7 Haziran 2020 Pazar





TÜRKİYE SİYASETİNDE MERKEZ SAĞ, NİÇİN ÇOK ÖNEMLİ?
MERKEZ SAĞ PARTİLER BİR ÇATI ALTINDA, NASIL TOPLANABİLİR?



ÖNCE Gazete manşetleri:
1)30 Mayıs 2020 Cumartesi YENİÇAĞ.


CUMHUR İTTİFAKI TEPETAKLAK.
2)30 Mayıs 2020 Cumartesi BİRGÜN.


BÜYÜYEN SADECE ONLARIN EKONOMİSİ.
3)28 Mayıs 2020 Perşembe BİRGÜN.


SARAY CADI  AVINDA.
Ülkeyi krize sürükleyen iktidar, adeta cadı avı başlattı.
ERDOĞAN’ın başvurusu üzerine, 5 CHP’liye daha soruşturma açıldı.
17 Yaşındayken attığı tweet nedeniyle, gözaltına alınan Dila Kayurga’ya ev hapsi verildi.

4)30 Mayıs 2020 Cumartesi SÖZCÜ



Peş peşe gelen haberler, böyle dedirtiyor
                          YAKIŞMADI
Sevgili Okurlar,
 Burada Merkez Sağ konusunun önemini,
Merkez Sağ Partilerin, niçin bir çatı altında toplanması gerektiğini,
Anlayabilmek açısından;
Bir durum tespiti yapmak,
Bazı konulara vurgu yapmak gerekiyor.
Öncelikle önerim şudur:
Bundan önce yayına koyduğum
 KORONA VİRÜS SALGINI İLE MÜCADELEDE,
TÜRKİYE NE DURUMDA,
Başlığını taşıyan Makalede, önce ara başlıklara,
Bir göz atar, sonrasında,
Dikkatinizi çeken bir yerden okumaya başlarsanız,
Siyaseten içinde düştüğümüz, düşürüldüğümüz zor durumu,
Okumayanlar için söylüyorum;
Daha kolay anlarız.
Bu gün incelemeye alacağımız konular şunlar:
1-EKONOMİK AÇIDAN TÜRKİYE ZORDA AMA
GELECEK ADINA;
KAYGILARIMIZ, ENDİŞELERİMİZDE VAR!..
1)Korona virüs salgını öncesinde de,
Türkiye’nin her konuda büyük sorunları vardı,
Ekonomik açıdan da iflasın eşiğine gelmişti.
AMA korona virüs salgını vesilesi ile
Herkes,
 Bizzat yaşayarak gördü ve anladı ki;
Siyasi nutuklarla, siyasi söylemlerle,
 sorunlar çözülemiyor,
Türkiye idare edilemiyor…
 2)Bu gün AKP iktidarı ile gelinen noktada,
Tarihi belli olmasa da, alenen söylenmese de;
Türkiye’de seçim olacak havası başlatılmıştır…
Böyle bir algıyı, böyle bir tartışmayı başlatan da;
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’dır.
Bunun nedenini şöyle açıklamak mümkün:
İYİ PARTİ’nin seçime girebilmesi için,
CHP’li 15 Milletvekilini,
Meral AKŞENER’in emrine verip;
İYİ PARTİ’nin Meclis’e girmesini sağlaması,
4)CHP’li Belediyelerin,
Korona virüs salgınında,
Ayni ve nakdi yardımlarla halkımızın yanında olması gibi nedenler,
 Sayın  ERDOĞAN’ın siyasal hesaplarını bozdu.
Böylesi bir durum karşısında,
Sayın ERDOĞAN’ın,
İktidarını devam ettirebilmek açısından;
CHP’li Büyükşehir Belediyeleri’nin elindeki imkânları,
Yasal yollardan kısıtlamaya, çalıştığını görüyoruz.
5)AKP’den ayrılan,
Daha önce AKP’de önemli görevlerde bulunan Ali BABACAN ile Ahmet DAVUTOĞLU’nun,
DEVA ve GELECEK adında ki Partilerini temsilen,
Meclis’e girmelerini önlemek açısından;
Siyasi Partiler kanununda değişiklik yapıp,
Muhalefet İttifakının genişlemesini önlemek,
Aynı şekilde Mühendis ve Mimar Odaları, Türk Tabipler Birliği,
Türkiye Barolar Birliği gibi önemli Meslek Odalarını etkisizleştirmek için,
Kuruluş yasaları ile oynayarak,
Yandaş Meslek Odaları yaratmaya çalışmak…
6)AKP SEÇİMLE İŞ BAŞINA GELDİ AMA!
Bu gün gelinen noktada;
Halkın iradesi sonucunda,
Bir seçimle iktidarı bırakmak niyetinde olmadığını,
Bu gibi örneklerle görüyoruz ve anlıyoruz.
7)Tek kişinin hakimiyetine dayalı,
Adını da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi koydukları,
BAŞKANLIK sistemi ile
Türkiye’nin idare edilemeyeceği, bir yere varılamayacağı  da,
Örneklerle görülmüş ve anlaşılmıştır….
Bu itibarla,
Türkiye’nin kuvvetler ayrılığına dayalı,
  Yasama, Yürütme ve Yargı bağımsızlığına dayalı,
Parlamenter sisteme yeniden geçmesi gerekiyor.
2-İKTİDAR ORTAĞI, DEVLET BAHÇELİ;
SAYIN ERDOĞAN’A RAĞMMEN,
BİR SEÇİM SÜRPRİZİ  YAPABİLİR Mİ?...
Evet, Devlet BAHÇELİ’nin, bölesi bir sürpriz yapma ihtimalı var.
Bunu burada, eski bir örnekle açmaya çalışacağız.
AKP Genel Başkanı  ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN;
 Şeker Bayramı vesilesi ile Partisi AKP Teşkilatları ile
Video konferans yöntemi ile gerçekleştirdiği toplantıda,
Seçimin 2023’te yapılacağını,
Buna daha zaman var anlamında vurgu yapsa bile
Bunu belirleyecek önemli faktörlerden biri de,
MHP Lideri Devlet  BAHÇELİ’nin verdiği sinyallerdir,
Bundan sonrasında,
Bir sürpriz yapabileceğidir.
Hattı zatında AKP ile MHP arasında ki ittifak;
ZORAKİ bir birlikteliktir.
Sayın ERDOĞAN ve Sayın BAHÇELİ’nin,
Geçmişte,
Siyaseten birbirlerine söylemediklerini bırakmadıklarını,
Herkes biliyor,.
Ağza alınmayacak türden sözler!...
Sayın ERDOĞAN,
Kendi Teşkilatına, her ne kadar,
2023’e kadar bir seçim yok dese da;
Bunun mümkün olmadığını, olamayacağını,
Kendisi de biliyor.
Çünkü başta ekonomik açıdan, çok büyük sorunlar var,
Kasada para da yok.
