUK VE YOKSULLUĞUN ÖNLENMESİ NOKTASINDA,YETENEKLİ İNSANLARDAN YARARLANMASI GEREKİYOR.

SORUNLARI SAYMAKLA,SORUNLARI SIRALAMAKLA; SORUNLAR ÇÖZÜLEMEZ! SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN;KONUSUNDA UZMAN OLAN, YETENEKLİ İNSANLARA İHTİYAÇ VAR!...

            GAZETE MANŞETLERİ

5/3)7Nisan 2025 Pazartesi SÖZCÜ

 


Özel kurultayda güven tazeledi, mitingde Erdoğan’a meydan okudu.

                  CUNTAYLA HESAPLAŞIP, ÜLKEYİ KURTARACAĞIZ

CHP Lideri kayyumu önlemek için yapılan kurultayda, rekor oyla seçildi. Sokaklar, meydanlar, bizimle. Demokrasi ve adaleti geri getireceğiz dedi

HER HAFTA SONU 1 İLDE MİTİNG: CHP; artık her Çarşamba, İstanbul’un bir ilçesinde, her hafta sonunda bir ilde miting yapacak. Mitingler, Şişli ve Samsun ile başlayacak.

CHP kurultayı kayyum tehditlerine karşı, İrade milletindir sloganı ile Ankara’da toplandı. Özgür Özel; tek aday olduğu seçimde, geçerli 1171 oyun tamamını aldı ve ikinci defa, yeniden genel başkan seçildi. CHP lideri bu salondan, sesleniyorum diyerek; Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüklendi

MEYDAN OKUYORUM. Tüm anketlerde CHP, Türkiye’nin birinci partisi. Bu gün CHP’nin, erken seçim kampanyasının da başlangıcıdır. Bu salondaki irade, Türkiye’yi cuntacıdan kurtaracak iradedir. Türkiye bir avuç cuntacıdan büyüktür. Cesaretin varsa, geleceksin, adayımızla yarışacaksın

SENİ ELİMİZDEN, NE ABD NE TRUMP KURTARIR. Özgür Özel kurultay sonrası, miting düzenledi. Erdoğan’a sert çıktı. Bu darbenin planlayıcıları, İmamoğlu’nu tutuklamak için, okyanus ötesinden, icazet aldı. Kenan Evren’in aldığı yerlerden. İşine gelince herkes mandacı. diyen Erdoğan, Trump’ın himayesinde. Onay verirse tutuklayacak. Vermezse bırakacak. Cunta başı, seni ilk seçimde ne ABD, ne Trump kurtarır, diye konuştu..

YUKARIDAKİ Gazete haberlerini esas alıp, siyaseten gelinen noktayı analiz etmeye, çalışırken, Kıssadan Hisse ile de! Bazı noktalara vurgu yapacağız

            1)CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’nun sudan bahanelerle içeri alınması; CHP’nin muhtemel bir erken seçim, yada zamanında yapılacak bir seçimde; şimdinin Cumhurbaşkanı ve AKP’nin de Genel Başkanı Sayın ERDOĞAN’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmek istediğinden olmalı ki; Ekrem İMAMOĞLU’nu devre dışı bırakmaya, şimdiden önlem almaya yönelik bir hamle olduğu anlaşılıyor.

            2)BENİM ÖNCELİĞİM; şimdiden Cumhurbaşkanı Adayının kim olacağını belirlemek değil de! Türkiye’nin öncelikli ihtiyacının; Eski Parlamenter Sisteme sorusuz bir şekilde, nasıl geçileceğinin tartışmaya açılmasıydı. Bunun kolay ve garantili diyebileceğimiz yolu da, benim önerdiğim NOTER TASDIKLI STANDART BELGE, yöntemi ile seçime girilmesi ve Cumhurbaşkanını da;                                                                             

Bu formül ile seçilen, Milletvekillerinden oluşan yeni TBMM’nin, seçmesi, daha doğru olurdu.    Böylesi bir Meclis; kendi aralarından bir Milletvekilini, Cumhurbaşkanı seçebileceği gibi, dışarıdan birini de Aday gösterip, Cumhurbaşkanı seçebilirdi. Ama bütün bunlar; bir uzlaşı, yada oy çokluğu ile olurdu. Geçmişte, bunun örneklerini gördük

BU NEDENLE BEN; Cumhurbaşkanlığı konusunu aceleye getirilip! Ekrem İMAMOĞLU konusunda ısrar edilmesini de doğru bulmuyordum.                                                                                                                     

BU GİBİ KONULARA, başka açılardan da tekrar değineceğim. Ama şimdi başka konularla devam etmek istiyorum

            3)NE HİKMETSE! Benim önerdiğim Noter Tasdikli Standart Belge yöntemine; ne Kemal Kılıçdaroğlu, nede Millet İtifakı’nın, diğer bileşeni Partiler de bu formüle yanaşmadı. Bu vesileyle, sorulması gereken  asıl sorunun; bu formüle, niye yanaşmadıklarının bilinmesidir. Ben, bir dış yönlendirme olduğunu düşünüyorum. Şimdi bu konuyu geçiyoruz

            4)Bizim insanımızın kültür yapımızdan kaynaklanan, genetik kotlarımız ile de bir ilgisi olan; sağ-sol ayrımı yapmadan söylüyorum; haksızlığa uğrayan bir kişi karşısında, ona sahiplenir ve destek çıkar. Devam ediyorum                                                                                                                                                                      Yine, sağ-sol ayrımı yapmadan, her siyasi görüşten vatandaşlarımızın, genç-yaşlı ayrımı yapmadan, zulme karşı çıkmaları, milyonlarla ifade edilen, rekor seviyede insanın, meydanlara akın etmelerinin, Ekrem İMAMOĞLU’na yapılanları protesto etmelerinin, asıl nedeni budur.

            5)BU GİBİ KONULARI, merak edenler; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Gençliğe Hitabesinde söylediklerini bir hatırlasın. Türk Milleti asildir, çalışkandır, zekidir gibi sözler var ya! Burada Türk Milleti asildir vurgusu; Türk Milletini, diğer Milletlerden ayıran, çok önemli bir özelliktir. İnsanlarımızın, Ekrem İMAMOĞLU vesilesi ile meydanları doldurmasının diğer sebeplerinden biri  de; yokluk ve yoksulluk ve bütün bunların; Sayın ERDOĞAN ve AKP döneminde yaşanmış olması;                          

Sayın ERDOĞAN ve AKP iktidarını oyları ile destekleyen kesimlerde de, güven ve desteğin azaldığı, yolun sonunun, göründüğü anlamına gelindiğini de, söylemek isterim

            6)CHP Lideri Özgür ÖZEL; 12 Nisan 2025 Cumartesi günü Televizyonda, Ekrem İMAMOĞLU ve erken seçim için, verilen imzaların, 10 milyonu aştığını söyledi, Ben şahsen, Halkımızın büyük çoğunluğunun; kendine göre nedenlerle, Sayın ERDOĞAN ve AKP’den desteğini çektiğini, artık onun her söylediğine inanmadığını görüyor ve anlıyoruz.                                                                                                                   

BU GİBİ NEDENLERLE, Ekrem İMAMOĞLU’nun Cumhurbaşkanlığı ve bir erken seçim için; Özgür ÖZEL’in Halkımızdan talep ettiği, gerekli sayıdaki oy desteğini de;                                                                 

Halkımızın karşılayacağını düşünüyorum. Ama CHP Lideri Özgür ÖZEL;                                                     

CHP dışında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine bağlı, İYİ  PARTİ, ZAFER PARTİSİ, Merkez Sağdaki DEMOKRAT PARTİ,ADALET PARTİSİ,DOĞRU PARTİ gibi Partilerle de, güç birliği yapmalı, onları dışlamamalıdır. Bu gibi konulara da dikkat edilirse; bir iktidar değişimi, daha kolay olur.

            6/3)14 Nisan  2025 Pazartesi NEFES

 


CHP Lideri Özgür Özel Samsun’da, Trump üstünden iktidara yüklendi.

TRUMP’A GIKLARI ÇIKMIYOR! CHP, KURTULUŞUN İLK ADIMINI ATATÜRK GİBİ SAMSUNDAN ATTI.

Cumhuriyet Meydanı’n da toplanan on binlerce vatandaş İmamoğlu’nu çıkar, sandığı getir diye slogan attı. Özgür ÖZEL, partisinin cumhurbaşkanı ve İBB Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’nun tutuklanmasının ardından, Erken seçim talebinin ardından, ilk mitingini Samsun’da gerçekleştirdi….İktidarı sert dille eleştiren ÖZEL, İmamoğlu için toplanan imzaların, 10 milyonu aştığını söyledi.

Özgür ÖZEL, şöyle devam etti. Erdoğan uyku uyumuyor. Milletin sofrasından kalkıp, Trump’ın sofrasına oturan Erdoğan’a soruyorum. Millet seni sandığa çağırıyor. Demokrasi tokadını yediniz, yine yiyeceksiniz. İmamoğlu’nu tasfiye etmek isteyenler, ABD’den onay bekliyor. Trump’a gıkları çıkmıyor

İŞTE İKTİDARA KÖK SÖKTÜREN CHP LİDERİ ÖZGÜR ÖZEL’İN HAYAT HİKÂYESİ

DAYAIKTAN YILMAMAYI YATILI DA ÖĞRENDİ

7/3)8 Nisan 2025 Salı NEFES

 


Tanesi 80 milyon olan daireden 12 adet alan milletvekili kim?                                                                    CHP İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, başlıktaki soruyu sordu ve MASAK araştırsın dedi.

AKP iktidarı, İstanbul’u betona boğmaya devam ediyor.

           TARLADAN 27 MİLYARLIK RANT FIŞKIRDI

            7)CHP LİDERİ ÖZGÜR ÖZEL’İN CESARETİ NEREDEN KAYNAKLANIYOR? BALKAN TÜRKLERİ; HANGİ TÜRK BOYUNDANDIR?

Özgür ÖZEL, bir Balkan Türk’üdür. Balkan Türkleri’ de, Oğuz Boyundan olup, Karaman Türkü’dür. Bu noktadan başlayarak, Karaman Türkleri konusunda bir şeyler söylemek istiyorum.

Karaman Türklerinin çıkış Merkezi Konya’dır. Mustafa Kemal ATATÜRK’te bir Karaman Türkü, dür. Ben Kahraman Maraşlıyım ama ben de bir, Karaman Türküyüm

            8)Karaman Türkleri, kültür seviyesi biraz yüksek ve eleştirilerini de, açıkça ortaya koyan bir, Türk boyudur. Bu özelliklerinden dolayı da, Anadolu’nun başka yerlerine, göç etmek zorunda bırakılmıştır. Osmanlı; Selçuklu Devleti’nin devamı niteliğinde, diğer bir Türk Devletidir. Zaman içinde,3 Kıtada genişleyip, bir Dünya Devleti, bir Cihan İmparatorluğu haline gelmiştir. İçinde değişik Irk ve Milletlerden, insanları da barındırıyordu. Kendinden olmayanları da, Hak, Hukuk, Adalet çerçevesinde,625 yıl gibi uzunca bir süre idare etmiştir

            9) OSMANLI; Osman Bey tarafından 1299’da,Bursa-Söğüt ilçesinde kurulduğunda, küçük bir Beylikti. Genişlemeye de, Balkanlarda başlıyor. Osmanlı, FETHETTİĞİ YERLERİN, hem bekçiliğini yapsınlar, hem de kendilerinden uzakta olsunlar, hem de oralar da Türk nüfusu artırsınlar DİYE! oralara, Karaman Türkleri yerleştiriyor. Bu yüzden olmalı ki!, CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür ÖZEL’de; Sayın ERDOĞAN’a kök söktürüyor

            10)Karamanoğlu Mehmet Beyin hikayesini bilenleriniz vardır ama ben, kısaca bir özetlemek istiyorum. Osmanlı’da Devlet ve Yazı Dili, saf Türkçe değildi. Çok sayı da Arapça ve Farsça kelimeler ve dil kuralı tamlamalar vardı. Saray çevresi, Padişahlar, Vezirler ve diğer Devlet Erkanı; kendi aralarında ve yazışmalarda bu dili kullanıyorlardı. Yakından tanıdığımız, örneğin Fuzuli gibi Yazar-Çizerler de bu Dili kullanıyordu. Biz buna Osmanlıca diyoruz Aslında Türkçe, kelime açısından da çok zengin olan bir Dildi. Dil Bilgisi kuralları ile de her alanda kullanılabilirdi. Ama Tepedekiler ile Seçkinler Takımı, başkalarının Dilini taklit ederken;

HALKIMIZ, günlük yaşamında, saf Türkçe konuşuyordu. Ama Devletin Dilini fazla

anlamıyordu. Karamanoğlu Mehmet Bey, bu duruma isyan ediyor. Bundan böyle her yerde, Türkçe konuşulacak, Türkçe yazılacak diyor. Karamanoğlu Mehmet Beyin böylesi bir Çıkışı! O gün için, çok etkili oluyor. Türkçe ve Türk Dil kurallarının, Devlette resmen kullanılmasının da başlangıcı oluyor

             11)BU NEDENLE, günümüzde DEM PARTİ ve Benzerlerinin, Tükçe’nin dışında; Kürtçe, yada başka bir Dil kullanılamaz. Bu husus; Devlet olmanın ve bir arada yaşamanın, gereklerinden biridir. Her vesile dillerinden düşürmedikleri, Barış sözcüğü ile Açılım-Saçılım gibi sözlere fazla itibar etmemek gerek.

            4-19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN

8/4)20 Mayıs 2025 CUMHURİYET

 


Ulu önder ATATÜRK’ün kurtuluşa attığı ilk adımın 106. Yılı bütün yurtta coşkuyla kutlandı

          DEVRİMLERİN BEKÇİSİYİZ

            AÇTIĞIN YOLDA AYNI HEDEFTE: Büyük ATATÜR’ün, Türk Milleti için, bağımlı yaşamaktansa, ölmek daha iyidir, diyerek; Samsun’a çıkmasının 106.yılı, dün,bütün yurtta coşkuyla kutlandı Özgürlük uğruna canını feda eden bu Millet dünde, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda, ulu önderin çizdiği yolda, aynı heyecan ve kararlılıkla yürüdüğünü gösterdi.

            BU YURUYÜŞ ASLA BİTMEZ: Kurucumuz ATATÜRK’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Aydınlanma Devrimlerini emanet ettiği gençler başta olmak üzere,binlerce yurttaş Anıtkabir’e akın etti. Meydanlardaki binler, ellerindeki Türk Bayrakları ile yurttaş; Ne ülkeyi Ortaçağa sürüklemek isteyenlere, teslim ederiz, ne de Anadolu’nun parçalanmasına göz yumarız.

MEMUR SENDEN-VAHDETTİNLİ MESAJ.    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ TUTUKLU ARKADAŞLARINI UNUTMADI.    TÖREN İÇİN ŞANTİYE ALANINI UYGUN GÖRDÜLER. ERDOĞAN’DAN PROPAGANDALI KUTLAMA.

            CHP’nin çağrısı ile buluşan yüz binleR; demokrasi ve özgürlük çağrılarını haykırdı.

.ÖZGÜR ÖZEL’DEN İKTİDAR SÖZÜ: İzmir’de yüz binlere seslenen CHP Lideri Özgür ÖZEL, İKTİDARA YÜKLENDİ: Empeyalizme memur olmuş, azınlık hükümetine karşı, demokrasi bayrağını, Gündoğdu’dan açıyoruz, diyen Özel; Ey ERDOĞAN!, rakiplerini hapse atarak, kazanacağını mı sandın? Demokrasi bayrağını açıyorum

            UMUDUN ADI, GÜN DOĞDU: İzmir Gündoğdu Meydanı’nda ve tarihi Kordon’da adeta insan seli oluştu. Ellerindeki al bayraklarla, kırmızı-beyaz renge boyayıp, hem 19 Mayıs’ı coşkuyla kutladılar. Hem de iktidara, artık Yeter, dediler

            9/4)20 Mayıs 2025 Salı SÖZCÜ



Ekrem İMAMOĞLU, ilk adımın 106’ıncı yılında, Silivri’den SÖZCÜ’ye yazdı. Meydanı ADALETTE, sicili bozuklara bırakamayız

            SÖZCÜ:7’den-70’e 10 binler Anıtkabir’e aktı. Büyük Önder’e bağlılığını bildirdi.

                                                  GENÇLİK VAR UMUT VAR

19 Mayıs ATATÜRK’ü Anma ve Gençlik Bayramı’nı Devlet cılız kutlamayla geçiştirdi. Halk ise, meydanlara aktı.

CHP’nin 2 milyonluk tarihi İzmir mitinginde Özgür Özel, iktidara meydan okudu.

                                      SENDEN KORKMUYORUZ,YILMIYORUZ       

Özgür ÖZEL, Gündoğdu Meydan’nı tıklım tıklım dolduran vatandaşlara, seslendi. Erdoğan’a rest çekti. Yenemeyeceğin rakibini hapse atarak, kazanacağını mı sandın? Korkmuyoruz, yılmıyoruz, senin zulmüne teslim olmuyoruz.

            BURADA, haber değeri olan, diğer konular da şunlar:

Halk plajındaki otel projesine, ÇED, gerekli değil dediler

LİMAK KATLİAM İZNİ ALDI. BODRUMLULAR,İSYAN ETTİ.                                                            Halk,5 yıldızlı otel için, özel plaj ibaresiyle ,reklam yapıldığını, belirtti. Sahiller bizim. Ağacımız, suyumuz yağmalanamaz. KIZILAĞAÇ KÖYÜ, Geren Kuyu mevkiinde, yapılacak otel için, ÇED gerekli değil raporuna, köylüler iptal davası açtı. Muhtar, Halk yok sayılamaz, yaşam hakkı engellenemez, dedi.

            DİYANET’İN TİCARET ZİNCİRİ,BÜYÜYOR.                                                                        Diyanet Vakfı’nın İnternet Sitesi’nde, akıllı saat 1790.Bloutooh hoparlör 1890,power bank 949 Liradan satılıyor. Kaçırılmaz fırsat diye duyuruldu.

            İYİ PARTİ Genel Başkanı Müsavat DERVİŞOĞLU:                                                           

Açılım için, Anayasa’ya geçit yok! PKK’ya hizmet edecek anayasaya asla izin vermem, resti çekti.


 5-GÜNÜMÜZDE SİYASETEN GÖRÜP, YAŞADIKLARIMIZ; HERKESİN UYANMASINA,BİR VESİLE OLSUN! UMUTLA BEKLEDİĞİMİZ BİR ERKEN SEÇİM ÖNCESİNDE;TÜRKİYE’NİN ACİL İHTİYACI; ANA MUHALEFET PARTİSİ CHP’NİN, KENDİ CUMHURBAŞKANI ADAYININ KİM OLACAĞINI BELİRLEMEK, DEĞİL DE!?...

ESKİ PARLAMENTER SİSTEME SORUNSUZ BİR ŞEKİLDE, NASIL GEÇİLECEĞİNİN YOL VE YÖNTEMLERİNİ,ORTAYA KOYMAK OLMALIYDI.

BENİM ÖNERDİĞİM,NOTER TASDİKLİ,STANDART BELGE YÖNTEMİ;EN ETKİLİ VE KISA BİR YOLDU.

AMA BUNA KİMSE YANAŞMADI

UMARIM Kİ BU GÜN;TIRMANAN EKREM İMAMOĞLU GERGİNLİĞİ İLE,TÜRKİYE; BİR KAOS ORTAMINA SÜRÜKLENMEZ!..ÇÜNKÜ ORTADA BİR BOP HARİTASI VAR

CHP’NİN ÖNCEKİ GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’DA.ESKİ PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNMEYİ DEĞİL DE! CUMHURBAŞKANLIĞI KONUSUNU ÖNE ÇEKTİĞİNDEN; BİR İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ OLMAMIŞTI.

SİYASETTEKİ BÜTÜN GELİŞMELERİ; BOP KAPSAMINDA DEĞERLENDİRMEMİZ GEREKİYOR…

            Burada konu ile ilgili olarak, yazılı ve görsel basınımızdaki haberlere de yer vereceğim ama, öncelikle Cumhurbaşkanlığı Adaylığı ile Belediye Başkanlığının farklı şeyler olduğu konusunda, şimdinin Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’dan da örnekler vererek;                                                                        

HER İKİ MAKAMIN, farklı şeyler olduğunu, maddeler halinde özetleyerek, ortaya koymaya çalışacağım

1)BELEDİYE BAŞKANLIĞINI,HERKES YAPABİLİR. Yüksek Eğitimde gerektirmez. Ama Cumhurbaşkanlığı konusu, Devletin En Üst Makamıdır. Bu nedenle, Yüksek Eğitimin dışında, mastır, doktora ve daha yukarı bilimsel derecelerinin bulunması, ayrıca Devletin önemli Makamlarında da görev yapmış olmak gibi, farklı özellikler de, gerektirirdi.

Ben, Türkiye’nin Ana Muhalefet Partisi CHP’nin, kendi Cumhurbaşkanı Adayını belirleme işini öne çekip, işi aceleye getirmesinin bir amaca yönelik olduğunu düşünüyorum                                 

CUMHURBAŞKANI, Halkı temsil edeceğinden; buna bir erken seçimle oluşacak TBMM’nin, kendi içinden bir Milletvekilini, Cumhurbaşkanı seçebileceği gibi, Ahmet Necdet Sezer gibi dışarıdan birini de seçebileceği hususuydu.

AMA her hâlükârda bu iş, Meclis’în onayı ile olurdu. Ve de öyle olmalıydı. Geçmişte bunun örneklerini gördük. Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiğinden, seçilen Partili Cumhurbaşkanları da, kural gereği, Partilerinden istifa ediyorlardı. Rahmetli Süleyman DEMİREL ve Turgut ÖZAL, örneğinde de de gördüğümüz gibi.

            2)AMA HER NASIL SA! Bu gibi yol ve yöntemler; mühürsüz ve hileli oyların da geçerli sayıldığı bir ortamda gerçekleşen,16 Nisan 2017 Referandumu sonrasında; unutuldu gitti. Ve bu gün, havanda su dövüyoruz

NOTER TASDİKLİ, Standart Belge’nin ne olduğunu da tekrar yazacağım ama CHP’nin bir önceki Genel Başkanı kemal KILIÇDAROĞLU’nun bir sözünü, burada hatırlatmak isterim. Eğer Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı olarak, seçimi kazanmış olsaydı! Bir Anayasa değişikliği yapılacağını kast ederek, şöyle diyordu: bir Milletvekilinin oyunun bile çok önemli olduğunu söylüyordu.. Aslında kimi kast ettiği de belli idi. Düzgün ve çalışkan, doğru bildiğini yapmakta kararlı olan Hatay Milletvekili Suzan ŞAHİN’di. KILIÇDAROLU’nun, onu niye Milletvekili Adayı yazmadığı konusundaki görüşünü; bir Gazetecinin ona, bu konuda, soru yöneltmesi üzerine söylemişti. Bu sebepten olmalı ki! Beni ve benim gibileri de Milletvekili Adayı yazmadılar. Şimdi tekrar konuya giriyorum

            3)EĞER Benim önerdiğim NOTER TASDİKLİ STANDART BELGE, yöntemini uygulasalardı;

Türkiye’nin ihtiyacı ve Halkımızın da talebi olmayan, şimdiki Tek Kişinin, EGEMENLİĞİNE DAYALI, Başkanlık Sisteminden; Eski Parlamenter Sisteme geçmek, daha kolay olurdu.                                                                                                                                                 

BU GİBİ KONULARDA, benim AKP ve Cumhur ittifakı Partilerinden, bir beklentim yoktu. Onlar; kendilerine göre nedenlerle;

TEK KİŞİLİK şimdiki Sistemin bekçiliğini yaptıkları, ya da ATATÜRK ve Cumhuriyet karşıtlığı gibi, tavır ve hareketleri, bilindiğinden; Yönetim Kadrosu ve Milletvekillerinden de, bir beklentim yoktu  zaten   AMA bana garip gelen, yada bir türlü anlam veremediğim konu; Millet ittifakı Partilerinin de; Benim Pratik ama garantili diyebileceğimiz formüle yanaşmak istemediklerini gözlemliyordum.

SONUÇTA bir ÜST AKIL’ın her 2 tarafı da kontrol altında tutmaya çalıştığını ve bu yüzden de, Kuvvetler Ayrılığına Dayalı, Eski Parlamenter Sisteme geri dönme gibi konulara girmek istemediklerini düşünüyorum

            4)BEN şahsen Ekrem İMAMOĞLU’nun; Sayın ERDOĞAN’a  bir alternatif olarak, ön plana çıkartıldığı, bu amaç doğrultusunda hazırlanmak istendiği, kanaatindeyim.

AMA İBB BAŞKANI Ekrem İMAMOĞLU’nu; Bilgi ve Tecrübe ile Devlet Adamlığı gibi konularda, yukarıda isimlerini verdiğim rahmetli Süleyman DEMİREL, rahmetli Turgut ÖZAL, yada hayatta olan ve örnek davranışları ile Halkımızın zihninde yer etmiş olan Anayasa Mahkemesi eski Başkanlarından, olan Ahmet Necdet SEZER ile asla mukayese edemeyiz

            5) ÖGÜR ÖZEL’ de, Genel Başkan seçildikten sonra, Amerika’ya gitti ya! Muhtemelen Amerika’nın Üst Düzey Yöneticilerinden Birilerinin; Cumhurbaşkanlığı Adaylığı konusunda, Ekrem İMAMOĞLU’nu önermiş olabileceklerini düşünüyorum

TÜRKİYE’de iktidar değişiklikleri, maalesef böyle oluyor

ANLAŞILAN ŞUDURKİ; Sayın ERDOĞAN, bunu fark etti, iktidarı kaybetme korkusu ile; Ekrem İMAMOĞLU’nu devre dışı bırakmak, ondan kurtulmak için, iktidarın ,bütün imkanlarını da kullanıyor Ekrem İMAMOĞLU’nu bir şekilde, devre dışı bırakmak istiyor

            6)Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ın, yüksek  eğitim şartı açısından,2 yıllık  yüksek okul diplomasının bile tartışmalı olduğu bir zamanda; CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’nun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti KKTC-Girne Amerikan Üniversitesi İşletme Fakültesinde başladığı Yüksek Eğitimi, kurallara uygun bir şekilde, yatay geçişle, İstanbul Üniversitesine aktardığı, Yüksek Eğitimini, orada tamamlayıp, Diplomayı da oradan aldığı da anlaşılıyor. Başta Hukukçu Profesörlerde, bu konuda bir sorun olmadığını söyledi  ama;

Sayın ERDOĞAN, Ekrem İMAMOĞLU’nu, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak, kendisine rakip gördüğü,

Ekrem İMAMOĞLU’nun  Diplomasını; İstanbul Üniversitesi’nin Yönetim Kurulu’na baskı yapılarak, iptal ettirdiği anlaşılıyor. İşin daha vahiminin, Doktorasını Fransa-Sorbon Üniversitesinde tamamlayıp, Profesör olan, bir bayan Hocanın olduğu, toplamda 28 Diplomanın iptal edildiği anlaşılıyor Fransız-Sorbon Üniversitesi’nde Doktorasını tamamlayıp, Profesör olan bir bayan Hocanın, beklenmedik bir zamanda, Diplomasının iptal edilip, lise mezunu statüsüne düşürülmesi, inanılacak bir şey değil. Anlaşılan şu dur ki; Ekrem İMAMOĞLU’nun diplomasının iptal edilmesi için, diğer diplomalarda harcanmış…

BU GİBİ örneklerin ışığı altında, ŞİMDİKİ Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN ile Cumhuriyet Halk Partisi  CHP’nin, Cumhurbaşkanı Adayı olarak öne çıkartmaya çalıştığı, Ekrem İMAMOĞLU; diploma açısından önde gözükse bile;

Her ikisinin de yukarı da isimlerini saydığım Süleyman DEMİREL, Turgut ÖZAL ve Ahmet Necdet SEZER gibi eski Cumhurbaşkanları ile mukayese edilemeyeceğini, özellikle vurgulamak isterim.                                                                                                                                     

            7)NETİCEDE BEN; İBB BAŞKANI, Ekrem İMAMOĞLU’nun; CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı olarak, Özgür ÖZEL tarafından öne çıkarılmasının MAHSURLARINDAN bir kaçını, yukarı da örnek isimlerle MUYKAYESE edemeyiz şeklinde, ortaya koymaya çalıştım. Böylesi bir hususu, başka açılardan da ortaya koymaya çalışacağım

            8)TÜRKİYE.BOP Haritasından da, görüldüğü üzere, bölünüp-parçalanma ,toprak kaybı gibi tehlikelerle de karşı karşıya!...NETİCEDE, bölgesel bir savaş çıkma tehlikesi ile Amerika ile de bir çatışma ihtimali, kaçınılmaz gibi görünüyor. Böylesi bir  zamanda, Türkiye’nin güvenliği ağır basıyor ve ön plana çıkıyor  BU NEDENLE, Cumhurbaşkanlığı konusu, ne Mansur YAVAŞ’ın nede, Ekrem İMAMOĞLU’nun yapacağı işler değil. Onlar, BİRER DÖNEM DAHA, Belediye Başkanı olarak, görevlerinde kalmalılar.

             9)Cumhurbaşkanlığı Makamına, Bölgesel bir tehdit nedeni ile Üst Düzey Eski bir Paşanın getirilmesi, daha uygundur. Bu konuya tekrar değineceğiz

Nasıl oluyorsa! Eski Parlamenter Sisteme geri dönülmesi konusunda, Noter Tasdikli Standart Belge ile de, her vesile değiniyorum ama, bu gibi konulara. Ne Kemal KILIÇDAROĞLU, ne Meral AKŞENER ,ne de Millet ittifakı’nın bileşenleri diğer Partilerin Genel Başkanlarının da yanaşmadıklarını gördüm. Özgür ÖZEL’in de, açık bir tavır içinde olmadığını görüyorum.

            10)Edindiğim intiba, 2 yıl gibi işler bu şekilde idare edilecek, Parlamenter Sisteme geri dönme işi, o zaman Türkiye’nin gündemine gelecek. Bence BÖYLESİ bir STRATEJİDE Türkiye’nin bir çıkarı yok. Ben şahsen Amerika’nın, Sayın ERDOĞAN’ı gözden çıkardığını, üstünü çizdiğini düşünüyorum. Çünkü artık, O’nun Amerika’ya verebileceği bir şey kalmadı. Ve yerine, başka birilerini aradığı, kanaatindeyim.EN AZIDAN, Sayın ERDOĞAN’ın yerine; bir başkasını, yedekte tutmak istediğini düşünüyorum. Ekrem İMAMOĞLU’nun, CHP’nin İCumhurbaşkanı Adayı olarak, öne çıkarılmasını; bu kapsamda değerlendiriyorum

            11)BEN , Sayın ERDOĞAN’ın; böylesi bir senaryonun oluğunu, yada olabileceğini sezinlediğini ve kendine göre nedenlerle, tedbir aldığını, almaya devam edeceğini de düşünüyorum

Ben şahsen, ne Mansur YAVAŞ, nede Ekrem İMAMOĞLU’nun; Belediye hizmetleri ile ilgili olarak görevlerini suistimal ettikleri, ya da yanlış işlere bulaştıkları gibi bir iddia da falan da bulunmuyorum. Ekonominin de çöktüğü, bu yüzden kuru bir ekmeğe bile muhtaç olunduğu günümüzde; çok sayıda vatandaşımıza, yiyecek, içecek gibi yardımlarını ve açtıkları şehir lokantaları ile geçinemeyen vatandaşlarımıza ve öğrencilere, açtıkları Şehir Lokantaları ile 4 kap yemeği, 40 TL gibi bedavaya diyebileceğimiz bir ücretle vermelerini de çok önemsiyorum.

AMA Cumhurbaşkanlığı gibi konularda, ne Mansur YAVAŞ’ı, nede Ekrem İMAMOĞLU’nu yeterli görmediğimi, tekrar söylemek istiyorum. Belediye Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığının, çok farklı şeyler olduğunu, tekrar vurgulamak istiyorum

            12)Ben şahsen, ne Özgür ÖZEL, nede Ekrem İMAMOĞLU’nun; yeterli bir Tarih Bilgisine

sahip oldukları, kanaatinde de değilim. Örneğin Özgür ÖZEL’ın sözlerinden biri; Kürt sorunu var deniyorsa; yerinde görmek lazım!..Ekrem İMAMOĞLU’nun da, Kürtler ile ilgili konularda bilgilerinin, kısıtlı, yada bu kadar olduğunu düşünüyorum. Yukarı da Bölüm 2’de YOZGATLI bir çiftçi ile başlayan bölümde Türkiye’de bir Kürt sorunu olmadığını; bir Ermeni sorunu olduğuna vurgu yapmıştım

Benim ilgi alanlarımdan biri de Tarihtir. Web siteme girer ve yazdıklarıma bir göz atarsanız; bunu rahatlıkla görürsünüz.

BU EKSİKLİĞİ, şöyle izah edebilirim: DEM ve benzeri PARTİLER; her fırsatta Kürt Sorunu, Ana Dilde Eğitim ve Federasyon gibi taleplerle; Emperyalist Devletlerin de işine yarayacak taleplerde bulunuyorlar! Terörist Başı Abdullan ÖCALAN’a her konuşmalarında; Sayın ÖCALAN, şöyle dedi, Sayın ÖCALAN, böyle dedi gibi sözlerle, onu yüceltmeye çalışıyorlar ya!...

Ben Özgür ÖZEL ve Ekrem İMAMOĞLU’nun; bu gibi Partilerin, özellikle Üst Yöneticilerinin, Kürt olmadıklarını ve Kürtleri temsil etmediklerini, bildiklerini de; sanmıyorum. Kürt Sorununu yerinde görmek gerek gibi beyanlarla;

Bu gibi konularda ki eksiklikleri, anlaşılmıyor mu?.

İLERİDEKİ MUHTEMEL bir TEHLİKEYİ, anladınız mı, şimdi?...

