1 Haziran 2016 Çarşamba

ADALET PARTİSİ VE İLK OLAĞAN KONGRE; Adalet Partisi Kurucu Üyesi ve Genel Başkan Danışmanı, Ahmet YALVAÇ

                ADALET PARTİSİ          (AP) VE İLK OLAĞAN KONGRE
                Sevgili Okurlar, 5 Haziran 2016 Pazar günü saat 10’da, Ankara’da Akay’da eski adı Dedeman, yeni adı LATANYA oteli’nde;
                ADALET PARTİSİ’nin 1. Olağan kongresi yapılıyor.
                ADALET PARTİSİ, bu ilk Olağan Kongresi ile Merkez Sağ’da yaşanan boşluğu doldurmak ve muhtemelen 2016’nın Ekim, ya da Kasım aylarında yapılacağı anlaşılan baskın bir erken seçimde;
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmek azim ve kararlılığında olup,
Teşkilatlanmasını tamamlamak ve kadrosunu bu amaca yönelik olarak yenilemek ve güçlendirmek istemektedir.
ADALET PARTİSİ’nin Türkiye çapımda teşkilatlanma yolunda gösterilen gayret ve çabayı, alınan neticeyi çok önemsiyorum.
Bu konuda emeği geçen, maddi ve manevi katkı koyan herkesi, yürekten kutlarım.
Tabi ki yapılacak, daha çok iş var. Türkiye’nin bütün il ve ilçelerinde teşkilatlanmayı tamamlamak; Umut veren iş bilen, plan ve projeleri olan arkadaşlarla, bu teşkilatları güçlendirmek lazım…
Türkiye’nin siyaseten içine düştüğü, düşürüldüğü durumdan etkilenip, kendi payına düşeni yapmak arzu ve isteği ile
Bazı vatandaşlarımızın, Teşkilatta kullanılmak üzere daire bağışlamaları, ya da, bir teşkilatın masraflarını karşılamak kaydıyla, bir göreve talip olmalarını;
Bütün kuşatılmışlığa rağmen, Türkiye’de bir uyanışın, bir silkinişin, ilk işaretleri olarak değerlendirebiliriz. 
Merkez Sağ’da siyaset yapan bir Yazar olarak, yeniden kurulan ADALET PARTİSİ ile bu partinin önem ve değeri konusunda, daha önceleri 3 makale yazdım.
Arzu edenler, bu 3 makaleyi; benim web sitemin arşivinden indirip, okuyabilirler.
Olağan 1, kongre vesilesi ile bu gün ADALET PARTİSİ ile ilgili olarak, 4 üncü makaleyi yazıyorum
BU MAKALE ile ADALET PARTİSİ’nin, Halkımız nezdinde, yeni bir umut yeni bir ışık haline nasıl geleceği konusunda;
Siyasal ve teknik alanda plan ve projeleri olan, kapsamlı analizler yapan birisi olarak,
Önerilerde bulunmak istiyorum:
Bu vesile ile bu kongrenin başarılı geçmesini ve Ülkemiz adına;
İçine düştüğümüz, düşürüldüğümüz kaos ortamından kurtulmamıza vesile olmasını diliyorum.
Önemli gördüğüm ve yapılması gerektiğine inandığım, bazı önemli hususlar:
1-ZAMAN ÇOK KISA, SÜR’ATLE NETİCE ALABİLMEK İÇİN; ESKİ DÖNEMLERDE MİLLETVEKİLLİĞİ YAPMIŞ, ÖNEMLİ MAKAMLARA GELMİŞ VE OY OLARAKTA KARŞILIĞI OLAN, MERKEZ SAĞ SİYASETÇİLERE ADALET PARTİSİ KADROLARINDA, MUTLAKA YER VERİLMELİDİR.
Şunu demek istiyorum:
ADALET PARTİSİ’nin kuruluş aşamasından, Teşkilatlanma süreci ve 1. Olağan kongre icrası noktasına gelmesi;
Elbette mevcut Arkadaşlarımızın katkı ve çabaları ile olmuştur. Bu katkı ve çabalar, asla inkâr edilemez, göz ardı da edilemez…
Kurucu kadromun % 10’unun, Prof. Dr kademesinde Bilim adamı olması,
Ticaret ve siyasette yer almış olan kişilerden oluşması,
Genç arkadaşlarımızın bulunması;
Gelecek adına, umut veren, çok önemli unsurlardır.
Ama siyaset; Halktan oy alma, alabilme sanatıdır.
Bu itibarla, başta da belirttiğim üzere; deneyimli  ve oy olarak ta karşılığı olan, deneyimli siyasetçilerin, ADALET PARTİSİ’nin  kadrolarında, mutlaka yer almaları sağlanmalıdır.
Örneğin Nevzat ERCAN, Turhan GÜVEN, Ali Naili ERDEM, Esat KIRATLIOĞLU,Saffet KAYA, Rıfat SERDAROĞLU, Mehmet Arif DEMİRER, Ziya  KIVANÇ gibi, Merkez Sağ’da siyaset yapmış ve önemli görevlerde bulunmuş bu gibi kişilerin;
Bu Partide yer almalarının sağlanması, işi çok kolaylaştırır.
Hem de bu gibi Arkadaşlarımızın tecrübelerinden, mevcut kadronun, azami şekilde yararlanması  da sağlanmış olur.
Gerçi bu gibi Arkadaşların, ADALET PARTİSİ’nin kadrolarında, yer almak gibi bir talepleri yok.
Ama ben bu Arkadaşlardan bazıları ile konuştum, düşüncelerimi onlara aktardım ve onları ikna etmeye çalıştım…
Benim bu gibi önemli Siyasetçilerle, eskiye dayanan bir samimiyetim. bir yakınlığım var.
Sonra ben, bir araştırmacı, bir Yazar kimliğimle Herkesle konuşabilirim ve konuşuyorum da.
Ama benim kişisel olarak yaptığım bir girişimi; Genel Başkan sıfatıyla Prof. Dr. Vecdet ÖZ, kaldığım yerden devam ettirirse, çok daha yararlı olur…
Eğer Vecdet Hoca, bu Arkadaşları telefonla arayıp, biraz sohbet ederse, yararlı olur kanaatindeyim…
2-SAADETTİN TANTAN; HALKIMIZ TARAFINDAN SEVİLEN, SAYILAN VE OY OLARAKTA KARŞIKIĞI OLAN BİR KİŞİ…
Ama Lideri olduğu YURT PARTİSİ; ÇOĞU KÜÇÜK Parti gibi seçim barajını aşamadı, bir varlık gösteremedi..
Sayın Saadettin TANTAN, Merkez Sağ camiadan biri. Seçimleri kazanamasa bile kurulu, teşkilatları var.
Benim Sayın TANTAN ile de, eskiye dayalı bir samimiyetim var…
Eğer Vecdet Hoca, Sayın TANTAN ilede konuşur ve YURT PARTİSİ’nin Teşkilatları ile, ADALET PARTİSİ’ne katılımını sağlarsa, gelecek adına, iyi bir hizmet yapılmış olur.
3-SİYASETLE DOĞRUDAN İLİŞKİSİ OLMAYAN,AMA  HALKIMIZ TARAFINDAN SEVİLİP SAYILAN VE ILIMLI GÖRÜŞLERİ İLE TANINAN, ANIL ÇEÇEN GİBİ BİLİM ADAMLARI VE BAŞKALARI…;  KADROYA DAHİL EDİLEBİLİRSE ÇOK YARARLI OLUR.
Eğer böylesi önemli girişimler yapılırsa;
ADALET PARTİSİ, her kesim için, bir umut kaynağı haline gelebilir.
4-TELEVİZYON DESTEĞİ OLMADAN OLMAZ…
Bu konuda bir arayış içinde olmak lazım.En önemlisi de gidişattan memnun olmayan tüm Kesimlere ve Yazılı ve Görsel basın kuruluşlarına,uygulamaları, plan ve projeleri ile;
Gelecek adına umut veren bir görüntü vermek;
Onların desteğini sağlamak açısından, çok önemlidir.
Yazılı ve Görsel basından destek beklerken, mevcut imkânlardan da, azami şekilde yararlanılmalı;
Özellikle de geçmişte, ASALET PARTİSİ’nin yanında olanlarla, yollar ayrılmamalı, ipler koparılmamalıdır…
Bu gibi hususlar, aslında büyüyüp, gelişmek isteyen her Siyasi kuruluş için, çok önemlidir.
Bu itibarla ADALET PARTİSİ de, önemli yerlere konusunda uzman ve profesyonel Yönecileri, yada deneyimli Siyasetçileri yerleştirmelidir.
5-KONUSUNDA UZMAN KİŞİLERDEN OLUŞAN BİR EKİP OLUŞTURULMALI VE ÖNEMLİ YERLERDE, SALON TOPLANTILARI İLE HALKIMIZ BİLGİLENDİRİLMELİDİR…
Bu gibi konularda Prof Dr. Anıl ÇEÇEN, Mehmet Arif DEMİRER ve konusuna göre, başka Bilim adamları ve tanınmış Konuşmacılardan da yararlanılabilir.
Eğer bu gibi salon toplantılarında, her zaman olmasa da, Sayın Genel Başkan Prof. Dr. Vecdet ÖZ’ün de bulunmasında, yarar var.
Böylece Genel Başkan olarak, hem kendisinin, hem de ADALET PARTİSİ’nin tanıtımını yapmış olur.
Sayın ÖZ’ü yakından tanıyorum.Kendisi  İstanbul Cerrah Paşa TIP FAKÜLTESİ- ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ  Başkanı.
Merkez SAĞ gelenekten gelen ve Sağlık Bakanlığı’nda Müsteşarlık ta yapmış bir kişi,
Konuşması düzgün ve etkileyici…
Sonra çok zor bir dönemde, umutların tükendiği bir zamanda, faydalı olmak umudu ile,ADALET PARTİSİ’nin kurulmasına öncülük etmiştir.
YAZILI VE Görsel Basının büyük ölçüde, İktidarın kontrolünde olduğunu düşünürsek, bu gibi kapalı salon toplantılarının, büyük bir önemi var.
6-İL VE İLÇE TEŞKİLATLARI İLE GENELMERKEZ DE YAPILABİLECEK SOSYAL ETKİNLİKLER.
-Kurucu üyeler arasında, Tıp Doktorlarının da olduğunu biliyoruz.
Eğer bu gibi Arkadaşlarımız, bulundukları İl, İlçe ya da, Genel Merkezde, haftanın belli gün ve saatlerinde hazır bulunur ve sağlık hizmeti verirlerse, çok yararlı olur.
-ADALET PARTİSİ adına; futbol, voleybol, basketbol…gibi spor takımları kurulabilir.
-Türk  sanat müziği ve Halk müziği çalışmaları yapılabilr.
-Pasta, börek, yemek yapma gibi kurslar verilebilir. Sonra Teşkilatlara gelen misafirler, bu ürünlerden yararlanabilir…
-Bilgisayar kursları verilebilir. Böylece sadece gençlerin değil, yetişkinlerinde;
Bilgi ulaşımına erişebilmeleri sağlanıp, ADALET PARTİSİ adına yarar sağlanabilir.
Demek istediğim husus şu:
Eğer her yaştan ve her sınıftan insanları cezp edecek, hayatta işlerine yarayacak faydalı etkinlikler yapılırsa;
Partiye olan ilgi kendiliğinden doğar ve giderek artar…
Sonra gençlerimiz, bu gibi sportif faaliyetlere, müziğe ve sanata yönlendirilirse;
Onların ideolojik saplantılara ve terör faaliyetlerine yönelmeleri de, önlenmiş olur..
ADALET PARTİSİ, sadece laf üreten değil de, bu gibi sosyal etkinliklerle de, diğer siyasi partilerden farklı olduğunu ortaya koymalıdır. Gerisi gelir.
-İl ve İlçe Teşkilatlarında ve Genel Merkezde, her hafta, Teşkilatlarda yürütülen faaliyetler ve çözümleri konusunda, ya da Toplumu ilgilendiren her konuda, bilgilendirme ve tartışma toplantıları yapılmalıdır.
7-İLAVE PARA DESTEĞİ SAĞLANMADAN, ETKİLİ BİR SİYASİ FAALİYET YÜRÜTÜLEMEZ.
Şunu demek istiyorum:
Bu gün kredi kartı sistemi, yaşamın her alanında, yaygın olarak kullanılır hale gelmiştir.
Eğer Bankalarla işbirliği yapılıp, POS makinesi temin edilirse;
20 TL’şlik üye aidatı ile yöneticilerden ödenmesi istenen aidatları da, bu sistem ile tahsil etme yoluna gidersek;
Güvenilir ve zamanın da elimizde olan bir kaynak elde ederiz.
Normal sistemde eğer, insanların, belirlenen bir hesa para yatırmaları beklenirse;
İster istemez sorunlar yaşanır…
ADALET PARTİSİ’NİN KURULMASINI KİM VE NİYE İSTEDİ? ESKİ VE YENİ ADALET PARTİSİ ARASINDA, NASIL BİR BAĞLANTI VAR?
                27 MAYIS 1960’ta Askerler tarafından gerçekleştirilen ihtilâl sonrasında, kapatılan Demokrat Parti’nin devamı olarak;
Askeri Darbeye karşı olan başka bir Asker, Orgeneral Ragıp GÜMÜŞPALA Tarafından kurulan ADALET PARTİSİ;
Sayın GÜMÜŞPALA’nın zamansız ölümü nedeniyle asıl kimliğini ve önemini;
9.Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman DEMİREL’in, ADALET PARTİSİ’nin başına geçmesi ile kazanmıştır.
12 Eylül 1980’de,o zamanT ürkiye’nin 4 üncü Ordusu; Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kenan EVREN ve Arkadaşları tarafından gerçekleştirilen başka bir Askeri darbe sonucunda;
Demokrasimiz yine kesintiye uğramış ve bu kapsamda, Süleyman DEMİREL’in ADALET partisi ile birlikte, diğer Siyasi partilerimizde kapatılmıştı
MEVCUT Siyasi liderlerin ve Partilerinin yasaklı olduğu bir dönemde, ADALET  PARTİSİ’nin devamı niteliğinde ama başka bir adla;
DOĞRU YOL olarak kurulmuş
Ve Siyasi yasakların kalkması ile Süleyman DEMİREL tekrar, Siyasete dönmüş ve Partinin başına geçmiştir.
Ama Demokrasiye tekrar geçiş sağlandıktan sonra, ADALET PARTİSİ, Bülent Şimşek ÖZÇELİK tarafından yeniden kurulmuş ve 1995 yılına kadar, varlığını devam ettirmiştir.
Rahmetli Süleyman DEMİREL’e bazıları MASON Süleyman, MORRİSON Süleyman adını takmış olsalar da;
Türkiye gerek Süleyman DEMİREL, gerekse başka Sağ iktidarlar zamanında;
K imse birbiriyle takıştırılıp, tokuşturulmadan, 50 yıla yakın bir süre içerisinde;2002 yılına kadar gelinmiştir.
Bu defasında3 Kasım 2002’de iktidara gelen ve 14 yıldır Türkiye’yi idare etmekte olan aşırı Dinci Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’nin Lideri Recep Tayyip ERDOĞAN;
Her vesile Askeri darbelere karşı olduğunu ve Türkiye’yi Askerlerin vesayetinden kurtaracağını  söylese de,
Yine her vesile İleri Demokrasi söylemlerini, dilinden düşürmese de;
Bu gün Türkiye Askeri vesayet altında olmasa da, Sivil vesayet altına girmiştir ve Türkiye’nin AKP ile geldiği nokta ortadadır ve O’nun lideri Recep Tayyip ERDOĞAN’ın, iktidarı bırakmak istemediği de, artık açıkça ortadadır…
Şimdi tekrar Süleyman DEMİREL ve1.Olağan kongresi yapılacak olan ADALET PARTİSİ’nin niçin ve nasıl kurulduğu konusuna girmek istiyorum.
Rahmetli Süleyman DEMİREL;
Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’nin Türkiye’yi adım adım Cumhuriyet’ten, ATATÜRK ilke ve İnkilaplarından ve Cumhuriyet’in kazanımlarından uzaklaştırmaya çalıştığını görmüş
Ve her vesile Bilge insan olarak, Halkımızı tehlikelere karşı uyarmaya çalışmıştır.
Türkiye’nin geleceğinden endişe duyduğundan; bu noktada ;
ADALET PARTİSİ’nin yeniden kurulması gerektiğini vurguladığı söylenmektedir.
NETİCEDE:
ADALET PARTİSİ, aynı Amblem ve aynı esaslar dahilinde, İstanbul Cerrahpaşa TIP Fakültesi- Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Vecdet ÖZ tarafından,17 Eylül 2015 tarihinde yeniden kurulmuş ve bu günlere gelinmiştir.
ADALET VE KALKINMA PARTİSİ AKP, NASIL İKTİDARA GELMİŞTİR?
Amerika Birleşik Devletleri ABD, Ortadoğu’daki enerji kaynaklarının üstüne oturmayı ve enerji yollarının kontrolünü elinde tutmak için, Ortadoğu’ya yerleşmek için;
Büyük Ortadoğu Projesi BOP kapsamında , Atlas Okyanusu’ndan başlayıp, Kuzey Afrika, Ortadoğu  ve Orta Asya’ya kadar 22 İslam ülkesinin sınırlarının değişeceğini açıkça söylerken;
Irak’ın, Suriye’nin, İran’ın ve Türkiye’nin de, bölünüp, parçalanacağını ve sınırlarının değişeceğini ön görüyordu.
İran Yönetenlerin bilinçli,ulusal çıkarlarını ön planda tutmaları ve kıvrak diplomasi manevraları sayesinde bu gün İran’ın;
BOP projesinin yıkıcı, parçalayıcı etkisinden, en az zarar gören ülke olduğu söylenebilir.
Her gün 5-10 şehit cenazesinin gelmesinde,
PKK’nın ve PYD’nin terör faaliyetlerinin, Güvenlik Güçlerimizin yoğun mücadelesine rağmen, bir türlü bitirilememesinin ve Türkiye’nin bölünüp, parçalanma noktasına gelmesinin planları;
Daha 1990’lı yıllarda, yapılmaya başlanıyor.
Bu gibi konulara, benim web sitemde yaptığım analizlerde, sıkça rastlayabilirsiniz.
İşin özü ve özeti şu:
Amerika Birleşik Devletleri ABD, yukarıda sıraladığım stratejik hedeflerine ulaşmak doğrultusunda;
Türkiye’de Ilımlı İslam modeli siyasi bir yapı oluşturmak istiyor.
Bu amaç doğrultusunda AKP ve onun Lideri Recep Tayyip ERDOĞAN, parlatılıp, İktidara hazırlanırken, Merkez Sağ da, bir operasyonla çökertiliyor.
2 Kasım 2002’de yapılan erken seçimde Doğru Yol Partisi % 9.98 oyla baraj altında kalıyor.Toplam 106 bin oyla.
Tabi ki bu güne kadar yapılan seçimlerde, seçim güvenliğinden ve Millet’in iradesinin doğru yansıtıtıldığından, bahsedemeyiz.
Bu güne kadar, oy hırsızlığından tutunda, mükerrer, oy kullanma, hatta ölülerin bile seçmen yazdırıldığı ve bilgisayar poyunlarıyla, oyların; iktidar tarafına yönlendirildiği, yönlendirilebileceği konusu, her defasında, yazılı ve görsel basınımız da sıkça yer aldı ve nihayetinde, bu günlere gelindi.ç..
2002’den bu yana, Merkez Sağ bir türlü toparlanamadı…
Ben Merkez Sağ’ın bir plan ve proje kapsamında nasıl parçalandığın, toparlanmasının niye istenmediğini;
Kendi yaşadığım örnekler ve edindiğim tecrübelerle, ortaya koymak istiyorum.
Böylece yeniden kurulan ADALET PARTİSİ’nin niçin desteklenmesi gerektiğini, niçin Merkez Sağı temsil eden ve Meclis’e girmeye aday olan, bir Siyasi oluşum olduğunu ortaya koymak istiyorum.,
Ben 2007’de DEMOKRAT PARTİ’den Kahraman Maraş Milletvekili Adayı idim.
İyi bir seçim kampanyası yürüttük. Anketler o zaman % 14’ü gösteriyordu.
Eski adı DOĞRU YOL olan parti, ANAVATAN  partisinin Yetkilileri ile varılan mutabakat gereği olmalı ki;
Adını DEMOKRAT PARTİ olarak değiştirdi
Bizde hazırlıklarımızı DEMOKRAT PARTİ olarak yaptık.
Son anda neler olduysa oldu; ANAP ile DEMOKRAT PARTİ’nin birleşmesi engellendi ve sonuçta DEMOKRAT PARTİ, seçim barajının altında kaldı ve umutlar, birileri tarafından, bir plan dahilinde söndürüldü
Ben burada, detaylara girmek istemiyorum.
Tabi ki bizler, başka Partilere gitmedik…
Mehmet AĞAR’dan sonra Genel Başkan olan Süleyman SOYLU,Tayyip ERDOĞAN’a attı, tutu…
Ama sonundasoluğu, Rrecep Tayyip ERDOĞAN’ın yanında aldı…2 Defadoır da, Bakan.
Süleyman SOYLU, DEMOKRAT PARTİ’nin paralarını çarçur etti, giderende DEMOKRAT PARTİ’yi altından kalkamayacak şekilde, borçlandırdı.,
Neticede, Hüsamettin CİNDORUK Yönetimi, bırakılan borçları kapatabilmek için; Selanik Caddesi’indeki eski Genel Merkez binasını satmak zorunda kaldı..
Namık Kemal ZEYBEK’ te, 2011  seçiminde kullanılmak üzere, AKAY’da ki İl Merkezi binasını sattı.
Neticede son Genel Başkan Gültekin UYSAL’a geliyorum.
Ona DEMOKRAT PARTİ’nin nasıl Cazibe Merkezi haline nasıl gelebileceği konusunda, hep yardımcı olmak istedim.
Diğer Parti Büyükleri de, çok uğraştı ama Gültekin UYSAL, kimseyi dinlemedi…
Genel Başkan olarak; DEMOKRAT PARTİ’yi, üst noktalara taşıyacağı yerde, Partiyi Meclis’e sokacağı yerde, her defasında, oyları, daha aşağılara indirdi.
Ama bir türlü, koltuğunu, bırakmak istemedi.
Parasal ihtiyacı, taşınmazları satmak suretiyle, karşılama yoluna gitti.
ANAP zamanında grup kurma vesilesi ile, Maliye’ce ödenen parasal yardımın, usule uygun olmadığı gerekçesi ile geri istenmesi,
Mevcut imkânlarla ödenemeyeceği anlaşıldığından;
Namık Kemal ZEYBEK zamanında, kat karşılığı müteahhide verilen ve yapımı hızla devam eden inşaatı durdurup,
Partiyi zarara sokmuştur.
Eğer Gültekin UYSAL ,inşası hızla devam eden işi durdurmamış olsaydı;
Sanıyorum 2012’nin Mayıs ayında, DEMOKRAT  PARTİ’nin hissesine düşen 12 Katın kıra geliri ile tüm borçlar ödenebilir di, seçim kazanmak için de yeterli kaynak olurdu…
Şimdi sorulması gereken soru şu:
Eğer bir siyasi Parti Genel Başkanı; kendinden ne Büyüğünün, ne de Küçüğünün sözünü dinlemiyorsa ve istifa etmekte istemiyorsa;
Böylesi bir hususu, nasıl değerlendirirsiniz?
Ben bu konu da, çok yazdım ve DEMOKRAT PARTİ’nin silkinip, Meclis’e girmesi konusunda, çok çaba sarf ettim…
Bu gibi konularda, resmi Makamlara da intikal eden, çok bilgi var…
İlaveten Merkez Sağ’dan Gazeteci Yazar Yekta YAKTI, Gültekin UYSAL  ve yapılan yolsuzluklarla ilgili olarak, çok şeyler yazdı…
Sonuç irtibarı ile O’na da, DEMOKRAT PARTİ’nin toparlanamaması için, birileri tarafından, bir görev verildiği anlaşılıyor!...
Şimdi anladınız mı? DEMOKRAT PARTİ’nin değil de; yeniden kurulan ADALET PARTİSİ’nin, Merkez Sağı , temsil eden, en önde ki bir Parti olduğunu!...
Bu vesile ile yeniden kurulan ADALET PARTİSİ etrafında,DEMPOKRAT PARTİ’nin başında bulunan Gültekin UYSAL dirense bile diğer küçük Partiler;
Yeniden kurulan ADALET PARTİSİ etrafında, tabanda birleşip, değişim için;
Büyük bir Merkez Sağ blok oluşturabilirler.
Bu kongrenin, başarılı geçmesini, Ülkemiz adına yeni bir umut olmasını dilerim.
Saygılarımla. 1 Haziran 2016 Çarşamba
                               Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
                                          Enerji Uzmanı – Gazeteci Yazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder