7 Ağustos 2014 Perşembe

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ-5, Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ-5
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
         Sevgili Okuyucular, biliyorsunuz bu hafta Pazar günü, yeni Cumhurbaşkanını seçmek üzere oy kullanacağız; Umarım ki bu husus;  Türkiye’de bozulan Devlet düzeninin yeniden kurulmasında bir vesile olur, yeni bir başlangıç olur; Ve umarım ki, Prof. Dr. Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU seçilir. Bu günkü yazı ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde, gelinen noktada, son değerlendirmeleri yapmak istiyorum:
Türkiye Cumhuriyeti’nin geldiği noktayı anlamak, Ekmel Beyin niçin desteklenmesi gerektiği konusunu anlamak açısından, daha önce yazılmış olan Cumhurbaşkanlığı Seçimi 1-2-3-4 makalelerini okumanızı öneririm.
CHP VE MHP SEÇİM KAMPANYASINI HIZLANDIRIMALIDIR, EKMEL BEYE DESTEK VAAD EDEN DİĞER SİYASİ PARTİLER DE ELLERİNDEN GELENİ YAPMALIDIRLAR
            CHP ve MHP’nin üst yönetimi zaten doğrudan bu işin içindeler , ama koordinasyonun biraz zayıf olduğunu, planlamanın iyi yapılmadığını, bu yüzden yürütülen faaliyetlerin yeterince etkili olamadığını söylemek zorundayım
            Örneğin Ekmel Beyin bir yerde yapacağı şehir gezintisinde; nerelerde duracağı, ne yapılacağı, bu iş de kimlerin görev alacağı detayları ile ve sorulacak bir husus olduğunda da; bilgi alınabilecek kişilerin telefon numaraları da, internette yayınlanmalı idi…gibi.
Bu itibarla CHP ve MHP yönetimleri, eğer kendi tabanlarını da motive edip, çalışmayı genele yayabilirler ve bilişimin bütün imkânlarından da yararlanırlarsa, bu iş olur.
Zaman çok daraldı ama bunlardan yapılabilecek olanlar, mutlaka yapılmalı…
Benzer hususları Ekmel Beye destek vadeden, ama Meclis dışında olan diğer siyasi partiler için de öneriyorum
ÖZELLİKLE BU SEÇİMDE SANDIĞA GİDİP OY KULLANMAK, BİR VATAN BORCUDUR VE BU NOKTADA EKMEL BEY MUTLAKA DESTEKLENMELİDİR
Eğer Memleket sorunları konusunda duyarlı olduğunu bildiğimiz ve genelde yüksek eğitimli ve varlıklı vatandaşlarımızdan bazıları, tatillerini yarıda kesip, oylarını kullanmazlarsa, ya da, kendilerince bir sebepten dolayı oy kullanmak istemeyenler olursa,
Bilsinler ki; farkında olmadan Başbakan Tayyip ERDOĞAN’’ın ekmeğine yağ sürüyorlar demektir. Türkiye’nin geldiği, getirildiği bu noktada, gerek bu gibi vatandaşlarımıza, gerekse kendini vatansever olarak tanımlayan, genelde yüksek eğitimli ve orta halli olup, oy verme kararlılığında olan sağcı, solcu tüm duyarlı vatandaşlarımıza sesleniyorum;
Sandığa gidin ve Ekmel Beye oylarınızla destek olun!..
Sadece oy vermekle de kalmayın; Genelde düşük eğitimli ve yoksul vatandaşlarımızın aydınlatılıp, bilgilendirilmesinde de, elinizden geleni yapın. Eğer bu gibilerin anlayabileceği şekilde bir şeyler söylerseniz, en azından bir kısmını ikna edebilirsiniz. Ekmel Bey, kendi kafanızda ve ölçülerinizde bir Aday olmaya bilir; Bu konuda kimseye bir şey sorulmadı ve Ekmel Bey, CHP ve MHP’nin Çatı Adayı olarak Halkımızın önüne kondu; Şu anda Meclis içinde ve dışında 10 Muhalefet Partisinin Ekmel Beyin adaylığını desteklediğini söyleyebiliriz. Ve Ekmel Bey, Halkımız tarafından tanındıkça, sevilip, desteklendiğini görüyoruz. Ve muhtemelen Birinci turda, Ekmel Bey sürpriz de yapabilir. Eğer Ekmel Bey kazanırsa, bundan sonrasında ki Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde, Adayların Halk tarafından belirlenmesi noktasında, daha demokratik adımlar atılabilir, kurallar geliştirilebilir…. Dolayısı ile oy kullanma oranın yüksek olması; Ekmel Beyin birinci turda da seçilme şansını artırır.
Bu seçim; Türkiye’nin bölünüp, parçalanmasına göz mü yumacağız, yoksa iyi bir vatandaş olma noktasında bir şeyler mi yapacağız sorusuna bir cevap niteliğindedir. Eğer Türkiye Cumhuriyeti bu gün, birçok iç ve dış tehditler altında bulunuyorsa; Türkiye’nin yönetim şeklinin değiştirilmesi yönünde bir görüntü, bir algı oluşmuş ise; Yargı, Emniyet, MİT, TSK ve Devlet’in tüm kurumları, böyle bir amaca göre yönlendiriliyor, ya da yönlendirilmeye çalışılıyorsa; Bu konuda gerekli hukuki düzenlemeler de yapılıp, alt yapı da oluşturulmaya çalışılıyorsa; Sonuçta tüm demokratik yollar tıkanmış ise, ya da tıkanmak üzere ise; Ve Tek adamla yönetilme yönünde hızla yol alınıyorsa; Bu ortamı hazırlayanlara verilmesi gereken en etkili cevap;
            Sandığa gitmek ve bu gibilere oy vermemektir.
Bu noktada Sendikaların ve diğer Sivil Toplum Kuruluşlarının da, en azından kendi üyelerini aydınlatıp, yönlendirmeleri konusunda; görev ve sorumlulukları vardır. Bu gibiler de, bir şeyler yapma konusunda, ellerini taşın altına koymalıdırlar…
BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN’IN SÖYLEMLERİNE İNANIP, ONU GÖZLERİ KAPALI DESTEKLEYEN HALÂ ÇOK SAYIDA İNSAN VAR
İşin zorluğu da burada, Üstelik Başbakan Tayyip ERDOĞAN istifa etmedi ve Devlet’in bütün imkânlarını yasak olmasına rağmen, kullanmaya devam ediyor. İşin hafife alınacak bir yanı yok, Başlıkta da vurgulandığı üzere; şu anda Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ın her söylediğine inanıp, onu halâ destekleyen çok sayıda insan var.
Bu gibi insanlara da kızamayız.
Bu nokta da; yol, köprü, Marmaray, yapılacak olan Havaalanı gibi bazı projeler ile
Değişik adlar altında yapılan ayni ve nakdi yardımların, Sağlık alanında ve başka sosyal alanlarda verilen hizmetlerin, AKP’ye özellikle de Başbakan Tayyip ERDOĞAN’a destek konusunda, elbet de bir pay vardır. Ama bu gibi yardımlar ve birkaç proje, tek başlarına birer neden değil, çok daha başka nedenler de var.
Bu gibi vatandaşlarımızdan önemli bir kısmını, mantık çerçevesinde ve iyi bir anlatımla ikna etmek mümkün olsa da, bir kısmını ikna etmek, maalesef mümkün değil
Böylesi bir durum; aklın, mantığın iflas ettiği bir noktadır. Ve bu hususun da birçok nedenleri vardır. Ben bu noktada AKP’ye samimi duygularla oy verip, Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ı destekleyen vatandaşlarımıza da bir şeyler söylemek istiyorum. Bu gibi vatandaşlarımız şu hususu özellikle unutmasınlar:
Siyasi iktidarlar ve siyasetçiler Halkımıza hizmet etmek için vardırlar, Bu itibarla bazı hizmetleri gözlerinde fazla büyütmesinler!... Ama AKP’ Hükümeti’nin ve onun başındaki Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ın  da , Anayasaya ve yasalara uymak,  Türkiye Cumhuriyeti’nin Vatanı ve Milleti ile Bölünmez Bütünlüğünü koruyup, kollamak konusunda da, görev ve sorumlulukları vardır. Ve bu konuda namus ve şeref üzerine edilen yeminler vardır, Sadece Siyasiler değil herkesin; Türkiye Cumhuriyeti’nin korunup kollanmasında, devir alınan mirasın eksiksiz olarak gelecek kuşaklara aktarılmasında sorumlulukları vardır…
Sözde yapılan ve yapılmak istenen projeler konusunda da, bir şeyler söylemek istiyorum
Peki, bu gibi projelerin hepsinin bir ihtiyaç tan kaynaklandığını söyleyebilir miyiz?
Bu projelerin kısa ve uzun vadede çevresel ve sosyal etkileri gözünde bulunduruldu mu?
Verilen ihaleler usulüne uygun yapıldı mı?
Bu gibi konularda maliyetler şişirilip, yandaşlara peşkeş çekildi mi? Kredi temini ve geri ödenmesi konusunda, Türkiye’nin menfaatleri düşünüldü mü? Gelecek kuşaklar, büyük mali sorumlulukların altına sokuldu mu? Maalesef tüm bu gibi sorularda olumlu bir yanıt bulamıyoruz. Basına da yansıyan çok sayıda bilgi ve belgelerle, bu gibi proje ve ihalelerinin cılkının çıktığını biliyoruz ve görüyoruz
            CUMHURBAŞKANI ADAYLARININ SÖZLERİNDEN BAZI ÖRNEKLER
            Başbakan Tayyip ERDOĞAN, Ekmel Bey için bakın ne diyor:
            Saksı, vazo, monşer, çarkçıbaşı… Bu sözlerle Başbakan aslında Ekmel Beyi aşağılayıp, küçük düşürmek istiyor ama; Ekmel Bey bağırıp, çağırmadan, sakin ve mantık çerçevesinde, bakın nasıl cevaplar veriyor: Saksı, vazo gibi sözlerle İnsanlara kulp takmak, Dinen günahtır, Monşer azizim demek, ben böylesi bir sözden mutluluk duyarım,
Benim gemilerim yok ki, çarkçıbaşı olayım..gibi
            Gazetecilerin, Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ın kendisine böylesi sözler sarf etmesi karşısında, niçin aynı tonda üslup kullanmadığı gibi sorulara ise, bakın nasıl bir cevap veriyor:
Bizim eskiye dayalı bir dostluğumuz var; onu aşağılayıp, küçültecek sözler sarf edemem..gibi Bunun bizim kültürümüzde aslında karşılığı şudur: Acı Bir Kahvenin 40 Yıl Hatırı Vardır.
Böylesi bir Atasözünden esinlenmiş olmalı ki, Ekmel Bey, tersi bir durum sergilemek istemiyor; Ne güzel bir davranış bu!…
Böylesi bir davranış ve iyi eğitimli olmak, aradaki farkı açıkça ortaya koyuyor..
Başbakan ERDOĞAN, CHP Lideri Kemal KILIÇDAROĞLU’na sen Alevi’sin diyor, BDP Eş Başkanı ve diğer Aday Selahattin DEMİRTAŞ’a ise, sen Zaza’sın diyor. PKK yanlısı ayrılıkçı söylemleri ile bilinen DEMİRTAŞ bile, bu sözler karşısında Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ı bölücülük yapmakla suçluyorsa; bu husus önemli bir gelişmedir ve konu anlaşılmıştır.
FAZLADAN 18 MİLYON OY PUSULASI BASMAK NE ANLAMA GELİYOR?..
Böylesi bir hususu özellikle, kendisini inançlı ve dindar olarak gören ve her hâlükârda AKP’yi ve  Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ı savunan seçmenlere sormak lazım…
Ama çoğu vatandaş böylesi bir hususun ne anlama geldiğini biliyor…
BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN TELEVİZYONA ÇIKIP, DİĞER ADAYLARLA NİÇİN TARTIŞMAK İSTEMİYOR?
Böylesi bir husus, gelişmiş Batı demokrasilerinde, olmazsa olmazlardandır
Başbakan Tayyip RDOĞAN, bundan niye imtina eder ve niçin televizyonda diğer adaylar ile tartışmak istemez?...
Aslında böylesi bir husus, isteğe bağlı olmamalı,
Yasal olarak, bağlayıcı hükümler de konulmalı…
Bu seçimin Türkiye için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum
Saygılarımla 7 Ağustos 2014 Perşembe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder