15 Mayıs 2019 Çarşamba

Karizma Çizildi






        31 MART 2019 YEREL SEÇİMİNİN KAYBEDENİ, CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYP ERDOĞAN’DIR;

                                                                      KARİZMA ÇİZİLDİ!...
                                     BUNDAN SONRASINDA HİÇBİR ŞEY; ESKİSİ GİBİ OLAMAZ!...
MİLLET İTTFAKI’NIN ALDIĞI BAŞARILI SONUÇ; YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI NİTELİĞİNDEDİR….
                Sevgili Okurlar,
                Yerel seçimler yapıldığından bu yana, aradan 1 aydan fazla zaman geçti ve şimdi taşlar yerine oturdu.
Bu itibarla şimdi daha sağlıklı analizler yapabileceğiz.
Bu Makalede tarihe not düşmek, hafızalarınızı tazelemek adına,
31 Mart gecesi ve sonrasında, basınımıza yansıyan ve haber değeri olan konulara yer vereceğiz,
Mazbata tartışmalarına değineceğiz,
Bundan sonrasında, yaşanacak muhtemel, siyasi gelişmelere ışık tutmaya çalışacağız.
Bu seçimde Millet İttifakı’nın başarısına vurgu yapacağız,
Seçimi kazanan Millet İttifakı Belediye Başkanlarının,
Nasıl başarılı olacakları konusunda önerilerde bulunacağız.
ÇOK ÖNEMLİ BİR KONU DAHA VAR,
Özellikle burada, şu hususa tekrar vurgu yapmak istiyorum:
HEP söylüyorum,
Eğer biz; AKP’nin hangi Dünya şartlarında iktidara geldiğini bilmezsek,
Anadan kıza, babadan oğla aktarıla alışkanlıklarımızı, kültür yapımızı bilmezsek,
Genetik zaaflarımızı bilmezsek;
Bu günü anlayamayız!...
Bizden önce kurulan 15 büyük Türk Devletinin, ya da 15 Türk İmparatorluğunun, nasıl kurulup, nasıl yıkıldıklarını bilmezsek,
Bu günü anlayamayız!
Bu konuda Psikologlara, Sosyologlara, Tarihçilere, Genetik uzmanlarına önemli görevler düşüyor.
Bu gibi konularda Uzman Bilim Adamları tarafından Televizyonlarda,
Halkımızı bilgilendirici, aydınlatıcı programlar yapılmalıdır.
Eğer Televizyon kanalları, bana ekranlarını açarlarsa;
İlk başlangıcı ben yapmak isterim.
Zira yıllardan beri, hep, bu gibi konuda kafa yoruyorum….
Türkiye ancak böylesi bir yol ve yöntem uygulandığında,
Sorunları kökünden çözer ve bilimi de kendine rehber edindiğinde,
Almanya, İngiltere, Fransa, Amerika, Japonya ve diğer gelişmiş Ülkeler gibi bir Dünya Devleti olma yönünde önemli bir adım atmış olur.
Birinin yaptığını, öbürü bozarsa, ya da yıkarsa olmaz!
16.Büyük Türk Devleti, Türkiye Cumhuriyeti idi.
Bunu da sözde Referandum ile ne hale getirdik!?
Parlamenter Demokrasiyi kendi ellerimizle yıktık;
Tek kişinin egemenliğine dayalı,
Freni olmayan, gelişmiş ülkelerde bir örneği bulunmayan,
Kişiye özel bir başkanlık sistemine geçtik.
Şimdi tekrar başa döndük ve bu sistemin olumsuzluklarından kurtulmaya, içine düştüğümüz çukurdan çıkmaya çalışıyoruz.
Bu açıklamalardan sonra şuraya geliyorum:
Eğer, bu günü anlayabilmek için;
Bundan önce yayına koyduğum Makalelere bir göz atarsanız,
Çok yararlı olur.
NİÇİN OLMAMIZ GEREN YERDE DEĞİLİZ makalesini,
Ve Türkiye’nin Etnik Kökeni araştırma yazısını mutlaka okumanızı öneririm.
Bu Makale aslında Bir Türk Tarihidir,
Ve aynı zamanda, Kürtler’in, Türk’ün bir kolu olduğunun, izahıdır.
Bu gün incelemeye alacağımız başlıca konular şunlar:

1-BU SEFER Kİ SEÇİM İLE
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I, KİMSE YENEMEZ ALGISI,
ARTIK YIKILDI!...

17 Yıl önceki Sayın ERDOĞAN ile şimdiki ERDOĞAN aynı!
Siyaset yürütme şekli aynı! Bir değişiklik yok ama
Şimdi şartlar değişti!...
Halkımız da aynı...
Ve biz burada bu seçim yenilgisinin, nasıl gerçekleştiğini anlamaya çalışıyoruz.
Bu konuda söyleyeceklerimiz var…
Bundan sonrası için, Türkiye’de hiçbir şey, eskisi gibi olamaz!
Bu seçim konusunda şunlar söylenebilir:
1)Bu seçimde de,
AKP ve Sayın ERDOĞAN’ın arkasında Devlet’in gücü vardı,
Medya desteği ve her şey ondan yanaydı,
Önceki seçimlerde de örneklerini görmeye alışık olduğumuz,
Fazladan oy için, oturmaya uygun olmayan yerlere çok sayıda seçmen yazdıkları gibi iddialar, bu defasında da,
Basınımıza yansıdı….
Her şey yine AKP ve Sayın ERDOĞAN kazanacak hale getirilmişti…
Burada detaylara girmiyorum. Önceki Makalelerde bu gibi konulara cevap olacak nitelikte açıklamalar var.
YSK’nın Üyelerinin görev sürelerinin uzatılması gibi…
Ama bütün bu gibi imkânlar ve önlemlere rağmen,
31 Mart 2019 Yerel seçimleri,
Ekonomik krizin gölgesinde geçmiştir.
Ve bu yüzden, AKP+MHP İşbirliğinden oluşan Cumhur İttifakı,
Bu seçimde umduğunu bulamamıştır.
2) Tarım ve hayvancılığın ihmal edilmesi,
İlaç, gübre, mazot gibi temel girdilerin yüksek olması, çiftçinin bu işlerden para kazanamaması, zarar etmesi;
Üretimden kopması gibi edenlerden dolayı,
Başta patates, soğan, sarımsak, et ve canlı hayvan olmak üzere,
Her türlü gıda maddelerinin, yurt dışından ithal edilir duruma gelmesi,
Bu itibarla fiyatlarında, eskiye kıyaslanamayacak kadar yüksek olması,
Seçim kazanma umuduyla,
Belediyelerin, maliyetine, hatta zararına mal satması,
Buna rağmen fiyatların yine de yüksek olması,
3)İşsizlik ve enflasyonun artması,
4)Yanlış ekonomik politikalar sonucu,
Cari işlem açığı ve dış ticaret açığı gibi nedenlerden dolayı, ekonominin daralması sonucu,
İflasların başlaması,
Buna bağlı olarak fabrikaların kapanması,
İşçilerin çıkarılması,
Dolar ve Euro’daki artışların, hayatımızın, her alanını olumsuz etkilemesi,
Halkın perişan hale gelmesi karşısında,
Sayın ERDOĞAN’ın damardan söylemleri, artık eskisi gibi karşılık bulmamış, etkili olmamış,
Ve Sayın ERDOĞAN inandırıcılığını kaybetmiştir.

