TÜRKİYE
SİYASETİNDE MERKEZ SAĞ, NİÇİN ÇOK ÖNEMLİ?
MERKEZ SAĞ PARTİLER
BİR ÇATI ALTINDA, NASIL TOPLANABİLİR?
ÖNCE Gazete manşetleri:
1)30 Mayıs 2020 Cumartesi
YENİÇAĞ.
CUMHUR İTTİFAKI TEPETAKLAK.
2)30 Mayıs 2020 Cumartesi BİRGÜN.
BÜYÜYEN SADECE ONLARIN
EKONOMİSİ.
3)28 Mayıs 2020 Perşembe BİRGÜN.
SARAY CADI AVINDA.
Ülkeyi krize sürükleyen iktidar,
adeta cadı avı başlattı.
ERDOĞAN’ın başvurusu üzerine, 5
CHP’liye daha soruşturma açıldı.
17 Yaşındayken attığı tweet
nedeniyle, gözaltına alınan Dila Kayurga’ya ev hapsi verildi.
4)30 Mayıs 2020 Cumartesi SÖZCÜ
Peş peşe gelen haberler, böyle
dedirtiyor
YAKIŞMADI
Sevgili Okurlar,
Burada Merkez Sağ konusunun önemini,
Merkez Sağ Partilerin, niçin bir
çatı altında toplanması gerektiğini,
Anlayabilmek açısından;
Bir durum tespiti yapmak,
Bazı konulara vurgu yapmak
gerekiyor.
Öncelikle önerim şudur:
Bundan önce yayına koyduğum
KORONA VİRÜS SALGINI İLE MÜCADELEDE,
TÜRKİYE NE DURUMDA,
Başlığını taşıyan Makalede, önce
ara başlıklara,
Bir göz atar, sonrasında,
Dikkatinizi çeken bir yerden
okumaya başlarsanız,
Siyaseten içinde düştüğümüz,
düşürüldüğümüz zor durumu,
Okumayanlar için söylüyorum;
Daha kolay anlarız.
Bu gün incelemeye alacağımız
konular şunlar:
1-EKONOMİK AÇIDAN TÜRKİYE ZORDA
AMA
GELECEK ADINA;
KAYGILARIMIZ, ENDİŞELERİMİZDE
VAR!..
1)Korona virüs salgını öncesinde de,
Türkiye’nin her konuda büyük
sorunları vardı,
Ekonomik açıdan da iflasın
eşiğine gelmişti.
AMA korona virüs salgını vesilesi
ile
Herkes,
Bizzat yaşayarak gördü ve anladı ki;
Siyasi nutuklarla, siyasi
söylemlerle,
sorunlar çözülemiyor,
Türkiye idare edilemiyor…
2)Bu gün AKP iktidarı ile gelinen noktada,
Tarihi belli olmasa da, alenen söylenmese
de;
Türkiye’de seçim olacak havası
başlatılmıştır…
Böyle bir algıyı, böyle bir
tartışmayı başlatan da;
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı
Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’dır.
Bunun nedenini şöyle açıklamak
mümkün:
İYİ PARTİ’nin seçime girebilmesi
için,
CHP’li 15 Milletvekilini,
Meral AKŞENER’in emrine verip;
İYİ PARTİ’nin Meclis’e girmesini
sağlaması,
4)CHP’li Belediyelerin,
Korona virüs salgınında,
Ayni ve nakdi yardımlarla
halkımızın yanında olması gibi nedenler,
Sayın ERDOĞAN’ın siyasal hesaplarını bozdu.
Böylesi bir durum karşısında,
Sayın ERDOĞAN’ın,
İktidarını devam ettirebilmek
açısından;
CHP’li Büyükşehir
Belediyeleri’nin elindeki imkânları,
Yasal yollardan kısıtlamaya,
çalıştığını görüyoruz.
5)AKP’den ayrılan,
Daha önce AKP’de önemli görevlerde
bulunan Ali BABACAN ile Ahmet DAVUTOĞLU’nun,
DEVA ve GELECEK adında ki Partilerini
temsilen,
Meclis’e girmelerini önlemek
açısından;
Siyasi Partiler kanununda
değişiklik yapıp,
Muhalefet İttifakının
genişlemesini önlemek,
Aynı şekilde Mühendis ve Mimar
Odaları, Türk Tabipler Birliği,
Türkiye Barolar Birliği gibi
önemli Meslek Odalarını etkisizleştirmek için,
Kuruluş yasaları ile oynayarak,
Yandaş Meslek Odaları yaratmaya
çalışmak…
6)AKP SEÇİMLE İŞ BAŞINA GELDİ
AMA!
Bu gün gelinen noktada;
Halkın iradesi sonucunda,
Bir seçimle iktidarı bırakmak
niyetinde olmadığını,
Bu gibi örneklerle görüyoruz ve
anlıyoruz.
7)Tek kişinin hakimiyetine dayalı,
Adını da Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi koydukları,
BAŞKANLIK sistemi ile
Türkiye’nin idare edilemeyeceği,
bir yere varılamayacağı da,
Örneklerle görülmüş ve
anlaşılmıştır….
Bu itibarla,
Türkiye’nin kuvvetler ayrılığına
dayalı,
Yasama, Yürütme ve Yargı bağımsızlığına dayalı,
Parlamenter sisteme yeniden
geçmesi gerekiyor.
2-İKTİDAR ORTAĞI, DEVLET BAHÇELİ;
SAYIN ERDOĞAN’A RAĞMMEN,
BİR SEÇİM SÜRPRİZİ YAPABİLİR Mİ?...
Evet, Devlet BAHÇELİ’nin, bölesi
bir sürpriz yapma ihtimalı var.
Bunu burada, eski bir örnekle
açmaya çalışacağız.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN;
Şeker Bayramı vesilesi ile Partisi AKP
Teşkilatları ile
Video konferans yöntemi ile
gerçekleştirdiği toplantıda,
Seçimin 2023’te yapılacağını,
Buna daha zaman var anlamında
vurgu yapsa bile
Bunu belirleyecek önemli
faktörlerden biri de,
MHP Lideri Devlet BAHÇELİ’nin verdiği sinyallerdir,
Bundan sonrasında,
Bir sürpriz yapabileceğidir.
Hattı zatında AKP ile MHP
arasında ki ittifak;
ZORAKİ bir birlikteliktir.
Sayın ERDOĞAN ve Sayın
BAHÇELİ’nin,
Geçmişte,
Siyaseten birbirlerine
söylemediklerini bırakmadıklarını,
Herkes biliyor,.
Ağza alınmayacak türden sözler!...
Sayın ERDOĞAN,
Kendi Teşkilatına, her ne kadar,
2023’e kadar bir seçim yok dese
da;
Bunun mümkün olmadığını,
olamayacağını,
Kendisi de biliyor.
Çünkü başta ekonomik açıdan, çok
büyük sorunlar var,
Kasada para da yok.
Kimse borç para da vermek
istemiyor!.
Eğer Sayın ERDOĞAN’ın korkusu, kuşkusu
olmasa;
Durup dururken,
Gereksiz yere ve zor bir zamanda,
Ortamı gerginleştirmez,
Seçimi garantiye almak için,
Yukarıda ki maddelerde
sıraladığım gibi,
Meslek Odalarını da, yandaş hale
getirmek için,
Yapılarını değiştirmeye çalışmaz,
Siyasi Partiler kanununu,
İttifakları önlemek için,
Kendi lehinde değiştirmek
istemez.
Şimdi geçmişte, DSP+MHP,
Koalisyon Hükümetine geliyorum.
Bülent ECEVİT Hükümeti’nde,
Devlet BAHÇELİ,
Koalisyon Ortağı idi.
AMERİKA’nın,
IRAK’a 2.Harekatı başlatmadan öncesinde,
Sayın ECEVİT,
Bu savaşa müdahil olmayacağını,
Amerikan askerlerinin Türkiye
üzerinden,
IRAK’a girmesine müsaade
etmeyeceğini,
Kesin bir dille ortaya koyduktan
sonra;
AMERİKA,
Bir finans krizi, bir ekonomik
kriz başlatıyor…
Şimdi sonrasına bir bakalım:
TARİH:2001 yılı.
O zaman Cumhurbaşkanı da, Ahmet
Necdet SEZER,
Başbakan Sayın ECEVİT’ ile
Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet SEZER
arasında çıkan bir tartışmada;
Sayın SEZER;
Alda oku anlamında,
Anayasa kitapçığını , fırlatırcasına,
Sayın ECEVİT’in önüne
bırakmasını,
Bazıları ekonomik krizin
çıkmasının sebebiymiş gibi algılasalar bile
Böylesi bir olayın yaşanması ile
Türkiye’bir ekonomik krizin
çıkmış olmasının,
Bir ilgisi, bir ilişkisi olmaz,
olamaz da!
Asıl sebep;
Başbakan Bülent ECEVİT’İ’in,
O zaman ABD Başkanı olan,Georgi
W.BUSH’a
IRAK’a müdahale konusunda,
TÜRKİYE adına,
Yanlarında yer almayacağı
konusunda,
Takındığı sert ve net tavırdır…
Şimdi Koalisyon ortağı
Devlet BAHÇELİ’nin ,
Böylesi bir zamanda,
Koalisyon ortağı, Devlet BAHÇELİ,
Ne yapıyor, buna bir bakalım:
Ekonomik krizi bahane ederek,
Bir erken seçim yapılması
gerektiğini, ortaya atıyor,
Bundan sonrasında Türkiye,
İster istemez,
Bir erken seçim ortamına
sürükleniyor,
Ve sonuçta,
Türkiye AKP ve Recep Tayyip
ERDOĞAN ,
Macerası başlamış oluyor,
Ve nihayet,
Şimdi 2.Macera başlamak üzere!...
ŞİMDİ bu 2 örnekte, konunun özü
ve özeti şu:
Sayın BAHÇELİ,
Bülent ECEVİT Hükümetinde,
beklenmedik bir zamanda ,
Ortaya bir erken seçim sözünü
atmakla;
ECEVİT Hükümeti’nin
düşürülmesinde;
Nasıl ki bir anahtar görevi
görüp,
Kapıyı kapatırken;
AKP’ye ve onun Lideri Recep
Tayyip ERDOĞAN’a,
İktidar yolunda,
Kapıyı açan bir anahtar görevi
yapıyor.
GÜNÜMÜZDE ise;
Eğer Devlet BAHÇELİ,
2.Defa bir erken seçim sözünü
ederse;
Muhtemelen Sayın ERDOĞAN ‘a,
İktidar yolunu kapatan,
Bir anahtar görevi yaparsa,
Kimse buna şaşırmasın!
Alevi Yazar Rıza ZELYURT,
Sayın BAHÇELİ’nin, beklenmedik
bir zamanda,
Başkanlık Sistemine geçilmesi
çıkışını,
Bunun için, bir Anayasa
değişikliğine gidilmesi gerektiğini söylemesinin nedenini,
Ve nihayet bu günkü ortama
gelinmesini,
Daha işin başındayken,
Bunun;
Sayın ERDOĞAN’a kurulmak istenen,
Bir tuzak olduğuna vurgu
yapıyordu…
Böylesi bir uyarıyı yapan,
Başkaca bir Yazar da olmamıştı…
GERÇEK OLAN ŞUDUR Kİ;
Sebebi ne olursa olsun,
AMERİKA,
Bizim gibi Ülkelerle ittifak
ilişkileri içinde olan devletler ile
İlişkilerde, sebebi ne olursa
olsun;
Kendisine yamuk yapan,
Ya da sözünden çıkan Ülke
Liderlerine,
Bir şekilde, gereken cevabın , verildiğini,,
Yaşanan örneklerle görüyoruz.
27 Mayıs 1960 İhtilali
sonrasında,
Merhum Adnan MENDERES, Hasan
POLATKAN, Fatin Rüştü ZORLU’nun,
AMERİKA’NIN İSTEĞİ OLDUĞUNU,
Erol MÜTERCİMLER,
29 Mayıs 2020 HALK TV-Şimdiki
Zaman,
Gürkan HACIR’ın programında
Kaynak göstererek, ortaya koydu.
Askeri Mahkeme’nin , Yassı Ada’da
yaptığı yargılaması sonucunda,
Adnan MENDERES’e, Fatin Rüştü
ZORLU’ya, Hasan POLATKAN’a,
İdam cezası vermişti ama
Başta İhtilal’ın Devlet
Başkanı Orgeneral Cemal GÜRSEL,
Ve bazı Generaller ile
İsmet İNÖNÜ’de
Talepte bulunmuşlar, ağırlıklarını
koymak istemişler,
Fakat etkili olamamışlar…
Bunun nedenini de,
Yukarıda vurguladığım üzere,
Erol MÜTERÇİMLER, söyledi;
Bu husus, Amerika’nın talebi
imiş!...
NETİCEDE Adnan MENDERES Hükümeti;
SOVYETLER BİRLİĞİ’ne yönelme
görüntüsü vermiş,
KIBRIS’ta Soydaşlarımızın
güvenliklerini sağlamak açısından,
Türkiye’nin garantörlüğünü de
içeren bir anlaşma ile
KIBRIS CUMHURİYETİ’nin
kurulmasına vesile olmuşlardı.
Bülent ECEVİT Hükümeti zamanında,
1974 KIBRIS Barış Harekâtı da,
Kıbrıslı Rumların Soydaşlarımızı
katletmeye başlamaları üzerine
Türkiye’nin garantörlük hakkına
dayanarak,
Yapılmıştır..
NETİCEDE, Bülent ECEVİT Hükümeti de,
Ekonomik bir kriz sonucunda,
Düşürülmüştür.
BU NEDENLE,
Başbakan Adnan MENDERES’i,
Dışişleri Bakanı, Fatin Rüştü
ZORLU’yu,
Maliye Bakanı Hasan POLATKAN’ı,
Ve Kıbrıs Fatihi, Kara Oğlan
lakaplı,
Başbakan Bülent ECEVİT’i,
Rahmetle ve minnetle anıyoruz.
3-AVRASYA ANKET ŞİRKETİ’NİN
ARAŞTIRMA SONUÇLARI…
30 Mayıs 2020 Cumartesi YENİÇAĞ
gazetesinde ki ,
CUMHUR İTTİFAKI, TEPE TAKLAK
Haberinde AVRASYA ARAŞTIRMA
Başkanı Kemal ÖZKİRAZ’ın,
Anket sonuçları şöyle:.
DİĞER:% 0,27.
SAADET PARTİSİ: % 0,46.
Gelecek partisi:% 2,33.
DEVA PARTİSİ:% 3,03.
MHP:% 8,15.
İYİ PARTİ:% 10,25.
HDP:% 10,37.
CHP:% 30,65.
AKP yüzde 34,49.
Bu
verilere göre, ince hesaplara girmeden,
Şu
anda, vatandaşlarımızın siyasi tercihleri konusunda,
Bir şeyler söylemeye çalışalım.
Burada Büyük Birlik Partisi
BBP’ye dair bir rakamsal bilgi olmadığından, sıfır yazıyoruz.
Cumhur İttifakı: AKP+MHP+BBP=%
34,49+% 8,15+ 0=% 42,64.
MİLLET İTTİFAKI’na,
Ali BABACAN’ın DEVA PARTİSİ ile
Ahmet DAVUTOĞLU’nun GELECEK PARTİSİ’ni de ilave edersek;
CHP+İYİ PARTİ+SP+DV+GP=% 30,65+%
10,25+% 0,46+% 3,03+% 2,33=% 46,72.
Eğer HDP’de bu ittifaka dahil
olur, ya da destek verirse;
% 46,72+% 10,37=% 57,09 olur.
Bu değerlendirmeye göre,Cumhur
ittifakı çöküşte.
Bu anket, kişilere telefon
edilip, soru sorma şeklinde yapıldığından;
Kayıt altında alınma korkusu ile
AKP’ye biraz fazla verdikleri düşünülebilir
Bu duruma göre, 52li bir Millet
ittifakı’na göre aradaki fark;
MİLLET İTTİFAKI-Cumhur ittifakı=% 46,72-%
42,64=% 4,08
Aradaki farka göre,
Millet ittifaki, 5’li ittifakla
seçime girerse;
Cumhur ittifakına nazaran % 4,08
Bu güne kadar yapılan seçimlerde,
anayasa referandumu da dahil, seçim hilelerinin yapıldığını düşünürseniz;
Aradaki fark fazla değil.
Ekonomik krize, korona salgını
vesilesi ile yaşanan sorunlara rağmen,
Sayın ERDOĞAN, hala tek başına %
34,49 oy alabiliyorsa;
İş çok zor demektir.
Zaman ilerledikçe belki aradaki
fark, daha da açılabilir ama
Temkinli olmak lazım.
Bir de şu var:
Ana Muhalefet Partisi, en
avantajlı durumda bile;
Ancak % 30,65 alabiliyorsa,
Durum, yine kritik demektir.
İŞTE MERKEZ SAĞ’ın güçlenmesi,
Merkez Sağ Partilerin,
Bir çatı altında toplanması,
İşte bu açıdan çok önemli!...
4-BOP KAPSANINDA BÖLÜNÜP,-PARÇALANMIŞ,
ORTADOĞU HARITASI.
Bu harita 2006’da
ABD Savunma Bakanlığı PENTAGON
tarafından yayınlanmış,
Resmi bir belgedir.
Bu haritada Türkiye’den,
Suriye’den, Irak’tan parça koparıldığını,
Ve büyük Kürdistan Devleti
kurulmak istendiğini görüyorsunuz.
BÖYLESİ büyük ve zor hedefler,
hemen gerçekleşmez.
Aşama, aşama olur ve biraz zaman
ister.
Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ın;
Başbakan iken söylediklerini,
biliyorsunuz,
Biz genişletilmiş Kuzey Afrika ve
Orta Doğu Projesi BOP’un Eş Başkanlarından Biriyiz,
Ve biz bu görevi yapıyoruz.
Böylesi bir Eş Başkanlık;
Sayın ERDOĞAN’’ın kendi Beyanı…
Türkiye Büyük Millet Meclisi TBMM
tarafından,
Bir karar, bir görevlendirme
değil.
Fatih ALTAYLI ile yaptığı bir TV
programında,
HEDEF 2023’ü şöyle anlatıyordu:
Türkiye 2023 yılında Eyaletler
Sistemine geçebilir,
Eyaletler Sistemi’nden korkmamak
lazım.
Osmanlı Devleti’nde, Lazistan,
Kürdistan Eyaletleri vardı,
BOP kapsamında Diyarbakır, bir Yıldız olabilir
gibi sözler.
BU İZAHATLARDAN sonra şuraya
geliyorum:
EĞER SİZ;
Bir Süper güç, bir Süper Devletin,
Bir Projesinin Parçası iseniz;
SİZ DE, TÜRKİYE’DE;
Büyük bir yükün altındasınız demektir.
BU İTİBARLA yapılması gereken en
doğru iş;
Türkiye’nin tekrar Parlamenter
Sisteme dönmesi,
Cumhurbaşkanı’nın tarafsız hale gelmesi lazım.
BÖYLESİ bir durumda AMERİKA;
Sayın ERDOĞAN’a da, Türkiye’ye de
şantaj yapamaz!...
Bu gibi konuda,
Eski Başbakan ve
Cumhurbaşkanlarından , ATATÜRK’ün Silah Arkadaşı,
Rahmetli İsmet İNÖNÜ’nün,
Kulaklara Küpe olması gereken,
Şu sözünü hatırlatmak isterim:
Büyük Devletlerle İttifak yapmak;
Ayı İle Yatağa Girmek Gibidir.
Bu itibarla Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ı ,
Yakının da olan birilerinin ikna
etmesi gerekiyor…
5-MERKEZ SAĞ’IN ÇÖKERTİLMESİ
SONUCUNDA AKP;
İKTİDAR OLMUŞ VE BU GÜNLERE GELEBİLMİŞTİR….
Kasım
2002’de yapılan bir erken seçim sonucunda,
Adalet ve Kalkınma Partisi
AKP’nin iktidara taşınması,
18 Yıla yakın bir süre,
İktidar da kalmasının
nedenlerinden biri de;
MERKEZ SAĞ’IN çökertilmesindendir,
Toparlanmasına müsaade
edilmemesindendir.
MERKEZ SAĞ SEÇMEN;
CHP’ye ve diğer sol Partilere,
kolay kolay oy vermez! AMA
Merkez Sağ çökertildiği, toparlanması
da engellendiği için,
İstemeyerek de olsa,
Oylarını AKP’ye vermiş ve bu
günlere gelinmiştir
Bu noktada,
O günün Dünya şartlarında, Sayın
ERDOĞAN ve Partisi AKP;
BOP kapsamında parlatılıp,
iktidara hazırlanırken;
MERKEZ SAĞ’da çökertilmiş ve bu
günlere gelinmiştir.
EĞER İNTERNETTE;
Erıol Mütercimler-AKP kim
tarafından ve nasıl kuruldu?yazar,
Ve ENTER’e basarsanız,
Hikayeyi doğrudan dinlersiniz.
Bu bilgiler, ULUSAL KANAL’da
yayınlanmış…
Sayın MÜTERCİMLER;
AKP’nin iktidara geleceğini, Sayın ERDOĞAN’ın,
Başbakan olacağını,
DAHA 24 Ekim 1999’da,
Davet edildiği, Bulgaristan
sınırına yakın bir yerde,
Av Münci Münci’nin evinde,
Gerçekleşen bir toplantı da,
Öğrendiğini söylüyor….
BU İTİBARLA,
Türkiye’de huzur ve güvenin
yeniden sağlanması,
Türkiye Cumhuriyeti’nin,
Kurucu değerlerine yeniden
getirilebilmesi için;
MERKEZ SAĞ PARTİLERİN,
Yeni bir KAPTAN öncüğünde,
Bir araya gelmeleri gerekiyor.
Böylesi durumda Merkez Sağ;,
Eskiden olduğu gibi;
Türkiye’nin siyasetinde,
belirleyici bir unsur olur.,
Bence bu gün, böylesi bir
potansiyel var.
Burada bu yeni KAPTAN’ın kim
olabileceğini de söyleyeceğim.
6-BEN SİYASETLE İLGİLENMEYE, TANSU
ÇİLLER ZAMANIN DA;
DOĞRUYOL PARTİSİ’NDE BAŞLADIM.
Tansu ÇİLLER ve Rahmetli Süleyman
DEMİREL ile
Bazı Arkadaşlarla grup halinde
yaptığımız ziyaretler vesilesi ile
Bir şekilde tanışmak, konuşmak
fırsatımız da oldu.
Günümüz siyasetini de ilgilendirdiği için,
Sayın ÇİLLER’in,
Kendisine yakın olan bazı Arkadaşlara
söylediği çok önemli bir sözü;
Bu vesile ile sizlere aktarmak
isterim.
AMERİKA,
IRAK’ı işgal edecek.
Ama ben o zaman, Başbakanlık
koltuğunda olmayacağım.
Bu vurgu sizlere, günümüzle
ilgili bir şeyler hatırlatmıyor mu?
KARDAK KAYALIKLARI’NIN Yunanlılar
tarafından işgal edilmesi esnasında,
Dik duruşu ile de
Halkımızın nezdinde, bir kahraman
olmuştu.
NEVARKİ, 3Kasım 2002’de yapılan
bir erken seçim neticesinde;
Tansu ÇİLLER Yönetimindeki
DOĞRUYOL PARTİSİ;
% 9,98 oy oranı ile seçim barajı
altında kaldı.
Bu da 105-106 Bin gibi bir oya
tekabül ediyor.
Bu konuda,
Başbakan Tansu ÇİLLER’in, kişisel
hataları ile
Parti teşkilatlarının iyi
çalışmadıkları,
Ya da sandıktan çıkan oylara
sahip çıkamadıkları,
Koruyamadıkları gibi sebepler
olsa bile
GERÇEK bu değil!
105Bin-106 Bin oy farkı ne ki?...
NİHAYETİNDE BU TARİH;
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin,
Ve bundan sonraki MERKEZ SAĞ’ın,
Başını kaldıramadığını,
Toparlanamadığını görüyoruz.
BURADAKİ durumun özü ve özeti şudur:
BU TARİHTEN itibaren,
Türkiye’de yapılan seçimlerde,
Daha önceleri görmediğimiz,
duymadığımız,
Bilgisayar programları ile
Nereye ne kadar oy gerektiği
hesap edilerek,
Sisteme girilip, müdahale
edildiği,
Buna uygun eklemeler yapıldığı
iddiaları var,.
BU SİSTEM’in,
Manipülasyona açık olduğu
gerekçesiyle
Amerika ve Avrupa’nın bu
sistemden vazgeçtikleri söylense de,
Türkiye’de devam ettiğine,
Vurgu yapılıyordu.
Bu itibarla bu ve buna benzer,
Oy hırsızlığına dayalı sorunlar,
Şimdiden halledilmelidir.,
NASIL OLUYORSA, Türkiye’deki seçim sonuçları;
Normalde oy verme saatinin
bittiği, Saat 17,
Ya da 18 gibi saatlerden
itibaren,
Sonuçlar açıklanmaya başlıyordu,
Türkiye genelinde de sonuçlar da,
Çok çabuk açıklanıyordu…
AKP ile 18 yıl,
Böyle geçti işte!
Sonunda da deniliyordu ki;
Atı alan Üsküdar’ı geçti.
AMA AT:
, 31 Mart
2019 Ve 23 Haziran 2019’da,
ÜSKÜDAR’I geçemedi!...
Demek ki bu, çok önemli bir
tecrübe oldu….
7-MERKEZ SAĞ PARTİLER,
TÜRK HALKI’NIN DÜŞÜNCE YAPISINA,
EN ÇOK UYAN;
SİYASİ BİR YAPILANMA TARZIDIR.
Merkez Sağ Görüş;
Halkımızın büyük bir kısmının ruh
halini,
Meselelere bakış tarzını ortaya
koyan, bir yaklaşım tarzıdır.
Bu görüşe sahip insanlar;
Dinlerine, geleneklerine de
bağlıdırlar ama
Dinci değildirler.
Kimsenin dinine, inancına da
karışmazlar,
Bu yönleri ile de ılımlı
insanlardır, hoş görülüdürler.
BU GİBİ SEBEPLERDEN OLMALI Kİ;
1950’Den başlayarak-27 Mayıs
1960ihtilâli’ne kadar,
DEMOKRAT PARTİ tarafından,
Bundan sonrasında ise,
Darbe ve Muhtıra Hükümetlerini
saymazsak;
Demokrat Parti’nin devamı niteliğinde ki,
ADALET PARTİSİ, DOĞRUYOL PARTİSİ
tarafından, doğrudan yönetilmiş,
Ayrıca DOĞRUYOL PARTİSİ’nin
katkısı;
REFAHYOL-Neçmettin ERBAKAN, Hükümeti’nde ise,
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin katkısı,
Tansu ÇİLLER ile devam etmiştir.
1980 Darbesi’ sonrasında kurulup,
iktidara gelen, ANAVATAN PARTİSİ;
DEMOKRAT PARTİ’nin bir devamı
olmasa bile
Bu Parti de bir Merkez Sağ
Partiydi
BU İTİBARLA TÜRKİYE;
Darbe ve Muhtıra Yönetimleri
hariç olmak üzere
1950’den başlayarak,
3 Kasım 2002’de Adalet ve
Kalkınma Partisi AKP, iktidara gelinceye kadar,
Aradan geçen 52 yıl gibi, uzun
bir sürenin çoğunda,
TÜRKİYE;
MERKEZ SAĞ kökenli Siyasi
Partiler tarafından,yönetilmiştir..
BU SÜRE İÇERİSİNDE yapılan
seçimler,
Ve iktidar değişimleri de,
GENELDE;
Demokratik kurallar ve siyasi
rekabet içerisinde olmuştur.
Örneğin eski Başbakan ve
Cumhurbaşkanlarından rahmetli Süleyman DEMİREL,
6Defa gitmiş, 7. Defasında geri
gelmesini bilmiştir.
Bu süre içerisinde Türkiye’yi
idare edenler,
İktidarlarını devam ettirmek
için,
Demokrasi dışı uygulamalara
yönelmemişlerdir.
BU İTİBARLA;
Süleyman DEMİREL’i,
Bülen ECEVİT’i,
Necmettin ERBAKAN’ı,
Turgut ÖZAL’ı,
Rahmet ve minnetle anıyoruz.,
Tansu ÇİLLER’e
Mesut YILMAZ’a,
Saygılarımızı gönderiyoruz,
Onları da minnetle anıyoruz.
HEPSİDE;
Aldıkları Eğitim, Bilgi, Tecrübe, Donanımları
çerçevesinde;
Türkiye Cumhuriyeti’ni
yüceltmeye,
Bir şeyler yapmaya çalışmışlardır.
Rahmetli Süleyman DEMİREL ve
Turgut ÖZAL hakkında,
İLAVETEN;
Bir şeyler daha söylemek
istiyorum.
Her ikisi de hoş görülü ve samimi
idiler.
Gazeteler ve Köşe Yazarlarının,
eleştirilerini de,
Olgunlukla karşılarlardı,
Karikatürlere de, kızmazlardı.
Görüyorsunuz, günümüzde böylesi
bir hoş görüye,
Ne kadar çok ihtiyacımız var!...
Sayın DEMİREL ve ÖZAL,
Orta Asya Türki Cumhuriyetleri ile
Soydaşlarımız ile de,
Yakından ilgileniyorlardı.
Sayın DEMİREL ile Kazakistan
Devlet Başkanı Nur Sultan NAZARBAYEV arasında,
Samimi ve Soydaşlığa dayalı,
İyi anlaşan 2 dost, 2 arkadaş
gibiydiler
Süleyman DEMİREL’in şu sözlerini,
Tekrar hatırlatmak isterim:
Adriyatik Denizi’nden ÇİN
DENİZİ’ne kadar,
Bizim nüfuz alanımızdır.
Bu söz Batılı Devletlerin hoşuna
gitmiyordu.
Aynı şekilde Turgut ÖZAL’ın,
Türki Cumhuriyetleri ile yakından
ilgilenmesi de,
Birilerini rahatsız ediyordu.
Sayın ÖZAL’ın , beklenmedik bir
şekilde vefatının nedeni;
Şüphelidir,
Sırrını koruduğunu görüyoruz.
TÜRKİYE’nin,
Türki Cumhuriyetleri ile
ilişkilerini,
Her açıdan geliştirmeye
çalışması,
Türkiye için de, Soydaşlarımız
içinde;
Çok önemlidir.
Bu husus, aynı zamanda
ATATÜRK’ün,
Bizlere vasiyeti niteliğindedir.
ŞU SÖZLERİ bir hatırlayalım:
Sovyetlerin egemenliği altındaki
Soydaşlarımız da,
O zaman bağımsızlıklarına
kavuşacaklar.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasını
beklemeden,
Şimdiden hazırlıklarımızı
yapmalıyız!.
Sayın Süleyman DEMİREL ve Turgut
ÖZAL’ın,
Turki Cumhuriyetlerine duyduğu
ilgi ve yakınlığı,
Bu kapsamda değerlendirmek,
Daha doğrudur.
BU İTİBARLA günümüz siyasetini de
ilgilendirdiği için,
Türkiye’nin hak ve çıkarlarını
korumak açısından;
Türkiye’yi idare edenlerin;
Türk’le, Türklük’le, ATATÜRK’le
ilgili,
Bir takıntılarının olmaması
gerekir….
Benim gündeme getirdiğim,
KANAL İSTANBUL yerine KANAL
KARHAZ,
Konusuna bir göz atmanızı da öneririm.
KANAL KARHAZ;
HAZAR DENİZİ’nin, KARADENİZ’e,
Bir kanalla bağlanmasıdır.
B u adı da ben koydum.
Böylesi bir proje, aynı zamanda,
Nur Sultan NAZARBAYEV’in de,
Bir önerisiydi.
Türki Cumhuriyetleri ile
Türkiye’de çalışan
Soydaşlarımızın sorunları ile ilgili olarak,
Gündeme getirdiğim konulara da,
Bir göz atmanızı öneririm.
BUNDAN SONRASINDA BİZLERİN DE;
Türkiye adına bir şeyler yapması
gerekiyor.
8-TANSU ÇİLLER,
NİYE YENİDEN GÖREV ALMAK İSTEME Dİ?
ANAVATAN PARTİSİ İLE DOĞRUYOL PARTİSİ,
NİYE BİRLEŞEMEDİ?
Bu gibi konularda da,
Günümüz Siyasetini ilgilendirdiği
için;
Bir şeyler söylememiz gerekiyor.
1)Paragraf 6’da, Tansu ÇİLLER’in
Başbakanlığı döneminde.
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin,
3 Kasın2002’de yapılan erken
seçimin sonucunda,
% 9,98, veya 105-106Bin oy
noksanı ile
Seçim barajının altında kalması
sonucunda;
Sayın ÇİLLER;
Onuruna yedirememiş olmalı ki,
DOĞRUYOL PARTİSİ’nden istifa
etmişti.
2)Şimdi ise
3 Kasım 2002tarihinden sonraki
süreci,
İncelemeye çalışacağız.
Genç, ya da yaşlı, herkes , Tansu ÇİLLER’in,
Partinin başına geçmesini çok
istedi ama
Niyetinin olmadığı anlaşılıyordu,
Sonrasında ortam hazırlandı,
DOĞRUYOL PARTİSİ, kongre kararı
aldı,
Resmi çağrıda bulunuldu,
Partinin başına geçmesi istendi,
Bunun için, İstanbul’daki
Yalısına, heyetler gitti,
Buna rağmen dönmek istemedi..
Ben şahsen, Tansu Hanımın;
Gerçekten dönmek istemediğini,
düşünmüyorum;
Bizlere söyleyemediği,
Çok önemli konular, olduğunu
sanıyorum..
Eğer DOĞRUYOL PARTİSİ’nin başına
gelse;
Bu durumda,
Muhtemelen AKP, iktidarını devam
ettiremezdi.
Başbakanlık yaptığı için;
AKP’nin elinde, kullanabileceği
bilgiler olabilir.
Ben bu mazeretin, yolsuzlukla,
parasal konularla,
İlgili olduğunu düşünmüyorum.
Bu gibi konular,,ya da sorunlar;
Muhtemelen Mehmet AĞAR’in görev
alanı ile ilgili olabilir.
Sayın ERDOĞAN’ın, kaybetmeye tahammülü
yok.
Bunu, günümüzde de görüyoruz;
CHP’li Belediyelerin,
Yaşadıkları sorunlar,
örnekleriyle orta da!
Bu gibi önemli konuların nedeni,
Genelde zaman içerisinde,
İktidar değişiminden sonra,
Aydınlığa kavuşur…
Bu itibarla daha fazla eşelemeye
gerek yok…
5) şimdi 2007 Milletvekili seçimi öncesine
geliyorum.
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin başında, Mehmet
AĞAR,
ANAVATAN PARTİSİ’nin başında ise,
Erkan MUMCU vardı.
Yapılan görüşmelerde, mutabık kalınan husus
şöyle:
Her 2Partide Kongre yapacak;
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin adı; DEMOKRAT
PARTİ olarak,
Değişecek,
ANAVTAN PARTİSİ;
Kongrede kendisini fesih kararı alacak,
Ve DEMOKRAT PARTİ’ye katılacak,
SEÇİME İSE;
DEMOKRAT PARTİ’nin çatısı altında
girilecekti.
Bu, çok doğru ve çok önemli bir
karardı.
Burada 2 Partinin kongre
tarihlerinin,
Birbirlerine yakın bir zaman olduğu
anlaşılıyor.
6)ŞİMDİ bundan sonraki
gelişmelere bir bakalım.
DOĞRUYOL PARTİSİ,
Kongresini yapıp;
Adını da DEMOKRAT PARTİ olarak
değiştiriyor.
ANAVATAN PARTİSİ’nin kongre yapmasını beklemeden,
Seçim çalışmalarına başlıyor.
Bende bu seçimde, Kahraman Maraş’tan,
Milletvekili Adayıydım
İLTEŞKİLATI ve Adaylarda dahil
herkes,
Sıkı bir çalışma içine girdik,
Güzel ve başarılı bir seçim
kampanyası yaptık.
ANKETLERE GÖRE,
DEMOKRAT PARTİ’nin oyları % 14-15
arasındaydı.