            13)CHP LİDERİ ÖZGÜR ÖZEL’e, bu gibi konularda, önerim şudur: EĞER, illaki Ekrem İMAMOĞLU’nun, Cumhurbaşkanı olmasını istiyorsa; öncelikle NOTER TASDİKLİ STANDART BELGE yöntemini benimseyip, Eski Parlamenter Sisteme  geri dönmek istediğini, şimdiden açıklamalı, ve bu konuya;

BÖYLESİ  BİR FORMÜLLE, muhtemel bir Erken Seçim sonrasında, oluşacak yeni Meclis’in Milletvekilleri karar vermelidir. Bir şart daha:

ŞİMDİKİ DURUMA GÖRE; Ekrem İMAMOĞLU’nun, Cumhurbaşkanlığına Adaylığı, kesin gibi. O zaman yapılacak işlerden biri de şu: bir Televizyon Programı ayarlansın! Ekrem İMAMOĞLU’nun karşısına CHP ve diğer Partilerden, başka Adaylarda çıksın. Böylesi bir Programda Adaylar; HER KONUDA TARTIŞSİNLAR…

Ekrem İMAMOĞLU; O zaman da, en çok beğeni alırsa! buna Kimse itiraz edemez…

            14)PEKİ, NOTER TASDİKLİ STANDART BELGE NE DİR? Milletvekili Adaylarının, seçildikten sonra, TBMM’de ettikleri, Anayasa’ya bağlılık yemine benzerinin;yaptırımlı şeklidir aslında. Burada bir zorlama yoktur ama;

ÖNCELİKLE, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu CHP’nin şimdiki Genel Başkanı Özgür ÖZEL’in, bu

Yöntemi benimseyip, öncülük etmesi ve KLIÇDAROĞLU dönemindeki Millet ittifakı Partilerini, yeni ilavelerle bu formül etrafında toplayıp, Eski Parlamenter Sisteme geri dönme garantisi ile seçimi kazandıktan sonra;

OLUŞACAK YENİ MECLİS’teki Milletvekilleri karar verirse, daha iyi olur.

            15)NOTER TASDİKLİ STANDART BELGENİN SÖZLERİ DE ŞÖYLE:                                           

Milletvekili seçilip, Meclis’e girdiğimde; 16 Nisan 2017’de yapılan, Referandum öncesindeki, Anayasa’yı başlangıç kabul edip, Eski Parlamenter Sisteme geri dönmeyi, şimdiden  kabul ediyorum                                       

EĞER SEÇİMİ KAZANIP, Meclis’e girdiğimde; herhangi bir nedenle bu taahhüdümden vazgeçecek olursam, herhangi bir işleme gerek kalmadan;                                                                     

 Milletvekilliğimin kendiliğinden, düşürülmüş sayılacağını;                                                                                                                                                  Şimdiden kabul ve taahhüt ediyorum

            16)Böylesi bir Yöntem, aynı zamanda, bir referandum niteliği de taşıdığından, herkeste bir güven oluşur ve Millet ittifakı Partileri, 400 Milletvekili de çıkarır, 500 Milletvekili de çıkarır. Meclis’in ilk Toplantısında, Milletvekillerinin yemin töreninden sonra, kaldır el, indir el yapılır. Böylece sesiz sedasız şimdiki Tek Kişinin Egemenliğine Dayalı, Başkanlık Sistemi de, kendiliğinden, sonlanmış olur. Yeni Cumhurbaşkanını da, Milletvekilleri kendi arasından birini seçtiği gibi Ahmet Necdet SEZER örneğinde olduğu gibi dışarıdan birini de seçebilir.

BU FORMÜLDE, Anayasa’ya aykırı bir şey de yoktur aslında. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli, Kuvvetler Ayrılığına Dayalı, Parlamenter Demokrasidir.

BU FORMÜL, şimdiden Televizyonlarda ve Gazetelerde de tartışılmaya başlanmalıdır

            17)Sayın ERDOĞAN ve Cumhur İttifakı bileşeni, diğer Partilerin Genel Başkanları ve Lider kadrosunun; ATATÜRK ve Cumhuriyet karşıtı tavırları bilindiğinden; onlardan bir beklentim yok.  BENİM ÖNERİLERİM, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine; gönülden, inananlar içindir.

            6-23 MART 2025 TARİHİNİ,AKP VE SAYIN ERDOĞAN AÇISINDAN; SONUN BAŞLANGICI GİBİ ALGILAMAK GEREKİYOR.

            GAZETE MANŞETLERİ

10/4)30 Mart 2025 Pazar SÖZCÜ

 


Maltepe’de 2,2 milyon kişi böyle haykırdı:

ADAYIMIZI BIRAKIN.SANDIĞI GETİRİN

            Yasaklara ve baskıya karşı, toplum tek yürek oldu. Ekrem İMAMOĞLU için milyonlar, dün meydanlara aktı. Adalet susarsa; halk konuşur çığlığı, Saray’a ulaştı.

İMAMOĞLU’na özgürlük için, günlerdir sokakta olan, yüz binler, bu kez sabahın erken saatlerinde Maltepe meydanına akın etti. Tarihe geçen mitingde, İmamoğlu yapay zeka videosuyla vatandaşlara seslendi.

SARAY DARBESİ:CHP Lideri Özgür Özel ise, konuşmasına, biz korkuyu evde bıraktık ,sözleri ile konuşmasına başladı. Bu bir, Saray darbesidir. Gelecek cumhurbaşkanımıza, iktidarımıza sahip çıkın dedi.

ANNESİ: Her şey çok güzel olacak. Mitingde Ekrem İmamoğlu’nun annesi Havva İmamoğlu’da vardı Oğlum halkını seviyor. Bütün halkıda onu seviyor, diye konuştu.

EŞİ: Ekrem değil, tüm Türkiye için. YALNIZ DEĞİLSİN, sloganı atılan  mitingde, eşi Dilek Kaya İmamoğlu göz yaşlarını tutamadı. Ekrem için değil, Türkiye için, mücadeleye devam dedi.

YOL ARKADAŞI:UMUDU CEZALANDIRIYORLAR. Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş; bu artık halkın davası oldu. Adalet terazisi bu kadar eğilirse, bir gün herkesi, ceza evinde bulabiliriz.

            11/4)30 Mart 2025 Pazar CUMHURİYET

 


2,2 Milyon Yurttaş Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim istedi

                                    DEMOKASİ BAYRAMI

ADALET GELECEK: Seçilmiş İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu merkezli operasyona tepki gösteren, yüz binler, Maltepe’deki özgürlük mitinginde, buluştu. Sabahın erken saatlerinde, meydana hak, yolları kilitledi. Metro istasyonları, miting alanına döndü. Yurttaşlar iktidar gidecek, adalet gelecek dedi.

BAŞARAMADILAR: Silivri’de tutulan Ekrem İmamoğlu’nun mesajı, yapay zeka ile seslendirildi. İmamoğlu, Milletimize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar dedi. CHP Lideri Özgür Özel, konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüklendi.19 Mart’ta yurt dışı icazetli darbe planını, milyonlar püskürttü.

BÜYÜK HALK DEVRİMİ: Umutsuzluğa kapılırsan, bu kalabalığı hatırla .Marmaray istasyonları, miting alanına dönüştü. Gençler, emekliler, çocuklarıyla gelenler…Maltepe’de Gençlerden özür diliyoruz, 78’lile dövizi taşıyan da vardı. Torunlarım için, buradayım, diyen de vardı.

KURGU BELLİYDİ: Anayasa ve sandık, askıya alınacaktı. Yani Demokratik, Laik Devlete çökülecekti.

İLK İMZALAR ALANDA ATILDI: CHP, İmamoğlu’nun tahliyesi ve erken seçim için, imza kampanyasını başlattı…Yurttaşlar, imza masalarında uzun kuyruklar oluşturdu. Hedef 27 milyon imza

            12/4)30 Mart 2025 Pazar NEFES

 


CHP Lideri ÖZEL, İstanbul’daki İmamoğlu’na Özgürlük Mitingi’ne katılan 2,2 milyon kişiyle bu sözleri söyledi

 YİĞİDİM ASLANIM,SİLİVRİ’DE YATIYOR

İmamoğlu, ceza evinden seslendi: HÜCREMDEN HAYKIRIYORUM.MİLLET BÜYÜKTÜR

CHP’nin cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto için, yapılan mitingde, iktidara büyük tepki vardı. Meydan hıncahınç doldu.

            BURADAKİ HABERLERLE İLGİLİ OLARAK, KISSADAN HİSSE İLE ŞUNLARI SÖYLEYEBİLİRİZ:

1)CHP’nin İSTANBUL Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’nun; gerek, Silivri Ceza evine atılmasından önce, gerekse Silivri Ceza Evine atıldıktan sonraki mitinglerde; meydanlarda toplanan ,100 binler yada milyonla ifade edilen insanların! sadece CHP’li olanların değil; başka partilere mensup vatandaşlarımızın da katıldığı, bu etkinliklerden; olumlu anlamda söylüyorum; Türk Halkı, Türk Milleti olarak, bir uyanışın, bir silkinişin başlangıcı olarak görüyorum. Ve bu gördüklerimi, bir Yazar olarak, farklı yönlerden ortaya koymaya çalışacağım

            2)Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, Nutuk’ta da söylediği gibi Türk Milleti asildir kelimesi, boş yere söylenmiş bir söz değildir. Çin kaynaklarında da; Türk, asil insan, asaletli insan anlamındadır. Merhametli insan demektir. Bu konu günümüzle de ilgili olduğu için, biraz açmamız gerekiyor

Türk’ün temel karakteri, zalime karşıdır. Haksızlığa uğrayanın yanındadır. Düşmanı bile olsa; aman diyene el kaldırmaz! Örnekleri çoğaltabiliriz                                                                                                    

BU NEDENLEDİR Kİ, Halımız; sağ-sol demeden, Sayın ERDOĞAN’nın siyasi kaygılarla,Ekrem İMAMOĞLU’nu kendine rakip gördüğünü anladığından;

Mağdurun yanında, Ekrem İmamoğlu’nun yanın da yer aldı.

            3)Başta Ankara, İstanbul, olmak üzere, CHP’nin rekor sayıda olmak üzere Büyük Şehir ye diğer Belediye başkanlıklarını kazanmış olması, ya da elinde bulundurmasını;

Sayın ERDOĞAN, başta kendi geleceği, kendi partisi AKP açısından sakıncalı buluyor. Çünkü Belediyeler, hem para kaynağı, hem de oy deposuydu.

            4)BU NENLE DE; Sayın ERDOĞAN’ın yapabileceği en kolay iş; Yargı’yı sopa gibi kullanıp; Ekrem İMAMOĞLU’nu, içeri atmaktı.

Bu gün Siyaseten gelinen nokta da Ekrem İMAMÖOĞLU’nun kurmay heyetinin de, tutuklu olduğunu görüyoruz.  Yargıyı sopa gibi kullanıp, mahkemenin insafına kalmasının, ya da kendisinin Cumhurbaşkanlığını devam ettirmesi, buna bağlı

 BURADA, önce başta CHP’nin yönetiminde olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’na yapılanları kabul etmek, mümkün değil. Olan, Belediyelere ve özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına oluyor. Burada önce, geçmişten günümüze, özet halinde bir şetler söylemek, daha sonra, günümüzde yaşadığımız kargaşa ile ilgili bir bağlantı kurmak istiyorum

            5)Şimdinin Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı olan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın, Adalet ve Kalkınma Partisi AKP; Büyük Ortadoğu Projesi BOP kapsamında iktidara geldi. 3.Kasım 2002’den bu yana,23 yıla yaklaşan, uzunca bir süreden beri de iktidarda. Sayın ERDOĞAN, Hak, Hukuk, Adalet  gibi kutsal kavramları kullandı. iktidar oldu. Yokluk ve yoksulluktan, geçinememekten bahsetti. Ve Halkımızın da bir kısmi, samimi duygularla ona inandı ve Partisini iktidar yaptı

Başlangıçta onu oyları ile destekleyip, iktidara taşıyanlar; senin eğitimin ne? Siyasete girmeden önce, aldığın eğitime dayalı olarak, nerelerde çalıştın, ne gibi işler yaptın? gibi sorular da sormadı. Bu gibi konular, aslında bizim insanımızın kültür yapısı ve genetik kotları ile de ilgili. Birazda saf olmasından kaynaklanıyor

            6)Sayın ERDOĞAN, REFAH PARTİSİ-İstanbul Beyoğlu İlçe Başkanı işken; siyasette yükselmeyi, kafasına koymuş. Böylesi bir zamanda Amerika Birleşik Devletleri ABD; BOP kapsamında, istifade edebileceği birilerini ararken! Sayın ERDOĞAN; kendisi onları arayıp, buluyor

Sayın ERDOĞAN’ın önce Milletvekili, sonra Başbakan ve daha sonrada Cumhurbaşkanı olma serüveni de böyle başlıyor. Bu gibi konulara, önceki Makalelerde çok değindik

 

 


 7-MHP LİDERİ Dr. DEVLET BAHÇELİ’NİN; BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ,BOP’A KATKISI KONUSUNDA NE SÖYLENEBİLİR?

            1)Halkımızın talebi ve Türkiye’nin de ihtiyacı olmayan, bütün yetkilerin Tek Kişi’de  toplandığı şimdiki Cumhur Başkanlığı Sistemi; Büyük Orta Doğu Projesi BOP kapsamında Amerika tarafından, Türkiye’nin başına geçirilmiş bir çuvaldır. Bu Çuvalı Çıkarmak ve Eski Parlamenter Sisteme geri dönme işi de; ETNİK KÖKENİ, Dini inancı ve Siyasi Tercihi ne olura  olsun! Bu Ülkeye gönül veren; herkese ve her kesime düşen, çok önemli bir görevdir

            2)MHP Lideri Dr. Devlet BAHÇELİ; Temeli Türk Milliyetçiliğine dayalı, bir Siyasi Parti’nin Genel Başkanı. AKP’nin Kurucu Lideri ve şimdinin de Cumhurbaşkanı olan Sayın EDOĞAN ’dan hazzetmediği; geçmişte sarf etiği, ağza alınmayacak sözlerle ortada. Aslında her 2’si de birbirinden hoşlanmayan, 2 İsim. Her 2’sininde birbirlerine sarf ettiği sözleri, internetten bulabilirsiniz. Bu nedenle, bu gibi konuları geçiyorum.

KİM İSTEDİ ve NASIL OLDU DA?!;Bize Uymayan, Tek Kişinin Egemenliğine dayanan, adına da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini önerdi?

NİHAYET, Şaibeli 16 Nisan 17 Referandumu ile de, kabul edilmiş oldu. Günümüzde de Bu Sistemin bekçiliğini yapıyor. Eğer MHP Lideri Dr. Devlet BAHÇELİ’nin siyaseten desteği olmasa! Sayın ERDOĞAN ve Bu Sistem; ayakta duramaz ve çöker.Bunları da geçiyorum.

            3) Devlet BAHÇELİ, Doktorasını, Ekonomi üzerine yapmış. İhtisas alanı da Ekonomi olduğuna göre; Günümüzde Kuru bir Ekmeğe bile muhtaç hale gelen, Daha doğrusu getirilen demek lazım!;                                                                                                                                        

BİR EKOMİ Doktoru olarak, AKP ve Sayın ERDOĞAN’a bir eleştirisini, bir ikazını, duydunuz mu? Bunu da geçiyorum

            4)Türkiye Cumhuriyeti;adından da anlaşılacağı üzere, Temeli Türk olan, bir Cihan İmparatorluğu, Osmanlının devamı niteliğinde; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün önderliğinde Emperyalist Devletlerle de mücadele ile, uğruna 1000’lerce şehit verilerek kurulan, diğer bir Türk Devleti’dir. Sayın ERDOOĞAN’ı geçiyorum. Bu noktada, Temeli Türk Milliyetçiliğine dayalı bir Parti olan, MHP’nin Genel Başkanı sıfatıyla, Devlet Bahçeli;

2024 Harp Okulu Diploma Töreninde, Gelenek olan ATATÜRK’e bağlılık ve Askerlik Yemini eden ve yine bir gelenek olan Kılıç Çatma eylemi ile Mustafa Kemalin Askerleriyiz diye haykıran Teğmenlerden, elebaşı olarak değerlendirilen 5 Teğmenin, TSK’dan ihraç edilmelerine niye karşı çıkmadı? Bu dönemle, TSK’da bir ilk daha yaşandı. Kara-Hava-Deniz Harp Okulu Birincisi Teğmenlerimiz de, genç kızlarımızdı. Bunlar, Türkiye’nin geleceği açısından, hepimizi gururlandırdı. Ama Yemin Törenini KURAL GEREĞİ, Kara Harp Okulu Birincisi Ebru EROĞLU, yönetti. Elebaşı sıfatıyla da TSK’dan ihraç edilen 5 Teğmenden biriydi.

Yaşanan Böylesi Bir Örnek! Halkımızın, büyük bir, tepkini çekti. Ekonomik Çöküntü ve bu gibi örneklerin ışığı altında, AKP ve Sayın ERDOĞAN’ın iktidarını, devam ettiremeyeceği de anlaşılıyor.

            5)Bütün bu yaşananlara, sözde Türkiye’ye Barış ve Huzur  gelecek diye, yine MHP Lideri Devlet BAHÇELİ’nin öncülük ettiği, PKK Terör Örgütü’nün Başı ve 50 000 Asker ve sivil vatandaşımızın, hayatını kaybetmesinden sorumlu, Abdullah  ÖCALAN mı, kurtaracak Türkiye’yi?

MHP Lideri Devlet BAHÇELİ; her vesile Abdullah ÖCALAN’dan bahsederken, hep Sayın ifadesini kullanan DEM PARTİ Yöneticilerini, niye ikaz etmez?

            8-SİYASETEN YAŞANAN GELİŞMELERİN IŞIĞI ALTINDA, BİR ZİHİN JİMNASTİĞİ YAPMAK

  

1)


2)Bölünmüş  Parçalanmış Ortadoğu Haritası ve Türkiye’nin Hali!..

 


           2)Bu gün burada yazacaklarım; bundan önceki Makalede yazdıklarımın; yeni gelişmelerin ışığı altında, kaldığımız yerden, devamı niteliğindedir. Bu nedenle, bu yeni Makaleyi okurken! Önceki Yazdıklarıma, bir göz atmanız da gerekebilir

YUKARIDA BOP HARİTASI, ortada. Nihai hedefin, önce bir Anayasa değişikliği ile Türkiye’nin Üniter Devlet yapısını bozup! FEDERATİF, bir yapıya, yada Eyaletler Sistemine geçmesinin, önünü açmak, Daha sonraları, Türkiye’den toprak koparmak, uzun vade de ise; bölgemizde Türk adlı bir Devletin, kalmayacağı stratejisidir

BU NOKTADAN HAREKETLE, günümüzde MHP Lideri Devlet BAHÇELİ’nin; PKK Lideri Abdullah Öcalan, gelsin DEM PARTİ’nin Meclis’te Grup toplantısında konuşsun, PKK’nın lağvedildiğini açıklasın! Çıkışı ile başlayan süreç te asıl amacın ne olduğunun ipuçları da ortaya çıkmaya başladı

BURADA lağvedilen bir şey, yok aslında. Hukuki düzenlemelerle, buna Anayasa değişikliği de dahil; serbest kalan PKK’LILAR, Suriye’de PYD ve YPG yapılanması ile Suriye güvenlik güçlerinin içinde Kolordu seviyesinde, temsil ediliyorlar ve daha tehlikeli bir hale geliyorlar. Bu gibi konuların detaylarını, gazete manşetlerinde de göreceğiz zaten

DEM PARTİ adına konuşanların, Abdullah ÖCALAN konusunda bir şeyler söylerken; sayın Öcalan, şöyle dedi, sayın Abdullah Öcalan böyle dedi gibi, hitap şekillerinden! Bu gibilerin, gerçekte samimi olmadıkları anlaşılmıyor mu?

Terörist Başı Abdullah ÖCALAN’a DEM’lilerin dışında, başka birileri, Sayın sıfatını kullansa! Anında içeri tıkarlar

Türkiye Cumhuriyeti’ne baş kaldıran, toplamda, sivil vatandaşlarımız ile çatışmalarda hayatını kaybeden güvenlik güçleri mensubu,  50 000 kişinin, hayatını kaybetmesinden sorumlu, Terörist Başı, nasıl, Sayın olabiliyor? Yetkililer, bu gibi konularda, niye sessizler?

Bu nedenle, yeniden Türkiye’nin gündemine oturtulan, Açılım -Saçılım çalışmalarında, samimi olunmadığı, yeterince açık değil mi?

            3)Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ’Nİ, tekrar tekrar okumanızı öneririm. Zaman geçse de, güncelliğini koruyan! Gelecek kuşaklara da yol gösterecek;                                 geçmişte yaşanan acı tecrübelerin ışığı altında yazılmış, BİLGE bir insanın! Bizlere, rehber olması gereken, çok önemli sözleridir

            4)Siyasetçi, seçimi kazanmak, yada iktidarını devam ettirebilmek için; yabancılarla da iş birliği içinde olabilir. Devlet Adamı; gelecek nesilleri düşünür. Asıl olan, olması gereken de! Budur.SİYASETTE, hiçbir şey; tesadüfi değildir. 1979’ da Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Dünya tek kutuplu hale geliyor. Bunu fırsat bilen Amerika Birleşik Devletleri ABD; Ortadoğu Ülkelerini, kendi çıkarları doğrultusunda, bölüp-parçalamak için, BOP Projesini hazırlıyor. Türkiye’yi de kendi çıkarları doğrultusunda bölüp-parçalamak için; BOP kapsamında, yönlendirip, kullanabileceği birini ararken! Sayın ERDOĞAN; onları arayıp, buluyor. Türkiye Siyasetinde tarihi yolculuğu da böyle başlıyor

            5)Sayın ERDOĞAN’ın BOP ve BOP Eş Başkanlığı konusundaki sözlerini, bir hatırlayalım. Biz Büyük Ortadoğu Projesi BOP’un Eş Başkanlarından biriyiz ve biz, bu görevi yapıyoruz. Saf ve sıradan vatandaşlarımızın çoğu, bunun çok önemli bir görev olduğunu sanıyorlardı. Devam ediyorum. Demokrasi bir amaç değil, bir araç tır. İstediğim durağa geldiğimde inerim. Amacıma ulaşmak için, papaz elbisesi bile giyerim. Geçmişte söylenen bu gibi sözlerin, doğru olduğunu, o’nu oyları ile destekleyip, 22 yılı aşkın bir süre, iktidarda kalmasını sağlayan, genelde düşük eğitimli ve sade vatandaşlarımız; Günümüzde, yokluk ve yoksullaşmanın da etkisiyle, yaşayarak gördüler

            9-BOP VE BOP EŞ BAŞKANLIĞI KAPSAMIN DA YAŞANANLAR ORTA DA OLDUĞUNDAN; GÜNÜMÜZDEKİ TBMM VE MİLLETVEKİLLERİNİN YENİ BİR ANAYASA YAPAMAYACAĞI,YAPMAMASI GEREKTİĞİ YÖNÜN DE DE GÖRÜŞLER VAR.DOĞRUSU DA BUDUR.

           


10-CHP LİDERİ ÖZGÜR ÖZEL, UMUT VEREN BİR LİDER OLDUĞUNU ORTAYA KOYDU. DAHA FAZLASI İÇİN, NE YAPMALI?

            1)BEN ŞAHSEN, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün açtığı doğru yolun, yaptığı önemli Devrimlerin, AKIL ve BİLİME verdiği önemin!                                                                                                                        

HALKIMIZIN ZİHNİNDE, tam yer etmediği kanaatindeyim. Benzer noksanlıkların, her kademedeki Siyasetçiler de ve çoğu Milletvekillerin de de oldu kanaatindeyim. Sorunları saymakla, sorunları sıralamak la sorunlar çözülemez. Zor zamanlarda yetenekli ve konusunda Uzman ve sorun çözme yeteneği de olan kişilere ihtiyaç var. Özgür ÖZEL’e önerim şudur: Bu gibi insanları, Yönetim Kadrosuna almalıdır. Ben bu gibi konularda bir sorun olduğunu biliyorum. Ve bu gibi konulara da çok değindim

              2)BU DÖNEME, mahsus olmak üzere, Bir erken seçimin olması da, söz konusu ise! Milletvekili Aday listeleri hazırlanırken; özellikle Teknik konularda, belli bir yaşı almış olmalarına bakılmaksızın; konularında uzman olan, üretimi esas alan, yetenekli insanlardan yararlanmak adına; Milletvekili Adayı yazılmalıdır. Bir iktidar değişikliği olsa bile! CHP ve Türkiye, günümüzdeki devasa sorunların altından, kimse öyle kolay kalkamaz

Plan ve Proje bağlamın da da, Web Siteme ve yazdıklarıma bir göz atmanızı öneririm

ÖNEĞİN ENERJİ SORUNLARINI; benim katkım, benim yönlendirmem olmadan; adı ve ünvanı ne olursa olsun! Kimse öyle kolay kolay, altından kalkamaz!..

11-ÖNEMLİ YAZI VE RESİMLİ  PAYLAŞIMLAR

    1)PKK’DAN GELECEK MÜJDENİN 

CB Erdoğan 27 televizyona birden çıktı, “Ortak Canlı Yayın” başladı.

“Bugün, her an müjdeler alabiliriz ve terör belasından kurtulacağız” dedi!

Sarayda bir koşuşturma, bir telaş var ki, şaşırmamak elde değil.

Asker mektubu bekler gibi, Saray’ın balkonunda elinde dürbün postacı yolu gözleyen Pergolacı Fahrettin, dama çıkmış çift tabancalı Jöleli Yiğit Oğlan!

Kim Reyize daha önce müjde haberi verip, 200 TL bahşişi kapacak!

Reyiz’e, İngiliz Mr. Mehmet dahil hiç kimse, artık 200 TL’nin bir işe yaramadığını söyleyememiş. Reyiz de 200 TL’yi çok değerli sanıyor!

Şimdi sizler, ne müjdesi abi, emekli maaşlarına zam, benzine indirim mi var, diyeceksiniz? 

Yok be kardeşim, hani 54 BİN insanımızın hayatını çalan PKK Narko Terör Örgütü ve Abdullah Bahçeli’nin kankası Bebek Katili Öcalan denen sapık var ya, hah işte onların toplandığı çıyan yuvası Kandilden gelecek, “Vallahi Billahi Silah Bıraktık” müjdesini bekliyorlar…

Müjde mesajı geciktikçe, CB Erdoğan sinirlenmeye başladı ve bağırdı!

“Bana bakın, başlatmayın müjdelerine! Ya göndersinler yada ben onlara bir el işareti yaparım, felekleri şaşar!

O arada koşarak Jöleli Yiğit Oğlan geldi ve “Efendim, örgüt teslim edecek silah arıyormuş! Malum asker ve polisler bunları zaten bitirmişti. Silahları da 

Öcalan’ın oğlu Mazlum Abdi Oğlan çalmış. Teslim edecek silah bulunca, poz verip müjdeyi göndereceklermiş…

Onlar PKK dan gelecek müjdeyi bekleyedursunlar, bizler CB Erdoğan’a

müjdenin BÜYÜĞÜNÜ verelim! Hem de hiç bekletmeden!

Eyy Hacı Bey! 

Siz Çözüm Süreci için sadece PKK’ya mı sorarsınız? Türk Milletine, Öcalan’ın umut hakkına layık olup olmadığını, PKK’lı katillerin tahliye edilip edilmemesini sormayacak mısınız? Türk Milletini KONGRE yapabileceğine 

inanmıyor musun?

İşte ben varım ya, demeyin. Sizin oy oranın şimdilik %21,75’e düştü!

Abdullah Bahçeli’ni oyu ise %4-5! Yerlerde sürünüyorsunuz, yani!

Türk Milleti ikinizle de selamı kesmiş, siz Türk Milleti adına konuşamazsınız!

İşte size müjdenin kralı! Bunu bizler yapacağız. TÜRK MİLLETİNİN KONGRESİNİ her şehirde toplayıp, kararını size bildireceğiz. 

Türk Milleti, Türk Devletinin bölünmesine ve tarihten silinmesine razı olursa, istediğinizi yaparsınız. Hatta Öcalan’ı Bahçeli’nin evine hem konuk hem de Kayyım atayabilirsiniz.

Amma, Türk Milletinin kararı, PKK Kongresi kararının aksi olur ve siz bunu takmazsanız, Saraydan taşınmak için kamyonları hazırlayın. Çünkü artık Saraya asli sahibi Türk Milleti yerleşecek…

Nasıl müjde ama…

Sağlık ve başarı dileklerimle 12 Mayıs 2025

Rifat Serdaroğlu

DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

    2-


    3-


    4-
    5-

    6-


    7-

    8-


İnsan dostunun öldüğünü bilmeden, her akşam buluştukları tren istasyonunda 9 yıl boyunca onu bekledi. Kimse ona dostunun öldüğünü, artık geri gelmeyeceğini anlatamadı. İşte efsane köpek Hachiko’nun hikâyesi!

Köpeklerin insanlarla yüzyıllar öncesinden bu yana süregelen kadim dostluğu herkes tarafından bilinir. Fakat kimi dostluk hikâyeleri vardır ki, bunlar tarih kitaplarına geçmiş, filmleri yapılmış, insan ve köpek dostluğunun sembol hikâyeleri olarak dilden dile aktarılmıştır. Tokyo’da heykeli dikilen sadık köpek Hachiko belki de bunlardan en eski ve en fazla bilinenidir.

(Hachiko'nun yıllar sonra ortaya çıkmış fotoğraflarından biri)(Hachiko’nun yıllar sonra ortaya çıkmış fotoğraflarından biri)

Hachiko ile insan dostu Profesör Ueno’nun sevgi dolu hikâyesi neredeyse 100 yıl geri gidiyor. Profesör Ueno, safkan Akita türü, iri beyaz bir erkek olan Hachiko’yu henüz bir bebekken yanına alır. Hachiko’nun sıra dışı özellikleri, özellikle dostuna duyduğu sadakatte kendini göstermektedir. Bu iyi huylu iri beyaz köpek, dostuna her gün sabah Shibuya Tren İstasyonu’na kadar eşlik etmeyi görev haline getirir. Her akşam da aynı saatte tren istasyonunun önüne gidip dostunun kapıdan dışarı çıkmasını beklemekte, sonra onunla birlikte eve dönmektedir.

Hachiko’nun bu muhteşem sadakati, tren istasyonunda ve civarda çalışanlar tarafından ilgiyle karşılanmaktadır. Hachiko o civarda herkes tarafından bilinen bir köpek haline gelir.

Hachico-3-702x336

Fakat bir gün beklenmedik bir durum ortaya çıkar. Hachiko her zamanki gibi dostunu karşılamak üzere tren istasyonuna gelip beklemeye başlamıştır. Fakat sabaha kadar gözünü bile kırpmadan beklemesine rağmen, Profesör Ueno kapıda görünmez. Sadık köpek Hachiko hiçbir yere ayrılmadan dostunu beklemeye devam eder ve bu efsane bekleyiş tamı tamına 9 yıl sürer. 3200 koca gün boyunca, istasyonun önünden bir an olsun ayrılmaz Hachiko.

İstasyon çalışanları şaşkınlıkla köpeği izlemektedir. Ölüm nedir bilmediği için, dostunun öldüğünü anlamamıştır; zaman nedir bilmediği için, 9 yıl boyunca dostunun geleceğinden en ufak bir kuşku duymamıştır. Hala inatla sevgili dostunun her zamanki gibi kapıda görüneceği anı beklemektedir. Bu muhteşem sevgi hikâyesi ve az bulunur sadakat istasyon çalışanlarını ve çevre esnafı çok duygulandırmıştır. Hachiko’yu onlar beslerler; gerektiğinde soğuktan korumaya çalışırlar. Hachiko’nun ünü kısa zamanda önce civar semte, sonra şehre, sonra da ülkeye yayılır.

Bu dost canlısı iri beyaz köpeğin hüzünlü bekleyişi, sevgili dostuna ulaşamadan beklediği o uzun yılların getirdiği yorgunluk ve ihtiyarlığın sonucu olarak, Shibuya Tren İstasyonu’nun kapısında ölmesiyle sona erer. Fakat Hachiko efsanesi henüz yeni başlamıştır.

Bugün Tokyo’ya gidenlerin Shibuya istasyonunun kapısında karşılaştığı köpek heykeli Hachiko’dur. Japonlar, sadakat ve insan hayvan ilişkisinin sembolü olarak ölümünden hemen sonra 9 yıl boyunca sahibini beklediği yere Hachiko’nun heykelini dikerler.

II. Dünya Savaşı’nda heykel tahrip olanca da 1948’de yenisini diktiler. Bugün Shibuya İstasyonu’nun o kapısı Hachiko çıkışı olarak bilinir ve Tokyo’nun en önemli buluşma merkezlerinden biridir.

Her yıl Hachiko’nun ölüm yıldönümü olan 8 Mart’ta da bir çok hayvansever heykelin önünde buluşurlar. Hachiko’nun mumyalanmış naaşı ise Tokyo’da bulunan Ulusal Bilim Müzesi’nde sergilenmektedir.

Hachico-2-300x451

Her yıl Hachiko’nun ölüm yıldönümü olan 8 Mart’da da birçok hayvansever heykelin önünde buluşurlar. Hachiko’nun hikâyesi 1987 yılında bir Japon filmine de konu oldu. Ülkemizde de Japon Filmleri Festivali’nde gösterilmişti.

Hachiko’nun mumyalanmış naaşı da halen Tokyo’da bulunan Ulusal Bilim Müzesi’nde sergilenmektedir.

        12-) SON BÖLÜM





Burada makalenin sonuna gelirken, KURBAN BAYRAMI vesilesiyle Halkımızın Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlar. Herkese en içten saygı, sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

Saygılarımla 4  Haziran 2025 Pazar

                                                                                       Mak.Yük.Müh.Ahmet YALVAÇ

                                                                                         Enerji Uzmanı Gazeteci Yazar

a_yalvac@hotmail.com

www.ahmetyalvac1946blogspot.com

Gazete Manşetleri

   1/1)23 Nisan 2025 Çarşamba SÖZCÜ

  2/1)24 Nisan 2025 Perşembe SÖZCÜ

  3/1)1Mayıs 2025 Perşembe. KARAR

 4/1)2 Mayıs 2025 Cuma SÖZCÜ

/3)7Nisan 2025 Pazartesi SÖZCÜ

  6/3)14 Nisan  2025 Pazartesi NEFES

 7/3)8 Nisan 2025 Salı NEFES

 8/4)20 Mayıs 2025 CUMHURİYET

 9/4)20 Mayıs 2025 Salı SÖZCÜ

10/4)30 Mart 2025 Pazar SÖZCÜ
 11/4)30 Mart 2025 Pazar CUMHURİYET
  12/4)30 Mart 2025 Pazar NEFES




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder