6 Nisan 2023 Perşembe

 






TÜRKİYE UÇURUMUN KENARINDA-3;
ESKİ PARLAMENTER SİSTEME GEÇMEYİ, SEÇİMDEN 
SONRAYA BIRAKMAMAK LAZIM BUNUN DA NASIL OLACAĞINI SÖYLEMİŞTİM
NETİCEDE; ULUS-DEVLET YAPISININ, KORUNMASI GEREK HERKES BOP HARİTASINI ÖNÜNE KOYSUN VE BİR DÜŞÜNSÜN!ZOR ZAMANLARDA YETENEKLİ İNSANLARA İHTİYAÇ VAR
SORUNLARI SIRALAMAKLA, SORUNLARI SAYMAKLA; SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ!HERKES, ATATÜRK DÖNEMİNİ ÖRNEK ALSIN

                Sevgili okurlar,

Bu günkü konuları, şu başlıklar altında, açacağız

1-SİYASETTE YAŞANAN DEPREM

1/1)7 Mart 2023 Salı CUMHURİYET

 


DÜĞÜM ÇÖZÜLDÜ, AKŞENER MASAYA, İKİ BAŞKAN FORMÜLÜYLE DÖNDÜ VE MİLLETİN ADAYI, KILIÇDAROĞLU SOFRA GENİŞLEDİ

Ya tarih yazacağız, ya da tarih olacağız., diyerek 6’lı masadan kalkan, İYİ  PARTİ Genel Başkanı,

Meral AKŞENER;

Belediye Başkanları Mansur YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU, şartıyla;

6’Lı masaya geri döndü..Seçim kazanılırsa;

İki başkan, icracı cumhurbaşkanı, koltuğunda oturacak .

                TAŞLAR YERİNE OTURDU

Akşener’in de katıldığı, 6’lı masanın toplantısında, liderler;

12 Maddelik, mutabakat metnini, imzaladı. En yaşlı lider olan Karamollaoğlu;

Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanlığı adaylığını 6’lı masanın toplantısından sonra;

Yurttaşlara duyurdu.

                DEPREMLE İLGİLİ BİR HABER

Deprem bölgesinde yurttaş soğuktan donarken, onlar tüccar gibi davrandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi,Kızılay’dan çadır almak istedi.Kızılay önce çadır yok dedi..İki gün sonra;

İBB’yi, fason üretim yaptırdığı firmaya yönlendirdi. İBB, 22bin 500 TL’den, 500 çadır aldı.

Kızılay aynı firmaya, 18 bin TL’ye çadır yaptırıyor.

                2/1)7 Mart 2023 Pazartesi SÖZCÜ

 


MİLLET İTTİFAKI, NİHAYET ADAYINI AÇIKLADI, CHP LİDERİ KEMAL KILIÇDAROĞLU; CUMHURBAŞKANI ADAYI GÖSTERİLDİ BEN KEMAL, GELİYORUM

İYİ PARTİ Lideri Meral Akşener’in masaya dönmesiyle, aday krizi çözüldü. Sağduyu kazandı.

Türkiye, rahat nefes aldı. Seçim ERDOĞAN ile KILIÇDAROĞLU,arasında

                Liderler 12 maddelik, yol haritası üzerinde anlaştı.

BEŞ LİDER, CUMHURBAŞKANLIĞI YARDIMCILIĞI YAPACAK.
2-SİYASETEN YAŞANAN GELİŞMELER HAKKINDA, NELER SÖYLENEBİLİR?

1)İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral AKŞENER’in;

Uzun zamandır birlikte çalıştıkları, Yol Arkadaşlarını, çok ağır sözlerle itham edip,

Gruptan ayrılması, umutları boşa çıkarması;

Herkesten önce,

Cumhur ittifakına, bir eleştiri, olumsuz bir propaganda malzemesi vermiştir.

NEYSEKİ; kriz çabuk çözüldü. Bu durum herkese, yeni bir umut ve heyecan verdi

AMA BÖYLESİ BİR HUSUS;

Seçimi kazanıp, iktidara gelindiğinde, başka sorunlarında yaşanabileceğinin,

Çok önemli işaretleridir.

                Beklenmedik bir zamanda çıkan bu sorunun;

Sadece Meral AKŞENER’den  kaynaklandığını  sanmak ta doğru değil.

Bu, Meral AKŞENBER’i de aşan bir durumdur

                İYİ  PARTİ’nin, Üst düzey kadrolarında, başta Yavuz  Ağıralioğlu olmak üzere,

Sayın KILIÇDAROĞLU’nun Cumhurbaşkanlığı Adaylığına karşı çıkmalarının;

Kendilerince nedenleri vardır.

ARTIK, Sayın KILIÇDAROĞLU’nun    Adaylığı netleştiğine göre,

Muhalif kesimlerinde bir şekilde ikna edilmeleri gerekiyor.

Bunun da yolları vardır.

                2)Mansur YAVAŞ ile Ekrem İMAMOĞLU’nun, Cumhurbaşkanlığı icracı Yardımcılarından biri olması;

6’LI Masa’nın oylarının artmasında, bir katkı sağlayabilir ama

Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını n CHP’de olması;

Çok daha önemlidir. Ama Sayın KUILIÇDAROĞLU,

Bunun da bir yolunu buldu.

                 SEÇİM BEYANNAMESİNDE;

Mansur YAVAŞ, Kahraman Maraş merkezli, 11 ilimizde yaşanan deprem felaketi sonucunda,

Buralarda yaşanan tahribatın, telafisi,

Bir daha yaşanmaması konusunda yapılacak işleri,Cumhurbaşkanı, icracısı, Yardımcı olarak, yürütecek.

Ama, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yapmaya da devam edecek

Bu 2.görevin icrası konusunda da gerekiyorsa, yasa çıkarılacak.

                Ekrem İMANOĞLU’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına devam edecek.

O DA, beklenen İstanbul depreminde, alınacak önlemleri, şimdiden,

Planlamaya başlayacak.

İMAMOĞLU içinde Mansur YAVAŞ, örneğinde olduğu gibi seçim sonrasında,

Görevini bırakmadan,

Bu 2.işinde yasal zemini, seçimden sonra, yapılacak.

                3-BAZI NOKTALARA VURGU İLE BİR ÖZET

                1)Cumhurbaşkanlığı, apayrı bir konuydu. Ve öncelikle de, şimdiden Eski Parlamenter Sisteme,

Geçmeyi seçim sonrasına bırakmadan, şimdiden garanti altına almayı, ön görüyordum.Bu yüzden, Benim ön gördüğüm. Cumhurbaşkanı Adayı da farklı bir isimdi.

Bu gibi konulardaki düşüncelerimi de

Önceki Makalelerde, yazmıştım. Şimdi 6’lı Masa’nın Cumhurbaşkanı Adayı,

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU olarak belirlendiğine göre;

İlk önerimi, yeni duruma göre de, uyarlamaya çalışacağım.

                2)Sayın Meral AKŞENER ve İYİ PARTİ’nin kurmay kadrolarının;

Mansur YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU’nu, eski Parlamenter Sisteme geri dönüş için,

Bir garanti, bir emniyet supabı olarak gördüklerinden,

Bu 2 isim konusunda ısrarcı oldukları, anlaşılıyor

Bu şekildeki bir görev formatı ile bu sorunun, halledilmiş olmasını da,

Çok önemsiyorum

                Şimdi, seçim dönemine girdik.6’lı Masa’nın, Cumhur ittifakına, açık ara nasıl fark atacağına,

Odaklanmamız gerekiyor.

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU;

Meral AKŞENER’in, bu 2 isim üzerinde ısrarcı olmasını;

ÜLKÜCÜ damarı tuttu dese de;

Bu konunun, kendilerince bir anlamı vardır.

                AMA BEN BURADA, öncelikle Ülkemize yeniden huzur ve güvenin gelmesi,

Ekonomik ve Siyaseten yaşanan, büyük sorunların geride kalması ümidiyle;

6’lı Masa’ya ve bu Masanın Cumhurbaşkanı Adayı olarak, onay verdiği,

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’na, başarılar diliyorum

                3)BEN, 6’LI MASA, yeni adıyla MİLLET İTTİFAKI’NDA;

Böylesi bir sorun yaşanacağını da tahmin ediyordum.

BU NEDENLE, 6’lı Masa’nın Liderlerine,

Ocak Ayının 3.haftasında, ortak bir mektup yazmıştım. Mektup aynı ama her mektubun başında,

Genel Başkanlardan birinin ismi yazılıydı.

                Bu mektupta, https//ahmetyalvac1946blogspot.com,

Adresinde ki, Türkiye Uçurumun Kenarında-2,

Başlıklı Makaleyi referans göstererek, kısaca şunları söylemiştim

Türkiye’de ekonominin çöktüğü, Siyaseten de çok zorda olduğu bir zamanda;

Bu sorunların aşılmasında,

Kişisel olarak katkı koymak istiyorum dedim ve görüşme talebinde de bulunmuştum.

Ama arayan, soran da olmadı

                Bu mektupları yazıp, gönderdiğimde, daha depremde yoktu. Bu Siyasi kriz de çıkmamıştı.

Liderlere gönderdiğim bu mektuplardan sonra,

Birde 26 Ocak 2023’te Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Sayın Mansur Yavaş’ın Özel Kalemine de bir faks göndermiştim.

Bu mektupta ise;

Başta Sayın Mansur YAVAŞ’ın, uzun zamandır çoğu Milletvekilinin, CHP Üst Yönetiminin ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun da haberi olduğu,

Benim buluşum olan, Yağmur Tutma Projeleri, konusu vardı

Aslında bu Projelerden, bütün Türkiye’nin haberi vardı.

                Sayın Mansur YAVAŞ’a şunları, söylemiştim:

Bu Projenin Ankara’da hemen uygulamaya başlanması,

Ayrıca bu Projenin, diğer 10 Büyükşehir Belediyesinde, eş zamanlı uygulanması konusunda;

Diğer Büyükşehir Belediye Başkanları ile  irtibat  kurulmasında,

Bana yardımcı olunmasını, bu işe önderlik  etmesini de talep etmiştim.

Mansur Yavaş’tan da cevap gelmedi.

                EĞER BU YAĞMUR TUTMA PROJERİNE, başlansaydı;

2,5-3 ay gibi kısa bir zamanda, yanı, seçim öncesine kadar,

Bu Projeden sonuç alınırdı.

                11Büyük Şehrimizde vatandaşlarımız ekonomik açıdan rahatladığı gibi, binlerce Mühendise, teknisyene, ustaya, işçiye, iş imkânı çıkacak. Malzeme üreten sanayicimize, malzeme satan bayilere para akacak;

Sonuçta bu hizmet ve rahatlamanın sonucunda;

6’LI Masa’ya da oy gelecekti ve işler, çok kolaylaşacaktı.Şimdi soruyorum;Bu fırsat kaçırılır mıydı?

Bu örneklerle, çok kritik bir zamanda, Türk Milleti olarak, zaaflarımızdan ve kültür yapımızdan kaynaklanan, bazı  hususlara  dikkat çekmek,

Ve bir an önce, bu sorunlardan kurtulmak tı! Sorunların kaynağı, genel!

Bu gibi konulara başka örneklerle devam edeceğim.

                4)ŞİMDİ TEKRAR, 6’lı Masa’nın Liderlerine yazdığım mektuba dönüyorum.

Yukarıda özetle vurgulamaya çalıştığım Yağmur Tutma Projeleri ve bu Projelerin sağlayacağı faydalara değindim ve bu konuda onlardan da destek talep ettim.

Burada ikinci konudaki Siyasi katkı ise,

6’lı Masa, anketlere göre, Cumhur ittifakından önde görünüyordu ama;

Aradaki farkı, %70-80 gibi, açamıyorlardı. Örneğin % 5-10 -15 gibi aralıklarda,

Bu işin garantisi yoktu.

ÇÜNKÜ karşımızda, iktidarı kaybetmemek için;

Seçim hilesi dahil, elinden gelecek her şeyi yapmakta kararlı olduğu anlaşılan, bir iktidar  vardı Geçmişte bunun, çok örneklerini, gördük

BU NEDENLE BEN, 6’li Masa’nın, Cumhur ittifakı ile aradaki farkı, % 85-90 gibi açık ara,

Nasıl açacağını, uzun zamandan beri,

Web sitemde kaç defadır yazıyorum. Bu konudan çoğu siyasetçinin, köşe yazarlarının, Televizyon Programcılarının, Gazetelerin,

Hep haberleri vardı.Çünkü, Makalelerimi yayına koyduktan sonra,

Yukarı da isimlerini saydıklarıma ve maili kayıtlı olan, ilgili herkese gönderiyorum.

Bu nedenle kimse haberim yok, diyemez.

AMA her nasılsa;

Kimse ne görmüş, ne duymuş, nede bir şey bilmiyormuş gibi kimseden bir ses yoktu.

İşin ilginç yanı da bu! Belli ki, birilerinin işine gelmiyordu.

                Şimdi deprem felaketi yaşandı. İktidarın başı çektiği Cumhur ittifakı;

Ortakları ile birlikte sınıfta kaldı; takke düştü, kel göründü misali!

 BÖYLESİ BİR HUSUNUN;

6’lı Masa’nın elini güçlendirdiğini söylesek de;

Tehlikenin geçtiğini söyleyemeyiz!

 ÇÜNKÜ, bütün olumsuzluklara karşın bu gün;

Sayın ERDOĞAN’ın, söylemlerine inanıp, samimi duygularla

Onu destekleyenlerin sayında, bir azalma olsa bile;

Karşımızda, iktidarı bırakmamak için;

Her yola başvurmakta kararlı olduğu anlaşılan, bir iktidar var

Bu nedenle işi, tesadüfe bırakmamak lazım.

5) BENİM ÖNERDİĞİM FORMÜL, ŞÖYLEYDİ:

 .Ben daha seçimi beklemeden, öncelikle, eski Parlamenter Sisteme, %85-90,

Garanti ile geçebileceğimiz, benim yöntemin uygulanmasını öneriyordum

Bu formüle göre;

Ne Mansur YAVAŞ, ne Ekrem İMAMOĞLU, ne Kemal KILIÇDFAROĞLU, ne Meral AKŞENER, nede diğer Genel Başkanlar;

Cumhurbaşkanı Adayı, olmamalıydı. Benim ön gördüğüm, Cumhurbaşkanı Adayları da,

Farklı isimlerdi.

BİZE UYAN, en iyi sistem; Parlamenter Demokrasiydi. Bunun temeli de  ULUS-DEVLET yapısıydı

Bu konuya BOP Haritasında, BOP konusunda tekrar değineceğiz.

                Sonra Parlamenter Demokrasi de;

Cumhurbaşkanlığı Makamı,,Devletin tepesinde, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden,

Kurallara uyulup, uyulmadığını gözetleyen, gerektiğinde uyarıda bulunan,

Devletin Kurumları arasında ki, koordinasyonu sağlayan,

Bilge ve sembolik bir kişiydi.

                BU FORMÜLDE, 6’lılı Masa Kazanmış olsaydı;

Örneğin, en çok oyu alan Partinin Genel Başkanı,

Kemal KILIÇDAROĞLU, Başbakan, Meral AKŞENERİ Başbakan Yardımcısı,

Diğer Genel Başkanlar da, Bakan olarak,

Kabinede yer alacaklardı.

6)SEÇİM ÖNCESİNDE YAPACAKLARI, İŞ DE, ŞUYDU:

6’Li Masa’nın Liderleri, kendileri dahil;

Noter tasdikli, yazılı standart taahhüt belgesini vermeyenler;

Milletvekili Aday Adayı bile olamayacaklar.

Sözlü taahhüt, yazılı taahhüt’ün aynısı olacak.

Sözlü taahhüt, gazete ve televizyonlarda, beyanat olarak söylenebilirdi.

Esas olan, noter tasdikli, yazılı taahhüttü.

                YAZILI TAAHHÜT, şöyleydi

:Milletvekili olduğumda;

16 Nisan 2017’de, Cumhurbaşkanı’nın Halk tarafından seçilmesini ön gören,

Referandum öncesindeki, Anayasa’yı başlangıç kabul edip,

Eski Parlamenter Sisteme geçmeyi,

Şimdiden kabul ve taahhüt ediyorum.

                Seçimi kazanıp, Meclis’e girdiğimde;

EĞER, herhangi bir nedenle bu taahhüt’ümden vazgeçecek olursam;

Milletvekilliğimin, kendiliğinden düşürülmüş sayılacağını,

Şimdiden, kabul ve taahhüt ediyorum.

                BÖYLESİ, noter tasdikli standart bir taahhüt karşısında,

Oyların % 85-90  gibi büyük  bir kısmı;

6’Lı Masa’ya akacaktı.

BÖYLESİ bir formüle, önce kim itiraz ederdi?

Önce,İktidar Partisi AKP ile Cumhur İttifakı’nin diğer ortakları, itiraz ederdi

Sonra, %10 kadar diyebileceğimiz, Tarikat mensupları,

% 5 kadar da 5’li Çete, ya da çıkar ilişkileri ile iktidara, göbekten bağlı,

Toplamda  %15 kadar bir kesimin dışında kalan;

Samimi duygularla Sayın ERDOĞAN’ın, nabza göre şerbet veren söylemlerine inanıp,

AKP’ye oy veren vatandaşlarımızın zihninde, jeton düşer,

BUNLARIN, Türkiye’ye huzur ve güven getirmeye niyetleri yok algısını yaratırdı.

BÖYLECE %85-90, gibi büyük bir oranda oylar,

Başta 6’lı Masa’ya ve başka Muhalif Gruplara akacaktı.

VE NETİCEDE, sessiz sedasız, eski Parlamenter Sisteme dönülmüş olacaktı.

Böylesi bir yöntemle 400 Milletvekili de çıkardı, 500 Milletvekili de çıkardı

MECLİS’in ilk toplantısında, kaldır el, indir el yapılır,

Böylece, Eski Parlamenter Sisteme, sessiz sedasız, geçilmiş olurdu.

Daha iyi bir Anayasa yapmak içinde,kollar sıvanırdı

                BÖYLESİ BİR FORMÜLDE;

Sayın ERDOĞAN, ne yaparsa yapsın;

% 50+1’i kesinlikle tutturamazdı.

DİYELİM Kİ, 6’lı Masa’dan, daha fazla oy topladı ama

Yine %50+1’i  tutturamadı.Böylesi bir durumda ister istemez;,

Seçimin yenilenmesi gerekirdi.

BÖYLESİ BİR DURUM DA, gelecek adına, bir emniyet supabı görevini, görürdü

                7)ŞİMDİ,6’LI MASA’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal KILIÇDAROĞLU olduğuna göre;

Yukarıdaki formül, şöyle uygulanabilir:

NOTER tasdikli taahhüt, yine aynen uygulanır. Böylesi bir taahhüt’ü, Sayın KILIÇDAROĞLU dahil,

DİĞER Liderler ve Milletvekili olmak isteyen, herkesin vermesi gerekiyor.

6’lı Masa, % 50+1’i tutturursa, Sayın KILIÇDAROĞLU, Cumhurbaşkanı olacak.

Başbakan;

6’lı masa’dan tek başına seçime giren Partilerden,

En çok oy toplayan Partiden, çıkacak.

                BÖYLESİ BİR HÜKÜMET;

Bir koalisyon olacağından, Bakanlıklar da, topladıkları oy oranına bağlı olarak,

Bir Koalisyon Protokolü ile belirlenecek.

                BU GÜNE KADAR, sorunların çözümü konusundaki, görev dağılımları, işlevsiz kalacak ama

TOPLANAN BİLGİLERDEN, yeni görev dağılımında da istifade edilecek.

NETİCE DE TÜRKİYE’nin yeniden, Cumhuriyet’in kurucu değerlerine,

ULUS-DEVLET yapısına, geçmeyi,

Daha şimdiden, garanti altına alması gerekiyor.

BÖYLESİ BİR FORMÜL, uygulandığında;

Parlamento’ya giren başka gruplar da, böylesi bir koalisyona dahil edilebilir,

O zaman yapı, daha da güçlü olur

                MİLLETVEKİLİ, yeminini, bir hatırlayın;

Devletin bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma diye başlayıp devam eden, namusum ve şerefim üzerine ant içerim diye biten, standart yeminden, ne farkı var?

Aslında bir farkı yokta;

Namus ve şeref yemini, bazılarına göre bir şey, ifade etmeyebilir. Ama Noter tasdikli olunca;

Yemini ihlal ettiğinde, bunun bir sonucu, bir yaptırımı oluyor.

Devletimizin üniter yapısını, yani Ulus Devlet yapısını korumak için;

Eski Parlamenter Sisteme, sorunsuz bir şekilde geçebilmek için,

Bu gün için, çok gereklidir

                8)ŞİMDİ BÖYLESİ BİR YÖNTEM, NİÇİN ÇOK ÖNEMLİ?
BU GİBİ KONULARDA DA, BİR ŞEYLER SÖYLEMEK GEREKİYOR

 1923’TE,Lozan Anlaşması’nı imzalayan, Büyük Asker ve Devlet Adamı, ismet İNÖNÜ’nün,

Şu sözünü hatırlatmak isterim:

                LOZAN ANLAŞMASI ’ile 100 Yıl kazandık. Bazıları bunu, siyaseten başka bir tarafa çekseler bile

Kast edilen husus şudur. Osmanlı İmparatorluğunun küllerinden, yeniden doğan,

Çağdaş, modern, akıl ve bilimin esas alındığı,

Kuvvetler ayrılığına dayalı, Türkiye Cumhuriyeti;

Öyle kolay kurulmadı.

                 Bir yandan, öz yurdumuz, Anadolu topraklarını işgal eden, Emperyalist Devletlerle savaşırken

 Bir yandan da;

Emperyalist Devletlerle, işbirliği içinde olan, Ali Kemal, İskilipli Atıf Hoca gibi isimlerle ,ya da bu gibilere benzer, başkalarıyla da mücadele etmek zorunda kalındı

SONUÇ İTİBARIYLA, Türkiye Cumhuriyeti, kan ve can vererek, bir bedel ödeyerek kuruldu

                BİRDE OSMANLI’nın, son zamanlarında;

 Birlikte yaşadığımız, yetenekleri ölçüsünde, en üst Makamlara getirilen,

Askerlik de yapmadan, rahat ve huzur içerisinde yaşayan, ticaretle de uğraşıp zenginleşen Rum ve Ermeni Toplumunun, kışkırtmalara kapılıp,

Emperyalist Devletlerin yanın da yer aldıklarını, bu Topraklara ihanet ettiklerini gördük

Bu nedenle şunları da söylemek isterim;

                100 Yıl ve daha öncesinde, yaşanan bu gibi ihaneti yapanlarla,

Günümüzdeki Torunları,

Ki bu gibilerin, büyük bir kısmı, Müslüman olmuştur ama hala geçmişte yaşanan, acı olaylardan ve çatışmalardan, ders almayarak,

Türkiye Cumhuriyeti’nden, öç almaya çalışıyorlar,

Türkiye’nin üniter yapısını, bozmaya,Türkiye’den toprak koparmaya çalışıyorlar.

BOP haritasına, bir bakın. Birde 100 yıl öncesindeki, SEVR Haritasına bir bakın;

Arada bir fark yok! Soru şu;

Türkiye Cumhuriyeti’nin, bölünüp, parçalanmasına, müsaade mi edeceğiz?

Buna göz yummamız mı gerekiyor? Elbette hayır!

Buna müsaade edemeyiz

                9)SORUN SADECE, etnik ökenle mi ilgili? Elbette değil!

Geçmişte, dinci bir hanımın, vatanın tarifi konusundaki şu sözlerini, bazı vatandaşlarımız, hatırlarlar;

Seccadenin özgürce serildiği yer, vatandır!

Arkadaşlar, böylesi bir tarif, olabilir mi?

EĞER dinci sitelere bir girerseniz;

Mustafa Kemal ATATÜRK’e ve annesine, yakıştırılan sıfatları, bir duysanız,

İçiniz sızlar!

Mustafa Kemal ATATÜRK’e, Selanik P’si diyorlar.Annesi Zübeyde Hanıma,

 Yakıştırılan sıfatı da, burada kısaltılmışı da olsa, söylemek istemiyorum.

Allah bu gibilere, birazcık, vicdan, merhamet ve utanma duygusu versin!

                Mustafa Kemal ATATÜRK, emperyalist Devletlerle işbirliği mi yapmış?

Devletin malına mı konmuş? Elbette değil

                Kendi parası ile modern tarıma örnek olsun diye ATATÜRK Orman çiftliğini, kurmuş

PEKİ, şimdi ne durumda? Günümüzde,AKP döneminde, arazi talan edilmiş,

Beş Tepe’de Saray yapılmış,

Amerika Birleşik Devletleri ABD’ye, kaç dönümlük arazi., Büyük Elçilik için, verilmiş,

Sonunda tarımda bile dışa bağımlı hale gelmişiz!

Bu duruma, ne diyeceğiz?

                10)Mustafa Kemal ATATÜRK,Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken, etnik kökene dayalı olarak, Rum ve Ermeni toplumunun,

Yakın bir geçmişteki ihanetinden de, yeterince dersler çıkararak;

Ulus-Devlet yapısı, benimsenmiştir. Buna göre Türk’ün tanımı şudur:

Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes;

Türk diye tanımlanmaktadır.

                OSMANLI’yı çökertenler, sadece  isimlerinden bahsettiğim ,Hırıitiyan kökenli,

Osmanlı tebası olanlar, değil ki! Bunların içinde, bu günde olduğu gibi

Sayıları azımsanmayacak, dinci kesimde var

Bu gibi sorunlara da önlem olarak,

LAİKLİK İLKESİ, getirilmiştir

Bu gün, örneklerini İran, Afganistan ve Suudi Arabistan’da gördüğümüz, sözde şeriata dayalı İslam Devleti kurma hayali içinde olanlar da var.

Bunların arkasında da, yine emperyalist Devletler var.

    11)BU ÖRNEKLERDEN hareketle

Eski Parlamenter Sisteme, geri dönmemiz gerektiğini, tekrar vurgulamak istiyorum

Akıl ve Bilimi, çağdaş  uygarlığı ve gereklerini, uygulayıp,

Niçin bizlerde, bir Almanya, İngiltere, Fransa, Amerika, Rusya, Japonya, Çin olamıyoruz?

                11)BU GÜN,100 Yıl sonrasında bile AKP döneminde, Keşke Kurtuluş Savaşını, Yunan kazansaydı diyen Kadir Mısırlı gibi kişileri gördük.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nı da Kuran, bizlerin bu günlere gelmesini sağlayan büyük Önder,

Mustafa Kemal ATATÜRK’e, hutbede lanet okuyan, bir Diyanet işleri Başkanına,

Ses çıkarmayan, tepki göstermeyen bir iktidarla, karşı karşıyayız. İşin asıl vahameti de burada!

Gelecek adına, nasıl umutlu olabiliriz ki?

Herkese fırça atan, hakaret derecesinde, ağır laflar telaffuz eden,

Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda, AKP’nin de Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN;

Yunanistan’ın, 18 Adamızı işgal etmesine,

Ses çıkarmadı, tep ki göstermedi. Burada Yunanistan lehine, bir tarafgirlik, söz konusu,

Buna ne diyeceğiz?

Bu gibi örnekler, bir başka ülkede yaşanmış olsa; yer yerinden oynardı.

                BU GİBİ söz ve yanlış işlerin;

Etnik kökenleri ne olursa olsun, iyi bir vatandaş olmakla da bağdaşan bir yanı yok

Herkes, vatandaşı olduğu bir ülkenin, hak ve menfaatlerini,

Koruyup, kollaması gerekir!

                AMA BU GİBİ ÖRNEKLER DE, orta da iken, her konuda bir çöküş bir geriye gidiş söz konusu ise;

Bütün olumsuzluklara rağmen;

 Sayın ERDOĞAN’ın,

Siyasal bir amaca yönelik olarak, nabza göre şerbet veren söylemlerine inanıp,

Samimi duygularla AKP ‘ye destekleyen, hâlâ çok sayıda vatandaşımızın, bulunduğunu,

Hatırlatmak isterim.

                Bu gibi konulara önlem olarak, daha önceki Makalelerimde, 50 yaş üstü vatandaşlarımızın çoğunun,

Akıllı telefonlarda, internet kullanmasını bilmediklerine vurgu yapıp,

6’lı Masa’nın, özelliklede CHP’nin gençlerimize de, bir gelir temin etmek açısından,

Bu gibi vatandaşlarımıza, internet kullanmasını öğretebileceklerine de

Vurgu yapmıştım

Vakit geçmiş değil. Şimdi de bu gibi faydalı işler, yapılabilir. Böylesi bir durumda,50 yaş üstü vatandaşlarımızda;

Bazı konuları daha iyi anlamak, bilgilenmek açısından, googie’den araştırma yapmak suretiyle

Doığru bilgilere, bizzat kendileri ulaşırlar.

Bu da fazladan,6’lı Masa’ya oy demektir.

                12)]Bazıları, Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, Din ve Müslümanlık karşıtı olarak, tanır.

Bu gibi konular cahillikten, bilmemekten, kaynaklandığı gibi

Başka nedenleri de vardır.

1923’de yapılan LOZAN anlaşmasının, ek 3.Maddesine göre;

Yunanistan ,ile Türkiye arasında, Din esasında;;

Karşılıklı, nüfus mübadelesi yapılıyor.

                Ağırlıklı olarak Nevşehir, Ürgüp, Göreme gibi yerlerde yaşayan ve Ortodoks Hıristiyan olan,

Türkçeden başka bir dil bilmeyen, Karaman Türkleri,

Sadece Ortodoks Hıristiyan oldukları için, zorunlu olarak, Yunanistan’a gönderildiler

Aynı şekilde,

 Yoğun olarak, İstanbul ve Türk Adalarında yaşayan, Rum nüfusun büyük bir kısmi da,

Anlaşma gereği, zorunlu olarak, Yunanistan’a gönderildiler.

                 Yunanistan’da yaşayan, Müslüman Türklerin büyük bir kısmi ile Müslüman Boşnaklar, Arnavutlar, Makedonlar da

ZORUNLU OLARAK, Türkiye’ye geldiler

Burada karşılıklı olarak, mal ve mülk mübadelesi de var.

                BATI TRAKYA’DAKİ,  Türkler ile

İstanbul ve Türk Adalarında yaşayan Rum kökenli olanlardan bir kısmının da

Türkiye’de kalmasına karar verildi

                13)Mustafa Kemal ATATÜRK, 100 yıl öncesinden, şimdiki din tüccarlarını,

Tahmin etmiş ve görmüş olmalı ki;

Müslüman Halkın, oran olarak artmasını istediğinden,

Mecburi bir göç anlaşması, uygulanıyor.

                Sonuçta bu gün Türkiye’nin nüfusu, % 99 Türk ve Müslüman ağırlıklı bir yapıya dönüştürülüyor

Hani, ATATÜRK, Din düşmanıydı?

Din ve Müslümanlık karşıtı gibi yaftalamalar, asla doğru değil!

                14)Yunanistan Başbakanlarından, Konstantin  Karamanlis,

Ortodoks Hıristiyan, bir  Karaman TÜRKÜ.

 Tren kazası vesilesi ile sorumluluk duyup, istifa eden, Yunanistan Ulaştırma Bakanı,

Kostas Karamanlis. Bu da soydaşımız,

Melina Aslanidou, Zülfü Livaneli’nin Leylim ley, şarkısı var ya!

Bu şarkının Yunancasını, öyle güzel ve notasına uygun söylüyor ki;

Hayran olmamak, duygulanmamak, mümkün değil! Bu da bir soydaş.

                 Baba tarafının soyadı Anatoli. Yunancada Anadolu’nun adı, Anatole,

Anatoli, Türkiye’den gitme anlamında. Aslan, Türkçe bir kelime. Aslanidou,  Aslanoğlu demek

Anlaşılan o ki, bu hanımın kocası da, bir Karaman Türkü.

Bu nedenle Leylim Ley şarkısının Yunancasını söylerken,

Bir Türk vatandaşı olarak, gururlanacağınızı, düşünüyorum.

Yunanistan’daki soydaşlarımıza da selam olsun!

                15)EĞER bu gibi Soydaş isimlerden Konstantin Karamanlis;

Yünan Adalarından, 18’ini değil, sadece birini bile veremez Eğer vermeye kalkarsa;

Bütün Yunanistan’ı, karşısında bulur. Bu nedenle bizdeki örnekler;

Yunanistan’da asla yaşanmaz!

SONRA BİZLER;

Yunanistan’da ki soydaşlarımızın; Yunanistan Yasalarına aykırı bir iş yapmalarını, orada zor durumda kalmalarının da asla istemeyiz! Orada rahat ve huzur içinde yaşasınlar. Ama Türk olduklarını unutmasınlar, bizleri hatırlasınlar yeter!

                EĞER BİZLERİN;

Yunanistan ile bir sorunumuz olursa, biz kendimiz hallederiz!

Yeter ki Türk Silahlı Kuvvetleri TSK’nın yapısı ile kimse oynamasın!

Karaoğlan lakaplı, Bülent ECEVİT, Süleyman DEMİREL,Necmettin ERBAKAN gibi,

Dik duran, taviz vermeyen Yöneticiler,

Başta olsun Yeter!

                16)BU İZAHJATLARDAN SONRA;

Şuraya geliyorum:

100 Yıl ve daha öncesinde yaşanan karşılıklı olaylar sonucunda;

 Kimse, kurtuluş savaşını, Yunanistan kazansaydı, demesin! Ve diyemez!

Çünkü yaşananlar orta da!

                Kimse Türkler, şu kadar Ermeni’yi, öldürdü, şu kadarı kayıp, demesin!

Ve diyemez de!

Kimse Türklere, soykırım yaftası, yapıştırmasın!

Geçmişte yaşananlar ortada!

                YUKARI DA, özbeöz Türk olan, Hıristiyan Karaman Türkleri’nin,

Yunanistan’a gönderilmesini de anlattım.

Üstelik bu soydaşlarımızın, bizlere ve başkalarına da, bir zararları olmamıştır ama

Durum böyle gerekiyor muş!

Nedenini de yukarı da zaten anlattım!

                AMA İSİMLERİNİ,  ZİKRETTİĞİM ;

Müslüman olmayan, malum diğer Etnik kökenliler;

Geçmişte olduğu gibi şimdi de boş durmuyorlar, emperyalist Devletlerin, dümen suyunda,

Kışkırtmalara kanıp, Türkiye’nin altını oymaya çalışıyorlar ama

Bu gibi işlerin,

 Kimseye bir faydası olmaz!

Bu gibi konuları, önceki Makale, Türkiye Uçurumun Kenarında-2,

Başlıklı Makalede, uzun uzun anlattım..İsteyenler, buradan okuyabilir.

                17)BUNA GÖRE;

  EĞER, bu seçimde, bir iktidar değişikliği olmazsa;

Cumhuriyet, Türk ve ATATÜRK karşıtlığının, daha üst noktalara taşınacağını, kimse unutmasın!

Bu gibi örneklerden; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerinin;

Toplumun bir kesiminin, zihninde daha,

Tam olarak yer etmemiş olduğunu, görüyoruz, anlıyoruz.Bu nedenle;

Bu seçimle,bir 100 yıl daha kazanmamız gerekiyor.

                Bunun içinde, öncelikle Türkiye Cumhuriyetini;

BOP kapsamında, bölünüp, parçalanma tehlikesinden, uzaklaştırmak, gerekiyor.

  İşte bu nedenle, eski Parlamenter Sisteme geri dönmeyi;

Seçimden sonraya, bırakmamak gerekiyor. Nasıl olacağını da, kaç defadır,

Anlatmaya çalışıyorum.

Bu noktada, Emperyalist Devletlerin planlarını boşa çıkarmak açısından;

Yukarı da, önerdiğim formülü, uygulamak gerekiyor.

                BİZLERİN, Rum, Ermeni, ya da başka etnik kökene mensup, kimseyle bir sorunumuz olmaz!

Bu topraklarda yaşayan herkesin;

Türkiye Cumhuriyeti’ne ve kurucu değerlerine;

Etnik kökeni, ne olursa olsun;

Saygı duymasını, sahiplenmesini bekliyoruz.

                Bizim sözümüz herkesedir. Türk ve Müslüman olup’ da;

Şeriat Devleti kurmak özlemi içinde olanlar yok mu? Elbette var!

Bunlarında arkasında, emperyalist Devletler var.

                BU NEDENLE, ÖNCELİKLE 6’lı Masa’nın Liderleri,

Böylesi bir yazılı taahhüt’e, karşı çıkmamalıdır.

ÇÜNKÜ, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yapısı olan, ULUS-DEVLET yapısı;

Geçmişte yaşanan, acı tecrübeler sonucunda;

Gerekli görülmüştür ve çok önemlidir. Olmazsa, olmaz! niteliğindedir

                Anayasamıza göre; Türk tanımı, etnik kökene bağlı değildir.

Türkiye Cumhuriyeti’ne, vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, Türk’tür.

Kimse bunu, başka taraflara çekmesin!

                Umarım ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’ü Yılına girdiğimiz,

2023’TE seçimi, 6’lı Masa, yeni adıyla Millet ittifakı kazanır,

Ve eski Parlamenter Sistem’e geri döneriz.

BÖYLECE bir 100 Yıl daha kazanmış oluruz..

https//ahmetyalvac1946blogspot.com,

Türkiye Uçurumun Kenarında-2,

Başlıklı Makaleden, bazı noktalara vurgu ile kısa bir özet, sunmak istiyorum

                18)TÜRKİYE STRATEJİK ve TARİHİ AÇIDAN, çok kritik bir bölgededir.

BU NEDENLE, geçmişte olduğu gibi, bu günde, emperyalist Devletlerin gözü,

Hep bu topraklar üzerinde olmuştur.

Günümüzün en büyük emperyalist Devleti, Amerika Birleşik Devletleri ABD’dir

HEP söylüyorum, herkes BÖLÜNÜP, PARÇALANMIŞ Ortadoğu Haritası BOP’u

Göz önünde bulundursun ve yaşanacakları, bir düşünsün!

 Günümüzdeki Siyasi gelişmeleri de, bunun dışında tutamayız.

                19)PKK’nın açılımı, şudur:

Partiya Krakener  Kürdistane. Anlamı da, Kürdistan İşçi Partisi’dir

Açılım Kürtçe kelimeler içerse de;

Kürtlerle, Kürt hakları ile bir ilgisi, bir ilişkisi yoktur.

PKK, bir ERMENİ, hareketidir. PKK Terör Örgütünün lideri, Abdullah ÖZALAN’ın, gerçek adı;

Artin  AGOPYAN’dır

                PKK’nin, Komuta Merkezi ve Yönetim Kadrosu, Kuzey Irak’ta Kandil Dağı’nda. bulunuyor

Ve bunlar Ermenidir,  genelde, Kürtçe de bilmezler.

Dağlarda, PKK ile mücadelede hayatını kaybeden Militanların bir kısmi;

Kandırılmış Kürt gençleridir.

Kürtler, Türk’ün bir koludur. Kürtlerin asıl lisani, Gök Türkçedir.

Kürtçe, Farsçanın bir lehçesidir. Peki, bu değişiklik nasıl olmuştur?

                20)Orta Asya’dan, Batıya göçler başladığında;

Afganistan-İran üzerinden, Anadolu’ya gelmek, uzunca bir zaman almıştır.

Yolculuk esnasında,

İran’a ulaşanların bir kısmı, buralarda yerleşmiştir.İran’da hakim dil, farsçadır.

Kürtler genelde, dağlık bölgelerde hayvancılıkla uğraştıklarından,

Yerli halkla temas neticesinde, Kürtçe lisanı oluşmuştur. Kürtçe Farsça’nın bir lehçesidir ama

Kürtçe,ağırlıklı olarak,  8 Bin kelimeden oluşuyor.Bunun içinde 3250 kadarı Türkçe.B u kelimenin içinde, 650 kadarı, Orhun Anıtlarında ki kelimeler, çoğu yine Orta Asya Türkçe kelimeler.2250 kadar Farsça, 1000 kadar Arapça, 45-50 kadarda Ermenice kelimeden oluşmaktadır.

Bu bilgileri televizyonlarda anlatmak lazım.

                21) PKK terör Örgütü’nün asıl amacı, Türkiye’den Toprak koparmaktır.

 HDP ve daha önce kurulup, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan, benzeri Partilerin;

Kürtlerle, Kürt haklarını savunmakla da bir ilgisi,  bir ilişkisi yoktur.

HDP ve benzeri Partilere oy verenlerin bir kısmı;

Türk ve Müslüman ismi taşıyan, gerçek kimliklerini gizleyen dönmelerdir. Önceki Makalede, bunları detayları ile anlattım.

BU SEBEPTEN, Kürt vatandaşlarımızı;

HDP ve benzeri Partilerin tahakkümünden, kurtarmak, gerekiyor

 BU İZAHATLARDAN, sonra;

Başta Televizyonlarda, bazı konuşmacıların Kürt sorunu gibi konulardan bahsetmesi,

Bilerek değilse;

Bilgisizliğin bir sonucudur. Böylesi bir husus da;

Türkiye’nin Ulus-Devlet yapısını, zayıflatmak, ya da bozmaktan başka!,

Bir işe yaramaz.

BU GİBİ önemli ve Tarihsel konuları, Televizyonlarda,

Tartışmak ve Halkımızı, bilgilendirmek lazım

4-BÖLÜNÜP, PARALANMIŞ BÜYÜK OTADOĞU ,BOP  HARİTASI.

               


                              1)Kuvvetler Ayrılığına, Hukukun Üstünlüğüne Dayalı, Çağdaş, Parlamenter Demokrasi ile Yönetilen Türkiye Cumhuriyeti’nin;

16 Nisan 2017’de, Cumhurbaşkanı’nın Halk tarafından seçilmesini ön gören referandumla,

Tek kişi’nin egemen olduğu, şimdiki Başkanlık Sistemi;

Türkiye’nin ihtiyacı ve Halkımızın da talebi değildir,

                2)Her aşamasında bir dayatma, bir zorlama vardır.

Bu nokta da Devletin bütün imkânları, bir amaç için seferber edilmiştir.

Mühürsüz oylar bile Yüksek Seçim Kurulu tarafından, kabul edilmiştir.

Bu da bir skandaldır.

Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının, kaldırılması da,

Böylesi bir amaca yönelik olarak çıkartılmış,

Sonuçta bir sopa olarak, kullanılmıştır.

Bu gibi konuları da zamanın da detaylı olarak, yazmıştım.

Artık, her tarafı dökülen, bu Sistemden, kurtulmamız gerekiyor.

                3)Bu husus, Bölünüp Parçalanmış Ortadoğu Haritası BOB’ta da görüldüğü üzere,

 Türkiye’nin Ulus Devlet yapısını, bozup;

Zaman içinde, Türkiye’nin Eyaletler Sistemine geçmesini,

Neticede Türkiye’den toprak koparılmasını,

Zaman içinde bölünüp, parçalanmasını da ön gören,

Bir amaç taşımaktadır.

                4)Şimdinin Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP’’nin de Genel Başkanı olan Sayın ERDOĞAN’da;

Bu Projenin Eş Başkanlarından biri olduğunu, zaten kendisi, söylüyor.

AMA ARTIK, bu gün gelinen nokta da, Amerika’nın Sayın ERDOĞAN’dan, desteğini de çektiği anlaşılıyor. Birde, her konudaki çöküş ve geriye gidişe;

Birde deprem felaketinde, bilerek ya da bilmeyerek yapılan yanlış işler nedeniyle;

Sayın ERDOĞAN’ın, seçimde bir başarı kazanamayacağı da,

Kesin gibi görünüyor

                5)Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, düzgün bir insan görüntüsü veriyor.Bu çok önemli ama

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, helalleşmek diye bir girişim başlattı.Bu da doğru ve çok önemli bir konu. AMA BU GİRİŞİMİN UCU;

Gelip demokratikleşme adına, sözde Kürt Sorunu kılıfı ile;

Ulus Devlet yapısını, bozacak girişimlerde bulunursa;

Buna ne diyeceğiz?

Bu gibi konuları merak edenler; bundan önceki Makaleyi bir okusunlar

BU NEDENLE, 6’lı Masa, ya da yeni adıyla Millet ittifakını teşkil eden Siyasi Patiler;

Ön gördüğüm, Noter tasdikli taahhütnameyi, verirlerse;

Hem Eski Parlamenter Sisteme geçmeyi, garanti etmiş olurlar, hem de Cumhur İttifakı ile aradaki farkı; çok daha fazla açarlar,

5-SEÇİM HABERLERİ, GAZETE MANŞETLERİ VE BAZI NOKTALARA VURGU

                3/5)26 Ocak 2023 Perşembe CUMHURİYET

 


Batum. Seçim sürecine ilişkin tartışmalara açıklık getirdi.

 MECLİSİ FESİH, KRALLIKTA OLUR.
EŞİTLİK KURALI HATIRLATMASI

Anayasa Profesörü Süheyl BATUM; Erdoğan, 2014 ve 2018 yıllarında iki kez seçildi. Yasa önünde eşitlik kuralı gereği;

 Cumhurbaşkanı seçilme hakkı, artık kalmamıştır dedi.

                DÖRT SORUYA DÖRT YANIT:

A)SEÇİMDE hangi kanun kullanılır? Eskisi mi, yenisi mi?

Anayasanın 67.maddesine göre, uygulamada bir yıl yasağı var. Aksi, anayasaya aykırı

B)ERDOĞAN, YENİDEN aday olabilir mi?

İlki 2014, ikincisi 2018 olmak üzere, iki kez seçildi. Cumhurbaşkanı seçilme hakkı, artık kalmadı.

C)SEÇİMİN YENİLENMESİ kararı verilirse; takvim, nasıl işler?

Seçimlerin yenilenmesi kararı alınırsa;60 günlük seçim takvimi başlar.

D)SEÇİMLERİN YENİLENMESİ, ne demek? Fesihten farkı nedir?

Dayanağımız, Millet egemenliği. Fesih, krallıkta olur.

                Anayasa Profesörü, böyle diyor ama

BUNDAN sonraki gelişmeler, ne yönde?

                4)16 Mart 2023’te. Cumhur ittifakı’na mensup, siyasi Partiler;

Sayın ERDOĞAN’ın, 14 Mayıs 2023’deki Milletvekili seçiminde,

Cumhurbaşkanlığına Aday gösterileceği kararı alındı

                2)Yüksek Seçim Kurulu YSK;

Sayı n ERDOĞAN’ın Cumhurbaşkanlığına Adaylık başvurusunu;

24/3/2923’te,oy birliği ile kabul etti

                3)Bütün bu gelişmeler, artık Türkiye’de Anayasa’nı n,amir hükümlerinin ve hukukun;

Artık işlemediğinin, rafa kaldırıldığının, açık örnekleridir.

Devlet’in Kurumlarının da ele geçirildiği, hiçe sayıldığı günümüz Türkiye’sinde;

Millet ittifakı’nın, açık ara, büyük bir farkla kazanmasından;

Başkaca bir yol görünmüyor!!

                4/5)26 Ocak 2023 Perşembe SÖZCÜ.

 


AKŞENER’DEN ERDOĞAN’A, SİNAN ATEŞ İSYANI
YİNE SAVCILAR DEĞİŞİYOR, YİNE KATİL, DIŞARIDA, DOLAŞIYOR.

                Meral AKŞENER; Ülkücü Sinan ATEŞ’in öldürülmesi olayında, adım atan, tek bir makam bile yok, yazıklar olsun! deyip, tepkisini dile getirdi.

                BU GAZETEDE haber değeri olan başka bir konuda şu:

Yeğen Yediyıldız’ın başına, 1 Milyon ödül konulmuş

ERDOĞAN’IN AYAKKABISININ ALTINI YALARIM DİYEN AKP’Lİ VEKİLİN YEĞENİ; FETÖ’DEN KIRMIZI BÜLTENLE ARANIYOR.

Burada sözü edilen kişi; AKP Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız

FETÖ’den aranan yeğen ise; Vekilin ağabeyinin oğlu, Numan Yediyıldız.

BÖYLESİ BİR HABER KARŞISINDA; bizlerin de şu sözü hatırlatmamız gerekiyor:

                1)EĞER TUZDA kokmuş ise, söylenecek ne kaldı ki?

                2)EĞER EN TEPEDEKİ KİŞİ, Sayın Cumhurbaşkanı;

Kendilerinin yaptığı Anayasa Hükmüne rağmen, yeniden Aday olacağını söylüyorsa,

Ve bu konuda kendi yorumunda ısrar ediyorsa;

Durum gerçekten çok vahimdir.

                3)EĞER BÖYLESİ bir Konuya yol verecek YSK’nın, görev başında olduğu algısı mevcutsa;

Durum gerçekten çok vahimdir.

ZİRA 16 Nisan 2017’de, Cumhurbaşkanının Halk tarafın seçilmesi ne onay veren, referandum da;

Mühürsüz oyların YSK tarafından geçerli sayılması ile kabul edilmişti…

                4)EĞER eski ÜLKÜ OCAKLARI GENEL BAŞKANI, Doç. Dr. SİNAN ATEŞ GİBİ BİRİSİ, Ankara’nın göbeğinde;

Çok iyi Planlandığı anlaşılan,  siyasi bir amaç uğruna katledildiği algısı hâkimse;

Durum çok vahim demektir.

Daha da vahimi; Sinan ATEŞ’İN, bulunduğu yerin konumunun bir MİT elemanı tarafından,cihazla tespit edildiği iddialarıdır.Bu çok vahim bir konudur.

Gazetecilerin işi, soru sormaktır. Bir Gazetecinin MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’ye,

Sinan ATEŞ, cinayeti konusundaki sorusuna, hadi git işine diye azarlaması da, kabul edilebilir bir durum değil.*

                5)HER KONUDA, herkese ağzına geleni söyleyen Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ın;

İttifak ortağı Sayın BAHÇELİ’yi kızdırmamak için olmalı ki;

Sinan ATEŞ cinayeti konusunda, failleri mutlaka yakalanacak gibi açıklamalar, kınamalar da yapmadığı,, sesiz kalmayı tercih ettiği anlaşılıyor.

                6)Sinan Ateş cinayetinin ve bu cinayetin, Meclis’e, MHP Genel Merkezine dayandığı iddiaları söz konusu işse;

Durun gerçekten, çok vahimdir.

Sinan ATEŞ cinayeti ve bu cinayetin görmezden gelindiği iddiaları vesilesi ile MHP’den çok sayıda kayıtlı üyenin istifa ettiği anlaşılıyor. Bu nedenle MHP’nin baraj altında bile kalabileceği söyleniyor.

GAZETE DUVAR’ın  haberine göre;

Sinan ATEŞ’in öldürüldükten sonra 8 gün içinde. 16 492 kayıtlı seçmen;

Yargıtay kayıtlarından, isimlerini sildirmişler.

                Seçim dönemine girdiğimiz bir zamanda,

Böylesi bir siyası cinayetin işlenmiş olması;

Tetikçi nin de bir türlü yakalanamamış olmasının;

MHP’den istifaların artmaya devam edeceği anlaşılıyor.

                ŞU ANDA TÜRKİYE, böylesi bir siyasi cinayet nedeni ile gerçekten çok zor durumdadır ve bir iktidar değişikliği gerekiyor.

EN ÖNEMLİSİ DE;

Seçim güvenliği, bile tehlikede demektir. Bu da üzerinde durulması gereken, çok önemli bir

                5/5)21 Mart 2023 Salı  SÖZCÜ

 


                   İktidarın 21 yıldır SÜREN ATATÜRK alerjisi zirveye çıktı

ATATÜRK HAVA LİMANI BİR DAHA AÇILMASIN DİYE,PİSTE CAMİ YAPIYORLAR

                Türkiye’nin sembol tesislerinden olan ATATÜRK Hava Limanını,yeni gelecek iktidarların,

Ayağa kaldıramaması için, kırıp döküyorlar.İşte son yapılanlar:

                ÖNCE Havalimanını, uçuşlara kapattılar

                YETMEDİ, piste hastane yaptılar.

                YİNE YETMEDİ, bu kez pistleri kırdılar

                DAHADA YETMEDİ, millet bahçesi inşa etmeye başladılar.

                VE ŞİMDİDE, piste cami inşa ediyorlar. Ama 100 metre ötede zaten bir cami var

BURADA, sorulması gereken soru şu;

Acaba Dünyada, kurucusuna bu kadar karşı olan, bir yönetici daha var mı?

Birde şu soruyu sormak lazım:

SADECE, Devleti yönetenler mi? Elbette değil!

Halkımızın içinde, maalesef, Türkiye Cumhuriyeti’ni Kuran Mustafa Kemal ATATÜRK’ten nefret eden, çok sayı da, dinci kesimde var!

                6/5)24 Mart 2023 Cuma SÖZCÜ

 


                Cumhur ittifakı’na, destek vereceklerini, açıklamışlardı

           ERDOĞAN’IN YERLİ VE MİLLİ İLAN ETTİĞİ HÜDAPAR’IN SİCİLİ

                Soruyoruz, Programı böyle olan bir partinin, neresi yerli, neresi milli?

Kürtçe,Türkçe ile birlikte resmki dil olmalı Andımız ve Ne Mütlü Türküm diyene sözleri, her yerden kaldırılmalı. Bir Türk Dünyaya bedeldir, sözü bitmeli.

Zorunlu karma eğitimden, vazgeçilmeli.Şeyh Said için, Devlet özür dilemeli.

                HÜDAPAR’ın, düşüncesi böyle Bu düşünceleri kabul eden, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı varsa, parmak kaldırsın!

Nasıl oluyorsa?AKP’^de böylesi bir Parti ile ortaklık kuruyor!

BU NEDENLE, Cumhuriyet karşıtı vatandaşlarımıza, BOP haritası üzerinde,

Zihin jimnastiği yaptırmak,BOP konusunu anlatmak gerekiyor!

                7/5)26 Mart 2023 Pazar SÖZCÜ

 


        Türkiye’de siyaset, böyle bir şey

BABASI  NELER DEDİ? OĞLU NELER YAPTI!

                YRP Lideri Fatih ERBAKAN’ın U dönüşü yapıp, Cumhur İttifakı’na katılması;

Merhum babası, Necmeddin ERBAKAN’ın, AKP karşıtı sözlerini, akıllara getirdi.

AKP’ye oy vermek; adeta cehenneme bilet almak  gibidir.AKP’ye, nasılo oy verirsin?Soyulmak, senin hoşuna mı gidiyor? Uyan!

  MİLLİ GÖRÜŞ’ün kurucusu Necmeddin ERBAKAN; Milli Görüş gömleğini çıkardık diyen AKP’yi çok sert bir şekilde eleştirmişti.

                Yeniden Refah Partisi YPR lideri olan, oğlu Fatih ERBAKAN’ da,kısa bir süre önce, aynı çizgideydi.Ancak 15 gün önce, AKP ile görüşünce;

   YRP Lideri Fatih ERBNAKAN, daha önce şöyle diyordu:

CUMHUR İTTİFAKI’nın icraatları ortada. 20 Senenin icraatlarına ortak olmayız. Batmakta olan TİTANİK gemisine binmeyiz! AK PARTİ, siyasi sona geldi.

                8/5)31/3/2023 Cuma SÖZCÜ

 


YSK, ERDOĞAN’ın cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı, yapılan itirazları reddetti.

                                                                          ŞAŞIRDIK MI?

                Daha önce mühürsüz oyları geçerli sayan, AKP’nin itirazıyla, İBB Başkanlığı seçimini iptal eden YSK, yine şaşırtmadı,

ERDOĞAN’ın, 3.kez cumhurbaşkanı adaylığını onayladı.

                AKŞENER, kendisini tehdit eden ERDOĞAN’a cevap verdi.

 BENİM İÇİN SİLİVRİ SOĞUK DEĞİL, BENİ TEHDİT EDEMEZSİN!

                Bilindiği üzere, Sayın ERDOĞAN, kendisini eleştiren, İYİ PARTİ Lideri Meral AKŞENER, için;

Şu sözleri sarf etmişti:

Tayyip ismine dikkat et. Konuştuğun zaman, buna göre konuş!

Beni uğraştırma!

 İYİ PARTİ Lideri Meral AKŞENER’de, Sayın ERDOĞAN’a başlıktaki sözlerle karşılık verdi.

                ARADAN GEÇEN 32 saat sonra, seçime 43 gün kala;

Sayın ERDOĞAN’ın, İYİ PARTİ Liderini, Meral AKŞENER’i tehdit etmesi,

Meral AKŞENER’in de, bu tehdide cevap vermesi, meydan okuması sonrasında, korkulan oldu.

Ve İYİ PARTİ-İstanbul İl Başkanlığı binasına, 2  kurşun atıldı.

                1 Nisan 2023 Cumartesi günü, çıkan Gazetelerde bu haber var.CUMHURİYET’in haberine göre; İYİ PARTİ-İstanbul İl başkanlığı, bina için bir Polıs noktası istemiş ama verilmemiş.

BİRDE BU GAZETEDE, önemli bir başka haberde şu:

Üzerinde AFAD yazmayan çatırlar, görüntü kirliliği yaratıyor gerekçesiyle,kaldırılıyor.

                DEPREMZEDELERİN, barınma sorunu devam ederken;

Buna karşın Hatay’da, İzmir Bornova Belediyesi’ne ait çadırlar, görüntü kirliliği yapıyor, size daha iyisini vereceğiz diyerek, sökülmş.

Bu gibi bahanelere ve yaşanan dramlara ne diyeceğiz?

                9/5)28/3/ 2023 Pazar KARAR

 


         BİRİLERİ GÖTÜRDÜ, CEZASI MİLLETE
                 KAÇAK PETROL SKANDALI

Bağdat’ı  baypas ederek, Kuzey Irak Petrolünü,doğrudan dünyaya pazarlamak isteyen;

Kuzey Irak KÜRT Yönetimi ile işbirliği yaptığı gerekçesiyle,

ANKARA’ya rekor ceza

                ULUSLAR ARASI Tahkim Mahkemesi; 2014-2018 dönemi için 1,4 Milyar Dolar ceza kesti.Enmerji Bakanlığı’nın, karara itiraz etmeden,

ÖDEYECEĞİZ DEMESİ de şaşkınlık yarattı.

Parayı kazanan özel bir Şirket.Parayı niye Milletin cebinden ödüyorsunuz,

Tepkisini yarattı.

                Bunlara da şaşırmamak lazım!

TEK KİŞİLİK YÖNETİMLE buraya kadar!

Bir iktidar değişikliği olmadan, kimse daha fazlasını beklemesin!

Türkiye ve Türk Milleti;

Bu şekilde yönetilmeyi, hak etmiyor!

Ve eski Parlamenter Sisteme geri dönmemiz gerekiyor

                BİRDE Konusunda uzman ve iyi eğitimli, plan ve Projesi olanların,

Milletvekili olarak, Meclis’e taşınmaları gerekiyor!

 Mustafa Kemal ATATÜRK döneminde, elde edilen büyük başarıların ve kalkınma hamlelerinin,

Bir tesadüf olmadığını da,

Kimse unutmasın!

 Sorunları saymakla, sorunları sıralamakla, sorunlar çözülmez!

                6-SONDAN BAŞA DOĞRU, YAŞADIĞIMIZ DEPREMİN İLK GÜNLERİ ve GAZETE MANŞETLERİ

 

                10/6)22 Şubat 2023 Çarşamba CUMHURİYET.

 


HATAYI KABULLENMEK YERİNE TEHDİT SAVURUP. NOT ALIYORUZ DİYORLAR MİLLETTE SİZİ NOT ETTİ
BAHÇELİ ORTAĞI GIBI KONUŞTU
Gerçekleri yazan Cumhuriyet hedefte

42 BİN CAN GİTTİ. KİMSE İSTİFA ETMEDİ

115 MİLYAR TL. NEREDE?

                11/6)22 Şubat 2023 Çarşamba SÖZCÜ

 


İKTİDARIN NOT EDECEĞİ BİR HABER DAHA
ERDOĞAN BİZ ÇADIR DEVLETİ DEĞİLİZ DİYOR AMA
MİLLETE ÇADIR LAZIM

İstiyorlar ki, kimse hataları eleştirmesin.

                1)SAVCI DEVLET NEREDE DEDİ; gözaltına alındı.

Emekli savcı Erol TASLAK, Hatay’da yakınlarını kaybedince, bölgeye gitti.

Rönesans Rezidans’ta arama çalışmaları yaptı.

Devletin olmadığını görünce;

Herkes, BU Devlet nerede diye soruyor, deyince, sorguya çekildi ama sonradan serbest bırakıldı.

                2)DEPREMZEDELERDEN AKŞENER’E

25 Kişi aynı çadırda kalıyoruz isyanı.

Birde Sayın ERDOĞAN’ın,

Çadır yok, Kızılay nerede, diyenlere söylediği sözlere bir bakın;

Terbiyesizler,edepsizler, adiler!...

                3)Bizlerde diyoruz ki;

Herkesin canı burnunda! Ateş düştüğü yeri yakarmış derler ya!

Sayın ERDOĞAN’ın;

Böylesi zor bir günde aşağılayıcı sözler sarf etmesi;

Hiç. Doğru bir şey değil!

                4) Sayın ERDOĞAN, bu sözleri;

Siyaset ortağı Devlet BAHÇELİ ile birlikte gittiği deprem bölgesini, ziyareti sonrasında söylüyor.

Anlaşılan odur ki;

Deprem felaketinin, tam da seçim dönemine girdiğimiz bir zamanda yaşanması;

Bu  2 Liderin siyasi hedeflerine darbe vurdu. Bu yüzden olmalı ki;

Eleştirilere tahammül edemiyorlar.

                12/6)13 Şubat 2023 Pazartesi SÖZCÜ

 


İKTİDARIN ÇIKARDIĞI İMAR AFFI, VATANDAŞA FELAKET GETİRDİ.

ERDOĞAN 5 YIL ÖNCE İMAR BARIŞINI. BÖYLE MÜJDELEMİŞTİ,

                TARİH:23ŞUBAT 2019 Kahraman MARAŞ;

144 556 Maraşlı vatandaşımızın, sorununu çözdük.

                TARİH;21 HAZİRAN 2018 GAZİANTEP

GAZİANTEP’TE DE, çok önemli bir sorunu çözüyoruz.

                TARİH 24 ŞUBAT 2019…HATAY

İMAR BARIŞIYLA 205.000 HATAYLI’NİN, SORUNU ÇÖZDÜK.

                5)Sayın ERDOĞAN’ın, deprem ile yıkılan bu 3 ilimizde, imar affı ile görmezden gelineceği. noksanlıkların, affedileceği gibi  konularda ki asıl maksadın;

Siyasi çıkar sağlamak olduğu anlaşılıyor.

ÇÜNKÜ: 2018’de,Milletvekili  seçimleri, 2019’da da; Yerel Seçimler var.

Dolayısıyla bu 2 önemli seçimde;

Sayın ERDOĞAN, vatandaşlarımızın oylarını almak ,

İktidarını da sağlamlaştırmak istiyor.

                6)Bu depremde hayatını kaybeden, ya da bir şekilde bu depremden sağ çıkan vatandaşlarımız;

6 Şubat 2023’te, böylesine yıkıcı bir depremle karşılaşacaklarını bilseler;

Böylesi sözde bir barışa, oy verirler miydi? Elbette vermezlerdi

Kim ölmek, kim yaralanmak, kim evinden, iş yerinden olmak, isterdi?

Kim, elde avuçta ne varsa, kaybetmek isterdi? Elbette kimse istemezdi!

                7)BU GAZETEDE, çok önemli bir haberde şu:

YARDIM REZALETİ:

AFAD’DA, sıra beklemek istemeyen TIR’lar, yardımları, caddeye bıraktı.

Vatandaşlarımızın, ihtiyaçlarından kısıp, depremzedeler için gönderdikleri ihtiyaç maddelerini taşıyan,

TIR’ları, boşaltmasını bile, becerememek,

İhtiyaç sahiplerine ulaştıramamak!

                8)Buradan, şu soruyu sormamız gerekiyor:

TÜRKİYE ,bölgemizde büyük bir savaşa tutuşsa; daha büyük felaketlerle karşılaşmış olsa;

Halimiz, nice olur?

SONUÇTA bir iktidar değişikliği ile toparlanmamız gerekiyor.

                9)AMA ARTIK! mızrak çuvalda gizlenemiyor gibi bir zamandayız. Bu konuda şunları söyleyebiliriz.

Depremin yaşandığı, 11 ilimizde, depremzedelerin bir kısmı;

Başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere, yakınları neredeyse; oralara girmeye başladılar.

Gittikleri her yerde, yaşadıkları zorlukları, sorunları anlatmışlardır.

Yalnız ve yardımsız bırakıldıklarını, çaresizliklerini anlatacaklar.

                Bu gibi sözler, beyanlar;

Depremzedelerin gittikleri, kaldıkları yerlerdeki insanları;

Mutlaka olumsuz etkileyecek. Bu da Cumhur ittifaki için, oy kaybı demektir.

                Böylece,yandaş televizyonların, çarpıtılan deprem haberleri ile

 Sayın ERDOĞAN’ın,

Şunu yaptık, bunu yaptık gibi tozpembe söylemleri de, fazla işe yaramayacak,

Oylar, gerilemeye devam edecek.

                10)Buradaki, 2 Gazetede, yer alan, depremle ilgili haberler;

Depremin yaşandığı  tarihten, 17 gün sonraki durum da bile!.

İyi giden bir şey var mı? yok!

                Sanki Türkiye’yi, 21 Yıldan beri Muhalefet Partileri idare ediyor da,

Sayın ERDOĞAN;

Muhalefet Partilerinin eleştirilerine kızıyor,

Depremzedelerin;

Kızılay nerede, Devlet nerede?, çadır yok, donuyoruz! gibi şikâyetleri;

Muhalif Televizyon Kanallarının, Muhalif Gazetelerin, sahadaki muhabirlerinin;

Televizyonlarına ve Gazetelerine aktardığı gerçek bilgilerin ulaşmasına,

Engel olunduğunu gördük.

Bu gibi gerçekleri, örtme, bastırma çabalarına ne diyeceğiz?

Felakette bile siyasi çıkar düşünmek!

                Bu gibi konuları yazan Yazarları, ekrana taşıyan Televizyoncuları,

Kanaat önderlerini,

 Muhalif Gazeteleri, hedef haline getirmek,

Doğru şeyler mi bunlar? Elbette değil!

                11)EĞER Muhalefet Partilerinin ve Halkımızın desteği olmasa;

Çok daha fazla insan hayatını kaybederdi. Aç ve susuz kalırdı!

BİZDE SORUYORUZ:

Devletimiz zor bir anda, niye Halkımızın yanın da değil!

                Bu 2 Gazetede, vurgulanan eksiklikleri, yetersiz kalmayı,

Bizler zaten, depremin olduğu 6 Şubat gecesinden beri, çıkan muhalif Gazete ve Televizyonlarda okuyorduk ve izliyorduk.

HALK TV’de Ayşenur Arslan’ın programında;

HALK TV’nin sahadaki Muhabiri Ferit DEMİR’i, deprem haberlerini verirken;

Korna çalarak gelen bir taksiden inen ve elinde çekiç bulunan bir trol’ün;

Devlet burada, diye tehdit ettiğini,

Sonrasında bu saldırganı engellemeye çalışan, bir kişiye de tekme atarak, uzaklaştığını gördük.

 Bunlar, kendiliğinden olan şeyler mi?

Durum bu işte!

                12)Bu gibi yaklaşımlar ile

Muhalif Kanalların, Muhalefet Partilerinin, doğru haber vermeleri, engellenmek istendiğini görüyoruz ve anlıyoruz.

                BU ÖRNEKLER;

Cumhur İttifakı’nın seçimi kaybetmemek adına;

Neler yapabileceğinin, çok önemli işaretleridir. Sorun da, burada zaten!

                13/6)27 Şubat 2023Pazartesi CUMHURİYET

 


DEPREMZEDE GÜNLERDİR ÇADIR BEKLİYOR, KIZILAY PARA KAZANMA DERDİNDE

                                                         CİHATÇIYA VAR

                                                          YURTTAŞA YOK

                ,ŞİMDİ BU ÖN  BİLGİLER VE TESPİTLERDEN SONRA,

Deprem gününden başlayarak, konuya giriyoruz.

                13)6 Şubat 2023’te gece saat 04 17’de Kahraman Maraş-Pazarcık merkezli deprem vesilesi ile

Milletimize, baş sağlığı, hayatını kaybedenlere Tanrıdan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum

Depremin yaşandığı günden itibaren, her konuda olduğu gibi zaman akıp, gidiyor.

Sorumlular hakkında elbette, bir şeyler yapılmalı.

Yaşananları, elbette unutamayız. Ama bir an için acıları, kalbimizin derinliklerine gömüp,

Sorunları çözmek adına;

Acıları, içimize gömüp,yeniden hayata tutunmamız, bir şeyler yapmamız gerekiyor.

                14)Yıkılan binaların, evlerin altında;sadece insanlar kalmadı. Bazılarının altında;

İnsanlarımız ile birlikte, özellikle köylerimizde, kasabalarımız da,

Hayvancılıkla, ziraatla uğraşan vatandaşlarımızın, hayvanları, traktörleri,

Tarım ürünleri, tohum olarak sakladıkları,

Ya da örneğin Kahraman Maraş’ta, biber üretimi ile de uğraşıldığından;

Hayvanları ve tarım ürünleri ile haralarda sakladıkları, kırmızı biberler de,

Göçük altında kaldı.

                Bu  gibi sebeplerle,  pul biber fiyatları da şimdiden artı.

Artışlar, et ve et ürünlerinde, süt ve süt ürünlerinde,sera ürünlerinde de artışlara neden olduğunu, şimdiden görüyoruz.Daha da göreceğiz.

Son günlerde, zincir marketlerde, 30 TL’ye hıyar, 32 TL’ye domates etiketlerini, görüyoruz.

2023’ÜN, çok zor geçeceği anlaşılıyor.

Et fiyatlarının 300 TL’ye çıkabileceğine, vurgu yapılıyor.

                Yanlış tarım ve hayvancılık politikaları ile zaten her konu da dışa bağımlı hale geldiğimizden,

Üretici dahil herkes şikâyetçi idi. Şimdi buna birde, deprem felaketi ve iktidarın beceriksizliği, eklenince; ;

Fiyat artışlarına yetişemez olduk. Daha da zorlanacağız

                15)Deprem felaketinin yaşandığı iller, Kahraman Maraş, Gaziantep, Malatya, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Adana ve diğer yerler;

Hem sanayi, hem de tarımsal faaliyetlerin olduğu, yaşandığı yerler.Nüfusları da 13,5 Milyon kadar.

 

                16)EĞER, AFAD, kurtarma için kritik bir zaman olan, ilk 6 saatte, kurtarma faaliyetlerine etkili bir şekilde başlayabilseydi,

AFAD ve KIZILAY’ın çadırları, deprem bölgelerinde olsaydı, Konteynerler olsaydı;

Hem böylesi, can ve mal kaybı olmazdı.

Çadır kentler, Konteynır kentler kurulsaydı,

Göçük altından çıkarılan insanlar ve hayvanlar; çadır ve konteynırlarda kalabilselerdi;

Böylesi can ve mal kayıpları yaşanmazdı.

                Göçük altından çıkanlar ile tarım ve hayvancılıkla geçinenler de,

Çaresizlik içinde, bulunduğu yerlerden ayrılmak zorunda kalmazlardı.

Üretim azlığı ve devamında pahalılıkta, böyle olmazdı

                17)Deprem nedeniyle hayatını kaybedenler, yaralananlar olduğu gibi

Enkaz altında kalan,ya da ölen hayvanlar, traktörler ve başka malzemeler nedeniyle;

Bu yıl, tarımsal ve hayvansal ürünlerde,sanayi ürünleri de dahil;

Bütün ihtiyaç maddelerinin temininde sorunlar yaşayacağımız da ortada!

Seçim dönemine de girdiğimiz bir zamanda,

Cumhuriyetimizin, 100.Yılına girdiğimiz,2023’te hayli zorlanacağımızda belli!

                Bu nedenle yaşananlardan,başımıza gelenlerden, Aklın ve Bilimin ışığında,

İyi bir Vatandaş olmanın bilinci ve gereği çerçevesinde;

Herkesin bir şeyler yapması, olumlu katkılar koyması gerekiyor.

Bu gibi konularda da bir şeyler söylemek ve yazmak gerekiyor.

                18)Şu anda tarih 19 Şubat 2023 Pazar. Depremden bu yana, aradan 13 gün geçti ama

Daha enkazın altında çıkarılması gereken, cesetler var. Deprem enkazının da, temizlenmesi gerekiyor.

Yıkılan binaların altında, ölen ya da kurtulan vatandaşlarımızın, kıymetli eşyaları, önemli hatıraları vardır. Bu noktada yağmacılara, talancılara da meydan vermemek gerekiyor.

Cesetlerin bozunmaya, kokmaya başlaması, kolera ve başka bulaşıcı hastalıkların, çıkmasına da sebep olabilir.

                19)Eğer AFAT’ın, her kademedeki görevlileri;

Bu görevleri ile ilgili olarak, liyakat sahibi insanlardan oluşsaydı;

Deprem felaketlerinde, kritik zaman olan. İlk 6 saatte, kurtarma yerinde olmuş olsalardı;

Bu kadar çok sayıda insan, göçük altında, can vermezdi.

Bu noktada şu ata  sözümüzü hatırlatmak isterim:

AT, Süvarisine Göre Kişnermiş!

Ben bu gün AKP ile gelinen noktada, sözün bittiği yerde olduğumuzu,

Düşünüyorum.

                Bu gün gelinen noktada bilerek, ya da bilmeyerek olsun;

Böylesine büyük can ve mal kaybı yaşanmasında,

Her kademedeki AKP Yöneticilerinin, kusurları vardır..

BU NEDENLE sorumluluk Makamında olanların, istifa etmeleri gerekir ama

Kimsenin,  böylesi bir niyeti yok!

                20) 21 Şubat 2023, deprem felaketinin yaşandığı günden bu yana, aradan 15 gün geçmiş ama

Daha enkazın altında olanların, bulunduğu söyleniyor. Bu kabul edilemez!

İnsanlara çatır bile verilemedi.Kızılay ortada yok!

                21) Gelecek adına beni umutlandıran, daha da ötesi gururlandıran olay şudur:

Biz Türk Milleti olarak;

Hangi görüşten olursa olsun; zor zamanlarda, her görüşteki vatandaşlarımızın,

Deprem, sel felaketi, savaş gibi konularda;

Dini inançları, siyasi düşünceleri ne olursa olsun;

Bu farklılıkları unutup,

Bir araya gelmesini, ana konuya odaklanmasını da,

Çok önemsiyorum.

                Bu ekonomik krizde, bu yoklukta, asil Milletimiz;

Elinde avucunda ne varsa;

Depremzedelere göndermek için, TIR’lar dolusu, yiyecek, içecek olmak üzere, her türlü ihtiyaç maddesi gönderdi.

Elinde avucunda ne varsa, parasal yardım da da bulundu.

Halkımızın böylesine, kadirşinas ve yardım sever olması;

ATATÜRK döneminde olduğu gibi bu gün burada,

Bizler ide gururlandırdı. Gelecek adına da umutlandırdı.

Teşekkürler Türkiye, teşekkürler Halkımız!

                22)19 Şubat 2023 Pazar günü, HALK TV’de, Kahraman Maraş Milletvekili Ali ÖZTUNÇ söyledi.

Ve dedi ki, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin gönderdiği ekip, çok yararlı işler yaptı. Çok can kurtardı.

Ama birde şunu söyledi:

Sanırım, ilave kurtarma ekiplerini kastediyordu ama bunların,

AFAD tarafından uçaktan indirildiğini söyledi.

                Buna benzer başka yerlerde, başka kişiler tarafından;

Başka şekillerde kurtarma faaliyetleri için gelenlere, AFAD yetkililerinin engel çıkardığı gibi şikayetler, yakınmalar duyduk.

AFAD elemanlarının tecrübesiz ve işin ehli olmamalarına karşın;

Birde iş yapanlara, yapacak olanlara, engel oldukları da ortada ise?

Buna ne diyeceğiz, buradan, nasıl bir sonuç çıkaracağız?

                23)AFAD YETKİLİLERİNİN,hep eş-dost gibi iktıdarı eklinde bulunduranların;

Yakınları oldugu, isimleri ile beraber,

Gazetelere yansıdı.Bu nedenle, hem işin ehli olmadıkları,

Hem iktidara ve hem de kendilerini, bu görevlere getirenlere, siyasi çıkar sağlamak adına,

Talimatla hareket ettikleri, ya da yetersiz kaldıkları, anlaşılıyor.

                23)İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU;

Ekibi ile Kahraman Maraş’a gittiğinde;

AKP Kahraman Maraş Milletvekili, Ekrem İMAMOĞLU’na, İngiliz casusu, burada ne işin var diye çıkışıyor. Buna ne diyeceğiz?

Casuslukla bunun ne ilişkisi var?

İnsanlarımız, deprem altında, can mı versinler, yani?

                24)Bu deprem vesilesi ile gördüğümüz, yaşadığımız, bu gibi başka örnekleri,

Gelecek kuşaklara ders olsun diye,

Yaşananları, bütün yönleri ile kayıt altına almak gerekiyor.

Bu gibi konularda, Yazar arkadaşlarımıza da, büyük görevler düşüyor.

                Sönen umutları, hayalleri, önemli anıları yazarak, kayda geçirmeleri gerekiyor.

İyi ya da kötü yapılan işlerde kayıt altına alınmalı.

Bu gibi konularda, herkese, görev düşüyor.

                25) AMA HALKIMIZIN, özellikle yaptığı parasal yardımların, toplamda Milyarların;

İktidar tarafından, çarçur edileceği, başka işlerde kullanılacağı endişesi var.

                AFAD yetkililerinin, sadece can kurtarmada değil, yardım TIR’larının boşaltılmasında, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında da sınıfta kaldığını gördük.

Hatta sırada ne kadar beklediğini bilmiyoruz ama

Bir TIR şoförünün, yardım malzemelerini, bir yere boşaltıp, gittiği haberlerini de gördük.

SONUÇTA AKP’nin kartondan kale gibi zayıf ve yetersiz olduğunu gördük ve anladık.

                26)1999 Marmara Depreminden bu güne kadar, önce deprem vergisi, sormasında özel iletişim vergisi, olarak toplanan paraların, 38, 4 Milyar Dolar olduğu söyleniyor.

Nerede bu paralar?

                27)6’LI Masa’nın, yeni adıyla Millet İktifakı’nın başarılı olması için;

Başta CHP’nin, konusunda uzman kişileri, seçim dönemine de girdiğimiz bir zamanda;

Kadrosuna dahil etmeli, bu gibilerin;

Milletvekili olarak, Meclis’e girmelerine de öncülük etmelidir. Başka türlü, içine düştüğümüz zor durumdan, nasıl, kurtulabiliriz?

                28)Ben burada bu deprem felaketinin,

21 Yıldan beri, Türkiye’yi idare etmekte olan AKP iktidarı ve onun fiili lideri, Cumhurbaşkanı ve AKP’nin de Genel Başkanı Sayın ERDOĞAN’ın, siyasi hesaplarını,

Altüst ettiğini düşünüyorum.

                Seçim dönemine girdiğimiz bir zamanda, yaşanan bu deprem felaketinin;

AKP iktidarı açısından, mutlaka bir götürüsü olacaktır.Bu seçimle Türkiye;

Başka bir Türkiye olacaktır.

                7)-MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN!
DEPREMLE YIKILDIK, SORUMLULAR NEREDE?
                14/7)7 Şubat 2023 Salı CUMHURİYET

 


KAHRAMAN MARAŞ MERKEZLİ DEPREMLER, TÜRKİYE’Yİ YIKTI

 YÜZ YILIN FELAKETİ

YİTİRDİKLERİMİZE AĞLILIYORUZ

Kahraman Maraş merkezli, 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem,11 ilde yıkıcı etkiye neden oldu.

En az 2 bin 316 kişi yaşamını yitirdi. Binlerce yurttaş, enkaz altında kaldı. Türkiye yaraları sarmak için, seferber oldu. Kurtulanlar ise, ilk gece, soğuk ve açlıkla da mücadele etti.

                24 YILDA DERS ÇIKARILMADI.

7,7’Lik deprem, 1939’da meydana gelen 7,9’luk Erzincan faciasından sonraki, en büyük sarsıntı olarak, kayıtlara geçti. Kahraman Maraş depremi,1999 Marmara depremi sonrası, en büyük deprem oldu.

                16 ÜLKEDE HİSSEDİLDİ.

Gaziantep-İslahiye, 6,5,Gaziantep-Nurdağı 6,6,Kahraman Maraş-Pazarcık 7,7

HASTANELER ÇÖKTÜ, OTOYOLLAR YARILDI.

KÂR HIRSI, YIKIMI BÜYÜTTÜ.

                15/7)7 Şubat 2023 Salı SÖZCÜ

 


ENKAZ ALTINDAKİ DEPREMZEDELERİN YARDIM ÇIĞLIĞI KURTARIN
KAHRAMAN MARAŞ MERKEZLİ,2 BÜYÜK DEPREM PEŞ PEŞE GELDİ
10 ŞEHİRDE BİNALAR YIKILDI. MISIR’DA BİLE HİSSEDİLEN DEPREM,
TÜRKİYE’Yİ YASA BOĞDU

                17/7)9 Şubat 2023 Perşembe CUMHURİYET

 


İKTİDAR, NERECESİNİZ? DİYE FERYAT EDEN YURTTAŞIN SESİNİ KISTI.
                                         VİCDANSIZ KARARTMA
                                     YARDIM AĞINI ÇÖKERTTİLER

Enkaz altında kalan iktidar,depremzedelerin yardım çağrısı yaptığı twitter ve TikTok’a kısıtlama getirdi..RTÜK, depremleri haberleştiren kanalları, tehdit etti;gazetecilerin, deprem bölgesine girmesi yasaklandı

                SOSYAL medyanın kısıtlanması, afetzedeler için el ele veren hayırseverleri engelledi. Yardım organizasyonları yarım kaldı. Muhalefet; bir saniye bile hayat demek, böylesi vicdansızlık görülmedi, tepkisini gösterdi.

                İMAM VATANDAŞLAR;
AFAD’DA LİYAKAT’AFET DÜZEYİNDE

Zamanında kararlılık ve yeterlilikle mücadele edilmediği; depremzede yurttaşlarca sıkça dile getirilen AFAD’IN üst yönetiminin;

LİYÂKATTAN uzak, yandaş bir kadro ile yönetildiği ortaya çıktı

                17/7)9 Şubat 2023 Perşembe KARAR

 


1999’’DAN 24 YIL SONRA, YİNE AYNI ÇIĞLIK; NEREDE BU DEVLET?

Yüzyılın felaketini yaşayan, Türkiye’de depremden üç gün sonra, insanların hâlâ;

Yıkılan binaların başında yardım beklemesi;

1999’Dan 24 ıl sonra bile

Devletin bir eylem planı olmadığını gösterdi. Arama kurtarma için;

Kritik önemdeki ilk 6 saatte, harekete geçilmedi. Askeri birlikler, tecrübeli madenciler;

Ancak 40 saat sonra, bölgeye gönderildi.

Yurt dışından yardıma gelen ekipler; havaalanında bekletildi.

Dördüncü güne girilirken; henüz girilemeyen yerler olması,85 Milyonu kahretti.

Kıssadan Hisse ile bu deprem konusunda, ne söylenebilir?

                1)Ben Kahraman Maraşlıyım. Ateş düştüğü yeri yakarmış derler. Bu noktada ben; depremde can kaybının niye çok olduğu konusunda;

İlk 6 saatte müdahale edilememesin, can kaybının artmasında;

Ne kadar yıkıcı olduğunu;

Kendi ailemden bir örnekle anlatmak istiyorum,

                Kahraman Maraş’ta şiddetli bir deprem olduğunu; HALK TV’de;

İsmail Kücükkaya’nın sabah programın da öğrendik. O gün öyle geçti.AFAD’ın kurtarma ekibinin,;

3.Günde geldiklerini biliyorum.3.Günde de geç geldikleri, anlaşılıyor.

 Akşam olunca da, elektrikler kesik olduğu için, ekip, çekip gitmiş!

Zaten ölümlerin nçoğunun, 1.günde yaşandığı, anlaşılıyor

                Şiddetli depremle sarsılıp, yerle bir olan bina da oturan,

Benim küçüğüm emekli öğretmen kız kardeşim ile yine kendisi gibi öğretmen olan 2 kızı ile

Küçük olanın 5 yaşındaki kızı.

Birde o gün orada, ablasına misafirliğe giden, benim küçük kız kardeşim,

Toplamda 5 kişi enkazın altında, hayatını kaybediyor.

                Burada, herkesin uykuda olduğu, gece 04 17’de meydana gelen depremde hayatını kaybeden,

 5Canın,ayrı bir hikâyesi var.

Yeğenim olan  2 kız öğretmenden biri, resim öğretmen,, diğeri müzik öğretmeni, Türk Sanat Müziği tutkunu ve tiyatro meraklısı idi.Yıllar öncesinde, benim tasarladığım,UZAY YOLCULARI CAN DERDİNDE, adlı çok ilginç bir sanatsal konuyu sahneye koymak için;

Benden senaryoyu, yazmamı istiyordu .Ama kısmet olmadı

ANİ ÖLÜMLER VE DEPREM, en çok sevdiklerini, bir anda alıp, götürüyor işte!

              2)BİLİM Adamlarının uyarılarını, dinleyen yok.

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci GÖRÜR;2022’de, Kahraman Maraş’ta bir deprem olacağı uyarısında bulunmuş.

Aradan 1 yıl geçmeden, deprem oluyor

Birde aynı şekilde İYİ PARTİ Kahraman Maraş İl Baskanı, yakın zamana kadar, burada deprem olacağı uyarısında bulunmuş ama

Dinleyen olmamış!

                3)Türkiye Tek Adam Yönetimine geçtikten sonra,

Bütün yetkiler AFAD’da toplanıyor.

AFAD’da müdahale için, Tepe’ dekinin ağzına bakıyor.

Bu nedenle, depremzedelere yardıma yetişmekte geç kalınıyor. Yardımlar ulaşmıyor

Buna bağlı olarak, yaşanan sorunları, tahmin edebilirsiniz.

                4)AKP ÖNCESİNDE,Türk Silahlı kuvvetleri; insan gücü ve teknik imkânlarıyla,

Kimseden emir beklemeden;

Nerede deprem varsa, oraya yardıma koşardı. Sonrasında da yetkililere bilgi verirdi

                5)ÖRNEĞİN, Televizyonlarda izledik:

ZONGULDAK Milletvekili Deniz Yavuz Yılmaz;

Kömür ocaklarında çalışan madencilerin, hayatlarının büyük bir kısmı hep, yeraltında geçtiği ve buna benzer kazalarla çok karşılaştıklarından;

En iyi depremzede kurtarıcısı olduklarını söyledi ama sen akıla bak ki;

Madencileri otobüslerle gönderiyorlar. Otobüsle 15 saatlik yol.Bu kadar uzun zamanda, ne kadar insan ölür.Silahlı Kuvvetlerin elindeki helikopter ve ucaklardan yararlanılabileceğini söylediler

Ama Tepedekinden emir gerekiyormuş!

Ölen ölür, kalan sağlar, bizimdir  yöntemi

                6)Yemek yok, içecek su yok, elektrik yok…

Görevliler ne iş yapıyor, ne işe yarıyorsa!?...

BU NEDENLE Türkiye’de bir iktidar değişikliği gerekiyor.

                7)BABİL KRALI HAMURABİ’NİN YAPI GÜVENLİĞİ

 LİNKEDİN-Yasin ENGİN:Civil Engineer,M.Sc

28 Şubat 2015’te yayınlandı

BABİL KRALI HAMURABİ; Milâttan Önce 1728-1686


  •             Bir inşaatçı herhangi bir kişi için bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse, inşaatı yapan öldürülür.
  • Eğer bina, ev sahibinin oğlunu öldürürse inşaatı yapanın da oğlu öldürülür.
  • Yıkılan bina, sahibinin kölesini öldürürse; inşaatçı evin sahibine köle için ödeme yapar.
  • Binanın bir kısmı harap olursa, harap olan kısmın tümünü inşaatçı tazmin eder ve yıkılan binayı düzgün bir şekilde tekrar inşa eder.
  • Bir kişi başkası için bina yapıyorsa (bina henüz tamamlanmamış bile olsa) ve duvarı yıkılmışsa inşaatı yapan kişi kendi imkanlarıyla duvarı daha sağlam hale

 Günümüzde yaşanan Kahraman Maraş merkezli deprem sonucunda, sizler adına ne derseniz deyin;

4000 Yıl önce, binaları yapan ustanın,binada oturanlara, bilerek, ya da bilmeyerek, verdiği zarara karşılık,

Ölüme kadar varan, cezalar veriliyor.

            Bu gün, günümüz iktidarında, binalara yapım ruhsatı veren, her aşamadaki yetkililere,

Nasıl oluyorsa ceza verilmiyor.

            8)Türker Ertürk’e göre, dünyanın her yerinde asker doğal afetlerde rol oynarken, TSK’nın imkan kabiliyetlerinin yok edilmesinin sonuçları yaşanıyor. Sahra hastaneleri kurulamamasına dikkat çeken Ertürk, “Emin olun EMASYA ve DAFYAR planları olsaydı, bunlar olmazdı” dedi. Ertürk, dünyada AFAD gibi teşkilatların başındaki eğitimli isimlere dikkat çekti.

            9)Sinan AcartürkTÜRK UYGARLIKLARI

  · 

Mimar Sinan, Kanunî Sultan Süleyman'a kıyamete kadar ayakta kalacak bir cami

vadetti, üstelik depremleriyle ünlü bir şehirde.

Mimar Sinan'ın Kalfalık Eserim dediği Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1557 yılları arasında İstanbul'da inşa edilen bir camidir.

WebTekno'da yayınlanan bir içerikte Mimar Sinan'ın eserlerindeki sağlamlığın ilk şartı: "Doğru zemin, doğru temel"di. Süleymaniye devasa boyutlarına rağmen yapılışının üzerinden geçen 5 asırda 4 kez restore edildi.

• Mimar Sinan ilk iş olarak 150 metreye 70 metre ebadında, 6 metre derinliğinde bir temel çukuru kazdırdı. (100.000 tondan fazla toprağın hafriyatı ve geçici iskan duvarlarının kurulması 1,5 yıl sürdü.)

• Sinan önce yüzeydeki toprak tabakasını kaldırdı ve kayalara yaklaştı. (Süleymaniye zemininin en yukarısında 5-6 mt. kalınlığında kumlu toprak tabakası, altında yüzeye yaklaşan grovak kayalıklar mevcuttur.)

• Daha sonra 30.000'e yakın kazık çaktırarak

bu kazıkların üzerine tonlarca ağırlıkta bloklar koydurdu ve 2 yılı aşkın bir süre bekledi. (Böylece zeminin daha iyi sıkışmasını ve yük taşır hale gelmesini sağladı.)

• İlk olarak zemini 20 cm'lik bir harç tabakasıyla kapladı ve üzerine ahşap ızgaralar yerleştirdi.

• Bunun üzerine kesme taş ve kayalardan oluşan zemin duvarını ördü.

• Temel katlarını kademeli olarak daralttı ve piramit şeklinde inşa etmeye başladı. Bu basamaklı temel, sallantı anında binaya hacıyatmaz gibi davranma kabiliyeti veriyordu. (Böylece yapı, depremlere karşı ilk direncini temelden gösteriyordu.)

Binanın temelinin kendi başına güçlü olması yeterli değildir, kuru da kalması gerekir. (Mimar Sinan'ın buna da bir çözümü vardı.)

• Binanın, zemin suyundan yalıtımını sağlamak için, suların havalandırma kanallarına toplanarak buradan Haliç'e tahliyesini sağladı. (370 mt. uzaklıktaki Haliç'e uzanan bu drenaj hattı, yüzyıllar sonra bile binanın temelinin kuru kalmasını sağlıyor.)

• Süleymaniye'nin çevresinde tam yerleri bilinmeyen çok sayıda hava kanalıyla bu kanallar besleniyor ve iklimlendirmeyi de sağlıyor.

(Peki yapının altındaki bu çok sayıdaki boşluk, temeli zayıflatmış olmuyor mu?) Aksine, temele ulaşacak suları kestiği için taşıyıcı sistemi daha güçlü kılacak bir yapıya dönüştürüyor.

Klasik Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde yapıların temel dolgu malzemesi Horasan harcıdır. Bu, Mısır piramitlerinden beri kullanılmakta olan bir karışımdır. Baskı altında sertleşir, sallantıda esner. Mimar Sinan da Horasan harcını kullandı. (Fakat içeriğini değiştirerek.)

• Minarelerdeki klasik taş örgüsünü bir adım öteye götüren Mimar Sinan, taşların birleşen yüzeylerine delikler açıp buralara tel monte etti. Bu telleri kurşunla doldurarak sabitledi. Bu, binaya elastiklik kabiliyeti kazandırdı. (Yani bugün Japonya'da kullanılan elastik eklem teknolojisi 500 yıl önce Süleymaniye'de kullanıldı.)

• Süleymaniye'nin minareleri hiçbir yapıda görülmeyecek bir esnekliğe sahiptir. Yumurta akıyla dikilmiş minareleri günümüz gökdelenleriyle yarışır düzeydedir. (Sarsıntı şokunu emen hareketli eklemleri sayesinde bina 8 şiddetinde depreme bile dayanabilir.)

• Mimar Sinan, yıllar sonra bile sağlamlığını kontrol edebilmek için Süleymaniye Camii'nde "TERAZİ TAŞLARINI" kullanmıştır. (Osmanlı mimarisinde cami köşelerine yerleştirilen terazi taşlarının dönmemesi demek, binanın onarıma ihtiyacı olduğu anlamına gelir.)

Derleyen Sinan Acartürk

Kaynak: "Mimar Sinan'ın eserlerinin sağlam olmasının en büyük sırrı! Depremlere karşı meydan okuyor. 09.02.2023" (Maynet)

Görsel: "Mimar Ali Saim Ülgen tarafından çizilen Süleymaniye Camii Rölövesi"

(malumatfuruş)

            10)YUKARIDA,Mimar Sinan ve Süleymaniye Camisi örneğinde de görüldüğü üzere, istendiğinde;

Günümüzde de, depreme dayanıklı binalar yapmak mümkün. Örneğin Japonya’da bir deprem ülkesi ve Türkiye’dekilerden, daha şiddetli depremlerin yaşandığı bir ülke ama orada binalar, depreme dayanıklı yapılıyor.Bu yüzden de bizdeki gibi

Bir yıkım yaşanmıyor.

DOLAYISIYLA bu gibi işler, her şeyden önce, bir ahlak meselesi!

Bunun Dinle ve nİmanla da, fazla bir ilgisi yok.

            11)DEPREMDEN SONRA bu yerleri, birde sel felaketi vurdu, mağduriyet;

Darada arttı.

            15/7)18 Mart 2023 Cumartesi CUMHURİYET

 


 

Olüm kavşağını yapan şirkete, uluslararası suçlama

        SEL SULARIYLA GELEN SKANDAL

Kavşak, 3 ay önce açıldı.İlk sağanakta, su doldu.Çamur hâlâ emizlenemedi

BU PROJEYE KİM ONAY VERDİ?

            İyi Partili Fakıbaba, 2012’de Şanlı Urfa Bellediye Başkanıyken kavşak çalışması başlattı.

Dönemin Bakanları, projeyi maliyetli buldu. Başka bir proje hazırlattı.Ortaya, Abide Kavşağı çıktı.

Fakıbaba, kimler, bu imara, onay verdi? Dedi.

            FELAKETİN SMGESİ OLDU

Şanlı Urfa’da tedbirsizlik,sele dönüştü.8 Kişinin can verdiği, ABİDE KÖPRÜLÜ KAVŞAĞI,

Felaketin simgesi oldu.Ölüm geçidinin üst yollarını;

104 Milyon TL’ye,Gürbağ Gruba ait, Ohitan adlı firma yaptı.Şirket Kamudan ihale alırken;

Yurt dışındaki işlerini, referans gösterdi.Tartışmada böyle başladı.

            YASAK GETİRİLSİN BAŞVURUSU

Firmanın Irak’ta,322,9 Milyon Dolar’a, tünel yaptığına ilişkin haberlerinb de sahte olduğu,iddia edildi

Dışişleri Bakanlığı araştırdı.Irak’a yerinde tespit için, heyette gönderildi ama aranan tünel, bulunamadı.

Firmaya ihale yasağı getirilmesi için, suç duyurusunda, bulunuldu.

            İHALE YİNE TANIDIĞA

Uzmanların uyarılara karşın, iktidar;

Deprem bölgesindeki ihalelerine devam etti.

Gaziantep’de 571 konutluk,projenin yapım işi, AKP’ye yakın, bir şirkete verildi.

Yine Gaziantep’te, 464 konut yapım ihalesini;

Eski Bakan Erdoğan BAYRTAKTAR’ın, akrabası aldı.

            12)EĞER 6’LI MASA, özellikle de CHP, bana destek verirse;

Benim buluşum olan, Yağmur Tutma Projeleri ile bütün betonlaşmaya rağmen;

Yaşanan sellerdeki can ve mal kaybını,

Türkiye genelinde önleyeceğımi söylüyorum.Daha fazlası için, Google’den;

Ahmet Yalvaç-Türkiye’nin Enerji Sorunu ile Yağmur Tutma Projeleri ve Bir Televizyon Programı Önerisi,yazıp,

Bu başlıklı Makaleye, bir göz atmanız gerekiyor.

Eğer Milletvekili olmak kısmet olursa;

Bu gibi Projelerin hayata geçirilmesi noktasın da,

Daha etkili olurum!

            18 Canımızı yitirdiğimiz, sel felaketi için; Toprak suya kavuştu diyen Kirişçiye tepki

          TOPRAK CANA DOYDU

Tarım Bakanı Vahit KİRİŞÇİ,sel felakjetine ilişkin, canımızı aldı ama toprak suya kavuştu. Dedi,Bu sözler, büyük tepki çekti

İYİ PARTİLİ, Turhan ÇÖMEZ; AKP’nin insan hayatına verdği değerin özetidir dedi

İktidarın rant kültürünün, ağır faturasını  ödüyoruz., tepkisini gösterdi…

            8-YAŞANANLARDAN, KENDİMİZE DERSLER ÇIKARTIP;
CİDDİ BİR ŞEKİLDE, SLKINMEMİZ GEREKİYOR

            1)21 Yıllık AKP döneminde Halkımız şu gerçeği öğrendi;

İnsanları bir süre, din ve iman söylemleri ile şunu yapacağız, bunu yapacağız gibi nabza göre şerbet vererek,

Bir süre onları kandırıp, oylarını alabilirsiniz ama deprem ve sel felaketleri ile

İktidarın, ne kadar boş ve beceriksiz olduğunu gördü,

Buna birde, tarım ürünlerinde bile dışa bağımlı hale gelindiği,

Geçim derdi ve artan pahalılık nedeniyle, perişanlık ve geriye gidiş, her alanda,

Giderek artıyor.Bıçak, kemiğe dayandı derlerya!

Bundan sonrasında,AKP’nin çapaları, bir işe yaramaz

İBRE ARTIK,muhalefetten yana!

            2)BU NEDENLE,Muhalefet ittifakı’nin, konusunda Uzman ve yetenekli kişileri, Milletvekili olarak, Meclis’e taşıması lazım.

Makaleyi,benim buluşum olan Yağmur Tutma projeleri  ve bu Projelerin sağlayacağı faydalardan, biraz bahsedeek, bitirmek istiyorum.

Google’den;

Ahmet Yalvaç-Türkiye’nin Enerji Sorunu ile Yağmur Tutma Projeleri ve Bir Televizyon Proğramı  Önerisi,

Başlıklı Makaleye, bir göz atmanızı öneririm.Örneğin 11 Büyük Şehir de, Belediyelerinde işin ucundan tutması ile

Örneğin bu Projelere, yarin başlasak, 2.5-3 ay gibi kısa bir zamanda, binlerce daireye,

Yağmur suyu tesisatını Dire başı, muhtemelen, toplamda, 10-15 bin TL gibi bir masrafla,

Bu iş halledilebilir.

Bu süre içerisinde, binlerce Mühendise, Tekni,syene, ustaya, işçiye,iş imkanı,

Hidrofor, pompa, tesisat malzemesi üreten, sanayiciye, malzeme satan, bayiye, para akacak, sanayi canlanacak.

            Vatandaşlarımız, çamaşır ve bulaşık makinelerinde, yağmur suyu saf olduğundan,

Deterjan sarfiyatı azalacak,

Her 2 makine, yıkamayı, daha kısa zamanda yapacağından, elektrik faturaları azalacak,

Çamaşır ve bulaşık makinelerinde, banyo ve tuvalette, bedavaya yakın, yağpmur suyu kullanacaklarından,

Su faturaları, çok az gelecek

Türkiye’de sanayisini, kuracağımızdan, dünya ya, teknoloji ihrac edeceğiz,

Dolar ve Euro, kazanacağız.

Domates, biber, patlıcan satarak, dibe vuran ekonomiyi, düzeltemeyiz!

Dünyaya, geliştirilmiş, teknoloıji, ihraç edeceğiz

BU GİBİ teknolojik faaliyetler sonucunda, Millet ittifakına, oy akacak.

HALK TV-İsmail Küçükkaya-Bengi Çap Babaeker’in, bizlere, ekranlarını açmasını talep ediyorum.

4-5 Saatlik bir Televizyon Programına, ihtiyacımız var.Gazeteciler de bu Programda, bizlere, soru yöneltebilir.

             KONUŞMACI KADROSU:

Projelelerin mucidi ve ekibin başı olarak ben,

İşin parasal boyutu ve kredi temini gibi kolarda çözüm getirecek bir,

Bir iktisat Profesoru,

Bir Meteoroloji Profesörü,

Teknik malzeme üreten, büyük sanayicilerden biri olmak üzere,

Toplamda, 4 kişilik bir konuşmacı ekibi.

            BU PROGRAMDAN sonrada Elektrik, doğalgaz gibi Enerji sorunlarını, ele alacağız.

Meli-malı gibi kelimeleri, kullanmayacağız.

Şu sorunu, şöyle çözeceğiz diyeceğiz.

HEDEF! Dünya standartlarında,çözüm!

            SONUÇTA,Türkiye’nin Ekonomik ve Siyasi açıdan da çok zorda olduğu günümüzde,

Konusunda uzman bir kişi olarak, aklın be Bilimin ışığında;

Türkiye’ye ve Halkımıza, bir umut olmak, istiyorum

 Saygılarımla.6  Nisan 2023 Salı

                                                                                                 Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ

                                                                                             Enerji Uzmanı Gazeteci Yazar

a_yalvac@hotmail.com

https//ahmetyalvac1946blogspot.com





GAZETE MANŞETLERİ:

1/  )17 Mart 2023 Salı CUMHURİYET

2/ )17 Mart 2023 Salı SÖZCÜ

3/ )26 Ocak 2023 Perşembe CUMHURİYET

4/5)26 Ocak 2023 Perşembe SÖZCÜ

5/5)21 Mart 2023 Salı SÖZCÜ

6/5)24 Mart 2023 Cuma SÖZCÜ

7/5)26 Mart 2023 Pazar SÖZCÜ

8/5)31 Mart 2023 Cuma SÖZCÜ

9/5)28 Mart 2023 Pazar KARAR

10/5)28 Şubat 2023 Çarşamba CUMHURİYET

11/6)22 Şubat 2023 Çarşamba SÖZCÜ

12/6)13 Şubat 2023 Pazartesi SÖZCÜ

13/6)27 Şubat 2023 Pazartesi CUMHURİYET

14/7)7 Şubat 2023 Salı CUMHURİYET

15/7)7 Şubat 2023 Salı SÖZCÜ

16/7)9 Şubat 2023 Perşembe CUMHURİYET

17/7)9 Şubat 2023 Perşembe KARAR