Herkeste DEMOKRAT PARTİ zirve
yapacak beklentisi varken;
ŞOK BİR HABER,
Ortalığı allak bullak etti
DEMOKRAT PARTİ İLE ANAVATAN
PARTİSİ,
BİRLEŞMEKTEN VAZ GEÇTİ.
Sonrasında Demokrat Parti, seçim
barajını geçemez! Dedikodusu başladı.
Ankara’da Sinan AYGÜN,
Ben seçim barajı altında kalacağı
anlaşılan bir Partide kalamam beyanatı ile,
Ayrılıyor…
BÖYLESİ BİR BEYANAT, çok etkili
oldu..
7) Mehmet AĞAR, oyunu memleketi,
ELAZIĞ’da kullanıyor.
Oy vermeyi müteakiben Ankara’ya
dönüyor.
Seçim sonuçlarını,
Celal BAYAR Köşkü’nde takip
ediyor
GENEL MERKEZ’ın 9. Katında seçim
bürosu kuruluyor ama
Başında sorumlu kimse yok.
SANDIK sonuçlarının henüz yarısının
belli olduğu bir zamanda,
Beklediği, umduğu sonucu
göremediğinden olmalı ki,
Sayın AĞAR, daha fazla beklemeye
gerek görmeden,
DEMOKRAT PARTİ Genel
Başkanlığı’ndan istifa ettiğini,
Basın Sözcüsü aracılığı ile
duyuruyor.
8)Ve sonuçta DEMOKRAT PARTİ;
Aldığı b% 5,4 oy ile seçim
barajının altında kalıyor.
Bu noktada da,
Bir şeyler söylemek isterim.
9)PEKİ, ORTAKLIK NİYE BOZULDU?
Seçim döneminde gazeteler, bu konuda,
Çok yazıp, çizdiler.
Kulislerde 2 lidere de;
Ortaklığın bozulması yönünde,
Havuç ve sopa yöntemi ile baskı
yapıldığı,
Tercihe zorlandıkları ,
İddiaları konuşuluyordu.
Bu gibi konularda adı geçenlerin;
Şimdi ne ile uğraştıkları ile
Mal varlıkları araştırılırsa,
İpuçlarından, konu biraz daha
netleşir.
Sayın Tansu ÇİLLER için, bir şey diyemiyorum
ama
Nihayetinde onun da bir Ailesi ve
bir Eşi var.
Kaç yıl öncesinde, gazete de
okumuştum;
ÇİLLER AİLESİ’nin;
İştanbul-Sarıyer-Zekeriya Köy’de,
Kendilerine ait bir site inşaatı yaptıkları
haberi vardı.
İstanbul’da önemli yerlerde, bir
site inşaatı başlatmak,
Önemli bir konu…
Burada ruhsatla ilgili bir sorun
var mıydı, yok muydu?
Bunu bilmiyoruz!..
Şimdi bu konuyu geçiyoruz.
EĞER söz konusu kişi, Bir
Başbakan ise,
Bir İçişleri Bakanlığı yapmış bir
kişi ise,
VEDE Genel Başkanı oldukları,
DOĞRU YOL PARTİSİ,
Türkiye Siyaseti açısından çok
önemliyse;
BU GİBİ önemli Kişilerin,
Görevleri icabı, yaptığı işler,
Yada sahip oldukları Devlet’e ait
bilgiler,
Gün geliri siyaseten bir zorlama,
Bir zorda bırakma faktörü olarak,
Bunun değişik şekilleri vardır…
BU NEDENLE Sayın ÇİLLER ve Sayın
AĞAR döneminde,
Y aşanan bazı konulara,Işık
tutmak istiyorum.
9-MEHMET AĞARIN,
DEVLET KADEMESİNDE YAPTIĞI
GÖREVLER.
Bu konu yukarıda da vurguladığım
üzere
DOĞRYOL PARTİSİ, ya da Merkez
Sağ’ın,
Siyaseten çökmesi, ya da çökertilmesi
gibi konular,
ÖNEMLİ bir zaman dilimine denk
geliyorsa,
Kuşkulu durumlar varsa,
Bu dönemle yaşanan önemli
konular,
Bizlere bir ip ucu verebilir.
Burada değineceğim konulara,
herkes internetten ulaşabilir.
Ben sizlere burada,
Kısa bir özet sunmak istiyorum.
1)Prof.Dr.Tansu ÇİLLER,Temmuz
1993’te,
DOĞRUYOL PARTİSİ(DYP)’nin Genel
Başbakanı. ve Başbakan oluyor.
2)Sonrasında,
1951 Elazığ doğumlu, Emniyet
kökenli Mehmet AĞAR’,
Sayın ÇİLLER’in A Takımında yer
alıyor.
3)Ve Sayın AĞAR,
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne
getiriliyor.
4)1995’te DYP’den Milletvekili
seçilip, Meclis’e giriyor.
5)Mesut YILMAZ-ANAYOL, döneminde,
İçişleri Bakanlığı’na
getiriliyor.
6)Prof.Dr Necmettin
ERBAKAN-REFAHYOL döneminde,
Başbakan Sayın ERBAKAN’ın, Libya seyahati
vesilesi ile ilgili,
Bakanlar Kurulu Kararnamesine,
İmza atmıyor.
Bu nedenle Sayın AĞAR, istifa
etmek zorunda kalıyor.
Başka bir deyişle, azlediliyor.
BAKIN şimdi burası çok önemli.
Libya konusunun;
Günümüzde, Sayın ERDOĞAN
açısından,
Ne kadar çok önemli olduğunu
görüyorsunuz.
Sayın ERDOĞAN o zaman, henüz
Milletvekili bile olmasa;
Sayın AĞAR konusunda bir noktalı
virgül koymuş olabilir.
B unu da geçiyoruz.
7)3 Kasım 1996SUSURLUK KAZASI ,
Ve Ortaya Dökülen Gizli İşler.
Bu konu basınımıza şöyle yansıdı:
Susurluk Kazasında Derin Devlet
Ortaya çıktı.
BU tarihte Balıkesir’İN susurluk
İLÇESİ yakınlarında,
İÇİNDE Kuşadası, Kemalettin
ERÖGE, Polis Karakolu Mğdürü,
Hüseyin KOCADAĞ’ın kullandığı
Mercedes marka otomobil,
Karşı yönden gelen, kamyon ile
çarpışıyor.
Kazada Hüseyin KOCADAĞ ile
Üzerinde Mehmet ÖZBAY adına sahte kimlik bulunan,
Kırmızı bültenle aranan,
Katliam sanığı Abdullah ÇATLI ,
Mehat ÖZBAY sahte kimlikli,
ÇATLI’nın sevgilisi ölüyor.
DYP Urfa Millet Vekili Sedat
BUCAK,
Yaralı olarak kurtuluyor.
8)Abdullah ÇATLI ile ilgili suçlamalar:
1980 öncesi, Ankara-Bahçelievler
semtinde,
İşçi Partisi mensubu 7 öğrencinin
öldürülmesi olayına karışmak,
Abdi İPEKÇİ’nin öldürülmesi ile
ilgili olarak,
Kırmızı Bülten’le aranmak,
9)Çarpışa Mercedes’in içinde
bulunan silahlar:
Suikast silahları,
İçinde uyuşturucu olduğu iddia
edilen bir paket.
