![]() |
AHMET YALVAÇ |
VATAN SEVERLİK NEDİR!?...
Ahmet YALVAÇ
Makine Yüksek
Mühendisi
Sevgili Anayurt Okurları, bu gün ele alacağımız konularla
ilişkilendirebilmek, uyumlu olmasını sağlayabilmek açısından, vatan severlik
konusunu başka örneklerle, başka yönlerden ele almak istiyorum. Bu itibarla
asıl konuya geçmeden önce, özellikle bir şeyler söylemek istiyorum
Eğer birilerine vatanınızı sever mi siniz
diye sorduğunuz da, elbette severim der. Yani genelde herkes vatanını
sevdiğini, vatan sever olduğunu söyler. Ama böyle bir soru sorulduğunda,
bazıları bu soruya ilave olarak, günlük sorunlarını, şikayetlerini de dile
getirerek, ilaveler yapmak ister.
Kimisi şöyle der:ben vatanımı, devletimi seviyorum ama, devlet
benim için ne yapıyor der, işsizliğini,haksızlığa uğradığını söyler,
kimisi,vatan doğduğun yer değil; doyduğun yer der....vs..vs Şu anda Türkiye yi
idare edenlere sorsanız, onlar da vatan sever olduklarını, üstelik ülkemiz
adına hayırlı işler yaptıklarını,söylerler, iddia ederler.
Peki bizleri yönetenlerin bu söylemleri, bu iddiaları doğru mu?
Elbette değil. Peki niye!?...Türkiye Cumhuriyeti nin mevcut Anayasa hükmü ve
kanunlar çerçevesinde seçilerek, Türkiye Büyük Millet Meclisi nde göreve
başlamadan önce, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne, demokratik laik
hukuk devleti ilkelerine, halkın refah ve mutluluğu için çalışacaklarına, namus
ve şerefleri üzerine yemin etmişlerdir. Peki öncelikle siyasi iktidarı elinde
bulunduranların ettikleri yemine bağlı kaldıklarını söyleyebilir mi yiz;
elbette söyleyemeyiz.
Anayasamızda vatandaşlığın tanımı belli; Türkiye Cumhuriyeti ne
vatandaşlık bağı ile bağlı herkes Türk tür denilmesine rağmen, başta
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve daha
bir çokları, başında oldukları ülkenin adının da Türkiye Cumhuriyeti olduğunu
bildikleri halde, Türk üm dediklerini duyan var mı!?...Hatta Türk kelimesini
Anayasadan bile çıkarmak istiyorlar. Peki şimdi soru şu:
Mevcut durum bu ise, Türkiye yi idare edenlerin, çıkardıkları
her kanunun, yaptıkları her işin doğru olduğunu, Türkiye nin yararına olduğunu
söyleyebilir mi yiz? Elbette söyleyemeyiz
Bölücülük yapmak, Anayasaya aykırı hareket etmek, siyasi iktidar
tarafından hoş görülür, hatta özendirilir olmuş Bu itibarla bu gün, adı Barış
ve Demokrasi Partisi olan BDP, açıktan bölücülük yapıyor, özerklikten, eyalet
sisteminden bahsediyor, siyasal iktidar da ona yardımcı olmaya çalışıyor
Peki
bölücülükle mücadele etmeyen, açıktan bölücülük yapan BDP li Milletvekillerinin
dokunulmazlıklarını kaldırıp, hukuki süreci başlatmayan, görevlerini yapmayan
Devlet ve Hükümet Erkanı ile, açıktan bölücülük yapan, Anayasa hükümlerine
uymayan BDP Milletvekillerinin hareketlerinin, davranışlarının, vatan severlik
tanımına uyduğunu söyleyebilir mi yiz? Elbette söyleyemeyiz.
Toprak vatandır Vatan kutsal bir mekandır
.Peki durum bu iken, Türkiye yi idare eden AKP hükümetinin vatan topraklarına
sahip olduğunu, koruduğunu söyleyebilir mi yiz; elbette söyleyemeyiz. Anadolu
da binlerce dönüm arazinin ve binlerce konutun, mütekabiliyet esasına
dayanmadan yabancılara, özellikle de İsraillilere satıldığını biliyoruz. Eğe Denizi
ve Akdeniz de bulunan 16 adamızın, 2004 ten itibaren Yunanistan tarafından
işgal edildiğini biliyoruz. Peki şimdi soru şu:
Toprak ve mülk satışlarında Anayasa mahkemesinin gerekçeli
kararına, uyarılarına rağmen, Hükümetin bu karara uymadığını, satışlara devam
ettiğini, işgal edilen adaların geri alınması hususunda da, gereğini
yapmadığını biliyoruz ,
Peki toprak ve mülk satışlarına, 16 adamızın Yunanistan
tarafından işgal edilmesine karşı çıkmayan, tepki koymayan, gereğini yapmayan,
özellikle iktidar millet vekillerinin görevlerini yaptıklarını, vatanı
sevdiklerini söyleyebilir mi yiz? Elbette söyleyemeyiz.
Peki bu durumda bile AKP ye, özellikle de Başbakan Sayın TAYYİP
Erdoğan a gözleri kapalı destek veren, alkış tutan vatandaşlarımıza ne
demeli!?...
Peki Hükümetin kendi vatandaşlarının mal ve
can güvenliğini sağladığını, sağlayabildiğini, terörle mücadelede başarılı
olduğunu söyleyebilir mi siniz, elbette söyleyemeyiz
Zira bu gün PKK nın Amerika Birleşik Devletleri tarafından
desteklendiği, bitirilmek istenmediği, hatta Türkiye nin de bölünüp parçalanmak
istendiği ortaya çıknış, ve bu husus, artık çoğu vatandaşımız tarafından
bilinir olmuştur.
Ayrıca, Tunus ta başlayıp, Mısır ve Libya ya sıçrayan
karışıklıklar, bu ülkelerdeki Hükümetler ve Liderlerinin devrilmesi, ya da
öldürülmesi ile sonuçlanan sözde Arap Baharı, sonun da komşumuz Suriye nin de
istikrarsızlaşmasına neden olmuş ve Türkiye nin güvenliğini tehdit eder
boyutlara ulaşmıştır.
Ve Türkiye Cumhuriyeti nin Başbakanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğan, İçinde Türkiye nin de bulunduğu 22 İslam ülkesinin sınırlarının
değişeceği söylenen Büyük Orta Doğu Projesi BOP un Eş Başkanı olduğunu
söylüyor. Bu hususa daha önceleri de, müteaddit defalar değinmiştim. Şimdi soru
şu:
Biz Irak sınırını PKK sızmalarına karşı koruyamazken, şimdi
birde Suriye sınırımızda güvenlik sorunu ortaya çıktı, sorunumuz 1 iken, şimdi
3 e, 4 e katlandı Zira Suriye sınırımız, Irak sınırından çok daha uzun; 900
Kilometreye yakın
Daha önceleri de belirtmiştim ama, şimdi hatırlatmak için,
vurgu yapmak için, vatan severlik nedir konusunu sorguladığımız için, tekrar
söylüyorum Suriye krizi ve dolayısı ile bu sınırımızda da güvenlik sorununun
yaşanır hale gelmesi, kendiliğinden olmamıştır. Kendiliğinden
çıkmamıştır, daha doğrusu çıkartılmıştır.
Suriye ile ilişkilerimiz, hiç bir sorunumuz olmadığı bir
zamanda, aksine ilişkilerimizin çok iyi olduğu, karşılıklı ticaretin de,
maksimum olduğu bir dönemde bozulmuştur ve şimdi Suriye ile savaşın eşiğine
geldik,Acaba niye?...
Bütün bu yanlış işler BOP kapsamında ve Amerika Birleşik
Devletlerinin emri ve Türkiye yi kışkıretması sonucunda meydana gelmiştır ve
Türk Silahlı Kuvvetleri nin Suriye ye müdahalesi istenmektedir..
Suriye Yönetiminin düşmesinin hızlandırılması; yani Beşşar
Esad ın biran önce gitmesini sağlamak maksadı ile, Amerika Birleşik
Devletleri ajanlarının Suriye ye giriş çlkışlarını kolaylaştırmak, Amerika nın
askeri malzeme sokmasına imkan sağlamak,,paralı askerlerin, Suriyeli
muhaliflerin, Suriye ye giriş çıkışını kolaylaştırmak için, Güney Sınırımızda
kontrol ve güvenlik, bilinçli olarak ya gevşetilmiş, ya da kaldırılmıştır. Bu
konuda basında çok haber çıktı, örnekler verildi
Yaratılan bu gibi fiili durumlar karşısında, Suriye Hükümeti
nin Slahlı Kuvvetleri, Türkiye sınırından geriye çekilmek zorunda
kalmış, ya toparlanmak, ya da Türkiye ye misilleme olarak, siyasi
hesaplarla, bu topraklardan çekilmiş, haliyle muhalifler ve PKK nın
Suriye kolu olan PYD li teröristler, bu topraklara yerleşmiştir. Böylece
Türkiye nin Güney Sınırında da bir güvenlik sorunu, ya da güvenlik zafiyeti
ortaya çıkmıştır. Vurgulamaya çalıştığım üzere bunun yegane sorumlusu
iktidardaki AKP Hükümetidir. Bu gibi hususları da daha önceleri yazmıştım. Ama
hiçbir konuda işler iyi gitmediği gibi, terör eylemleri de bir türlü azalmıyor,
artarak devam ediyor, herkes görevini yaptığını söylüyor ama, Türkiye şu anda
bölkünme tehlikesi ile karşı karşıya. Bende ülkesini seven, yüksek öğrenimli
bir kişi ve bir yazar olarak, olup bitenlerden büyük bir kaygı duyuyorum. Bir
şeyler yapmak adına, sorunların nereden kaynaklandığının ipuçlarını bulmak
için, vatan severlik başlığı altında tahliller yapmaya çalışıyorum Şimdi
vatan severlik konusunu sorguladığımız için,bazı konuları tekrar hatırlatmak,
değinmek durumu hasıl olmuştur.
Suriye krizinin devam etmesi, İran ın ve Rusya nın Beşşar
Esad a destek çıkması, Suriye ye müdahale durumunda, önce Malatya –
Kürecik deki Amerikan radar üssünü vururuz gibi tehditler, sonrasında Türkiye
Büyük Millet Meclisi nin onayı alınmadan, NATO Kara Kuvvetleri Komutanlığının
İzmir e taşınması, Amerikan özel kuvvetleri Delta Force nin de Türkiye ye
gelip yerleşmesi, İran ve Rusya nın tehditlerine karşı Patriot füzelerinin de,
Türkiye ye getirilmesine karar verilmesi.. Bu gibi konuları da daha
önce yazmıştım Şimdi Türkiye, nasıl sonuçlanacağı belli olmayan belalarla karşı
karşıya.Şimdi şu hususu vurgulamak ve ardından bir soru daha yöneltmek
istiyorum:
Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan ın BOP Eş Başkanı olduğu
yönündeki açıklamalarını, beyanlarını, gazetelerden ve televizyonlardan
müteaddit defalar okuduk gördük. BOP, Türkiye yi de bölmeye çalışan Amerika
Birleşik Devletleri nin bir projesidir, ve bu devletin çıkarları doğrultusunda
hazırlanmış bir proedir. Dolayısı ile, sir yandan BOP Eş Başkanı olduğunu
söylemek, diğer taraftan, Türkiye adına hayırlı işler yaptığını, yapacağını
söylemek, iddia etmek, maalesef mümkün değil. Sayı Başbakan 2 görevden birini
tercih etmeli
Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan ın, BOP Eş Başkanlığı
sorgulanmadan, Türkiye adına ne gibi vaadlerde bulunduğu anlaşılmadan, Türkiye’nin
sükuna kavuşması, tüm konulardaki sorunların çözülmesi, çözülebilmesi de, maalesef
mümkün değil. Bu hususu bütün vatandaşlarımızın görüp anlaması lazım
Sorunun çözüm yeri, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Siyasi
görüşü ne olursa olsun, vatan severlik adına, Türkiye nin birlik ve
bütünlüğünün sağlanması konusunda, Türkiye nin çıkarlarının korunması
konularında, tüm Milletvekillerinin, görevlerini yapmak adına, kendilerini
sorumlu hissetmeleri gerekir. Önemli olan da budur.
Saygılarımla, (Anayurt Gazetesi 24 Aralık 2012 Pazartesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder