TÜRKİ CUMHURİYETLERİNDEN ALINAN
DİPLOMALARIN;
TÜRKİYE’DE DENKLİĞİNİN TANINMASI
KONUSUNDA YAŞANAN SORUNLAR
Ben Orta Asya Türki Cumhuriyetleri
ile Türkiye arasındaki, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel ilişkilerin
güçlendirilmesi ve yaşanan sorunların çözümü konusunda da, çaba gösteren bir
Yazarım.
Yazılarım Alaska’dan Vietnam’a
kadar uzanan geniş bir coğrafya da ve Türki Cumhuriyetleri’nde de, çok
izleniyor.
Bu gün sizlere Kazakistan,
Özbekistan,Türkmenistan ve Azerbaycan Üniversitelerinden alınan Diplomaların;
Türkiye’de de, geçerli sayılması,
ya da denkliğinin sağlanması olarak tanımlanan konuda,
Gereksiz sorunların yaşandığını,
İşin yokuşa sürüldüğü yönündeki
kanaatimi bildirmek,
Bu sorunun kısa yoldan nasıl
çözüleceğini ortaya koymak,
Ve Yetkililerin bu konuda bir
şeyler yapması gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Siyasetçilerin, birbirlerine laf
yetiştirmeye çalışmaları ve yaşanan siyasi gerginlikler neticesinde;
Birçok önemli konunun görüşülemediği,
konuşulamadığı günler yaşıyoruz…
Mustafa Kemal ATATÜRK, Türki
Cumhuriyetleri konusunda şöyle demişti:
Sovyetler Birliği bir gün
dağılacak.
Sovyetler Birliği’nin Egemenliği
altında yaşayan Soydaşlarınız da,
O zaman bağımsızlıklarına
kavuşacaklar.
Bu itibarla Sovyetler Birliği’nin
dağılmasını beklemeden, şimdiden hazırlık yapmamız, hazırlanmamız gerektiği
yönünde, telkinlerde bulunmuştur.
Neticede, Sovyetler Birliği
1990’da dağıldı.
Rahmetli Cumhurbaşkanlarından
Süleyman DEMİREL ve Turgut ÖZAL;
Türki Cumhuriyetleri ile Türkiye
arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve sorunların giderilmesi yönünde çok
çaba sarf ettiler ama
Maalesef, ömürleri vefa etmedi.
Siyaset, her şeyden önce bir
öngörü işidir…
Dış ilişkilerde olumlu ve olumsuz
gelişmeleri siyasi malzeme olarak kullanmak, özelliklede Amerika ile Rusya ve
Avrupa Birliği Devletleri arasında yalpalayıp, bir yanaşıp, bir uzaklaşmak,
Umduğumuzu bulamadığımızda da,
onlara kızmak, onları eleştirip, siyaseten puan toplamaya çalışmak yerine;
Eğer Aklın, Mantığın ve Bilimin
ışığı altında,
Önümüze Almanya, İngiltere,
Fransa, Amerika, Rusya, Japonya ve ÇİN gibi kendi gücü ve yarattığı kendi
teknolojisi ile
Her yönde gelişmiş bir Dünya
Devleti olma hedefi koyar ve Soydaşlarımızı da yanımıza alarak bir Blok oluşturursak,
Bölgemize ve Dünyaya yeniden barış
ve huzur gelir….
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de, yıllar
önce söylediği, vurgulamak istediği husus bu dur aslında…
Soydaşlarımızla ilişkilerimizi
geliştirsek,
Onlara sahip çıkarsak, başkalarına
ihtiyacımız kalmaz.
Bu noktada öncelikle
Türki Cumhuriyetleri’nin
Üniversitelerinden alınan diplomaların,
Türkiye’de de Denkliğinin
sağlanması konusunda sorunların giderilmesi için standart uygulamalardan
yararlanılması,
İşi zora sokan uygulamalardan vaz
geçilmesi gerekiyor.
Bir yılı aşkın bir süreden beri,
bu konu üzerinde çalışıyorum ama Soydaşlarımızın mağduriyetinin devam ettiğini
görüyorum maalesef.
YÖK’ün Soydaşlarımız ve diğer
yabancı Uyruklulardan istediği Noter ve Büyğkelçilik onaylı gerekli belgeler,
usulüne uygun bir şekilde hazırlanıp, veriliyor zaten…
Benim söylemek, vurgulamak istediğim
hususlar, bunların dışında…
Örneğin TIP ve Mühendislik
Eğitiminde Transkrip ve alınan Diploma.
Denklik konusunda, bu 2 Bege,
olmazsa, olmazlardandır.
Transkrip; o kişinin diplomayı alabilmek için, aldığı dersleri ve
aldığı notları gösteren bir belge.
Diğerleri o kadar önemli değil…
Türki Cumhuriyetleri’nde uygulanan
Eğitim Sistemi;
Sovyetler Birliği’nin 1990’da
dağılmasına kadar aynı olduğunu göz önünde bulundurursak,
Bu tarihten sonra da, benzer
sistemin devam ettiğini düşünebiliriz.
Şimdi bu konuda bir şeyler
söylemek istiyorum.
Denklik konusunda yaşanan tezat şurada: Bu
konudaki en büyük tezat şurada:
Türki Cumhuriyetleri
Üniversitelerinden alınan Diplomaların Denkliği konusunda, örneğin TIP
konusunda;
Sovyetler Birliği’nin devamı olan
Rusya’da bir sorun yaşanmıyor,
Bu Diplomalar ile Rusya’ da iş
bulabiliyorlar.
Şimdi Sovyetler Birliği’nin devamı
niteliğindeki Rusya için bir şeyler söylemek istiyorum.
O Rusya ki;
1960’da Dünyanın yörüngesine ilk
uyduyu yerleştiren Ülke,
Yine 1960 yılında Rus Kozmonot
Juri GAGARIN,
Uzay aracından çıkıp, boşlukta
yürüyen kişi.
Ve o Rusya ki;
AKP Hükümeti ve Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip ERDOĞAN;
Rusya ile geliştirilmiş S 400 Füze
anlaşması imzalandığını söyledi.
Şimdi bu noktada şu soruları
sormak gerekiyor.
Rusya Bizden geride bir Ülke mi ki
Denkliğini kabul ettiği
Soydaşlarımızın Diplomalarının;
Türkiye’de de kabul edilmesinde,
gereksiz zorluklar çıkartıyoruz,
Onları canından bezdiriyoruz,
Ve onları Rusya’nın kucağına
atıyoruz….
Çoğu Soydaşımız, Türkiye’de kendi
Mesleklerini icra edemedikleri için;
Örneğin bir Tıp Doktoru, hasta ve
yaşlı bakımı, ya da çocuk bakımı gibi işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını
vurgulamak istiyorum.
Bir Hemşire olarak, ya da bir Türk
Doktorun gözetiminde çalışmalarına bile müsaade edilmiyor.
Bu şekilde Özel hastanelere yapılan
başvurularda kabul edilmiyor.
Önce Denklik konusunu hallet
diyorlar..
YÖK’te gerekli evraklar tamam olsa
bile
Bir Hastaneden işe almak istiyor
gibi bir belge istiyor.
Hastanelerde, önce Denklik diyor.
Çıkartılan bu zorlukları, nasıl
yorumlamamız gerek?
13 Aralık 2017 Çarşamba günü,
YÖK’e son gidişimde,
Benzer konularda bilgileri
güncellemek, sağlıklı ve doğru bilgi alabilmek için,
Türkiye’den Denklik almak isteyen
Yabancılarlara,
Konu ile ilgili Görevlilere,
Ve nihayet ilgili Daire Başkanı’na
sorular yönelttim.
İşin özünü anlamaya çalıştım.
Bu konuda bana yardımcı olan
herkese, teşekkür etmek istiyorum.
Nihayetinde, bir Hastanede çalışmak,
ya da bir Hastanenin kendisine iş vermek istediği şartinin;
Bir Hastaneye, çalışmak için
müracaat etmesinin yeterli olduğunu öğrendim.
Sorunun aşılması noktasında,
böylesi bir cevap, çok önemli.
DİĞER ZORLUKLAR DA ŞUNLAR:
1-Türkçesinin yeterli olduğunu
tespit etmek için;
ÖSYM’nin açtığı sınavlara katılmak
ve yeterlilik belgesi almak
ÖSYM ise bu gibi hizmetler için
senede, 2 defa sınav açıyormuş
Sürenin kısaltılması için;
ÖSYM’nin sınav sayısını, 3 ya da
4’e çıkarmasında yarar var.İşi ne?...
2-Türkçe yeterlilik belgesini aldıktan
sonra,
Bir Hastanede 6 ay staj görmesi,
pratik yapması gerekiyormuş.
STAJ GÖRME şartı olduğuna göre,
sonuçta bu konuda da, sorun yaşanabilir.
Nasıl ki, Öğretmenlik diplomasını
alanların,
Birde Mülakata tabi tutulduğu
gibi…
Diplomasının geçerliliği kabul
ediliyorsa eğer;
Bu gibi ilave şartlara ne gerek
var!?...
YAPILMASI GEREKEN VE HER YERDE
KABUL GÖRECEK YÖNTEM ŞU:
Yüksek Öğretim Kurumu YÖK;
Gerk Türki Cumhuriyetleri, gerekse
yakın ilişki içinde olduğumuz, ya da olacağımız Ülkeler ile
Türkiye arasında, Üniversiteler
arasında Denklik konusunun çözümü konusunda;
Öğretilen Dersler konusu ve Eğitim
kalitesinin Denkliği konusunda görüşmeler ve araştırmalar yapmalı;
Şu Ülkedeki şu Üniversite arasında,
Denklik konusu kararına varılmış ve anlaşma yapılmıştır, şeklinde, bir çalışma
içine girilirse
Bu gibi sorunların biri yaşanmaz.
Yok eğer;
Türki Cumhuriyetlerindeki bazı
Üniversitelerde,
Yeterlilik açısından bazı sorunlar
varsa
Soydaşlarımıza yardımcı olmak açısından,
Takviye eğitim ve staj yapma şartı
getirilebilir.
Bu gibi sorunlar yok sa,
İnsanları canından bezdirecek
şartlar koymak doğru bir yaklaşım değil…
BAZI SOYDAŞLARIMIZ NİYE TÜRKİYE’DE
Ç.ALIŞMAK İSTİYORLAR?
Şimdi birazda bu konu hakkında, bir
şeyler söylemek istiyorum.
Örneğin Özbekistan’da bir Tıp
Doktoru;
Ayda 150 Dolar,
Uzman Doktor 200 Dolar aylık
alıyor muş.
Bir Polis emeklisi ise,
Ayda 40 Dolar alıyormuş.
Bu gibi sebeplerden de olmalı ki,
Bu ülkelerde geçim sıkıntısı var.
Alınan ücretler, normal bir yaşam
için yeterli değil.
Ben Türki Cumhuriyetlerini
görmedim ama özellikle ÖZBEKİSTAN konusunda, bir şeyler söylemek istiyorum:
Bu Ülkeyi gören başkaları da
söyledi, benzer şeyleri
ÖZBEKİSTAN’ın gelişmişlik
açısından diğer Türki Cumhuriyetlerinden,
Eğitim konusunda da, daha iyi
olduğunu, belirtiyorlar.
Ben bu konuya ilaveten başka şeylerde söylemek
istiyorum:
ÖZBEKİSTAN, TİMUR’un Ülkesi,
TIP’IN Babası İBNİSİNA’nın
yetiştiği Ülke
ULUĞ Bey;
TİMUR’un oğlu, bir Bilim Adamı
Astronom.
Ay konusunda çalışmaları olduğu
için,
Ruslar, Aydaki bir Bölgeye o’nun
adını vermişler.
Türklük adına, Bilim adına,
insanlık adına hizmet edip, katkı koyanlara,
SELAM OLSUN!...
Ve diyorum ki, kendi Ülkelerini
savunmak yerine, kaçıp Türkiye’ye gelen,
Onlara 30 Milyar Dolar para
harcandığını söyleyen,
Onlara çeşitli imkânlar hazırlayıp,
Vatandaşlık hakkı da verilmeye çalışılan
SURİYELİ’LERE sağladığımız imkânları, kolaylıkları;
Kendi Soydaşlarımızdan da,
esirgemeyelim diyorum.
Saygılarımla 15 Aralık 2015 Cuma
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Enerji Uzmanı – Gazeteci Yazar
a_yalvac@hotmail.com