Kimse borç para da vermek istemiyor!.
Eğer Sayın ERDOĞAN’ın korkusu, kuşkusu olmasa;
Durup dururken,
Gereksiz yere ve zor bir zamanda,
Ortamı gerginleştirmez,
Seçimi garantiye almak için,
Yukarıda ki maddelerde sıraladığım gibi,
Meslek Odalarını da, yandaş hale getirmek için,
 Yapılarını değiştirmeye çalışmaz,
Siyasi Partiler kanununu,
İttifakları önlemek için,
Kendi lehinde değiştirmek istemez.
Şimdi geçmişte, DSP+MHP, Koalisyon Hükümetine  geliyorum.
Bülent ECEVİT Hükümeti’nde, Devlet BAHÇELİ,
Koalisyon  Ortağı idi.
AMERİKA’nın,
 IRAK’a 2.Harekatı başlatmadan öncesinde,
Sayın ECEVİT,
 Bu savaşa müdahil olmayacağını,
Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden,
IRAK’a girmesine müsaade etmeyeceğini,
Kesin bir dille ortaya koyduktan sonra;
AMERİKA,
Bir finans krizi, bir ekonomik kriz başlatıyor…
Şimdi sonrasına bir bakalım:
TARİH:2001 yılı.
O zaman Cumhurbaşkanı da, Ahmet Necdet SEZER,
Başbakan Sayın ECEVİT’ ile
 Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet SEZER arasında çıkan bir tartışmada;
Sayın SEZER;
Alda oku anlamında,
 Anayasa kitapçığını , fırlatırcasına,
Sayın ECEVİT’in önüne bırakmasını,
Bazıları ekonomik krizin çıkmasının sebebiymiş gibi algılasalar bile
Böylesi bir olayın yaşanması ile
Türkiye’bir ekonomik krizin çıkmış olmasının,
Bir ilgisi, bir ilişkisi olmaz, olamaz da!
Asıl sebep;
 Başbakan Bülent ECEVİT’İ’in,
O zaman ABD Başkanı olan,Georgi W.BUSH’a
IRAK’a müdahale konusunda,
TÜRKİYE adına,
Yanlarında yer almayacağı konusunda,
Takındığı sert ve net tavırdır…
Şimdi Koalisyon ortağı Devlet  BAHÇELİ’nin ,
Böylesi bir zamanda,
Koalisyon ortağı, Devlet BAHÇELİ,
Ne yapıyor, buna bir bakalım:
Ekonomik krizi bahane ederek,
Bir erken seçim yapılması gerektiğini, ortaya atıyor,
Bundan sonrasında Türkiye,
İster istemez,
Bir erken seçim ortamına sürükleniyor,
Ve sonuçta,
Türkiye AKP ve Recep Tayyip ERDOĞAN ,
Macerası başlamış oluyor,
Ve nihayet,
Şimdi 2.Macera başlamak üzere!...
ŞİMDİ bu 2 örnekte, konunun özü ve özeti şu:
Sayın BAHÇELİ,
Bülent ECEVİT Hükümetinde, beklenmedik  bir zamanda ,
Ortaya bir erken seçim sözünü atmakla;
ECEVİT Hükümeti’nin düşürülmesinde;
Nasıl ki bir anahtar görevi görüp,
Kapıyı kapatırken;
AKP’ye ve onun Lideri Recep Tayyip ERDOĞAN’a,
İktidar yolunda,
Kapıyı açan bir anahtar görevi yapıyor.
GÜNÜMÜZDE ise;
Eğer Devlet BAHÇELİ,
2.Defa bir erken seçim sözünü ederse;
Muhtemelen Sayın ERDOĞAN ‘a,
İktidar yolunu kapatan,
Bir anahtar görevi yaparsa,
Kimse buna şaşırmasın!
Alevi Yazar Rıza ZELYURT,
Sayın BAHÇELİ’nin, beklenmedik bir zamanda,
Başkanlık Sistemine geçilmesi çıkışını,
Bunun için, bir Anayasa değişikliğine gidilmesi gerektiğini söylemesinin nedenini,
Ve nihayet bu günkü ortama gelinmesini,
Daha işin başındayken,
Bunun;
Sayın ERDOĞAN’a kurulmak istenen,
Bir tuzak olduğuna vurgu yapıyordu…
Böylesi bir uyarıyı yapan,
Başkaca bir Yazar da olmamıştı…
GERÇEK OLAN ŞUDUR Kİ;
Sebebi ne olursa olsun,
AMERİKA,
Bizim gibi Ülkelerle ittifak ilişkileri içinde  olan devletler ile
İlişkilerde, sebebi ne olursa olsun;
Kendisine yamuk yapan,
Ya da sözünden çıkan Ülke Liderlerine,
Bir şekilde, gereken cevabın , verildiğini,,
Yaşanan örneklerle görüyoruz.
27 Mayıs 1960 İhtilali sonrasında,
Merhum Adnan MENDERES, Hasan POLATKAN, Fatin Rüştü ZORLU’nun,
AMERİKA’NIN İSTEĞİ OLDUĞUNU,
Erol MÜTERCİMLER,
29 Mayıs 2020 HALK TV-Şimdiki Zaman,
Gürkan HACIR’ın programında
Kaynak göstererek, ortaya koydu.
Askeri Mahkeme’nin , Yassı Ada’da yaptığı yargılaması sonucunda,
Adnan MENDERES’e, Fatin Rüştü ZORLU’ya, Hasan POLATKAN’a,
İdam cezası vermişti ama
Başta İhtilal’ın Devlet Başkanı  Orgeneral Cemal GÜRSEL,
 Ve bazı Generaller ile
İsmet İNÖNÜ’de
Talepte bulunmuşlar, ağırlıklarını koymak istemişler,
Fakat etkili olamamışlar…
Bunun nedenini de,
Yukarıda vurguladığım üzere,
Erol MÜTERÇİMLER, söyledi;
Bu husus, Amerika’nın talebi imiş!...
NETİCEDE Adnan MENDERES Hükümeti;
SOVYETLER BİRLİĞİ’ne yönelme görüntüsü vermiş,
KIBRIS’ta Soydaşlarımızın güvenliklerini sağlamak açısından,
Türkiye’nin garantörlüğünü de içeren bir anlaşma ile
KIBRIS CUMHURİYETİ’nin kurulmasına vesile olmuşlardı.
Bülent ECEVİT Hükümeti zamanında,
1974 KIBRIS Barış Harekâtı da,
Kıbrıslı Rumların Soydaşlarımızı katletmeye başlamaları üzerine
Türkiye’nin garantörlük hakkına dayanarak,
Yapılmıştır..
 NETİCEDE, Bülent ECEVİT Hükümeti de,
Ekonomik bir kriz sonucunda,
Düşürülmüştür.
BU NEDENLE,
Başbakan Adnan MENDERES’i,
Dışişleri Bakanı, Fatin Rüştü ZORLU’yu,
Maliye Bakanı Hasan POLATKAN’ı,
Ve Kıbrıs Fatihi, Kara Oğlan lakaplı,
Başbakan Bülent ECEVİT’i,
Rahmetle ve minnetle anıyoruz.
3-AVRASYA ANKET ŞİRKETİ’NİN ARAŞTIRMA SONUÇLARI…

30 Mayıs 2020 Cumartesi YENİÇAĞ gazetesinde ki ,
CUMHUR İTTİFAKI, TEPE TAKLAK
Haberinde AVRASYA ARAŞTIRMA Başkanı Kemal ÖZKİRAZ’ın,
Anket  sonuçları şöyle:.
 DİĞER:% 0,27.
SAADET PARTİSİ: % 0,46.
Gelecek partisi:%  2,33.
DEVA PARTİSİ:%  3,03.
MHP:%  8,15.
İYİ PARTİ:% 10,25.
HDP:% 10,37.
CHP:%  30,65.
AKP yüzde 34,49.
                Bu verilere göre, ince hesaplara girmeden,
                Şu anda, vatandaşlarımızın siyasi tercihleri konusunda,
Bir şeyler söylemeye çalışalım.
Burada Büyük Birlik Partisi BBP’ye dair bir rakamsal bilgi olmadığından, sıfır yazıyoruz.
Cumhur İttifakı: AKP+MHP+BBP=% 34,49+% 8,15+ 0=% 42,64.
MİLLET İTTİFAKI’na,
Ali BABACAN’ın DEVA PARTİSİ ile Ahmet DAVUTOĞLU’nun GELECEK PARTİSİ’ni de ilave edersek;
CHP+İYİ PARTİ+SP+DV+GP=% 30,65+% 10,25+% 0,46+% 3,03+%  2,33=% 46,72.
Eğer HDP’de bu ittifaka dahil olur, ya da destek verirse;
% 46,72+% 10,37=% 57,09 olur.
Bu değerlendirmeye göre,Cumhur ittifakı çöküşte.
Bu anket, kişilere telefon edilip, soru sorma şeklinde yapıldığından;
Kayıt altında alınma korkusu ile
AKP’ye biraz fazla verdikleri düşünülebilir
Bu duruma göre, 52li bir Millet ittifakı’na göre aradaki fark;
 MİLLET İTTİFAKI-Cumhur ittifakı=% 46,72-% 42,64=% 4,08
Aradaki farka göre,
Millet ittifaki, 5’li ittifakla seçime girerse;
Cumhur ittifakına  nazaran % 4,08
Bu güne kadar yapılan seçimlerde, anayasa referandumu da dahil, seçim hilelerinin yapıldığını düşünürseniz;
Aradaki fark fazla değil.
Ekonomik krize, korona salgını vesilesi ile yaşanan sorunlara rağmen,
Sayın ERDOĞAN, hala tek başına % 34,49 oy alabiliyorsa;
İş çok zor demektir.
Zaman ilerledikçe belki aradaki fark, daha da açılabilir ama
Temkinli  olmak lazım.
Bir de şu var:
Ana Muhalefet Partisi, en avantajlı durumda bile;
Ancak % 30,65 alabiliyorsa,
Durum, yine kritik demektir.
İŞTE MERKEZ SAĞ’ın güçlenmesi,
Merkez Sağ Partilerin,
Bir çatı altında toplanması,
İşte bu açıdan çok önemli!...

4-BOP KAPSANINDA BÖLÜNÜP,-PARÇALANMIŞ,
ORTADOĞU HARITASI.




Bu harita 2006’da
ABD Savunma Bakanlığı PENTAGON tarafından yayınlanmış,
Resmi bir belgedir.
Bu haritada Türkiye’den, Suriye’den, Irak’tan parça koparıldığını,
Ve büyük Kürdistan Devleti kurulmak istendiğini görüyorsunuz.
BÖYLESİ büyük ve zor hedefler, hemen gerçekleşmez.
Aşama, aşama olur ve biraz zaman ister.
Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ın;
Başbakan iken söylediklerini, biliyorsunuz,
Biz genişletilmiş Kuzey Afrika ve Orta Doğu Projesi BOP’un Eş Başkanlarından Biriyiz,
Ve biz bu görevi yapıyoruz.
 Böylesi bir Eş Başkanlık;
Sayın ERDOĞAN’’ın kendi Beyanı…
Türkiye Büyük Millet Meclisi TBMM tarafından,
Bir karar, bir görevlendirme değil.
Fatih ALTAYLI ile yaptığı bir TV programında,
HEDEF 2023’ü şöyle anlatıyordu:
Türkiye 2023 yılında Eyaletler Sistemine geçebilir,
Eyaletler Sistemi’nden korkmamak lazım.
Osmanlı Devleti’nde, Lazistan, Kürdistan Eyaletleri vardı,
 BOP kapsamında Diyarbakır, bir Yıldız olabilir gibi sözler.
BU İZAHATLARDAN sonra şuraya geliyorum:
EĞER SİZ;
Bir Süper güç, bir Süper Devletin,
Bir Projesinin Parçası iseniz;
SİZ DE, TÜRKİYE’DE;
Büyük bir yükün altındasınız demektir.
BU İTİBARLA yapılması gereken en doğru iş;
Türkiye’nin tekrar Parlamenter Sisteme dönmesi,
Cumhurbaşkanı’nın  tarafsız hale gelmesi lazım.
 BÖYLESİ bir durumda AMERİKA;
Sayın ERDOĞAN’a da, Türkiye’ye de şantaj yapamaz!...
Bu gibi konuda,
Eski Başbakan ve Cumhurbaşkanlarından , ATATÜRK’ün Silah Arkadaşı,
Rahmetli İsmet İNÖNÜ’nün, Kulaklara Küpe olması gereken,
Şu sözünü hatırlatmak isterim:
Büyük Devletlerle İttifak yapmak;
Ayı İle Yatağa Girmek Gibidir.
Bu itibarla  Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ı ,
Yakının da olan birilerinin ikna etmesi gerekiyor…

5-MERKEZ SAĞ’IN ÇÖKERTİLMESİ SONUCUNDA AKP;
 İKTİDAR OLMUŞ VE BU GÜNLERE GELEBİLMİŞTİR….
             
            Kasım 2002’de yapılan bir erken seçim sonucunda,
Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’nin iktidara taşınması,
18 Yıla yakın bir süre,
İktidar da kalmasının nedenlerinden biri de;
 MERKEZ SAĞ’IN çökertilmesindendir,
Toparlanmasına müsaade edilmemesindendir.
MERKEZ SAĞ SEÇMEN;
CHP’ye ve diğer sol Partilere, kolay kolay oy vermez! AMA
Merkez Sağ çökertildiği, toparlanması da engellendiği için,
İstemeyerek de olsa,
Oylarını AKP’ye vermiş ve bu günlere gelinmiştir
Bu noktada,
O günün Dünya şartlarında, Sayın ERDOĞAN ve Partisi AKP;
BOP kapsamında parlatılıp, iktidara hazırlanırken;
MERKEZ SAĞ’da çökertilmiş ve bu günlere gelinmiştir.
EĞER İNTERNETTE;
Erıol Mütercimler-AKP kim tarafından ve nasıl kuruldu?yazar,
Ve ENTER’e basarsanız,
Hikayeyi doğrudan dinlersiniz.
Bu bilgiler, ULUSAL KANAL’da yayınlanmış…
Sayın MÜTERCİMLER;
 AKP’nin iktidara geleceğini, Sayın ERDOĞAN’ın,
Başbakan olacağını,
DAHA 24 Ekim 1999’da,
Davet edildiği, Bulgaristan sınırına yakın bir yerde,
Av Münci Münci’nin evinde,
Gerçekleşen bir toplantı da,
Öğrendiğini söylüyor….
BU İTİBARLA,
Türkiye’de huzur ve güvenin yeniden sağlanması,
Türkiye Cumhuriyeti’nin,
Kurucu değerlerine yeniden getirilebilmesi için;
MERKEZ SAĞ PARTİLERİN,
Yeni bir KAPTAN öncüğünde,
Bir araya gelmeleri gerekiyor.
Böylesi durumda Merkez Sağ;,
Eskiden olduğu gibi;
Türkiye’nin siyasetinde, belirleyici bir unsur olur.,
Bence bu gün, böylesi bir potansiyel var.
Burada bu yeni KAPTAN’ın kim olabileceğini de söyleyeceğim.

6-BEN SİYASETLE İLGİLENMEYE, TANSU ÇİLLER ZAMANIN DA;
DOĞRUYOL PARTİSİ’NDE BAŞLADIM.

Tansu ÇİLLER ve Rahmetli Süleyman DEMİREL ile
Bazı Arkadaşlarla grup halinde yaptığımız ziyaretler vesilesi ile
Bir şekilde tanışmak, konuşmak fırsatımız da oldu.
 Günümüz siyasetini de ilgilendirdiği için,
Sayın ÇİLLER’in,
Kendisine yakın olan bazı Arkadaşlara söylediği çok önemli bir sözü;
Bu vesile ile sizlere aktarmak isterim.
AMERİKA,
IRAK’ı işgal edecek.
Ama ben o zaman, Başbakanlık koltuğunda olmayacağım.
Bu vurgu sizlere, günümüzle ilgili bir şeyler hatırlatmıyor mu?
KARDAK KAYALIKLARI’NIN Yunanlılar tarafından işgal edilmesi esnasında,
Dik duruşu ile de
Halkımızın nezdinde, bir kahraman olmuştu.
NEVARKİ, 3Kasım 2002’de yapılan bir erken seçim neticesinde;
Tansu ÇİLLER Yönetimindeki DOĞRUYOL PARTİSİ;
% 9,98 oy oranı ile seçim barajı altında kaldı.
Bu da 105-106 Bin gibi bir oya tekabül ediyor.
Bu konuda,
Başbakan Tansu ÇİLLER’in, kişisel hataları ile
Parti teşkilatlarının iyi çalışmadıkları,
Ya da sandıktan çıkan oylara sahip çıkamadıkları,
Koruyamadıkları gibi sebepler olsa bile
GERÇEK bu değil!
105Bin-106 Bin oy farkı ne ki?...
 NİHAYETİNDE BU TARİH;
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin,
Ve bundan sonraki MERKEZ SAĞ’ın,
 Başını kaldıramadığını,
Toparlanamadığını görüyoruz.
BURADAKİ durumun özü ve özeti şudur:
BU TARİHTEN itibaren,
Türkiye’de yapılan seçimlerde,
Daha önceleri görmediğimiz, duymadığımız,
Bilgisayar programları ile
Nereye ne kadar oy gerektiği hesap edilerek,
Sisteme girilip, müdahale edildiği,
Buna uygun eklemeler yapıldığı iddiaları var,.
BU SİSTEM’in,
Manipülasyona açık olduğu gerekçesiyle
Amerika ve Avrupa’nın bu sistemden vazgeçtikleri söylense de,
Türkiye’de devam ettiğine,
Vurgu yapılıyordu.
Bu itibarla bu ve buna benzer,
Oy hırsızlığına dayalı sorunlar,
Şimdiden halledilmelidir.,
 NASIL OLUYORSA, Türkiye’deki seçim sonuçları;
Normalde oy verme saatinin bittiği, Saat 17,
Ya da 18 gibi saatlerden itibaren,
Sonuçlar açıklanmaya başlıyordu,
Türkiye genelinde de sonuçlar da,
Çok çabuk açıklanıyordu…
AKP ile 18 yıl,
Böyle geçti işte!
Sonunda da deniliyordu ki;
Atı alan Üsküdar’ı geçti.
AMA AT:
            , 31 Mart 2019 Ve 23 Haziran 2019’da,
ÜSKÜDAR’I  geçemedi!...
Demek ki bu, çok önemli bir tecrübe oldu….

7-MERKEZ SAĞ PARTİLER,
TÜRK HALKI’NIN DÜŞÜNCE YAPISINA, EN ÇOK UYAN;
SİYASİ BİR YAPILANMA TARZIDIR.

Merkez Sağ Görüş;
Halkımızın büyük bir kısmının ruh halini,
Meselelere bakış tarzını ortaya koyan, bir yaklaşım tarzıdır.
Bu görüşe sahip insanlar;
Dinlerine, geleneklerine de bağlıdırlar ama
Dinci değildirler.
Kimsenin dinine, inancına da karışmazlar,
Bu yönleri ile de ılımlı insanlardır, hoş görülüdürler.
BU GİBİ SEBEPLERDEN OLMALI Kİ;
1950’Den başlayarak-27 Mayıs 1960ihtilâli’ne kadar,
DEMOKRAT PARTİ tarafından,
Bundan sonrasında ise,
Darbe ve Muhtıra Hükümetlerini saymazsak;
Demokrat Parti’nin  devamı niteliğinde ki,
ADALET PARTİSİ, DOĞRUYOL PARTİSİ tarafından, doğrudan yönetilmiş,
Ayrıca DOĞRUYOL PARTİSİ’nin katkısı;
 REFAHYOL-Neçmettin ERBAKAN, Hükümeti’nde ise,
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin katkısı,
Tansu ÇİLLER ile devam etmiştir.
1980 Darbesi’ sonrasında kurulup, iktidara gelen, ANAVATAN PARTİSİ;
DEMOKRAT PARTİ’nin bir devamı olmasa bile
Bu Parti de bir Merkez Sağ Partiydi
BU İTİBARLA TÜRKİYE;
Darbe ve Muhtıra Yönetimleri hariç olmak üzere
1950’den başlayarak,
3 Kasım 2002’de Adalet ve Kalkınma Partisi AKP, iktidara gelinceye kadar,
Aradan geçen 52 yıl gibi, uzun bir sürenin çoğunda,
TÜRKİYE;
MERKEZ SAĞ kökenli Siyasi Partiler tarafından,yönetilmiştir..
BU SÜRE İÇERİSİNDE yapılan seçimler,
Ve iktidar değişimleri de,
GENELDE;
Demokratik kurallar ve siyasi rekabet içerisinde olmuştur.
Örneğin eski Başbakan ve Cumhurbaşkanlarından rahmetli Süleyman DEMİREL,
6Defa gitmiş, 7. Defasında geri gelmesini bilmiştir.
Bu süre içerisinde Türkiye’yi idare edenler,
İktidarlarını devam ettirmek için,
Demokrasi dışı uygulamalara yönelmemişlerdir.
BU İTİBARLA;
 Süleyman DEMİREL’i,
Bülen ECEVİT’i,
Necmettin ERBAKAN’ı,
Turgut ÖZAL’ı,
Rahmet ve minnetle anıyoruz.,
Tansu ÇİLLER’e
Mesut YILMAZ’a,
Saygılarımızı gönderiyoruz,
Onları da minnetle anıyoruz.
HEPSİDE;
 Aldıkları Eğitim, Bilgi, Tecrübe, Donanımları çerçevesinde;
Türkiye Cumhuriyeti’ni yüceltmeye,
Bir şeyler yapmaya çalışmışlardır.
Rahmetli Süleyman DEMİREL ve Turgut ÖZAL hakkında,
İLAVETEN;
Bir şeyler daha söylemek istiyorum.
Her ikisi de hoş görülü ve samimi idiler.
Gazeteler ve Köşe Yazarlarının, eleştirilerini de,
Olgunlukla karşılarlardı,
Karikatürlere de, kızmazlardı.
Görüyorsunuz, günümüzde böylesi bir hoş görüye,
Ne kadar çok ihtiyacımız var!...
Sayın DEMİREL ve ÖZAL,
 Orta Asya Türki Cumhuriyetleri ile Soydaşlarımız ile de,
Yakından ilgileniyorlardı.
Sayın DEMİREL ile Kazakistan Devlet Başkanı Nur Sultan NAZARBAYEV arasında,
Samimi ve Soydaşlığa dayalı,
İyi anlaşan 2 dost, 2 arkadaş gibiydiler
Süleyman DEMİREL’in şu sözlerini,
 Tekrar hatırlatmak isterim:
Adriyatik Denizi’nden ÇİN DENİZİ’ne kadar,
Bizim nüfuz alanımızdır.
Bu söz Batılı Devletlerin hoşuna gitmiyordu.
Aynı şekilde Turgut ÖZAL’ın,
Türki Cumhuriyetleri ile yakından ilgilenmesi de,
Birilerini rahatsız ediyordu.
Sayın ÖZAL’ın , beklenmedik bir şekilde vefatının nedeni;
Şüphelidir,
Sırrını koruduğunu görüyoruz.
 TÜRKİYE’nin,
Türki Cumhuriyetleri ile ilişkilerini,
Her açıdan geliştirmeye çalışması,
Türkiye için de, Soydaşlarımız içinde;
Çok önemlidir.
Bu husus, aynı zamanda ATATÜRK’ün,
Bizlere vasiyeti niteliğindedir.
ŞU SÖZLERİ bir hatırlayalım:
Sovyetlerin egemenliği altındaki Soydaşlarımız da,
O zaman bağımsızlıklarına kavuşacaklar.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasını beklemeden,
Şimdiden hazırlıklarımızı yapmalıyız!.
Sayın Süleyman DEMİREL ve Turgut ÖZAL’ın,
Turki Cumhuriyetlerine duyduğu ilgi ve yakınlığı,
Bu kapsamda değerlendirmek,
Daha doğrudur.
BU İTİBARLA günümüz siyasetini de ilgilendirdiği için,
Türkiye’nin hak ve çıkarlarını korumak açısından;
Türkiye’yi idare edenlerin;
Türk’le, Türklük’le,  ATATÜRK’le  ilgili,
Bir takıntılarının olmaması gerekir….
Benim gündeme getirdiğim,
KANAL İSTANBUL yerine KANAL KARHAZ,
 Konusuna bir göz atmanızı da öneririm.
KANAL KARHAZ;
HAZAR DENİZİ’nin, KARADENİZ’e,
Bir kanalla bağlanmasıdır.
B u adı da ben koydum.
Böylesi bir proje, aynı zamanda,
Nur Sultan NAZARBAYEV’in de,
Bir önerisiydi.
Türki Cumhuriyetleri ile
Türkiye’de çalışan Soydaşlarımızın sorunları ile ilgili olarak,
 Gündeme getirdiğim konulara da,
Bir göz atmanızı öneririm.
BUNDAN SONRASINDA BİZLERİN DE;
Türkiye adına bir şeyler yapması gerekiyor.
8-TANSU ÇİLLER,
 NİYE YENİDEN GÖREV ALMAK İSTEME Dİ?
 ANAVATAN PARTİSİ İLE DOĞRUYOL PARTİSİ,
NİYE BİRLEŞEMEDİ?
Bu gibi konularda da,
Günümüz Siyasetini ilgilendirdiği için;
Bir şeyler söylememiz gerekiyor.
1)Paragraf 6’da, Tansu ÇİLLER’in Başbakanlığı döneminde.
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin,
3 Kasın2002’de yapılan erken seçimin sonucunda,
% 9,98, veya 105-106Bin oy noksanı ile
Seçim barajının altında kalması sonucunda;
Sayın ÇİLLER;
Onuruna yedirememiş olmalı ki,
DOĞRUYOL PARTİSİ’nden istifa etmişti.
2)Şimdi ise
3 Kasım 2002tarihinden sonraki süreci,
İncelemeye çalışacağız.
 Genç, ya da yaşlı, herkes , Tansu  ÇİLLER’in,
Partinin başına geçmesini çok istedi ama
Niyetinin olmadığı anlaşılıyordu,
Sonrasında ortam hazırlandı,
DOĞRUYOL PARTİSİ, kongre kararı aldı,
Resmi çağrıda bulunuldu,
Partinin başına geçmesi istendi,
Bunun için, İstanbul’daki Yalısına, heyetler gitti,
Buna rağmen dönmek istemedi..
Ben şahsen, Tansu Hanımın;
Gerçekten dönmek istemediğini, düşünmüyorum;
Bizlere söyleyemediği,
Çok önemli konular, olduğunu sanıyorum..
Eğer DOĞRUYOL PARTİSİ’nin başına gelse;
Bu durumda,
Muhtemelen AKP, iktidarını devam ettiremezdi.
Başbakanlık yaptığı için;
AKP’nin elinde, kullanabileceği bilgiler olabilir.
Ben bu mazeretin, yolsuzlukla, parasal konularla,
İlgili olduğunu düşünmüyorum.
Bu gibi konular,,ya da sorunlar;
Muhtemelen Mehmet AĞAR’in görev alanı ile ilgili olabilir.
Sayın ERDOĞAN’ın, kaybetmeye tahammülü yok.
Bunu, günümüzde de görüyoruz;
CHP’li Belediyelerin,
Yaşadıkları sorunlar, örnekleriyle orta da!
Bu gibi önemli konuların nedeni,
Genelde zaman içerisinde,
İktidar değişiminden sonra,
Aydınlığa kavuşur…
Bu itibarla daha fazla eşelemeye gerek yok…
 5) şimdi 2007 Milletvekili seçimi öncesine geliyorum.
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin başında, Mehmet AĞAR,
ANAVATAN PARTİSİ’nin başında ise, Erkan MUMCU vardı.
 Yapılan görüşmelerde, mutabık kalınan husus şöyle:
Her 2Partide Kongre yapacak;
DOĞRUYOL PARTİSİ’nin adı; DEMOKRAT PARTİ olarak,
Değişecek,
ANAVTAN PARTİSİ;
 Kongrede kendisini fesih kararı alacak,
Ve DEMOKRAT PARTİ’ye katılacak,
 SEÇİME İSE;
DEMOKRAT PARTİ’nin çatısı altında girilecekti.
Bu, çok doğru ve çok önemli bir karardı.
Burada 2 Partinin kongre tarihlerinin,
Birbirlerine yakın bir zaman olduğu anlaşılıyor.
6)ŞİMDİ bundan sonraki gelişmelere bir bakalım.
 DOĞRUYOL PARTİSİ,
Kongresini yapıp;
Adını da DEMOKRAT PARTİ olarak değiştiriyor.
ANAVATAN PARTİSİ’nin  kongre yapmasını beklemeden,
Seçim çalışmalarına başlıyor.
Bende bu seçimde, Kahraman Maraş’tan,
Milletvekili Adayıydım
İLTEŞKİLATI ve Adaylarda dahil herkes,
Sıkı bir çalışma içine girdik,
Güzel ve başarılı bir seçim kampanyası yaptık.
ANKETLERE GÖRE,
DEMOKRAT PARTİ’nin oyları % 14-15 arasındaydı.
Herkeste DEMOKRAT PARTİ zirve yapacak beklentisi varken;
ŞOK BİR HABER,
Ortalığı allak bullak etti
DEMOKRAT PARTİ İLE ANAVATAN PARTİSİ,
BİRLEŞMEKTEN VAZ GEÇTİ.
Sonrasında Demokrat Parti, seçim barajını geçemez! Dedikodusu başladı.
Ankara’da Sinan AYGÜN,
Ben seçim barajı altında kalacağı anlaşılan bir Partide kalamam beyanatı ile,
Ayrılıyor…
BÖYLESİ BİR BEYANAT, çok etkili oldu..
7) Mehmet AĞAR, oyunu memleketi, ELAZIĞ’da kullanıyor.
Oy vermeyi müteakiben Ankara’ya dönüyor.
Seçim sonuçlarını,
Celal BAYAR Köşkü’nde takip ediyor
GENEL MERKEZ’ın 9. Katında seçim bürosu kuruluyor ama
Başında sorumlu kimse yok.
SANDIK sonuçlarının henüz yarısının belli olduğu bir zamanda,
Beklediği, umduğu sonucu göremediğinden olmalı ki,
Sayın AĞAR, daha fazla beklemeye gerek görmeden,
DEMOKRAT PARTİ Genel Başkanlığı’ndan  istifa ettiğini,
Basın Sözcüsü aracılığı ile duyuruyor.
8)Ve sonuçta DEMOKRAT PARTİ;
Aldığı b% 5,4 oy ile seçim barajının altında kalıyor.
Bu noktada da,
Bir şeyler söylemek isterim.

9)PEKİ, ORTAKLIK NİYE BOZULDU?

Seçim döneminde gazeteler, bu konuda,
 Çok yazıp, çizdiler.
  Kulislerde 2 lidere de;
Ortaklığın bozulması yönünde,
Havuç ve sopa yöntemi ile baskı yapıldığı,
 Tercihe zorlandıkları ,
İddiaları konuşuluyordu.
Bu gibi konularda adı geçenlerin;
Şimdi ne ile uğraştıkları ile
Mal varlıkları araştırılırsa,
İpuçlarından, konu biraz daha netleşir.
Sayın Tansu ÇİLLER için, bir şey diyemiyorum ama
Nihayetinde onun da bir Ailesi ve bir Eşi var.
Kaç yıl öncesinde, gazete de okumuştum;
ÇİLLER AİLESİ’nin;
İştanbul-Sarıyer-Zekeriya Köy’de,
 Kendilerine ait bir site inşaatı yaptıkları haberi vardı.
İstanbul’da önemli yerlerde, bir site inşaatı başlatmak,
Önemli bir konu…
Burada ruhsatla ilgili bir sorun var mıydı,  yok muydu?
Bunu bilmiyoruz!..
Şimdi bu konuyu geçiyoruz.
EĞER söz konusu kişi, Bir Başbakan ise,
Bir İçişleri Bakanlığı yapmış bir kişi ise,
VEDE Genel Başkanı oldukları,
DOĞRU YOL PARTİSİ,
Türkiye Siyaseti açısından çok önemliyse;
BU GİBİ önemli Kişilerin,
Görevleri icabı, yaptığı işler,
Yada sahip oldukları Devlet’e ait bilgiler,
Gün geliri siyaseten bir zorlama,
Bir zorda bırakma faktörü olarak,
Bunun değişik şekilleri vardır…
BU NEDENLE Sayın ÇİLLER ve Sayın AĞAR döneminde,
Y aşanan bazı konulara,Işık tutmak istiyorum.

9-MEHMET AĞARIN,
DEVLET KADEMESİNDE YAPTIĞI GÖREVLER.

Bu konu yukarıda da vurguladığım üzere
DOĞRYOL PARTİSİ, ya da Merkez Sağ’ın,
Siyaseten çökmesi, ya da çökertilmesi gibi konular,
ÖNEMLİ bir zaman dilimine denk geliyorsa,
Kuşkulu durumlar varsa,
Bu dönemle yaşanan önemli konular,
Bizlere bir ip ucu verebilir.
Burada değineceğim konulara, herkes internetten ulaşabilir.
Ben sizlere burada,
Kısa bir özet sunmak istiyorum.
1)Prof.Dr.Tansu ÇİLLER,Temmuz 1993’te,
DOĞRUYOL PARTİSİ(DYP)’nin Genel Başbakanı. ve Başbakan oluyor.
2)Sonrasında,
1951 Elazığ doğumlu, Emniyet kökenli Mehmet AĞAR’,
Sayın ÇİLLER’in A Takımında yer alıyor.
3)Ve Sayın AĞAR,
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne getiriliyor.
4)1995’te DYP’den Milletvekili seçilip, Meclis’e giriyor.
5)Mesut YILMAZ-ANAYOL, döneminde,
İçişleri Bakanlığı’na getiriliyor.
6)Prof.Dr Necmettin ERBAKAN-REFAHYOL döneminde,
 Başbakan Sayın ERBAKAN’ın, Libya seyahati vesilesi ile ilgili,
Bakanlar Kurulu Kararnamesine,
İmza atmıyor.
Bu nedenle Sayın AĞAR, istifa etmek zorunda kalıyor.
Başka bir deyişle, azlediliyor.
BAKIN şimdi burası çok önemli.
Libya konusunun;
Günümüzde, Sayın ERDOĞAN açısından,
Ne kadar çok önemli olduğunu görüyorsunuz.
Sayın ERDOĞAN o zaman, henüz Milletvekili bile olmasa;
Sayın AĞAR konusunda bir noktalı virgül koymuş olabilir.
B unu da geçiyoruz.
7)3 Kasım 1996SUSURLUK KAZASI ,
Ve Ortaya Dökülen Gizli İşler.
Bu konu basınımıza şöyle yansıdı:
Susurluk Kazasında Derin Devlet Ortaya çıktı.
BU tarihte Balıkesir’İN susurluk İLÇESİ yakınlarında,
İÇİNDE Kuşadası, Kemalettin ERÖGE, Polis Karakolu Mğdürü,
Hüseyin KOCADAĞ’ın kullandığı Mercedes marka otomobil,
Karşı yönden gelen, kamyon ile çarpışıyor.
Kazada Hüseyin KOCADAĞ ile
Üzerinde Mehmet ÖZBAY  adına sahte kimlik bulunan,
Kırmızı bültenle aranan,
Katliam sanığı Abdullah ÇATLI ,
Mehat ÖZBAY  sahte kimlikli,
ÇATLI’nın sevgilisi ölüyor.
DYP Urfa Millet Vekili Sedat BUCAK,
Yaralı olarak kurtuluyor.
8)Abdullah ÇATLI ile ilgili suçlamalar:
1980 öncesi, Ankara-Bahçelievler semtinde,
İşçi Partisi mensubu 7 öğrencinin öldürülmesi olayına karışmak,
Abdi İPEKÇİ’nin öldürülmesi ile ilgili olarak,
Kırmızı Bülten’le aranmak,
9)Çarpışa Mercedes’in içinde bulunan silahlar:
Suikast silahları,
İçinde uyuşturucu olduğu iddia edilen bir paket.
2 MP-5 marka otomatik tabanca.
Sedat BUCAK ve Hüseyin KOCADAĞ adına kayıtlı,
Ruhsatlı tabancalar.
Özel Tim tarafından kullanılan çok sayıda mermi.
2 Adet susturucu.
IRAK yapımı Tarık marka, Baretta marka, 2 tabanca.
 10)Sedat BUCAK ,
 İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 12 gün tedavi görüyor.
12. Günde, gece yarısı hastaneden, kaçırırcasına apar topar,
 Hastaneden taburcu ediliyor.
11)BUCAK ilk yaptığı açıklama,
Silahların, kendisine ait olduğunu ve adamlarının kullandığını söyledi,
BUCAK,
Hüseyin KOCADAĞ’ın,
ÇATLI’yı gerçek ismiyle tanımadığını söyledi.
12)Jandarma Kriminal Dairesi,
Çatlı’nın Emniyet Uzmanı olduğunu gösterir belgenin sahte olduğunu,
Buna karşın,
Belgeyi onaylayan Mehmet AĞAR  imzasının,
Gerçek olduğu sonucuna vardı ama
AĞAR, yinede;
Bunun sahte olduğunu iddia etti.
13)TBMM’de bir ARAŞTIRMA KOMİSYONU kuruluyor.
Ve Komisyon;
 Başkan Mehmet ELKATMIŞ Başkanlığında,
Çalışmalarına başladı.
14)24 Kasım1996’da,
Mesut YILMAZ’ı
 MACARİSTAN’da bir Otelin lobisinde,
Yumruklayanın,
Ülkücü kökenli Veysel ÖZERDEM’in olduğu,
Ortaya çıktı.
15)Bu Komisyonda,
Mesut YILMAZ, MİT görevlisi Mehmet EYMÜR, Sedat BUCAK ile
Abdullah ÇATLI’nın Eşi Meral ÇATLI da ifade verdi.
16) Mehmet AĞAR’ın dokunulmazlığı,
11 Aralık 1997’de kaldırıldı.
17)15 Haziran 2000 Tarihinde,
Araştırma Komisyonu ,çalışmalarını tamamladı.
6’ya karşı 8 oyla;
Mehmet AĞAR’ın;
Yüce Divan’da yargılanmasına gerek olmadığına,
Karar verdi
18)DYP Genel Başkanı Tansu ÇİLLER;
 Meclis’te Grup Toplantısı’nda, yaptığı konuşmada
Şöyle dedi:
Bir Ülke adına, bir Millet adına,kurşun atanda,
Kurşun yiyen de;
Bizim için saygıyla anılır gibi,
Bir söz söyledi.
19)Tansu ÇİLLER,
3 Kasım 2002 Milletvekili seçiminde,
DYP’nin % 9,98 oy oranı ile seçim barajının altında kalması  sonucunda,
DYP Genel Başkanlığı’dan istifa ettiğini açıkladı.
20)Mehmet AĞAR,
 14 Aralık 2002’de yapılan Kongrede,
DOĞRUYOL PARTİSİ GENEL Başkanlığı’na seçildi.
21)22 temmuz 2007 Milletvekili seçiminde,
% 5,4 oy oranı ile,
Seçim Barajının altında kalıyor,
Ve DEMOKRAT Parti Genel Başkanlığı’ından istifa ediyor ama,
Aralık ayında, yeni bir Genel Başkan seçilinceye kadar,
Görevde kalması isteniyor,
Ve Aralık ayında,
Görevi Hüsamettin CİNDORUK’a devrediyor.
22)Aldığı 5 Yıllık hapis cezası,
Yargıtay tarafından onaylanınca,
Mehmet AĞAR;
25 Nisan 2012 Tarihinde,
2 Yıllık cezasını çekmek üzere,
Aydın-Yeni Pazar ilçesi, K1 Tipi,
Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na teslim oluyor,
Sonrasında, cezasını çekip,
Tekrar serbest kalıyor..
10-BİR DEĞERLENDİRME
1)Sayın Prof.Dr Tansu ÇİLLER’in;BELKİDE farkında olmadan;
Kaza sonucunda ortaya çıkan yanlış işlerin,
Sorumlusuymuş gibi  bir algı yarattığı anlaşılıyor..
2)BU İTİBARLA Mehmet AĞAR’ın, görevi icabı
Bir trafik kazas neticesinde,ortaya dökülen bilgilerle doğrudan,
İlişkilendirilmeye çalışıldığı anlaşılıyor.
Bu 2 husus;
 MERKEZ SAĞ’ın seçim barajı altında bırakılmasının;
Gerekçelerinden biri olabilir.
Tansu Hanımın sarf ettiği bu sözler,
Ancak Cephede mücadele eden,,
Askerlerimiz için geçerli olabilir.
BURADA EMNİYE TEŞKİLATI’nın;
Vatana ihanet ettikleri ni,kesin olarak ortaya koymadadan,
MUHALİF;
Bilim Adamlarını, Gazetecileri, Muhalif gençleri;
Bir düşman askeri gibi görmek,
Faili meçhul cinayetleri,
Görmezlikten gelmek anlamına gelir ki;
Böylesi bir benzetme çok yanlış.
B öylesi bir husus;
MERKEZ SAĞ’ın seçim barajı altında bırakılmak istenmesinin
Nedenlerinden biri olabilir.
 İktidarı bırakmak niyetinde olmayan bir YÖNTİM,
BU FIRSATI;
Kaçırmak istemeyebilir.
BU HUSUSU;
 Bir şantaj, bir baskı unsuru olarak kullanmak,
İsteyebilir.

11-GAZETE MANŞETLERİ.

5)5 Haziran 2020 Cuma BİR GÜN.


MİLLİ İRADE ASALI BİTTİ,
Tartışmalı müzakereler görüşülürken,
AKP ani bir kararla BERBEROĞLU,
FARİSOĞULLARI ve GÜVEN’in vekilliklerini düşürdü.
Bu olay, milli irade söyleminin,
Sahte olduğunu gösterdi.

6 Haziran 2020 Cumartesi SÖZCÜ.

Milyonları önce üzdüler, sonra sevindirdiler
                         GECE YASAK GELDİ
                        GÜNDÜZ YASAK GİTTİ.
Sağlık Bakanı Sokak yasağı yok demesine  rağmen, iÇİŞLERİ ,
Önceki gece var dedi.
Dün ERDOĞAN,yasağı kaldırdım , açıklaması yaptı.

12-MERKEZ SAĞ’IN TOPARLANMASI İÇİN;
BENİM ÖNERİM, İLHAN KESİCİDİR.
MERKEZ SAĞ PARTİLER;
İLHAN KESİCİ’NİN BAŞKANLIĞI ALTINDA TOPLANIRLARSA;
SORUN ÇÖZÜLÜR.
Bu konunun nedeni şu;
İlhan Bey, hem Süleyman DEMİREL Ailesinin bir parçası,
Hem Merkez Sağ gelenekten  gelen, bir kişi,
Hem, Ekonomiyi ve Devlet Yönetini bilen , değerli bir bürokrat,
Hem de çok sempatik,
Ve herkesle iletişim kurabilen,
Halkımızın mizacına da çok uyan bir kişiliği var.
Bir defasında duymuştum;
İlhan KESİCİ’nin bir Televizyon Programındaki,
Konuşmasını dinlemiş olmalı ki,
Bir Pazarcı Esnafı;
Pazarda  karpuzunu satarken, şöyle sesleniyor:
İLHAN ABİ’NİN karpuzu bunlaaaar!...
Size de ilginç değimli bu, bu örnek?...
BAŞLANGIÇTA ben,
Merkez Sağ’ı toparlaması için,
 Tecrübeli, şaibesiz ve düzgün bir kişi olması vesilesi ile
Hüsamettin CİNDORUK’u düşünüyordum,
Bazı arkadaşlarla da konuştum, itiraz eden olmadı ama
Yaşının biraz daha genç olan birisi olursa,
Daha yararı olur denildi.
İlhan Bey, benim kafamda hep vardı zaten!
 SONUÇTA fikrim netleşti,
İlhan KESİCİ, EN UYGUN ADAY!...
Tabi ki, Sayın CİNDORUK ve çoğu ile kişisel dostluğum olan,
MERKEZ SAĞ’ın diğer Büyükleri de,
Bir şekilde bu işin içinde olacaklar.
 ŞİMDİ ESAS KONUYA giriyorum.
Şu anda Merkez Sağ’ın lokomotifi,
Ve bu güne kadar, varlığını değişik adlar altında da olsa,
Bir şekilde devam ettiren,
Türkiye çapında Teşkilatları olan,
En önemli Temsilci;
Şu andaki DEMOKRAT PARTİ’dir.
BU İTİBARLA, şu an Demokrat Parti’nin Genel Başkanı olan,
Gültekin UYSAL’a çok önemli bir görev düşüyor.
Gültekin UYSAL,
Yıllardan beri, bu Partinin başında ama
Bir oy patlaması yapamadı,
DEMOKRAT PARTİ’yi de, bir yere getiremedi,
Nihayetinde, İYİ PARTİ’nin kadrosundan Aday oldu,
Ve böylece Meclis’e girebildi.
Ben sadece Gültekin UYSAL içinde söylemiyorum,
Merkez Sağ’da kaliteli Arkadaşlarımız var ama
Bunların hiçbiri,
Şu anda Merkez Sağ’bir çatı altında toplayamaz!
BU İTİBARLA kimsenin itiraz etmeyeceği,
Etmemesi gerektiği bir öneriyi ortaya koyuyorum..
BU KONUDA, Sayın GÜLTEKİN’e çok önemli bir görev düşüyor:
EĞER GÜLTEKİN BEY,
 DEMOKRAT PARTİ  İÇİN, bir Kongre kararı  alırsa,
Bir başlangıç olur….
BUNDAN SONRASINDA yapılacak iş şu:
Başta Gültekin UYSAL olmak üzere;
 ADALET PARTİSİ Genel Başkanı Prof.Dr Vecdet ÖZ,
 Şu an DOĞRUYOL PARTİSİ adı altında faaliyet gösteren,
Teşkilatlanması da olan, Genel Başkanları,
Çetin ÖZAÇIKGÖZ,
Demokrat Parti Eski Genel Başkanlarından Sayın Namık Kemal ZEYBEK,
Kapatılan Yurt Partisi Genel Başkanı,
Sadettin TANTAN,
Eğer kabul ederse Eski Başbakanlardan Mesut YILMAZ,
İlgi alanlarına göre,
GENEL BAŞKAN YARDIMCILARI sıfatı ile
Sayın İLHAN KESİCİ’nin GENEL BAŞKANLIĞI etrafında toplanmayı,
Kabul ederlerse;
TÜRKİYE’de Huzur ve Güvenin Sağlanması,
Demokrasinin yeniden inşa edilmesi,
Ekonomik sorunların da,
Çözülmesi noktasında,
Çok önemli bir hizmeti, bir görevi,
Yerine getirmiş olacaklardır.
Söyleyeceklerim budur.
GERİSİ ÇOK KOLAY!...
İşin erbabı, he konuda , uygulamaları da iyi olan uzman kişiler,
Sisteme monta edilir,
Destek verilir, tüm sorunlar,
Kökünden çözülür,
Halkımıza da bir umut, bir heyecan gelir.
Şunu demek istiyorum:
 EĞER Bir Ülkede;
HAK, HUKUK, ADALET ,DEMOKRASİ VE LİYAKA DAYALI;
Bir Sistem Yoksa,
Hiçbir sorun çözülemez!
NETİCEDE HERŞEY;
Sonunda gelip, Siyasete dayanıyor.
ÖRNEĞİN BEN,
Batı Standartlarında, uygulaması da iyi olan,
Enerji Uzmanı bir Yüksek Mühendisim.
Yıllardan beri yazıyorum, söylüyorum,
Görev yaptığım sırada söyledim.
Elektrik birim fiyatları minimum % 50 ucuzlatılabilir.
Sorun şurada:
Termik Santrallerin bakımı iyi yapılsa,
Usulüne göre çalıştırılmış olsa,
Hem hava kirliliği olmaz,hem daha az kömürle daha fazla enerji elde eldir,
Hava ile beraber toprakta kirletilmez,
Baca gazı arıtma sistemlerine de gerek kalmaz.
B u gibi sorunları, Dünya standartlarında çözeceğini, çözebileceğini,
Söyleyen, söyleyebilen birini,
Ben bu güne kadar, ne gördüm, ne de duydum.
İsteyen inanır, isteyen inanmaz.
Bunun sebebi şu:
Biz yüz yıllardır boyunca,
Batı hayranlığı, batı karşısında , bir eziklik içinde büyütülmüşüz.
Herşey batıda demişiz1
Biz niye yapamıyoruz diye kendimize sormamışız.
Bir yılı aşkın bir süredir söylüyorum,
Ve diyorum ki;
Bütün betonlaşmaya rağmen;
İklim değişikliği neticesinde, aniden başlayan yağışlarda,
Oluşan sellerde, can ve mal kaybını,
Türkiye genelinde önleyeceğim,
Türkiye2deki susuzluk sorununu, çözeceğim,
Kuruyan gölleri, yağmur suları ile dolduracağım,
Fazla gelenlerini de,
Araplara, başkalarına da satıp, para kazanabiliriz dedim.
Ama ne Büyükşehir, Belediyelerine, Ne Muhalefet Liderlerine,
Nede Muhalif Kanallara ulaşabildim.
SORUN ŞU:
SAĞ-SOL DEMEDEN;
Akıl, Bilim VE Mantığın ışığı altında,
Bizimde önümüze, kendi teknolojisini üreten,
Bir Dünya Devleti olma hedefi koymak,
BATI’IN DA TEÇRÜBELERİNDEN de elbette yararlanacağız,
Ama ne Ameri’nın, ne Rusya’nın, ne de bir Başkasının,peşine takılmakla,
Sorunları çözemeyiz!
Saygılarımla.
6/6/2020 Cumartesi
                                                                            Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
                                                                                           Enerji  Uzmanı-Gazeteci Yazar.
wwahmetyalvac1946blogspot.com.tr


KULLANILAN GAZETELER:
1)30 Mayıs 2020 Cumartesi YENİÇAĞ.
2)30 AMAYIS 2020 Cumartesi BİRGÜN.
3)28 Mayıs 2020 Perşembe BİRGÜN..
4)30 Mayıs 2020 Cumartesi SZCÜ
5)6 Haziran 2020 Cumartesi BİRGÜN.
6)6Haziran 2020 Cumartesi SÖZCÜ.