26 Mart 2019 Salı

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN BU SEÇİME NİÇİN BU KADAR ÇOK YÜKLENİYOR?, NİÇİN BU KADAR MÜDAHİL OLUYOR!?... Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ Enerji Uzmanı-Gazeteci Yazar

31 MART 2019 YEREL SEÇİMLERİNİ KİMİN KAZANACAĞI; BUNDAN SONRASINDA TÜRKİYE’NİN SİYASİ GÜNDEMİ AÇISINDAN DA ÇOK ÖNEMLİDİR, BU İTİBARLA; BU DEFAKİ YEREL SEÇİMLERİN, AKP AÇISINDAN, HAYATİ BİR ÖNEMİ OLDUĞU KESİN!... CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN BU SEÇİME NİÇİN BU KADAR ÇOK YÜKLENİYOR?, NİÇİN BU KADAR MÜDAHİL OLUYOR!?...
Sevgili Okurlar,
Bu Makalede, yaklaşan,
Yaklaştıkça iyice kızışan yerel seçimlerle ilgili olarak,
Basınımıza yansıyan ve haber değeri olan önemli konulara yer vereceğiz,
Bu haberleri yorumlamaya,
Sonuçta başlıkta vurgulamaya çalıştığım hususları,
Açmaya ve yakın bir gelecekte yaşanacak,
Siyasal gelişmelere ışık tutmaya çalışacağız.

ŞİMDİ BİR ÖZET:
1)Başlıkta vurguladığım hususlardan da anlaşılacağı üzere bu defaki yerel seçim;
Mahalle Muhtarlarını, İlçe Belediyeleri Encümen Azalarını, İl Genel Meclisi Üyelerini, İlçe Belediye Başkanlarını, İl Belediye Başkanlarını seçmenin ötesinde;
Bir iktidar değişikliğine yol açabilecek kadar,
Çok önemli sonuçları olabilecek bir seçim…
Eğer İktidar Partisi AKP;
Başta Ankara, İstanbul gibi Büyük Şehir Belediyelerini kaybederse,
Daha ötesinde, başka Büyük Şehir Belediyelerinde ve diğer yerleşim yerlerinde de umduğunu bulamazsa,
Muhtemelen bir erken Milletvekili seçimi gündeme gelebilir,
Yeniden Parlamenter Demokrasiye geçilebilir,
Ya da, Amerika Birleşik Devletleri ABD’de olduğu üzere,
Kuvvetler Ayrılığı esasına dayalı,
Yeni bir Başkanlık Sistemine dönüş söz konusu olabilir.
Böylesi bir sonuçla;
AKP bir güven sorunu yaşamaya başlar,
Gelişmeler,
AKP İktidarı ve Sayın ERDOĞAN döneminin kapanmasına, bitmesine yol açabilir.,
Şimdiden Ali BABACAN ve Ahmet DAVUTOĞLU’nun Başkanlıklarında 2 ayrı Partinin kurulacağı söyleniyor.
Muhtemelen, 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinin sonucunu bekliyorlardır…
Bu husus;
AKP’den ayrılanlarla
AKP’nin küçüleceği, ya da dağılma noktasına geleceği anlamını taşır.
İşte bu seçimler,
Bu gibi sebeplerden dolayı da çok önemli…
Bu itibarla, bu defasındaki yerel seçimleri,
AKP açısından, sadece bir hizmet yarışı olarak düşünürsek;
İşin sadece bir kısmını, bir tarafını görmüş oluruz…
AKP, Türkiye’yi kendi Dünya görüşü çerçevesinde, yeniden şekillendirmek istiyor,
17 Yıllık İktidarı döneminde,
Bu konuda hayli yol aldı.
Amaca uygu bir Başkanlık Sistemi Anayasası’nı da,
Bir şekilde Referandumdan da geçirerek,
Bu günlere geldi…
Ama işler,
Her geçen gün Hak, Hukuk ve Adaletten uzaklaşıldığı,
Plan, Program ve fizibilitenin esas alınmadığı,
Hatta bu gibi önemli konulara gerek duyulmadığı,
Liyakat a önem verilmediği,
Bilimsellikten uzak olduğu gibi nedenlerden dolayı;
16 Yılın sonunda, Türkiye geldi duvara tosladı,
Bu gün gelinen nokta da;
Ekonomik krizle, iç ve dış sorunlar ve borçlar, dağlar gibi…
Bu gibi hususlar;
AKP ve Sayın ERDOĞAN açısından bir yol kazası gibi…
Ve Sayın ERDOĞAN, böylesi olumsuz bir ortamda,
Bu yerel seçimler vesilesi ile
Bir imaj tazeleyip,
Hayalindeki yönetim şeklini iyice yerleştirmek,
Ve Türkiye’yi tamamen değiştirmek maksadıyla;
Kaldığı yerden devam etmek istiyor.
Her şeye rağmen, bu yerel seçimlerden de,
Başarıyla çıkmak istiyor….
Ama bu defasında durum, gerçekten çok zor!...
Sayın ERDOĞAN;
Bahane edeceği bir şey kalmadığından;
Yerel seçimlerle bir ilgisi olmayan konulara giriyor,
Muhalefet Liderlerine, özellikle de CHP Lideri Kemal KILIÇDAROĞLU’na çatıyor,
Ortamı sürekli germeye ve bu şekilde puan toplamaya çalışıyor…
Amacına uygun siyasi söylemlerle, propagandalar ile
Halkımızı yönlendirmeye çalışıyor.
Ama ona gözleri kapalı oy veren, eski taraftarlar da yok artık!...
2)BELEDİYELER, özellikle de, Büyük Şehir Belediyeleri,
Siyasi Partiler için çok önemli
Bu husus, AKP açısından çok daha önemli!...
Zira bütün yolsuzlukların çoğu,
Kamu mallarının talan edildiği,
Falanca yandaş Vakfa verildiği,
İmara aykırı olarak yapılaşma, betonlaşma,
Orman alanlarının talan edilmesi…
EGE’de Manisa-Akhisar’da zeytinliklerin kesilerek, Termik Santral yapımına açmak gibi, yanlış işler;
Hep belediyeler üzerinden yapılıyor…
Özellikle Büyük Şehir Belediyeleri aynı zamanda,
Kendi Yandaşları için bir çıkar alanı,
Bir işe koyma alanı gibi düşünülebilir.
Bu gün AKP, bu imkânları kaybetmek,
Bu fırsatları kaçırmak tehlikesiyle karşı karşıya…
Mesele bu!...
3)Bu itibarla İktidar Partisi AKP, kendi Belediye Başkan Adaylarında,
Örneğin Ankara Adayı Mehmet ÖZHASEKİ ile Tecrübeyi ön plana çıkarıyor ama
Burada Sayın ERDOĞAN’ın seçiciliği ve ona bağlılığın esas alındığı anlaşılıyor.
Bir basın mensubunun Mehmet ÖZHASEKİ’ye şöyle bir soru yöneltiyor:
Rakibiniz Mansur YAVAŞ ile Televizyonlarda tartışmak ister mı siniz?
Mehmet ÖZHASEKİ ise şöyle bir cevap veriyor:
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN müsaade ederse, olur cevabını veriyor…
Mehmet ÖZHASEKİ’nin ne gibi projeleri olduğunu tam bilmiyoruz…
Projelerde önemli ama
Bu gibi çalışmaların gerçek değerleri üzerinden mi yapıldığı,
Yoksa gerçek değerinin üzerinde mi yapıldığı,
Ne getirip, ne götürdüğü de çok önemli!...
Ve öncelikle para getirecek, istihdam yaratacak projelere öncelik vermek daha doğru ve daha yararlı işlerdir.
Bu gün Türkiye bu gibi önemli konulara dikkat etmediği, ya da etmek istemediği için;
Ekonomik krizle karşı karşıya geldi!...
4)Bu nedenle İktidar Partisinin, özellikle Ankara ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesi bağlamındaki tercihlerinin daha çok,
Siyasi olduğu anlaşılıyor.
5)Birde bu gün gelinen noktada; İktidar Partisi AKP ile Cumhur-İttifakı olarak,
Reklam panolarına, özellikle duvarlara asılan, ya da duvarlara yazılan dev reklamların artık fazla bir öneminin olmadığını söyleyebiliriz.
Ankara’ya Tecrübe yakışır,
Gönüllerin Şehri, Türkiye’nin Başkenti Ankara,
Devamında Recep Tayyip ERDOĞAN ve Mehmet ÖZHASEKİ
Ya da reklam panolarında, Cumhur-İttifakının şu ifadeleri çok ilginç:
Üst tarafta MHP lideri Devlet BAHÇELİ’nin resmi,
Bunun altında ise şöyle yazılı:
Beka için Milli Karar.
Sağ tarafta ise AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın resmi,
Ve resmin altında ise
Cumhur için istikrar…
Yan tarafta Beka için Milli Karar,
Bu gibi sözlerin kulağa hoş gelmesin dışında!
Yerel Seçimlerle hiçbir ilişkisi yok….
Zaten ekonomik kriz ve her şeyin pahalılanması,
Yaşam şartlarının zorlaşması gibi nedenlerle
Reklama dönük sözlerin pek bir anlam ifade etmediği, günler yaşıyoruz!
6)Sanki bu seçim bir Milletvekili seçimi imiş gibi;
Her yerde Sayın ERDOĞAN’ın resimleri…
Seçim kampanyaların da ise,
Yine hep, beka sorunu ve Kemal KILIÇDAROĞLU’nu ve Millet İttifakı’nı eleştirmek,
Muhaliflere çatmak!...
Aklı başında olan insanların tepkisini çekiyor…
7)Neticede bu yerel seçimler;
Belli ki AKP ve Cumhur-İttifakı’nda bir kaybetme korkusu ve endişesi yaratmış gibi görünüyor…
Ankara ve İstanbul Adaylarına ayrıca,
Bir ara başlık altında değineceğiz.
Diğer konuları şu başlıklar altında açabiliriz:

1-İKTİDAR PARTİSİ AKP İLE MUHALEFET PARTİLERİ;
NEDEN İKİ İTTİFAK ALTINDA TOPLANMA GEREĞİNİ DUYDULAR!?...
Bu yerel seçimlerde;
Bir tarafta 17 yıldan beri Türkiye’yi idare eden ve Devletin bütün imkânları elinde olan,
Bir iktidar Partisi AKP ile
Eşit şartlar altında olmayan Muhalefet Partilerinin,
Mücadelesini görüyoruz.
Neticede bu gün,
AKP iktidarı, o’nun fiili Lideri, Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN;
Elindeki bütün imkânlara ve zorlamalarına karşın,
En azından Büyük Şehir Belediye Başkanlıklarını tek başına kazanılamayacağını görmüş ve anlamış olmalı ki;
AKP-MHP-ve Türkiye Büyük Birlik Partisi BBP ile
Cumhur-İttifakı adı altında seçime gitmek zorunda kalıyor….
Diğer tarafta ise
Eşit şartlar altında olmayan Ana Muhalefet Partisi CHP’nin başı çektiği,
CHP-İYİ PARTİ-SAADET PARTİSİ ve DEMOKRAT PARTİ’den oluşan,
MİLLET ittifakı adı altında birleşen grubu görüyoruz.
Birbirleriyle benzer politikaları paylaşan Siyasi Partilerin,
Kendi aralarında bir ittifakla seçime girmek istemeleri;
Başkanlık Sistemi’nin ortaya çıkardığı bir zorunluluk haline gelmiştir.
Böylesi bir gruplaşmanın dışında,
Bazı Partilerin kendi başlarına hareket ettiklerini de gözlemliyoruz.
Demokratik Sol Parti DSP;
Geçmişte CHP’den kopan bir parti olmasına rağmen,
Millet ittifakı’nda yer almıyor,
Örneğin Ankara’da Büyük Şehir Belediyesi için, Haydar YILMAZ’ı Aday gösteriyor.
Böylesi bir durum;
Olsa olsa, Millet ittifakı oylarının bölünmesine yol açıp,
Cumhur-İtifakı’na yarar denilse bile
ECEVİT’in mirası bu Partiye,
Sol seçmenin pek itibar etmeyeceği ve oy vermeyeceğini düşünüyorum.
DSP’nin kendi adına,
Ankara Büyük Şehir Belediyesi’ne Aday çıkarmasını;
Bir yönlendirme olarak iddia edenler var.
Böylesi bir Yönlendirme ile
Millet İttifakı’nın oylarının yükselmesinin önlenmek istendiğine vurgu yapılıyor
İşçi Partisi de aşırı sol eğilimli ve Sayın ERDOĞAN karşıtı bir görüntü vermesine rağmen,
Örneğin İstanbul’da Mehmet İlker YÜCEL’i Aday gösterdi ama
Sayın Mehmet İlker YÜCEL’e verilen oyların da devede kulak misali sembolik olacağı,
İşe yaramayacağı ve boşa gideceği de ortada….
Yeri gelmişken,
Cumhur-İttifakı için de şu çelişkiye değinmemiz lazım:
Geçmişte, AKP Lideri ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ile
MHP Lideri Devlet BAHÇELİ’nin birbirlerine hakaret derececesine varan sözlerini ve yaklaşımlarını göz önünde bulundurduğumuzda;
Birbirlerine ideolojik olarak ta karşı olan iki Siyasi Partinin ve Liderlerinin,
Bu gün ne oldu da, bir araya geldiler, bunun nedenini, ya da nedenlerini,
Tam olarak bilemiyoruz.!...
Ama bu gün, Cumhur-İttifakı’nın işinin çok zor olduğunu ve 31 Mart 2019 seçimlerinde,
Büyük oy kaybı yaşayacağı söylenebilir.
Sayın ERDOĞAN;
MHP tabanının oylarını alacağı umuduyla,
MHP Lideri Devlet BAHÇELİ’ye yanaşıp, Cumhur- İttifakı’nı kurdular ama
Bu gün gelinen nokta da MHP tabanının, bu İttifaka oy vermeyecekleri de,
Yapılan anketlerden anlaşılmaktadır.
Böylesi bir durumun;
Sayın ERDOĞAN’ı daha da asabi yaptığı anlaşılmaktadır.

2-HDP OYLARININ NEREYE GİDECEĞİ BİR İSTİSMAR KONUSU YAPILMAMALIDIR!...
1)AKP ve Sayın ERDOĞAN;
Bu konu üzerinden, Millet İttifakını yıpratmaya,
Ve bu yoldan puan toplamaya çalışıyor.
2)Geçmişte sadece Kürt oldukları için, ya da başka sebeplerden dolayı, oyları ile HDP’yi destekleyen Vatandaşlarımızın;
Bu seçimde büyük ihtimalle Millet ittifakını destekleyecekleri değişik kesimlerce, dillendiriliyor…
Bunun nedenlerini de,
Burada ortaya koymaya çalışacağız.
Böylesi bir durum;
Sayın ERDOĞAN’ı çok kızdırıyor,
Ve Millet İttifakı Partilerini;
Teröristlerle işbirliği yapan Partiler olarak yorumluyor.
Yaa Arkadaşlar, hangi Siyasi Parti;
Kendilerine göre sebeplerden dolayı, başka bir kesimin taraftarlarına karşı,
Bana oy vermeyin diyebilir ki?
Böylesi bir ayrımcılığı kim yapar;
Ve niye yapsın ki!?...
Bu yüzden, AKP ve Sayın ERDOĞAN’ın;
Millet İttifakı’ında yer alan Siyasi Partileri,
Terör ve teröristlere destek veriyor gibi iddiaları,
Benzetmeleri,
Ve bu gibi şeylerden siyaseten yararlanmak istenmesini de,
Doğru bulmuyorum.
3)Bu itibarla, ne HDP Yetkililerinin tamamını,
Nede bu Partiye oy verenlerin tamamını;
Teröre ve teröristlere destek veriyor diye suçlamanın yanlış olduğunu vurgulamak lazım…
Bu defasında eğer HDP oylarının bir kısmı, ya da büyük bir kısmı Millet İttifakI’na gidercek deniliyorsa,
Böylesi bir hususun da,
Kendine göre nedenleri vardır.
Bu itibarla böylesi bir tercihi de, yadırgamamak lazım….
4)HDP, Kürt Milliyetçiliği temelinde kurulan, Etnik bir Siyasi Partidir.
Lider Kadrosunun PKK’yı desteklediği,
Terörist faaliyetleri doğrudan, açıkça kınamadığı da, bilinen bir husus!...
PKK’yı da Amerika’nın kurduğu, ona silah ve mühimmat verdiği,
Siyaseten destek verdiği, onun arkasında olduğu da biliniyor…
AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden önce,
Türkiye’de PKK terörü bitme noktasına gelmişti…
Ne var ki, bu tarihten başlayarak,
Günümüze kadar geçen zaman içerisinde,
Terör faaliyetleri artarak devam etmiş,
Ve Suriye, Emperyalist Devletlerin pençesine düşmüş,
Suriye Parçalanmanın eşiğine gelmiş,
Türkiye ise böylesi bir durumdan, her bakımdan zarar görmüştür!...
Bu gibi ayrılıkçı hareketlerin, başka Amerika Birleşik Devletleri’nin dışında,
Çoğu Batı Ülkeleri tarafından destek gördüğü de, bilinen bir durum.
Rusya’da PKK’nın bir bürosu da bulunmaktadır.
Mevcut durum bu iken;
Geçmişte Büyük Orta Doğu Projesi BOP kapsamında;
AKP ile HDP iyi anlaşıyorlardı,
Ortak hareket ediyorlardı.
Şimdi biraz gerilere gidelim:
AKP ile HDP’nin Açılım-Saçılım çalışmalarını birlikte yürüttüklerini biliyoruz…
Böylesi bir birlikteliğin 7 Haziran 2015 Milletvekili seçiminde, AKP’ye oy kaybettirdiği görülünce;
AKP ve o’nun Lideri konumundaki eskinin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın;
HDP ile yollarını ayırıp, onları düşman ilan ettiği de bilinen bir husus.
Bu gibi konularda çok yazılıp, çizildi,..
Bundan önceki Makalelerde, gerekli bilgiler var.
Bu kapsamda,
HDP’li bazı Belediyelerin PKK’ya destek verdikleri gerekçesiyle
HDP’li Belediye Başkanlarının çoğunun görevden alındığını,
Yerlerine Kayyum atandığını biliyoruz.
Görevlerinden alınan bu Belediye Başkanlarının yerlerine,
Seçim yapılarak, yeni kişilerin gelmesi sağlanabilirdi ama bu yola da, gidilmedi…
Dolayısıyla bu görevden almaların,
AKP’ye buralarda yol açmak, oy temin etmek olduğu anlaşılıyor.
Bu nedenle önerimiz şudur:
HDP Yöneticilerinden bazıları Terör yanlısı, ya da terörist olabilir.
Eğer HDP’nin Anayasa suçu işleyen bir hal ve hareketi varsa;
Cumhuriyet Baş Savcılığı tarafından, kapatma davası açılır ve bu Parti kapatılabilirdi!
Peki AKP’nin böylesi bir girişimi olmuş mu dur? Olmamıştır!
Üstelik seçim kanunu çerçevesinde, bu Partiye 92 Milyon TL seçim parası da verilmiştir.
Burada yanlış olan, ya da doğru olmayan husus şu;
AKP geçmişte HDP ile yürüttüğü Açılım-Saçılım çalışmalarını,
Habur’da kurduğu çadır mahkemelerini,
Aman barış süreci bozulmasın diye,
Terör ve teröristlerle mücadeleyi bıraktığında;
PKK’nın özellikle Diyarbakır’da Dağ kapı ve civarında tüneller kazıp, silah ve cephane takviyesi yaptığı,
Yeniden saldırılara başlandığın da da,
Çok sayıda can ve mal kaybının yaşandığını da unutmuş görünüyor!...
Bu itibarla,
Muhalefet Kanadı, ya da Millet İttifakı’nın seçim sonuçlarında fark yapmasına engel olabilmek için.
Millet ittifakını teröristlerle aynı kefeye koyuyor!
Mesele bu!...

3- CUMHURBAŞKANI VE AKP GENEL BAŞKANI SAYIN ERDOĞAN’IN;
SİYASİ ORTAMI İYİCE GEREN BENZETMESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından Cumhur İttifakı ile "zillet ittifakı" diye tanımladığı ittifak arasındaki farkı ortaya koyan bir görsel paylaştı.

4-CUMHURBAŞKANI DEVLET’İN BAŞIDIR!...
SEÇİM KAZANMA HIRSIYLA,
TOPLUM AYRIŞTIRILARAK; DEVLET YÖNETİLEMEZ!...
CUMHURBAŞKANI’NIN TARAFSIZ OLMASI;
BÖYLESİ MAHSURLAR İÇİN GEREKLİDİR!...
BU İTİBARLA HALKIMIZ 31 MART’TA OYLARIYLA BİR SÜRPRİZ YAPARSA,
KİMSE ŞAŞIRMASIN!...
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN,
9 Temmuz 2018 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, YSK’dan gelen Cumhurbaşkanlığı Mazbatasını,TBMM Grup Başkan Vekili Sayın Durmuş YILMAZ’in ellinden aldıktan sonra, kürsüye geldi,
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra anayasanın 103. maddesindeki yemin metnini okudu. Anayasadaki yemin metni şöyle:
"Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim."
Bu gün Cumhurbaşkanının tarafsız olmamasından,
Daha doğrusu AKP döneminden önce de geçerli olan,
Ve yukarıda da görülen;
Tarafsızlık yemini etmesine rağmen;
İçeride ve dışarıda,
Her konuda taraf olmasından kaynaklanan sorunlar yaşıyoruz…
Bu itibarla Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN;
Aynı zamanda, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’nin de Genel Başkanı!...
Yanlışlık ve kargaşada zaten buradan başlıyor.
Eğer tarafsızlık yemini,
Yeni Anayasa içinde geçerli ise;
Ki yukarıdaki yemin metninden öyle olduğu anlaşılıyor.
O zaman ortada bir yemin ihlâli vardır.
Öncelikle bu çelişkinin ortadan kaldırılması,
Ve gereğinin yapılması lazım!...
İki sıfatı birden taşıması;
Tarafsız olmaya aykırı bir şey!...
Bazıları diyebilir ki;
Yeni Anayasa’ya göre sistemin adı;
Partili Cumhurbaşkanı Hükümet sistemi!
İyide siz, bu yeni Anayasa’nın adına ne derseniz, deyin;
Edilen yeminle uyuşmuyor,
Burada bir aldatmaca var!...
Şimdi yukarıda görülen,
Cumhurbaşkanı’na ait, Sosyal Medya paylaşımından başlayarak,
Konuyu biraz açmak,
Günümüze ışık tutmak istiyorum…
Bu twitt’le Sayın ERDOĞAN,
Toplumu siyaseten ikiye bölmüş!...
KIRMIZI ve SİYAH renkler ile!...
Sayın ERDOĞAN’ın yorumuna göre;
Kırmızı renk ile ifade edilen Cumhur İttifakı,
Hak ve Hakikati, Vatanseverliği sembolize ediyor!
Siyah renkle ifade edilen,
CHP, İYİ PARTİ, SAADET PARTİSİ ve DEMOKRAT PARTİ’den oluşan,
Ve Millet İttifakı diye adlandırılan oluşumu ise;
Kötülüklerin kaynağı olarak gösteriyor.
Ve bu İttifakı ZİLLET birlikteliği olarak tanımlıyor.
PKK ve terör eylemleri dolayısıyla Türkiye’nin geldiği noktadan da;
Bu ittifakı sorumlu tutuyor.
Kandil’den Pencilvania’ya kadar uzanan, Milletimizin hayrına olmayan ihanet işleriyle uğraşan, bir birliktelik anlamında,
Suçlamalar yöneltiyor!
Zillet, illet; hep birbirlerini tamamlayan çok kötü ve iğrenç anlamına gelen ifadeler!...
Daha da ötesi;
Bu İttifakı, Fethullah GÜLEN ve PENSİLVANYA ile de ilişkilendiriliyor!
Toplumda okuyan, yazan, araştıran, muhalif kanalları da izleyen herkes;
Geçmişte Sayın ERDOĞAN’ın;
Fethullah GÜLEN ve onun Cemaati ile çok iyi ilişkiler içinde olduklarını biliyor.
Fethullah GÜLEN için
Ne istediler de vermedik ki diyen de Sayın ERDOĞAN!...
17-25 Aralık 2013 tarihinde patlak veren yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından sonra,
Fethullah Gülen ve Fethullah GÜLEN Cemaati,
Terör Örgütü ilan edildi ve adına da, FETÖ denildi…
Bunu artık, çoğu kişi biliyor ama
Bu defasında Siyaseten Kemal KILIÇDAROĞLU ile Meral AKŞENER’i de;
Bir şekilde ilişkilendirdiği anlaşılıyor….
Kandil’e gidip, gelmeler, teröristlerle de, gizli görüşme ve pazarlıklardan da;
Bu kişileri ve Millet İttifakı’nı sorumlu tutuyor.
Halbuki daha önceleri Kandil’e gidip, gelmeler HDP’nin bilgisi dahilinde olduğu biliniyor ama;
Pazarlıkların duruma göre, AKP, HDP ve PKK arasında yapıldığı da,
Basınımıza yansıyan örneklerdir.
OSLO’da yapılan AKP-HDP, PKK ve bazı emperyalist Devletlerin Temsilcilerinin de bulunduğu bir toplantı,
Önceleri yalanlandı ama
Sonradan buda, ortaya çıktı.
Sayın ERDOĞAN’;
Bu işeri ide Kemal KILIÇDAROĞLU ile Meral AKŞENER’in sırtına yüklemek istiyor!..
Ama bu yerel seçimler vesilesi ile
Örneğin CHP’nin Aday listelerinde;
Aşırı sol eğilimli kişilerin olduğu, ya da konulduğu söylenebilir.
Bu konu da da, basına yansıyan bilgiler oldu.
Böylesi iddialar,
AKP tarafında daha fazla…
Bu yerel seçim vesilesi ile de:
Bu gün, Sayın ERDOĞAN’ın;
Siyaseten HAYALİ bir düşman yaratmak,
İyi gitmeyen işlerde suçu, sorumluluğu, başkalarına atmak,
Fiyat artışlarından;
Marketleri sorumlu tutup,
Seçim öncesinde Tanzim Satışlar açmak gibi,
Kemal KILIÇDAROĞLU, Meral AKŞENER ve Millet İttifakı gibi;
Kendisine rakip gördüğü Siyasetçi ve İttifakları;
Bir şeylerle ilişkilendirmek,
FETÖ örneğinde olduğu gibi;
Çıkarlar çatıştığında eski dostu düşman yapıp, mücadele etmek,
Ya da Siyaseten ortamı germek gibi yöntemleri,
Yine seçim malzemesi olarak, kullandığını görüyoruz.

MİLLET İTTİFAKI,
Bir benzetme ile ZİLLET İttifakı olunca;
Bu ittifaka oy veren vatandaşlarımızda,
Haliyle böylesi bir suçlama ile karşı karşıya kalıyor…
ZİLLET ittifakı diye tanımladığı CHP, İYİ PARTİ, SAADET PARTİSİ ve DEMOKRAT PARTİ’ye,
Oy veren vatandaşlarımızda,
Böylesi bir suçlamadan nasibini almış oluyor.
YUKARIDA ÖRNEĞİN 2 Numaralı paragrafta;
HDP Oylarının Nereye Gideceği Bir İstismar Konusu Yapılmamalıdır,
Başlığını taşıyan bölüm;
Sayın ERDOĞAN’ın,
ZİLLET benzetmesine cevap teşkil edecek konulardan biridir.
AKP-HDP ilişkileri,
Kandil ilişkileri, yapılan pazarlıklar konusu…
AKP-HDP ilişkilerinin nasıl bozulduğu gibi bilgiler…
Sayın ERDOĞAN’ın;
ZİLLET benzetmesi ile tanımladığı MİLLET İTTİFAKI;
Anketlerden de anlaşılacağı üzere,
Halkımızın % 70’i ni, muhtemelen daha yüksek oranını temsil ettiği söylenebilir.
Ekonomik kriz nedeniyle,
Türkiye’nin kuru soğan’a bile muhtaç hale geldiği,
Açılan Tanzim Satış çadırları ile Halkımıza biraz ucuz sebze meyve yedirebilmek maksadıyla, yapılan uygulamaların da,
Fazla bir etkisinin olmadığını,
AKP’nin imajını zedelediğini gözlemliyoruz…

6-AKP, NASIL VE KİMLER TARAFINDAN KURULDU?
BOP EŞ BAŞKANLIĞI;
TÜRKİYE’NİN BEKASI İÇİN, BİR TEHDİTTİR…
Bu gibi soruların cevabını bilmeden;
Bu gün içinde bulunduğumuz zor durumun nedenlerini anlayamayız,
Sorunu da çözemeyiz.
Eğer İnternete girer ve Google’den;
Erol Mütercimler – AKP, Nasıl ve Kimler Tarafından Kuruldu? Yazar ve Enter’e basarsanız;
Bu video bandı kaydına ulaşırsınız.
Bu video bandını, burada yeniden koyuyorum.
Bu işin saklanacak, gizlenecek tarafı yok
Konu özetle şöyle.;
STRATEJİ Uzmanı-Gazeteci Yazar Erol MÜTERCİMLER’in beyanından,
Aktarıyorum..
STRATEJİ UZMANI-Gazeteci Yazar, Em.Deniz Binbaşı Erol MÜTERCİMLER;
AKP’nin, Amerika Birleşik Devletleri ABD tarafından kurulduğuna işaret ediyor.
Avukat Münci Münci,
Erol MÜTERCİMLERİ, 24 Ekim 1999’da,
Bulgaristan sınırında bir konakta kahvaltıya davet ediyor.
Bu toplantıda, AKP’nin iktidar yapılacağına,
Sayın ERDOĞAN’ın ise Başbakan yapılacağına dikkat çekiliyor.
Erol MÜTRRCİMLERİN davet edilmesinin nedeni ise;
Bu konuda, onun bilgi ve tavsiyelerinden yararlanmak,
Ve Danışman olarak ta, kendisine görev vermek.
Sonuçta Erol MÜTERCİMLER,
Bu görevi kabul etmiyor…
Toplantıya katılanlar şunlar:
Avukat Münci Münci, Fehmi KORU, Nazlı ILICAK, Emin ŞİRİN, Tezcan YARAMANCI, Gazeteci Gülay KÖMÜRCÜ, Hürriyet Gazetesinden Yalçın DOĞAN, Bülent AKARCALI, Fehmi GÜLTEKİN gibi isimler.
Toplantıya 15 Dakika sonra, Amerika’nın Konsolos Yardımcısı Bayan SHALT ile Tuğrul TÜRKEŞ,
El ele, salona giriyorlar.
Konağada, Konsolosluğun aracı ile geliyorlar.
Tuğrul TÜRKEŞ’in bu toplantıya;
Devlet BAHÇELİ’nin izniyle geldiğini dikkat çekiliyor.
Erol MÜTERCİMLER, bu yaşananlara kızıyor,
Hiçbir görevi kabul etmiyor.
Ama Halkımız bu vesile ile önemli bir konuyu öğrenmiş oluyor.
Daha da önemlisi;
Devlet BAHÇELİ’NİN;
Zor zamanlarda, niye Sayın ERDOĞAN’ın yanında olduğunu,
Ve bu günlere nasıl gelindiği konusunda, bilgileniyoruz.
Devlet BAHÇELİ;
Tuğrul TÜRKEŞ’in, AKP’ye geçtiğine kızıyordu ama
Cumhur İttifakında, yine bir araya geldiler.
31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçim;
Bizlere önemli bir fırsat sunuyor.
Bundan önce yayına koyduğum,
11 Şubat 2019 tarihli Makalede;
İçeride ve dışarıda yaşadığımız sorunların nedenleri,
Bu sorunların altından nasıl kalkacağımızı,
Ve Türkiye’nin gelişmiş Batı Devletleri seviyesine nasıl geleceği konusunda,
Önemli ipuçlarını bulacaksınız.
Burada seçim dönemiyle ilgili güncel, başka bilgilerde var.
Biz duygusal ve Lidere çok önem veren bir Toplumuz!,
Bu itibarla, Kültür Yapımızı ve Genetik Zaaflarımızı da öğrenmek açısından;
NİÇİN OLMAMIZ GEREKEN YERDE DEĞİLİZ makalesini de;
Sitenin arşivinden bulup, okuyabilirsiniz.
bulabilirsiniz..
Bu itibarla bu seçim;
Türkiye’nin önünü görüp, düzlüğe çıkması ve yeniden,
Yükselişe geçmesi açından, önemli bir fırsat…
Aşağıda Büyük Ortadoğu Projesi BOP kapsamında;
Bölünmüş, parçalanmış,
Bir Ortadoğu haritasını görüyorsunuz.
Bu haritada Türkiye’den de Toprak koparıldığını,
Büyük Kürdistan’ın sınırlarını görüyorsunuz.
Bu harita 2006 yılında,
ABD Savunma Bakanlığı PENTAGON tarafından yayınlanmış olup,
Türkiye’yi idare edenlerin, buna itiraz etmediklerini görüyoruz.
Eskinin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı ve AKP, Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın da;
Geçmişe ,, biz Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesi Eş Başkanlarından Biriyiz sözlerini,
Artık herkes biliyor.
Böylesi bir görevi, Türkiye Büyük Millet Meçlisi mi verdi? Hayır!,vermedi.
Bu itibarla, böylesi bir beyan; büyük bir suç!...
Belli ki, birilerine Türkiye ile ilgili konularda,
Bazı taahhütlerde bulunmuş olmalı.
Bu itibarla BOP ve BOP Eş Başkanlığı;
Türkiye’nin Bekası açısından, önemli bir sorun!...
25 Mart 2019 Pazartesi SÖZCÜ
ABD Suriye’deki teröristleri, şmarttıkça şimartiyor.

İHANET PLAKETİ.
Bu gibi söylemler de, internette var.
EĞER TÜRKİYE İÇİN BİR BEKA SORUNU VARSA,
BU KONUNUN PAYLAŞILACAĞI ORTAM;
SEÇİM MEYDANLARI DEĞİLDİR!
Sayın ERDOĞAN,VE Devlet BAHÇELİ;
Bir seçim kazanma vesilesi ile kullanmak istiyor.
Eğer Türkiye açısından bir BEKA sorunu varsa;
Meclis’i gizli bir toplantıya çağırırsınız,
Böylesi bir tehdit ancak, bir Dış devlet tarafından olabilir.
Böylesi bir durum da, Meclis’i bilgilendirirsiniz,
Ve gerekiyorsa,
Silahlı Kuvvetler’in de yardımıyla,
Böylesi bir tehdidi, önlemiş olursunuz.
Gerisi reklam!...
Eğer Cumhurbaşkanı ve AKP’nin de Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN,
Bu gün karşı karşıya bulunduğumumuz zor durumun, vahametini görür,
AKP genel Başkanlığını bırakır,
Ve yeniden tarafsız konuma geçerse,
Eş Başkanlık’tan kaynaklanan, emperyal ist Devletlerin Türkiye aleyhine taleplerini,
Taç’a atmak suretiyle
Hem kedisini,
Hemde kendisini bu Makama taşıyan Türkiye’yi ve Türk HALKINI,
Böylesi bir durumdan kurtarmış olur.
Vatandaşlarımızın da,
Böylesi bir hususu, görüp, anlaması lazım.
Başkaca bir yol yok!...

6-CUMHURBAŞKANLIĞI VE MİLLETVEKİLİ SEÇİMİ;
NİYE ERKENE ALINDI?
NİÇİN 24 HAZİRAN 2018’DE YAPILDI?
Kabul edile yeni Anayasa’ya göre,
Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2019’da yapılması gerekiyordu ama
Adım adım yaklaşan ekonomik kriz,
DOLAR ve EURE başta olmak üzere diğer yabancı paraların Türk Parası karşısında değer kazanmaları neticesinde,
Dışarıdan gelen başta petrol ve doğalgaz olmak üzere
Hayatımızın bütün alanlarında etkili olmaya,
Peş peşe gelen zamlara da neden oldu..
Dövizdeki bu değerlenme,
KAMU ve ÖZEL Sektörün, döviz bazında borçlarından kaynaklanan yükü de ağırlaştırdı,
Bu yüzden batan şirketler oldu,
İşten çıkarmalar oldu.
Eğer bu yıl yapılması gereken Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi;
Erkene alınmasaydı,
24 Haziran 2018’de yapılmasaydı;
AKP bu seçimi kesin olarak kazanamazdı,
Sayın ERDOĞAN Cumhurbaşkanı seçilemezdi,
Böylece Başkanlık Sistemi Anayasası uygulanamaz,
Ve Parlamenter Sisteme yeniden dönüş hazırlıkları başlardı.
İşin püf noktası bura da.
Nasıl oldu da, Döviz fiyatlarında bir gerileme oldu ve 1 Dolar, 5-5,5 TL arasında sabitlendi?
Bütün bunların kendiliğinden olduğunu düşünürsek;
Kendi kendimizi aldatırız!...
Şimdi Dolar, yeniden yükselişe geçti,
6 TL’ye doğru gidiyor,
Daha da yükseleceği anlaşılıyor.

7-DEVLETE AİT ELİMİZDE KALAN SON VARLIKLARIMIZ,
NİYE VARLIK FONUNDA TOPLANDI?;
TÜRKİYE İFLASIN EŞİĞİNDE!...
AKP, 3 Kasım 2002’de iktidara geldiğinde;
Türkiye’nin dış borcu 129 Milyar Dolardı,
Bu gün ise 467 Milyar Dolar.
Türkiye’nin bu gün gelinen noktada;
Bu borcun aylık taksitini bile ödeyemeyecek durumda olduğuna dikkat çekiliyor.
AKP ‘nin yaptığı işler;
Verimlilik esasına dayanmadığı,
Önceliklerin dikkate alınmadığı,
Yapılan ihalelerin şeffaf olmadığı,
Yandaş firmaların kayırıldığı,
Ülkede Demokrası ve Hukuk Sistemine güvenin kalmadığı,
Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’ın içeride ve dışarıda,
Herkes ile kavgalı olduğu gibi nedenlerle;
Devletler arası Kuruluşlar;
Türkiye’ye kredi vermek istemiyorlar.
Bu yüzden verecekleri kredi karşılığında,
Elde kalan ve para edecek son Varlıklarımızı;
Rehin gösterilmesini istiyorlar.
Üretmeyi, tarımı, sanayiyi, hayvancılığı unuttuğumuzdan,
Türkiye’nin;
Patatesi, soğanı, her türlü tarım ürünlerini, et ve canlı hayvanı bile
Dışarıdan dövizle almak zorunda kalıyorsak;
Böylesi bir husus,
İçinde bulunduğumuz çok zor ve çok vahim bir durumun,
İşaretleri değil mi?
Birde kalkıp, yerel seçimler için,
Bizlerden oy istiyorlar,
Şunu yapacağız, bunu yapacağız diye yeni vaatlerde bulunuyorlar!...
Eğer örneğin bir Bankadan,
Evinizi rehin göstererek, kredi almışsanız;
Aylık taksitleri ödeyemezseniz,
Banka, evinize haciz koyar ve elinizden alır.
Devletler arasındaki ilişkiler de böyle…

EĞER AKP;
Bu seçimde de, bir şekilde,
Başta Ankara ve İstanbul Büyük Şehir Belediyelerini kazanırsa;
Bundan sonrasında,
AKP kendini garantiye alacak,
Önünde hiçbir engel kalmayacak,
Muhtemelen, elde kalan son Varlıklarımız da, gidecek!..

8-VARLIK FONU’NA AKTARILAN MALLARIMIZ:
1)Ziraat Bankası.
2)Halk Bankası.
3)PTT,
4)Türk Telekom.
5)Türk Hava Yolları THY.
6)eti maden.
7)BOTAŞ, Boru Hatları TAŞ.
8)TPO, Türkiye Petrol Ofisi.
9)ÇAYKUR,Çay İşletmeleri Kurumu,
10)Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na ait,
3 Milyar TL’nin iade edilmek kaydıyla 3ay kullanılması.
11)BİST, Borsa İstan’un Hazineye ait % 73,6 Hissesi.
12)TÜRKSAT.
13)Çoğu Turistik bölgelerde olan tDevlet’e ait taşınmazlar.
Varlık Fonu’nna devredilen, Devlet’e ait bu Varlıklarımızla ilgili olarak,
Daha fazla bilgi edinmek isteyenler;
11 Şubat 2019’da yayınlanan Makalede,
15 Numaradaki paragrafa bakabilirler.
Devlet hissesi ve parasal değerler gibi…
Tabiki bu Varlıklarımızın, kuruldukları tarihteki sermayeleri ile
Bu günkü değerleri arasında,
Çok büyük farklar vardır.
Eğer bu Varlıklarımız bir kere elden çıkarsa;
Yeniden almak, ya da kurmak için;
Katbekat fazla para ödememiz lazım.
Cumhuriyet Döneminde kurulan Devlet’e ait bu Varlıklarımızın;
Bu iktidar tarafından, satılması, ya da elden çıkması,
Asla doğru bir şey değil!
Ekonomik açıdan da düze çıkmanın yolu;
Büyükşehir Belediyelerinde,
Öncelikle bir Yönetim değişimi olması,
Tasarruf tetbirlerinin uygulanması,
Üretimin desteklenmesi,
Çılgın projelerden vazgeçilmesi lazım.
Bu itibarla Millet İttifakı Adaylarına,
Halkımızın desteği ile bir iş yapma,
Bu gibi sorunları çözme imkânı verilmelidir.
Başkaca bir yol yok…

9-EĞER ANKARA VE İSTANBUL BÜYK BELEDİYELERİNDE;
MİLLET İTTİFAKININ ADAYLARI KAZANIRSA;
TÜRKİYE AÇISINDAN YENİ BİR UMUDUN BAŞLANGICI OLUR.
Bu konunun gerekçesini şöyle izah etmek mümkün:
AKP, 17 yıldan beri İktidarda.
Ankara ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlıkları da;
25 Yıldan beri, onların elinde.
Eğer başta bu iki büyük şehir olmak üzere
Betonlaşma olmuş, yanlış yapılaşma olmuş,
Verimlilik esasına dayanmayan, fizibilitesi olmayan işler yapılmış,
Trafik sorunları içinden çıkılmaz bir hal almışsa,
Ekonomik kriz olmuş, insanlar kuru soğana muhtaç hale gelmişse,
Bütün uyarılar dikkate alınmamışsa ve bu günlere gelinmiş ise;
Bundan sonrası için;
Özellikle Ankara ve İstanbul Büyük Şehir Belediyeleri konusunda;
AKP’nin, şu projeleri yapacağız, şu sorunu böyle çözeceğiz gibi sözlerine niye inanacağız ki?
Birazda başkaları yönetsin! Bu Belediyeleri.
Bu 2 Büyük Şehir Belediyesi,
Türk Ekonomisinin de kalbi…
Eğer AKP BAŞTA BU 2 Büyük Şehir Belediyesini ve ilaveten başka Büyük Şehir Belediyelerini kaybederse;
AKP ve Sayın ERDOĞAN, yerinde durur ama
Bu defasına kendisine bir çeki düzen verme gereğini duyar,
Belki de, yeniden, Parlamenter Demokrasiye geri dönmenin,
Ya da ABD’de olduğu gibi, kuvvetler ayrılığına dayalı bir Başkanlık Sistemine geçiş için,
Yeni bir vesile olur.
Anketlerde, Muhalefet Adayları;
Ankara’da Mansur YAVAŞ,
İstanbul’da Ekrem İMAMOĞLU’nun önde oldukları bilgisi var.

10-ANKARA VE İSTANBUL ADAYLARI KONUSUNDA NELER SÖYLENEBİLİR?:
1)Mansur YAVAŞ ( Millet İttifakı’nın Ankara Adayıı )
Rakibine bel altı vuruşları yapmayan,
Çılgın Projelerden bahsetmeyen,
Parasal kaynakları yerinde kullanmak isteyen,
İşsizlik sorununu, üretim sorununu çözmeye kararlı,
Halkın yaşamını daha rahat hale getirmeye yönelik projeleri,
Hayata geçirmek isteyen,
Yardıma muhtaç vatandaşlarımıza yapmak istediği yardımı, elden vermek yerine,
Tespit edilen bir miktar parayı,
Karta yüklemek suretiyle
İstediğini, istediği yerden alma imkânı sağlayan,
Düzgün birisi.
Sonuçta seçm kazanmak için;
Bol keseden atan birisi olmadığı anlaşılıyor.
Üstelik;
Diğer Adaylardan önce mal varlığını açıklayan bir kişi.
Halkın güvenini de kazanmış,
Anketlerde AKP AdayıIna fark yaptığı anlaşılmış olmalı ki:
İKTİDAR önlem almak gereğini duymuş olmalı
Avukat olarak;
Bir Şirketin tahsil edemediği senediiği senedi tahsil etme davasında,
Müşterinin alacağının tahsil edilmesinin dışında,
Avukatlık ücretinin tahsil edilmesi ile ilgili bir konu.
Bu konuyu, başlıktaki TV Programında,
Mansur YAVAŞ’ın kendi beyanından dinleyeceksiniz.
Yukarıdaki resim;
Bir facebook paylaşımından alınmıştır.
Mansur YAVAŞ’ın Halkın güven ve sempatisini kazanmış olması;
Belli ki, İktidar tarafından, siyaseten önlem almak gereğini duyuyorlar ki;
Sol taraftaki resimlerde,
Yukarıdan aşağıya doğru;
Onu bir şekilde tehdit, ya da ikaz etme, aşırı eleştirme gereğin duyuyorlar…
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın,
Sen kazansan bile ile başlayan;
Seni görevden alırım, ya da aldırtırım anlamına gelen yaklaşımları doğru değil tabı!...
Bu gibi şeyler yapılmamalı!
Muhtemelen HALKIMIZ;
İnadına, Mansur YAVAŞ’a oy verecek!
İş inada bindimi! Her şey olur!...
2) Mehmet ÖZHASEKİ( Cumhur İttifakı’nın Ankara Adayı)
Sayın ERDOĞAN’ın gözdesi olduğu anlaşılıyor.
Ankara’nın her tarafında,
Caddelerde, Bir HASEKİ’nin resmi, bir Sayın ERDOĞAN’ın resmi
Sayın ERDOĞAN’onu;
Ankara’ya tecrübe yakışır diye takdim ediyor.
Mansur YAVAŞ’a gösterdikleri Yargı sopasını;
Mehmet ÖZHASEKİ’ye göstermedikleri anlaşılıyor.
Basına yansıyan bilgilerde;
Diyelim ki, FETÖ’ Örgütünün Lideri Fethullah GÜLEN ile birlikte resim çektirip, poz veren,
40 kadar bir grubun içindekilerden, örneğin 39’una FETÖ suçlaması ile dava açılmış, hapse girmiş falan ama
Mehmet ÖZHASEKİ’ye bir şey olmamış!!
Şimdi de, Ankara’ya Cumhur İttifakı’nın Adayı olmuş.
Sizce böylesi bir durum, ilgnç değil mi?...
3)Ekrem İMAMOĞLU( Millet İttifakı’nın, İstanbul Adayı)
Çetin bir Ceviz olduğu anlaşılıyor.
Medyaya yansıyan bir haberde;
Ekrem İMAMOĞLU;
Bir Miting te, bir grup AKP’LİtAYYİP Erdoğan DİYE TEMPO TUTMUŞ,
Ekemö İMAMOĞLU’DA BUNLARA;
Gülerek hayırlı olsun,hayırlı olsun fendim demiş!...
Belli ki, bu Yandaşlar,
Böylesi bir pişkinliğe de çok kızmış olmalılar…
Adaylığı kesinleştikten sonra;
Ekrem İMAMOĞLU;
Sayın Cumhurbaşkanı’nı ziyarete gitmiş,
O’ndan oy istemiş.Sayın EEOĞAN’ın,
Böylesi bir ziyareti nasıl karşıladığını bilmiyoruz ama,
Ondan oy isteyince;
Belki şöyle bir söz geçmiştir içinden, Sayın ERDOĞAN’ın;
Demek sen benim oyumu istiyorsun! Ha Ufaklık demiştir.

CUMHUR İTTİFAKI ADAYLARI:
Mehmet ÖZHASEKİ (Ankara Adayı.)
Daha önce Milletvekilliği ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış bir İşadamı.
Ankara için çok sayıda ve pahalıya çıkacak, çok para gerektirecek projelerden bahsediyor ama
Böylesi bir ekonomik kriz de, neyle gerçekleştirecek ,bunları,
Ve maliyetleri ne kadar?
Bu savurganlık ortamında, kaynağı nasıl bulacak?
Tasarruf sinyali yok..
İşsizlik sorunu, üretim gibi konularda ilginç olacak şeyler yok.
Birde şu sözü tekrar hatırlatmak isterim.:
Gazeteciler, Sayın ÖZHASEKİ’ye sormuşlar ve demişler ki;
Rakibiniz, Mansur YAVAŞ ile Televizyonda, tartışır mısınız ?
Sayın ÖZHASEKİ’de demiş ki;
Sayın CUMHURBAŞKANI müsaade ederse, çıkarım demiş.
Burada kesin bir bağımlılık görüyoruz.
Böylesi bir yaklaşım doğru bir şey değil!...
Binali YLDIRIM ( Cumhur İttifakı İstanbul Adayı )
Milletvekili, eski, Ulaştırma Bakanı, Başbakan ve Meclis Başkanı,
ÖNEMLİ görevlerde bulunmuş bir kişi.
Konuşmalarına dikkat eden,
Kimseyi kırmak istemeyen, Beka’yı işin içine karıştırmayan,
Kalender birisi…
Ama Ulaştırma Bakanı iken;
İzmit Pamukova’ da,
Hızlı tren adı altında,
Eski demir yolunda, eski lokomotif ve eski vagonlarla,
Ki bunlar, yüksek hız için yapılmamışlardır;
Makineye gaz vermek suretiyle tren hyzlanmış ama
Virajı alamadığı için devrilmiş! Ve 39 vatandaşımız orada hayatını kaybetmş.
Sonuçta viraja hızlı girdi diye,
Suç, Makinist’te kalıyor.
Ulaştırma Bakanı olarak, Sayın YILDIRIM, işin içinden, sıyrılıyor.
Aslında bizde yöneticilik, maalesef böyle oluyor.
Başbakan olarak,
İstanbul’da yapılan, Boğaziçi Köprü ve Tünellerde,
Onunda sorumluluğu yokmu?
Türkiye bu gibi çılgın projeler ile,
Ekonomik krizin içine düştü!...
Bütün bunları göz önünde bulundurmayalım mı?
Birde Ailesinin mal varlığı ile ilgili olarak,
Basına yansıyan, çok önemli bilgiler var.
En son olarak, Sebahattin ÖNKİBAR’ da,
ALTERNATİF programında, bu konuya değindi.
Bu bilgileri de Yeniçağ Yazarı Orhan Beyden almış.
Binali YILDIRIM’ın Ailesinin üzerinde görünen malların özeti şöyle:
17 Büyük Şirket ile 30’dan fazla gemi görünüyormuş.
Sayın Binali YILDIRIM’ın çalışma hayatının büyük bir kısmı, Devlet hizmetinde geçtiğinden,
Böylesi büyük bir mal varlığının kaynağı;
Herkesin dikkatini çeken ve açıklığa kavuşturulması gereken bir durum.

11-BASINIMIZA YANSIYAN SEÇİM ÖNCESİ DİĞER HABERLER:
12- "31 MART 2019 YEREL SEÇİM TARİHİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN AÇISINDAN NEDEN ÇOK ÖNEMLİ?"
Anayasamıza göre yerel seçimler; 5 senede bir yapılıyor.
Buna göre;
Bundan sonraki yerel seçimler, 31 Mart 2023’te yapılacak.
Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ise, 4 yılda bir yapılıyor.
Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 24 Haziran 2018’de yapılmıştı.
Bu nedenle
Bundan 4 yıl sonraki yen tarih; normal şartlar altında 24 Haziran 2021.
CUMHURBAŞKANI SAYIN ERDOĞAN açısından 2023 tarihi, niçin bu kadar önemli?
Sayın ERDOĞAN,
Hedef 2023 başlığı altında Televizyonda şu hususlara vurgu yapmıştı.
Bu program bandı da, yayında var.
Osmanlı’da Eyaletler Sistemi ile yönetiliyordu,
Bu itibarla Eyaletler sisteminden korkmaya gerek yok!
Bu nedenle Türkiye 2023 tarihinde, Eyaletler Sistemi’ne geçebilir!...
BOP kapsamında, bölünüp parçalanmış Ortadoğu haritasına bir bakarsanız,
Sayın ERDOĞAN’ın sözleriyle
BOP haritasının örtüştüğünü görürsünüz.
Burada, bölünüp-parçalanmış yeni Ortadoğu haritasında;
Türkiye’den de toprak koparıldığını,
Suriye’den ve Irak’tan koparılan topraklarla birleştirilip,
Büyük Kürdistan Devleti’nin inşa edilmek istendiğini görürsünüz.
Bu nedenle
AKP ile aradan geçen 16 yılı aşkın bir süre içerisinde;
Terörün niye bir türlü önlenemediği,
Türkiye’de her alanda huzur ve güvenden uzaklaştığımızı,
Başta Suriyeliler olmak üzere bir göçmen ülkesi olmamızdan kaynaklanan ilave sorunlar nedeniyle
Bunlara ilaveten yaşanan ekonomik krizi de ilave edersek;
AKP’nin yerel seçimlerde çok zorlanacağı anlaşılıyor.
Bu seçimin tüm Vatandaşlarımıza ve Türkiye’ye hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim.
Saygılarımla. 26 Mart 2019 Salı.
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Enerji Uzmanı-Gazeteci Yazar
www.ahmetyalvac1946.blogspot.com.tr
a_yalvac@hotmail.com

1. 20 Mart 2019 Çarşamba CUMHURİYET
2. 24 Şubat 2019 Pazar CUMHURİYET
3. 4 Mart 2019 Pazartesi SÖZCÜ
4. 23 Mart 2019 Cumartesi SÖZCÜ
5. 16 Şubat 2019 Pazartesi SÖZCÜ

1 yorum:

  1. Ahmet Abi ; Sadece Cumhuriyet ve sözcü gazetelerinden ve fox tv. den alıntı yaptığınız için bu yazının Millet İttifakına yönelik bir yazı olması sebebiyle tek pencereden bakıldığı kanaatindeyim. Yandaş dediğiniz gazetelerden de örnekler verseydiniz daha objektif olacaktı... İnternetten bilgi sahibi olacak kişilerin tamamına yakını 50 yaş üzeri olduğundan onları etkilemek çok zor. Bu bağlamda bu paylaşımınız ancak fikri zaten sizden yana olan insanlara biraz umut verir o kadar. Ben Büyükşehirde AKP ye ve Çankaya'da Taşdelene oy vereceğim. Çünkü Allah Nisa suresi 158 de " Emaneti Ehline Veriniz..." olarak buyurmaktadır. Çalışan CHP li de olsa benim için ehildir, ona oy vereceğim. İyi bir AK Partiliyim ama seçerken de ehil kişiyi seçmem daha doğru olur düşüncesindeyim...

    YanıtlaSil