DEMOKRAT PARTİ’DE KONGRE ÖNCESİNDE
BİLİNMESİ GEREKEN BAZI ÖNEMLİ HUSUSLAR…
Ahmet YALVAÇ
Demokrat
Parti Genel Merkez Yönetimi,2 Şubat 2014 Pazar günü kongre yapılmasına karar
verdi.
Kongre yeri; Ahmet Taner Kışlalı
Spor Salonu Balgat/Ankara
Detaylara girmeden önce, çok önemli
olduğu için, hemen söylemek istiyorum Genel Başkan Gültekin UYSAL ile partinin
yararına ve iyi niyetle yapılan bazı görüşmelerde, Genel Başkan’ın, kendisine
yapılan makul tekliflere ve işbirliğine yanaşmak istemediği anlaşılmaktadır. Bu
itibarla yapılacak bu kongrenin sadece bir formaliteyi yerine getirmek için
yapılmak istendiği sonucunu çıkarabiliriz
Bu
hususu şöyle izah etmek de mümkün
Bazı
gazeteler yazdı ve bazı televizyon kanalları da söyledi, bu itibarla çoğu
Demokrat Partili de duymuş olmalı; Demokrat Parti Yönetimi, sözde parasal
sorunu çözmek ve yerel seçimde olumlu neticeler alabilmek için, Parti’nin Genel
Merkez binası ile arsasının satılması için gazetelere ilan vermişti
Bu
satış ilanını duyduktan sonra, bir rapor dilekçe hazırlayıp, Genel Başkanlık
makamına vermiş, satış işleminin durdurulması, kongre tarihinin hemen
belirlenmesi için talepte bulunmuş ve cevap verilmesi konusunda 7 gün süre
tanımıştım
Ne
var ki bu süre içerisinde dilekçeye bir cevap verilmediği gibi arayan kimse de
olmadı
Bunun
üzerine İHTARNAME mahiyetinde bir dilekçe daha verdim,7 günlük bir süre daha
tanıdım Bu süre içinde de gereği yapılmaz ise, kendisi hakkında suç duyurusunda
bulunacağımı ifade ettim.Ve bilgi için,bu ihtarnamenin bir kopyasının Yargıtay-Cumhuriyet
Başsavcılığı ile,İçişleri Bakanlığı-Siyasi Partiler Masası’na vereceğimi de
ifade etmiştim
Bu
itibarla İHTARNEME dilekçesinin bir kopyaları bu gün adı geçen yerlerde
bulunmaktadır.
Bu
rapor dilekçeler daha sorma, Parlâmento Muhabirleri tarafından haber yapılmış, ayrıca
ben de mail, ya da faks ile çoğu partiliyi haberdar etmiştim
Sonrasında
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi ile, Kültür Bakanlığı, söz konusu bina ile arsasının
Turgut ÖZAL vakfına ait olduğunu belirterek, satış işleminin durdurulmasına karar
veriyor.Ve plan bu şekilde bozulmuş oldu
Bu
durumda sadece bir açık kapı kaldığı anlaşılıyor. Bu da şu:
Genel
Merkez binası ile Dışişleri Bakanlığı arasında kalan arsa, o zaman Genel Başkan
olan Sayın Namık Kemal Zeybek Heyeti tarafından partinin Hazine’ye olan
borçlarını ödemek maksadı ile Çaycı Doğuş Holding’e kat karşılığı ihale
edilmiş, acil para ihtiyacını karşılamak amacı ile de,% 50 lik hissenin, % 12
si yine Çaycı Doğuş’a satılarak, nakit alınmıştı.
Ne
var ki Gültekin UYSAL Yönetimi, yürüyen inşaatı durduruyor ve Doğuş durumu
mahkemeye intikal ettiriyor.
Eğer
inşaat devam ettirilmiş olsaydı, Mayıs 2013’de tamamlanacağı söyleniyordu
Böyle bir
durumda, Demokrat Parti’nin payına düşen katlardan dolayı, parasal bir
sıkıntısının da kalmayacağı ifade ediliyordu
Rapor
dilekçede bu gibi hususlara da değinmiştim
Böyle
bir durumun niye yaratıldığı, partinin bitme noktasına nasıl getirildiği ayrıca
araştırılmalıdır.
Neticede
tek açık kapı olarak, yarım kalan inşaat arsasının ancak eski müteahhit Çaycı Doğuş’a
geri verilebileceği durumu söz konusu olabiliyor.
Neticede,
şu anda satış işleminin bir şekilde yapılamadığı anlaşılıyor.
Yeni
kongre öncesinde, bu ortama nasıl gelindiği, devam etmekte olan inşaatın hangi
gerekçeler ile Çaycı Doğuş’tan geri alındığı, böyle bir iş ile,partinin parasal
kaybının ne kadar olduğu gibi
hususlarda,Parti Yönetimi gerekli açıklamaları yapmalı,soruları
cevaplandırmalıdır.
Bu husus
aydınlığa kavuşmadan Gültekin UYSAL Yönetimi aklanmamalıdır
Diğer
bir önemli konu da şu:
Bu
güne kadar ki yakınmalardan ve parti mallarının satılması ya da satılmak
istenmesinden anlaşılan husus; partinin siyasal faaliyetlerini yürütebilmek
için ,paraya ihtiyacı olduğudur.
Ayrıca
önümüzdeki milletvekili seçimlerine hazırlanabilmek ve partinin ufkunu
açabilmek için, ihtiyaç duyulan paranın temin edilmesi de lazım
Bu
itibarla kongrede, partiye gelir temin etmek açısından, yardım kampanyasının
başlatılması karar altına alınmalıdır
Para
toplanmasına kongre esnasında makbuz karşılığı, ya da kredi kartı üzerinden de
başlanabilir
Bu
noktada bankalar ile de görüşüp, hazırlık çalışması yapmak lazım
Ancak
toplanan paraların doğrudan Genel Merkez Yönetimi’ne teslim edilmesi de
düşünülemez
Harcama
yetkisi, kurulacak bir komisyon aracılığı ile yapılmalıdır.
Ödemelere
en acil olanlardan başlanılmalı, duruma göre pazarlık da yapılmalıdır
Yardım
kampanyasına sıradan partililerin yanında; Merkez Sağ Hükümetler döneminde
milletvekilliği, bakanlık yapmış, başbakanlık yapmış kişiler ile parti
sayesinde genel müdürlük, daire başkanlığı gibi önemli görevlerde bulunmuş
kişiler de özellikle katılmalıdır.
İhtiyaç
duyulan paranın bu şekilde temin edilmesi mümkün; Ancak bu yardımı yapanlar ile
yapacak olanlar, yönetim kadrolarında öncelikle bir umut,bir ışık, bir heyecan
görmek ister.
Bu
itibarla, öncelikle böyle bir kadronun olması, ya da oluşturulması lazım
ÖZET
VE SONUÇ
Ben
mevcut yönetim hakkında şu kanaatimi burada tekrar belirtmek istiyorum
Buraya
kadar çeşitli vesileler ile anlattığım, vurguladığım üzere, Sayın Gültekin
UYSAL Yönetimi, gösterdiği performans ve ortaya koyduğu yönetim şekli ile sınıfta
kalmıştır
Bu hususu
gördüğüm, yaşadığım şu örnekler ile de anlatmak mümkün.
Ben
ihtiyaç duyulan paranın bir yardım kampanyası ile de temin edilebileceğini,
Genel Merkez Yönetimi’ne yazdığım rapor dilekçede de değinmiştim ve ısrarla
sormuştum;peki kaç paraya ihtiyacınız var!?...
Bu
rapor dilekçe ve sonrasında verilen diğer yazılar, basında da yer aldıktan ve
aradan birazda zaman geçtikten sonra, birkaç defa Genel Merkez’e gittim Bu gibi
konularda bana bilgi verebilecek yöneticileri aradım; bana birileri sorunun ne
olduğunu anlatsın dedim. Ama ortada cevap verebilecek, muhatap alınabilecek
kimse yok
Yılbaşı’ndan
bir gün önce idi, Genel Sekreter’i sordum ve kendisi ile, bu gibi konularda
konuşmak istediğimi söyledim. Sekreter hanım, şu an burada yok, akşama Ankara
dışına çıkacak dedi. Bende aynen şöyle söyledim:
Sayın
Genel Sekretere geldiğimi söyleyin, durum acilmiş deyin. Sorunun ne olduğunu, kaç
paraya ihtiyaç olunduğunu öğrenmek istediğimi, beni telefonla da
arayabileceğini tembih ettim.
Bundan
sonrasında da, kaç defa Genel Merkez’e gittim ise de, maalesef yerinde yok
Şimdi
soruyorum; böyle bir yönetime kim inanır,kim para verir?...Şimdi çok önemli bir
konuya daha işaret etmek istiyorum
Verdiğim
bu örnekler ve karşılaştığım manzaradan sonra, Gültekjin UYSAL Yönetimi’nin
asıl amacının partiye gelir temin edip, parasal sorunları halletmek olmadığını
söyleyebiliriz
Şimdi
bu konuda da, sizlere bazı ipuçlarını vermek istiyorum.
Ben
Demokrar Parti Ankara Etimesgut İlçe Başkanlığı’nda aynı zamanda, Yönetim
Kurulu üyesiyim. 23 Ocak 2014 Perşembe günü İlçe’de, Ankara İl Teşkilatı’ndan
da gelenlerin katılımı ile, bir toplantı vardı.Toplantıda mevcut sorunların
tartışılması ile beraber,Etimesgut Belediye Başkan Adayı’da
tanıtılmıştı.Toplantının asıl amacının,bu olduğu da söylenebilir.
Konuşmalar
esnasında Ankara İl Başkanı, yazılı ve görsel basının Demokrat Parti’ye gerekli
ilgiyi göstermediğinden hareketle, özellikle bir televizyon kanalı için şöyle
bir laf etti.Gerek görmediğim içi, bu büyük kanalın isminin ne olduğunu
da,sormadım
İl
Başkanı Sayın Bahadır ULUSOY özetle dedi ki,;bu büyük televizyon kanalı önce 10
Bin istedi. Sonrasında bu rakamı 20-30-40…80 Bin TL’ye yükselttiklerini ama her
nedense, programın bir türlü gerçekleşmediğini söyledi Nihayetinde bu rakamı
250 Bin TL’ye yükseltmişler. Bu son rakamı da kabul etmişler
Ama
söz konusu televizyonun yetkilileri tekrar arayıp, bu defasında da demişler
ki;kusura bakmayın sizleri televizyona çıkartamıyoruz!...
Burada
televizyona çıkacak olan kişinin Sayın Bahadır ULUSOY değil; Genel Başkan Sayın
Gültekin UYSAL olduğunu belirtmiş olalım
Tabi
ki bu konuda Sayın Bahadır ULUSOY’a bir suçlama isnat etmek, elbette mümkün
değil.Sayın Bahadır ULUSOY,böyle bir gerçeği ortaya koymak açısından,samimi
duygular ile,bir itirafta bulunmak istemiştir.Ben böyle düşünüyorum.
Ama
Sayın ULUSOY samimi duygularla yaptığı bu itirafla, farkında olmadan biz
Demokrat Partililer için de,açıklığa kavuşturulması gereken, çok önemli başka
bir hususun,ipuçlarını vermiş oldu.
Şimdi
bu konu hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum
Buradan
çıkan sonuç şu:
Eğer
söz konusu televizyon kanalı, Sayın UYSAL’ı programa çıkarmayı kabul etseymiş, demek
ki talep edilen 250 Bin TL’yi ödeyeceklermiş
250
Bin TL büyük bir para Bu para ile çoğu yerde 2 apartman dairesi satın
alınabilir
Ve bu
kadar büyük bir para, belki 1-1.5 saatlik bir televizyon programı için
verilmez.
Eğer
para Demokrat Parti’nin değil de; kendisinin olsa değil,250 Bin TL, belki 5000
Bin TL’yi bile vermek istemez.
Güvendiğim
bir kaynaktan çok önemli başka bir duyum aldım
Deniliyor
ki 6 ay kadar önce POSTA Gazetesine tam sayfa bir ilan verilmiş; Sayın Gültekin
UYSAL’ın kocaman bir resmi ile Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin UYSAL
yazısı yazılı.
Peki
kaç para ödenmiş dersiniz: 400 Bin TL
Tabi
ki, bu husus bir iddia… Ve bu iddia gerçekten doğru ise, kanıtlarını ortaya
koymak lazım
Ama
işin en kestirme yolu; Demokrat Parti Yönetimi, televizyon kanallarına ve
gazetelere verilen ilanlar için, kaç para ödendiğini liste halinde ortaya
koymalıdır.
Ama bu
masraflar muhtemelen tam olarak resmi kayıtlara geçirilmemiş de olabilir. Dikkat
çekmemesi için, bazıları düşük gösterilebilir, bazıları da başka adlar altında,
başka kalemlere kaydırılmış olabilir.
Bu
gibi hususlara kitabına uydurma da denilebilir
İşin
doğrusunu anlayabilmek için, Demokrat Parti bütçesinin, kongre öncesinde
kurulacak bir komisyon tarafından incelenmesi gerekir
Bu
gibi harcamalarda asıl yanlış olan husus şu:
Ben
arada bir Genel Merkez’e de uğruyorum. 2013’’de bir defasında, çaycı bile,2-3
aydan beri maaş alamıyor diyorlardı. Benzer hususun diğer personel içinde söz
konusu olduğu söyleniyordu
Eğer
mevcut durum bu ise,eldeki paraları başka alanlarda çarçur etmenin anlamı
ne!?...
Böylesine
şaibeli konular varken,Yönetim kongrede,kaldır parmak, indir parmakla aklanamaz
ve aklanmamalıdır da!...
Yani
Yönetim’in bütün faaliyetleri, kongre öncesinde, kurulacak bir komisyon
tarafından mutlaka denetlenmelidir.
Televizyon
kanalları ile, gazete ilanı için ödenen paralar konusunda, başka bir yanlışlık
da şurada:
Burada televizyon kanalları ile, gazetelere
ödenen muhtemelen büyük paralar konusundaki yanlışlık şurada:
Eğer
siz; diğer siyasilerin söylediklerinden farklı ve ilginç şeyler söyleyip, gündem
yaratırsanız; o zaman para ödemenize gerek yok Böyle bir durumda, televizyon
kanalları ile, gazeteciler, sizin peşinizde koşarlar
Unutmamalı
ki, taşıma su ile, değirmen dönmez!
Eğer
bilginiz,tecrübeniz ve söylemleriniz ile gündem yaratamıyorsanız,televizyon ve
gazetelere büyük paralar ödeseniz bile,arzu ettiğiniz sonucu da,maalesef yine
elde edemezsiniz!...
Basın
konusunda, doğrudan içinde olduğum bir konudan sizlere örnek vermek istiyorum
Bu hususu,
Genel Merkez’e verdiğim söz konusu rapor dilekçede de söyledim. Durum şu:
Ben
Anayurt Gazetesi’nde bir köşe yazarıyım ve Türkiye’de en çok okunan yazarlardan
biriyim.
Anayurt’da
benden başka Merkez Sağ kökenli 5-6 yazar daha var. Üstelik gazetenin sahibi
de, Merkez Sağ kökenli
Sayın
UYSAL, bizlerden yararlanmasını bile beceremedi. Detay bilgileri rapor
dilekçede okuyabilirsiniz.
Soru
şu:
Önündeki
imkanlardan;partili yazarlardan,para bile söz konusu olmadığı halde,yararlanmasını
bilmiyorsa, ya da yararlanamıyorsa,başka gazeteleri basın bizimle ilgilenmiyor
diye suçlamanın, ya da yakınmanın anlamı ne!?...hele bu ortamda Hükümet’in
baskısı da söz konusu olunca,başka yazarlardan ve gazetelerden nasıl
yararlanacak?
Eğer
bu şartlar altında,yakındığı yazılı basından yararlanmak isterse,o zaman
da,astronomik paralar ödemek zorunda kalır.Durum maalesef bu!...
23
Ocak 2014 günü Demokrat Parti Etimesgut İlçe Başkanlığı’nda toplantı bittikten
sonra, bazı konularda bilgi almak umudu ile, Genel Merkez’e gittim
Bilgi
alabileceğim muhtemel kişiler yok gibi idi. Genel Sekreter de yoktu. Zaten
2013’ün son gününden beri, not da bırakmama rağmen, maalesef görüşme imkânım
olmadı. Ve aradan geçen zamana rağmen, beni telefonla bile aramadı
Nihayetinde
belki yerindedir diye, Mali İşler Başkanı’nın kapısını tıklatarak içeri girdim.
Zira sekreter de yoktu
Mali
İşler Başkanı masada oturuyordu ve bilgisayarla uğraşıyordu. İçeri girdikten
sonra, kısa bir giriş yapıp, asıl konuya girdim
Sorduğum
konularla ilgili olarak bana Genel Sekreteri işaret etti ama, ben onunla
irtibat kuramadığımı söyledim ve işi parasal konulara ve bu arada, bina ve arsa
satışı konularına getirdim
Bu
gibi konularda da bana Genel Sekreteri adres gösterdi ama ısrarım karşısında
kısa da olsa bazı cevaplar alabildim. Şimdi sizlere bu gibi konularda kısaca
bilgi vermek istiyorum
Mali İşler
Başkanı, parasal konularda da açıklama yapma yetkisinin Genel Sekreterde
olduğunu söylüyordu
Ama
ben Demokrat Parti’nin ihtiyacı olan paranın, partinin taşınmazlarını satmadan
da, temin edilebileceğini vurguladıktan sonra, şu soruyu yönelttim:
Genel
Merkez binası ile, arsasını sattınız mı, satmadınız mı, sattı iseniz ne kadara
sattınız?
Arsanın
satıldığını söyledi ama kime satıldığını, kaça satıldığını söylemedi
Şimdi
bu konuda sorulması gereken soru şu:
Ankara
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin ve Kültür Bakanlığı’nın, söz konusu
taşınmazların Turgut Özal vakfına ait olduğu gerekçesi ile satışının
yapılamayacağına hükmetmişti
İşin
olabilecek tek yanı, inşaatı durdurulan yan taraftaki arsa üzerinde tasarruf
yapılabileceği hususu idi
Ama
Çaycı Doğuş Holding,bu arsa üzerinde
inşaat yaparken,iş durdurulup elinden alınmıştı ve mahkemenin henüz
sonuçlanmadığı da anlaşılıyor.
Peki
mevcut durum bu iken,inşaat firması ile,alacak-verecek konusu henüz
kesinleşmemiş iken,arsanın başkasına satılmış olması ne anlama geliyor?...
Peki
bu konu da Mali İşler Başkanı, neden kime kaç paraya ve nasıl satış yapıldı
gibi konularda, bilgi vermekten neden kaçınıyor?...Gizlilik bunun neresinde?...
Ama
bu işi takip eden partili arkadaşlar ve güvenilir kaynaklar, satışın
yapılamadığı, Demokrat Parti’nin kasasına bir para girişi olmadığı yönünde
bilgi veriyorlar
Hatta
şöyle bir söylenti de var:
Satış
ilanı öncesinde, satış için birilerine söz verildiği, hatta bir miktar parada
alındığ yönünde bilgiler ortada dolaşıyor
Bu
itibarla satış işlemi bir şekilde engellenince, Genel Merkez Yönetimi’nin çok
zor durumda kaldığı söyleniyor.
Yetkililerin
bilgi vermek istememeleri ile, bazı konuları bir sırmış gibi saklıyor
olmalarının nedeni bu da, olabilir.
Ama
şu hususu özellikle vurgulamak isterim:
Kimsenin
ağzı çuval değil ki büzesin!...
Bu
gibi söylentileri, ya da tartışmalı konuları sona erdirmenin yegane yolu; Genel
Merkez Yönetimi’nin şeffaf olması, Demokrat Partililere tatmin edici bilgiler
vermesi dir.
Bu
itibarla, oluşturulacak bir komisyona, Sayın Gültekin UYSAL Yönetimi ilgili
dosyaları teslim etmeli,ilave soruları da,cevaplandırmalıdır.
Parti’nin
başka yerlerdeki gayrimenkul satışları ile de ilgili olarak, aydınlığa
kavuşturulması gereken önemli sorular var.
Bu
gibi konularda da, Mali İşler Başkanı’na bazı sorular yönelttim, bilgi almaya
çalıştım
5-6 Ay
kadar önce Ankara Keçiören İlçe Teşkilatı’nın bulunduğu daire ile, Denizli İl
Teşkilatı binası da satılmış.Burada özellikle Denizli’deki İl Teşkilatı
binasının satışı konusunda,özellikle bir şeyler söylemek istiyorum
Söylenildiğine
göre; Denizli İl binası 1,5 Milyon TL’ye satılmış. Bunun gerçek değerinin 9
Milyon TL olduğu söyleniyor. Bu rakamın doğru olabileceğini şu örnekten de
anlamak mümkün:
Deniliyor
ki adı geçen taşınmaz satıldıktan 2-3 ay kadar sonra, bu taşınmazı alan kişi başkasına
6 Milyon TL’ye satmış!
Peki
bu ne anlama geliyor?...
Bu
konuda çok önemli bir iddia daha var.
Deniliyor
ki Denizli İl Teşkilatı binasını satın alan kişi; Gültekin UYSAL’ın çok yakını
imiş ,ya da,tanıdık biri imiş diyelim…
Bu
konunun da araştırılması lazım!...
Şimdi
asıl sorulması gereken husus şu:
Siz
Genel Başkan seçilirken,partinin taşınmazlarını satarak,ihtiyaç duyulan parayı,
bu şekilde temin ederek,işleri yürüteceğiniz konusunda,böyle mi bir yetki
aldınız ki,elde ne varsa,her şeyi satmak istiyorsunuz?.
Size
Genel Başkan olun diye kimse yalvarmadı; siz çeşitli vaadlerde bulunarak ve
büyük bir çaba sarf ederek, Genel Başkan seçildiniz!...
Size
3 Aralık 2013 tarihinde verdiğim rapor dilekçede; acil olarak kaç paraya
ihtiyacınız var diye ısrarla sordum!...
Sorunları
bizlere açık yüreklilikle anlatın dedim;Genel Merkez’de acilen bir bilgilendirme
toplantısı tertipleyin dedim!...
Acilen
kongre tarihini belirleyin;eğer bu işi yürütemeyeceğiniz kanaatinde
iseniz,kongrede arkadaşlar, ben bu işi yürütemiyorum deyip,istifa edin
dedim!...
Aradan
2 aya yakın bir zaman geçti!...
Geçen
bu zaman içerisinde,Genel Merkez binası ile,arsasının satılması konusundaki
girişimlerinizi durdurmadınız!...
İyi
niyetle yazılmış rapor dilekçeye bir cevap bile vermediniz’…
Partili
arkadaşları bilgilendirme gereğini ve nezaketini göstermediniz’!...
Kongre
tarihini 2 Şubat 2014 olarak belirlemek suretiyle,yerel seçimler
öncesinde;Demokrat Parti’yi zaman açısından çok zora soktunuz!...
Gerçek
amacınız ne!...
Bu
itibarla, kongrede yeniden aday olmayın ve bu işi bırakın’…
Eğer
gelecek adına Meclis’de bir beklentiniz var ise,önünüzde daha zaman var!...
Eğer
bir şekilde,Demokrat Parti Meclise girerse,ya da,bir iktidar olma şansı ortaya
çıkarsa,sizin içinde bir imkan ortaya çıkabilir!...
Bu
itibarla yanlışta ısrar etmeyin,bir kadro içinde de yer alabilirsiniz!...
Demokrat
Parti’nin önünü tıkamayın!...
Ama
şunu da unutmayın:
Yanlış
uygulamalarınızdan dolayı,Demokrat
Partiyi maddi ve manevi zarara uğratmanız dolayısı ile,hesap verme
durumunda kalabileceğinizi unutmamanızı öneririm!...
GÜLTEKİN
UYSAL YÖNETİMİ’NİN YEREL SEÇİM ÖNCESİNDE YAPTIĞI ÇOK ÖNEMLİ BAZI HATALAR
Ben
çok yakında biliyorum. Bazı arkadaşlar,yerel seçimlerde bir rüzgar yaratmak
amacı ile,şu anda CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Mansur
YAVAŞ ile irtibat halinde idiler.Ve aslında Sayın Mansur YAVAŞ fikir olarak
Demokrat Partiye daha yakındı.
Kuvvetle
muhtemeldir ki Demokrat Parti’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olabilirdi
Gelişmelerin
bu yönde olduğu anlaşılıyordu.
Başka
büyükşehirler konusunda da, bahse konu arkadaşlar,halkın favorisi başka şahsiyetler
ile de, Demokrat Parti’den aday gösterilmek konusunda görüşmeler yapıldığını
söylüyorlardı.
Bu
gibi konularda da,hayli mesafe alınmış iken,Gültekin UYSAL Yönetimi’nin
işi,hafife aldığı,kendi payına düşenleri yapmadığı,ya da yapmak istemediği hususunda,bilgiler
mevcut.
Bu
itibarla da, Gültekin UYSAL, kongrede yeniden aday olmamalıdır.
Eğer
Gültekin UYSAL Yönetiminin bütün beceriksizliklerine rağmen, şu anda, daha önce
seçildikleri başka siyasi partilerin kadrolarından belediye başkanı olanlardan bazıları,istifa
edip Demokrat Parti’ye geçiyorlarsa,böyle bir husus,UYSAL Yönetimi’ne,bir
başarı olarak kaydedilemez
Zira
böyle bir hususun; geçmişinden dolayı Demokrat Parti’ye ilgi duyan vatansever
bazı vatandaşlarımızın, siyaseten gidecek başka yerleri olmadığını görmüş
olmalarından kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Halkımızın
Demokrat Parti’den beklentisi büyük.
Eğer
kongrede bilgili, tecrübeli ve de inançlı bir yönetim kadrosu iş başına
gelirse; Demokrat Parti Halkımız için, yeniden bir umut kaynağı haline gelir.
Bu
nokta da, özellikle yegane etkili olabilecek konumda olanların; üst kurul
delegeleri olduğunu bilhassa vurgulamak isterim.
Bu
itibarla Demokrat Parti’nin üst kurul delegelerine önerim ve tavsiyem şudur:
Mevcut
siyasi ortam nedeni ile, Halkımızın ve Türkiye’nin Demokrat Parti’ye ihtiyacı, her
zamankinden daha fazladır
Bu
itibarla Sayın Üst Kurul Delegeleri, kongrede oy verirken, kendilerini seçtiren
Yöneticilerin istekleri doğrultusunda değil de, Demokrat Parti’nin ve Türkiye’nin
çıkarlarını ön planda tutarak oylarını kullanmalarını öneririm
Doğrusu
ve kendilerinden beklenen de, aslında bu dur.
Ayrıca,
mevcut delegelerin kazanması yönünde oy kullanan Demokrat Partililer için de, bir
şeyler söylemek istiyorum.
Sizler
de, Demokrat Parti’nin sorunlarını çözsünler, Demokrat Parti’yi ayağa
kaldırsınlar diye, bu delegelere oy verdiniz.
Şimdi
oy verdiğiniz bu delegelerden, Demokrat Parti’nin ve Türkiye’nin menfaatleri
doğrultusunda oy kullanmalarını isteyin
Bu
gibi konularda baskı oluşturma görevi, İl Başkanlarına düşüyor.
İl
Başkanlarını da, partililer sıkıştırmalı, onlara hesap sormalıdır,
Delege
yazma işinde, parti yöneticilerinin, kendi dişlerine ve maksatlarına uygun
kişileri,yazdıkları ve çoğu sorunların,buradan kaynaklandığı da, bilinen bir
husus
Böyle
bir husus aslında sadece Demokrat Parti için değil, bütün siyasi partiler için,
geçerli olan bir durum.
Ama
böyle olmaması lazım
YENİ
YÖNETİM, KONGREDEN SONRA YEREL SEÇİMLERDE NASIL BİR YOL İZLEMELİ!?...
Gültekin
UYSAL Yönetimi’nin beceriksizliği nedeni ile, yerel seçimlerde Ankara,
İstanbul, İzmir gibi Büyükşehirlerde zaman darlığı nedeni ile belediye
başkanlıklarında başarılı olmak imkansız gibi
Ama
diğer Büyükşehir belediye başkanlıklarında, zaman darlığına rağmen, yine de bir
şeyler yapmak mümkün.
Kongre
sonrasında yeni yönetimin bu konuda hızlı çalışması lazım
Normal
şehirler ile, diğer yerleşim birimlerinde, belediye başkanlıkları, ya da
encümen azalığı gibi konularda da, bazı kazanımlar,elde edilebilir.
Ankara,İstanbul
ve İzmir gibi Büyükşehirlerde,bazı kazanımlar elde etmek için,şöyle bir yol
izlenebilir.:
Her
ne kadar CHP kadrosundan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için, aday olmak
zorunda kaldı ise de; Demokrat Parti yeni yönetimi, Sayın Mansur YAVAŞ hesabına,CHP’yi
destekleme kararı alabilir.Böyle bir yaklaşım,en doğru olanıdır.
Yalnız
yeni Demokrat Parti Yönetimi’ne, Ankara’da İl ya da ilçeler bazında, encümen
azalıkları konusunda, CHP bazı imkanlar sağlamalıdır
Büyükşehir
statüsündeki İstanbul ve İzmir gibi iller için de, Ankara’dakine benzer
ittifaklar yapılabilir.
Yerel
seçimler öncesinde AKP dışındaki diğer siyasi partiler ile,duruma göre
yapılacak ittifaklar da,,Demokrat Parti’ye ilerisi için,hem parasal
bakımdan,hem de başka yönlerden, büyük imkanlar sağlar.
En
azından Demokrat Parti’ye Milletvekili seçimleri öncesinde, büyük bir moral ve
umut kaynağı olur. Gerisi kolay!..
Ben
DP Etimesgut İlçe Başkanlığı.Yönetim Kurulu’nun ilk toplantısında şunları
söyledim:
Genel
Merkez’in durumu malum,Ankara İl Teşkilatı’nın durumu malum.Genel Merkez’den ve
İl Başkanlığı’ndan bir şey beklemeden,önümüze yerel seçimler için bir hedef
koyacağız
Toplam
47 Belediye Encümen azalığından,10-15 tanesini kendimize hedef olarak ortaya
koyacağız ve bunun için gerekli çalışmaları yapacağız
Bu
konunun önemini şu şekilde özetlemek mümkün
Belediyelerde
yapılan yolsuzluk, ya da yanlış işlerin asıl kaynağı, encümen
azalarının,genelde yüksek eğitimli olmamaları,bir konuda uzman olmamalarından
kaynaklanmaktadır.
Türkiye’de
siyasi partilerde, genel başkanlar eğer bir rüzgar yaratabiliyorsa, ya dair
siyasi parti, iktidarda ise,tüm kadrolar yukardan aşağıya doğru,tepedeki
yöneticiler tarafından şekilleniyor
Eğer
bir siyasi parti genel başkanı rüzgar yaratabiliyorsa, ya da bir siyasi parti
iktidarda ise, sıralamayı yapan tepedeki yönetici, bir odunu belediye
başkanlığına, ya da belediye encümen azalığına aday gösterse, halkımız genelde
oy verdiği için kazanıyor
Eğer
mevcut durum bu ise, bizler yüksek eğitimli ve bir konuda uzman kişileri aday
gösterip, gerekçelerini de halkımıza anlattığımızda, mutlaka olumlu neticeler
alabiliriz.
Eğer
bu itibarla, encümen azalığı için,mesleği mühendis,doktor,hesap uzmanı,şehir plâncısı…vs
gibi konularda;belediyenin hizmet alanına giren hususlarda,, katkı koyabilecek
insanları aday gösterir isek ve bunun gerekçelerini de Halkımıza
anlatırsak,mutlaka olumlu sonuçlar elde edebiliriz.dedim
Aynı
zamanda siyasi ortam nedeni ile, avantajlı olan tarafın, İktidar partisinin
adayları değil, muhalefetteki partilerin gösterecekleri adaylarda olduğuna, vurgu
yaptım
Bu
gibi konularda bilimsel nitelikte araştırmalarda da bulundum. Sayın okurlar ve
özellikle de, Demokrat Partililer, sitede ki yazılarımı takip etsinler.
YENİ
İDARE HEYETİ KİMLERDEN OLUŞMALI.
Çekirdek
kadro mutlaka partililerden olmalı, belli bir eğitimde, belli bir yaşta olmalı.
En önemlisi de, geçmişteki hal ve hareketleri ile, genel anlamda partiye ters
düşen davranışlar sergilememiş olmalı, yüz kızartıcı suçlar işlememiş olmalı.
Bu
konuda şu hususa da açıklık getirmek istiyorum:
Siyasi
çekişmeler nedeni ile, bir şekilde partiden kopmuş olanlar ile, AKP’ de yer
almış bazı Merkez Sağ kökenli siyasilerden de, yararlanılabilir.
Bu
gibi tercihlerde, parti yöneticilerinin karar vermesi lazım
Tabi
ki bu gibi konularda normal partililerin de, itiraz etmiyeceği kişiler
olmalıdır.
Örneğin
Köksal TOPTAN, Saffet KAYA gibi isimler olabilir. Ama Süleyman SOYLU gibi
soyadının tersi bir davranış içinde olanlar, yeni kadro içinde asla yer
almamalı.
Bu
gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde; AKP kadrolarından aday olup Milletvekili
seçilen, ama özünde Merkez Sağ kökenli olan,57 Milletvekili bulunmaktadır
Bu
arkadaşları niye AKP’den Milletvekili seçildiniz diye suçlayamayız
Zira
her birinin kendine göre mutlaka bir gerekçesi vardır.
Ama
şu hususu da vurgulamak isterim: İnsanlar sevilip,sayıldığı ve hizmet
verebileceği yerlerde kalmak ister
İşte
bu nedenledir ki, genel başkanlık makamı çok önemlidir diyorum
Ben
şahsen bu arkadaşların çoğunun, AKP’nin uyguladığı politikadan ve Türkiye’nin
siyaseten geldiği noktadan rahatsızlık duyduklarına inanıyorum
Eğer
Demokrat Parti’ye bilgili,tecrübeli ve birleştirici yönü kuvvetli olan
birisi,genel başkan seçilirse; AKP kadrolarında görev yapan eski Merkez Sağ
kökenli arkadaşları, yeniden Demokrat Partiye kazandırmak yönünde,önemli bir
adım atılmış olur.
Ama
bu iş; Sayın Gültekin UYSAL ile, asla olmaz.
Zira
iyi bir genel başkan olabilmek için genç ve pırıl pırıl olmak; tek başına
yeterli ve gerekli bir husus değildir
Bazılarının
deyimi ile genç ,yakışıklı ve pırıl pırıl olmak;sadece boks yapmak,ya da film
artisti olmak gibi konularda,aranan,ilk özelliktir. Ama Demokrat Parti’ye genel
başkan olmakta deği
Aslında
AKP’yi iktidara taşıyan da, Merkez Sağ’dan AKP’ye giden oylardır
Bu
itibarla, AKP’ye giden Merkez Sağ kökenli oyları da geri çekebilmek açısından,kimin
genel başkan olacağı çok önemli dir diyorum
Ve
yeni kadrolar,bu gibi hususları da göz önünde bulundurularak,oluşturulmalı
diyorum
En
tepeden, en alt birimdeki yöneticilere kadar, makamların önemine ve ağırlığına
göre, yönetici insanlarda yeterli bilgi,eğitim,liyakat ve birleştirici özellik
mutlaka aranmalıdır
Eğer
kadroyu sadece ağzı laf yapan, eğitimi düşük insanlardan oluşturur isek, daha
başlangıçta hata yapmış oluruz.
Hayatı
boyunca yöneticilik yapmamış, hep emir almış kişileri yönetici yaparsak, hiçbir
olumlu sonuç elde edilemez
Zaten
sorunların büyük bir kısmı, bu nokta etrafında kilitleniyor.
Çok
önemli bir konuya daha işaret etmek istiyorum
Önümüzdeki
genel seçimlerde mutlaka Meclis’e girmeyi önümüze hedef olarak koyduğumuzda, bakanlık
yapabilecek bilgi, tecrübe,eğitim ile,milli menfaatlerimiz karşısında dik duruş
sergileyen ve toplum tarafından tanınıp,kabul gören insanları da,Demokrat Parti’ye
bir şekilde kazandırıp,şimdiden onlardan istifade etmenin yollarını aramamız
lazım
Bu
özelliklere sahip olan ve bakanlık yapabilecek kapasitedeki insanlar, geçmişte
tanıdığımız Merkez Sağ kökenli insanlar olabildikleri gibi, Merkez Sağ
kadrolarda yer almamış kişilerde olabilir
Ama
görüş olarak ılımlı ve bizlere yakın davranış sergileyenler ve sıraladığım
özelliklere sahip olanlar da, Demokrat Parti saflarında mutlaka yer
almalıdırlar
Bu
vesile ile gözlemlediğim çok önemli bir konuya daha değinmek istiyorum:
Son
zamanlarda, Genel Merkez Yönetimi’nde görev almış Dr Nuran TALU, Niyazi AKTAŞ
gibi,bence çok değerli bazı insanlar,görevlerini bırakmışlar
Dr.
Nuran TALU’yu ben şahsen tanıyorum. Araştırmaları ve konuşma üslubu ile,etkili
bir sosyal bilimci
Sayın
TALU’yu CHP kapmış.Bu konu da Sayın TALU’yu da suçlayamayız. Zira Sayın
UYSAL,yanında işi bilen ve dik duruş sergileyen insanları istemiyor.
Niyazi
AKTAŞı şahsen tanımam. Ama Türkiye’deki en büyük olan döküm sanayicisi olduğunu
biliyorum
Deniliyor
ki,partili de olduğu için,zor zamanlarda parasal destek ile,hep Demokrat
Parti’nin yanında olmuş
600
Bin TL gibi meblağ ile,Demokrat Parti’ye katkı sağlamış
Deniliyor
ki,bazı personel maaşları da,bu para ile karşılanmış
Sayın
AKTAŞ’da görevi bıraktığına göre,demek ki,Sayın UYSAL’dan kaynaklanan önemli
bir sorun var.
Birkaç
yöneticinin de,bu gibi sebeplerden dolayı,görevlerini bıraktıkları söyleniyor
Genel
Merkez’de muhatap alınacak birilerinin olmadığını, bu gibi benzer sebeplerden, yaşanan
istifalara da,bağlayabiliriz.
Osman
ÇİLSAL gibi Demokrat Parti’nin üst yönetiminde bulunmuş bazı kişilerin de, CHP
kadrolarından Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduklarını biliyoruz
Bu
gibi hususları da onaylamak mümkün değil ama, Genel Başkan Sayın Gültekin UYSAL’ın da,görevini yaptığı,ya da gerekli
performansı ortaya koyduğu da,söylenemez!...
Bu
itibarla Demokrat Parti’ye genel başkan olanın,olmak
isteyenin,birleştirici,bütünleştirici yönünün,her zaman ön planda olması
gerektiğini,vurguluyorum
Ve
bu gibi sebeplerden dolayı,Gültekin UYSAL ile,Demokrat Parti bir yere varamaz
diyorum!...
GENEL İDARE KURULU KİMLERDEN
OLUŞMALI
Genel
İdare Kurulu’nda genelde, bilgisi tecrübesi ve eğitimi ile, Türkiye’de bir
sorunu çözebilecek uzman kişilerden oluşmuş bir ekip olmalı. Tabi ki bilgi ve
tecrübenin yanında, idarecilik vasfı da olmalı
Türkiye’de
enerji, tarım, sanayi, hayvancılık,eğitim..vs gibi her konuda uzman kişilere
yer verilmeli
Bankacılık
gibi, sosyal güvenlik gibi, dış politika gibi konularda da, konusunda uzman
kişiler olmalı.
Ayrıca
Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanlığı ile, Müzik ve Tiyatro uzmanı
gibi konularda uzman olan ve toplumu temsil eden, diğer branşlardan da,kanaat
önderleri bu gibi kurullarda mutlaka yer almalıdır.
TABİİKİ
MKYK ÜYELERİ DE, BÜYÜK BİR TİTİZLİK İLE SEÇİLMELİDİR.
Meselelere
yaklaşım tarzında ve verilen kararlarda, her zaman araştırma, geliştirme ve
şeffaflık, her alanda hâkim olmalıdır
Parti
içi personel ve kadro eğitimi de, her zaman olacak
Bir
çaycı, bir sekreter bile, dünya standartlarında eğitilecek
Bir çaycı,
ya da bir danışma memuru bile, gelen kimseye buyur dayı, buyur amca, demeyecek,
diyemeyecek
İl
başkanı, İlçe başkanı gibi kişiler de, görevleri sırasında yine eğitimden
geçirilecek. Davranış biçimleri ve idarecilik gibi temel konularda, uzman kişiler
tarafından eğitimler verilecek
Sonuç
olarak Demokrat Parti’de her kademede yer alan yöneticiler ve çalışanlar, bilgileri,
tecrübeleri, meselelere yaklaşım tarzı ile, Halkımıza güven vermeli,hayranlık
duygusu oluşturmalı
Ana
düşünce bu olmalı
Böyle
bir Yönetim Kadrosunu ve anlayışını kim istemez!?...
Bu
yazılanları herkes okumalı, faks,ya da mail ile,demokrat Parti’nin tüm
birimlerine ulaştırılmalı
GÜN;
BU GÜNDÜR; BU GÜN; DEMOKRAT PARTİ İÇİN, TÜRKİYE İÇİN BİR ŞEYLER YAPMA ZAMANI
DIR
Başarısız
olunduğunda, ya da bir hata yaptığında, sivil toplum kuruluşlarının başında
bulunanlar, maalesef kendiliğinden istifa edip, koltuğunu bırakmak
istemiyorlar. Bu kültür bizde henüz gelişmemiş.Ve sorunların temel
kaynaklarından biri de bu!...
Genel
Başkan’a hitaben yazdığım rapor dilekçede şu sözleri de söyledim;
Siyası
parti genel başkanları potansiyel başbakan adaylarıdır
Eğer
bu siyasi parti Demokrat Parti ise; onun genel başkanı,başbakan olmaya daha
yakındır.
Bu
itibarla Demokrat Partililerin, genel başkanlık konusunda,duygusal
yaklaşımlardan uzak,mantık çerçevesinde düşünmeleri,daha doğru bir yaklaşım
olur.
Siyasi
parti genel başkanları için, zor şartlarla karşı karşıya bulunuyor
olmak;aslında bir imtihan vesilesidir.Ve bu itibarla böyle bir husus,Sayın
UYSAL için bir fırsattır
Bu
işin altından kalkamadığı da, ortada iken,yeniden genel başkanlığa aday
olmamalıdır.
Sayın
UYSAL,yeniden aday olmak ister ama,Demokrat Partililer ve üst kurul üyeleri
tavır koymalıdır,destek vermemelidir
Bazıları
Gültekin UYSAL için, genç ve pırıl,pırıl diyorlar ve bu yüzden desteklenmesini
istiyorlar ama,bu iş genç olmakla bitmiyor ki!...
Demokrat
Partililerin ve üst kurul delegelerinin şu hususun farkında olmaları gerekiyor:
Tecrübe
kazanmak, maalesef genelde genç yaşta olmuyor. Bir genel başkanın genç ve
yakışıklı olması da gerekmez.
Eğer
kendisine söylenenlere biraz kulak verip,doğru olanları yapma eğilim ve
kararlılığında olan birisi olsa,gençliği ve tecrübesizliği,işi bilenlerin de
yardım ve destekleri ile de,halledilebilir ama,kimseyi dinleyen biri değil
ki!..
Şöyle
düşünün:
Buraya
kadar bir vesile, sorunları çözemediğini, laf dinlemediğini,üstelik hal ve
hareketleri ile de,partiye zarar verdiğini , örneklerle ortaya koymaya çalıştık
Kabul edin
ki, Gültekin UYSAL,başbakan oldu.,Ortaya koyacağı yönetim şekli,AKP’den farklı
mı olacak!?..Böyle düşünün!...
Bu
gibi konuları da, rapor dilekçede yazdım.Detayları benim siteden
okuyabilirsiniz.
Kongre
kararının geç bile olsa alınmış olmasını, Demokrat Parti’nin sorunlarının çözülmesinde
bir başlangıç, bir fırsat olarak görüyorum
Tüm
grupların bir liste altında birleşmelerini ve bu kongrenin, Demokrat Parti’ye
ve Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum
Demokrat
Parti Genel Başkanlığı’na hitaben yazmış olduğum dilekçeler ile, basında çıkan
haberleri de benim siteye girerek de bulabilir ve okuyabilirsiniz
Eğer
google’den,ahmetyalvac1946. blogspot.com yazarsanız,siteye ulaşırsınız.Ya da
google’den doğrudan Ahmet Yalvaç yazabilirsiniz.Bu durumda da siteye
ulaşabilirsiniz,ama dikkat edilecek bir husus var:
İsim
benzerliği dolayısı ile, birden fazla Ahmet Yalvaç var.Orada benim resmin de
var ama,beni şahsen tanımayanlar;blokspot.com yazan yere tıklayabilirler.
Karşınıza
çıkan Ahmet YALVAÇ’lar arasında birde, ANAYURT notu olan var. Eğer buraya
tıklarsanız,o zaman da,Anayurt Gazetesinde yazmış olduğum makalelere
ulaşırsınız
İşin
özü şu:…
Tabi
ki ben bazı arkadaşların Genel Başkanlık için çalıştıklarını biliyorum. Ama bu
gibi girişimler fazla etkili olamayacağı gibi, partiye de bir katkı sağlamaz.
Bu
itibarla, bu gibi grupların yöneticileri çok kısa zamanda bir araya gelmeli,
güçlü ve müşterek bir kadro oluşturulmalı, Sayın UYSAL’ın karşısına tek bir
blok halinde çıkılmalıdır.
Eğer
ESKİ Demokrat Partililerinde içinde bulunduğu bir heyet, Kongre öncesinde Genel
Merkez Yönetimi ile görüşüp bir baskı oluşturur ise, çok yararlı olur
Ben
şahsen Sayın UYSAL’ın söylenenlere kulak vereceğini, dinleyeceğini pek
sanmıyorum Ama bunun şöyle bir faydası olur:
İl
ve ilçe başkanları ile,üst kurul delegeleri,Sayın UYSAL’ın iş yapmaya ve
partiyi güçlendirmeye niyetli olmadığını bizzat görmüş olacağından,yeni ve
müşterek kadroya oy verme kararı alır.
Ve
böylece kötü gidişatta sona erdirilmiş olur
Ben
şahsen bu konuda herkesten bir şeyler yapmasını bekliyorum
Herkes
Genel Merkeze faks çekmeli ve bu yazıyı, mail,ya da faks ile,tanıdığı partili
arkadaşlara göndermeli. 27 Ocak 2014
Saygılarımla,
Makine
Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Anayurt Gazetesi Köşe Yazarı
Demokrat Parti Etimesgut İlçe Başkanlığı
Yönetim Kurulu Üyesi
Mail
adresi:
a_yalvac@hotmail.com
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil