SEVGİLİ OKURLARIMIN VE DEĞERLİ HALKIMIZIN "YENİ YILI" KUTLU OLSUN…
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Yeni
yılda sizlere, sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim…
Nice
mutlu yıllara…
Dilerim
ki yeni yılda;
Küskünler
barışır, dargınlıklar sona erer, sevenler kavuşur ve mutluluklar daim olur.
Ülkemize
huzur ve güven, yeniden gelir.
İşsizlik
azalır, ya da sona erer. Böylece insanlar; yuvalarında geçim sıkıntısı ve
gelecek adına, endişeleri olmadan, mutlu olurlar.
Umarım
ki eğitim sistemimiz, önce normalleşir, sonrasında gelişmiş Batı
devletlerindeki örmeklerden de yararlanılarak, çağdaş bir görünüm alır.
Ve gelişmiş Batı devletleri
seviyesine ulaşmamızda, önemli bir başlangıç yapılmış olur.
Umarım
ve dilerim ki, Türkiye’yi idare edenler;
Çağdaş olmayan, Dindar ve Kindar bir Gençlik
yetiştirmek, Toplumu kendi arzu, istek ve hedefleri doğrultusunda dönüştürmek
gibi, fikirlerden vazgeçer.
Umarım ki Toplumda Alevi, Sünni,
İnançlı, İnançsız, Şu taraftan, Bu taraftan ayrımı yapılmadan, insanlar
kendilerini güven içinde hissederler.
Umarım
ve dilerim ki; Türkiye’de Hukuk düzeni, yeniden tesis edilir ve herkes, mevcut
Anayasa ve yasa hükümlerine uymaya başlar,
Kimse
mevcut düzeni ve re Cumhuriyet rejimini değiştirmeye kalkmaz.
Umarım
ve dilerim ki, Halkımızın tamamı; doğru yolda ve mantık çerçevesinde,
bilgilendirilip;
Bu
topraklara ve bağımsızlığımıza sahip çıkmaları noktasında, belli bir duyarlığa
ulaşır.
Bu
nokta tüm vatandaşlarımızın; Bağımsızlığımızın kazanılmasında, Cumhuriyetimizin
kurulmasında, çağdaş bir Devlet görünümü almamızda öncülük eden;
Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah Arkadaşlarına
ve Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmalarını dilerim.
Siyasilerin
her söylediğine,gözleri kapalı inanıp, kanmamalarını dilerim..
Aydınların, Köşe Yazarlarının, bu
gibi konularda çaba sarf etmelerini, bir şeyler yapmalarını dilerim…
Geçmişte bağımsızlığımızın
kazanılmasında emeği geçen Kahramanlarımızı, canlarını feda eden aziz
şehitlerimizi,
ŞimdilerdeTürkiye Cumhuriyeti’nin
varlığını, Vatanın ve Milletin Bölünmez Bütünlüğünün korunması noktasında,
Canlarını feda eden aziz
şehitlerimizi, rahmetle, minnetle anıyorum.
Ateş düştüğü yeri yakarmış
derler; evlatlarını, eşlerini, babalarını, yakınlarını kaybedenlerin acılarını,
en çok yaşayanlar bilir.
Özellikle bu gibi Ailelere
selamlarımı, saygılarımı ve sevgilerimi gönderiyorum. Onlara Tanrıdan,sabırlar vermesini diliyorum.
Siyasilere de, görevleri icabı
hayatını kaybeden ailelerin çocukları üzerinden, siyaset yapmamalarını dilerim…
GEREK YURT İÇİ, GEREKSE YURT
DIŞINDA VE UZAK COĞRAFYALARDA YAZILARIMI, YORUMLARIMI OKUYAN, BENİ ONURLANDIRAN
SAYGIDEĞER OKURLARA DA; SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM..
Yeni yılda, dilek ve
temennilerimi bildirdim ama 13 yılda, işlerin eskiye nazaran daha gerilere
gittiğini anlamak açısından;
Gerek Anayurt Gazetesi’nin
Arşivine girerek, önceki yazılarıma, gerekse web siteme girerek, sonraki
yazılarıma ve yorumlara bir göz atmanızı öneririm.
2016 Yılı, 2015’ten daha zor
geçecek ama ben, gelecek adına, umutsuz değilim.
Sorunlar Halkımızın bilinçlenmesi
ve herkesin bilgi, tecrübe ve eğitim seviyesine bağlı olarak;
Elini taşın altına koyması ve bir
şeyler yapmaya çalışması ile aşılabilir.
Bu noktada Kanaat önderlerine ve
Köşe Yazarlarına, önemli görevler düştüğüne inanıyorum.
BEN 7 HAZİRAN 2015’DE ANKARA
1.BÖLGEDEN BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYI İDİM.
Bu
konuda da, bir şeyler söylemek isterim. Başarılı bir seçim kampanyası yürüttüm.
Plan ve projelerle Halkımızın karşısına çıktım…
10. Yıl Marşı eşliğinde;
Milli
konular da hassasiyet. Sorunlara çözüm. Halkımızla yakın ilişki. Haktan ve adaletten ayrılmamak.Yeni
projelerle iyi bir başlangıç. Ve o, sizlerden biri
Sloganları ile, Ankara’nın cadde ve sokaklarında ve
ilçelerinde dolaştım.
Halkımızla
doğrudan ve sıcak ilişkiler kurdum, unutulmaz anlar yaşadım.
Bana
sevgi, saygı ve ilgi gösteren ve oyları ile, bana destek olan Ankaralı
Hemşerilerime, gönülden teşekkür ederim.
İddia
odur ki 2015 seçiminde, Bağımsız Adayların oylarının çalınacağı yönünde
idi…Özellikle Haymana’nın sorunlarının çözülmesi, para girdisinin artması,
tarım ve hayvancılığın nasıl geliştirileceği konusunda hazırladığım özel
baskı,benim web sitemde var.
Mangalda Kül Bırakmayan
siyasilerin, bu bildiriye bakmalarını öneririm.
Bani
seven, bana güvenip oy veren, beni destekleyen seçmenlere şu hususu, tekrar
söylemek isterim:
Bana verilen her oyun, boşa
gitmediğini, gitmeyeceğini, herkese göstereceğim.
Halkımız Bağımsız Adaya henüz
alışık değil…
Ama Türkiye’yi 4 Muhalefet, 1
İktidar ve birde Cumhurbaşkanı olmak üzere, 6 Bağımsızın
idare ettiğini söylesem, abartımı olur?
Görünürde Başbakan olan ama
Cumhurbaşkanı ‘nın kontrolü altında olduğu görünümü veren, Başbakan Ahmet
DAVUTOĞLU’nu saymazsak;
Türkiye’nin 5 Bağımsız tarafından
idare edildiğini, söyleyebiliriz.
4 Muhalefet Liderinin de, ne
kadar bağımsız olduğu, tartışılabilir.
Yeni tip siyaset ve siyasetçiye
ihtiyaç olduğunu, söylemeliyim.
Bu gibi konularda da, benim yorum
ve makalelere, bir göz atmanızı, öneririm.
BEN ENERJİ UZMANI, BİR YÜKSEK
MÜHENDİSİM VE TÜRKİYE’İN ENERJİ SORUNUNU, ÇÖZMEYE TALİBİM.
Bu vesile ile bundan önceki
makalede Halkımıza bir çağrıda bulundum.
Teknik sorunları çözebileceğimi,
çok sayıda kesinti ve yüksek orandaki KDV’de de indirim
yapılırsa, elektrik birim fiyatlarının % 100
indirilebileceğini söyledim.
İşin
özü ve özeti şudur:
Rusya
ile uçak düşürme sonrasında, tırmanan siyasi gerilim ve İran’ında doğal gaz
vanalarını kısması ile yaşanacak muhtemel bir enerji krizinde;
Enerji
açığının yerli kaynaklar kullanılarak, kısmen, ya da tamamen kapatılması
noktasında;
Konusunda
uzman bir Yüksek Mühendis olarak, kendi payıma düşen katkıyı koymak ve sorunu
çözmek istiyorum.
Özelleştirmeyi
Halkımıza bir kurtarıcı olarak, anlatmaya çalışıyorlar ya; Özel sektöründe
Santraları verimli çalıştırabildiğini, maalesef söyleyemeyeceğim.
Netice
itibarıyla, enerji konusunda sorunların nereden kaynaklandığı ve ele alacağım
konuları da içeren bir özet rapor hazırlayıp, yukarıdaki ön yazı ekinde, konuyu
birkaç TV kanalına ilettim. Ayrıca başta CHP Grup Başkanvekili Özgür ÖZEL ile
Televizyon kanallarında sıkça gördüğümüz, birkaç CHP’li vekile de gönderdim.
Onlardan
konunun takipçisi olmalarını, ayrıca bu bilgileri, CHP’nin üst yönetimine de
ulaştırmalarını söyledim.
Yılbaşından
önce, bu konunun detaylarını, bazı televizyonlarda Halkımıza anlatmayı çok
isterdim ama olmadı.
Şimdi, yeni yıla girdik, umarım
bu bilgileri sizlere, kısa zamanda Televizyonlarda aktarırım.
Enerji
üretimi ve bu konudaki sorunları ve çözüm önerilerini, daha önceleri Anayurt
Gazetesi’nde ve kendi web sitemde, müteaddit defalar yazdım.
Televizyon programları da var. Bu
defasında, yeni ilaveler de var…
Halkımızın hafızasında, yüzyıllar
boyunca yerleşmiş olan batı hayranlığı ve Batı karşısında bir eziklik
duygusunun yerleşmesi,
Para Batılılarda, teknoloji
Batılılarda, böylesi projeleri ancak onlar yapar gibi, bir ön yargının
yerleşmiş olması;
Bir Tür Yüksek Mühendisininböylesine
önemli bir konuda, büyük iddialar ve ilginç projelerle karşılarına çıkması,
başlangıçta büyük bir şaşkınlık yaratıyor. Sorunlardan biri bu.
Umarım ki Türkiye’de de benim
gibi, konusunda uzman kişilerin sayısı çoğalır ve Halkımız, teknoloji yarışında
ve gerçek kalkınmada, Türkiye ve Türk olarak, bizde varız demenin mutluluğunu
ve hazzını yaşar.
Ama Türkiye şartlarında, sorun
çözebilecek kapasitede uzman yetiştirmek, ya da yetişmesi; öyle kolay bir şey
değil…
TÜRKİYE’DE OKUYUP, YURT DIŞINA
GİDEN BİLİM ADAMLARIMIZ, NİYE ORALARDA NOBEL ÖDÜLÜ KAZANIYORLAR DA; TÜRKİYE’DE
İKEN, NİYE KAZANAMIYORLAR?
Bu
sorunun doğru cevabının bulunması, çok önemli.
Eğer
teknik, ekonomik, sosyal, yasal, askeri…her alanda gelişmiş bir süper Dünya
devleti olma yönünde bir hedefiniz yoksa;
Böylesi bir toplumda, sizi bu
hedefe ulaştıracak eğitim sistemini de kurmaz, ya da
kuramazsınız,
Sizi bu hedefe ulaştıracak Bilim
Adamını da yetiştiremezsiniz, Nobel Ödülü kazanabilecek
Kapasite de, Bilim Adamı da yetiştiremezsiniz…
Dinin referans alındığı,
Üniversitelere, Tomalarla, polisle, copla, gazla girildiği bir ortamda, Yandaş
üniversite, yandaş Bilim adamı, yandaş üniversite yaratmak arzu ile yapılan
girişimlerin olduğu bir ortamda;
Vasıflı Bilim Adamı da yetişmez,
Nobel Ödülü de alınmaz, sorunlar da çözülmez.
Daha da önemlisi, ODTÜ gibi İTÜ
gibi Dünya sıralamasında seçkin yerleri olan,Bilim
Yuvalarında ki bilgi birikimini, mevcudun, daha da
gerilerine götürürsünüz..
Özgür düşüncenin olmadığı, çağdaş
müzik, opera, tiyatro, bale, heykeltıraşlık
gibi güzel
sanatlara gerek duyulmadığı, faaliyetlerinin kısıtlanmaya
çalışıldığı bir ortamda;
İnsanlarda mutlu olamaz, her bakımdan
gelişmiş, bağımsız ve özgürce düşünebilen
insanlarda, yetişemez, kalkınmada olamaz…
Bu gün maalesef, böylesi günler
yaşıyoruz.
TÜRKİYE’DE SORUNLAR, NİYE
ZAMANINDA ÇÖZÜLEMİYOR?
Rus savaş uçağı 24 Kasım 2015
tarihinde düşürüldü. Aradan 38 gün geçti. Bir ayı aşkın
zamandır, enerji sorunlarının çözümü konusunda, yukarıda da
değindiğim üzere, Televizyon kanalları ve CHP kanadı ile irtibat kurup, sorunu
Türkiye’nin gündemine taşımaya çalışıyorum.
Ama henüz, bir sonuç alamadım.
4 Ocak 2016’dan itibaren,
kaldığım yerden tekrar başlayacağım.
Bir
Avrupalı ile aramızda ki en önemli fark şu:
Eğer
gelişmiş Batı devletlerinde teknik, ekonomik, ya da herhangi bir konuda bir
sorun varsa; Yetkililer, o sorunu çözecek
uzman kişileri arar bulur ve sorun çözülür.
Türkiye’de ise çoğu kez;
Sorunu çözecek kişi, yetkilileri
arayıp bulmaya ve sorunu bu şekilde çözmeye çalışır. Uzman olmak ve sorun
çözmek çok kolaymış gibi, birde ricacı durumuna düşer.
NİÇİN OLMAMIZ GEREKEN YERDE
DEĞİLİZ?
Bu konuda 8 Makale yazdım.
Eğer Anayurt Gazetesi-Ahmet
YALVAÇ-Niçin olmamız gereken yerde değiliz. yazar ve enter tuşuna basarsanız,
makaleler1-2-3…8 önünüze gelir.
Bizim kültürümüzü, yetişme
tarzımızı ve genetik yapımızı, göz önünde bulundurmadan, bu soruların, doğru
cevabını bulmak, maalesef mümkün değil.
KÖKLER VE DEĞERLER
Bu, Prof. Dr. Hasan KÖNİ’nin bir
zamanlar, bir TV’de yaptığı bir programın adı.
Aklın, bilimin yolu birdir derler
ya, O’da benim söylediğime benzer bir şeyler söylüyor. Hasan Hoca şu konuya
dikkat çekiyor:
Eğer bizim Toplumumuzda geri
kalırsanız, tekme atarlar, öne geçerseniz, ayağınızdan çekerler.
Sonuç itibarıyla geri de
kalmayacaksın, ileri de gitmeyeceksin!
İdare-i maslahatçı olmak…
Hasan Hoca devam ediyor; bu
husus, Bilim Adamı da olsa, değişmiyor…
EĞER ŞU AN İTİBARI İLE İSLAM
ÜLKELERİ; BİLİM VE TEKNOLOJİ ALANINDA,
BATIDAN GERİDE İSELER, BUNA NE DİYECEĞİZ?
Elhamdülillah, hepimiz
Müslüman’ız. AKP İktidara gelmeden önce
de, Müslüman’dık.
Bu nokta da sistem olarak, kendilerine Dini ve İslam’ı
referans alan Yöneticilere, şu soruyu sormak lazım:
Çocuklarınızı, İslami kuralların
yoğun olarak kullanıldığı, İran, Afganistan, Suudi Arabistan, ya da Endonezya değil de, niçin, Almanya,
İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi Hıristiyan gelişmiş Batı
ülkelerine,yüksek eğitim için gönderiyor sunuz?
Bu soruyu, sıradan
vatandaşlarımızın da sorması lâzım.
ORTADOĞU’DA LİDER BİR ÜLKE OLDUĞUMUZ, ,BÜYÜK BAŞARILAR KAZANDIĞIMIZ ,İDDİA EDİLİYOR AMA BU ESKİDENDİ, ŞİMDİ DEĞİL…
Rus savaş uçağının, Türk
F-16’ları tarafından düşürülmesinin ardında, Amerika Birleşik Devletleri’nin
olduğu, artık çoğu kanaat önderi ve siyasetçi tarafından da dile getiriliyor.
Bu noktada Türkiye’nin anahtar
ülke olmasını önlemek açısından, Rus savaş uçağının düşürülmesi istendiği,
Artık böylece, Türkiye’nin
Ortadoğu’da oyun kurucu olmaktan çıkarıldığı yorumu yapılmaktadır.
Zira Amerika Birleşik Devletleri artık Suriye
politikasını, Rusya ile anlaşarak belirlemek istediği anlaşılıyor.
Musul’da Başika Kasabası’na tanklarımızı ve komandolarımızı
gönderdik ama
Amerika Birleşik Devletleri
istediği için, geri çekilmek zorunda kaldık…
13 Yıl öncesinde, terör yoktu.
Şimdi Güneydoğu Bölgemiz, savaş alanı gibi
Vatandaşlarımızdan, polis,
asker gibi güvenlik güçlerimizden,
nerede ise her gün, ölenler oluyor.
Türkiye Demokratik, laik
Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda idare edilirken;
Böylesi sorunlar yoktu.
Şimdi, eskiden Ortadoğu’da,
özellikle Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesi sonrasında, her gün görmeye
alışık olduğumuz;
Falanca yerde canlı bomba
patladı, şu kadar insan öldü…
Irak’ta yaratılan otorite boşluğu
ve kargaşa sonucunda;
1,5 Milyon’dan fazla insan öldü…
Şimdi Türkiye’de, her geçen gün,
bir Ortadoğu ülkesi olmaya doğru gidiyor.
Tehlike de, burada zaten…
Yanlış dış politika nedeniyle,
Ortadoğu’da dışlanmamızın haricinde;
Birde 3 Milyon’a yakın Suriyeliyi
de kucağımızda bulduk.
Onlara 8 Milyar Dolar, ya da
biraz üzerinde para sarf edildiği, söyleniyor.
Suriyeli diye adlandırılanların
hepsinin savaştan kaçanlar olduğunu da, söyleyemeyiz.
Bunların içinde hırsızı, uğursuzu,
teröristi; muhtemelen ne ararsan var…
Rusya ile tırmanan siyasi
gerilimin faturasının, 9 Milyar Dolar olduğunu, Maliye Bakanı açıkladı.
Bütün bu olanları, yaşananları
yok sayıp, Türkiye’yi 2023’e nasıl taşıyacaklarını, ballandıra, ballandıra
anlatmaya çalışıyorlar…
Eğer bu gün, geldiğimiz nokta bu
ise;
2023’te ne hale geleceğimizi, siz
düşünün!...
Öncelikle saf ve iyi niyetli
vatandaşlarımızın uyanması ve doğru yönde bilgilendirilmesi lazım..
Saygılarımla 1 Ocak 2016 Cuma
Makine Yüksek
Mühendisi
Enerji Uzmanı, Gazetec -Yazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder