CUMHURBAŞKANLIĞI
SEÇİMİ-5
Makine
Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Sevgili Okuyucular,
biliyorsunuz bu hafta Pazar günü, yeni Cumhurbaşkanını seçmek üzere oy
kullanacağız; Umarım ki bu husus;
Türkiye’de bozulan Devlet düzeninin yeniden kurulmasında bir vesile
olur, yeni bir başlangıç olur; Ve umarım ki, Prof. Dr. Sayın Ekmeleddin
İHSANOĞLU seçilir. Bu günkü yazı ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde, gelinen
noktada, son değerlendirmeleri yapmak istiyorum:
Türkiye
Cumhuriyeti’nin geldiği noktayı anlamak, Ekmel Beyin niçin desteklenmesi
gerektiği konusunu anlamak açısından, daha önce yazılmış olan Cumhurbaşkanlığı
Seçimi 1-2-3-4 makalelerini okumanızı öneririm.
CHP VE MHP
SEÇİM KAMPANYASINI HIZLANDIRIMALIDIR, EKMEL BEYE DESTEK VAAD EDEN DİĞER SİYASİ PARTİLER
DE ELLERİNDEN GELENİ YAPMALIDIRLAR
CHP ve MHP’nin üst yönetimi zaten
doğrudan bu işin içindeler , ama koordinasyonun biraz zayıf olduğunu,
planlamanın iyi yapılmadığını, bu yüzden yürütülen faaliyetlerin yeterince
etkili olamadığını söylemek zorundayım
Örneğin Ekmel Beyin bir yerde
yapacağı şehir gezintisinde; nerelerde duracağı, ne yapılacağı, bu iş de
kimlerin görev alacağı detayları ile ve sorulacak bir husus olduğunda da; bilgi
alınabilecek kişilerin telefon numaraları da, internette yayınlanmalı idi…gibi.
Bu
itibarla CHP ve MHP yönetimleri, eğer kendi tabanlarını da motive edip,
çalışmayı genele yayabilirler ve bilişimin bütün imkânlarından da
yararlanırlarsa, bu iş olur.
Zaman
çok daraldı ama bunlardan yapılabilecek olanlar, mutlaka yapılmalı…
Benzer
hususları Ekmel Beye destek vadeden, ama Meclis dışında olan diğer siyasi
partiler için de öneriyorum
ÖZELLİKLE BU SEÇİMDE SANDIĞA GİDİP OY KULLANMAK, BİR VATAN BORCUDUR VE BU NOKTADA EKMEL BEY MUTLAKA
DESTEKLENMELİDİR
Eğer
Memleket sorunları konusunda duyarlı olduğunu bildiğimiz ve genelde yüksek
eğitimli ve varlıklı vatandaşlarımızdan bazıları, tatillerini yarıda kesip,
oylarını kullanmazlarsa, ya da, kendilerince bir sebepten dolayı oy kullanmak
istemeyenler olursa,
Bilsinler
ki; farkında olmadan Başbakan Tayyip ERDOĞAN’’ın ekmeğine yağ sürüyorlar
demektir. Türkiye’nin geldiği, getirildiği bu noktada, gerek bu gibi
vatandaşlarımıza, gerekse kendini vatansever olarak tanımlayan, genelde yüksek
eğitimli ve orta halli olup, oy verme kararlılığında olan sağcı, solcu tüm
duyarlı vatandaşlarımıza sesleniyorum;
Sandığa
gidin ve Ekmel Beye oylarınızla destek olun!..
Sadece
oy vermekle de kalmayın; Genelde düşük eğitimli ve yoksul vatandaşlarımızın
aydınlatılıp, bilgilendirilmesinde de, elinizden geleni yapın. Eğer bu
gibilerin anlayabileceği şekilde bir şeyler söylerseniz, en azından bir kısmını
ikna edebilirsiniz. Ekmel Bey, kendi kafanızda ve ölçülerinizde bir Aday olmaya
bilir; Bu konuda kimseye bir şey sorulmadı ve Ekmel Bey, CHP ve MHP’nin Çatı
Adayı olarak Halkımızın önüne kondu; Şu anda Meclis içinde ve dışında 10
Muhalefet Partisinin Ekmel Beyin adaylığını desteklediğini söyleyebiliriz. Ve
Ekmel Bey, Halkımız tarafından tanındıkça, sevilip, desteklendiğini görüyoruz. Ve
muhtemelen Birinci turda, Ekmel Bey sürpriz de yapabilir. Eğer Ekmel Bey
kazanırsa, bundan sonrasında ki Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde, Adayların Halk
tarafından belirlenmesi noktasında, daha demokratik adımlar atılabilir,
kurallar geliştirilebilir…. Dolayısı ile oy kullanma oranın yüksek olması;
Ekmel Beyin birinci turda da seçilme şansını artırır.
Bu
seçim; Türkiye’nin bölünüp, parçalanmasına göz mü yumacağız, yoksa iyi bir
vatandaş olma noktasında bir şeyler mi yapacağız sorusuna bir cevap
niteliğindedir. Eğer Türkiye Cumhuriyeti bu gün, birçok iç ve dış tehditler
altında bulunuyorsa; Türkiye’nin yönetim şeklinin değiştirilmesi yönünde bir
görüntü, bir algı oluşmuş ise; Yargı, Emniyet, MİT, TSK ve Devlet’in tüm
kurumları, böyle bir amaca göre yönlendiriliyor, ya da yönlendirilmeye
çalışılıyorsa; Bu konuda gerekli hukuki düzenlemeler de yapılıp, alt yapı da
oluşturulmaya çalışılıyorsa; Sonuçta tüm demokratik yollar tıkanmış ise, ya da
tıkanmak üzere ise; Ve Tek adamla yönetilme yönünde hızla yol alınıyorsa; Bu
ortamı hazırlayanlara verilmesi gereken en etkili cevap;
Sandığa
gitmek ve bu gibilere oy vermemektir.
Bu
noktada Sendikaların ve diğer Sivil Toplum Kuruluşlarının da, en azından kendi
üyelerini aydınlatıp, yönlendirmeleri konusunda; görev ve sorumlulukları
vardır. Bu gibiler de, bir şeyler yapma konusunda, ellerini taşın altına
koymalıdırlar…
BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN’IN SÖYLEMLERİNE İNANIP, ONU GÖZLERİ KAPALI DESTEKLEYEN HALÂ ÇOK SAYIDA
İNSAN VAR
İşin
zorluğu da burada, Üstelik Başbakan Tayyip ERDOĞAN istifa etmedi ve Devlet’in
bütün imkânlarını yasak olmasına rağmen, kullanmaya devam ediyor. İşin hafife
alınacak bir yanı yok, Başlıkta da vurgulandığı üzere; şu anda Başbakan Tayyip
ERDOĞAN’ın her söylediğine inanıp, onu halâ destekleyen çok sayıda insan var.
Bu
gibi insanlara da kızamayız.
Bu
nokta da; yol, köprü, Marmaray, yapılacak olan Havaalanı gibi bazı projeler ile
Değişik
adlar altında yapılan ayni ve nakdi yardımların, Sağlık alanında ve başka
sosyal alanlarda verilen hizmetlerin, AKP’ye özellikle de Başbakan Tayyip
ERDOĞAN’a destek konusunda, elbet de bir pay vardır. Ama bu gibi yardımlar ve
birkaç proje, tek başlarına birer neden değil, çok daha başka nedenler de var.
Bu
gibi vatandaşlarımızdan önemli bir kısmını, mantık çerçevesinde ve iyi bir
anlatımla ikna etmek mümkün olsa da, bir kısmını ikna etmek, maalesef mümkün
değil
Böylesi
bir durum; aklın, mantığın iflas ettiği bir noktadır. Ve bu hususun da birçok
nedenleri vardır. Ben bu noktada AKP’ye samimi duygularla oy verip, Başbakan
Tayyip ERDOĞAN’ı destekleyen vatandaşlarımıza da bir şeyler söylemek istiyorum.
Bu gibi vatandaşlarımız şu hususu özellikle unutmasınlar:
Siyasi
iktidarlar ve siyasetçiler Halkımıza hizmet etmek için vardırlar, Bu itibarla
bazı hizmetleri gözlerinde fazla büyütmesinler!... Ama AKP’ Hükümeti’nin ve
onun başındaki Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ın
da , Anayasaya ve yasalara uymak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Vatanı ve Milleti ile
Bölünmez Bütünlüğünü koruyup, kollamak konusunda da, görev ve sorumlulukları
vardır. Ve bu konuda namus ve şeref üzerine edilen yeminler vardır, Sadece
Siyasiler değil herkesin; Türkiye Cumhuriyeti’nin korunup kollanmasında, devir
alınan mirasın eksiksiz olarak gelecek kuşaklara aktarılmasında sorumlulukları
vardır…
Sözde
yapılan ve yapılmak istenen projeler konusunda da, bir şeyler söylemek
istiyorum
Peki, bu
gibi projelerin hepsinin bir ihtiyaç tan kaynaklandığını söyleyebilir miyiz?
Bu
projelerin kısa ve uzun vadede çevresel ve sosyal etkileri gözünde bulunduruldu
mu?
Verilen
ihaleler usulüne uygun yapıldı mı?
Bu
gibi konularda maliyetler şişirilip, yandaşlara peşkeş çekildi mi? Kredi temini
ve geri ödenmesi konusunda, Türkiye’nin menfaatleri düşünüldü mü? Gelecek
kuşaklar, büyük mali sorumlulukların altına sokuldu mu? Maalesef tüm bu gibi
sorularda olumlu bir yanıt bulamıyoruz. Basına da yansıyan çok sayıda bilgi ve
belgelerle, bu gibi proje ve ihalelerinin cılkının çıktığını biliyoruz ve
görüyoruz
CUMHURBAŞKANI ADAYLARININ SÖZLERİNDEN BAZI ÖRNEKLER
Saksı, vazo, monşer, çarkçıbaşı… Bu
sözlerle Başbakan aslında Ekmel Beyi aşağılayıp, küçük düşürmek istiyor ama; Ekmel
Bey bağırıp, çağırmadan, sakin ve mantık çerçevesinde, bakın nasıl cevaplar
veriyor: Saksı, vazo gibi sözlerle İnsanlara kulp takmak, Dinen günahtır, Monşer
azizim demek, ben böylesi bir sözden mutluluk duyarım,
Benim
gemilerim yok ki, çarkçıbaşı olayım..gibi
Gazetecilerin,
Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ın kendisine böylesi sözler sarf etmesi karşısında,
niçin aynı tonda üslup kullanmadığı gibi sorulara ise, bakın nasıl bir cevap
veriyor:
Bizim
eskiye dayalı bir dostluğumuz var; onu aşağılayıp, küçültecek sözler sarf
edemem..gibi Bunun bizim kültürümüzde aslında karşılığı şudur: Acı Bir Kahvenin
40 Yıl Hatırı Vardır.
Böylesi
bir Atasözünden esinlenmiş olmalı ki, Ekmel Bey, tersi bir durum sergilemek
istemiyor; Ne güzel bir davranış bu!…
Böylesi
bir davranış ve iyi eğitimli olmak, aradaki farkı açıkça ortaya koyuyor..
Başbakan
ERDOĞAN, CHP Lideri Kemal KILIÇDAROĞLU’na sen Alevi’sin diyor, BDP Eş Başkanı
ve diğer Aday Selahattin DEMİRTAŞ’a ise, sen Zaza’sın diyor. PKK yanlısı
ayrılıkçı söylemleri ile bilinen DEMİRTAŞ bile, bu sözler karşısında Başbakan
Tayyip ERDOĞAN’ı bölücülük yapmakla suçluyorsa; bu husus önemli bir gelişmedir
ve konu anlaşılmıştır.
FAZLADAN 18
MİLYON OY PUSULASI BASMAK NE ANLAMA
GELİYOR?..
Böylesi
bir hususu özellikle, kendisini inançlı ve dindar olarak gören ve her hâlükârda
AKP’yi ve Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ı
savunan seçmenlere sormak lazım…
Ama çoğu
vatandaş böylesi bir hususun ne anlama geldiğini biliyor…
BAŞBAKAN
TAYYİP ERDOĞAN TELEVİZYONA ÇIKIP, DİĞER
ADAYLARLA NİÇİN TARTIŞMAK İSTEMİYOR?
Böylesi
bir husus, gelişmiş Batı demokrasilerinde, olmazsa olmazlardandır
Başbakan
Tayyip RDOĞAN, bundan niye imtina eder ve niçin televizyonda diğer adaylar ile
tartışmak istemez?...
Aslında
böylesi bir husus, isteğe bağlı olmamalı,
Bu
seçimin Türkiye için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder