"TÜRKİYE'DE SİYASETEN GELEN NOKTA'DA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ" KONULU (II.) PANEL YAPILDI
Konuşmacılardan
CHP Eski Milletvekili ve Emekli Büyükelçi Onur ÖYMEN, İstanbul’dan geldiği ve
uçakla geri dönmek zorunda olduğu için; konuşmacıların sırasında da değişiklik
yapılarak, ona öncelik verildi.
Sayın
ÖYMEN’in anlattıkları siyaseten de geldiğimiz noktaya açıklık getirmesi
bakımından da çok önemli olduğu için, birazda programda konuşmacılara tanınan
normal sürenin dışına çıkıldı…
Ben
Panelin Yöneticisi olarak Sayın ÖYMEN’e nezaketi ve verdiği bilgiler için çok
teşekkür ediyorum…
Ev
sahibi olması dolayısı ile ATASEN Başkanı Sayın Cem KANIBİR’in konuşması en
sona kaldı.
Jeoloji
ve Petrol Mühendisi Tufan ERDOĞAN da çok faydalı bilgiler sundu. Ona da
teşekkürlerimi sunuyorum.
Seçim
dönemine girdiğimiz şu günlerde Siyasi partiler bu ve buna benzer konulara
ağırlık verseler;
Halkımızı
bilgilendirme ve doğru yola yönlendirmeleri açısından çok daha yararlı olur
kanaatindeyim…
Konuşmacıların
bant çözünürlükleri tamamlandıkça bu konuşmalar özet halinde, Sitede
yayınlanacaktır.
Bu
hususu da bilgilerinize arz ediyorum.
Sayın
Konuklar, Panelimize hoş geldiniz. Herkese sevgiler, saygılar!
Oturumu
açıyorum.
Ben
Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ
Enerji Uzmanı-Gazeteci Yazar.
ATASEN
Adına Panelin Koordinasyon Kurulu Başkanı.
Umarım
ki bu etkinlikte sunulan bilgiler sizler için çok yararlı olur ve hoşça vakit
geçirirsiniz…
Şimdi sizlere;
Bu etkinliğe katılmaları vesilesi
ile bizleri onurlandıran ve sosyal konumu olan misafirlerimizi bildiriyorum.
CHP
Ankara Milletvekili ve CHP Grup Başkan Vekili Levent GÖK ile yine CHP Ankara
Milletvekili Bülent KUŞOĞLU’nun mesajları okundu.
Bağımsız Cumhuriyet Patisi
BCP’nin Genel Başkanı Müge Hanım ile CHP Muhaliflerinden Bazıları da bu Panelde
idi…
Şimdi
de programın akışı konusunda bir şeyler söylemek istiyorum.
Her konuşmacı 30 Dakikalık süre
içerisinde sunumunu tamamlamaya çalışacak.
2 Konuşmacıdan sonra, 10
Dakikalık bir mola verilecek…
3. Konuşmacı da sunumunu
tamamladıktan sonra;
Panelistlerimiz sizlerden gelen
soruları cevaplamaya çalışacaklar.
Sizler; konu ile ilgili olmak
üzere katkı da koyabilirsiniz…
Panelin toplam süresi 2 Saat.
Duruma göre bu süre biraz
uzayabilir...
Bizlerin bu günlere gelmesini
sağlayan;
Cumhuriyetimizin
Kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve Onun Silah Arkadaşlarını,
Bu
vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi,
Kıbrıs
davamızın Kahramanları Dr. Fazıl KÜÇÜK ile Rauf DENKTAŞ’ı,
Kıbrıs’ta
şehit olan mücahitleri ve Askerlerimizi,
Rahmetle minnetle anıyorum…
Şimdi
sizleri;
Kahramanlarımız ve Şehitlerimizin manevi
huzurunda 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.
……………………………………………………………………………………………………………………………………
Teşekkürler.
SAYIN KONUKLAR,
Şimdi sizlere;
İkincisini düzenlediğimiz ve
devamını arzu ettiğimiz bu etkinliklerin amacı hususunda, özet halinde kısaca
bir şeyler söylemek istiyorum…
1-Birinci etkinliğin açılış
konuşmasında da belirttiğim üzere;
Böylesi bir faaliyete başlamamız
gerektiğini teklif ettiğimde;
ATASEN Eğitim ve Bilim
Çalışanları Sendikası Başkanı Sayın Cem KANIBİR’den, olumlu ve çok anlamlı bir
destek gördüm…
Ve bu gün, kısa bir zaman sonra
Sizlere 2.sini sunma mutluluğuna erişmiş bulunuyoruz…
Kendisine huzurunda en içten
teşekkürlerimi sunuyorum.
Ve ATASEN’in üye sayısı
bakımından da desteklenip; Eğitim sorunlarının çözümü yönünde, desteklenmesi
gerektiğine inanıyorum…
2-KIBRIS Meselesi bizim milli
davamızdır.
Kıbrıs aynı zamanda Türkiye’nin
Akdeniz’de güvenliği ve çıkarları açısından da çok önemlidir…
Kıbrıs’ı ve Kıbrıslı
soydaşlarımızı Rum’un, Yunanistan’ın, Avrupa Birliği’nin ya da, diğer emperyal
güçlerin eline bırakamayız…
Bu ülkede Rauf DENKTAŞ gibi milli
bir Kahramana; gitsin Kıbrıs’ta siyaset yapsın gibi sözler de sarf edildi…
Kıbrıs Türk Halkı yok edilmek
üzere iken ve Kıbrıs’ta tamamen kaybedilmek üzere iken;
Kıbrıs Türk Halkını yok olmaktan
ve Kıbrıs’ı Rum işgalinden kurtaran Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı merhum Sayın
Bülent ECEVİT’i rahmetle ve minnetle anıyorum.
Bu gibi toplantılarda her vesile,
Kıbrıs sorununun önemini vurgulamaya çalışacağız,
Ve Halkımızın bu konuyu
anlamasına yardımcı olacağız…
3- Türkiye Cumhuriyeti Siyaseten
gelinen noktada bu gün, bölünüp parçalanma tehlikesi ile karşı karşıyadır…
Bizler; bize emanet edilen vatan
toprağını ve Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyup kollamak
Ve devraldığımız bu emaneti,
gelecek nesillere eksiksiz devretmekle yükümlüyüz…
Bu noktada Halkımızı
bilgilendirmek gereğini duyuyoruz…
4-Türkiye’nin hak ve menfaatleri
konusunda dik duruş sergileyen4-5 Televizyon Kanalı ile bir o kadar da
Gazetenin yayınlarını çok önemsiyoruz ve onları kutluyoruz…
Ama ne
var ki, az sayıdaki bu gibi basın – yayın organları ile Muhalefet Partilerini
ve Meclis dışında kalan diğer siyasi partileri de çözüm üretme noktasında
yetersiz buluyoruz…
5 – Bu
itibarla, bunun gibi Halkımızı bilgilendirme toplantılarında, güncel olayları
objektif olarak masaya yatırırken;
Sadece
eleştirip, birilerini şikâyet etmeyeceğiz; çözüm noktasında da bir şeyler
söyleyeceğiz…
Eğitim,
Sanayi, üretim, Sağlık, Tarım ve Hayvancılık…gibi tüm konularla Devlet idaresi
ve Siyasette dahil, gelişmiş Batı Ülkelerinde uygulanan yöntemleri araştırıp,
bulacağız.
Ve bu
bilgileri uzmanları tarafından sizlere ulaştırmaya çalışacağız…
Bu
itibarla bizlere hedef olarak gösterilen muasır milletler seviyesine çıkma
noktasında;
Önemli
bir başlangıç yapabileceğimize inanıyorum.
6-Sonuç
itibarı ile şu gözlemlerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum:
Her gün
yapay yeni bir gündem ve kargaşanın yaşandığı günümüz Türkiye’sinde değil
sorunları halletmek;
Mevcudu bile muhafaza edemeyiz…
Herkesin
bu hususu görüp anlaması lazım…
7- Bu
noktada sizlerden bir talebimiz, bir istirhamımız var…
Bu
toplantılara katılan arkadaşlarımız, bir sonraki toplantıya gelirken;
Beraberlerinde
başka birilerini de getirsinler…
Özellikle
işinde gücünde olan sıradan vatandaşlarımızın da bu gibi toplantılara
katılmaları, gerçek anlamda bilgilenip, aydınlanmaları; mevcut sorunların
çözümlenmesi açısından son derece önemli
8-Mutlaka
çoğu vatandaşımızın da dikkatini çekmiştir, ya da biliyordur;
Türkiye
Cumhuriyeti bu güne kadar kurulmuş olan Türk Devletlerinin 17.sidir.
Bu husus; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın Makam
otosunun forsunda da 17 yıldız ile ifade edilmiştir.
Bu
noktada hatırlatmak istediğim husus şudur:
9- Bu
güne kadar, bizden önce kurulmuş olan 16 Türk Devleti’nin nasıl kurulup, nasıl
yıkıldıklarının da tarihçiler, psikologlar, sosyologlar tarafından araştırılıp
tahlilleri ile ortaya konması, son derece yararlı olur…
10- Bu
noktada şu tespitimi de sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum:
Büyük
Britanya İmparatorluğu da Osmanlı İmparatorluğu gibi bir Dünya imparatorluğu
idi.
Zaman
içerisinde Büyük Britanya İmparatorluğu’da Osmanlı İmparatorluğu gibi,
topraklarını kaybedip, küçüldü…
Ama Ana
Toprak; Büyük Britanya Adası, hiçbir zaman Anadolu Toprağı gibi Yabancıların
işgaline uğramadı.
Fransa’da
öyle…
Bu gibi
hususlar Milletlerin genetik yapıları ile de yakından ilgili…
Şimdi
bu noktada sizlere şu soruyu sormak istiyorum:
Almanya, İngiltere, Fransa,
Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş Batılı ülkelerde;
Halkın oyları ile iktidara gelmiş
olan siyasi partiler;
Devletin İdari şeklini, yapısını
değiştirmeye tevessül edebilirler mi?...
Böyle bir şeye kalkışmış olsalar
bile halk, buna müsaade eder mi?...
Bu gibi ülkelerde, mevcut siyasi
partilerin görüşleri, programları ne olursa olsun bütün faaliyetler;
Devletin mevcut yasalar
çerçevesinde daha iyi nasıl yönetileceği, halkın yaşam kalitesinin daha
yukarılara nasıl çıkarılacağı gibi konularla sınırlıdır…
Peki bizde öyle mi?...
11-Ben şahsen inanıyorum ki;
Tanrı
Türk Milleti’ni koruyup, kolluyor…
20.
Yüzyıl’da Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ortaya çıkmış olması;
Aslında Tanrı’nın Türk Milleti’ne bir armağanıdır.
Ama her
zaman Mustafa Kemaller çıkmayabilir…
Bu
itibarla bizlere armağan edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin değerini,
kıymetini bilip anlayalım…
12-Nerdeyse
İktidarın aldığı oy sayısı kadar insana, değişik adlar altında yapılan ayni ve
nakdi yardımların yapıldığı bir ortamda;
Vatandaşlarımızın
özgür iradesinden ve ileri demokrasiden bahsedilemez…
Bizler yoksul vatandaşlarımıza elbette yardım edeceğiz…
Ama Devletin yardımları ile ayakta duran insanların sayısı
öylesine çok ise ve sayıları da her geçen gün artıyorsa;
O
ülkede işler her geçen gün, kötüye gidiyor demektir…
13-
Günümüz Türkiye’sinde işlerin her geçen gün kötüye gidişi ile
Siyaseten gelinen çok kritik ve
çok tehlikeli durumun başka bir nedenini ben, şöyle düşünüyorum:
Bizler genetik olarak genelde
duygusal insanlarız.
Duygusallığın ağır bastığı bir
husus, ya da bir kimseye körü körüne inanma noktasında;
Akıl ve mantık çerçevesinde
hareket edildiğini maalesef söyleyemeyiz…
Bizlerin bu zafiyetinden Ülkemizi
yönetenler ve Yabancı devletler, her zaman yararlanmışlardır…
Örneğin günümüz Türkiye’sinde
iletişim araç ve imkânlarının son derece gelişmiş olmasına rağmen
Yüksek Eğitim görmüş çoğu insan;
2004’ten bu yana Ege Denizi’nde
bulunan 16 Adamızın Yunanistan tarafından işgal edilmiş olmasına inanmıyor,
inanmak istemiyor, ya da politik çıkarları sebebi ile ses çıkarmıyor…
Bu itibarla öncelikle
Hiçbir şeyin ve hiçbir kimsenin
esiri olmadan doğru ve mantıklı düşünmenin yolları,
Bu işin uzmanları tarafından
genç, yaşlı herkese anlatılmalı ve öğretilmelidir…
14- Bizler Tarihe yön vermiş bir
Milletin torunlarıyız…
Bizlere yoksullukla ve güncel
sorunlarla uğraşmak yakışmaz.
Ya da gelişmek ve sorunlarımızı
çözmek noktasında; Yabancı devletlerden yardım beklemek,
Ya da onların emperyalist
emellerine, bu konudaki projelerine ortak olmak yakışmaz.
15- Eğer önümüze Dünya devleti
olma yönünde bir hedef koyarsak
Ve bu işi kendi insanımız ve
kendi imkânlarımızla yaparsak;
O zaman Ülkemize, Orta Doğu’ya ve
Dünya’ya yeniden barış ve güven gelir…
Saygılarımla 6 Şubat 2015 Cuma
Mak. Yük.
Müh. Ahmet YALVAÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder