15 Nisan 2022 Cuma

KISSADAN HİISSE İLE-3-





KISSADAN HİISSE İLE-3
 ORMANLARIMIZ YANDI,
 SURİYELİLERDEN SONRA BİRDE DÜZENSİZ AFGAN
GÖÇÜ NEDENİYLEGELECEK ADINA ENDİŞELİYİZ 
 SON OLARAK BUNA BİRDE EKONOMİK KRİZ EKLENDİ AMA
 SAYIN ERDOĞAN, SORUMLULUĞU KABULLENMEK YERİNE;
 HEP MUHALEFET PARTTİLERİNİ SUÇLUYOR,
İKTİDARI BIRAKMAK NİYETİNDE OLMADIĞI DA ORTADA,
EĞER BİR ERKEN SEÇİMLE BİR İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ OLMAZSA,
 PARLAMENTER DEMOKRASİYE GERİ DÖNÜLMEZSE;
TÜRKİYE’Yİ DAHA ZOR GÜNLERİN BEKLEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİRİZ.
MUHALEFET PARTİLERİ, YAZILI VE GÖRSEL BASIN İÇİN DE SÖYLEYECEKLERİM VAR

Sevgili Okurlar, bu gün burada,

Başlıktaki konuları, yazılı ve görsel basınımıza yansıyan, yeni haberlerle açmaya,

Bu gün, içinde bulunduğumuz zor durumu,anlamaya  ve yorumlamaya çalışacağız.

1-DERS ALMAMIZ GEREKEN BİR K0NU;


RUSYA!NIN,UKRAYNA’YA MÜDAHALESİ

1)Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi, kabul edilemez. Öncelikle bunu belirtmemiz lazım.

Bu müdahale ile Rusya’nın emperyalist ve yayılmacı emellerinden vazgeçmediğini,

Bir defa daha görmüş olduk.

  Rusya bir kuzey ülkesi. Büyümesi, genişlemesi için öncelikle, Karadeniz, 

İstanbul boğazı, Marmara denizi ve Çanakkale Boğazı’nı geçip,

Ege Denizi üzerinden, sıcak denizlere ve Dünyaya açılması gerekiyor.

Buna birde, emperyalist emeller eklenince;

Bu günkü Ukrayna’ya askeri müdahale kaçınılmaz oluyor.

  2)Amerika Birleşik Devletleri, ABD, bizden çok uzakta. Dünyanın öbür ucunda

Gerektiğinde Amerika ile ilişkileri koparabilirsin ama

 Rusya ile ilişkilerde çok dikkatli olmak lazım.

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Sovyetler Birliği konusunda dikkatli olmamız, iyi geçinmemiz diye de özetleyebileceğimiz,

Tavsiyeleri, önerileri var…

  3)Burada başta Amerika’nın, Rusya’yı kuşatma ve Ukrayna’yı, NATO’ya alma gibi girişimlerin de etkili olduğunu söylememiz lazım.

Sovyetler Birliği 1990’da dağılmasından sonra,

ABD,Polonya Macaristan Romanya, Bulgaristan, Gürcistan gibi, Varşova Paktı Üyelerini,

NATO’ya alma girişimlerini hızlandırdı.

Ukrayna krizi de böylesi bir amacın bir parçası.

  4)BU GÜN GELİNEN NOKTADA,

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı, Viladimir PUTİN;

Gürcistan savaşında, Gürcistan’dan, Toprak kopardı.

Eski bir Türk toprağı olan Kırım’ı, önce Ukrayna’dan kopardı.

Sonrasında, Rusya’ya ilhak etti

 ŞİMDİ, Ukrayna’ya müdahale ile;

Ukrayna’nın, olası bir NATO üyeliğini engellemek istiyor.

   PUTİN’NİN;

Sovyetler Birliğini, ya da Rus İmparatorluğu’nu,

Yeniden canlandırmak istediği anlaşılıyor.

5)Batının, özelliklede Almanya’nın Ukrayna’ya kendisini savunmak için,

Gelişmiş silahlar vereceğini açıklaması;

Ukrayna Halkının, Rusya ile baş başa bırakıldığının özü ve özetidir.

Bu konu, ders alınması gereken, çok önemli bir husustur.

Olanlar, Ukrayna Halkına oluyor.

Bu gibi ufaktan başlayan gerilimler, sürtüşmeler;

3. Dünya Savaşlının, nereden başlayacağının, önemli işaretleri.

 


6)Türkiye 2.Dünya savaşı öncesinde, Sovyetler Birliği Lideri STALİN’in;

TÜRKİYE’den, Kars, Ardahan ve Artvin’i istemesi üzerine;

O zaman Cumhurbaşkanı olan, Milli Kahraman İsmet İNÖNÜ,

STALİN’in, Türkiye’den Toprak talebi karşısında, gerekli savunma hazırlıklarını yapmış ama

Türkiye’nin güvenliği açısından, yakın ve uzak bir zamanda,

Türkiye’nin güvenliğini, garanti altında almak için;

Amerika’nın desteğine ihtiyaç duymuş,

Daha sonrasında Türkiye, NATO’ya girmiş, Kore savaşına katılmış,

TERCİHİNİ;

BATI BLOKUNA, daha yakın olma yönünde yapmıştı

Ve nihayet, bu günlere gelinmiştir.

Amerika ile ilişkilerimiz, çok mu iyiydi? Elbette değildi!

Ve olamazda!

  7)Cumhurbaşkanı Sayın İsmet İNÖNÜ, o günün şartlarında,

Batı’nın bütün ısrarlarına rağmen, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda,

Türkiye’yi, 2.Dünya Savaşına sokmamıştır.

Böylece, genç Türkiye Cumhuriyeti ve kalkınma hamleleri,

Bazı aksamalar ve sorunlar yaşansa bile

Bu günlere gelinebilmiştir.

   TÜRKİYE’NİN;

2.Dünya Savaşının, yıkıcı etkilerinden korunmasının nedenlerinden biri,

Diplomatik başarının yanında;

BİRDE MONTRÖ, Türk Boğazları anlaşmasına sadık kalınmasındandır.

Rahmetli İNÖNÜ,

Savaşa taraf olan Ülkelerin, İstanbul ve Çanakkale boğazlarını kullanmalarına,

İzin vermemiştir.

  8)PEKİ BU GÜN DURUM NE?

UKRAYNA KRİZİ, nedeniyle, Türkiye;

MONTRÖ, Türk Boğazları anlaşmasına bağlı kalacağını açıkladı ama

Sayın ERDOĞAN’ın;

Kanal İstanbul konusundaki ısrarına, ne diyeceğiz?

Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN;

Kanal İstanbul’un, Montrö ile bir ilişkisinin olmadığını söylese de;

BU HU8SUS;

Dolaylı da olsa, Montrö Türk Boğazları Anlaşmasını,

Delme girişiminin bir parçası olduğu da ortada…

  EMEKLİ 104 AMİRAL;

Bu yönde bir görüş ortaya koydukları için,yargılanmışlardır.

Prof. Dr Anıl ÇEÇEN;

Bir konferansta, Kanal İstanbul Projesinin;

Amerika’da JOHN Hopkins Üniversitesi’nde hazırlandığını söylemişti.

KANAL İSTANBUL;

Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye soktuğu gibi,

3. Dünya Savaşını da tetikleyecek, çok vahim bir konudur.

  9)AKP ÖNCESİNDE;

Türkiye’yi idare eden iktidarlar ve Devlet Adamları, Darbe dönemleri dahil;

 Amerika ve Batı Bloku arasında bazı sorunlar yaşansa bile

Hep Batı Bloku’nda kalmayı tercih etmişler ama

Yeri geldiğinde, Türkiye adına dik durmasını bilmişler,

Ambargolara karşı da direnmişlerdir.

AMA Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN;

Bir Amerikan Projesi olan ve Türkiye’nin de bölünüp parçalanmasını ön gören,

Büyük Ortadoğu Projesi BOP’un,

Eş Başkanlarından biri olduğunu, kendisi söyledi.

  10)TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİAÇISINDAN;

BU COĞRAFYADA, her konuda  güçlü olmak lazım.

PEKİ, mevcut durum ne?

  11)Türk Silahlı Kuvvetleri TSK’nin yapısı ile oynandı,

Siyasi amaca uygun hale getirildi.

Kumpas davaları ile ATATÜRKÇÜ Subaylar, Ordudan uzaklaştırıldı

Bu itibarla şimdi ki TSK;

Eski TSK değil.

  Beş Tepe’deki Sarayın Camiisin de, sarıklı Amirali de gördük!

Belli ki, bir yerlere,mesaj vermek istiyordu.

BALKAN SAVAŞINDAKİ BOZGUN ve toprak kayıplarımızın;

Askerin siyasete bulaşması sonucunda, yaşandığını da söylememiz gerekiyor

Bu gibi konularda;

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de,

Ciddi uyarıları vardır.

da para yok.

DEMOKRASİ, HAK, HUKUK ve ADALETTEN, uzaklaştık.

  12)RUSYA ile de ilişkilerimizi, devam ettireceğiz ama

Tarihten ders alarak;

Rusya’ya biraz mesafeli davranmak,

Rusya’ya bağımlı hale gelmemek gerekirdi

  13)Sayın ERDOĞAN ile Türkiye,

BOP kapsamında, Suriye savaşına müdahil oldu,

Amerika’nın yanında yer aldı. Böylece Suriye Lideri Beşar ESAD’ın,

Rusya’ya yönelmesine vesile oldu.

Böylece Amerika ve Rusya, Suriye’ye yerleşti.

Bundan sonrasında;

Ne Amerika’yı, ne de Rusya’yı, Suriye topraklarından,

Kimse kolay kolay çıkaramaz!

Birde Suriye ve ırak’ın işgali sonucunda, Türkiye;

 Suriye, Irak ve sonunda Afganistan’dan gelen sığınmacılarla doldu.

Muhtemelen bunların içinde,  IŞİD dahil, adını bildiğimiz, 

Değişik terör gurubuna mensup, militanlar da vardır.

Bu gibi konular;

Türkiye’ye ilave maddi bir yük getirdiği gibi,

Türkiye’nin etnik yapısını bozacak,

Türkiye’nin birlik ve beraberliğini bozacak, önemli güvenlik tehditleridir.

Bu gibi siyaseten yapılan yanlış işlerin sonucunu;

Şimdi yaşayarak görüyoruz,

Eğer bu sorun şimdiden halledilmezse;

Gelecek kuşaklar ve Türkiye,

Şimdikinden daha fazla zarar görecek,

Ve olumsuz yönde etkilenecektir.

14)OYNAK POOLİTİKALARLA, İKİ ARADA BİR DEREDE KALMAK.

AKP İktidarı ve Sayın ERDOĞAN ile Türkiye,

Diplomasiden uzak, günübirlik politikalarla, bu gün;

Güvenilir bir ülke olmaktan çıkmıştır. 

 AMERİKA, bize ihtiyacımız olan, Hava Savunma Sistemlerini vermeyince,

Rusya’ya yöneldik.

Rus yapımı, S-400 Hava Savunma Sistemlerine 2,5 Milyar Dolar ödedik ama

Bir türlü aktive edemedik,

Şimdi, depolarda duruyor.

  Sayın ERDOĞAN;

Kendi amacı doğrultusunda,

Bu gün doğru dediğinin;

Yarın tam tersini, söyleyebiliyor.

BÖYLESİ TUTARSIZ BİR POLİTİKANIN;

Devletler  arasında ki ilişkilerde, bir yeri yoktur.

  Seçmene, selam niteliğindeki, birilerine meydan okumalar,siyasi söylemler;

Ülke içerisinde, bir karşılık bulsa bile

Sorunların çözümüne etkisi olmaz!

Bu gün RUSYA’ya, göbekten bağlı hale gelmek,

Türkiye için, tehlikeli boyutlara, ulaşmıştır.

Bu gibi konularda da, bir şeyler söylememiz gerekiyor.

15) RUSYA İLE İTHALATTA;

İlk sırada, petrol ve petrol ürünleri ile doğal gaz, yer almaktadır.

Rusya’ya, doğalgazda bağımlık; % 37’dir.

Demir çelik ürünleri,2. Sırada.

Tarım ürünleri; 3.sırada

  TÜRKİYE, % 12’lik pay ile Dünyada;

RUSYA’dan en fazla tarım ürünleri ithal eden ülke oldu.

https// www.cumhuriyet.com.tr 

20 Ocak 2022.Ekonomi haberleri

 


16)TÜRKİYE TARIMSAL ÜRÜNLERDE;

RUSYA’ya, ne kadar bağımlı?

 Türkiye 2021’de Rusya’dan, 1,8 Milyar Dolar değerinde,

6,7Milyon Ton, buğday satın almış.

Ayrıca 2021’de % 42 artışla 913 Bin Ton, ham ayçiçeği yağı ithal etmiş.

Karşılığında 1,1 Milyar Dolar para ödemiş.

  17)RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI NEDENİYLE,

ZOR BİR DURUMA DOĞRU GİDİŞ.

Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi ile başlayan savaş durumunun,

Bir sonucu olarak;

Buğday ve ay çiçek yağında, Rusya’ya bağımlı hale gelmemiz nedeniyle,

İhtiyacımız olan buğday ve ay çiçek yağının karşılanmasında;

Sorunlar yaşamaya, başladık.

Buğday ve ay çiçek yağının temini, zorlaştırdı.

Türkiye’ye bir gövde gösterisi için olmalı ki Rusya, 

Ham ay çiçek yağı yüklü kaç gemimizin, Azak denizinden çıkmasına, izin vermedi.

  Bu durum; Halkımızın marketlere koşup, yağ almalarına, stok yapmalarına vesile oldu.

Yağ ve un gibi gıda maddeleri;

Stratejik ürünlerdir.

Parasınız olsa bile, savaş durumu gibi nedenlerle,

Şimdi olduğu gibi,

Teminin de zorlanırsınız.

  TÜRKİYE, daha güneyde olduğundan,

İklim olarak;

Tarım ürünlerinin yetişmesinde,

Rusya ve Ukrayna’ya nazaran, daha avantajlıdır.

BU NOKTADA;

AKP iktidarının, büyük yanlışları vardır.

Tarım ürünlerinin ihtiyacımızı, karşılamasında, kendimize yeterli hale gelmemizde,

ÖNCELİKLE;

Çiftçilerimizin desteklenmesi, hayvan üreticilerinin desteklenmesi gerekirken,

Onları, sorunlarıyla, baş başa bıraktık.

BU VESİLE İLE BU GÜN;

Tarım ve hayvancılık gibi konularda, ihtiyacımızın dışında, fazla üretimle,

Bizlerin ihracatçı durumda olmamız, gelir temin etmemiz gerekirken;

Beceriksiz, ya da başka bir amaçlı yönetimle,

Bu gibi basit konularda bile sınıfta kaldık.

Başka ülkelerin çiftçilerine, para kazandırıyoruz.

Onlara, Dolar cinsinden para aktarıyoruz.

İDDİAYA GÖRE;

Toprak Mahsulleri Ofisi TMO’nun, pahalıya ithal ettiği, buğdayın,

İç piyasadaki dengeleri bozmaması açısından;

TMO’nun zararına buğday sattığı,

Aradaki açığında hazineden karşılandığı yönünde,

Bilgiler var.

Böylesi bir durumda;

Ekonomik zorlukları, nasıl atlatacağız?

RUSYA ve UKRAYNA arasındaki savaş;

Un fiyatını, ton başına 100 TL artırdı.

2021’De, Buğdayda Rusya’ya bağımlılık;

% 90’A,çıkmış.

20 Ocak.2022 Cumhuriyet, Ekonomi haberleri

https//www.cumhuriyet.com.tr



  DÜNYA Gazetesi Yazarı Ali Ekber YILDIRIM’ da,

1.Mart 2022. DÜNYA Gazetesinde,



Rusya-Ukrayna savaşına bağlı olarak;

Ay çiçek yağı, buğday, arpa, kepek gibi ürünlerin temininde,

Sorunlar yaşayacağımız gibi,

Hem bu ürünlerin fiyatlarında,

Hem de petrol ve doğalgaz fiyatlarında Dolar bazında artışlar olduğundan,

Bunma birde TL’nin;

 Dolar karşısında değer kaybettiğini de ilave ettiğimizde;

Ekmek ve unlu mamullerin, ay çiçek yağının fiyatlarının, yükselteceğine de,

 İşaret ediyor.

   Sayın Ali Ekber YILDIRIM, makalesinde;

Şu bilgilere de yer veriyor:

RUSYA ve UKRAYNA;

Dünyada en fazla buğday ihraç eden 2 ülke.

 Rusya, dünya buğday ihracatının % 20’sini,

Ukrayna ise, dünya buğday ihracatının% 10’unu, karşılıyor.

   Rusya’nın buğday üretimi;

77 Milyon Ton. Bunun 35 Milyon Tonunu ihraç ediyor

.Ama bu yıl,24 Milyon Ton buğday ihraç etmiş.

UKRAYNA’nın buğday üretimi;

33 Milyon Ton.Bunun 24 Milyon Tonunu, ihraç ediyor.

Ama bu yılki ihracat; 17,8 Milyon Ton.

Burada her iki ülkenin de buğday ihracatında, bir düşüş var.

1 Mart 2022 Dünya Gazetesi, Yazar Ali Ekber YILDIRIM

https//www.dünya.com.tr



BU GİBİ GELİŞMELER;.

 Türkiye açısından,çok  zor bir durum.

17)ENERJİDE ve DOĞAL GAZDA;

RUSYA’ya,ne kadar bağımlıyız?

Türkiye, ithal ettiği doğalgazın, % 55’ini;

  Rusya’dan alıyor.

  Dışarıdan ithal edilen doğalgazın yarısını;

Doğalgazla çalışan Termik Santrallerde, elektrik üretiminde kullanıyoruz.

Diğer yarısını da;

Sanayide ve evlerde kullanıyoruz.

ELEKTRİK ÜRETİMİNDE,

Doğalgaza bağımlılığı azaltabiliriz.

Bu bağımlılığın, nasıl azaltılacağının yolları var.

Bu işi hallettiğimizde;

Temininde  zorlandığımız, DOLAR ve EURO gibi yabancı paralara bağımlılığımız ın , azalacağını da,

Söylemek isterim

ENERJİ ÜRETİMİ İLE BU GİBİ KONULARDA,yaşanan sorunları,

Ve nasıl çözüleceklerini de iyi bilen,

ENERJİ UZMANI, bir Makine Yüksek Mühendisi sıfatıyla da;

Söyleyeceklerim var.

Yeri geldiğinde burada;

Bu gibi konulara da tekrar değineceğim.

18)BU İZAHATLARDAN SONRA,

Şuraya geliyorum:

  Bir iktidar değişikliği ile kuvvetler ayrılığına dayalı, eski Parlamenter Sisteme,

Geri dönülmezse;

Türkiye’nin çok daha büyük sorunlarla karşılaşabileceğini,

Şimdiden söylememiz, bilmemiz gerekiyor.

  AKLIN ve BİLİMİN IŞIĞINDA;

AKP, döneminde geriye gidişi,

Ekonomik hamlelerle, geride bırakmamız gerekiyor.

İhtiyacımız olan, ileri teknolojiyi; kendi İmkânlarımız, kendi insanımız ile kurmamız gerekiyor.

Her türlü uçak ve silahı, kendi teknolojimiz ile yapmamız,

En azından bir başlangıç yapmamız,

Mevcut olanları da, başkalarına satmamamız,

Bir şekilde elden çıkarmamamız gerekiyor!

Tank-Palet Fabrikası örneği gibi

Başkaca bir yol yok!.

19) BASINIMIZDAN, UKRAYNA HABERLERİ: 

  1/26 Şubat 2022 Cumartesi SÖZCÜ.




48 Saat dolmadan Ruslar, başkente dayandı, savaş kızıştı.

                                RUSYA KIEV’E GİRDİ.

Kenti doğudan ve batıdan kuşatan Rus ordusu, bombalıyor.

Ukrayna, ordusu ve halkıyla direniyor.

  Rus ordusu, Ukraynalı sivilleri tankıyla, topuyla hedef aldı.

                                                    EZE EZE İŞGAL

Kiev’e 9 km. mesafede obolon mahallesinde bir Rus tankı, 

Seyir halinde olan Ukraynalı, yaşlı bir adamın kullandığı aracı, ezdi…Görüntüler şoke etti

Bizim askerimiz böylesi bir şeyi, asla yapmaz!

  2/28 Şubat 2022 Pazartesi CUMHURİYET.




BATININ TUTUMUNU GEREKÇE GÖSTEREN PUTİN’DEN HAMLE

ÖNCE MASA  SONRA NÜKLEER.

KAVUŞMA SEVİNCİ:

Avrupa’nın batısına doğru göç hareketi sürüyor. Polonya’dan yapılan açıklamaya göre;

3 Günde sınırı geçenlerin sayısı; 100 Bini aştı. Medyka  Shehyni sınır kapısında ;

Buluşan aileler, büyük sevinç yaşadı.

  RUS ORDUSU;

Dünde KİEV’i zorlamayı sürdürdü. Kent güne,şiddetli patlamalarla uyandı.

RUS KUVVETLERİNİN, ODESSA yönüne doğru başlattığı saldırıda,

Herson şehrine girdiler.

NİKOLAYEV şehrinin ağır bombardıman altında olduğu,kaydedildi

Ukrayna İçişleri Bakanı Danışmanının;

Belarus’tan, Ukrayna’ya, İskender füzesinin atıldığı iddiası,

Kaygıları artırdı.

MONDRÖ DEVREDE;

BOĞAZLAR,

RUSYA VE UKRAYNA’YA KAPATILACAK.

Türkiye savaş dedi

3/11MART 2022.Cuma YENİÇAĞ.




   AYRILIKLAR DERİN, UZLAŞMA, ÇOK UZAK.

Ankara’nın arabuluculuğu ile Antalya’da düzenlenen ve 1,5 saat süren,

 Rusdya-Ukrayna-Türkiye Dışişleri Bakanları,

En üst düzey, üçlü toplantının ardından,yapılan açıklamalar

Sadece temenni ile sınırlı kaldı.

   Rusya Dışişleri Bakanı Sergey LAVROV;

 ZELENSKİ, bizi anlamaya başladı

  2-BAZI ÖNEMLI NOKTALARA VURGU İLE BİR HATIRLATMA.

  1)Burada Kıssadan Hisse ile-3 başlığı altında yazdıklarım;

Kıssadan Hisse ile-2 ve Kıssadan Hisse ile-1’in devamı niteliğindedir.

Bu itibarla, gerektiğinde, bu Makalelerin ara başlıklarına bir göz atar,

Ve dikkatinizi çerken yerden okumaya başlarsanız,

Bu günü anlamanız, daha kolay olur.

  2)Bu gün içinde bulunduğumuz çok zor durum nedeniyle,

Daha önce değindiğimiz bazı önemli konulara; burada özetle, tekrar değineceğiz.

  20 yıla yakın bir süredir, İktidarı elinde bulunduran AKP’yi ve onun fiili Lideri konumundaki, şimdinin Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı olan,

Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ı;

AKP, öncesindeki, darbe dönemleri de dahil olmak üzere;

Türkiye’yi idare eden iktidarlar ve Devlet Adamlarıyla

Mukayese edemeyiz.

 ZİRA Sayın ERDOĞAN’ın; BOP ve BOP Eş Başkanlığı ile ilgili sözleri ile

Demokrasi bir amaç değil, bir araçtır. Demokrasi bir tramvay gibidir,

İstediğimiz durağa geldiğimizde ineriz.

Amacıma ulaşmak için, Papaz elbisesi bile giyerim gibi sözler ide ortada!

  3)AKP’nin de Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN;

Türkiye’yi, yönetemiyor,

Ekonomi de her geçen gün, daha kötüye gittiği için,

Şu anda resmen açıklanmasa da;

Türkiye’nin, adı konmamış bir erken, ya da bir baskın seçim sürecine girdiği anlaşılıyor.

  Bu nedenle Muhalefet Partilerinin, özelliklede başı çeken CHP ve İYİ PARTİ’nin,

Haklı eleştirilerine katılıyorum. Bu gibi haklı eleştirilerle;

İktidara da gelebilirler.

Ama iktidara geldiklerinde, bir enkaz devir alacaklarını da unutmasınlar.

Ben, Muhalefet Partilerinin ittifakla da olsa

İktidara geleceklerini düşünüyorum.

  Görevi üslenecek, yeni iktidarın;

Türkiye’yi şimdikinden daha iyi idare edeceğinden de eminim.

Ama Türkiye’nin her açıdan yeniden, toparlanması,

Yaşadığımız sorunların geride kalması,

Kaybedilen zamanın telafi edilmesi, noktasında,

Şu örneği vermek isterim:

  Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, askeri dehasının dışında,

Hiç yoktan var ettiği, Sanayi kuruluşlarını, ekonomik hamleleri, 

Kayseri uçak fabrikasını, Köy Enstitüleri ile Eğitim hamlelerini,

Bir hatırlasınlar,

  Şimdi buradan, günümüze geliyorum.

30 Yıla yakın bir süre, Enerji Bakanlığının, Enerji Üretim Birimlerinde görev yapmış, önemli işler başarmış, kapsamlı bir saha çalışması ile, Batı standartlarında, uygulaması da iyi olan

Enerji Uzmanı bir Yüksek Mühendis,

Alaska’dan, Vietnam’a kadar, 5 Kıtada okunan, sanatsal faaliyetlere önem veren, kültürel, tarihsel, sosyal analizler yapan, akıl ve bilimi rehber edinen bir Yazar, sıfatıyla da,

Bir şeyler söylemek, önerilerde, bulunmak istiyorum. 

Bu önerilere de geleceğim.

  Demek istediğim şudur:

Geçmişte yapılan mucizevi işlerden ders alarak, eleştirinin dışında;

Ekonomik sorunlar başta olmak üzere,

Halkımızın ve Türkiye’nin içinde bulunduğu, zor duruma, farklı çözüm yolları arasınlar.

Şimdiden, hazırlıklar yapsınlar.

Bu gün eskiye nazaran, Yurt içinde ve Yurt dışında, çok iyi yetişmiş, bir insan potansiyelimiz var.

Bu nedenle, başta gelişmiş ülkelerde olmak üzere,

Sorun çözücü, iş bitirici insan sayısı,

Genele göre, her yerde ve Türkiye’de de.azdır.

Bu itibarla Muhalefet Partilerinin, Sorumluluk Makamında ve değişik Kademelerinde görev yapanlar;

Yetenekli, iş bitirici, iyi eğitimli, konusunda uzman kişilerin, ayaklarına gelmesini,

Beklemesinler,

Gelenleri de ricacı durumuna düşürmesinler.

Bu gibi konularda, Muhalefet Partilerinin Genel Başkanlarına, özelliklede;

Muhalefetin, önde giden 2 Partisi, CHP ve İYİ PARTİ’nin Genel Başkanları,

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Meral AKŞENER’e önemli görevler düşüyor.

   4)Kendilerinin sebep olmadığı, yanlış politikalar sonucunda,

Tarım ürünlerinin üretiminde yetersiz kalıp, dışarıdan ithal etmek zorunda kaldığımız,

Samanı bile dışarıdan aldığımız bir zamanda,

Başta;

İthalatta kullandığımız, dış borçlarımızı,

Hazine garantili Oto yol, Tünel, Köprü, Hava alanı ve Şehir Hastanelerinin borçlarını bile

Başta DOLAR, ya da EURO ile ödemek zorunda kaldığımız,

Bu gibi yabancı paraların temininde zorlandığımız,

Başta Elektrik, doğalgaz olmak üzere, bütün yaşamsal ürünlerin fiyatlarının, her geçen gün,

Yeni gelen zamlarla, artması da kaçınılmaz!

Bunlar hep, bilinen hususlar.

  Bu gibi sorunlara, birde aniden bastıran yağışlarda, meydana gelen can ve mal kayıplarını

Orman yangınları sonucunda, köylünün, yaşadığı mağduriyetleri,

Bunlara ilaveten, ormanların tahrip edilmesi sonucunda,

Yaşanan iklim değişikliği ve devamında sellerle beraber, yaşanan kuraklığın da 

Önlenmesi, zararların telafi edilmesi gerekiyor.

  5)Elektriğin, doğalgazın ucuzlamasını, herkes ister,

İşsizliğin önlenmesini, sanayinin canlanmasını herkes ister,

TL’nin, DOLAR ve EURO karşısında güçlü olmasını, her vatandaşımız ister.

Temel gıda ve diğer ihtiyaç maddelerinin, ucuz ve bol olmasını, herkes ister.

Bu itibarla ben, başta CHP Lideri Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile İYİ PARTİ Lideri, Sayın Meral AKŞENER’in,

Ve diğer Muhalefet Partilerinin, başta, elektrik ve doğalgaza gelen zamlarla ilgili olarak,

Yaptıkları haklı eleştirileri, çok değerli buluyorum

Yazılı ve görsel basınımızın da, bu yöndeki haklı eleştirilerine katılıyorum,

Bu gibi konularda Yazılı ve Görsel basınımızda yer alan, haberlere de, kendi web  sitemde yer veriyorum.

AMA bu gibi eleştirileri, bir farkındalık ve bir zihin jimnastiği olarak görmek,
Daha doğru olur.

Zira bu gibi eleştirel konular;

Buz dağının deniz de, suyun üstünde ki görünen kısmıdır.

Asıl büyük kitle, suyun içinde olduğu için;

Bunu görmüyoruz.

  İyi bir eğitim almanın dışında;

İşin Kamu ayağını, bilmeden, yeterli saha çalışması yapmadan, bu gibi konularda,

Bir ömür tüketmemişsen;

Bu işin ilmini yapan, bir Bilim Adamı, bir Profesör dahi olsan;

İşin bir tarafı, hep eksik kalır.

  Bu itibarla, Siyasilerin, yazılı ve görsel basınımızın;

Elektrik ve doğalgaza gelen zamlar konusundaki eleştirilere katılıyorum ama

Sorunun çözümü konusunda, yeterli bulmuyorum.

  Şunu demek istiyorum:

Enerji konusunda, işin Kamu ayağını da bilen,

Bilimsel içerikli saha çalışmalarını da kapsayan,

Günümüzde yaşadığımız enerji sorunlarına  Işık tutacak,

En kapsamlı çalışmalar bende

Benim katkım, benim yönlendirmem olmadan,

Kimse bu gibi konuların altından, kolay kolay kalkamaz,

Sorunları da çözemez.

6)18 Aralık 2001’de, CUMHUURİYET Gazetesi,



1.Sayfadan, benimle ilgili bir haber yayınladı.

Haber şöyle:

Enerji Bakanlığı çalışanı, Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ,

3Ay içinde, elektriğe gelen zamların perde arkasını, gözler önüne serdi.

Şimdi yıl, 2022 ve yılın , daha  başındayız.

Aradan 20 yılı aşkın bir zaman geçmiş ama bu gün;

Yine aynı konuları, fazlasıyla yaşıyoruz.

Demek ki biz, bir yerlerde yanlış yapıyoruz.

Zaman değişse bile, sorunlar, hep tekrarlanıyor.

Bu gibi sorunlara Avrupa’da maalesef, pek rastlanmaz.

  7)2001’de Elektrik Mühendisleri Odası-Ankara Şubesi’nin organize ettiği,

Türkiye 3.Enerji Sempozyumu Kitabına giren,

Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ,

Türkiye’nin Enerji Sorunu ve Çözüm Önerileri ,başlıklı;

23 Sayfalık kapsamlı bir Makalenin, son 3 sayfasına, bir baksınlar.

  Burada, Ankara’da çalıştığım Birimin, alt kademesinden başlayarak,

Daire Başkanlığı, Genel Müdürlük Makamı, 3 Enerji Bakanı,

Sayın Cumhur ERSÜMER, Sayın Hilmi GÜLER, Sayın Zeki ÇAKAN ile

Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’na kadar, intikal eden,

Kime verildiği, kaç sayfa oldu,ne hakkında olduğu,tarih ve numaraları da içeren,

Resmi evrak niteliğinde ki bilgilere ulaşıp,

Bir göz atsınlar.

Bu bilgiler; ŞU ŞUNU DEDİ, BU BUNU YEDİ gibi

Yolsuzluk bilgileri içeren konular değil!

Bu gibi konular; Türkiye’de Enerji Sorunlarının,

Batı Standartlarında çözümünü de içeren, gerçek sorunlar ve önerilerdir.

Bizim insanımızın, özelliklede Sorumluluk Makamında olan Yetkililerin,

Vurdumduymazlığı, ya da görev ihmalini ortaya koyan ve günümüze de ışık tutacak nitelikte,

Önemli bilgiler ve belgelerdir.

Bu Memlekette itibar görmek için, adımızın, illaki Hans  ya da Sam mı olması, lazım?

Şimdi aşağıda;

Buraya kadar, özetlemeye çalıştığım sorunların çoğuna çözüm olacak, 

Halkımızı ve Türkiye’yi çok rahatlatacak bir konuya giriyorum 

  8)TÜRKİYE’NİN ENERJİ SORUNU ile YAĞMUR TUTMA PROJELERİ,

Ve BİR TELEVİZYON PROGRAMI ÖNERİSİ

Bu başlık altında yazdıklarımı;

Her sınıftan, her meslekten insanımız,

 15-20 Dakikasını, en fazlada yarım saatini ayırıp, bir okurlarsa, çok rahat anlarlar.

Ben burada kimseden, mühendislik hesaplarını bilmesini, beklemiyorum.

İşin Mühendislik kısmı; uygulama aşamasındadır. Bu da, Mühendislerin işidir.

  Neticede her şey; gelip insan faktörüne ve Siyasete dayanıyor.

Bu Makalede yazdıklarımı, Muhalefet Partilerinin Genel Başkanları,

Özelliklede Muhalefetin, başı çeken 2 Partisi, CHP ve İYİ PARTİ’nin Genel Başkanları,

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Meral AKŞER;

 15-20 Dakika, en fazla da yarım saatlerini ayırıp,

Bu Yazıyı bir okusunlar.

Okuduktan sonra, gerekli görürlerse, yardımcılarına havale etsinler.

Ama çoğu Yardımcının, bu konudan haberi var ama

Sorun çözecek, iş yapacak, Yardımcılara ihtiyaç var.

Bunu söylemek istiyorum aslında.

  Eğer Yardımcılar bana telefon edip, görüşme talebinde bulunurlarsa;

Seve seve gider konuşurum, soruları olursa;

Onları da cevaplandırırım.

Bu itibarla işin, bundan sonrası; Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Meral AKŞENER’i;

Doğrudan ilgilendiriyor.

  9)Eğer Batı Standartlarında uygulaması da iyi olan, 

Bu günkü ENERJİ Sorunlarının, nereden kaynaklandığını da iyi bilen,

Ve 5 Kıtada okunan bir Yazar sıfatıyla da

Böylesi bir başlık atmak zorunda kalmış isem;

Ortada önemli bir sorun var demektir.

Bu itibarla böylesi bir başlık atmak;

Tüm Türkiye’ye, bir çağrı niteliğindedir.

Bu noktada Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Meral AKŞENER’e

Bu konunun, ekrana taşınmasında, bizlere yardımcı olmalarını,

Bekliyorum.

  10)Ben şahsen; çoğu Genel Başkan Yardımcılarının ve sorumlu Milletvekillerinin de,

Batı Standartlarında sorun çözücü, iş bitirici , bir özellikte olmadıkları gibi

Bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu, gözlemliyorum.

Örneğin ben Milletvekili olarak, Meclis’e girsem;

Tek başıma bu gibilerden,

Çok daha fazla iş çıkartır, çok daha fazla sorun çözerim.

Bu nedenle, bu gibi eksikliklerin de telafi edilmesi gerekir.

   BU GİBİ KONULAR;

Bizim babadan oğla, anadan kıza geçen, yüzlerce yılda oluşan kültür yapımız,

 Ve alışkanlıklarımızdan kaynaklanan, önemli sorunlardır

Burada bu gibi konulara da yer vereceğim.

  11)Eğer günümüzde yaşadığımız sorunları çözmenin dışında,

 Her konuda gelişmiş bir Dünya Devleti olmak istiyorsak;

Eksik,, yada noksan yanlarımızı,masaya  yatırmak,

Aklın ve Bilimin ışığında,

Gelişip, kalkınmış Bastıdan da örneklerle, telafi etmemiz gerekiyor.

  12)Türkiye’nin Enerji Sorunu ile Yağmur Tutma Projeleri,

Ve Bir Televizyon Programı, başlıklı Makaleyi;

Kıssadan Hisse ile-3’den önce yayına koydum.

Bu itibarla, buradaki yayının bittiği yerden başlıyor.

, 13)Eğer CHP ve İYİ PARTİ’nin,

Konularla ilgili Genel Başkan Yardımcıları, bazı Milletvekilleri,

 Bu Makaleyi okuyup, işin önemi gereği;

Sayın Genel Başkanları bilgilendirselerdi,

Nasıl gerçekleştirileceği konusunda, tartışmaları da başlatsalardı,

Şimdi, başlıktaki 2.Konuda da çözüm konusunda hayli mesafe alınırdı,

Muhalefet Partilerinin hanesine de  artı puan yazılırdı.

  Yağmur Tutma Projelerinin tamamlanması,

Türkiye genelinde, hedeflenen amaca ulaşması için,

 6 aşamada, yapılacak işler var ama;

 Şehirler için geliştirdiğim Yağmur Tutma Projesinde, işin ilk ayağı;

Yağmuru, binaların çatısında tutacağımızdan,

Çatılarda tuttuğumuz yağmur sularını, arıtıp,

Evlerde, çamaşır ve bulaşık makinelerinde, banyo ve tuvaletlerde kullanacağımızdan,

İşin bu kısmında;

Başta Ankara, İstanbul, İzmir gibi Büyükşehir Belediye Başkanlarının, 

Öncülük etmeleri gerekiyordu.

  AMA NETİCE İTİBAHARİYLE,

 Makale yayına konduktan sonra, aradan 3 yılı aşkın bir süre geçti.

Uygulama aşamasına geçebilmek için;

Büyükşehir Belediye Başkanları ile de görüşüp, bilgilendirmem gerekiyordu.

AMA doğrudan, ya da telefonla arayıp, web adresimi de verip, Yardımcıları bilgilendirdiğim halde,

Özel Kalem’den başlayıp,

Yönlendirdikleri Başkan Yardımcıları, bu gibi Makaleleri okuyup, bilgi sahibi olsalardı,

Konudan amirleri durumundaki,

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanlarını da, haberdar etselerdi;

Şimdiye kadar, en azından birinci aşama, çoktan halledilmiş olurdu.

AMA MAALESEF;

Bütün uğraşlarıma rağmen, Başkan Yardımcılarının;

Bu Makaleyi okuyup, bilgi sahibi olmadıklarını,

Sonrasında, gereğinin yapılması için,

Amirleri durumundaki Büyükşehir Belediye Başkanlarını da bilgilendirmediklerini,

Anlıyorum

  EĞER YARDIMCILAR;

Görevlerini yerine getirmiş olsalardı,

Büyükşehir Belediye Başkanlarını bilgilendirmiş olsalardı;

3 Yılı aşkın bir süre içerisinde,

Bu Yağmur Tutma Projelerinin büyük bir kısmı tamamlanır,

Ve sistem çalışmaya başlardı.

  ŞU GÖRÜŞÜMÜ, burada tekrar söylemek istiyorum:

Bizde Sorumluluk Makamına getirilen, çoğu Yardımcılar;

Henüz Batı tarzı iş yürütme ve sorun çözme alışkanlığından,

Maalesef daha çok uzak!

Eğer Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Meral AKŞENER, isterlerse;

Bu gibi eksikliklerin, giderilmesi noktasında da;

Kendilerine yardımcı olmak isterim.

TÜRKİYE’nin, sorun çözecek, iş yapacak insanlara,

Çok ihtiyacı var!

Bunu demek istiyorum.

  14)Sorumluluk Makamında olan Yardımcılar;

Önce kendilerine bir şekilde ulaşan bilgileri okuyup,

Gereğini, yapmak yerine, hep,

Falancanın işidir diye, başkalarına havale ediyor,

Başkaları da bir başkasına havale ediyor.

Örneğin en sonunda Başkanın sekreterine geliyor.

Sekreterde not alıyor ama iş orada beklemede kalıyor,

Sonunda hiçbir şey yapılmıyor.

Aradan boş yere, kaç yıl geçiyor ama

Sorunlarda bir türlü çözülmüyor.

Bütün bu gibi konular,

Yaşayarak gördüğüm tespitlerim ve gözlemlerimdir.

Evrak memuru gibi, işleri hep başkalarına, havale  ediyorlar,

Sonunda iş sekretere kadar gidiyor,

Sekreter de, not alıyor Hepsi bu kadar

Sonrasında arayan, soran da olmuyor.

Ve böylece kaç yıl, boş yere geçiyor.

SONUNDA, böylesi zor günlerden kurtulmakta zorlanıyoruz!

Bu durumu şu sözle ifade etmek, daha doğru olur.

SEN AĞA, BEN AĞA; BU İNEĞİ KİM SAĞA?

15)Bu nedenlerle bu gibi konulardan, büyük ihtimalle;

Bu 3 Büyükşehir Belediye Başkanlarının,

Haberi bile olmamıştır.

Bu itibarla ne Sayın Ekrem İMAMOĞLU, ne Sayın Mansur YAVAŞ,ne de Sayın Tunç SOYER ile

Görüşebilme imkânımda, maalesef olmadı.

  BU NHEDENLE BUNDAN SONRASINDA;

Bu konuya;

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Meral AKŞENER’in

El koymaları, bizlere yardımcı olmaları gerekiyor.

  16) Örneğin HALK TV, CHP’nin kanalı. Sayın KILIÇDAROĞLU;

HALK TV, Genel Yayın Müdürü Sayın Fuat TOKTAŞ’a,

Bu çok önemli,2 konunun, Halkımız ve Türkiye açısından, öneminden bahisle

Ekranların bizlere açılmasını istese;

Kimse buna itiraz etmez!

 İşin detayları ve organizasyonlar ile ben ilgileniyorum.

  17)Her biri 3-4 saat süreli,2-3 Televizyon Programına ihtiyacımız var.

Yağmur Tutma Projeleri, benim keşfim olduğundan,

Bunu ben, tek başıma anlatacağım.

İşin tarım ve sulama ile meteoroloji ve çevre ile ilgili konularda,

Uzman Ziraat Mühendisi ve Uzman Çevre Mühendisi Arkadaşlarımız,

Bu Programda, benimle beraber;

Sıra kendilerine geldiğinde, katkı yapabilirler.

  Yağmur Tutma Projeleri ile

Aniden bastıran yağışlarda oluşan sellerde, meydana gelen çan ve mal kaybını,

Bütün betonlaşmaya rağmen;

Karadeniz Bölgesi ile başta Ankara, İstanbul ve İzmir gibi Büyükşehirlerden başlayarak,

Türkiye geneline yaygınlaştırılacak, 2 değişik Proje ile

Can ve mal kayıplarını önlemenin dışında;

Başta Konya ovası olmak üzere, Türkiye’de sulanamayan arazi, kalmayacak,

Burdur, Eğridir ve Meke gibi suları azalıp, kurumaya doğru giden göllerimiz,

Yağmur suları ile doldurulacak,

Böylece buralardaki canlı yaşam eski haine döndüğü gibi

Su dolu göller, büyük su kütleleri olduğundan;

İklimin normalleşmesi yönünde de önemli bir adım atılmış olacak.

Eğer elimizde ihtiyaç fazlası, yağmur suyu kalırsa;

Bunu da borularla, güneyimizdeki ülkelere akıtıp,

Para kazanacağız

  Benim geliştirdiğim bu 2 farklı Yağmur Tutma Projesi;

Dünyada bir ilk olacak,

Ve Dünyamızın kuraklığa doğru gittiği bir zamanda,

Diğer Ülkeler içinde, bir umut olacak.

Bu Yağmur Tutma Projeleri, Türkiye’ye 3. NOBEL ÖDÜLÜ kazandıracak kadar, önemli bir konudur.

  Yerleşim yerlerindeki Yağmur Tutma Projeleri ile

Halkımız, çamaşır ve bulaşık makinelerinde, banyo ve tuvaletlerde, arıtılmış yağmur suyu kullanacak.

Yağmur suyu saf olduğundan;

Deterjan sarfiyatı azaldığı gibi çamaşır ve bulaşık makineleri, yıkamayı,

Daha kısa zamanda yapacaklarından;

Elektrik sarfiyatı da azalacak,

18)BU TELEVİZYON PROGRAMLARININ;

ENERJİ SORUNLARI İLE İLGİLİ KISMI:

Konuşmacılar:

İstanbul Teknik Üniversitesi İTÜ, ile

Ankara’da Ortadoğu Teknik Üniversitesi ODTÜ ağırlıklı,

Konusunda Uzman Bilim Adamları ile

Türkiye Mühendis ve Mimar odalarından; ele alacağımız konulardan birinde Uzman,

Mühendis Arkadaşlarımızdan,

Sayısı için, şimdiden bir şey söyleyemem ama

 TBMM’den de;,

Örneğin ellerinde, Hazine Garantili Elektrik Santralleri ve buralara yapılan ödemeler gibi

Konularda, ellerinde rakamsal bilgiler de olan,

2-3 Konuşmacıya da yer vereceğiz.

 Tüketici Hakları Derneğini temsilen de,

Başkan konuşacak

Böylece vatandaşlarımızdan gelen şikâyetleri ve ne yapmaları gerektiği gibi konuları da

Öğrenmiş olacağız

Konuşmacı ekibinde yer alacak

İşin Enerji kısmında bende olacağım.

Bu konuyu, birlikte ve paylaşımla sunacağız.

  19)Türkiye’nin Enerji Sorunu ve Çözümleri konusunda ise;

Şu konulara yer vereceğiz:

ELEKTRİK ve DOĞALGAZ, faturaları ile ilgili olarak;

ASYA Ülkeleri, örneğin, Japonya, Güney Kore,Endonezya, Malezya ve daha başka Ülkeler,

AVRUPA ve Amerika’dan, Almanya, İngiltere, Fansa,İtalya, ABD, Kanada, Brezilya, Arjantin,

Ve daha başka ülkelerden temin edeceğimiz;

Orijinal elektrik ve doğalgaz faturaları ile tercümelerini,

İndirme ve bindirmeleri, çıplak fiyatları;

Bizdekilerle mukayese edeceğiz

HER KAFADAN, bir ses çıkacağı yerde,

Dünyadaki değişik yerlerden, elde edeceğimiz örneklerle

Mukayese etmek daha doğru, daha etkili olmaz mı?

TERMİK, HİDROLİK, RÜZGÂR Santralleri RES’ler,

GÜNES PANELLERİ, NÜKLEER ENERJİ, olmak üzere

Enerji Üretim Santrallerindeki sorunları ve nasıl çözüleceklerini de;

Gelişmiş Batı Devletlerinden de örneklerle ortaya koyacağız.

Yurt dışından ve Yurt içinden gelen katkıları, değerlendirmeye alacağız,

Gelen soruları da cevaplandıracağız.

SOIRUNLAR, böyle çözülür, Enerji Programları, böyle yapılır.

20)Muhalefet Partileri,

Başta CHP ve İYİ PARTİ’nin Genel Başkanları,

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayan Meral AKŞENER;

Bizlerin bıraktığı yerden, gerçek ve Bilimsel değerlendirmeleri,

Kullanırlarsa;

BU YÜKÜN ALTINDAN, hiçbir iktidar kalkamaz.

Daha da önemlisi;

Enerji sorunlarının çözümü konusunda, önemli bir hamlenin yapılmasına, vesile olunur

  BU TELEVİZYONN PROGRAMLARININ, sonucunda

Belki Doğalgaz ile çalışan Termik Santrallere, tazminatları ödenmek şartı ile

Kilit vurmak gerekebilir ama

EĞER ENERJİ AÇIĞI, oluşacak olursa, bu açığı;

Termik Santralleri verimli çalıştırmak suretiyle, Güneş Pilleri ve RÜZÂR Santralleri RES’leri,

Artırmak suretiyle kapatabiliriz.

Bu konunun, daha birçok yolları vardır.

Detaylara Televizyon Programlarında değiniriz.

Ben elektrik ve doğalgaz fiyatlarının, aşağılara çekilebileceğini, düşünüyorum

ALMANYA’’da yaşayan bir vatandaşımızın;

Elektrik ve doğalgaz konusunda anlattıklarını,

Bura da sizlere aktarmak isterim.

Bu vatandaşımız, Almanya’da da Dağıtım şirketlerinin çoğunlukta olduğunu belirtirken;

Hepsinin de büyük ve köklü firmalar olduğunu vurguluyor.

Almanya’da asgari ücretin 1200-1400 Euro imiş.

Anlaşma yaptığınız dağıtım firması;

Birkaç ay süre ile sarfiyatı kontrol edip, aylık ortalama sarfiyatı tespitediyor,

Ve bir yıl hiç gelmiyor ama

Her ay örneğin 100 Euro, para kesiliyor.

Yıl  sonunda görevli gelip, saati okuyor.

Eğer ortalamanın üstünde bir sarfiyat varsa;

Bunu da fatura ediyorlarmış.

Aslında bizde de bu yöntem uygulanabilir.

En azından faturalara sayaç okuma bedeli eklenmez.

Almanya’daki vatandaşımız doğalgaz kullanmadığını,-

Her şeyi elektrikle hallettiğini söylüyor.

Bu hanım vatandaşımızın bir de terzi dükkanı8 varmış.

Orası içinde 60 Euro ödüyormuş.

EĞER ELEKTRİK FATURALARINI, ödeyemeyen olursa;

Bunu da Devlet ödüyormuş.

Bu bilgilerden anladığımıza göre;

Almanya’nın bizleri kıskanmalarına gerek olmadığını anlıyoruz.

Eğer Türkiye’de elektriği bol ve ucuz üretmenin yolunu bulursa;

Türkiye’de de doğalgazla yapılabilecek birçok işi,

Elektrikle yapabiliriz.

Ben bu konunun mümkün olduğunu söylüyorum

  21)Yağmur Tutma Projeleri, uygulama aşamasına geçtiğinde;

Binlerce Mühendise, teknisyene, ustaya, boru ve hidrofor ve elektrik motoru satanlara,

Bu malzemeleri imal eden fabrikalara para akacak,

Kuraklıkta önleneceği, Konya ovası dahil, sulanamayan arazi de kalmayacağından,

Hayvancılık ve tarım ürünlerinde de artışlar olacak,

Böylesi bir durumdan,

Herkes bir şekilde faydalanacak,

Türkiye rahatlayacaktır.

  ELEKTRİK ÜRETİMİNDE;

Doğalgaza bağımlılık azaltılacağı, ya da ortadan kaldıra

Elektrik üretimi, bol ve ucuz hale gelince

Bu konunun da olumlu yansımaları, her kesi, her kesimi,

Olumlu etkileyecek,

Türkiye zor günleri geride bırakıp, hamle yapma aşamasına gelecektir.Türkiye’nin her açıdan geriye gittiği,

Ekonominin çöktüğü, Döviz ihtiyacının artığı, işsiz gençlerimizin arttığı, iflasların arttığı bir zamanda;

Böylesine kapsamlı ve faydalı2-3 Televizyon Programı ile

Zor günlerin geride kalması,

Türkiye’nin her açıdan toparlanması için,

Çok önemli bir başlangıç yapmış olacağız.

DAHADA ÖNEMLİSİ;

Enerji Üretim Santrallerinin, Türkiye’de kendi imkânlarımız ve kendi teknolojimizle

Nasıl imal edebileceğimiz konusunda da

Bir başlangıç yapacağız.

BUNLARI, benim haricinde, kimseden duydunuz mu hiç?

Duymamışsınızdır!

  Bir iktidar değişikliği ile de

İşler daha hızlı düzelmeye başlayacak

İNSANLAR BİZİ, boş laflarla değil;

YAPTIKLARIMIZLA, hatırlasınlar.

Daha fazla detayı, Televizyon Programında ortaya koyacağız.

22)Burada şu tespitimi de söylemek istiyorum:

Sayın ERDOĞAN, ortaya bir laf yuvarlıyor, ya da kimsenin hoşuna gitmeyecek şeyler söylüyor,

Siyasetçiler, Televizyona çıkan konuşmacılar günlerce hep, bu gibi konuları, konuşuyor.

 Gazeteler de, hep bu gibi konulara yer veriyor.

Bunlara da itirazım yokta!

Bu gibi konulardan bazılarına biraz ara verip,

 Halkımızı ve Türkiye’yi rahatlatacak,

 Türkiye’nin Enerji Sorunu ve Yağmur Tutma Projeleri gibi,

Hayati öneme haiz, konulara da yer verilmelidir

    23)EĞER TÜRKİYE, HER AÇIDAN DİBE VURDUĞU BİR ZAMANDA

Sayın ERDOĞAN;

Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’nu küçümseyip, 

O’na Bay Kemal diye hitap ediyorsa;

Buna rağmen, anketlere göre, oy oranı, % 30’un altına düşmüyorsa,

Muhalefet açısından, daha yapılacak ; çok iş var demektir

.Böylesi bir duruma dikkat çekip;

Sorunsuz bir şekilde, eski Parlamenter sisteme nasıl geçileceğini de söylemiştim.

Bu konuya da, burada tekrar değineceğim.

  4/31 Ocak 2022 Pazartesi. SÖZCÜ




İktidar sadece çocukları değil, dini de siyasete alet ediyor.

                                                  BUNUDA GÖRDÜK

                       MİKROFON VERİLEN 8-9 YAŞLARINDAKİ ÇOCUK;

                                        KILIÇDARO9ĞLU’NA HAİN DEDİ

ERDOĞAN, dün toplu açılışlar için, Trabzon’daydı. Konuşmasının ardından bir çocuk,

Mikrofonu istedi. Ve bu Bay Kemal;

Cumhurbaşkanı amcamın karşısında kim?OI adam hain hain!

Adam burada. Oyunuzu, ona verin!

          GÜLÜŞEREK İZLEDİLER.

RABİA İŞARETİ, yaparak konuşmasını bitiren çocğu;

ERDOĞAN ve yanındakiler, gülüşerek izlediler.

BU GAZETEDE Kİ, diğer haberlerde şöyle:

CHP LİDERİ, İktidara sert çıktı.

MİLLETİN ağzındaki lokmayı, cebindeki parayı aldınız,

MİLLET açım diye bağırıyor.

KILIÇDAROĞLU, milleti işsiz bıraktınız dedi. Ve ERDOĞAN’ın Bizans oyunlarıyle,

İktidarını, korumak istediğini söyledi.

ATANAMAYAN ÖĞRETMENİN VEDASI:

Türkiye’de gençler, heba olup, gidiyor.Son örnek Şanlı Urfa-Birecik’te yaşan,

Mustafa Kaya’ydı. Başarıyla öğretmen çıkmıştı ama 4 yıldır atanamamıştı.

Canına tak etti. Yürek  yakan bir not. ,bırakıp, kafasına kurşun sıktı.

Talihsiz Mustafa sosyal medyada gündem oldu.

ELEKTRİK ZAMMINI PROITESTO EDİNCE,

GÖZALTINA ALINDI..

Adıyaman’da Erdal SERBAŞ,7100 TL,elektrik faturası gelince;

Marketinin önüne Elektrik Dağıtım Şirketini protesto etmek için,

Marketin önüne pankart astı.

   Bu zulme sessiz kalanlar hırsızdır dedi

Ve gözaltına alındı.

5/10 Mart 2022Perşembe SÖZCÜ.




DOKTORLAR İÇİN, giderlerse gitsinler diyen Erdoğan’a tepki var.

                        HEKİMLER DEĞİL, SİZ GİDECEKSİNİZ

Pandemide canları pahasına görev y6apan doktorlarımıza rest çekilmesi,

İnfial yarattı.

Vatandaş, hakkını arayan doktorlarımıza sahip çıktı

Doktorlarımızın bu fedakârlığı, ne çabuk unutuldu.

ERDOĞAN;

Sıkıntıları yüzünden Devletten, Özele geçen veya yurt dışına giden doktorları eleştirerek;

Giderlerse gitsinler dedi

ALMANYA, doktorlarımıza talip

  BU GİBİ konularda şunları söyleyebiliriz:

Askerlik mesleği gibi doktorluk mesleğinde de nöbet vardır.

Nöbet görev gereği olduğu için, kutsaldır ama

Aile hayatı için biraz zor bir meslektir.

Pandemi döneminde hekimlerimizin işleridaha da zorlaşmıştır.

Her zaman virüs kapma ve sonuçta, askerlik mesleğinde olduğu gibi

Hayatını kaybetme riski de vardır.

Hastalarla uğraşmak ise biraz sabır ister.

Doktorların;

Hastalar, ya da hasta yakınlarından şiddet gördükleri de

Sıkça yaşanan vakalardır.

BİRDE TIP EĞİTİMİ,

Zor ve uzun sürelidir.

Tıp fakültesinden mezun olan bir hekimin, uzmanlık eğitimi için;

6 Yıl daha uygulamalı olarak, eğitim görmesi gerekir

Sonuçlta uzman bir doktor, ancak 20 senede yetişebiliyor.

Bu itibarla, uzun bir eğitim süreci ve meşakkatli bir iş.

Temini de öyle kolay değil.

  BU İTİBARLA,

Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ın giderlerse gitsinler, gerekirse;

Dışarıdan doktor getiririz gibi doktorları küçültücü sözlerle motivasyonlarını bozması,

Doğru bir yaklaşım değil.

KONUSUNDA uzman doktorlar;

Dünyanın her tarafında, rahatlıkla iş bulabilirler.

Sayın ERDOĞAN;

KIRICI bir üslup yerine, yumuşak bir lisan kullansa,

Çok daha iyi, daha yararlı olur.

NE DEMİŞLER:

Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarırmış!

DOKTORLARIMIZIN;

14 Mart TIP BAYRAMI’nda,

ATATÜRK anıtına çelenk koymalarına müsaade edilmemesi,

Güvenlik güçleri ile doktorlar arasında arbede yaşanması da

Türkiye’ye yakışan bir tavır değildir

ATATÜRK, bu Millete bir kötülük mü yapmış ki?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna, böylesi bir karşıtlıkta;

Kabul edilebilir bir durum değil!

3-TÜRKİYE ve HALKIMIZ;

BU YOKLUĞU, BU YOKSULLUĞU, BÖYLE YÖNETİLMEYİ HAKETMİYOR.

1)Halkımızın bu kadar yoksullaştığını;

Önceki iktidarlar zamanında, hiç görmemiştik

6/10 Mart 2022Perşembe YENİÇAĞ




              KUMBARAYI KIRIP PAZARA GELEN VAR

Y6ağmur gibi yağsan zamlarla geçinmenin giderek zorlaşması sonucu pazarcı esnafı,

Hemen her gün halkın yürek sızlatan yeni bir sefaletine tanıklık ediyor.

7/13 Şubat 2022 Pazar. KORKUSUZ




Pahalılık yüzünden vatandaşın ağız tadı iyice kaçtı.

BOŞ BAKLAVADAN SONRA ŞİMDİDE BOŞP TOST ÇIKTI

Yüksek maliyetler esnafı, mecburen değişik alternatiflere yöneltiyor…

Gaziantepli tostçu, ekmeğin arasına,ketçap ve biber koyarak, yaptığı tostu, 2 liradan satıyor.

İmdada boş baklava yetişti.

Baklavanın kilosu, 200 liraya çıkınca,

İçinde malzeme olmayan baklava, 19.90 TL’den, satılmaya başlandı

BİR DİLİM sucuk, bir dilim kaşar, 2lira.

8/10 Şubat 2022 Perşembe SÖZCÜ.




Fahiş elektrik zammına tepki için 11 ilde protesto gösterisi yapıldı.

                                           ZAMLARI GERİALIN

                         ELEKTRİK ZAMLARI AMPULÜ PATLATACAK.

Vatandaşa saç baş yolduran, esnafın kirasını bile geçen,yüksek elektrik faturaları, yüzünden,

İktidara tepki büyük. Milyonlar, acil çözüm bekliyor…

İşte ocakları söndüren,, maaşları ve ciroları eriten, elektrik faturaları.

AYDEM ENERJİ             DEPSAS ENERJİ        DEPSAS ENERJİ             DEPSAS ENERJİ.           ENERJİSA

  1398,-70.TL                    618, 40 TL.              2100,OO.TL.                    822,70 TL .           56.577,40 TL.

 BOĞAZİÇİ ENERJİ        YEPAŞ ENERJİ           BOĞAZİÇİENERJİ          AYDEM ENERJİİ       AYDEM ENERJİ          

    30.000,60 TL.             830,40 TL                    1260,50 TL.                  3.670,50 TL              3.633,70 TL                 

BU HABERDE; SORULMASI GEREKEN SORULAR:

1/Asgari ücretli birisi, 1398,70 liralık, elektrik faturasını, nasıl ödesin?

2/618,40 lira gelen bu fatura,geçen aya göre, 2 kat fazla.

3/2101 liralık bu fatura, iş yerinin değil;3+1 dairenin, elektrik faturası

4/ 822,70 liralık bu elektrik faturasının altında,

Emekli vatandaş ezildi.

5/56.577,40 lira elektrik faturası.Bu da bir esnafa geldi.

6/30.000.liralık elektrik faturası, bir esnafa gelmiş.

Esnaf bunu, maliyetlere ekleyecek. Bu da, vatandaşa yansıyacak..

7/830 liralık elektrik faturasını vatandaş öderse, aç kalacak.

8/1260.liralık elektrik faturasını ödeyen kiracı bir vatandaşımızın cebi,

İyice boşalacak.

9/3.633,70 liralık elektrik faturası.

Eğer indirim olmazsa;

Bu yıl, 11 fatura daha gelecek.

CHP GENEL BAŞKANI, Kemal KILIÇDAROĞLU;

Zamlarla ilgili olarak, şunları söyledi:

ZAMLAR, geri çekilinceye kadar;

Elektrik faturalarını, ödemeyeceğim.

BENDE DİYORUM Kİ;

MUHALEFET PARTİLERİ, bizlere destek olsunlar;

Bu gibi sorunların gerçek nedenlerini, bilimsel açıdan,

Ve Dünyadan da örneklerle ortaya koyalım;

Bizlerin bıraktığı yerden,

Siyasetçiler devam etsin!

O zaman daha etkili olurlar!

2)FACEBOOK’ta, bizleri de ilgilendiren çok önemli bir paylaşım.

GÜNEŞ PANELLERİ İLE ÇOK KOLAY ELEKTRİK ELDE ETMEK

Güney Kore’de;

Bir Hidro Elektrik Santrali HES’ın arkasındaki baraj gölünde, 

Suyun üstüne dubalar yerleştirmişler.Bu dubaların üstüne de;

3000’in üstünde, güneş paneli yerleştirmişler.

Bu güneş panellerinin üstünde de güneş pilleri var.

Güneş pilleri, güneş enerjisini, elektriğe çeviriyor.

Dubalar kayık misali, suyun üstünde durduklarından;

Baraj gölündeki su seviyesinin yükselmesine ve alçalmasına bağlı olarak,

Dubalar ve dubaların üstündeki güneş panelleride

Barajdaki su seviyesinin yükselmesi ve alçalmasına bağlı olarak,

Yukarı çıkıyor, aşağı iniyor.

Ama dubalar, bir yerlere bağlı olduğundan,

Yükselme ve alçalmanın dışında,

Akan suya bağlı olarak, hareket etmiyorlar. 

  BÖYLESİ BİR UYGULAMANIN FAYDASI ŞURADA:

Türkiye’de çok sayıda HES var

Kanal tipİ olanlar hariç, çok sayıda, barajlı olan HES’ler var.

Bu HES’lerin arkasında, baraj gölünde biriken sular,

Çok geniş bir alanı kaplıyor.

Bu vesile ile baraj göllerinin üstünde çok geniş bir alana dubalar ve bunların üstüne de

Üstünde güneş pilleri bulunan dubalar yerleştirdiğimizde;

Çok büyük kapasitede elektrik enerjisi, üretebileceğimizi,

Söyleyebilirim.

  Almanya bize göre, çok kuzeyde.

Bu nedenle bize göre çok az güneş alıyor

Ama Almanya, buna rağmen,

Yılda 42 Bin Mega Wat-Saatlik elektrik enerjisini, güneş pillerinden elde ediyor.

Peki biz, bu gibi uygulamaları, niçin başlatmıyoruz?

Üstelik  bu sistemi kurmak da, çok kolay.

Çok kısa bir zamanda da neticesini alırız.

Kimsenin toprağını, suyunu elinden almıyoruz,

Ormanları tahrip etmiyoruz, ağaçları kesmiyoruz,

Üstelik suyun buharlaşmasını da önlüyoruz.

BU GİBİ UYGULAMALAR DA;

Devreye sokulduğunda dışa bağımlılığımız azaldığı gibi

 Elektrik fiyatlarını da ucuzlatmak, mümkün olacaktır.

BİZLER, KONUŞMACI EKİBİ OLARAK;

 Enerji sorunlarının nedenlerini ve çözüm yollarını,

Bilimsel açıdan da herkesin aklına yatacak şekilde ortaya koyduğumuzda

Kimsenin bir itirazı olamayacaktır.

ÖNCÜLÜK ettiğim Televizyon Programlarının, faydası da

Burada!

9/6 Mart 2022 Pazar SÖZCÜ




Zeytinlikler yetmedi, cennet gibi koylara da kıyacaklar.

                                          GÖZLERİ DOYMUYOR.

Türkiye’nin gözbebeği koruma alanlarına elektrik santrali, baz istasyonu,iskele ve sera kurulmasının önünü açtılar.Rantçılar ellerini ovuşturuyor.

Bu gazetede haber değeri olan diğer önemli konular da şunlar:

YENİTARIM BAKANI DA;

Zeytinliklere fabrika yapılması için, teklif vermiş.

ZEYTİNLİKLERİ yok edip,

Tarım alanlarına, fabrika yapmak;

Yanlış bir uygulamadır.

Zira bir zeytin fidanının dikildikten sonra,16 yılda ürün verdiği söyleniyor.

Sonra zeytin yağı, çok faydalı bir yğ.Sağlıklı nesiller yetiştirmek açısından da,

Çok önemli. Zeytin ağacı, uzun ömürlü bir ağaçtır.

ZEYTİNYAĞI ve SOFRALIK ZEYTİN,

Stratejik bir üründür.

Ayrıca önemli bir ihracat kaynağıdır.

  TARIM YAPACAK, fabrika kuracak, başka alanlar kalmadı mı ki;

Zeytinlikle yok ediliyor?

Bu gibi yanlış uygulamaları, göz önünde bulundurduğumuzda;

Buğdayda, ay çiçek yağında, hayvancılıkta dışa bağımlı hale gelmemiz;

 Kaçınılmaz bir durum.

  MADEN ve KÖMÜR sahaları açmak için de;

Zeytinlikleri yok etmek, doğru değil.

Yapabiliyorlarsa,

Zeytin ağaçlarını kesmeden;

Yer altı işletme metotlarını geliştirsinler,

Madenleri ve kömürleri, böyle çıkarsınlar.

Ama bu yöntem biraz pahalıdır ama

Olsun!

Maliyet artışlarını,- başka yönlerden azaltmanın yolları da

Bulunmalıdır.

  KİLO DÖNEMİ SONA ERDİ

Vatandaş 4 domates, 3 soğan alıp gidiyor.

  KILIÇDAROĞLU DEDİKİ;

Askeri hastaneleri,geri açacağız.

4-HAZİNEGARANTİLİ YATIRIMLAR KONUSUNDA,

NE SÖYLENEBİLİR?

YOKSA BUNLAR; BİR PARA AKTARMA SİSTEMINİN,

BİR PARÇASI MI?

1)Bu gibi konular;

Hazinenin boşalmasının, her konu da yoksullaşmamızın da bir parçası olarak,özetlenebilir.

Gazeteci Yazar ve HALK TV, ekranlarından sıkça görüp, tanıdığımız,

Sayın Emin ÇAPA ve başkaları da;

Bu gibi Hazine garantili büyük yatırımların,

5’Li çete diye tabir edilen KOLİN Holding, CENGİZ  Holding, LİMAK Holding, MAK YOL Grup…gibi şirketlere verilmesini,

Devlet ihale kanununun sıkça değiştirilmesinin de;

Böylesi bir amaca yönelik olduğuna dair,

Yorumlar var.

  2)BİRDE, hazine garantili yatırımların,

Hep bu Beşli Çete diye adlandırılan şirketlere verilmesini;

Şöyle yorumlayanlarda var:

Acaba bu 5 şirkete aktarılan paraların bir kısmı;

Siyasetin finansmanın da mı, kullanılıyor? Gibi

Kuşkuları da duyduk.

AMA bu gibi soruların cevabını bulmak;

Bir iktidar değişikliği olmadan,

Çok zor.

  3)HAZİNE GARANTİLİ YATIRIMLAR;

Tek başına üzerinde durulması gereken,

Çok geniş bir konudur.

Daha önceki Makalelerde, bu gibi konulara,

Değişik örnekler verdik.

Burada son örneklerden biri olarak,

ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ ile 

Yetineceğiz.

  4)HAZİNE GARANTİLİ, olarak yaptırılan yollarin, tüneller,in, köprülerin, hastanelerinparasını;

Mademki Hazine ödüyor, yapanın cebinden pek para çıkmıyor;

O zaman Devlet yapsın,

Daha ucuza çıkmaz mı diyorlar?

 BENCE DE, yerinde bir soru!

  5)DİĞER BİR YANLIŞ TA, şurada:

Hazineyi ve gelecek kuşakları, böylesine büyük bir yükün altına sokmak ta;

Doğru bir yaklaşım değil

BU KONU DA;

Belli bir amaca yönelik olabilir .

10/27 Mart 2022 Pazar SÖZCÜ.




Halkın yararına teklifler AKP-MHP oylarıyla reddediliyor.

                                       RED İTTİFAKI

Cumhur ittifakı, emeklilerin sorunlarının araştırılması, 

Akaryakıtta ÖTV’nin kaldırılması ve çiftçinin borç faizinin silinmesi için,

Verilen önerge reddedildi.

  1915 Çanakkale Köprüsü’nde ücretli geçişler başladı.

GEÇEN GEÇER;

Olmadı; üstünü Millet tamamlar.

  ÇANAKKALE Boğazı’ndaki köprüden, tek yönlü, 

Otomobille geçiş;200 lira. Otoyolla birlikte 272,5 lira tutuyor.

İKTİDARIN günlük 45 Bin geçiş garantisi verdiği Çanakkale Köprüsü’ndeki ücretli geçişler,

Dün başladı.

Erdoğan’ın 200 liracık dediği ücreti çok bulan araç sayısının;

Düşük olduğu, dikkati çekti.

Hedeflenen geçiş sayısı tutmazsa, aradaki farkı, Devlet;

İşletmeci şirkete ödeyecek.

   FERİBOT KUYRUĞU VARDI.

200 Liracık geçiş ücretini pahalı bulanlar, feribotu tercih etti.

ÇANAKKALE BOĞAZI’nda ki geçişlerin düşük olduğu,

Zaten Köprü yapılmadan öncesin de de bilinen bir husustu.

BU İTİBARLA;

Köprüden, günde 45 Bin araç geçişine, nasıl Hazine garantisi verildiği;

Diğer Hazine garantili yatırımlar gibi,

Burada da üzerinde durulması gereken bir konu, şu:.

  HAZİNE GARANTİLİ, yatırımların;

Garanti sayısı hesabını, kim yapıyor?

Bunu bilen var mı?

  BU GAZETE DE, çok önemli başka bir konu da şu:

CUMHUR İTTİFAKI’NİN;

MHP Lideri Dr. Devlet BAHÇELİ’nin desteği ile ayakta durduğu da;

Herkes tarafından bilinen bir husus.

PEKİ, Halkın lehine olan yasaların çıkması noktasında,

Niye ret oyu veriyor?

Hangi sebepten, iktidarın devamını istiyor?

Bu da üzerinde durulması gereken,

Çok  önemli diğer bir konu.

   BU GİBİ nedenlerle;

MİLLET İTTİFAKI’na mensup MUHALEFET PARTİLERİNİN,

Anketlere göre de önde olmalarına rağmen;

Derslerini çok iyi çalışmaları, gerekiyor.

Her an bir erken, ya da baskın bir seçime hazır olmaları,

Gerekiyor.

11/29 Mart 2022 Salı SÖZCÜ.




1915 Çanakkale Köprüsü’nün 1 günlük bilançosu:

GARANTİ:45 bin araç.

GEÇEN:6 Bin araç

ZARAR:11,6 Milyon TL.

  Köprüde 45 Bin araç garantisi var. Önceki gün, 6 Bin araç geçti.

Devlet işletmeciye geçmeyen 39 Bin araç için;

285 Liradan,11,1 Milyon ödeyecek. Ayrıca 200 Lira verip geçen,

6000.Araç için de, 85 lira farktan,510 Bin lira ödeyecek.

ÖNCEKİ GÜNÜN ZARARI:11,6 Milyon lira

  ÇANAKKALE BOĞAZINDAN,

Karşıdan karşıya geçişlerdeki araç sayı;

Yıllar öncesinden de, ancak bu kadardı. Burada  şaşılacak bir şey yok!

AMA GÜNDE 45 BİN ARAÇ GEÇİŞİNBİ;

Kim ve nasıl bir hesapla vermiş?

ÖZELKESİMDE, BİR YETKİLİ,

Bilerek, ya da bilmeyerek, böylesi bir hata yapsa;

Anında kapının önüne koyarlar.

BENCE HAZİNE GARANTİLİ YATIRIMLAR İLE

Gelecek kuşaklarda, büyük bir borç altlına sokulduğundan;

MECLİS’te, Anayasa oylamasında olduğu gibi

400 Milletvekilinin onayı ile kabul edilmelidir.

BU İTİBARLA,

Hazine garantili yatırımların, hesapla-kitapla izah edilebilir yanı olmadığı,

Başka örneklerle de ortada olduğundan;

Birilerine para aktarma sistemi benzetmesini;

Yadırgamamak gerekiyor.

   5-BOP KAPSAMINDA BÖLÜNÜP-ARÇALANMIŞ, ORTADOĞU HARİTASI

                  https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy0VvaukGyK4ocsp0WtHqbd8iuanaZvRd2g76z-G-RZ1nYBNBSKUFdXAtocv-4U0QkuZ_Qq28pCMxSA85UTZRqOnp5E5DtyKTNwhiw6Td8BIpLECR0kNOAQEvB7nebQp2D50R0WBxtqY-f/w390-h254/indir.jpg

1)Bu harita, Amerika Birleşik Devletleri ABD’nin Savunma Bakanlığı, PENTAGON’un,

Resmi web sitesinde,2006 yılından beri, yayında.

2)Bu haritada Türkiye’den de koparılan topraklar var.

Peki bu haritaya itiraz eden,

Siz Türkiye’den hangi hakla toprak koparmak cesaretini gösteriyorsunuz diye,

Resmen çıkış yapan, posta koyan; bir Devlet görevlisi oldu mu? Olmadı!

Bu haritadan, çoğu vatandaşımızın haberi var. Ne anlama geldiğini de biliyor ve anlıyor.

AMA GÖRSEDE;

İnanmayan, ya da inanmak istemeyen, çok sayı da vatandaşımız var.

Bu gibi sorunların temel nedeni;

Okuma, araştırma alışkanlığının, ülkemizde daha yaygın hale gelmemiş olmasındandır.

Bu gün 50 ve daha yukarı yaştaki çoğu vatandaşlımız,

İnternet kullanmasını bilmez. Bu konu çok önemli bir sorun.

Muhalefet Partileri bu sorunu, böylesi bir eksikliği,

Eğitim kursları ile giderirlerse;

Hem kendileri, hem de Türkiye kazanır.

  3)Sayın ERDOĞAN;

Genişletilmiş Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi BOP’un,

 Eş Başkanlarından biri olduğunu,

Kendisi söylüyor ama

Türkiye Büyük Millet Meclisi TBMM’nin;

Sayın ERDOĞAN’a verdiği, böylesi bir görev yok.

Bu da Anayasamıza göre bir suç. AMA sayın ERDOĞAN ile AKP’nin;

BOP kapsamında desteklenip, iktidara taşındığı,

Ve bu günlere gelindiği de çoğu kişi tarafından,

Bilinen bir husustur.

Bu gibi bilgiler, daha önceleri,

Yazılı ve görsel basınımızda, çok yer aldı.

Ben de bir Yazar olarak, bu gibi konulara, çok değindim.

  4)Sayın ERDOĞAN;

Din, inanç, Müslümanlık gibi kutsal kavramları, siyasette çok kullandığı için,

Yabancı Devlet Adamlarına meydan okuyor gibi bir görüntü verdiğinden;

Birde genişletilmiş kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi BOP’un,

Eş Başkanlarından biriyiz ve biz, bu görevi yapıyoruz gibi, 

 Şatafatlı sözler sarf edince;

Dindar olup da internete girme, okuma, araştırma gibi merakları da olmadığından,

Türkiye’nin zararına olan bu gibi görevleri,

Çok iyi ve çok önemli bir şey sanıyorlar.

Muhtemelen bu haritayı, görmemişlerdir; görseler de inanmayabilirler.

 ZİRA Sayın ERDOĞAN, başı her sıkıştığında;

Topu genelde hep,

 Dış güçlere atıyor, işin içinden sıyrılıp çıkıyor ya!;

BU YÜZDEN bazı saf vatandaşlarımız, bu haritayı bile dış Güçlerin iftirası olarak,

Algılayabilir ve inanmak istemeyebilir.

 AMA bu gibi vatandaşlarımıza da kızamayız.

Kızamayız.

ÇÖZÜM olarak, öneririm şudur:

  5)MUHALET PARTİLERİ, başta CHP ve İYİ PARTİ’nin Genel Başkanları,

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Meral AKŞENER;

Bizden önce kurulup yıkılan, 15 Türk İmparatorluğunun,

Hangi sebeplerden ve nasıl yıkıldıklarını, ortaya koymak için;

Psikologlara, Sosyologlara, Türk Tarihi Uzmanlarına bir çağrı ile

Bu gibi konuların ekranlara taşınmasına vesile olurlarsa;

Türkiye’nin yeniden toparlanması için,

Çok önemli bir hizmet yapmış olurlar.

Sadece Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı,

Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ı eleştirmekle,

Sorunlar çözülmüyor, çözülemiyor.

  Nasıl ki ben, Türkiye’nin Enerji Sorunlarını, Sel felaketlerini, kuraklığı,

Önlemek istiyorsam,

Her konu, kendi içinde ayrı bir uzmanlık alanıdır.

BU NEDENLE muhalefet Partilerinin Liderlerine düşen ilk görevde;

Önemli sorunların çözümünde,

Uzman kişilere Televizyonlarda, bir alan açmak olmalıdır.

BU NEDENLE Muhalefet Partileri;

Böylesi bir çalışma tarzı ve iş birliği ile hareket ederlerse,

Sorunlar, daha çabuk çözülür. 

  6) Amerika –CİAE’nin Ankara Sorumlusu,

Paul HEN ZEEE’nin Türkiye Raporu:

Paul HENZEE, 2006’DA Washington’a çektiği bir raporda şöyle diyor

Bu rapor çok önemli olduğu için;

Arada bir hatırlatma gereği duyuyoruz. 

Rapor şöyle:

Bu devleti kuranlar;

Kontrol mekanizmasını öyle sağlam kurmuşlar ki;

Hükümeti ikna etseniz, Meclis’i ikna edemiyorsunuz.

Meclis’i ikna etseniz; Yargı’yı ikna edemiyorsunuz.

Yargı’yı ikna etseniz;Türk Silahlı Kuvvetleri TSK’yı ikna edemiyorsunuz.

EĞER AMERİKA’nın menfaati; Türkiye’nin federatif bir yapıya geçmesinde ise,

O zaman, tüm yetkilerin tek kişide toplandığı, bir Başkanlık Sistemine ,

Geçmesi gerekiyor.

EĞER BU TEK KİŞİ; Amerika’nın çıkarlarına hizmet etmekte bir tereddüt gösterirse;

Bu tek kişiyi, tesirsiz hale getirmek, Amerika için bir sorun olmaz!

7) PEKİ TÜRKİYE;

Tek Adam Rejimi, ya da Yetkilerin Tek Adamda Toplandığı,

BAŞKANLIK SİSTEMİ’ne,

Ne zaman geçti?

21 Ekim 2017’de, bu konuda düzenlenen Anayasanın kabulü ile

Geçti.

  Böylesi bir Anayasa değişikliğin her aşaması,

Bir oldubittiler ile hukukun zorlanması ve şaibelerle dolu, ğişler, yöntemler.

Bu gibi konularda çok yazıldı çizildi.

BAŞKANLIK SİSTEMİNİ,

İlk teklif edende;

MHP LİDERİ Dr. Devlet BAHÇELİ,

Ne hikmetse,

Zor ve kritik zamanlarda, hep devrede!

Bu gibi bilinmeyenlerin nedenlerini de;

Zaman içerisinde, daha iyi görüp, anlayacağız.

  8)Sayın ERDOĞAN’nın 2023 Hedefi, nedir?

Sayın ERDOĞAN,2023 Hedefini;

Haber Türk TV’de, Fatih ALTAYLI’ya, 

Eyalet Sisteminin faziletlerinden bahisle şöyle diyor:

Osmanlı da Eyaletler Sistemi ile yönetiliyordu.

Lazistan ve Kürdistan Eyaletleri vardı.

Bu nedenle Türkiye’de 2023’te Eyaletler sistemine geçecektir, diyordu.

Şimdi bu kısa bilgilerden sonra,

Konuyu açmaya çalışalım.

    Bir defa Osmanlı’da Lazistan ve Kürdistan gibi Eyaletleri yoktu.

Eyaletler, Anadolu Topraklarının dışında, değişik Milletlerden oluşan bölgeleri idare etmek için, bir sistemdi

Sayın ERDOĞAN’ın açıkladığı herdef;

BOP Haritası ile Türkiye’nin de bölünüp-parçalanmasını içeren bir hedeftir.

Böylesi bir Hedef BOP ve BOP Eş Başkanlığı ile de uyuşan, bir durumdur.

DOLAYISIYLA,

Türkiye’nin Başkanlık Sistemi’ne geçmesi de

Halkımızın Talebi ve Türkiye’nin ihtiyacı değildir.

BAŞKANLIK SİSTEMİ’ne geçiş ile Hedef 2023’de;

CİAE-Ankara sorumlusu, Paul  Hen zee’nin;

Türkiye için önerilerine,

Ve BOP’un hedefleri ile de örtüşmektedir.

YAPILACAK İŞ;

Kuvvetler ayrılığına dayalı, Eski Parlamenter Sisteme, geri dönmektir.

BOP HARİTASI İLE İLGİLİ DİĞER DETAYLAR:

9)Bu haritada gördüğünüz üzere;

Türkiye’den, Suriye’den, Irak’tan ve İran’dan  koparılan topraklar üzerinde,

FREE KÜRDİSTAN, ya da büyük Kürdistan, adı altında,

Ama gerçekte Amerika’nın kontrolü altında,

Bir kukla Devlet kurulduğunu görüyoruz.

10)Amerika’nın kontrolünde kurulması hedeflenen,

Büyük Kürdistan adlı bu kukla Devleti,

Türkiye’nin güneyi, Suriye’nin kuzeyinden açılacak bir koridorla,

Akdeniz’e bağlamak istiyorlar.

 Türkiye’nın güney sınırlarına, yakın bir yerden geçecek bir petrol ve doğal gaz boru hattını,

En kısa yoldan Akdeniz’e ulaştırmak için;

Boru hattının, Hatay ilimizin topraklarından geçmesi gerekiyor.

  11)Böylesi bir hedeften hareketle;

Şu noktalara da vurgu yapabiliriz:

 Hatay’ın Amanos dağlarında, PKK’ın, niçin yuvalandığı, ortadadır

Suriye’nin kuzeyinin boşaltılması için, 

buraların çatışma alanı haline getirilmesi ,

Buraların bombalanması sonucunda;

Savaştan kaçan Suriyelilerin, Türkiye ‘e akın etmelerinin,

Sınırımızdan içeri girmelerine göz yumulmasının,

Sebepsiz olduğunu,

Kimse iddia edemez..

    12)Bu nedenle resmen doğrulanmasa bile Sayın Prof. Dr Ümit ÖZDAĞ’ın,

3-4 Yıl öncesinde verilere dayanarak, yaptığı hesap neticesinde;

 5 Milyon 300 Bin sığınmacı Suriyelilerin, bulunduğunu söyledi.

2011’den bu yana çok zaman geçti

Doğum yoluyla sayılarının, süratle arttıkları yönünde bilgiler de var.

 Sığınmacı olarak Suriyelilerden başka, çok sayıda, Iraklı, Afrikalı,

Son zamanlarda genç Afganistanlıların da,

İran’dan giriş yapılabilecek yerlere, duvar çekilmiş olmasına rağmen;

Sınırlardan geçişlerin de engellenmediği gibi bilgiler neticesinde,

Türkiye’de,7,5-8Milyon, muhtemelen daha fazla sığınmacının bulunduğu anlaşılıyor.

Bu konunun, yakın bir gelecekte, Türkiye’nin demografik yapısını  bozacağı,

Kültür uyuşmazlığı nedeniyle de;

Türkiye’nin başına, yeni sorunlar açacağı da kesin.

Türkiye’nin bir göç ülkesi olmasına, zemin hazırlayıp göz yumulmasının,

Bir tesadüf olduğunu, kimse iddia edemez.

  13)Sığınmacıların, Memleketlerine gönderilmeleri konusunda, 

Acele edilmediğini de görüyoruz.

Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı olan,, Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN,

Yakın bir zamanda, nihayet baklayı ağzından çıkardı,

Ve Suriyelilerin, memleketlerine, gönderilmeyeceğini söyledi.

Hiç yoktan vatandaşlık verilen Suriyelilerin oylarından,

Önümüzdeki seçimde, siyaseten de yararlanmış olacak.

  14)Güney doğu illerimizde, Suriye sığınmacıların sayısının hızla artığı,

Bazı yerlerde sayılarının;

Yerli nüfusu geçtiği yönünde uyarılar var. Bu gibi konular;

Türkiye’nin  geleceği açısından, büyük bir tehlike.

Hatay Belediye  Başkanı’nın, bu yöndeki uyarısı, çok vahim.

  Hatay’ın Belediye Başkanı diyor ki;

Hatay’da Suriyelilerin sayısı, yerli nüfusu, geçti.

Eğer bir seçim olsa;

Belediye Başkanlığını, Suriyeliler kazanır.

Böylesi bir uyarıya, ne diyeceğiz?

 BU GİBİ KONULARA,

Daha önceleri de değindik.

Böylece bura da, tekrarlamış olduk.

7- OSMANLI SON TÜRK İMPARATORLUĞU İDİ, NASIL YIKILDI?

BİZLER BU GÜN, NE YAPMALIYIZ?

  1)Osmanlı İmparatorluğu, birçok ulusu, içinde barındırıyordu.

AMA ENPERYALİST DEĞİLDİ.

Bu konuyu, bu çerçevede biraz açmak istiyorum.

  2)Kendisi temelde Türk ve Müslüman olduğu halde,

Fethettiği topraklarda;

Kimsenin etnik kökenine, diline, dini inancına müdahale etmeden,

HERKES, hak, hukuk ve adalet çerçevesinde,

Huzur ve güven içerisinde, yaşamış,

Liyakat sahibi olanlar da;

 Devletin önemli Makamlarında,

Yer alabilmişlerdir.

  3)AMA OSMANLI, hiçbir zaman onları, sömürmemiş,

Kendi çıkarları için, kullanmamıştır. Böylesi bir husus; Türk Milleti’nin,

Genleriyle ilgili bir konudur.

Bu nedenlerle olmalı ki; Osmanlı imparatorluğu,

625 Yıl gibi uzunca bir süre ayakta kalabilmiştir.

  4) AMA ÖRNEĞİN İNGİLTERE;

Bir şekilde girdiği, işgal ettiği, topraklarda,

Önce kendi dilini, yaygın hale getirmiş,

Onların kalkınmasını, uyanmasını istememiş,

Onları hep sömürmüştür.

İŞTE BU GİBİ H8SUSLAR;

Türk imparatorlukları ile Batı İmparatorlukları arasında ki,

En bariz, bir farktır.

5)AMERİKA İSE, çok uluslu olmasına rağmen,

Aklın ve Bilimin ışığında, İngiltere’yi ve başka ulusları geçmiş,

Ve bir Süper Güç olmanın da avantajı ile

Sovyetler Birliği’nin dağılmasını fırsat bilerek, harekete geçmiş,

BOP Haritasında da gördüğümüz üzere,

 Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu,

Atlas Okyanusu’ndan, Basra Körfezi’ne kadar, İslam Ülkelerini,

Kendi amaçları doğrultusunda, bölüp, parçalama arzu ve cesaretini göstermiştir.

BU BİR GÜÇ MESELESİDİR.

Eski İngiltere’nin yerini bu gün, Amerika almıştır.

6)OSMANLI’nın ÇÖKÜŞÜ ve günümüz Türkiye’si arasında,

Nasıl bir benzerlik var?

   Osmanlı İmparatorluğu’nun, hangi sebeplerden çöktüğünü,bilmek,

 Çökmekte olan bir İmparatorluğun küllerinden,

Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından;

Çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmuş olması ve bu günlere gelinmesi

Çok önemli bir konudur.

  AMA bu güne bakıyoruz;

Çağdaş bir Türkiye Cumhuriyetini, 20 yıl içerisinde,

Çökme noktasına getiren bir iktidar!

Ve BİRDE, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine sahip çıkan,

Bir çoğunluk!

   Bu nedenle Ülkelerin hayatında, Tepedeki Yöneticilerin,

Ne kadar önemli olduğunu vurgulamak isterim.

Nasıl ki, o günün zor şartlarında Türk Halkı, Mustafa Kemal ATATÜRK’e destek olup,

Zor günler geride kaldı, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ise;

İçinde bulunduğumuz bu zor günlerinde,

Geride kalacağına, inanıyorum.

Halkımızın zor anlarda, bir araya gelmesi, çok önemli bir özellik.

  7)OSMANLI İmparatorluğu’nun, çöküş hikâyesini,

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bu konuda verdiği büyük mücadeleyi,

Yaşadığı zorlukları,

KISSADAN HİSSE İLE-1’de ana hatlarıyla, ortaya koymaya çalıştım.

Merak edenler, detayları oradan okuyabilirler.

Ben burada daha çok, günümüzle de ilgili olduğu için, birkaç konuya,

Özetle tekrar değinmek istiyorum.

  8)RÖNESANS, yeniden doğuş demektir.

Avrupa bu dönemde, Ortaçağın karanlığından, Kilisenin etkisinden;

Aklın ve Bilimin ışığında ve yol göstericiliğinde,

Siyasi, kültürel, politik, ekonomik ve eğitim alanlarında;

Yeniden yapılanmaya başlamış ve bu günlere gelebilmiştir.

   Okulda derslerde, kitaplarda gördüğümüz ünlü ressamlar, heykeltıraşlar, 

Sanatçılar ve Bilim Adamları,

Hep bu dönemde yetişmiş ve önemli buluşlar da yapılmıştır.

Bu günkü anlamda, bizim bildiğimiz matbaa,1450’de, Alman Johannes Gutenberg tarafından bulundu.

BÖYLECE,

Avrupa da aydınlanma ve bilgilerin yayılması hızlandı,

 Aydınlanma; okuma ve araştırmayla başlar.

 Kapitalizm de, yeniden yapılanma kapsamında;

İngiltere’de doğmuştur.

  RÖNESANS ve AYDINLANMA döneminde;

Leonardo Da Vinci, Nikolas KOPERNİK, İsag NEWTON, Wiliam HARLEY ,Edmond  HALLEY, 

William Shakespare gibi

Ünlü fizikçi,  matematikçi, astronom, mühendis, meteorolog,  ressam, heykeltıraş, müzisyen, tiyatrocu,

GİBİ ÜNLÜ Bilim Adamları ve sanatçılar hep,

Bu dönemde yetişmiştir.

Burada isimlerini yazdıklarımın içinde; sıraladığım meslek guruplarından,

Bir kaçını, bir arada bulunduran, filozof ve yazar olanlar var. 

14.Yüzyıl-18.Yüzyıl.

  BU DÖNEMDE,

Avrupa yeni buluşlar ve sanayi devrimine de geçmesi sonucu,

Zenginleşip, başka ülkeleri sömürmeye başlamışlar.

  Türkiye’de ilk matbaa, 16 Aralık 1727’de İbrahim Müteferrika tarafından kuruldu.

Matbaa da Avrupa ile aramızda 277yıl fark var. Sadece bu husus bile, Avrupa’dan niçin geride olduğumuzun, önemli bir nedenidir.

OSMANLI’DA İLK ESER;

(1718-1730)Lale Devrinde 3.Ahmet zamanında basılmıştır.

  Osmanlı Padişahı, İstanbul fatihi,

Fatih Sultan Mehmet, resmini çizdirmek için;

İtalya’dan ünlü ressam Centile Bellini’yi, getirtmişti.

Burada özellikle şu hususa vurgu yapmak isterim.

HER FIRSATTA, Osmanlı’yı dilinden düşürmeyen, sözde ona sahiplenen,

AMA sanata ve Bilime de karşı olan ya da tavır koyanlara,

Şunu hatırlatmak isterim:

Fatih Sultan Mehmet de Müslüman’dı ve Osmanlı Padişahlarının içinde,

En büyüğü ve en ünlüsüydü.

Peki sanata ve bilime karşı olmak niye?

BURADA KISSADAN HİSSE İLE şunu söylemek isterim:

Felsefe, mantık, fizik, kimya, matematik ve sorgulama;

Zihni açar, doğru düşünmeyi sağlar.

Resim, müzik, tiyatro ve diğer sanatsal faaliyetler;

İnsanın ruhunu, bakış açısını etkiler,

Sağlıklı nesiller yetişmesine de vesile olur.

BİLİM ADAMLARININ, yaptığı keşifler;

Tanrının sırlarını, keşfetmektir.

Bilimi ve sanatı kendisine rehber edinmeyenler;

Başkalarının etki alanına gireceklerini, perişan olacaklarını,

Unutmasınlar.

KUTSAL KİTAPLARDAKİ MESAJLAR,

Hep şifrelidir, bütün zamanları kapsar.

Buradaki mesajları doğru anlayabilmek için,

Felsefe-mantık, fizik-kimya-matematik,  bilmek lâzım.

Çağdaş bir eğitim almak lazım!

Okuma ve araştırma alışkanlığını, kazanmak lazım.

  Denize tatile gidenler hep görmüştür;

Tatil için Türkiye’ye gelen, Batılı turistlerin,

Deniz kenarında kumsalda şezlonglara uzanıp, güneşlenirken, ellerinde kitap okuduklarını da

Görmüşlerdir.

İşte bir Avrupalı ile aramızdaki en bariz bir örnek burada!

  KUR’AN’ın da ilk sözü, oku ile başlıyor; IKRA ile

Osmanlı’ya devam ediyoruz.

  8)Osmanlı imparatorluğu, Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatına kadar büyümeye, genişlemeye devam etmiştir.

Kanuni’nin 1566’da Macaristan’da, uzun süren Zigertvar kalesinin kuşatılması esnasında vefat etmiştir.

Padişah Kanuni’nin vefatı ile de

Osmanlı İmparatorluğu, duraklama devrine, girmiştir.

Duraklamanın nedeni;

Sadece Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatı değildir.Bunun nedenlerini;

Yukarıda(8)de, kısaca ortaya koymaya çalıştım.

BATIDA, Rönesans ve Aydınlanma dönemi ile başlayan süreçte,

 Akıl, Bilim ve Sanata önem verip, her açıdan güclenen ,

Emperyalist Avrupa Devletleri karşısında, yetersiz kalmak,

Ve toprak kaybetmeye başlamak,

Çökme noktasına gelmek

SONRASINDA;

1.Dünya savaşı ve Anadolu’yu işgal girişimleri,

Mustafa Kemal ATATÜRK ve kurtuluş savaşları…

 Ve Mustafa Kemal ATATÜRK’ün önderliğinde,

Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin  kurulması.

  9)OSMANLI TEBASI, gayri Müslimler,1856’ya kadar, cizye vergisi ile askerlikten muaf olmuş,

Ama bu tarihten itibaren askerlik yapmaları gerekirken,

Uygulamaya geçilememiştir. Bunun yerine Bedeli-Nakti konmuştur.

Şimdiki adıyla bedelli askerlik!

Gayrimüslimler, matbaacılık ve başka, meslek dallarında çalışıp, uzmanlaşırken,

Ticaretle uğraşıp, zenginleşirken;

Türk ve Müslümanlar,

Askerlik görevlerini de yapıp, cephelerde can vermişler,

Gayrimüslimlerin tersine,

Tarım ve hayvancılıkla uğraşıp, genelde hep, emekçi olmuşlardır.

Gayrimüslimler, eğitime de önem verdikleri için;

Devletin üst Makamlarında, yer alabilmişlerdir.

Burada vurguladığım bu gibi konular da çok önemli.

Bazı Padişahlar, Batıdaki aydınlanmaya ayak uydurma yönünde,

Bazı yenilikçi adımlar atmış olsalar bile

AYDUNLANMAYA ve GELİŞMEYE karşı olan, cahil kesimin önderleri;

 İSTEMEZÜK, gibi karşı çıkışlarla Müslüman halkı, isyana teşvik etmişler,

Padişahları, tahttan, indirmişlerdir.

  10)Günümüzde Sanatsal faaliyetler;

Resim, karikatür, Türk Sanat Müziği, tiyatro, opera, bale, senfonik müzik,

 Güzel sanatlardan heykeltıraşlık gibi konulara,

Şimdi AKP döneminde, nasıl soğuk bakılıyorsa,

Pandemi bahane edilerek, müzisyenler mağduriyet yaşıyorsa,

Kadınlarımız, kızlarımız, türbana, kapanmaya zorlanıyorsa;

İslamiyet sadece bu gibi konulara sığdırılmaya çalışılıyorsa,

Bundan daha fazlası,

OSMANLI’ya isyanda,

Hep yaşanmıştır.

  Müzik notalarını, kendisi yazan bir bestekâr, bir müzisyen olan,

Yenilikçi Padişah 3.Selim,

İsyancılar tarafından katledilmiştir.

Aydınlanma karşıtı, başka eylemler de var. 

11)Osmanlı’daki isyanlarda ve Osmanlı’nın çöküşünde,

Emperyalist Ülkeler,

Şimdide gördüğümüz gibi kendi çıkarları doğrultusunda,

Rahat ve huzur içinde yaşayan Ermeni vatandaşlarımızı da kışkırtıp,

Aramızdaki ilişkileri bozmuşlar,

Erkekleri, Çanakkale’de başka yerlerde savaşan, erkeksiz köylerde, katliam yapmışlardır.

Neticede her iki taraftan hayatlarını kaybedenler olmuş,

Ve Ermeni vatandaşlarımızın bir kısmı;

Yine bir Osmanlı toprağı olan Suriye ve Lübnan gibi arap ülkelerine,

Sürgün edilmiştir.

  12)Türk ve Müslüman Halk, eğitime gerekli önemi vermediği,

Özellikle kız çocuklarını okutmadığı gibi nedenlerle

Biraz cahil kalmış, Devletin üst Makamlarına gelmede,

Türk ve Müslüman olmayanların gerisinde kalmıştır.

13)BU GİBİKONULARDA, Kıssadan Hisse ile

Şunları söylemek isterim:

Bizler Türk Milleti olarak, zaten genlerimizde, idarecilik var.

EĞER AKLIN ve Bilimin ışığında, geçmişte ve günümüzde yaşayarak gördüklerimizden;

Kendimize yeterli dersler çıkartır,

Ve Türkiye olarak, Mustafa Kemal ATATÜRK örneğinde olduğu gibi

Yeniden bir kalkınma ve gerçek bir eğitim hamlesi başlatırsak,

Türki Cumhuriyetleri ile de iyi bir iş birliği yaparak, 

TÜRK BİRLİĞİNİ KURARSAK,

Önümüze; AMARİKA, RUSYA,ÇIN gibi bir sanayi ve teknoloji devleti,

BİR SÜPER GÜÇ, olma hedefi koyarsak ve bunu başarırsak;

 Türkiye’mize ve Dünyaya huzur ve güven, kendiliğinden gelir.

  14)Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, şu sözlerini, bir hatırlatmak isterim:

Sovyetler Birliği, bir gün dağılacak. Onların egemenliği altında yaşayan,

Orta Asya’daki soydaşlarımızda bağımsızlıklarına kavuşacaklar.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasını beklemeden,

Şimdiden planlar yapmalıyız,

Onlara sahiplenmeliyiz!

.Peki şimdi, bunları yapıyor muyuz?

TİCARİ İLİŞKİLERİMİZ,zarar görür endişesi ile

ÇİN DEVLETİ’nin zulmü altında inleyen Soydaşlarımız, Uygur Türklerine,

Onlara sahip çıkamadık!

15)Suriyelilere, Afganlılara,ya da başka guruplara bir şekilde,

Sınırlarımızdan içeri girmelerine, sessiz kalınırken;

Aynı toleransı,

Orta Asyalı ve Uy6gur Türkleri gibi soydaşlarımıza,

Niye göstermiyoruz?

16)Bizlere Amerika’nın, Rusya’nın, Çin’in, ya da bir başka Devletin,

Kuyruğunu yakalamaya çalışmak,

Onlardan medet ummak yakışmaz!

8-AKP VE SAYIN ERDOĞAN; BU SEÇİMİKAZANABİLİR Mİ?

1)Sayın ERDOĞAN’ın,

Bu seçimi kazanmak için, elinden geleni yapacağı kesin.

 AMA Türkiye’nin içeride ve dışarıda, her konu da geriye gidişi,

Yokluk ve yoksulluğun, artarak devam ettiği bir ortamda

Bilerek, ya da bilmeyerek yapılan yanlışlar nedeniyle;

Seçimi kazanması çok zor görünüyor.

Bu gibi konuları, yazılı ve görsel basınımızdan örneklerle,

Sizlere yansıtmaya çalışıyorum.

2)Sayın ERDOĞAN’ın;

Başta Amerika’daki Mal varlığı nedeniyle;

Amerika’ya tavır koyamayacağı da ortada olduğundan;

Bundan sonrasında, yüklü bagaj nedeni ile

Amerika’ya karşı, Türkiye’nin hak ve menfaatlerini,

Koruyabileceğini de kimse düşünmesin!

  3)Amerika destekleyip, iktidara taşıdığı bir Siyasetçiyi,

Halkın nezdinde oy ve itibar kaybettiğini, kazanmasının zor olduğunu görürse;

Desteğini çeker,

Yenilerini aramaya başlar. 

Birde ABD’nin eski Başkanı Donald TRUMP ile

Sayın ERDOĞAN, iyi anlaşıyordu ama

Şimdiki Başkan Joe BİDEN ile tam tersi bir durum, söz konusu.

Bunun örneklerini, Joe  BİDEN’in seçilmeden, 5-6 ay önce,

Sayın ERDOĞAN için, suçlayıcı beyanlarda bulunduğunda gördük.

Kazandıktan sonrada,

Kendince dost Ülkeleri ziyaret ettiği, onlarla telefonda görüştüğü halde,

Türkiye’ye gelmedi, uzunca bir süre Sayın Erdoğan ile

Telefonda bile görüşmedi,

 ABD’nin yeni Başkanı, Joe  BİDEN’ın,

Böylesi bir tavrı ile bundan sonrası için; 

Türkiye’ye ve Sayın ERDOĞAN’a,

Bir mesaj vermek istediği anlaşılıyor.

9-EĞER SEÇİMİ, BİRŞEKİLDE CUMHUR İTTİFAKI KAZANIRSA;

TÜRKİYE’DE NELER YAŞANABİLİR?

1)ABD’nin yeni Başkanı Joe BİDEN’ın;

Dünyaya ve Sayın ERDOIĞAN’a farklı yaklaşımı,

Demokrasiye ve insan haklarına, biraz yatkın olması,

İçinde bulunduğumuz zor durumun vahametini,

Belki biraz, azaltabilir.

  2)Ama eğer Sayı ERDOĞAN;

Her konuda başarısızlık ve çöküşe rağmen;

Atı alan, Üsküdar’ı geçer zihniyeti ile

Seçimi, Cumhur ittifakı olarak kazanacak olursa;

Toplumsal patlamalar ve iç karışıklık neticesinde,

Türkiye’nin de;

Komşularımız gibi olma tehlikesi,

Vardır.

BÖYLESİ BİR DURUM;

BOP haritasının gerçekleşmesi hususunda,

Önemli bir aşama olur.

3)AMA BEN,

Halkımızın, zor zamanlarda bir araya gelmesini bilmesinden,

Millet ittifakının güçlenmesinden, cesaret alarak,

Söylüyorum.

Muhalefet Partilerinin, iktidarın yanlışlarını ortaya koymalarını,

Haklı eleştirilerini, doğru buluyorum.

AMA sadece eleştirmekle sorunlar çözülmez.

İKTİDARA gelmeden de yapılabilecek, çok önemli işler var.

TEKRAR söylüyorum, Muhalefet Partilerinin Liderleri,

 En fazla yarım saatlerini ayırıp,

Web sitemdeki;

Türkiye’nin Enerji Sorunu ile Yağmur Tutma Projeleri

Ve Bir Televizyon Programı,

Başlık li Makaleyi bir okusunlar. 

Çoğu sorunları, çözebileceğimizi,

Türkiye’yi ve Halkımızı rahatlatacağımızı söylüyorum..

Daha ne söyleyeyim ki?

10-ESKİ PARLAMENTEME, NASIL GEÇİLİR,

BUNUN KOLAY YOLUM NEDİR?

1)Bu konuda, Kıssadan Hisse ile- 1 ve 2 Makalelerini, bir okuyun.

Türkiye Siyasetinde, Merkez Sağ. Niçin çok önemli?

Merkez Sağ,Bir Çatı altında Nasıl Toplanır?

Bu 2 Makalenin yayına konduktan sonra,

Muhalefet Partilerinin Genel Başkanları ile

Muhalif Televizyon Kanallarında Oturum Yönetenler ile

Bu Televizyonlardaki konuşmacılar,

SÖZÜ, CUMHURİYET, YENİÇAĞ, BİRGÜN gibi çok okunan Gazeteler,

Ve bu gibi Gazetelerdeki Köşe Yazarları,

Haber değeri olan bu bilgilerden yararlanma yönüne gitmediler.

Hep, benzer konuları; tekrarlayıp durdular.

Bu nedenledir ki, Millet ittifakı;

Cumhur ittifakı ile arayı, çok fazla açamıyor..

Cumhurbaşkanı Adayı, şu kişi mi olsun, bu kişimi olsun?Hep,aynı şeyler!

Havanda su dövmek gibi bir şey!

2)Aradan uzunca bir zaman geçtiği için;

Şu anda Merkez Sağ Partilerin,

Bir çatı altında toparlanma şansı kalmadı,

AMA bu metottan yararlanabilirler.

  Bu metotta Cumhurbaşkanı Adayının kim olacağının, çok önemi kalmıyor.

ÖZETLE, ŞÖYLE:

3)Muhalefet Partilerinin Genel Başkanları, özelliklede;

Muhalefetin önde giden 2 Partisi, CHP ve İYİ PARTİ’nin Genel Başkanları,

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Meral AKŞENER,

Ve diğer Muhalefet Partilerinin, Genel Başkanları;

Yazılı ve sözlü olarak,

Halkımıza taahhütte bulunacaklar,

Meclis’e girdiklerinde;

Cumhurbaşkanının, Halk tarafından seçilmesine yol veren,

21 Ekim 2017’de,yapılan referandumun öncesindeki Anayasayı;

Başlangıç olarak kabul edeceklerini,

Beyan edecekler.

Yazılı olan, böylesi standart bir belge;

Noter tarafından tasdik edilecek.

Muhalefet Partilerin Milletvekili Adayları da,

Adaylık belgeleri ile beraber, noter tarafından onaylanıp, kayıt altına alınacak,

Ve dosyalarına konacak.

Seçildiklerinde, böylesi bir taahhüde uymayanlar;

Milletvekilliğinden, otomatikman, istifa etmiş sayılacaklar.

Bu yöntem aynı zamanda, eski Parlamenter Sisteme dönüş konusunda da;

Bir referandum niteliğinde olacak,

Ve böylece başkaca bir oylamaya gerek kalmadan,

Yeniden eski Parlamenter Sisteme dönüldü sayılacak

  HÜKÜMET, Meclis çalışmalarına başladıktan sonra,

Daha mükemmel bir Anayasa yapmak için,

Çalışmalarına da başlayacak.

4)Başlangıçta Cumhurbaşkanı Adayı olarak,

Örneğin yeniden eski Parlamenter Sisteme dönüş yapılmış sayılacağından,

Örneğin, Yekta Güngör Özden gibi, hukuk kökenli, ya da Diploması de üst noktaya gelmiş başarılı 

Adaylardan biri, seçime gitmeden önce;

Cumhurbaşkanı Adayı olarak, gösterilebilir.

NETİCEDE, Millet ittifakı,ya da Muhalefet İttifakı;

Seçimi kazandığında;

Eski Parlamenter sisteme geçileceğinden,

Böylesi bir sistem;

Halkımız tarafından büyük bir ilgi görür,

  Böylesi bir taahhütname vermeyen, Siyasi Partilere 

Ve gösterecekleri Milletvekili adaylarına da,

Kimse oy vermez.

Oylar kendiliğinden, Millet ittifakına akar,

Cumhurbaşkanı Adaylığını da,

Muhalefetin çıkardığı aday,

Kendiliğinden kazanmış, sayılır.

Çok  garantili bir formül.

11-BASINIMIZA YANSIYAN HABERLER

12)8 Nisan 2022 Cuma SÖZCÜ.




  Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesiyle ilgili dosyanın;

 Suudi Arabistan’a gönderilmesine, Siyasetçilerden ve halktan tepki yağdı: 

   3-5 MALYAR DOLARA DAVAYI, SUUDİ ARABİSTAN’A SATTILAR

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2018’de İstanbul’daki Suudi Konsolosluğu’nda,

Vahşice katledilmesine ilişkin dosyanın kapatılmasına,en sert tepkiyi;

Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal verdi…İşte Uysal ve muhalefet temsilcilerinin ,

Sert eleştirileri:

UYSAL:Adaletiniz batsın AKP!..

3-5 Milyar Dolar için, Suudi Arabistan’a sattınız davayı. AKP’nin çürümüşlüğünün,

Zirvesidir bu. Tüm iddialarınızla sınandınız ve kaybettiniz.

Artık size kimse inanmaz.

KAŞIKÇI CİNAYETİ İÇİN,NE DEMİŞLERDİ:

Belgeleri dinletiriz ama vermeyiz.

Birde bu delilleri, yok mu edeceksiniz?

Bunlar Dünyayı enayi zannediyor.

Suçun işlendiği yer İstanbul olduğu için;

Yargılama, İstanbul’da yapılmalı.

Saadet Lideri, KARAMOLLAOĞLU:

CİDDİYETE DAVET.

Siz Türkiye’de işlenmiş cinayetle ilgili davayı,

 bir noktaya getireceksiniz. Bu Devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz

  DAHA ÖNCEDE BÖYLE ÇARKETMİŞLERDİ:

1)yıl 2017.Gazetecideniz Yücel’i iade etmeyiz dediler; ettiler.

2)Yıl 2018:Rahip BRONSON’u alamazsınız dediler; aldılar.

3)Yıl 202:Yıllarca İsrail,terör Devleti dediler;Liderini,ağırladılar.

4)Yıl 2022:BAE için, terör destekçisi dediler; ziyarete gittiler.

VELİ AĞBABA:

DOLARLAR GELECEK. Sarayın dış politikasının;

Tek  kelimeyle özeti.

Bu gazetede haber değeri olan, başka önemli bir konu da şu:

MECLİS’İN 2 AYLIK ELEKTRİK FATURASI;3 Milyon liradan,

7,6 Milyon liraya yükseldi.

Elektriğe yapılan fahiş zam, sadece vatandaşın değil,

TBMM’nin elektrik faturasının da katlanmasına yol açtı.Meclis’e gecen yıl;

Aylık ortalama 1,5 Milyon lira, elektrik faturası geliyordu.

CHP’li Ali Haydar Hakbilir;

Meclis’in ticarethane sınıfında yer almasına,

Tepki gösterdi.

13)6 Nisan 2022 Çarşamba CUMHURİYET.


Yanan orman alanlarındaki milyonlarca ağaç, yok pahasına yandaşlara verildi.

                                                      YANGIN VURGUNCULARI

Burada haber değeri olan önemli konular şunlar:

1)HAVADA UÇAK, KARADA İŞÇİ YOK.                             

Türk Hava Kurumu uçaklarını kullanmayıp, özel şirketlerden uçak kiralandığı için;

Eleştirilen Orman Genel Müdürlüğü,

Daha önceki yıllarda da denenen uygulamaya imza attı.

OGM yangınları söndürme işini, taşerona devreden uygulamayı,

Yeniden hayata geçirdi.

2)BİRİLERİ ZENGİN OLDU.

Son üç yılda 400 Bin nüfuslu Düzce ilimiz kadar ormanlık alanı,

Yangınlarda kaybettik…

THK uçaklarının devre dışı bırakıldığı yangınlarda, 16 kişi hayatını kaybetti.

Binlerce hayvan, alevler içinde can verdi.

Türkiye ormanların cayır cayır yanmasını, göz yaşları ile izlerken;

Birileri de ellerini ovuşturuyordu.

3)YÜZ MİLYONLARCA DOLAR

Yanan orman alanlarında kalan milyonlarca ağaç;

Adrese teslim ihalelerle, yandaşlara verildi. Piyasa fiyatı 2Bin 500 TL olan tomruğun;

Metre küpü, ortalama 100 TL’den satıldı.

Tuncay Mollaveisoğlu’nun yazı dizisi, sayfa 9’da

THK UÇAKLARI NEDEN YATMIŞ, ŞİMDİ ANLADINIZ MI?

MOLLA5VEİSOĞLU’nun bu gibi konularda yaptığı araştırmalara;

İnternetten sorgulayarak ta ulaşabilirsiniz.

Hepside akla yatkın ve iyi bir araştırma.

Burada yangınların çıkış nedeni konusunda;

Çok önemli bir konuya daha değinmek istiyorum.

ENERJİ NAKLİNİ SAĞLAYAN;

Şehirlerarasında ki yüksek gerilim hatlarının çoğu,

Ormanlık alanlardan geçiyor. 

Eğer yüksek gerilim hatlarının altı, güven altına alınmazsa,

 Yeni iletim hatları yapılmazsa,

Tellerin kopması, ya da yıldırım düşmesi gibi nedenlerle

Orman yangınları çıkabilir.

İSPARTA’da tellerin kopması sonucunda, 1 hafta elektriksiz kalınması,

 Buradaki sorumlu CENGİZ Enerji şirketinin, masraftan kaçınıp,

Görevini yapmadığı, gibi bilgiler var.

14)7 Nisan 2022 Perşembe SÖZCÜ.




3 AY İÇİNDE YENİ BİR DÖVİZ ŞOKU YAŞAYACAĞIZ.

Dünyaca ünlü, ödüllü ekonomist YŞİLADA; Enflasyonda ipler koptu.3 haneli,

Rakamlara gidiyoruz..TL değer kazansa da enflasyon düşmeyecek dedi.

İŞTE ,Yeşilada’nın tespitleri:

Enflasyonu göle benzetirsek, suyun taşmaması için;

Bütçe harcamaları kısılmalı,faizler artırılmalı,

Gördüğünüz döviz kuru, sunidir.

MERKEZ BANKASI’nın kuru tutmak için, Milyarlarca Dolar satması,

Paranın biteceği anlamına gelir.En geç 3 ay içinde,Aralık 2021’deki gibi

Bir döviz şoku daha yaşayacağız.

YENİ MODELLER PEŞİNDEKOŞMAYI, BIRAKIN, BUNU UYGULAYIN.

ATATÜR’ÜN MODELİ TÜRKİYE’Yİ KURTARIR.

ATATÜRK, milletin sıkıntılarını yerinde tek tek, dinlemiş,

Anında çözüm üretmiş, halkı krizden kurtarmıştı.

Bu gün yapılması geren; ondan ders almaktır.

TURHAL 1930

Ekibiyle birlikte, iş insanlarıyla görüştü, önerilerini tek tek not aldı.

TURHAL 1930

Besicilerle, çiftçilerle yakın temas kurdu.Halkın arasından ayrılmadı.

KIRIKKALE 1930.

Halkın içine indi. Geçim dertlerini dinledi.Ankara’da Hükümete iletti.

EDİRNE 1930.

Köylü milletin efendisidir dedi. Sorunlarının çözülmesini sağladı.

EDİRNE 1930

Türk kadınını baş tacı yaptı. Gittiği her yerde onlara kulak verdi.

Buraya kadar anlatmaya çalıştığım ve vurguladığım konularda,

Herkes kendi üzerine düşeni yaparsa;

Bu zor günlerinde sona ereceğini, rahatlayacağımızı,

Söylemek isterim.

Saygılarımla 11 Nisan 2022 Pazartesi.

                                                                     Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ

                                                                       Enerji Uzmanı Gazeteci Yazar.

a_yalvac@hotmail.com

https//ahmetyalvac1946blogspot.com

GAZETE MANŞETLERİ:

1/26 Şubat 2022 Cumartesi SÖZCÜ

2/28 Şubat 2022 Pazartesi CUMHURİYET.

3/1 Mart 2022 Cuma YENİÇAĞ

4/31 Ocak 2022 Pazartesi SÖZCÜ.

5/10 Mart 2022 Perşembe SÖZCÜ

6/10 Mart 2022 Perşembe YENİÇAĞ.

7/13 Şubat 2022 Pazar KORKUSUZ.

8/10 Şubat 2022 Perşembe SÖZCÜ

9/6 Mart 2022 Pazar SÖZCÜ.

10/27 Mart 2022 Pazar SÖZCÜ.

11/29 Mart 2022 Salı SÖZCÜ.

12/8 Nisan 2022 Cuma SÖZCÜ.

13/6 Nisan 2022 Çarşamba CUMHURİYET.

14/7 Nisan 2022 Perşembe SÖZCÜ