2-SAYIN ERDOĞAN BU YEREL SEÇİMİ;
KENDİSİ AÇISINDAN BİR REFERANDUM HALNE GETİRDİ AMA
HALKIMIZ BİR DEFA KARARINI VERMİŞTİ!...

Cumhurbaşkanı ve AKP’nin de Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN,
Sanki kendisi Belediye Başkanı seçilecek miş gibi
Ya başta Büyük Şehir Belediye Başkanı Adayı Mehmet ÖZHASEKİ ile İlçe Belediye Başkan Adayları ile birlikte resim çektirip, Reklam panolarına koyması,
Sözde Ankara’ya tecrübe yakışır gibi yönlendirici ifadeler yazdırması,
Cadde ve meydanları bu gibi, reklama dönük resim ve sloganlarla doldurması,
 Caddelerdeki direkleri ve şehir çıkışlarındaki direkleri de boş bırakmaması,
Bir telaşın,  bir korkunun, bir tedirginliğin işareti idi.
Buna benzer görüntü ve seçim yöntemlerinin uygulamalarını İstanbul için de gördük.
Millet İttifakı’nın Liderleri Kemal KILIÇDAROĞLU ile Meral AKŞENER,
Yukarıda AKP+MHP İşbirliği, Cumhur İttifakı’nda görüldüğünün tersine;
Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyeleri Başkan Adayları ile birlikte görünmediler.
Bilakis,
Büyük Şehir Belediye si ve İlçe Belediyeleri,
Kendi tanıtımlarını kendileri yaptılar.
Böylesi bir yerel seçim kampanyası,
İki Blok arasın da çok önemli bir fark.
Doğrusu da bu idi zaten!...
Bu itibarla bu yerel seçimlerde,
Sayın ERDOĞAN;
Cumhurbaşkanlığı Makamını ve AKP Genel Başkanlığı Makamını da risk altına sokmuş oldu,
Ve sonuçta beklentinin tersi bir sonuç ortaya çıktı.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı açısından düşünürsek,
Cumhurbaşkanı’nın;
Artık arkasındaki Halk desteğinin,
% 51,4 ten, % (37-38)’e  gerilemiş ve çoğunluğun desteğini, kaybetmiş olduğunu görüyoruz…
Böylesi bir durum;
Sayın ERDOĞAN’ın ifadesine göre; Cumhur ittifakı’nın oyları;
% 51,7 yükselmiştir,
Devlet BAHÇELİ’in beyanına göre ise;
MHP’nin oyları, % 18,81’dir.
 % 51,7-% 18,81=%32,89,
Başka bir veriye göre MHP’nin aldığı oy oranı,% 7,3 ise;
AKP’ni oyu, % 51,4-%7,3=%44,1 olur.
Değişik açılardan bu verileri karşılaştırdığınız da;
Nereden baksanız,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın arkasında ki Halk desteğinin,
Aşağılara düştüğü,
Yetersiz kaldığı görülmektedir.
Böylesi bir durum,
Batı Ülkelerinde yaşanmış olsa;
Ülkeyi Yönetenler, bu durumu kendileri açısından bir güvensizlik olarak kabul eder,
Kendiliğinden görevinden istifa ettiğini söylerdi…
Belki zamanla,bizde de, böylesi bir Yönetim anlayışı gelişir ve yerleşir….
Hangi kademede olursa olsun,
Bizde Yöneticiler bir Makama geldiklerin de,
Bir daha koltuklarını bırakmak istemiyorlar!...

3- MİLLET İTTİFAKI, SEÇİM GÜVENLİĞİ KONUSUNDA YÖNTEM GELİŞTİRDİ;
SANDIKLARA SAHİP ÇIKTI, OYLARIN ÇALINMASININ ÖNÜNE GEÇTİ….

Bu konuya birde, CHP Lideri Kemal KILIÇDAROĞLU’nun;
Strateji değişikliği yaparak,
Ankara’da Mansur YAVAŞ’ı, İstanbul’da Ekrem İMAMOĞLU gibi Merkez Sağ’dan da oy olabilecek Adayları ön plana çıkarması,
Millet İttifakı’nın büyük bir başarı kazanmasında çok etkili olmuştur.
İlçe Belediye Başkanlıkları yapmış olanlardan,
Başarılı olabilecek olanları görüp, onları ön plana çıkarması,
Takdir edilecek, çok önemli bir öngörüdür.
Şimdi başlıkta vurguladığımız çok önemli bir konuya açıklık getiriyoruz.
AKP İktidara geldiği 3 Kasım 2002’den bu yana, yapılan bütün seçimlerde,
Halkın iradesinin doğru yansımadığı, bir şekilde oylarının çalındığı,
Allem Gallem edildiği gibi iddialar,
Bu güne kadar, hep süre gelmiştir.
Bu gibi konuları AKP eski Balıkesir Milletvekili İdris BAL,
Şu şekilde bir iddia ile ortaya koymuştur:
AKP’nin gerçek oyları,
Hiçbir zaman, % 27’yi geçmemiştir gibi.
Bu yüzdelik oran, yukarı da çıkabilir, aşağı da inebilir,
Bu o kadar önemli değil…
Sonuç, Vatandaşlarımızın sandıktaki iradelerinin,
Uygulamada doğru yansımadığı iddialarıdır…
Bu defasında, Muhalefet İttifakı, CHP+İYİ PARTİ İşbirliği,
Ve sandık görevlileri,
İşi sıkıya almış ve sonuçlar belli oluncaya kadar,
Sandıkları beklemişler, hatta oy torbalarının  üstünde uyumuşlar,
Oyların çalınmasına, müsaade etmemişlerdir.
Bir de,
Sandık tutanaklarının bir nüshaları, mühürlü ve eksiksiz
İlgili Parti birimlerinde muhafaza edilmiştir.
Bu konuda, CHP İstanbul İl teşkilatı Canan KAFTANCIOĞLU ile İYİ PARTİ İstanbul İl Teşkilatı Başkanı Saltuk Buğra KAVUNCU’nun büyük katkıları olduğu,
Herkes tarafından vurgulanmaktadır.

4-CUMHUR İTTİFAKI KAZANINCAYA KADAR OYLARI YENİDEN SAYMAK MI?

Ankara’da Mansur YAVAŞ,
İstanbul’da Ekrem İMAMOĞLU,
Seçimi açık ara önde bitirdiler ama
AKP bu sonucu kabullenmek yerine,
Değişik açılardan, tekrar tekrar itiraz ederek,
 Seçim sonucunu kendi lehine çevirmek istedi ama
Sonuçlar, bütün zorlamalara rağmen, küçük değişiklikler seviyesinde kaldı,
Sonuçlar değişmedi.
Bu güne kadar bir benzeri olmadığı şekilde, mazbatalar;
Ankara’da bir hafta sonra,
İstanbul’da ise 17 gün sonrasında verildi.
İddia şudur ki;
Bu gibi gecikmeler sonucunda,
Bu 2 Büyük Şehir Belediyesi’nde, birçok evrak’ın kaçırıldığı,
Yapılan usulsüz harcamaların ve yolsuzluk iddialarının gizlenmek istendiğidir.
Eğer bu illerimizdeki seçimleri AKP Adayları,
1 OY ile kazansalar,
Ve bu sonuca CHP itiraz etse, bu itiraz kabul edilmez ve mazbatalar verilirdi.
Eğer seçimi kazanan Mansur YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU,
İyi çalışırlar, Halkın parasına sahiplenirler, tasarrufa riayet ederler,
Üretime, istihdam sorununa çözüm bulurlar ise
İyi bir gelecek adına, bir umut olurlar…

5-İSTANBUL’DA SAYIMLARIN TEKRAR TEKRAR YAPILMASI SONUCUNDA;
17 NiSAN 2019’DAKİ RAKAMLAR ŞÖYLE:

Ekrem İMAMOĞLU, 4. 169. 765 kabul oyu almış,
Binali YILDIRIM ise, 4.156.036 kabul oyu almış,
Buna göre aradaki fark;17.729.
Oranlar ise şöyle:
Ekrem İMAMOĞLU; % 48,80,
Binali YILDIRIM; % 48,55.
Sonuçlar, Milletimize hayırlı ve uğurlu olsun.
İSTANBUL SEÇİMİ YENİLELENEBİLİR MI?
Eğer oy kullanmaması gerekenler oy kullanmışlarsa ve bunun sayısı;
Seçimde en çok oy alan, 2 Aday arasındaki farktan büyükse;
YSK’nın kararı ile seçim yenilenebilir.
YSK Başkanı Sadi GÜVEN;
Seçim listelerinin Kesinleştikten sonra,
Şöyle demişti: Fazla ve mükerrer seçmen yok,
Hayali seçmen de yo,
Listelerde herhangi bir sorun yok,
Mealinde şeyler söylemişti.
Durum bu ise;
YSK’nın böyle bir karar vermemesi gerekir.
Böylesi bir yükü, AKP’de kaldıramaz!
Diyelim ki YSK, İstanbul’da seçimlerin yenilenmesine karar verdi;
Bu defasında HALK, İmamoğlu’na, inadına  daha fazla oy verir.
Böylesi bir durumda;
İMAMOĞLU’nun fazladan, %7 daha fazla oy alacağı iddia ediliyor.
AKP-İstanbul İl Başkanı, seçimlerin yenilenmesi konusunda,
YSK’ya olağanüstü itiraz  itiraz dilekçesi vermişti.
Şimdi herkes, YSK’nın kararını bekliyor.
Şimdi aşağıdaki haberde;
Buna benzer bir durum var.
Eski Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ ise;
Bi defasında, seçimlere yapılan itirazlar ile ilgili olarak şöyle demişti:
Sandık Kurulu’nda 6 kişi bulunuyor.Bunun hangisini ikna edip te, yanlış bir iş yaptıracaksınız?...
Seçime itiraz eden Parti;
Seçimi kaybetmiştir gibi bir değerlendirmelerde bulunmuştu.
28 Nisan 2019 Pazar, SÖZCÜ.

AKP’nin sandık kurullarıyla ilgili itirazına ışık tutacak.
YSK’DAN İstanbul için emsal olacak karar.
İYİ PARTİ, Mustafakemalpaşa’daki sandık kurullarının usulsüz olduğunu belirtip,
Seçimin yenilenmesini istedi.YSK,Kurullar 2 Mart’ta kesinleşti deyip, reddetti.
Burada diğer haberleri, Gazete’yi tıklayarak, biraz büyültebilir ve okumanız, biraz daha kolaylaşabilir.

6-UZMAN HUKUKÇULAR TELEVİZYONLARDA, YAPTIKLARI KONUŞMALARDA;
ŞU HUSUSLARA DA DİKKAT ÇEKTİLER:

Referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde;
Şimdiki gibi sandıklara ve Halkın iradesine sahip çıkılsaydı,
Örneğin mühürsüz oylar, geçerli sayılmasaydı,
Ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde mühürsüz oyların 3 Milyon kadar olduğuna dikkat çekiyorlar;
Böylesi siyasi ortam ve kargaşa yaşanmazdı!,
Rejim de değişmezdi!.
Bundan sonrasında, bu çarpıklığın nasıl giderileceği,
Türkiye’nin gündemine oturacaktır.
Hem Cumhurbaşkanı, hem de BİR Siyasi Partinin başkanı olmak,
Çok tartışmalı bir durum!...
          
7-SEÇİMİ KAZANAN HDP ADAYLARINA DA, MAZBATALARI VERİLMELİYDİ!

Burada yanlışlık, ya da doğru olmayan husus şu:

Yüksek Seçim Kurulu YSK, 3 Mart 2019 tarihinde;

Belediye Başkan Adaylıkları kesinleşen kişilerin isimlerini açıklamıştı.

Burada şu soruyu sormak lazım:

Mademki KHK’lı HDP’li Adaylar sakıncalı idi, niye Aday olmalarına müsaade edildi?...

Kaynak:

BBC-Türkçe Haberler,11 Nisan 2019

Hatice KAMER.

Diyarbakır.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), haklarında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işlem yapılmış olup 31 Mart seçimlerinde başkan seçilenlere mazbatalarının vermeme kararı aldı.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) birinci parti çıktığı altı ilçe iki belde bu karardan etkilenecek.



Bu karara göre belediye başkanı seçilen KHK'lı kişiler yerine ikinci sıradaki adaylar mazbata alacak.

BBC Türkçe'ye konuşan HDP'den Bağlar Belediyesi Eş Başkanlığı'na seçilen Zeyyat Ceylan "Bunun adı hukuk değil, zulümdür" diyerek YSK kararına tepki gösterdi.

Zeyyat Ceylan, öğretmenlik görevinden KHK ile ihraç edilen adaylardan biri.

Mazbataları iptal edilen HDP’li Belediye Başkanlarının yerine;

İkinci sırada bulunan AKP’Lİ Adaylar Belediye Başkanı seçilmişlerdir.

Böylesi bir tercih; bir tuzak gibi,

Halkın iradesini görmezlikten gelmek gibi bir şey!...

Eğer en çok oy alan kişi Belediye Başkanı olamıyorsa;

Böylesi tartışmalı bir durumda yapılacak en doğru bir iş;

Seçimin yenilenmesidir…


8-AKP ADAYI BİNALİ YILDIRIM’DAN, ÇOK YERİNDE SÖYLENMİŞ,

DOĞRU BİR ŞÖZ, DOĞRU BİR YAKLAŞIM...


29 Nisan 2019 Pazartesi, SÖZCÜ.






Binali YILDIRIM, pilav gününde, son sözünü söyledi:

Ben kaybedilmiş bir seçimi, kazanmak için, uğraşacak insan değilim.

Mezun olduğu Kasımpaşa Lisesi’ndeki davette konuşan Binali YILDIRIM,

Seçim geride kaldı, YSK süreci işliyor dedi.


29 Nisan 2019 Pazartesi CUMHURİYET.


Baskı altında bulunan YSK’yı hukuka uymaya çağıran CHP’den linç girişimine sert tepki

O KOLTUK Ata’nın.


9-CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU’NA YAPILAN SALDIRIYI KINIYORUZ.


CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU,

21 Nisan 2019 tarihinde, Hakkari’de PKK’lı teröristler ile çıkan çatışmada,

Sözleşmeli Er,Yener KIRIKÇI’nın cenazesine katılmak için,

Ankara-Çubuk İlçesine gittiğinde,

Cenaze namazı kılındıktan sonra,

Planlı ve organizeli olduğu anlaşılan,

Önce sözlü sataşmalar, sonrasında arbedeye dönüşen,

Bir Linç girişiminde, Osman SARIGÜN adındaki bir kişi tarafından,

Yumruklu bir saldırıya uğradı.

Olayın büyümesini ve KILIÇDAROĞLU’nun linç edilmesini,

FETÖ Mağduru Emniyet Genel Müdürü Celal UZUNKAYA önledi.

Ve saldırganlara şöyle seslendi:

KILIÇDAROĞLU’na zarar verecekseniz, önce beni tesirsiz hale getireceksiniz anlamında sözler sare etti.

Kemal KILIÇDAROĞLU’nu zırhlı araca götüremeyince, en yakındaki bir eve girmesini sağladı,

KILIÇDAROĞLU, orada 1,5 saat beklemek zorunda kaldı, sonrasında, zırhlı araca götürerek,bölgeden uzaklaştırıldı..

Emniyet Müdürü Celal UZUNKAYA’yı, etkili ve kararlı tutumu nedeniyle kutluyoruz.

Böylece bir çıkar amaçlı ve kışkırtmaya yönelik,

Ve nihayetinde Türkiye’yi bir iç savaşa sürükleyebilecek,

Bir Provokasyon girişimi de önlenmiş oldu.

Miletimize geçmiş olsun!.

O EVİ YAKIN ÇAĞRISI.

KILIÇDAROĞLU’nun, can güvenliği açısından, acilen bir eve sokulmasından sonra, kalabalığın içinden,

Bir kadının yakın o evi diye bağırdığını görüyoruz.

Bu olay bizlere, Sivas’ta yakılan Madımak otelinde yaşananları hatırlatıyor…

Bu gün gelinen noktada, bu olaya karışanlar, görüntüler ile de sabit olmasına rağmen,

Başta KILIÇDAROĞLU’na yumruk atan Osman SARIGÜN’ün serbest bırakıldığını, gözetim şartı ile serbest kaldığını görüyoruz.

Olaya karışanlardan tutuklananlar yok.

Şimdi son detayları birde,


30 Nisan 2019 Salı, SÖZCÜ’den görelim.


Çubuk’ta KILIÇDAROĞLU’na yönelik linç girişiminin yeni detayları ortaya çıktı.

VURUN, ÖLDÜRÜN!.

CHP’nin kamu oyuna açıkladığı yeni görüntüler, KILIÇDAROĞLU ve Türkiye’nin nasıl bir tehlikeden kıl payı kurtulduğunu gösterdi.

Yaralamaya ve öldürmeye yönelik aletler:

TAŞ, SOPA, DEMİR ÇUBUK,BIÇAK, KESER görüyoruz.

.Bir de yol güzergâhında kullanılmak için olmalı, öbek öbek taş yığınları konulmuş.

Atılan taşlarla, KILIÇDAROĞLU’nun arabasının çamları kırılmış.geri dönüşü engellemek içinde, yol barikatla engellenmiş..

Yetkililerin beyanatları:

İçişleri bakanı, Süleyman SOYLU,

Daha önce Yetkililere;

CHP İl Başkanlarını Şehit Cenazelerinde Protokole sokmayın talimatını verdiğini söyledi.

Milli Savunma Bakanı HULUSİ AKAR ise,

KILIÇDAROĞLU’nu yaralamaya, öldürmeye azimli saldırganları sözde yatıştırmak adına şöyle hitap ediyor

Değerli Arkadaşlar, mesajınızı verdiniz, artık dağılın! gibi sözler….

Milli Savunma Bakanı Hulusi AKAR’ın,

Saldırganlara değerli Arkadaşlar, diye hitap etmesine, ne diyeceğiz?

Ve mesajınızı verdiniz, sözlerini,

Nasıl değerlendireceğiz?

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN;

KILIÇDAROĞLU’na geçmiş olsun demedi, telefonla da aramadı.

Burada Hulusi AKAR’ın ifadeleri de doğru değildir ama İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU’nun istifa etmesi gerekirdi….

Böylesi bir davranışa, şöyle bir sebeple cevap verdi:

Bizde nereye gidip, gitmeyeceğimiz konusunda,

Önce bir araştırma yapıyoruz gibi sözler söyleyerek,

İşi KILIÇDAROĞLU’na getirdi,

O da önceden, Çubuk’ta şehit cenazesine gidip, gitmeyeceği konusun da bir araştırma yapmalıydı! Gibi sözler!...

Cenaze töreninde KILIÇDAROĞLU’nun haricinde, başka bir Siyasi Parti Genel Başkanı yoktu.

Eğer KILIÇDAROĞLU’nun Şehit Cenazelerine katılma gibi bir alışkanlığı olmasa!;

Bu defasında da, siyaseten denilebilirdi, ki;

KILIÇDAROĞLU’nun ya da CHP’lilerin Şehit Cenazelerine katıldıklarını gördünüz mü gibi sözler, söylenebilirdi.
Bu gibi konularda şu önemli hususu hatırlatmak isterim.
Şehitlerimiz bu Vatanın bölünmez Bütünlüğü ve bizler için,
Kendilerine verilen bir görev uğruna canlarını feda etmişlerdir.
Eğer hangi etnik köken ve hangi inançtan olursa olsun,
Bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı,
Şehit Cenazelerine katılıyorsa, doğru bir şey yapıyordur…
Devlete ve güvenlik güçlerimize düşen görev ise;
Cenazeye katılan herkesin, canını korumakla görevlidir.
Böylesi bir görev anlayışı,
Huzur ve Güvenliğimiz, Birlik ve Bütünlüğümüz açısından,
Çok gereklidir…
Türkiye böylesi yapay gerginlikleri, uzun süre taşıyamaz.
KILIÇDAROĞLU’nun daha önceleri,
Basınımıza yansıyan haberlerden öğrendiğimize göre,
Öldürülen bazı PKK’lı teröristlerin, cenazelerine katılmak değil de,
Bu gibi teröristlerin Ailelerine, başsağlığı için, ziyarete gittiğini de görüyoruz.
Bu hususu şöyle de değerlendirebiliriz:
Öldürülen Teröristlerin, Anne ve Babalarının ve diğer Aile Fertlerinin de,
Bölünme yanlısı olduğunu söyleyemeyiz, iddia edemeyiz!...
Nihayetinde hangi sebepten olursa olsun,
Evlatlarını kaybeden her Ana ve Babanın, evlat acısıyla yüreği yanar,
Yaptığı işi onaylamasa, kabul etmese de,
Keşke böylesi işlere karışmasaydı der ve çok üzülebilir!...
Meseleye bu açıdan bakarsak eğer;
KILIÇDAROĞLU’nun davranışını yadırgamayız!...
Eğer bazı gençlerimiz, ister PKK Terörüne, ister Din eksenli terör örgütlerine girmiş olsun,
Burada Devlet’i Yönetenlerin, hiç mi kusuru yok!?
Şimdi bu konuda da, bir şeyler söylemek isterim.
Ben Türk Dünyasına ve Tarihe de ilgi duyan bir Yazarım.
Şimdi bu konuda ki bir anımı anlatmak isterim sizlere.
TÜRKİYE’NİN ETNİK KÖKENİ başlığını taşıyan araştırma yazısı,
En çok okunan Makalelerimden biridir.
Detaylarını web siteme girip, okuyabilirsiniz.
Başlığından dolayı,
Bazıları ilk bakışta diyebilir ki,
Bu adam ırkçı mıdır, kafatasçı mıdır’ diye yanlış bir algıya kapılabilir!.
Böylesi bir algı doğru değil….
Bu aslında bir Türk tarihidir,
Ve en önemlisi de, Kürtler’in, Türk’ün bir kolu olduğunun izahıdır.
Şimdi bu konudan başlayarak, sizlere yaşadığım bir anımı anlatmak isterim
O zaman Anayurt Gazete’sinde Köşe Yazıları yazıyordum.
Ankara-Yenimahalle’de oturan bir Vatandaşımız,
Bu konuda yazdıklarımdan dolayı Anayurt Gazetesi’ne telefon ediyor,
Ve benimle görüşmek istiyor, Gazetedeki görevliler o kişinin numarasını alıyor ve bana,
Bu kişinin numarasını verdiler ve o’nun görüşme talebini ilettiler
Nihayetinde bu kişi ile telefonda tanışıp, konuştuk.
Bana dedi ki, ben 64 yaşında, Yüksek Öğrenim görmüş, bir Matematik Öğretmeniyim,
Siyasi görüş olarak ta MHP’liyim
Türkiye’nin Etnik Kökeni ile ilgili yazdıklarınızı, kesip, saklıyorum.
Kısa bir süre önce Ağrı’ya Akrabalarıma telefon ettim ve bu araştırma yazılarından bahsettim ve dedim ki:
Bu yazıları okuyun ve ola ki yanlış yollara sapmayın!
Bu duyarlı Vatandaşımızın samimi sözlerinden sonra,
Şu hususa vurgu yapmak istiyorum:
Eğer Devlet’i Yönetenler, bu gibi bilgileri,
Bütün İletişim imkânlarını kullanıp, Topluma yaysalar;
Bazı Kürt Vatandaşlarımız, özelliklede Kürt kökenli Gençlerimiz,
Yabancıların da kışkırtmalarına kanarak,
Kendilerini ayrı bir Irktan sanıp,
Türk Askerine silah çekmezler!...
Şimdi anladınız mı ne demek istediğimi?
İşe öncelikle buradan başlamak lazım!...

10-BAŞTA ANKARA VE İSTANBUL OLMAK ÜZERE;
MUHALEFET İTTİFAKI’NİN KAZANDIĞI BELEDİYE BAŞKANLIKLARI
HALKIMIZ VE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN YENİ BİR UMUT OLDU…


Bu konuda şu önemli uygulamaları sayabiliriz:

1)Ankara’da Mansur YAVAŞ İhaleleri internetten yayınlayarak, şeffaf Belediyecilik uygulamasını başlattı…
İstanbul’da Ekrem İİMAMOĞLU,
Belediye Meclisi toplantısını internetten yayınlamak suretiyle,
Hangi Partinin meclis grubunun,
Halkımızın çıkarına olan önerilere hayır oyu verdi gibi bilgiler sayesinde,
Halkımız;
Söylemleri ile eylemleri farklı olan Siyasi Parti gruplarını öğrenmiş olacak….
Bu gün MİLLET İTTİFAKI Belediye Başkanları sayesinde böylesi güzel bir fırsat yakalamış oluyoruz.
Hatırlarsınız, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın ERDOĞAN şöyle diyordu:
İstanbul’da ve Ankara’da Belediye Meclisi üyelerinde Meclis çoğunluğu, AKP’nin elinde,
Ekrem MAMOĞLU ve Mansur YAVAŞ,
Meclis desteği olmadan, nasıl iş yapacak anlamına gelen sözler sarf ediyordu.
Ama Ekrem İMAMOĞLU ve Mansur YAVAŞ’ın şeffaf Belediyecilik uygulamaları ile
Partizanlık yapıp, bilerek sorun çıkaran Meclis üyelerini de,
Halkımız tanımış olacak,
Ve seçimde gereğini yapacaktır….

2)Bildiğiniz üzere AKP döneminde,
Devlet’e ait Kurumların çoğunda ve bazı Belediyelerde,
Türkiye Cumhuriyeti’nin kısaltılmış ifadesi olan T.C ibaresi kaldırılmıştı,
Bazıları bu hususu, önemli görmemiş olsalar bile;
Böylesi bir uygulama;
Parlamenter Sistemin değiştiği, değiştirilmek istendiği anlamına geliyordu.
Ama başta Ankara’da Mansur YAVAŞ, İstanbul’da Ekrem İMAMOĞLU;
İlk uygulama olarak,
Sökülen T.C sembollerini, yeniden, Başkanlık Tabelalarında,
En başa, en üste koydular.
Buna benzer başka uygulamaları,
Millet İttifakının kazandığı, başka büyük Yerleşim Yerlerini Belediye Başkanlıklarında da görüyoruz.
Bu konuda bir Televizyon kanalında,
Aksaray Belediye Başkanlığında, Belediye Başkanı,
Meclis Üyelerinin onayına sunuyor.
AKP ve MHP’nin Meclis Üyeleri ret oyu veriyorlar,
Ama Muhalefet İttifakı’nın Meclis Üyelerinin evet oyları ile
T.C ibaresi tekrar eski yerine konuyor.
Bu gibi uygulamalar;
Hangi Partinin Ülkemizin Bölünmez bütünlüğüne daha saygılı olduğunu gösteresi açısından çok önemli…

3) Bu gibi uygulamalar sonucu;
Seçim öncesinde beka sorunu var diye oy devşirmeye çalışan AKP+MHP ortaklığından oluşan Cumhur İttifakı’nın,
ZiİLLET İTTİFAKI benzetmesini de boşa çıkarmıştır.
Zaten T.C ifadesinin bazı Kurumların tabelalarından sökülmüş olması bile
Tek başına Türkiye açısından, bir beka sorunu idi.…

3)Mansur YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU,
Yemekhanedeki yemek farklılığını ve aradaki paravanı kaldırmışlar,
Herkesin aynı yemekten yemesi uygulamasını getirmişler.

4)Ekrem İMAMOĞLU,
300 Gramlık Ramazan pidesini,
Bir Belediye Kuruluşu olan HALK Ekmek’te,1TL’ye satılacağını duyurdu.

5)Öğrencilerin aylık otobüs kartlarını,
85 TL’den 50 TL’ye indirileceğini söyledi,

6)Şehir suyunun % 40 ucuzlatılacağı müjdesini verdi.


11-BASINIMIZA YANSIYAN SEÇİMLE İLGİLİ, DİĞER ÖNEMLİ HABERLER.

1)Ekrem İŞMAMOĞLU’nun veri kopyalama işini durdurulması, engellenmesi;
Hukuka aykırıdır…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU;
AKP dönemindeki,
25 Yıl içerisinde, Belediye gelirlerinin, nerede ve ne şekilde kullanıldığını anlayabilmek açısından,
Bilgisayara kayıtlı bilgileri kopyalamak istiyor,
Ve bu maksatla verileri kopyalamaya başlıyor ama
Şikâyet üzerine, Yargı kararı ile
Bu veri kopyalama işi durduruluyor.
Böylesi bir husus, Kurum içi bir sorundur,
Harcamalarda bir usulsüzlük varsa,
Bunun ortaya çıkartılması;
Her şeyden önce, Belediyenin gelirlerine sahip çıkmak, savurganlığı önlemek,
Aynı parayla daha fazla ve Halkımızın yararına iş yapabilmek açısından,
Çok önemli bir konudur, aslında…


21 Nisan 2019 Pazar YENİÇAĞ


Hukuken izahı mümkün değil!
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih KANADOĞLU,
İMAMOĞLU’nun veri tabanını kopyalama talimatının iptal edilmesini böyle değerlendirdi…


2)1 Mayıs 2019 Çarşamba SÖZCÜ.
Seçimde Millet İttifakı’na iftira atanlar buna ne diyecek?
CHP KAZANIRSA PKK GELECEK DİYORLARDI ama
T.C geri geldi
İnsafsızca suçlamalara maruz kalan CHP’nin İstanbul Belediye BaşkanI Ekrem İMAMOĞLU,belediyenin tabelasına Türkiye Cumhuriyeti’ni ekledi.
Bu Gazetede Meral AKŞENER’in başka bir konuda bir tespiti var:

İNEK HIRSIZINDAN BİR KAHRAMAN ÇIKARMAK,
Ahlaki bir çöküntüdür.
Bu sözlerle CHP Lideri Kemal KILIÇDAROĞLU’na yumruk atan Osman SARIGÜN’üne sahip çıkanlara, bu tepkiyi gösteriyor.

3)25 Nisan 2019 Perşembe SÖZCÜ
KILIÇDAROĞLU’nu yumruklayan saldırgan Osman SARIGÜN’ün elini öptüler
TÜRKİYE BU GÜNÜ’de GÖRDÜ.
CHP Lideri Kemal KILIÇDAROĞLU,
Yumrukçunun serbest bırakılması ile ilgili olarak,
Siyasi baskı olmasa,
Böyle bir tablo ortaya çıkmaz diye konuştu.
Bu gazetede başka önemli bir haber daha var.
CUMHUR İTTİFAKI, Belediye Meclisini kilitledi.
EKREM İMAMOĞLU’nun,
Uyuşturucu ile mücadele edilmesi önerisi,
AKP+ MHP oyları ile engellendi.
Bu toplantıda bir Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu kurulmak isteniyor
ama
Bu da engellenmiş…

4)2 Mayıs 2019 Perşembe SÖZCÜ


Çubuk’taki saldırı,YARGI’nın ne durumda olduğunu gösterdi.
Burada Savcı,
Yumrukçunun ifadesini alınıp, bırakılsın talimatını vermiş.
Bu Savcının Ensar Vakfı Ankara Şubesi Başkanı iken, Savcılığa geçtiğine
vurgu yapılıyor.


12-HALKIN İRADESİNE SİVİL DARBE!...

EKREM İMAMOĞLU’NUN MAZBATASI İPTAL
İSTANBUL’DA SEÇİM YENİLENECEK
6 Mayıs 2019 Tarihinde Yüksek Seçim Kurulu YSK toplanıyor ve AKP’nin;
İstanbul’’da seçimin yenilenmesi gerektiği hususundaki olağan üstü itiraz hakkı çerçevesinde,
Yaptığı başvuruyu karara bağlamak maksadıyla toplanıyor.
Sonuçta, 11 Üyeden 4’ü ret,
7’si ise yenilenmesi yönünde oy kullanıyor.
Bu itibarla, İstanbul’da ki seçim,
23 Haziran 2019 Pazar günü ’yeniden yapılacak.
Burada 4 Hakim,
Seçimin niçin yenilenmemesi konusundaki gerekçelerini açıkça ortaya koyuyorlar ve özetle şöyle diyorlar:
Sayın Hakimler;
Seçim takvimini ve itiraz sürelerini bizler belirlemedik mi?,
Sandık Kurulları, bizim belirlediğimi esaslar dahilinde yeşkil edilmedimi,
Ortada bazı şikayet edilen konularda,
Daha önce aldığımız içtihat kararları yomu?
Bizler kendi aldığımız kararlara, içtihatla aykırı bir karar verirsek,
Halkımızın Hukuka güvenini sarsmi oluruz,
Böylesi bir kararın, haklılığımı kimseye anlatamayız anlamına gelen beyanlardan sonra,
Sözlerini şöyle tamamlıyorlar.
Sandık Kurullarının teşkşlşnde;
Kamu görevi yapan kişilerden oluşması gerekir di gibi gerekçelerle,
İstanbul seçimi iptal edilemez….
Ama seçinin yenilenmesi yönünde oy kullanan 7 Hakim,
Hiçbir gerekçe göstermiyorlar, bir şey söylemiyorlar;
Sadece kaldır parmak, indir parmak yapıyorlar…
BURADA SEÇİMİN yenilenmesi kararında;
Yanlış, ya da tarafgir olan husus şu:
Muhtarlar için oy pusulası,
İlçe Belediye Başkanları için oy pusulası,
Büyükşehir Belediye Başkanları için oy pusulası;
Hepsi aynı zarf içine konuyor ve sandığa öyle atılıyor…
Tekrar tekrar yapılan itiraza dayalı sayımlar sonucunda da;
Büyükşehir Belediye Başkanlığı konusunda,
Ekrem İMAMOĞLU hep önde çıkıyor,
Binali YILDIRIM ise her defasında geride kalıyor.
Fakat Belediye Meclis Üyelerindeki çoğunluk;
AKP+MHP işbirliği olan Cumhur İttifakı’ında olduğundan olmalı;
Seçimin tamamen değil de, sadece Büyükşehir BELEDİYE Başkanı’nın yeniden seçilmesi yönün de,
Herkesi şaşırtan bir karar çıkıyor.
İşte, yanlışlık, asıl sorun ve tarafgirlik burada başlıyor..
Cumhurbaşkanı ve AKP’nin de Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN,
İstanbul için, YSK’nın kararı öncesinde,
Seçimin yenilenmesi gerektiğini söylemişti.
YSK’nın böylesi bir kararı onaylamasından sonra ise,
Sayın ERDOĞAN, bu durumu şöyle yorumladı:
YSK, haklılığımızı onayladı!...
Peki buna ne diyeceğiz?...
Bu konuda Hukukçuların ve Halkımızın ortak kanaati ise;
Büyükşehir Belediye Başkanı’nı yeniden seçmek için verilen kararın, hukuki değil;
Siyasi olduğu yönünde…
İstanbul seçiminin, sadece Ekrem İMAMOĞLU’nun kazanmasından dolayı
Yeniden yapılacak olmasını;;
Cumhur İttifakı’nın dışında;
Hukukçular ve Halkımızın büyük bir çoğunluğu,
Böylesi bir oldubittiyi;
Seçimi kazandığı kesin olarak anlaşılan Ekrem İMAMOĞLU aleyhine,
Bir hak ihlali olarak görüyor ve öyle algılıyor.
Tartışmalar öyle bir boyut kazandı ki;
Yargıtay Onursal BaŞ Savcısı Sabih KANADOĞLU,
16 Nisan Başkanlık Sistemini ön gören Anayasa referandumunda,
Aynı YSK’nın 2,5 Milyon mühürsüz oylarla, Türkiye’de rejimin değişmesine yol verdiğini hatırlatarak,
Burada bir taraf adına yanlışa göz yumulduğuna işaret edip,
Suç işlendiğine vurgu yapıyorlar,
Şaibe ve meşruiyet sorunu yaşandığına dikkat çekiyorlar.
Bu itibarla, 23 Haziran 2019’da İstanbul’da yenilenecek seçimde;
Yine Ekrem İMAMOĞLU’nun yeniden kazanacağına,
Hatta çok daha fazla farkla kazanacağına,
Kesin gözüyle bakılıyor….
YSK’NIN BÖYLESİ YANLI ve YANLIŞ bir kararının, siyasi sonuçları, mutlaka olacaktır!...
Seçimi kazanan Ekrem İMAMOĞLU’nun Mazbatası iptal edilip,
Seçimin yenilenmesi kararı alındığından;
23 Haziran seçimi sonuçlanıncaya kadar,
İl Genel Meclisi,
Kendi aralarında bir seçim yapıp, geçici süre için yeni Başkanı seçmek istediklerinden,
AKP’li Üye Başkan seçilecektir.
Ekrem İMAMOĞLU aradan geçecek süreç için şöyle bir değerlendirme yapıyor:
40-45 gün içerisinde;
Bu güne kadar yapılan yanlış işlerin bilgi ve belgelerini, yok etmeye çalışacaklar!...
Bu seçimin yenilenmesi kararı;
Bir zaman kazanma operasyonudur gibi bir değerlendirme yapıyor:

1)7 Mayıs 2019 Salı, SÖZCÜ




SANDIKTA KAZANDI,YSK’DA KAYBETTİ.

Türkiye’de demokrasi rafa kalktı…Siyasi baskı altına alınan YSK, 4’e karşı 7 oyla İstanbul büyükşehir başkanlık seçiminin yenilenmesine karar verdi.

2)7 Mayıs 2019 Salı, CUMHURİYET,

İktidara boyun eğen YSK,demokrasi tarihine utanç olarak geçecek bir karara imza attı.

AK YSK

3)11 Mayıs 2019 Cumartesi CUMHURİYET,


AKP içinde İMAMOĞLU’nun 5 puan önde geçtiği, iptalle büyük bir riske girildiği konuşuluyor.

YIKIM KORKUSU


4)13 Mayıs Pazartesi Cumhuriyet


Hukukçular yedek üyelerin oy kullanmasını tartışıyor, Erdoğan ise kararı eleştirenlere kapıyı gösterdi.

AKP’de YSK çatlağı


5)13 Mayıs 2019 Pazartesi SÖZCÜ




YSK’nın iptal kararı yaptığı sandık kurulu üyeleri böyle uyarılmış

GÖREV ALMAZSANIZ CEZA ALIRSINIZ
İstanbul seçimi, kamu görevlisi olmayan,
Sandık kurulu başkan ve üyeleri nedeniyle iptal kararı almıştı.


6)13 Mayıs 2019 Pazartesi MİLLİ GAZETE


NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR…
Burada 10 Mayıs 2018-10 Mayıs 2019 tarihleri arasında,
Bir içerisinde, mukayese edilemeyecek kadar artan sebze, meyve fiyatlarına dikkat çekiliyor….

13-İKTİDAR EKREM İMAMOĞLUNU, NİYE BİR SORUN OLARAK ALGILADI?

MAZBATA NİYE 17 GÜN SONRA VERİLDİ?...
Bunun cevabı şu:
Ortada REFAH Partisi döneminde,
Şimdinin Cumhurbaşkanı ve AKP’nin de Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN ile başlayıp,
Günümüze kadar devam eden,25 süre gelen bir Yönetim iş başında!
Ekrem İMAMOĞLU’nun sürprİz bir şekilde seçimi kazanması,
İktidar tarafından, bir rahatsızlık unsuru olduğu anlaşılıyor.
Aradan geçen bu 17 gün içerisinde, çok sayıda evrakın, kamyonlarla kaçırıldığı iddiaları, basınımıza yansıdı.
Ekrem İMAMOĞLU mazbatasını alıp, koltuğuna oturunca,
25 Yıldan bu yana kayda geçen bilgileri kopyalamaya başladı.
Jet hızıyla, bir yargı kararı ile bu girişim durduruldu.
Sonuç itibarı ile Ekrem İMAMOĞLU’nun ikinci kez daha büyük bir oranla seçimi kazanacağı ortada olduğundan,
Aradan geçen bu süre içerisinde, bilgisayar kayıtlarının silineceği, suç unsuru olacak bilgilerin yok edilebileceği,
Bunun için, biraz süre kazanılacağı anlaşılmaktadır.
Gerisi işin detayları…
İddialara göre, usulsüz harcamalar yapıldığı,
Cemaatlere, Vakıflara para aktarıldığı, Bankamatik memurları olduğu gibi iddialar var…
Demek ki bu ve daha bilmediğimiz çok şeyler olmalı ki,
Böylesi bir yola başvurulmuş oluyor.
YSK Başkan ve Üyelerinin büyük bir kısmının, İktidar yanlısı olduğuna dikkat çekiliyor….

14-BİNALİ YILDIRIM’DAKİ TAVIR DEĞİŞİKLİĞİ

Binali YILDIRIM, Gazeteye de yansıyan habere göre;
Ben kaybedilmiş bir seçimi,
Yeniden kazanmaya çalışacak birisi değilim dibi beyanatıyla,
Doğru ve yerinde bir söz sar etmiş,
Ve takdir toplamıştı
Ama YSK, İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verdikten sonra;
Yeniden başladığı seçim çalışmasında,
Kendisine, bu seçimin yenilenmesi konusunda ne düşünüyorsunuz sorusuna ise,
Bu defasında, şu cevabı veriyor:
Oylar çalındığı için!....
Sizce de bu tavır değişikliği ilginç değil mi?
Keşke böylesi bir söz sarf etmeseydi!...

15-İSTANBUL SEÇİMİNİN YENİLENMESİ KARARI;
AKP VE SAYIN ERDOĞAN AÇISINDAN SİYASİ BİR İNTİHAR GİBİDİR..

Böylesi bir hususu, şu şekilde izah etmek mümkün:
1)Seçimi Ekrem İMAMOĞLU’nun seçimi, bu defasında daha büyük farkla kazanmış olması,
AKP açısından daha büyük bir hayal kırıklığı ve daha büyük bir yıkım olacaktır.
Sonuç itibarı ile kaybeden yine AKP ve Sayın ERDOĞAN olacaktır.
2) Bir an için var sayalım ki, seçimi Binali YILDIRIM kazanmış olsun;
Şu anda bile AKP seçmeninin bir kısmı;
Ekrem İMAMOĞLU konusunda bir hak ihlali yapıldığı kanısında..
Böylesi bir ortamda,
Yapılan seçimin sonuçlarına kimse itibar etmez,
Ve kaybeden yine AKP ve Sayın ERDOĞAN olur.
2)Bundan sonrasında, Ali BABACAN, Abdullah GÜL ve Ahmet DAVUTOĞLU ‘gibi Ağır Topların ayrı bir Parti kurmalarını hızlandıracak ve AKP,
Bölünme-parçalanma sürecine girecektir.
3)Yurt dışında ise,
AKP ile Türkiye’nin otoriteleşmeye başladığı,
Ekrem İNAMOĞLU’nun kazandığı seçimin
Siyaseten elinden alındığı gibi gerekçelerle
Türkiye yurt dışında, daha da yalnızlaşacak,
Böylesi güvensiz bir ortamda,
Dış kredi bulmada yaşanacak zorluklarla,
Zorda olan ekonomik durum ile
Türkiye daha da zor bir ortama sürüklenecektir.
Yani İstanbul seçiminin yeniden yapılacak olması;
İki tarafı keskin bir kılıç gibi’dir.
Böylesi bir durumda;
AKP’nin ayakta kalması mümkün görünmüyor

16-ÖZET VE SONUÇ

1)Türkiye uçacak gibi vaatlerde Halkımıza tanıtılan,
Ve rejimi de değiştirilen Türkiye’nin;
Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi diye adlandırılan bu yeni Anayasa ile
Türkiye’nin yönetilemeyeceği,
Sorunların çözülemeyeceği,
Yaşanan örneklerle ortada olduğundan,
Yeniden bir düzenleme yapmak gerekiyor.
2)Bu nedenle bundan böyle eğer Türkiye başkanlık sistemi ile yoluna devam edecekse;
Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu gibi,
Kuvvetler ayrılığına dayalı, eskiden olduğu gibi,
Yasama, Yürütme ve Yargı bağımsızlığına dayalı bir sistem getirilmelidir.
Ama en doğrusu ve bize en uygun olanı;
Yine eskiden olduğu gibi PARLAMENDER Demokrasidir..
3)Yeni Anayasa metninde de tarafsızlık yemini olmasına rağmen,
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN,
Aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı…
Bu durumda Sayın ERDOĞAN’ın ettiği tarafsızlık yemini havada kalıyor.
Böylesi bir çelişki, mutlaka giderilmeli,
EN DOĞRUSU, Cumhurbaşkanı’nın bağımsız olması,
Ve Partisi ile Genel Başkanlık gibi bağını koparmasıdır.

17-ARTIK EKONOMİYE ODAKLANMAK LAZIM.

CHP+İYİ PARTİ işbirliği diye adlandırılan Millet İttifakı;
Başta Ankara, İstanbul, İzmir,Antalya,Adana,Mersin gibi Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını ve ilaveten başka önemli yerleri de kazanmış olmasından hareketle
Bu potansiyelin;
Tarımda, sanayide, hayvancılıkta, eğitimde, istihdam sorununu çözmede de,
Bir umut olduğunu,
Belediyeler aracılığı ile de;
Önemli işler başarabileceğini söylemek isterim.
Ben şahsen, Ülkemiz için, büyük bir sorun gibi görünen bu gibi konuların da,
Rahatlıkla çözülebileceğini düşünüyorum.
Öner ve tespitim şudur:
Sayın Mansur YAVAŞ,ya da tekrar kazandığında Sayın Ekrem İMAMOĞLU,
Ya da diğer önemli Büyükşehir Belediye Başkanlarının iyi niyetli ve düzgün
insanlar olması yetmez!,
Danışman ve Yardımcıların;
Her konuda, İşini çok iyi bilen, doğrudan plan ve proje üreten,
Konusunda iyi eğitim almış, tecrübeli, uzman kişilerden seçilmesi çok önemlidir.
Eğer konuşabileceğim Televizyon Kanalları bana ekranlarını açarlarsa,
Bilgi ve tecrübelerimi,
Belediyeler ve Ülkemiz bağlamında, Halkımıza aktarırım.
Saygılarımla. 14 Mayıs 2019 Salı
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Enerji Uzmanı – Gazeteci Yazar


Wwwahmetyalvac1946blogspot.com.tr
A_yalvac@hotmail.com
Kullanılan Gazete Manşetleri:

1)28 Nisan 2019 Pazar SÖZCÜ,
2)29 Nisan 2019 Pazartesi SÖZCÜ,
3)29 Nisan 2019 Pazartesi Cumhuriyet,
4)30 Nisan 2019 Salı SÖZCÜ,
5)21 Nisan 2019 Pazar YENİÇAĞ,
6)1 Mayıs 2019 Çarşamba,SÖZCÜ,
7)25 Nisan 2019 Perşembe SÖZCÜ,
8)2 Mayıs 2019 Perşembe SÖZCÜ,
9)7 Mayıs 2019 Salı CUMHURİYET,
10)11 Mayıs 2019 Cumartesi CUMHURİYET,
11)13 Mayıs 2019 Pazartesi SÖZCÜ,
12)13 Mayıs 2019 Pazartesi MİLLİ GAZETE