2 MP-5 marka otomatik tabanca.
Sedat BUCAK ve Hüseyin KOCADAĞ
adına kayıtlı,
Ruhsatlı tabancalar.
Özel Tim tarafından kullanılan
çok sayıda mermi.
2 Adet susturucu.
IRAK yapımı Tarık marka, Baretta
marka, 2 tabanca.
10)Sedat BUCAK ,
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 12 gün
tedavi görüyor.
12. Günde, gece yarısı
hastaneden, kaçırırcasına apar topar,
Hastaneden taburcu ediliyor.
11)BUCAK ilk yaptığı açıklama,
Silahların, kendisine ait
olduğunu ve adamlarının kullandığını söyledi,
BUCAK,
Hüseyin KOCADAĞ’ın,
ÇATLI’yı gerçek ismiyle
tanımadığını söyledi.
12)Jandarma Kriminal Dairesi,
Çatlı’nın Emniyet Uzmanı olduğunu
gösterir belgenin sahte olduğunu,
Buna karşın,
Belgeyi onaylayan Mehmet
AĞAR imzasının,
Gerçek olduğu sonucuna vardı ama
AĞAR, yinede;
Bunun sahte olduğunu iddia etti.
13)TBMM’de bir ARAŞTIRMA
KOMİSYONU kuruluyor.
Ve Komisyon;
Başkan Mehmet ELKATMIŞ Başkanlığında,
Çalışmalarına başladı.
14)24 Kasım1996’da,
Mesut YILMAZ’ı
MACARİSTAN’da bir Otelin lobisinde,
Yumruklayanın,
Ülkücü kökenli Veysel ÖZERDEM’in
olduğu,
Ortaya çıktı.
15)Bu Komisyonda,
Mesut YILMAZ, MİT görevlisi
Mehmet EYMÜR, Sedat BUCAK ile
Abdullah ÇATLI’nın Eşi Meral
ÇATLI da ifade verdi.
16) Mehmet AĞAR’ın dokunulmazlığı,
11 Aralık 1997’de kaldırıldı.
17)15 Haziran 2000 Tarihinde,
Araştırma Komisyonu ,çalışmalarını
tamamladı.
6’ya karşı 8 oyla;
Mehmet AĞAR’ın;
Yüce Divan’da yargılanmasına
gerek olmadığına,
Karar verdi
18)DYP Genel Başkanı Tansu
ÇİLLER;
Meclis’te Grup Toplantısı’nda, yaptığı
konuşmada
Şöyle dedi:
Bir Ülke adına, bir Millet
adına,kurşun atanda,
Kurşun yiyen de;
Bizim için saygıyla anılır gibi,
Bir söz söyledi.
19)Tansu ÇİLLER,
3 Kasım 2002 Milletvekili
seçiminde,
DYP’nin % 9,98 oy oranı ile seçim
barajının altında kalması sonucunda,
DYP Genel Başkanlığı’dan istifa
ettiğini açıkladı.
20)Mehmet AĞAR,
14 Aralık 2002’de yapılan Kongrede,
DOĞRUYOL PARTİSİ GENEL
Başkanlığı’na seçildi.
21)22 temmuz 2007 Milletvekili
seçiminde,
% 5,4 oy oranı ile,
Seçim Barajının altında kalıyor,
Ve DEMOKRAT Parti Genel
Başkanlığı’ından istifa ediyor ama,
Aralık ayında, yeni bir Genel
Başkan seçilinceye kadar,
Görevde kalması isteniyor,
Ve Aralık ayında,
Görevi Hüsamettin CİNDORUK’a
devrediyor.
22)Aldığı 5 Yıllık hapis cezası,
Yargıtay tarafından onaylanınca,
Mehmet AĞAR;
25 Nisan 2012 Tarihinde,
2 Yıllık cezasını çekmek üzere,
Aydın-Yeni Pazar ilçesi, K1 Tipi,
Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na
teslim oluyor,
Sonrasında, cezasını çekip,
Tekrar serbest kalıyor..
10-BİR DEĞERLENDİRME
1)Sayın Prof.Dr Tansu ÇİLLER’in;BELKİDE
farkında olmadan;
Kaza sonucunda ortaya çıkan
yanlış işlerin,
Sorumlusuymuş gibi bir algı yarattığı anlaşılıyor..
2)BU İTİBARLA Mehmet AĞAR’ın,
görevi icabı
Bir trafik kazas neticesinde,ortaya
dökülen bilgilerle doğrudan,
İlişkilendirilmeye çalışıldığı
anlaşılıyor.
Bu 2 husus;
MERKEZ SAĞ’ın seçim barajı altında
bırakılmasının;
Gerekçelerinden biri olabilir.
Tansu Hanımın sarf ettiği bu
sözler,
Ancak Cephede mücadele eden,,
Askerlerimiz için geçerli olabilir.
BURADA EMNİYE TEŞKİLATI’nın;
Vatana ihanet ettikleri ni,kesin
olarak ortaya koymadadan,
MUHALİF;
Bilim Adamlarını, Gazetecileri, Muhalif
gençleri;
Bir düşman askeri gibi görmek,
Faili meçhul cinayetleri,
Görmezlikten gelmek anlamına
gelir ki;
Böylesi bir benzetme çok yanlış.
B öylesi bir husus;
MERKEZ SAĞ’ın seçim barajı
altında bırakılmak istenmesinin
Nedenlerinden biri olabilir.
İktidarı bırakmak niyetinde olmayan bir YÖNTİM,
BU FIRSATI;
Kaçırmak istemeyebilir.
BU HUSUSU;
Bir şantaj, bir baskı unsuru olarak kullanmak,
İsteyebilir.
11-GAZETE MANŞETLERİ.
5)5 Haziran 2020 Cuma BİR GÜN.
MİLLİ İRADE ASALI BİTTİ,
Tartışmalı müzakereler
görüşülürken,
AKP ani bir kararla BERBEROĞLU,
FARİSOĞULLARI ve GÜVEN’in
vekilliklerini düşürdü.
Bu olay, milli irade söyleminin,
Sahte olduğunu gösterdi.
6 Haziran 2020 Cumartesi SÖZCÜ.
Milyonları önce üzdüler, sonra
sevindirdiler
GECE YASAK GELDİ
GÜNDÜZ YASAK GİTTİ.
Sağlık Bakanı Sokak yasağı yok
demesine rağmen, iÇİŞLERİ ,
Önceki gece var dedi.
Dün ERDOĞAN,yasağı kaldırdım ,
açıklaması yaptı.
12-MERKEZ SAĞ’IN TOPARLANMASI
İÇİN;
BENİM ÖNERİM, İLHAN KESİCİDİR.
MERKEZ SAĞ PARTİLER;
İLHAN KESİCİ’NİN BAŞKANLIĞI
ALTINDA TOPLANIRLARSA;
SORUN ÇÖZÜLÜR.
Bu konunun nedeni şu;
İlhan Bey, hem Süleyman DEMİREL Ailesinin
bir parçası,
Hem Merkez Sağ gelenekten gelen, bir kişi,
Hem, Ekonomiyi ve Devlet Yönetini
bilen , değerli bir bürokrat,
Hem de çok sempatik,
Ve herkesle iletişim kurabilen,
Halkımızın mizacına da çok uyan
bir kişiliği var.
Bir defasında duymuştum;
İlhan KESİCİ’nin bir Televizyon
Programındaki,
Konuşmasını dinlemiş olmalı ki,
Bir Pazarcı Esnafı;
Pazarda karpuzunu satarken, şöyle sesleniyor:
İLHAN ABİ’NİN karpuzu bunlaaaar!...
Size de ilginç değimli bu, bu
örnek?...
BAŞLANGIÇTA ben,
Merkez Sağ’ı toparlaması için,
Tecrübeli, şaibesiz ve düzgün bir kişi olması
vesilesi ile
Hüsamettin CİNDORUK’u
düşünüyordum,
Bazı arkadaşlarla da konuştum,
itiraz eden olmadı ama
Yaşının biraz daha genç olan
birisi olursa,
Daha yararı olur denildi.
İlhan Bey, benim kafamda hep
vardı zaten!
SONUÇTA fikrim netleşti,
İlhan KESİCİ, EN UYGUN ADAY!...
Tabi ki, Sayın CİNDORUK ve çoğu
ile kişisel dostluğum olan,
MERKEZ SAĞ’ın diğer Büyükleri de,
Bir şekilde bu işin içinde olacaklar.
ŞİMDİ ESAS KONUYA giriyorum.
Şu anda Merkez Sağ’ın lokomotifi,
Ve bu güne kadar, varlığını
değişik adlar altında da olsa,
Bir şekilde devam ettiren,
Türkiye çapında Teşkilatları
olan,
En önemli Temsilci;
Şu andaki DEMOKRAT PARTİ’dir.
BU İTİBARLA, şu an Demokrat
Parti’nin Genel Başkanı olan,
Gültekin UYSAL’a çok önemli bir
görev düşüyor.
Gültekin UYSAL,
Yıllardan beri, bu Partinin
başında ama
Bir oy patlaması yapamadı,
DEMOKRAT PARTİ’yi de, bir yere
getiremedi,
Nihayetinde, İYİ PARTİ’nin
kadrosundan Aday oldu,
Ve böylece Meclis’e girebildi.
Ben sadece Gültekin UYSAL içinde
söylemiyorum,
Merkez Sağ’da kaliteli
Arkadaşlarımız var ama
Bunların hiçbiri,
Şu anda Merkez Sağ’bir çatı
altında toplayamaz!
BU İTİBARLA kimsenin itiraz
etmeyeceği,
Etmemesi gerektiği bir öneriyi
ortaya koyuyorum..
BU KONUDA, Sayın GÜLTEKİN’e çok
önemli bir görev düşüyor:
EĞER GÜLTEKİN BEY,
DEMOKRAT PARTİ
İÇİN, bir Kongre kararı alırsa,
Bir başlangıç olur….
BUNDAN SONRASINDA yapılacak iş
şu:
Başta Gültekin UYSAL olmak üzere;
ADALET PARTİSİ Genel Başkanı Prof.Dr Vecdet
ÖZ,
Şu an DOĞRUYOL PARTİSİ adı altında faaliyet
gösteren,
Teşkilatlanması da olan, Genel
Başkanları,
Çetin ÖZAÇIKGÖZ,
Demokrat Parti Eski Genel
Başkanlarından Sayın Namık Kemal ZEYBEK,
Kapatılan Yurt Partisi Genel
Başkanı,
Sadettin TANTAN,
Eğer kabul ederse Eski
Başbakanlardan Mesut YILMAZ,
İlgi alanlarına göre,
GENEL BAŞKAN YARDIMCILARI sıfatı
ile
Sayın İLHAN KESİCİ’nin GENEL
BAŞKANLIĞI etrafında toplanmayı,
Kabul ederlerse;
TÜRKİYE’de Huzur ve Güvenin
Sağlanması,
Demokrasinin yeniden inşa
edilmesi,
Ekonomik sorunların da,
Çözülmesi noktasında,
Çok önemli bir hizmeti, bir
görevi,
Yerine getirmiş olacaklardır.
Söyleyeceklerim budur.
GERİSİ ÇOK KOLAY!...
İşin erbabı, he konuda ,
uygulamaları da iyi olan uzman kişiler,
Sisteme monta edilir,
Destek verilir, tüm sorunlar,
Kökünden çözülür,
Halkımıza da bir umut, bir
heyecan gelir.
Şunu demek istiyorum:
EĞER Bir Ülkede;
HAK, HUKUK, ADALET ,DEMOKRASİ VE
LİYAKA DAYALI;
Bir Sistem Yoksa,
Hiçbir sorun çözülemez!
NETİCEDE HERŞEY;
Sonunda gelip, Siyasete dayanıyor.
ÖRNEĞİN BEN,
Batı Standartlarında, uygulaması
da iyi olan,
Enerji Uzmanı bir Yüksek
Mühendisim.
Yıllardan beri yazıyorum,
söylüyorum,
Görev yaptığım sırada söyledim.
Elektrik birim fiyatları minimum
% 50 ucuzlatılabilir.
Sorun şurada:
Termik Santrallerin bakımı iyi
yapılsa,
Usulüne göre çalıştırılmış olsa,
Hem hava kirliliği olmaz,hem daha
az kömürle daha fazla enerji elde eldir,
Hava ile beraber toprakta
kirletilmez,
Baca gazı arıtma sistemlerine de
gerek kalmaz.
B u gibi sorunları, Dünya
standartlarında çözeceğini, çözebileceğini,
Söyleyen, söyleyebilen birini,
Ben bu güne kadar, ne gördüm, ne
de duydum.
İsteyen inanır, isteyen inanmaz.
Bunun sebebi şu:
Biz yüz yıllardır boyunca,
Batı hayranlığı, batı karşısında
, bir eziklik içinde büyütülmüşüz.
Herşey batıda demişiz1
Biz niye yapamıyoruz diye
kendimize sormamışız.
Bir yılı aşkın bir süredir
söylüyorum,
Ve diyorum ki;
Bütün betonlaşmaya rağmen;
İklim değişikliği neticesinde,
aniden başlayan yağışlarda,
Oluşan sellerde, can ve mal
kaybını,
Türkiye genelinde önleyeceğim,
Türkiye2deki susuzluk sorununu,
çözeceğim,
Kuruyan gölleri, yağmur suları
ile dolduracağım,
Fazla gelenlerini de,
Araplara, başkalarına da satıp,
para kazanabiliriz dedim.
Ama ne Büyükşehir, Belediyelerine,
Ne Muhalefet Liderlerine,
Nede Muhalif Kanallara
ulaşabildim.
SORUN ŞU:
SAĞ-SOL DEMEDEN;
Akıl, Bilim VE Mantığın ışığı
altında,
Bizimde önümüze, kendi
teknolojisini üreten,
Bir Dünya Devleti olma hedefi
koymak,
BATI’IN DA TEÇRÜBELERİNDEN de elbette
yararlanacağız,
Ama ne Ameri’nın, ne Rusya’nın,
ne de bir Başkasının,peşine takılmakla,
Sorunları çözemeyiz!
Saygılarımla.
6/6/2020 Cumartesi
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Enerji Uzmanı-Gazeteci Yazar.
wwahmetyalvac1946blogspot.com.tr
KULLANILAN GAZETELER:
1)30 Mayıs 2020 Cumartesi
YENİÇAĞ.
2)30 AMAYIS 2020 Cumartesi
BİRGÜN.
3)28 Mayıs 2020 Perşembe BİRGÜN..
4)30 Mayıs 2020 Cumartesi SZCÜ
5)6 Haziran 2020 Cumartesi
BİRGÜN.
6)6Haziran 2020 Cumartesi SÖZCÜ.