31 MART 2024 YEREL SEÇİMLERİNİN
SONUCU; ATATÜR TÜRKİYE’SİNE GERİ DÖNÜŞÜN BAŞLANGICI OLSUN!...31 MART 2024 YEREL SEÇİMLERİNDE; YENİ
GENEL BAŞKAN ÖZGÜR ÖZEL VE EKİBİ İLE;BAŞTA BÜYÜK ŞEHİRLER OLMAK ÜZERE ENÇOK BELEDİYE BAŞKANLIĞI
KAZANARAK,BİRİNCİ PARTİ KONUMUNA YÜKSELEN CHP;ZARURİ GÖRÜNEN BİR ERKEN SEÇİMLE ESKİ PARLAMENTER SİSTEME
GERİ DÖNMEMİZ KONUSUNDA, UMUTLARI ARTIRDI PEKİ BÖYLESİ BİR CHP;YOKLUK VE
YOKSULLUĞUN BİTİRİLMESİ NOKTASINDA! NASIL BİR YÖNTEM UYGULAMALI, NE YAPMALIDIR?SEÇİM SONUÇLARI İLE İLGİLİ OLARAK; AKP VE BİLEŞENLERİ VE DİĞER
PARTİLER KONUSUNDA! NELER SÖYLENEBİLİR? UMUDUN GERÇEĞE DÖNMESİ,TÜRKİYE’DE
SİYASİ DENGENİN YENİDEN OLUŞMASINDA! DEMOKRAT PARTİ’DE DE BİR LİDER DEĞİŞİMİ
İLE MERKEZ SAĞDAKİ DİĞER PARTİLERİN! ORTAK BİR GENEL BAŞKAN ETRAFINDA; DEMOKRAT
PARTİNİN ÇATISI ALTINDA TOPARLANMASI GEREKİYOR Sevgili
Okurlar,
Ben Makalelerimde, Sağ-Sol demeden, bazı Yazar
Arkadaşlarımızın; önemli bulduğum Yazılarına, Genç-Yaşlı, erkek-bayan ayrımı da
yapmadan; Vatandaşlarımızın, Sosyal Medyada önemli ve doğru bulduğum, paylaşmlarına
da yer veriyorum
Aşağıda ki, çok önemli bir konuyu, Kocaeli Gazetesi Yazarı
M.Tanzer ÜNAL KALEME ALMIŞ.Kendisini kutluyorum
1-DURUP DURURKEN SINIRLARIMIZDAKİ MAYINLARI NİYE TEMİZLEDİK?
Neden Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızı “kevgire” çevirdik?
Neden Türkiye’yi “yol geçen hanına” döndürdük?
Filmi geriye sarın, şöyle bir düşünün!
Bir devlet, güvenliğini sağlamak için taa 1954’te büyük
paralar harcayarak sınırlarına döşediği mayınları durup dururken neden söker?
Haydi, söyleyin, neden söker?
Ah, emperyalizmin tuzaklarını anlamayan veya anlamak
istemeyen o kafalar ah!
Emperyalist ülkeler, Türkiye’ye düpedüz oyun oynadı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu sınırlarının mayınlardan
temizlenmesi, bu oyunun bir parçası.
Mayınların temizlenmesinden sonra, 2011’de Suriye’de iç
savaş çıkartıp, milyonlarca Suriyeli’nin Türkiye’ye kaçmasının sağlanması da
oyunun diğer parçası.
Suriye’nin kuzeyini boşaltıp buralara Kürtleri
yerleştirdiler, “Büyük Kürdistan” projesi için önemli bir adım attılar
Milyonlarca Suriyelinin Türkiye’ye göçmesiyle ülkemizin
“demografik yapısını” değiştirdiler.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da artık sınır yok
*******
Sınır, “devletlerin yasal yetki alanlarını” belirleyen bir
terimdir.
Ülkeye giren ve ülkeden çıkan; insan, hayvan, para ve mal,
sınırlar sayesinde devletin kontrolü altına alınır.
Bu nedenle sınırlar devletin güvenliği için çok önemlidir,
devletin namusudur.
Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’sunda bir süredir “sınır”
filan yok.
Batısında var, çünkü batı sınırımız Avrupa Birliği
ülkeleriyle çevrili.
Antlaşmalı olduğumuz ülkelerin sınır kapılarında, örneğin
Batum’da (Gürcistan) pasaport sormuyorlar, Türk kimlik kartını gösterip
sınırdan geçebiliyorsun.
Ama canınız Suriye, Irak, İran ve Ermenistan’a mı gitmek
istedi veya bu ülkelerde yaşayanlar Türkiye’ye mi gelmek istiyor, hiç dert
değil, çünkü bu sınırlarda “kimlik dahi” sormuyorlar.
Elini kolunu sallaya sallaya bir taraftan diğer tarafa gidip
gelebiliyorsun.
Eğer böyle olmasaydı, ülkemize 8-9 milyon sığınmacı-mülteci
nasıl girerdi?
Suriye sınırı, mayınlardan neden temizlendi?
******
Suriye sınırındaki mayınları neden kaldırdık, hatırlayan var
mı?
900 kilometre uzunluğundaki bir sınır durup dururken
mayınlardan neden temizlenir?
Türkiye, 2010 yılında Suriye sınırındaki mayınları temizleme
kararı aldı.
Söylenen, bir İsrail firması mayınları temizleyip burada 44
yıl boyunca “organik tarım” yapacaktı.
Az kalsın ihale bağlanıyordu, ülkede kıyamet koptu.
Anayasa Mahkemesi ihaleyi iptal etti ve mayın temizleme işi
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kaldı.
Türkiye, Suriye sınırındaki mayınlarını temizledi, 900
kilometre sınırda giriş çıkış sorunu kalmadı.
Sonrasını biliyorsunuz…
Ne kadar tesadüftür ki, bir yıl sonra 2011 yılında Suriye
karıştı veya karıştırıldı, 5-6 milyon Suriyeli mayından temizlenmiş
sınırlarımızdan geçerek Türkiye’ye sığındı.
Tam 11 yıldır işte o Suriyelilerle iç içe yaşıyoruz.
Tabii bu kadarla da değil, mayınlar temizlenince terörist
gruplar için de Türkiye’ye giriş çıkış sorunu kalmadı.
Sadece Suriye sınırı mı?
*******
Suriye sınırından sonra, sıra Doğu Anadolu’daki sınırların
temizlenmesine geldi.
Irak, İran, Azerbaycan ve Ermenistan sınırlarına…
Avrupa Birliği, sınırlarınızı mayınlardan temizleyin,
faturası benden dedi, saf saf kabul ettik.
Dağa taşa “Hudut namustur” diye yazdık, ama mayınları kendi
ellerimizle temizleyince “namusun elden gideceğini” hiç düşünmedik.
Tabii mayınları temizlerken verdiğimiz şehitler de cabası.
O mayınlı arazilerde, ülkemize sızmaya çalışan teröristler
değil, bizim Mehmetçiğimiz can verdi.
Şu garipliğe bakar mısınız?
Şimdi diyeceksiniz ki, “Hadi Suriye ve Irak sınırlarını
anladık da, İran sınırındaki mayınlar neden temizlendi?”
Eee, İran sınırındaki mayınları temizlemeseydik, “Afgan
kardeşlerimiz” sürüler halinde Türkiye’ye nasıl giriş yapacaktı?
Emperyalist ülkelerin dahiyane planına ve ülkemizi
yönetenlerin saflığına bakar mısınız?
Meğer Afganistan’da gelişecek olaylar ve Afgan göçü yıllar
öncesinden planlanmış.
Sınırlarımızdaki mayınlar temizlenirken, ülkemizi
yönetenler, Türk halkına iki yalan söylediler:
BİR: Mayından temizlenen arazide organik tarım yapılacak.
İKİ: Mayınlar temizlendikten sonra, “insani ve güçlü bir
sınır güvenliği” sağlanacak.
Sonuç ne oldu?
Organik tarımdan söz eden var mı?
İnsani ve güçlü sınır güvenliği sağlanabildi mi?
Mayınlar temizlenince ne oldu?
******
Bugün Güneydoğu ve Doğu Anadolu sınırlarımızda mayın yok.
Emperyalist ülkeler, “Bu mayınları temizleyin, parası bizden
dediler”, temizledik.
Mayınlar temizlenince, bu bölgede “sınır güvenliği” de
kalmadı.
Dileyen, elini kolunu sallaya sallaya Türkiye’ye
girebiliyor.
Peki, bu mayın temizlemenin Türkiye’ye faturası ne oldu?
*Güney sınırımızda PKK’dan sonra ABD’nin güdümünde PYD
adında 65 bin kişiden oluşan bir terör örgütü komşumuz daha oldu.
*Güneydoğu ve Doğu sınırından 8 milyon mülteci ülkemize
girdi.
*Sınır şehirleri başta olmak üzere hemen hemen bütün
kentlerimizin “demokrafik yapısı” değişti.
*Mülteciler, Türk insanının işine ve aşına ortak olunca,
ülkemizde işsizlik ve sefalet arttı.
*Biz bonkör milletiz ya, dilenerek bulabildiğimiz borç
paraların bir kısmıyla şimdi bir de 8 milyon mülteciyi besliyoruz,
barındırıyoruz.
Say say bitmez, bu 8 milyon mülteci Türkiye’nin başına daha
ne belalar açtı ve açmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, emperyalist ülkelerin tuzağını göremedik,
Türkiye’nin sırtına bir de “mülteci kamburu” ekledik.
Bu iş bu kadarla kalmaz.
Yazılan senaryonun devamını, bugünden görebilmek lazım.
Ben gördüm; Türkiye, Türklerin elinden gidiyor.
Ama 10 yıl sonra, ama 20-30 yıl sonra…
Gözümüzü açmazsak, aklımızı başımıza toplamazsak, ülkemizi
emperyalist devletlerin tuzağından kurtaramazsak, bir an gelecek ki, iş işten
geçmiş olacak
BU GİBİ KONULARIN, devamı niteliğindeki, şu konulara da
vurgu yapmamız gerekiyor:
1)BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA VE SÖZÜN BİTTİĞİ YERDE OLMAK!
BU KONU; içeride ve dışarıda, büyük çatışmaların,
provokasyonların başlayacağının da, çok önemli ipuçlarıdır. Bu gibi
oldubittilerin; kendiliğinden geliştiğini de kimse düşünmesin!
BAŞTA Amerika ve Avrupa’da ki Müttefiklerinin; İsrail’in
FAİLİSTİNLİLERE UYGULADIĞI Soy kırım Vahşetine seyirci kalması, BOP Haritasının
ileri aşamaya geldiğinin, çok önemli işaretleridir. Bu nedenle bir iktidar
değişikliği ile Eski Parlamenter Sisteme geri dönmemiz ve toparlanmamız
gerekiyor.
ESKAZA, Türkiye’nin içinde ve dışında, yukarı da örneğini gördüğümüz provokasyonlar
arttığında, büyük çatışmaların yaşanacağı olaylarda! Amerika dahil, kimsenin
yanımızda olmayacağını, şimdiden herkes bilsin ve anlasın.
2) Öncelikle sığınmacı sorununun;
bir tesadüf olmadığı, bilerek, planlanarak yapıldığı, bir amaca yönelik olduğu;
Yukarıda verilen bilgilerden de yararlanarak! Durumun
vahameti; Televizyonlarda, uzman kişiler tarafından! varsa yeni ilave bilgileri
de katarak, Halkımıza aydınlatılmalıdır.
MAYINLARIN temizlenmesi; Emperyalist bir Devletin Projesinin
bir parçası olmak; bilerek, planlayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin, zaman içinde yıkılmasına
zemin hazırlama suçudur
3) GÜNÜMÜZDE, Türkiye’nin ihtiyacı
ve Halkımızın da talebi olmayan, bütün yetkilerin, Tek Kişi’de toplandığı,
Başkanlık Sisteminde;
Devletin Bütün Kurumları, bir amaç doğrultusunda
şekillendirildiğinden;
Halkımızın doğru bilgilendirilmesi; çok önemli bir adımdır
ve gereklidir
4) KONU, yukarıdaki gibi
anlatılmasa da; bazı konuşmacılar da; sınır güvenliğinin olmadığını, hatta
dolmuşlarla, giriş çıkış yapıldığını, Televizyonda açıkça söylediler.
Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ; her gün sınırlardan 1200-1500 arası,
girişlerin yapıldığını söyledi.
Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ’ın açıklamalarına göre; Türkiye’de
12-13 Milyon sığınmacı var. Doğum oranları da çok yüksek. Geleceğimiz
açısından, büyük bir tehlike. İktidar, kendi vatandaşlarına tanımadığı hakları;
sığınmacılara tanıyor, parayı, onlara akıtıyor. Demek ki AKP iktidarı,
sığınmacıların gitmesini istemiyor.
5) AKP
İKTİDARI, para karşılığı satılan vatandaşlıklar ile vatandaş yapılan
sığınmacıları; bir oy deposu olarak görüyor. Ve bu yolla, haksız kazanç elde
ediyor. Hep, hileli işler
BU GİBİ KONULAR üzerinde; başta CHP olmak üzere, diğer
muhalefet Partileri, şimdiden kafa yormalı, SIĞINMACILARIN, kendi
memleketlerine geri gönderilmeleri konusunda, detay çalışmaları yapması
gerekiyor
6) KİMSE,İKTİDAR
Partisi AKP ve Sayın ERDOĞAN’dan; sığınmacıları geri gönderme konusunda, ciddi
adımlar atacağını, atabileceğini, düşünmesin. Beşar ESAT konusu da öyle! Çünkü
AKP’yi ve Sayın ERDOĞAN’ı, BOP kapsamında destekleyip, iktidara taşıyan
Amerika’dır.
2-BOP VE BOP EŞ BAŞKANLIĞI’NIN GÖLGESİNDE, İSRAİL’İN İRAN’A SALDIRISINI DEĞERLENDİRİRKEN!, TÜRKİYE; KENDİNE NASIL BİR DERS ÇIKARMALI,NE YAPMALI? VE BAZI NOKTALARA VURGU
1) Önce, Bölünüp-Parçalanmış
Ortadoğu Haritası BOP ve BOP Eş Başkanlığı kapsamında, Türkiye ile ilgili
olarak, bir şeyler söylememiz gerekiyor. Birde Büyük Ortadoğu Projesi BOP’da, ana hedefin Türkiye olduğuna vurgu
yapmak istiyorum. Çünkü bölgenin en önemli ve en güçlü Ülkesi Türkiye’dir. Ve
bu yüzden de, en sona bırakılıyor
2) İSRAİL
ve IRAN arasında başlayan, füzeli gerginliğin, sınırlı kalmasını; özellikle
IRAN’ın vereceği silahlı karşılıktan, elinde ne gibi silahların olduğunu
anlamaya yönelik, bir girişim olduğunu
da, hemen vurgulamamız gerekiyor. Çünkü İran’ın 6 ay içerisinde nükleer bomba
yapma potansiyelinin olduğuna da işaret ediliyordu
3) BOP
Haritasında da gördüğünüz üzere, Türkiye, Suriye ve İran’dan koparılan
Topraklar var. Türkiye’nin, güneydoğu ve doğusundaki topraklarımız; kurulmak
istenen, Büyük Kürdistan Devleti’nin, sınırları içerisinde, gösteriliyor. Sayın
ERDOĞAN’da, bu Proje’nin Eş Başkanlarından biri olduğunu, kendisi söylüyor zaten!
Sayın ERDOĞAN diyor ki, biz Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eş
Başkanlarından biriyiz ve biz bu görevi yapıyoruz. Bazı vatandaşlarımız da bu
konuyu, çok iyi bir şeymiş gibi sanıyorlardı. Bu işin Türkiye’yi
bölüp-parçalama görevi olduğunu bilseler! Kabul ederler miydi? Etmezlerdi tabi!
O halde okuma araştırma alışkanlığı olmayan, sıradan vatandaşlarımıza; BOP ve
BOP Eş Başkanlığı’nın, ne olduğunu, ne anlama geldiğini, çok iyi anlatmak
gerekiyor.
4) Şu anda MHP Lideri Devlet
BAHÇELİ ile Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOAN, birbirlerine
el ense çekerken;
Devlet BAHÇELİ’nin, Ferdi TAYFUR’lu videosu ile Sayın
ERDOĞAN’a gönderme yaparken! Sayın ERDOĞAN’ın da; ucu MHP Genel Merkezine kadar
uzanan, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Doç. Dr. Sinan ATEŞ cinayetinde, 16
aydan beri, hazırlanmayan iddianamenin; hazırlanıp, davanın başlama aşamasına
geldiğini, görüyoruz. Bu davanın geçte olsa, çok zorda olsa başladığını
görüyoruz. Ama MHP ve AKP ortaklığının devam ettiği sürece, bir şekilde
sürüncemede kalacağı da anlaşılıyor
AKP’yi, bu gün iktidar da tutan da MHP’dir.
MHP desteğini çekerse; ortada AKP diye bir şey kalmaz. Şimdi
bu noktadan başlayarak, bu gün Türkiye’nin her açıdan, içinde bulunduğu zor
durumu, anlamaya çalışalım
5) Şu
anda bütün yetkilerin Tek kişi de toplandığı Başkanlık Sistemi, Türkiye’nin
ihtiyacı ve Halkımızın da, Talebi değildir. Şimdi, bu süreci biraz açmamız
gerekiyor,
Amerika’nın CİAE-Ankara Temsilcisi Paul Henzee, 2006’da
Washington’a çektiği kripto mesajda şunları söylüyor:
Bu Devleti kuranlar; kontrol mekanizmasını öyle sağlam
yapmışlar ki! Hükümeti ikna etseniz! Meclis’i ikna edemiyorsunuz!
Meclis’i ikna etseniz! Yargı’yı edemiyorsunuz!
Yargı’yı ikna etseniz! Türk Silahlı Kuvvetleri TSK’yı ikna
edemiyorsunuz!
EĞER Amerika’nın çıkarı; Türkiye’nin Eyaletler Sistemi’ne
geçmesinde ise; o zaman, bütün Yetkilerin Tek Kişi’de toplandığı Başkanlık
Sistemine geçmek gerekiyor.
EĞER BU TEK KİŞİ, Amerika’nın çıkarlarına uymakta bir
tereddüt gösterirse; O zaman bu Tek Kişi’yi, tesirsiz hale getirmek; Amerika
için, bir sorun olmaz
6) PEKİ,
Türkiye’de böylesi bir sistemi, ilk teklif eden Siyasetçi kim? MHP Lideri
Devlet BAHÇELİ
12 Ekim 2016 Salı Meclis’te Grup konuşmasında açıyor bu
konuyu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Anayasa’ya uymadığından bahisle,
şöyle diyor:
Recep Tayyip ERDOĞAN; ya! Anayasa’nın ön gördüğü sınırlara
çekilmeli, ya da Başkanlık Sistemine geçilmeli! diyor. Bu noktada şunu sormak
gerekiyor. Bir Cumhurbaşkanı, Anayasaya uymuyorsa! Dava mı açılır? Yoksa
yetkileri, daha mı artırılır? Sorulması gereken soru bu!
SONUÇTA; 16 Nisan 2016’da, mühürsüz oyların geçerli
sayılması, her tarafı şaibeli olan bir referandum sonucunda, Türkiye’nin
ihtiyacı ve Halkımızın da talebi olmayan Başkanlık Çuvalı; zorlama ile Türk
Milleti’nin başına geçirilmiş oldu.
BİZLERE ve HEPİMİZE DÜŞENDE! Türk Milleti’nin başına zorla
geçirilen bu çuvalı;
Akıl ve Bilimin ışığında, bir şeyler yaparak, üretime önem
vererek, birlik ve beraberlikle, Milletçe silkinerek çıkarabiliriz.
BOP ve BOP Eş Başkanlığı’nın; Türkiye’yi ileri götürmekle
ilgili bir görevi yok.
Türkiye’nin Ulus Devlet yapısını bozmak, Eyaletler Sistemine
geçmesini sağlamak, zaman içerisinde, Türkleri azınlık haline getirmek, Türkiye
Cumhuriyeti’ni, yıkmaktır.
Bu gibi konular, BOP
Haritasından da görülüp anlaşılıyor zaten!
BİZLER, Demokrasi,
Hak, Hukuk, Adalet gibi Batı’nın değerlerini esas alacağız ama Emperyalist
Batı’nın, Bizlere kurduğu tuzaklara düşmeyeceğiz.
Akıl, Bilim, Felsefe,
Mantık gibi çok önemli konuları, Türk Toplumu olarak; kendimize rehber
edinirsek! Bu gibi tuzaklara düşmeyiz, bizlerde her konuda gelişmiş bir Dünya
Devleti oluruz. Türk Milleti’ne yakışan da budur!
7) 100 Yılı aşan bir süre
öncesinde, Türkleri savaşla yenemeyeceğini anlayan Batılı Devletler ve
günümüzdeki devamı ve Dünyanın jandarması Amerika;
BOP ve BOP Eş Başkanlığı’nın Marifeti sayesinde, Türkiye ile
savaşmadan; Türkiye’yi ekonomik açıdan çökme-noktasına getirdi, Din ve inanç
gibi kutsal değerler siyasete alet edildi, Ulus Devlet yapısı da bozularak;
Türkiye Cumhuriyeti, Bölünüp-Parçalanma noktasına çok
yaklaştı.
8) TÜRKİYE,
stratejik açıdan, Dünyanın en kritik yerindedir. Eğer aklımızı kullanmazsak!
Siyasetçilerin her söylediğini; doğru sanıp, inanırsak! Emperyalist
Devletlerin, tuzağına düşeriz. BOP Haritası ortada.
ÇOK ÖNEMLİ bir paylaşım:
SİYONİST YAHUDİLER: Türkiye’deki 72 Tarikatı biz kurduk,
demişler. Peki Halkımızın böylesi bir tuzaktan, haberi var mıydı? Başlangıçta
yoktu. Ama Tarikat Mensuplarının, Kur-an kurslarında erkek çocuklarına cinsel
tacizde bulundukları, Din’i çıkar amaçlı kullanıp zenginleştikleri gibi
nedenlerle, Halkımız; bu gibilerin gerçek yüzünü gördü ve anladı.
AMA AKP ve Sayın ERDOĞAN’ı BOP ve BOP Eş Başkanlığı
kapsamında İktidara taşıyanların, Amerika ile yukarıda adı geçen, Siyonist
çevreler, olduğu da ortada. Ama bu gibi konuları, sıradan vatandaşlarımız
bilmiyor. Televizyonlar da da, bu gibi konulara pek değinilmiyor. Sorunda
burada
CHURCHİL: Türkleri savaşarak, silah kullanarak,
yenemezsiniz. Türkleri sadece Din Adamlarını ele geçirdiğiniz de
yenebilirsiniz. AKP ve Sayın ERDOĞAN döneminde değişik şekillerde, bu gibi
konuların, örneklerini gördük.
Bizler AKP’den öncede Müslüman’dık. Kimse bizlere,
Müslümanlığı öğretmeye kalkmasın! Kendi işlerini yapsınlar! Öncelikle yokluğu ve yoksulluğu,
ortadan kaldırsınlar!
EĞER CHP’li BELEDİYELER olmasaydı; vatandaşlarımız açlık ve
yoksulluk karşısında, nereye gideceklerdi? Devam ediyoruz
9) 29 Ekim 2023’te, Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluşunun; sözde 100’üncü yılını kutladık. Ama bu gün,
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün öncülüğünde kurulan, Kuvvetler Ayrılığına Dayalı Eski
Parlamenter Sistem’in yerinde! yeller esiyor. Eğer bu işi uzatırsak! 2028’deki
normal seçim sürecini beklersek! Eski Parlamenter Sistem’e geri dönüş çok zor,
ya da imkânsız hale gelebilir. Bu nedenle biraz acele etmemiz gerekiyor.
10) Çağdaş, Modern, Akıl ve
Bilimin esas alındığı Türkiye Cumhuriyeti, adından da anlaşılacağı üzere;
Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğan; yeni bir Türk Devletidir. Eğer
kuruluşundan 100 yıl sonrasında BOP ve BOP Eş Başkanlığı kapsamında, çökme noktasına
gelmiş ise! Durum gerçekten çok vahim demektir.
BU KONUNUN nedenini anlayabilmek için; Mustafa Kemal
ATATÜRK’ün Gençliğe hitabesini, tekrar tekrar okumak lazım. Siyasetçiler, kendi
amaçları ya da çıkarları doğrultusunda; bilerek, ya da bilmeyerek, yanlış işler
yapabilirler. Burada asıl olan; Halkımızın duygusallıktan uzak, Siyasetçilerin,
kulağa hoş gelen, her sözüne inanıp; destek vermemeleri gerekir. Tersi bir
davranış, Ülkeyi felakete götürür. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kast ettiği de bu
dur aslında!
11) Bizim insanımız
vatanseverdir, ülkesi için, canını verir ve duygusaldır. Kültür yapımız, ya da
genetik faktörlerin de etkisi ile Lidere bağlı bir Toplumdur. Bu nedenle de,
tehlikenin farkına varması, biraz zaman alıyor, ya da geç fark ediyor. CHP’nin
31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde, 1.Parti olmasının başlıca nedenlerinden biri
budur
12) 31 Mart 2024 Yerel seçimleri
sonucu, 1.Parti konumuna yükselen CHP ve onun yeni Genel Başkanı Özgür ÖZEL
konusunda da, söyleyeceklerim var. Sorunları saymakla, Sorunları sıralamakla,
sorunların çözülemeyeceğini de herkesin bilmesi ve anlaması gerekiyor.
Kısa bir zamanda ve kısacık bir ömründe, Mustafa Kemal
ATATÜRK’ün sadece savaşlarda değil; EKONOMİ alanında da, çok önemli işler
yaptığını biliyoruz. Yaşanan örneklerden kendimize ders çıkartıp; ATATÜRK
dönemini örnek almamız, kalkınma hamlelerini yeniden başlatmamız ve Eski
Parlamenter Sisteme geri dönmemiz gerekiyor.
Bu gibi konularda da, çözüm yollarını, ortaya koyacağım,
örnekler vereceğim
13) Osmanlı’nın
son zamanındaki SEVR HARİTASI ile günümüzdeki Büyük Ortadoğu Haritası BOP ve
BOP Eş başkanlığı arasında, büyük bir benzerlik olduğunu görüyoruz. Böylesi bir
benzerliğin, bir tesadüf olmadığını da herkes bilsin ve anlasın!...
14) Diyanet İşleri Başkanı Prof.
Dr. Ali ERBAŞ’ı, Ayasofya Camii’nin ibadete açılışı vesilesi ile ve diğer
zamanlarda; ki verdiği beyanatlarda, Cumhuriyet ve ATATÜRK karşıtı söylemleri
ile tanıyoruz. Bir vesile ile Arapça bilmediği de ortaya çıktı. Arapça bilmeyen,
yada Arapçası yeterli olmayan bir Diyanet İşleri Başkanı; Kur-anı okuduğunda,
verdiği mesajları da, tam anlayamaz!
Eski Kültür Bakanlarından Namık
Kemal ZEYBEK; Prof. Dr. Ali ERBAŞ ile ilgili olarak, çok ilginç bir şey
söyledi: Prof. Dr. Ali ER BAŞ, Yüksek Lisans ve Doktorasını Hristiyanlık
üzerine yapmış. Yani Müslümanlık ile ilgisi; İlahiyat Fakültesini bitirmiş olmasıdır.
Yani Hristiyanlığa daha vakıf. Devam ediyoruz
15) Prof. Dr. Ali ERBAŞ’ın; İslam
Dini konusundaki eksikliği, yada Arapçaya
vakıf olmaması gibi konular; Amaca uygunluk nedeniyle, Sayın ERDOĞAN
açısından, dikkate alınmamış olabilir. Devam ediyoruz
ÖLEN, Kadir Mısırlıoğlu’nun sözlerini bir hatırlayın. Kadir Mısırlıoğlu
diyordu ki; ATATÜRK’e zerre muhabbeti olan, benim cenazeme gelmesin!
Kadir Mısırlıoğlu öldüğünde
cenazesine ilk giden kim? Prof. Dr. Ali ERBAŞ! Eğer Cumhurbaşkanı koltuğunda
Sayın ERDOĞAN değil de bir başkası olsaydı! Bu gibi ATATÜRK karşıtı sözler ve
aykırı işlere; kimse cesaret edebilir miydi? Edemezdi. Balık Baştan kokarmış
derler ya! Bu gün siyaseten içinde bulunduğumuz zor durumun özü ve özeti budur.
16) BU GİBİ aykırı işler ve
ATATÜRK karşıtlığı; asla hafife alınacak konular değildir. Burada Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine uymayan fiiller ve işler; Ancak Türkiye’yi
bölüp, parçalamak isteyenlerin işine yarar!
Bir DEVLET, böyle böyle yıkılır. Sayın ERDOĞAN’ın BOP ve BOP
Eş Başkanlığı gibi konulardaki söylemleri de, ortada.
17) SİYASETTE hiçbir şey, tesadüfi
değildir. Her konunun, ayrı bir hikayesi vardır. Bu gibi
konuların nedenini merak edenler; Ergün POYRAZ’ın Musa’nın Çocukları başlıklı
kitabına, bir göz atsınlar. Burada Etnik Kökenle ilgili, çok önemli bilgiler
vardır. Kimse, kendi annesini, babasını seçemez! Ama asıl olan; etnik kökeni ne
olursa olsun! Unvanı ve Makamı ne olursa olsun! Doğup büyüdüğü, vatandaşı
olduğu bir Devlet’in; Anayasa ve Yasalarına, Kurucu Babalarına saygı duyması
gerekir! Bu gibi konuları merak edenler; birde Rıfat Serdaroğlu’nun, Atma
Hamidiye Atma! Başlıklı kitabını da, bir okusunlar
18) ŞU ANDA, Cumhur ittifakında ideolojik
açıdan, Türk Milliyetçiliğini esas alan M HP Lideri
Dr. Devlet BAHÇELİ ile BOP Eş Başkanı olduğunu açıkça
söyleyen Sayın ERDOĞAN’ın geçmişte, birbirlerine ağza alınmayacak sözler sarf
ettikleri de ortada iken!
BU GÜN; hangi sebepten, aynı ittifakta yer alıyorlar? Burada
bir gariplik yok mu? Benzer sorular, Cumhur ittifakında bir araya gelen diğer
Partiler içinde, sorulabilir. Bu soruların cevabını bulabilmek için, Tarih
bilmek gerekiyor
YADA ;HDP ve benzeri Partilerin; Anayasa ve Yasalara aykırı
talepleri ile Ana Dilde eğitim ve Özerklik gibi talepleri konusunda ne
söylenebilir? Bu gibi taleplerin arkasında kimler vardır?,
YADA;PKK ile, HDP ve benzeri Partilerden bahsedildiği zaman;
Halkımızın büyük bir kısmının tüyleri, niye diken diken olur? Peki sebep ne?
BU GİBİ konularda, geçmişten günümüze;
Babadan, oğula; Anadan, kıza aktarılan, hikâyeler vardır Ama
detaylarını bilmezler. Şimdi aşağıda ki Paragrafta, bu gibi sorunların,
geçmişte, ne zaman ve nasıl başladığını, ortaya koymaya çalışacağım
BURADA anlatacaklarım;27 Mart 2024’te Yerel Seçimler
öncesinde, yayına koyduğum Makaleden, kısa bir özet şeklinde olacaktır. Konu
ile ilgili bilgiler, detayları ile, bu Makalede,(6-)’inci ana Paragrafta var.
3-ZOR ZAMANLARDA TARİH BİLGİSİNDEN YARARLANMAK; BİZLERE ÖNEMLİ İPUÇLARI VERİR
1) 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı ve 2.Abdülmamit Dönemi; Türk
Tarihi açısından, bir kırılma noktasıdır
Burada önce Osmanlı-Rus savası, sonrasında da, Hicri 31 Mart
1325, Miladi 13 Nisan 1909’daki, gerici ayaklanma konusunda bir şeyler söylemek
istiyorum. Bu gerici ayaklanma, Tarihimize 31 Mart vakası olarak, geçmiştir.
1877-1878
Osmanlı-18771-1877-78 Osmanlı-Rus Savaşında, Ruslar;
Osmanlı’yı hem Doğu’dan, hem de Batı’dan, Balkanlardan sıkıştırıyorlar. Osman
Paşa’ya atfedilen, Düşman Tuna’yı atladı, kara donları yokladı diye bir türkü
var ya! Bunu bir hatırlayın! Bu tarihlerde Anadolu’da Türkler, Kürtler ve
Ermeniler; köylerde, kasabalarda, şehirlerde ve mahallelerde birlikte
yaşıyorlardı.
Şimdi geliyorum, Doğu Anadolu’ya. Eli silah tutan bütün
erkekler, cephede vatan savunmasındayken! Ermeniler; Rusların yanında yer alp,
o güne kadar birlikte yaşadıkları Kürt köylerine saldırıp, katliamlar
yapıyorlar. Hatta bazı Ermeniler, Rus üniforması ile bu savaşta, Rus Ordusunda
görev alıyorlar.
Osmanlı-Rus Savaşı bitince, Köylerine dönen Kürtler de;
yakınlarını katleden Ermenileri, bulup, öldürüyorlar. Kürtler; Ermenilere
baskın gelince, Batılılar;
1878 ‘de BERLİN Anlaşması ile, Ermenileri Kürtlerden koruma görevini,
Osmanlı’ya veriyorlar. Bu nedenle Ermenilerin bir kısmı, hem Osmanlı’ya
yaranmak, hem de kendilerini güven altına almak açısından, din değiştirip,
Müslüman oluyorlar ve bazıları da özbeöz Türk ,ismi alıyorlar. Öztürk, Asil
Türk ve Türk gibi
2) Bu Tarih; bundan sonrasında ki
Ermeni-Türk çatışmalarının ve günümüzde de devam eden PKK saldırılarını
yapanlar ile, PKK’ya yakın olan, HDP ve benzeri Partilerin; aykırı söylem ve
taleplerinin, nereden kaynaklandığını göstermesi açısından, çok önemli
ipuçlarıdır. Bu nedenle PKK, HDP ve Benzeri Partiler söz konusu olduğunda;
Halkımızın büyük çoğunluğunun, tüylerinin diken diken olmasının nedeni de! geçmişten
günümüze; Babadan-oğula, Anadan-kıza aktarılan, zor zamanlarda Ermenilerin;
Emperyalist Devletlerin yanında yer alıp, uyguladıkları, katliamlardır. Bu gibi
konularda çok hikayeler vardır.
3) Bundan
sonrasındaki savaşlarda da, Ermeniler; hep Emperyalist Devletlerin yanında yer
alıyorlar. Din farklılığı, böylesi bir şey işte. Neticede Osmanlı’nın Batılı
Devletlerle savaşında, Ermenilerin; hep Batı yanında yer almaları, tebası
oldukları Osmanlı’ya, sürekli ihanetlerinin bedeli olarak ta, tehcire
uğradılar. Yine bir Osmanlı Toprağı olan; Suriye, Ürdün gibi yerlere, sürgüne
gönderildiler. Ama günümüzde, HDP ve BENZERİ Partilerin; geçmişten günümüze,
kendilerine yeterli dersler çıkarmadıklarını görüyoruz ve anlıyoruz
4) BEN Kahraman Maraşlıyım.
Maraş’ta Türk-Ermeni çatışmaları; 1919’da Fransızların Maraş’ı işgal ettiğinde;
Ermeniler, Fransızların yanında yer alıyor, çatışmalarda böyle başlıyor.
Neticede çatışmada kaybeden Ermeniler şehri terk ederken; Bazı Ermeniler, kızlarını; Türk erkekleri ile evlendiriyorlar. Ben
birkaçını tanıyorum. Bu gibilere Ankara’da ve başka yerlerde de, rastlamak
mümkün
5) Rahmetli Prof. Dr. Sadi
İrmak’ın bir sözünü, burada hatırlatmak isterim. Kendisi Konyalı ve bir Tıp
Doktorudur. 1904 doğumlu. Sonradan Hukuk Fakültesini de bitirmiş. ATATÜRK
dönemini de, çok iyi biliyor. Ermenilerle ilgili olarak, akla da yatan çok
önemli bir şey söyledi. Ben Tarih ile de ilgilendiğim için, doğru olacağını da
düşünüyorum.
Sadi Hoca dedi ki, Ermeniler;
Fizik olarak, Türklere çok benziyorlar. Türkler gibi, cesaretli ve
savaşçıdırlar. Tarihçilere düşen çok önemli bir görev. Ben
Onların, Hristiyan Türk olduklarını düşünüyorum dedi. Bence Hristiyan Moğol
Türk’ü de olabilirler. Ermenicenin Dil yapısını ve Tarihlerini de, incelemeye
almak gerekiyor. Ermenilerin Gregoryan Mezhebine mensup olanlar; Türk kökenli.
Birde söylenen şu ki; Ermenistan’da bir Gen bürosu açılmış. Etnik kökenini
merak edip, Gen bürosuna numune verenlerde,% 45 Türk geni tespit edilince,
Yetkililer; Gen Bürosunu, apar topar kapatmışlar.
BİRDE, Karadenizlilerin Kıpçak Türk’ü olduğu, Ermenilerin de; Hristiyan Kıpçak Türk’ü oldukları yönünde, bir kanaat te var.
HDP ve benzeri PARTİ mensuplarının Kürt oldukları, ya da
Kürtleri temsil ettikleri de söylenemez. Kürtlere sahiplenerek; onlardan
siyaseten yararlanmak istiyorlar. Kürtler; Türk’ün bir koludur ve özbeöz
Türk’türler. Türkiye’nin Etnik Kökeni başlığı altında yayına koyduğum
Makaleler; en çok okunan, Yazılarımdandır
6) Tarihimize 31 Mart vakası diye adlandırılan
Gerici isyanın başladığı yer; Taksim-Topçu Kışlasıydı. Gezi Olaylarının
başlamasının nedeni de, Sayın ERDOĞAN buraya,115 yıl öncesinde, gerici isyanın
başladığı yerdeki Topçu Kışlasını, yeniden inşa etmek için, ağaçlar kesilmeye
başlanınca; Gezi direnişi başlamıştı, Şimdi bu direnişçilerden , hapishanede
hala yatanlar var.
İŞİN EN ÖNEMLİ YANIDA, 13Nisan 2009’da ki bu gerici isyanı
bastırmak için, Selanik ve Edirne’deki Ordu birliklerinden oluşturulan Hareket
Ordusu’nun Kurmay Başkanı, o zamanki adıyla Kol Ağası, Şimdiki adıyla
Kurmay Yüzbaşı. Bu Harekatın planlarını
hazırlayan kişi Günümüzdeki Mustafa Kemal ATATÜRK
Sonuçta Kurmay Başkanı Mustafa Kemal Bey, isyanı bastırıyor.ve
isyancılardan, 70 kişi idam ediliyor, 120’si de değişik hapis cezalarına
çarptırılıyorlar. Günümüzde bir kesimin, Mustafa Kemal ATATÜRK’ten, niye
hoşlanmadığının, ağır sözler sarf ettiğinin nedenini anladınız mı?)
2/3)20
Haziran 2024 Perşembe SÖZCÜ
NEDİR BU AMERİKA SEVDASI! DİYANET PARAYI ABD’DE,OTEL,RESTORAN,HAMAM,HAVUZ VE VİLLAYA YATIRDI
ABD’deki
Diyanet Tesisleri, ticari bir işletme. Burada Diyanet Otelcilik yapıyor.
Tesislere gidenler, ücretli Türk Hamamı’na girip, göbek taşında yatabiliyor. Diyanet
Tesislerinin içinde, Türk Mimarisi ile yapılmış, 10 adet yan yana villa var. Tesiste
konaklayan misafirler, restoran bölümünde, istediklerini yiyip, içiyorlar.
AKP ve ona yakın Dini, Vakıfların, milyonlarca dolarlık mal
edindiği, ABD’de,Diyanet’inde 90 milyon dolarlık, tesisleri var.
Bu
Gazetede diğer bir haberde şöyle. Turizmin cennetin de, lüks tatilin faturası
ağır Bodrum’da, restoranda servis ücreti 19 bin lira
3/3)20Haziran
2024 Perşembe CUMHURİYET
İki
yıldır yüzdürülen kredileri, artık idare etmenin, durumu da kalmadı
BATIK KREDİ 1 TRİLYON TL.
RİSK
BÜYÜYOR: Borcu borçla kapatmak zorunda olan firmalar ve yurttaşlar; artık
çektikleri krediyi, ödeyemez hale geldi. Tahsil edilemeyen miktar, 200
milyarTL’yi aştı. Yakın takiptekiler de dahil edildiğinde, ekonomi için,1 trilyon
TL’lik batık kredi söz konusu. Tasfiye olunacak borçlarda başı, bireysel
krediler çekiyor.
KONKORDATO
HIZLANACAK: Batık kredilerin, 45 milyar TL’si inşaat,33 Milyar TL’si Elektrik-gaz,
16 milyar TL’si emlak komisyonculuğu ve 9 milyar TL’si, tekstil sektörü,
borçlarından oluşuyor. Ekonomist Şenol Babuşçu, Konkordatolar artacak, bundan
sonrasındaki süreç, çok daha kötüye gidecek dedi.
Ormanlar, meralar, tarım alanları, rant uğruna talan
ediliyor
ALTIN İÇİN; VAHŞİ TALAN: Türkiye’de her aşaması, doğaya
zarar veren altın madenciliği; yaşam savunucularının itirazlarına rağmen, devam
ediyor.2012’Den bu yana,410 bin hektarlık alan, madenciliğe açıldı. Çevreciler;
bu yok oluşa giden bir süreçtir, tespitini yaptı.
KISSADAN HİSSE İLE, bu gibi konularda şunları söylemek
isterim:
1/Başta,
Altın Madenciliği olmak ürere; Maden Arama ve Maden İşletmeciliği gibi, çok
itina isteyen işleri, niye yabancılara, ya da niye özel sektöre veriyoruz
Ki?...Bu gibi işleri Devlet yaparsa! İşletme ve personel masrafları, biraz
artar ama güvenlik önlemlerini almak, daha kolay olur. Belki biraz zarar da
edebilir ama iş kazaları olmaz, işe ara verme olmaz. Örneğin Termik Santrallere
kömür temin etmek için, illaki ormanları yok etmek gerekmez. Yeraltı
işletmeciliği ile; bu gibi işleri, geliştirilmiş yer altında çalışan Maden
Makineleri ile yapmak mümkün. Biraz pahalı ve masraflı olur ama olsun. Bu
işleri Devlet yapmalı. Doğa tahribatı da olmaz, iş kazaları da minimum olur
4-SİYON YILDIZININ ADI NEDİR VE KİMLER KULLANIR?
Siyon Yıldızını, her ne kadar Selçuklular da kullanmış
olsalar bile amacın farklı olduğu kesin; günümüzde Yahudilerin ve İsrail
Devleti’ni temsil eden bir semboldür. AKP’nin Genel Merkez binasında da,
kocaman bir Siyon Yıldızı vardır.
BU NOKTADA, Siyon Yıldızı’nIn; Cennetin 8 kapısını ifade
eden anlamları olsa bile; İktidar Partisi AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep
Tayyip ERDOĞAN’ın, İsrail Devletini çağrıştıran, bu sembolü kullanmasını doğru
bulmadığı mı da, söylemek isterim
2) Sayın ERDOĞAN; bir yandan,
İsrail’ın soy kırım uyguladığı, Filistinli Araplara ve HAMAS’a destek verip,
sahiplenirken! Diğer taraftan, İsrail ile ticaretin devam ettiği, gemilerin
İsrail’e demir, çimento, barut, dikenli tel gibi stratejik malzemeler taşıdığı
gibi bilgilerde, basınımıza yansıdı NİHAYETİNDE, Sayın ERDOĞAN; Halkımızdan
gelen tepkiler üzerine, İsrail ile ticareti yasakladı, ya da kısıtladı.
3) Sayın ERDOĞAN; Yahudilerden 2
Ödül alıyor. İlki,2004’te; American Jevis kommite(ARC)tarafından veriliyor.
Diğeri 10 Haziran 2005’te ADL Direktörü, Abraham FOXMAN, tarafından veriliyor.
4) Bu
gibi Ödüllerin Türkiye ile Türkiye’nin çıkarları ile ilgili olduğunu
söyleyemeyiz. Türkiye’nin Siyaseten geldiği, getirildiği, her açıdan içinde
bulunduğumuz zor durum ortada! Türkiye’nin ve hepimizin ihtiyacı; bir erken
seçimle, iktidar değişikliği ve Eski Parlamenter Sistem’e geri dönmek
EGEDENİZİ’indeki,18 Adamızı, Yunanistan’a kaptırdık. Daha
doğrusu, Yunanistan’ın bu adaları işgal etmesine, sessiz kaldık.
Suriye’deki, Süleyman Şah Türbesini, Sözde IŞID
kuşatmasından korumak adına, bir gece kendi ellerimizle patlattık, Süleyman
ŞAH’ın, kemiklerini torbaya koyup, başka yere kaçırdık. Türk Toprağı sayılan 10
Dönümlük araziyi de, savaşmadan kaybettik. Yıl 2015.
AKSİNİ iddia eden varsa! Aynı yerde, 10 Dönümlük arazi de,
Türbeyi yeniden inşa etsinler. Süleyman ŞAH’in kemiklerini de, yeniden,
mezarına koysunlar!
5-NE KEMAL KILIÇDAROĞLU ne de ÖZGÜR ÖZEL’İN AĞZINDAN, PARLAMENTER SİSTEME, GERİ DÖNME SÖZÜNÜ DUYMADIK!
1) Şimdiki Tek Kişi’nin
egemenliğine dayalı Başkanlık Sistemi Halkımızın talebi ve Türkiye’nin
de ihtiyacı değildi. BOP ve BOP Eş Başkanlığı kapsamında
Amerika tarafından, Türkiye’nin başına geçirilmiş bir çuvaldı. Bunu tekrar
hatırlatmış oluyorum
Bu çuvalı çıkarma görevine öncülük etmekte; 31 Mart 2024
Yerel seçimlerinde, 1.Parti konumuna yükselen CHP ve onun Genel Başkanı Özgür Özel’e düşüyor.
2) PEKİ, Sayın Özgür ÖZEL; Eski,
Parlamenter Sisteme, geri dönüleceği konusunda, bir şey söyledi mi, hiç?
Söylemedi ama dedi ki: ilk seçimde bizim Cumhurbaşkanı Adayımız, İBB Başkanı
Ekrem İMAMOĞLU, yada Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur YAVAŞ olacak
dedi. Yani tek kişinin egemenliğine dayalı Şimdiki Sistemin, devam edeceği
anlaşılıyor. Özgür ÖZEL’in Sayın ERDOĞAN ile, Sayın BAHÇELİ ve diğer Siyasi
Parti Genel Başkanları ile ne konuştuğunu, tam bilmiyoruz ama! Eski Parlamenter
Sistem’e geri dönüleceğini, mutlaka duymak istiyoruz. Bu gibi işin çok önemli
Püf noktalarına; İktidar yanlısı olmayan Gazeteler ile, Televizyonların da yer
vermesi gerekir ki! Eğer Tek Kişi’nin egemen olduğu şimdiki sistem devam
ederse! Başımıza ne büyük belaların geleceğini, herkes bilsin, anlasın!...
NETİCEDE, sağ-sol demeden, Halkımızın büyük bir çoğunluğu,
acilen Eski Parlamenter Sisteme geri dönme işini benimserse ve CHP Üst
Yönetimini zorlarsa! Özgür ÖZEL dahil Diğerleri de, bunu kabul etmek ve
açıklamak zorunda kalır
3) Kemal KILIÇDAROĞLU’da, Eski
Parlamenter Sistem’e geri dönüleceğini, söylemedi.6’lı Masa denildi, sonrasında;
Mansur YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU’da bu Sisteme, Cumhurbaşkanı Yardımcıları olarak
monta edildi. Eğer 6’lı Masa kazansaydı!
Şimdiki gibi olmasa da! Yine de bize uygun olmayan, ithal Başkanlık Sistemi’nin
devamı şeklinde olacaktı. Bence Türk Milleti’ne kurulan Tuzak, günümüzde de
devam ediyor.
4) BEN
BURADA, Kemal KILIÇDAROĞLU’nun bir sözünü, özellikle hatırlatmak istiyorum. Hacer
FOGGO’yu, Eski Hatay Milletvekili Suzan Şahin’i, herkes
çalışkanlığı ve vatanseverliği ile tanır. Bende bu gibilerden, biriyim aslında!
14 ve28 Mayıs 2023 seçimlerinde, bizleri ve bizim gibileri; Milletvekili Adayı
yazmadılar. KILIÇDAROĞLU; dikkat çeken böylesi bir konu ve soruya şöyle bir
cevap verdi: Bir Anayasa değişikliği yapılacağına vurgu ile böylesi bir
zamanda, 1-2 Milletvekilinin oyları, çok önemlidir dedi. Demek ki;
Kılıçdaroğlu’nun, kafasında Halkımızdan gizlediği bir şeyler var ki! İsimlerini
söylediği m 2 kişiyi, beni ve benim gibileri de, Milletvekili Adayı yazmadılar.
Burada Kıssadan Hisse ile şunları söylemek istiyorum
BU GİBİ örnekler, sadece Kılıçdaroğlu ile de sınırlı değil
Konu ve örnekler farklı olsa da! Özgür Özel ile, CHP’de Karar aşamasında ki
başka Kişilerin de; düzgün, çalışkan, yetenekli ve konusunda uzman kişilere, değer
verdiklerini de söyleyemem.
5) Bence ne Ekrem İMAMOĞLU, ne de
Mansur YAVAŞ; Cumhurbaşkanı Adayı olmamalı. BU GİBİ
konularda, şunları da söylemek isterim:
İngiltere Başbakanlarından
Boris JOHNSON, Londra Belediye Başkanlığından, Başbakanlığa terfi etti
ama başarılı olamadı. Boris YELTSİN, Moskova Belediye Başkanıydı. Sovyetler
Birliği dağılınca, Rusya Cumhurbaşkanı oldu ama, başarılı olamayınca; kendi
rızası ile istifa etti. BU NEDENLE, Özgür ÖZEL, böylesi Erken bir açıklama ile yanlış bir iş
yaptı. Belediye Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı, tamamen, farlı şeyler
6) Eski
Parlamenter Sistem’e Geri Dönmenin kolay ve Pratik Yolu Nedir?
Burada şimdi Özgür Özel dönemine önereceğim formülün
benzerini, Kemal KILIÇDAROĞLU’na da önermiştim. Ama yanaşmadı. Şimdi önce onu
anlatayım. Sonrasında, küçük değişiklik yada ilavelerle Özgür Özel için
güncellemek istiyorum.
Kemal
KILIÇDAROĞLU’nun; 14 Mayıs 2023 ve 28 Mayıs 2023 Seçimleri öncesinde, Eski
Parlamenter Sistem’e geri dönmek istediği konusunda ki, noter tasdikli standart belgeyi; kendisi dahil
herkes; daha Milletvekilliği Aday Adayı aşamasında! beyan edecekti. Kritik bir
dönem nedeniyle, böylesi bir belge vermeyenlere, Milletvekili Adayı olma yolu da, bu şekilde kapatılmış
olacaktı.
NOTER TASDİKLİ, standart belge şöyle olacaktı:
Milletvekili seçilip, Meclis’e girdiğimde; 16 Nisan 2017
Referandumu öncesindeki, Anayasayı başlangıç kabul edip; Eski Parlamenter
Sistem’e geri döneceğimi, şimdiden kabul ve taahhüt ediyorum. Eğer seçimi
kazanıp, Meclis’e girdiğimde, sözümden cayacak olursam; Milletvekilliğimin
kendiliğinden düşürülmüş sayılacağını, Şimdiden kabul ve taahhüt ediyorum.
7) Böylesi
bir formülde, 400 Milletvekili de çıkardı, 500 Milletvekili de çıkardı. Meclis’te
Milletvekillerinin yemini sonrasında! Kaldır el, indir el yapılır. Böylece,
Eski Parlamenter Sisteme geçilmiş olurdu. Cumhurbaşkanı da, Milletvekillerinin
arasından, biri seçilir. Yada Ahmet Necdet SEZER örneğinde olduğu gibi,
dışarıdan biri de Cumhurbaşkanı seçilebilirdi. Ve böylece Meclis’in onayı ile 21
yıldan beri, Türkiye’yi yönetmekte olan, Tek Kişi’lik Başkanlık Sistemi de,
kolay bir şekilde, sonlandırılmış olurdu.
SONRASINDA, daha iyi bir Anayasa yapmak için de, Meclis
çalışmalara başlardı
8) Bu
formülde anlaşılmayacak bir şey yok. Ama ne Hikmetse, Kılıçdaroğlu dahil, kimse
bu formüle yanaşmadı. Çünkü Türkiye’de Siyaset maalesef; emperyalizmin
kontrolünde. Diyelim ki Özgür ÖZEL; böylesi bir formüle, yeşil ışık yaktı ve
tamam dedi. Böylesi bir formüle, başta Cumhur İttifakı Partilerinin Liderleri
ile, HDP ve benzeri Partilerin liderleri karşı çıkar. Çıksınlar. Halkımız
onları dümdüz eder. Böylesi bir durumda! Bu Partilere oy veren aklı başında,
çoğu seçmenin oyları, diyelim ki Merkez Sağda ki Partilerde, Noter Tasdikli bir
belgeye yöneldiler! Her kesimden oylar bu formülü benimseyen, kendi
düşüncelerine de yakın Partilere akar ve
Siyaset olması gereken bir mecraya girmiş olur. Hatta HDP ve benzeri Partilere
oy veren bazı seçmenler bile böylesi bir durumda kendi Partilerine değil, Noter
Tasdikli belgeyi kabul eden Partilerden birini destekler. Böylesi bir durumda,
Halkımızın gerçek iradesi, yerini bulur.
9) PEKİ,
Özgür ÖZEL, bu formüle yanaşır mı? Bence yanaşmaz. Nedeni belli. Çünkü oda
şimdiki sistemin devamı yönünde, bir görüş içinde. Bu nedenle başta CHP seçmeni
ve Sivil Toplum Örgütleri, Muhalif Gazeteler ve Televizyon kanalları, bu gibi
konuları şimdiden, tartışmaya açmalı ve Halkımızın anlamasına yardımcı olmalı
ve ortamı hazırlamalıdır. Gerisi kendiliğinden gelir Özgür Özel ve diğerleri
de, bu formülü kabul etmek zorunda kalır.
EĞER Özgür Özel, Halkımızla inatlaşırsa; Halkımız onu da sıfırlamasını,
bilir.
10) Şimdi bu gibi vurgulardan
sonra;31 Mart 2024 Yerel seçimlerinde, Halkımızın CHP’yi destekleyip, birinci
parti konumuna yükseltmesi, ya da, rekor sayıda Başta Büyükşehir Belediye
Başkanlığı olmak üzere, mevcutların sayılarını artırması, diğer Belediye
Başkanlıklarında da, yeni ilaveler nedeniyle de; muhtemel bir erken seçimde, CHP’ye
iktidar olma yolunu da açtı.
HALKIMIZIN, böylesi bir tercihinin; sıradan bir konu, ya da
sebepsiz olmadığını da söylemek isterim. BU NEDENLE, kimse böylesi bir başarıyı
sadece CHP’nin kendi seçmenine bağlamasın! Burada başka Partilere mensup
seçmenlerin de, stratejik açıdan CHP’ye oy verdiklerini de, bilsin. Ve ona göre
çözüm bulsunlar. CHP’li Belediyelerde elinden geleni de yapıyorlar zaten! Onun
için bu gibi konuları geçiyoruz.
11) 27
Haziran 2024 Perşembe günü HALK TV’de
İsmail Küçükkaya Sabah Programında, Basından
özetler verirken; Sayın ERDOĞAN’ın, Özgür ÖZEL’ın, normalleşme adı altında
yürüttüğü çalışmalardan;
Yumuşama ve gevşeme anlamında, bir sonuç çıkarılmaması
gerektiği yönünde hatırlatmalarda bulundu ve mealen şöyle devam etti
Asıl normalleşmesi, gevşemesi, yumuşaması gereken; Özgür
ÖZELMİŞ!
Anlaşılan şudur ki! Özgür ÖZEL’in AKP’den memnun olmayan,
başta Emekliler olmak üzere, çiftçiler, Eğitimciler ve başka Sivil Toplum
örgütlerinin mitinglerine katılması ve iktidara ağır eleştiriler yöneltmesi,
AKP’yi ve Bileşeni Partilerden MHP’yi çok rahatsız etmiş.
BEN DE ŞAHSEN; Özgür ÖZEL’in Cumhur İttifakına yaptığı haklı
eleştirileri doğru buluyorum! Ancak birazda mizahla Yumuşatma ve Gevşetme
çabalarını doğru bulsam da!
EĞER Özgür ÖZEL; iktidara gelmeden de! Mevcut imkanlarla
Halkı rahatlatacak bir şeyler yapmazsa, ya da yapamazsa! Hiçbir şeyin garantisi
yok!...
12) ÇÜNKÜ CHP ve Özgür ÖZEL;
beklenen erken seçimi kazanıp, iktidar olsa bile; boş bir kasa ile devasa
sorunlar devir alacağını unutmamalı. Bu nedenle CHP Kurmaylarının ve Gölge
Bakanlarının Durum Tespiti çalışmalarını doğru bulsam da, haklı eleştirilerine
katılsam da; yeterli olmayacağını,
tekrar hatırlatmak isterim
Böylesi zor zamanlarda, Ekonomiyi ve Halkımızı rahatlatmak! Ancak
herkese hitap edecek, Plan ve Projeye dayalı işleri devreye sokmak ve yeni
Buluşlardan yararlanmak; en kestirme, en garantili yol budur.
Ben böylesi çok önemli bir konuya vurgu yaparken! Aslında
kendimden bahsetmiş oluyorum
6-BENİM BULUŞUM OLAN YAĞMUR TUTMA PROJELERİ VE CHP’NİN VURDUM DUYMAZLIĞI.
.Bu gibi konularda, ne Kemal KILIÇDAROĞLU, ne Özgür ÖZEL, ne
Genel Başkan Yardımcıları, nede Milletvekilleri; üzerlerine düşen görevi
yapmadılar, bana yardımcı olmadılar. Bu gibi konularda da söyleyeceklerim var.
Burada detaylara girmeden; önce Proje konusunda, kısa bir
özet sunmak istiyorum.
1) İKLİMLER Türkiye’de ve bütün
Dünyada değişti. Aniden bastıran yağışlar Türkiye’de ve Dünyada can almaya
devam ediyor. Birde böylesi bir iklim değişikliğinin bir sonucu olarak,
kuraklıkta söz konusu. Gidişat çok vahim.
Ben; aniden bastıran yağışlarda meydana gelen can ve mal
kaybını, bütün betonlaşmaya rağmen; benim buluşum olan Yağmur Tutma Projeleri
ile Türkiye genelinde, önleyeceğimi söylüyorum. CHP’nin Üst Yönetiminde
bulunanların da! Önce beni dinlemeleri, sonrasında bana destek olup, uygulamaya
geçilmesi gerekmez miydi? Elbette gerekir Söyleyeceklerim de, bu noktada
başlıyor.
Bu Proje aynı zamanda bir sulama Projesidir. Bu konuda da,
şunları söylüyorum. Konya ovası dahil, bu Proje ile Türkiye’de sulanamayan
arazi kalmayacak. Devam ediyorum.
Göller büyük su kütleleridir. Hem balıkçılık ve su ürünleri
açısından bir geçim kaynağıdır, hem de iklimleri dengeleyen, yağmurları çeken,
ana unsurlardır. Bu Proje ile kurumaya doğru giden Burdur, Eğridir ve Meke gibi
gölleri, yağmur suları ile dolduracağız. Böylece buraları yeniden balıkçık ve su ürünleri bakımından
yeniden bir gelir kaynağı olacağı gibi iklimleri de normalleştirme yönünde ilk
adımı da atmış olacağız. Devam ediyorum
6 Aşamadan oluşan bu Proje’nin ilk aşaması; şehirlerde
binaların çatılarına düşen yağmur sularını, dikey borulardan cadde ve sokaklara
boşaltmak yerine, arıtmadan geçirip, çamaşır ve bulaşık makinelerinde, banyo ve
tuvalette kullanmaktı.
Yağmur suyu saf olduğundan, çamaşır ve bulaşık makinelerinde
deterjan sarfiyatı azalacaktı. Yine aynı sebepten, yağmur suyu saf olduğundan,
her 2 makine yıkamayı daha kısa sürede yapacağından, elektrik faturaları
düşecekti. Vatandaşlarımız bedavaya yakın su kullanacaklarından, su faturaları
da düşecek ve vatandaşlarımız da, ekonomik açıdan rahatlayacaklardı.
EĞER ÖNCE Kemal KILIÇDAROĞLU, SONRASINDA Özgür ÖZEL bana
yardımcı olsalardı, önce 11 Büyükşehirde, şimdi 35 Büyükşehir Belediyesinin
öncülüğünde, binlerce binaya, 10 binlerce daireye Yağmur Suyu tesisatı
döşeyecektik. Böylece hem ekonomi, hem sanayici…herkes rahatlayacaktı ve bir
iktidar değişikliği ile Eski Parlamenter Sisteme geçiş te kolaylaşacaktı. Devam
ediyorum
Böylece 1000’lerce mühendise, teknisyene, ustaya, işçiye iş
imkanı olacaktı. Malzeme üreten sanayicilere, malzeme satan bayilere,
çalıştırdığı elemanlara para akacaktı. Yokluk ve yoksulluğun geride kalmasında,
çok önemli bir adım atılmış olacaktı
2) Şimdi
aniden bastıran yağışlarda, selin nasıl oluştuğunu, bir örnekle anlatmaya
çalışalım. Burası yüksek bir yer olduğundan, yağmur şiddetli bile yağsa,
buraları sel basmaz. Ama buradan aşağıya doğru, Dikmen ve çetin Emeç Bulvarına
doğru inilirken, yüzlerce ,hatta çok daha fazla binaların çatılarına düşen
yağmur sularının, dikey boırulardan cadde ve sokaklara boşaltılması sonucunda,
birde cadde ve sokaklara tepeden doğrudan düşen yağmur suları da eklenince;
Dikmen ve Çetin Emeç bulvarında; cadde
ve sokakları, iş yerlerini, ve evleri su basıyor. Şimdi selin nasıl oluştuğunu
anladınız mı?
ÇÖZÜM YOLU DA, bu Mantığın bir Parçası. Çatılara düşen
yağmur sularını dikey borulardan cadde ve sokaklara bırakmak yerine; ki selin
oluşma nedenlerinden biri budur; arıtmadan geçirip, çamaşır ve bulaşık
makinelerinde, banyo ve tuvalette kullanırken, hem cadde ve sokaklara bırakılan
su miktarında, bir azalma oluyordu. Devam ediyorum
BUNDAN SONRASINDA, Büyükşehir Belediyelerinin işi başlıyor.
Bu gibi işleri de adresini vereceğim ilgili Makaleden okumanızı istiyorum.
3) Ben Yağmur Tutma Projeleri ile
ilgili olarak, 2 defa Televizyona çıktım. İlki 2016’da Ankara Öveçler 4.Caddede
ki Kanal B Televizyonu’nun Haber Programında; Karadeniz Bölgesi için
geliştirdiğim Projeyi anlatmıştım
Aradan zaman geçti. Projeyi Türkiye geneli için
geliştirdim.2018 Yerel Seçimleri öncesinde, Büyükşehir Belediyelerinde
kullanılabilirdi. Bu gibi konularda Büyükşehir Belediyeleri nezdinde çok
girişimlerim oldu. Ama ne Mansur Yavaş ile ne de Ekrem İMAMOĞLU ile görüşebildim.
26 Haziran 2022’de İstanbul’da CEM TV’de sabah programında
1.5 saat kadar canlı yayında konuştum. Bu defasında hem Karadeniz Projesini,
yaptığım bir modelle tekrar anlattım, hem de Projenin tamamını özetledim. Gelen
Mesajlardan bu Programın Amerika dahil, Avrupa’dan da çok izlendiğini,
beğenildiğini; gelen mesajlardan anlıyorum.
4) ŞİMDİ GELİYORUM CHP’ye, Kemal
KILIÇDAROĞLU’na, Özgür ÖZEL’e ve CHP’nin
Diğer Ayağı Büyüklerine ve Milletvekillerine!?
Böylesi Kapsamlı ve Çok faydalı bir Proje, bir Buluş;
Avrupa’da Amerika’da olsa, Yetkililer hemen ilgilenir, Projenin uygulamasına
geçilmesi konusunda, herkes bir şeyler yapmaya çalışırdı. Gelişmiş Batı ile
aramızdaki fark! Burada işte! Sanki bu gibi işleri herkes yapabilirmiş gibi
beni ricacı durumuna düşürüyorlar
5) PROJENİN
uygulamasına geçilmesi için, CHP’nin Patronu sıfatıyla önce Kemal
KILIÇDAROĞLU’nun, daha sonrasında da Özgür ÖZEL’ın, bu Projeye sahiplenmesi
gerekiyordu. Bu noktada Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılarına
da talimat verip, Ankara, İstanbul, İzmir ve diğer Büyükşehir Belediye
Başkanları ile irtibatın sağlanmasında, bana yardımcı olmaları gerekiyordu. Bu
gibi isimlerden hiçbiri ile 5-10 dakika bile olsa! bir görüşme mümkün olmadı
Kemal KILIOÇDAROĞLU’NA BU KONUDA 3 Mektup yazdım, görüşme
talebinde bulundum. Beni kimse aramadı, sormadı. Özgür ÖZEL’e de 3 Mektup
yazdım, görüşme talebinde bulundum. Oda aramadı, sormadı.
Genel Başkan Yardımcıları ile de bir görüşme imkânım olmadı.
Böylesi bir durumun Akıl ve Mantıkla, Yöneticilikle bir ilgisi yok! Bu gibi
akıl almaz işler ancak bizim gibi az gelişmiş olan Ülkelerde yaşanabilir.
MİLLETVEKİLLERİ DE, genelde öyle. Yarım saat dinleme
zahmetinde bulunsalar, anlamadıkları yeri sorsalar. Onu da anlatırdım Ama
Milletvekilleri de,genelde günlük basit işlerle, gelen-gidenlerle uğraşıyorlar.
Benim söylediğim noktada, yukarıya baskı oluştursalar, biraz işin ucundan
tutsalar, her şey daha kolay olurdu. Ama öyle değiller işte!
Bu gibi konuların; kültür yapımızla, alışkanlıklarımızla da
ilgisi var. Bu neden le de ; Psikologlar, Sosyologlar, Toplum Bilimcileri ve
Tarihçiler tarafından; Televizyonlarda masaya yatırılması ve tartışılması
gereken; çok önemli konulardır
Genel anlamda söylüyorum. Siyasetçiler; sıradan
vatandaşlarımızın, daha gerisindeler. Dinlemesini bile bilmiyorlar.
BENİM, kimseden bir Makam, bir Mevki talebim yok. Ben
CHP’nin bir Üyesiyim ve bir Yazarım. Ne için görüşme talebinde bulunduğumu da,
herkes biliyor. Benimle konuşmayacaklar da kiminle konuşacaklardı?
Gelişmiş Ülkelerde, Gazetecilere, Yazarlara ve Bilim
Adamlarına görüşmede öncelik tanınır. İşte Türkiye bu gün! bu gibi sebeplerden
dolayı; olması gereken yerde değildir. Başka türlü, günümüzdeki ağır ve güncel
sorunların altından, nasıl kalkabiliriz ki?
6) ŞİMDİ buraya kadar değindiğim
çok önemli konulardan sonra; şimdi de çok vahim bir konuya giriyorum. Ondan
sonrasında, kaldığım yerden devam edeceğim.
21 Mayıs 2024 Salı, 28 Mayıs 2024 Salı; CHP’nin Meclis’te
Grup Konuşmasının yapıldığı günler. Bende HEM, Özgür ÖZEL’in Grup konuşmasını
izlemek, hem de tanıdığım Milletvekilleri ile görüşüp, Özgür ÖZEL’e
hatırlatmada bulunsunlar, istiyordum. Her 2 GRUP Konuşmasını dinlemeye vakit
bulamadan, Meclis güvenliği, Milletvekillerinin odalarının bulunduğu binada, beni
arayıp buldular ve Dikmen kapısından dışarı çıkardılar.
PEKİ GEREKÇE NEYMİŞ? Çıkarılmaya çalışılan Etki Ajanlığı
Yasası. Neticede, bu olaydan birkaç gün sonra, bu Yasa teklifinin, geri
çekildiği haberi, Basınımıza ve Televizyon haberlerine yansıdı. Bu yasa
kapsamında ancak 1 Milletvekili ile görüşülebiliyor muş.
7) BEN MUHALİF, çok yönlü ve etkili
bir Yazar olduğumdan olmalı ki! CİMER’in beni izlemeye aldığını düşünüyorum.
Milletvekilleri ile görüşmek için, Meclis’in santralini
arayıp, bağlantı kurmak istediğimde, hangi Milletvekillerinin odasını aradımsa,
kayda almışlar. Muhtemelen sesimi de kayda almışlardır. Tabi ki Meclis’e 1
Milletvekilinin randevusu ile giriyoruz ama ben Gazeteci ve Yazarda olduğum
için, başka Milletvekillerine de uğruyorum.
Telefon ettiğim Milletvekilleri de kayıt altına alındığından;
Beni Meclis içinde, arayıp bulmaları, çok zor olmuyor. Bulduklarında
da, dışarı çıkartıyorlardı
BU YÜZDEN; Meclis’te Güvenlikçiler tarafından, hep tanınır
oldum.
8) 21 Mayıs 2024 Salı günü randevu
alıp, Meclis’e girdiğimde, birkaç Milletvekilinin odasına uğradıktan sonra,
Erzincan Milletvekili Mustafa SARIGÜL’ün odasına da uğramak için;
2.kattan,.1kata merdivenlerden inerken; Ahmet Bey, diye bir ses duydum. Sol
tarafa baktığımda, uzun boylu biri. Dedim ki, beni tanıyor musunuz? Dedi ki; yakanızda
ki kart var ya! Yakamdaki kartta sadece rakamlar var. Tabi ki kimliğim de; giriş
kartlarının alındığı yerde. Demek ki teknik takip sonucunda, beni arayıp,
buluyorlar
28 Mayıs2024 Salı. Yine hem CHP’nin
Grup Konuşmasını dinlemek, hem de yine bazı Milletvekilleri ile de görüşmek
içim; yine Dikmen Kapı tarafında, kuyrukta sıradayım. Sıram geldiğinde, cebimdekileri
kutuya bırakıp, kontrolden geçeceğim yerdeki görevli; beni hemen tanıdı ve
kimlik kartımı istedi. Kartımı da aldıktan sonra, dedi ki sen şurada biraz
bekle! 5-10 Dakika sonra kart geldi ve görevli bana dedi ki; sen randevu
almamışsın. Dedim herkes güvenlikten geçip, içeri girdiğinde, telefon edip
alıyor. Dedi ki; sana olmaz. Bu defasında CHP-Grup Başkan Vekili Ali Mahir
BAŞARIR’ın sekreterini aradım. Birkaç dakika sonra, randevu işi tamam ve
nihayet Meclis’e girdim.
AMA zamanı da tasarruflu kullanmak açısından, daha yakında
olduğu için; önce Ali Mahir BAŞARIR’a değil de! Milletvekillerinin odalarının
bulunduğu, büyük Binaya yöneldim. Birkaç Milletvekilinin odasına uğradıktan
sonra;
Bu defasında da Meclis Güvenliğinden başka bir Görevli beni
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Mehmet Salih UZUN’un odasından çıkarken
buldu. Salih UZUN’da yerinde yoktu zaten. Yeni görevliye, Ali Mahir BAŞARIR’dan
randevumun olduğunu, benim aynı zamanda bir Gazeteci ve bir Yazar olduğumu da
hatırlattıktan sonra; zamanı da tasarruflu kullanmak açısından, önce; önce bu
binaya girdiğimi söyledim. Yeni görevli bana, kırıcı, incitici bir şeyde
söylemedi ama sadece, bu binanın dışına çıkardı ve gitti. Bende Grup Başkan
Vekillerinin bulunduğu, Binaya gittim. Kalabalık olduğu için, Ali Mahir BAŞARIR
ile de görüşemedim ama, Sekreterine başımdan geçenleri anlattım ve Ali Mahir BAŞARIR’ı
bilgilendirmesini istedim
9) MECLİS’ten
dışarı çıktıktan sonra da, başımdan geçenleri ve yukarıda hikayesini anlattığım
konuları; bu defasında ilgilenmesi ve de bilgilenmesi açısından; Ali Mahir
BAŞARIR’a faks ile gönderdim.
BUNA BENZER faksları; Özgür ÖZEL ve Gökhan ZEYBEK’e de
gönderdim. Bana sahiplenmelerini, bu utanç verici olayı, Basın-Yayın aracılığı
ile protesto etmelerini, Özgür ÖZEL’İN BU KONUYU, Grup konuşmasında da, gündeme
getirmesini isterdim. Bunu yapmadıkları gibi, bir telefon bile etmediler.
ÇÜNKÜ, Projenin uygulamaya geçilmesi aşaması öncesinde,
yapacağımız işler vardı. Öncelikle CHP’nin Genel Başkanı sıfatıyla Özgür
ÖZEL’in Projeye sahiplenmesi gerekiyordu. Sonrasında Yerel Yönetimlerden
sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan ZEYBEK’i araması; Gökhan ZEYBEK’in de
böylesi bir Talimatı;
Benimle ilgilenmeleri konusunda; Büyükşehir Belediye
Başkanlarına, iletmesi gerekiyordu.
BENDE Genel Başkan Özgür ÖZEL ve Gökhan ZEYBEK’ten aldığım
güçle;
Örneğin HALK TV ya da
SÖZCÜ TV, yönetimi ile, görüşmelere başlayacaktım.
Hangi Televizyon Kanalında Programa çıkacağımız ve tarihi de
belli olduktan sonra;
Projenin Mucidi ve Ekibin başı olarak, ben dahil, Toplamda 4
Kişilik bir konuşmacı ekibi ile
Programa hazırlanmaya başlayacaktık.4 Kişilik bir Konuşmacı
Ekibi ile 4-5 saatlik bir Program yapacağımızı, düşünüyordum.
KONUŞMACI Ekibi, kimlerden oluşuyordu?
1.Konuşmacı ben: MAK. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ. Enerji Uzmanı
Gazeteci Yazar. Projenin Mucidi ve Ekibin Başı
2.Konuşmacı: Prof. Dr. Yalçın KARATEPE, CHP’de Ekonomik
İşlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı-Gölge Bakan
3.Konuşmacı: İTÜ’den, Meteoroloji Uzmanı Prof. Dr. Mikdat
KADIOĞLU.
4.Konuşmacı: Hidrofor, tesisat malzemesi, elektrik motoru
imalatçısı, büyük sanayicilerden biri
Televizyondan Katılanlar: Genel Yayın Yönetmeninin olduğu,
İsmail Küçükkaya, Uğur Dündar, Barış Terkoğlu, BARIŞ Pehlivan, Emin ÇAPA gibi
yakından tanıdığımız, Gazeteciler de, bizlere soru soracakları gibi,
Halkımızdan gelen soruları da bizlere yönelecekler
GAZETECİLERİN İSMİ: Televizyonlara göre; değişebilir
HALKIMIZA, zevkle izleyecekleri, çok faydalı ve gerekli olan, güzel bir
Program ortaya koyacaktık. Bundan sonrası için, şimdiden bir şey söyleyemiyorum
10) Bu
söylediklerim; Türkiye’de iktidarlar değişse bile sorunların bir türlü niye
çözülemediğinin, değişik şekillerde devam ettiğinin, ya da tekrarlandığının; bir
hikayesidir. Mustafa Kemal ATATÜRK dönemini, örnek alıp; bir şeyler yapmamız
gerekiyor
)BENİM buluşum olan Yağmur Tutma Projelerine; şöyle
ulaşabilirsiniz:
Google’den; Ahmet Yalvaç-Türkiye’nin Enerji Sorunu ile
Yağmur Tutma Projeleri ve Bir Televizyon Programı Önerisi, başlık böyle
Makalenin adı zor ve karmaşık gibi görünse de; okuduğunda
herkes, kolayca anlar. İşin Mühendislik tarafı uygulama ile ilgili konulardır.
BU MAKALEDE, çok önemli 2 konu var. İlki Enerji sorunları,
ikicisi, benim buluşum olan Yağmur Tutma Projeleri. Detaylar burada. Enerji
konusunda yazdıklarım da; bilmediğiniz, başka bir yerde bulamayacağınız;
geçmişten günümüze, çok önemli konulardır, bilgilerdir
7-KRİTİK
BİR ZAMANDA,TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ, SADECE CHP’YE VE ÖZGÜR ÖZEL’İN İNSİYATİFİNE
BIRAKAMAYIZ;MERKEZ SAĞ’IN GÜÇLENMESİ VE TOPARLANMASI, GEREKİYOR
1) Şu
anda Türkiye’nin, her açıdan, eskiye nazaran geriye gitmesi, ekonomik açıdan
da, çökme noktasına gelmesi; BOP ve BOP Eş Başkanlığı kapsamında, Merkez Sağ’ın
çökertilmesi sonucunda olmuştur ve bu günlere gelinmiştir
Ben şahsen günümüzde, önce Kemal KILIÇDAROĞLU’na, sonrasında
da, Özgür ÖZEL’e, şimdiki Tek Kişinin Egemen olduğu Başkanlık Sisteminin, bir
şekilde devamı yönünde görev verildiğini, düşünüyorum. Çünkü bu güne kadar; ne
Kemal KILIÇDAROĞLU, ne de Özgür ÖZEL;
Eski Parlamenter Sisteme geri döneceğimiz konusunda, bir şey
söylemedi. Bu gibi konular çok önemli, ipuçlarıdır.
2) Türk
Halkının %855-60)’ının Merkez Sağ görüşte, ılımlı insanlardan oluştuğunu
söyleyebiliriz. Merkez Sağ çökertildiği için; bu kesimin oylarının büyük bir
kısmının AKP’ye gittiğini ve Sayın
ERDOĞAN’ında, Merkez Sağ Seçmenin oylarıyla, bu güne kadar, iktidarda
kaldığını, söyleyebiliriz
BEN ŞAHSEN, Merkez Sağ, BOP kapsamında operasyonlarla
çökertilirken; Demokrat Parti’nin şimdiki Genel Başkanı Gültekin UYSAL’ada,
Demokrat Partiyi, kilitleme noktasında, bir görev verildiğini düşünüyorum.
BEN siyasetle ilgilenmeye, Merkez Sağda, DEMOKRAT PARTİ’de
başladım. Gülteki UYSAL’ın Genel Başkanlık yarışına girdiği kongrede; Merkez
Sağın Büyüklerinden Nevzat ERCAN, en fazla oyu almıştı. Ama seçilebilmek için
yeterli oyu alamamıştı ve seçim 2.Tura kalmıştı. Şimdi bu noktada çok önemli
bir kulis bilgisini, sizlere aktarıyorum.
O ZAMAN, Abdullah ĞÜL, Cumhurbaşkanı idi. Ve tamda böylesi
kritik bir zamanda; Nevzat ERÇAN’ı arıyor ve Adaylıktan çekilmesini istiyor.
Böylece,
2.Tur seçimleri olmadan, Gültekin UYSAL; DEMOKRAT PARTİ’nin
Genel Başkanı oluyor.
3) BEN
BU GÜN, CHP’de önemli Projelerle, CHP’nin iktidar olması, yokluğun yoksulluğun
önlenmesi noktasındaki gayretlerim, Başta Özgür ÖZEL ve Yardımcıları tarafından
destek görmediğini, üstelik, Meclis’e giriş ve çıkışlarda yaşadığım sorunlar ve
başıma gelenler ile
GEÇMİŞTE,DEMOKRAT PARTİ zamanında, ona da yardımcı olmak ve DEMOKRAT
PARTİ’yi üst noktalara taşımak istedim ama! Zaman değişse de, önemli Yerlerde
bulunanlar; yetenekli insanları, kişisel nedenlerle ya da başka sebeplerden
yanlarında görmek istemiyorlar, desteklemiyorlar
Günümüzde de, en önemli sorun bu! Merkez Sağ konusuna devam
ediyorum
4) Merkez
Sağdaki Rıfat Serdaroğlu’nun Partisi DOĞRU PARTİ, Prof.Dr.Vecdet ÖZ’ün kurduğu
ADALET PARTİSİ ile Namık Kemal ZEYBEK’in öncülük ettiği ATA PARTİ; bir araya
gelip, bir amaç etrafında birleşeceklerdi. Şimdi sürecin tamamlandığını
düşünüyorum.
BU NOKTADA, Gültekin UYSAL’ın, Merkez Sağ’ın Büyükleri
arafından ikna edilip, Genel Başkanlığı bırakması konusunda, ikna edilmesi
gerekiyor. Bu gibi konularda, Demokrat Parti il Başkanlıklarının, Gültekin
UYSAL konusunda baskı yapıp, Demokrat Partinin önünü açması konusunda, baskı
yapmaları, ikna etmeleri gerekiyor
5)
DEMKRAT PARTİ İzmir Milletvekili Mehmet Salih UZU7N’U ÇOĞU VATANDAŞIMIZ,
Televizyonlarda ki ilginç yaklaşımları ve yeteneği ile Halkımız tanıyor.
Salih UZUN, Toparlayıcı bir Genel Başkan olarak, DEMOKRAT
PARTİ’nin başına geçerse;
BİR AMAÇ etrafında birleşen, yukarıda isimlerini saydığım ,3
Partinin Genel Başkanları;
Salih UZUN etrafında birleşmeye, itiraz etmezler. Böylesi
bir oluşum;
TÜRKİYE’nin Eski Parlamenter Sisteme dönülmesi konusunda,
umutları artırır
8-MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE ÖNCE; DİNLEMESİNİ BİLMEK!
1) Mustafa Kemal ATATÜRK; hem bir Askeri deha, hem de
kabiliyetli ve yetenekli insanları; Dağda eğitimsiz bir çoban bile olsa,
bakışlarından, ettiği birkaç sözden hemen anlıyor. Bu gibi doğuştan
kabiliyetli, çok zeki çocukların ve gençlerin eğitimleri ile de ilgileniyor, gerektiğinde
iyi bir eğitim almaları için, yurt dışına da gönderiliyordu.
2) YİNE aynı şekilde, elde mevcut
olanların arasından, en yetenekli olanlarını da tespit edip! bu gibilerden
yararlanmasını da çok iyi biliyordu. Bu gibi nedenlerden olmalı kı! Türkiye
Cumhuriyeti’nin, 29 Ekim 1923’de kurulmasından, günümüze kadar geçen, 100 yılı
aşan süre içerisinde;
En büyük kalkınma hamlelerinin;10.Yıl Marşından da,
gördüğümüz üzere; (1923-1938) yılları arasında, Mustafa Kemal ATATÜRK döneminde
yapıldığını görüyoruz
3) GÜNÜMÜZDE İSE, Türkiye’yi
yönetmeye talip olanlar, ya da Türkiye’yi yönetenlerin;
Ya yetersizliklerinden, ya kaprislerinden olmalı ki! ya
bilenlerden yararlanmıyorlar, yararlanmak istemiyorlar, ya da Emperyalist
Devletlerin; maşası oluyorlar
4) Özgür
ÖZEL, ATATÜRK’ün, aşağıdaki resmine iyice bir baksın. Ve ATATÜRK’ün her
alandaki büyük başarılarının, nereden kaynaklandığını, bu fotoğraftan anlamaya
çalışsın.
ATATÜR bu resimde, bir
Vatandaşımızı dinlerken;
onda bir şeyler bulduğunu, gördüğünü ve bu yüzden de! çok
önemsediğini görüyoruz ve anlıyoruz
BÖYLESİ bir anda, ATATÜRK’ün ruh hali, yüzüne ve gözlerine
yansımış!
BU NEDENLE, 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerini kazanan Özgür
ÖZEL ve Kurmaylarına, önerimiz ve Anahtar Kelimemiz; ÖNCE DİNLEMESİNİ BİLMEK
olsun!
10) Ben sonuçta, başlıkta da vurguladığım Yağmur Tutma Projelerinin uygulamaya geçilmesin de, Ana Muhalefet Partisi CHP’nin ilgisizliğinden kaynaklanan, bir rahatsızlığım, bir sitemim var. Ben CHP’nin başarılı olmasını istiyorum. Sonuçta seçim zaferini, daha yukarılara taşısın istiyorum.
BENİM; iktidardan bir beklentim yok. Çünkü onun rotası,
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün çizdiği Türkiye Cumhuriyeti rotası değil!
11) Sayın Özgür ÖZEL’i ve Kurmay heyetinin, iktidara karşı
haklı eleştirilerine katılıyorum Elindeki Belediyelerin, hizmetlerini takdir
ediyorum. Ama farklı ve değişik konularda, özellikle teknik konularda, yetersiz
buluyorum. Eleştirilerimde bu gibi konularda zaten!
Bir kişinin kendisinden bahsetmesi doğru olmaz ama! Buraya
kadar yazdıklarımla ilgili olarak; mecburen bir şeyler söyler söylemem
gerekiyor
Ben Batı Standartlarında uygulaması da ıyı olan Enerji
Uzmanı, bir Makine Yüksek Mühendisi, Alaska’dan, Vietnam’a kadar 5. Kıtada
okunan bir Gazeteci ve bir Yazarım. 6. Kıta, güney kutbu ve Antartika. Burada
da zaten Bilim Adamları ile Penguenler ve başka canlılar yaşıyor
12) Nihayetinde,
hem çok yönlü bir Yazar, hem bir Mucit, hem bir Milletvekili Aday Adayı olarak,
Özgüre Özel ile de, görüşemiyorsam! Özgür ÖZEL; nasıl başarılı olacak ki?
Sorunları saymakla, sorunları sıralamakla, işi nereye kadar götürebilir ki?
9-BOP VE BOP EŞ BAŞKANLIĞI’NIN GÖLGESİNDE,19 MAYIS ATATÜR’Ü ANMA,GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI’NDA,GAZETE NANŞETLERİ VE GÜNDEME DAİR YORUMLAR
4/9)20
Mayıs 2024 Pazartesi SÖZCÜ
Nerede o
eskinin muhteşem kutlamaları
19 MAYIS COŞKUMUZU YASAKLARLA BİTİTİRDİLER
Atatürk’ün Samsuna çıkışı 1926’dan 2012’ye kadar coşkuyla
kutlanıyor. Gençler stadyumlarda, muhteşem törenler yapıyordu. AKP bunu
kaldırdı.
Bu
Gazetede haber değeri olan diğer önemli konular şunlar:
Ekonomist Mahfi Eğilmez kötü haber verdi
KÖPRÜ ZAMMIYLA BAŞLADI.VERGİ ARTIŞIYLA SÜRECEK
SÖZCÜYE konuşan Mahfi Eğilmez, Hazine’nin 4 ayda 807 milyar
açık verdiğini hatırlattı ve ciddi vergiler geliyor dedi. FAİZ; sebep,
ENFLASYON; sonuç tezini, ekonomiyi faciaya sürüklediğini vurgulayan Mahfi
Eğilmez; Hazine açık veriyor, bunu finanse etmek, kolay değil.
Köprü zamları ile başladık ama, bu i,ş böyle devam
etmeyecek. Çok ciddi vergiler gelecek.
CEZASI
KALDIRILAN PAŞALAR AF DEĞİL, BERAAT İSTİYORLAR
Sağlık durumları nedeniyle, ERDOĞAN’în affettiği 5 emekli
general; rütbelerinin ve diğer haklarının, iade edilmesini istiyorlar.
MÜLTCİLERE ŞİMDİYE KADAR, 40
MİLYAR DOLAR, HARCAMA YAPILDI.
BM Göç Örgütü’nün 2024 raporuna göre, Türkiye en fazla
sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkeler arasında,7. Kez birinci oldu.
Sığınmacılara 40 Milyar DOLAR(1, 3 Trilyon lira)
5/9)20 Mayıs 2024 Pazartesi
CUMHURİYET
Gençler Ata’sına koştu, yurtta
bayram coşkusu vardı.
19 MAYIS RUHU
Diğer önemli haberlerde şunlar:
ÖDENEK ARTIŞLARI; kamuda tasarruf
edilecek 100 milyar TL’yi sildi, süpürdü.
TASARRUFTA ÇELİŞKİ: iktidar
kamuda, 100 milyar TL’lik tasarruf paketi hazırladı. Buna karşın bütçede,71
milyar TL olan ödenek eklemesi, Nisan ayındakilerle birlikte, 119,7 TL’yi
bulacak. Diyanet’in ödeneği 242 milyar TL, Saray’ın ki ise 4 milyar artırıldı
10-23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI, KUTLU OLSUN! BİRLİK VE BERABERLİKLE NİCE YENİ 23 NİSANLARA!
6/9)23 Nisan 2024 Salı SÖZCÜ
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı, kutlu olsun
SENİ SEVMEYEN KAHROLSUN
Atam 23 Nisan’ın 104.yılında bile seni ve değerlerini,
anlamayanlar var…Bu şiir, karanlık
zihniyete gelsin
Nereye dönsem, nereye baksam, sen hep oradasın, karşımdasın.
Gönlümde, gözümde, yaşayansın
Gelmiş geçmiş en büyük başkansın
SENİ GÖRMEYENE LANET OLSUN
Sen özgürlüksün, cumhuriyetsin
Atatürk’ümsün, vazgeçilmezsin
Hak, hukuk ve adalet ve laikliksin
Sarı saçlımsın, mavi gözlümsün
SENİ SEVMEYEN, BİN BETER OLSUN
Sen yurdu7ma hak’tan
armağansın
Aldığım nefes, kanım, canımsın
Hürriyetim, varlığım, sevdamsın.
Sen en büyüksün, en kahramansın
SENİ KEM GÖZLE GÖREN KAHROLSUN
BU GAZETEDE Kİ, diğer haberlerde
şöyle:
PKK’YA KARŞI TÜRKİYE VE IRAK, ORTAK HAREKET EDECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıl sonra ırak’a gitti. İki ülke
arasında, Kalkınma Yolu Projesi imzalandı Erdoğan, PKK’yı terör örgütü olarak
ilan edin dedi. Irak, ortak hareket mesajı verdi.
ÖZEL’DEN İKTİDARA: EĞER BÖYLE GİDERSE, ERKEN SEÇİM YAKIN
CHP Lideri Özgür Özel: Emeklinin sesini duymazsan, gençlerin
özgürlüğünü kısıtlarsan, çifçişye destek olmazsan…Bu millet o zaman bir seçim
isterse, bende erken seçim derim
DEM PARTİNİN KAPATILMASI VATAN VE NAMUS BORCUDUR
MHP Lideri Devlet Bahçeli, 23 Nisan mesajında, DEM PARTİ’ye
sert sözlerle yüklendi. Türk Bayrağı’nı kabullenmeyen şerefsizlerin,
vatandaşlıktan çıkartılması, mallarına el konulması, kapatılma davası açılması,
vatana ve millete namus borcudur
BU
BÖLÜMDE, yer alan haberlerle ilgili olarak, Kıssadan Hisse ile, şunları
söyleyebiliriz:
1) Açıktan
söylenmese de; ufukta bir erken seçimin gündeme geleceği anlaşılıyor. Çünkü
Türkiye Ekonomik açıdan, iflasın eşiğinde. Siyaseten de çok zor durumda
2) MHP
Lideri Devlet BAHÇELİ’nin; Sayın ERDOĞAN’a Ferdi TAYFUR’lu video ile gönderme
yaptığından da anlaşılacağı üzere, MHP ile AKP arasında soğuk rüzgarların
estiği anlaşılıyor. Erken bir seçimin
nedenlerinden biri de bu olabilir.
3)
Diyarbakır-AMET SPOR’un maçında, Tribünlerdeki Taraftarların, maç bitiminde
ayağa kalkıp, hep bir ağızdan İstiklal Marşımızı söylemeleri, bizleri çok
gururlandırdı
4) Sayın
ERDOĞAN;PKK ile birlikte mücadele etmek için, Irak Merkezi Yönetimi ile
görüşmek için, Irak’a gitmesi konusunda, neler söylenebilir?
31 Mart 2024 Yerel seçimlerinde CHP; en çok Belediye
Başkanlığı kazananan Parti oldu ya! Böylesi bir konu; Sayın ERDOĞAN açısından,
kabul edilebilir bir durum değil. PKK ile mücadele ediyor. Görüntüsü veriyor
olmak; Halkımızdan oy devşirmenin en kolay bir yolu. Bu nedenle Sayın ERDOĞAN;
Irak ziyareti ile, seçim yenilgisini, bir şekilde telafı etmenin, yollarını
arıyor şeklinde, yorumlanabilir
Sayın ERDOĞAN ile Irak Merkezi Yönetimi; PKK’ya karşı, birlikte
mücadele kararı almış olsalar bile; Böylesi bir mücadele, göstermelik olur ve
çok sınırlı kalır. Buradaki asıl Maksat; Sayın ERDOĞAN açısından; Türk kamu oyu
karşısında, Terörle Mücadele ediyor ve bir şeyler yapmaya çalışıyor görüntüsü
vermek. Daha fazlasına Amerika müsaade etmez! Zaten
BURADAKİ, benzer bir sorun Irak Merkezi Yönetimi içinde
geçerli. Çünkü PKK’nın ardında Amerika var. Amerika Irak ve Suriye’den
çıkmadan, ya da çıkartılmadan, PKK ile mücadele bitmez. Çunkü PKK’lıları eğiten
de, onlara gelişmiş silahları veren de Amerika’dır
5) Devlet BAHÇELİ’nin Sayın ERDO0ĞAN’a Ferdi Tayfur’lu
göndermesi( Fatih Portakal)
11--SEÇİMLE İLGİLİ GAZETE MANŞETLERİ VE BAZI NOKTALARA VURGU
7/11)1Nisan
2024Pazar SÖZCÜ
Özel başkanlığındaki CHP, yerel seçimde, son 47 yıldaki en
yüksek oyu aldı.
İKİNCİ KARA OĞLAN
Bu1 Nisan şakası değil…CHP, birinci parti oldu.
SANDIKTA DEVRİM
Vatandaş AKP’nin iftira, kumpas, yalan ve terör söylemine,
kırmızı kart gösterdi. Saraylarda saltanat sürüp, halkın geçim derdini
görmeyenleri, oyuyla cezalandırdı.
Ekrem İMAMOĞLU, 3.Golü de attı. Seçimin kilit şehri, ERDOĞAN
için; İstanbul’u alan, Türkiye’yi alır sözü, İstanbul’du
İMAMOĞLU 2019’daki yerel seçimde, iktidarın itirazı üzerine
tekrarlanan seçim yüzünden. 2.defa gol attığı AKP’ye, dün 1.kez gol attı.
AKIP’li Rakibi Murat KURUM ile aradaki fark 10 puan.
Ekrem İMAMOĞLU,%53,48
Mansur YAVAŞ, Ankara’da fark attı. %59,45. Cemil TUGAY,
İzmir’de fark attı.% 48,7
YILLARDIR
seçim zaferine hasret kalan, sol seçmen dün gece coştu
CHP’DE BAYRAM. Türkiye genelinde ittifaksız seçime giren
CHP,% 37,1 OY BALAN SİMGE ŞEHİR İstanbul’ da 25 ilçeyi kazanan CHP, seçmenine
büyük sevinç yaşattı.
CHP’NİN
AKP’DEN ALDIĞI BELEDİYELER: Bursa 20 yıldan sonra, CHP’nin. Mustafa BOZBEY % 47,54, Balıkesir, 79 yıl sonra CHP’ye
geçti. Ahmet AKIN, 50,35’le Balıkesir Belediye Başkanı oldu.
CHP,14+14,hedefini aştı, rekor kırdı. CHP’nin İstanbul’daki
hedefi,14+14’tü, fazlasını aldı. Beykoz, Eyüp Sultan, Silivri, Çatalca,
Beyoğlu, Üsküdar, Şile, Tuzla artık
iktidarda değil.
MENZİL’İN
MERKEZ ÜSSÜ EL DEĞİŞTİRDİ: CHP, Menzil tarikatının merkezi Adıyaman’ı Tatlıdere
ile 20yıl sonra aldı. Denizli, Kastamonu, Kilis, Afyon, Uşak, Kütahya ve
Manisa, artık CHP’nin
8/11)1
Nisan 2024 Pazartesi KARAR
HARİTA DEĞİŞTİSANDIKTA DARBECHP: 37,2 AKP:35,9 DEM: 5,6 YRP:6 MHP: 4,8 DİĞER: 10,5
15 Büyük Şehir ve 21 İlde CHP Adayları ilk sırada
9/11)11
Nisan 2024 Perşembe SÖZCÜ
Türkiye Cumhuriyeti sandıkta kurulmadı diyen, Devlet
BAHÇELİ’ye, CHP Lideri Özgür ÖZEL’den yanıt:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ SANDIKLA KURULMUŞTUR
Bayrama memleketi Manisa’da giren ÖZEL, demokraside seçim
sandığının önemine dikkat çekti…Sandığa karşı çıkan, demokrasiye tehdittir
dedi. ÖZEL’in sandık yorumu şöyle: kim bir yerde sandık demokrasi değildir.
Başka şeylerde vardır diyorsa; demokrasinin karşısındaki tehdit, o dur. Bu ülke
sandıkta kurulmadı demek, dilim varmaz. Cehalet derim, ya da dil sürçmesi
olduğunu, kabul ederim
Genel
Başkanlığı bırakacak olan AKŞENER’e çağrı:
BAHÇELİ AYRIŞMA:PARTİNİN BAŞINDA KAL
Bayram namazının ardında, Alparslan Türkeş’in Ankara’daki
kabrini ziyarete giden MHP Lideri Devlet BAHÇELİ; İYİ PARTİ Lideri AKŞENER’le
ilgili konuştu.
BAHÇELİ;
AKŞENER’in kararından vazgeçerek, partinin başında kalması gerektiğini,
söyledi. Partilerini güçlendirmelerini öneriyorum
AKP’DEN SEÇİMLE DEVİR ALINAN BELEDİYELERİN BORÇ BATAĞINDA OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI KASALAR TAMTAKIR-KURU BAKIR
DEVİR ALINAN bazı belediyelerin borçları:
1:KASTAMONU;Belediyeyi MHP’li Galip Vidinlioğlu’ndan devir
alan CHP’li Hasan BALTACI, kasada 52 milyon TL olduğunu açıkladı. BORÇ 450
milyon TL
2:AFYON KARAHİSAR-Dinar. AKP’li Nihat Sarı’dan, CHP’li
Veysel Topçu’ya geçiyor. Kasada 642 bin TL var. BORÇ 126 Milyon TL
3:ANTALYA-Kaş:AKP’li Mutlu Ulutaş’tan CHP’li Erol Demirhan’a
geçti. Kasada para yok. BORÇ:400miyon TL
4:KÜTAHYA-Gediz;AKP’Lİ Murat Akçadurak’tan, MHP’li Necdet
Akel’e geçiyor. Kasada 808 bin TL var.BORÇ:262 milyon 692 bin TL
5:AFYON-Bolvadın;AKP’li Fatih Kayacan’dan, MHP’li Derviş
Aynacı’ya geçiyor. Kasada para yok. BORÇ:424 milyon TL
Burada el değiştiren 5 Belediyenin borcu: 1 662 692 000 TL
BU GİBİ KONULARDA, NELER SÖYLENEBİLİR?
1) BURADA
AKP’den, başta CHP ve başka Partilere geçen Belediyelerin kasalarında; ya hiç
para olmadığını, yada çok borçlu olduklarını görüyoruz. Yakın bir zamanda,
AKP’nin Türkiye genelinde kaybettiği, diğer Belediyelerin; kasa durumu da,
basınımıza yansıyacaktır. Özellikle Şehir ve Büyükşehir Belediyelerindeki
açıkların, devasa boyutlar da olduğu, anlaşılıyor.
2) PEKİ,
kasada para olmaması, ya da bu
Belediyelerin çok borçlu olmasının nedeni nedir? ANLAŞILAN ŞUDUR Kİ; Adalet ve
Kalkınma Partisi AKP; Tarikatlara, Cemaatlere, Yandaş Şirketlere ihale verme
işi dahil, kaynağı belirsiz bir çok işi, bir çok harcamayı; kendi yönetimindeki
Belediyeler üzerinden yaptığı anlaşılıyor. Bu gibi Belediyelerde; genelde
Meclis Üyelerinde çoğunluk ta kendilerinde olduğundan; kitabına uydurma diye de
özetleyebileceğimiz işler ve harcamalarında böyle yapıldığı anlaşılıyor.
AKP’nin başta CHP’ye kaptırdığı Belediyelerde, kasanın boş
olmasının nedenlerinden birinin de, seçim harcamalarının; Belediye kaynakları
üzerinden karşılandığı, ağırlık kazanıyor
3) CHP’nin, rekor seviyede
Belediye Başkalığı kazanmış olması; Belediye kaynaklarının halkımızın yararına
kullanılacağı düşüncesiyle; Türkiye açısından, yararlı bir iş; Ama AKP
açısından ise; bir gelir kaybı ve çöküşünde bir başlangıcıdır. Artık hiçbir
şey! Eskisi gibi olmayacak!
10/11)14
Nisan 2024 Pazar SÖZCÜ
İtibardan tasarruf olmaz diye bol keseden harcıyorlar
BU KAFANIN FATURASINI MİLLET ÖDÜYOR
20 Yıldır AKP’li Başkanların yönettiği, 19 katlı şatafatlı
binası olan, Kahramankazan Belediyesi,’nin kasası boş çıktı. CHP’li yeni
başkan, maaşları cebinden verdi.
Ankara’ya bağlı Kahramankazan Belediyesi’nin nüfusu yaklaşık
60 bin. İlçeyi 2004’ten, 31 Mart 2024’ e kadar, AKP’li belediye başkanları
yönetti.2012’de, 22,9 milyon liraya19 katlı, şatafatlı bir belediye binası
yaptırıldı. Bu gün az gibi görünen bu paranın alım gücü, günümüzün 400 milyon
lirasına denk geliyor.GÖSTERİŞLİ binası olan Kahramankazan belediyesi, bu
seçimde CHP’ye geçti. Yeni başkan Selim Çırpanoğlu, tamtakır bir kasayla
karşılaştı. Belediyede yeterli para olmadığı için, cebinden 9 milyon lira verip,
personelin maaşını ödedi. Bütçeyi düzelteceğiz dedi.
4) BURSA Belediye Başkanı Bozbey,
giden AKP’li başkanı eleştirdi. Belediye’nin 6 aylık Bütçesini, seçim öncesi 3
ayda harcamışlar.
11/11)11
Nisan 2024 Perşembe KARAR
KISITLAMA YETMEZ,TİCARETİ BİTİRİN
Gazze’deki soykırımın
sürdüğü 6 ay süre içinde Türkiye’nin İsrail’e ticareti, belgelere yansıdı.
Satılan baruta, silaha av malzemesi savunması yapan Hükümet; inkâr ettiği utanç
alış verişte,31 Mart sandığı sonuçlarının da etkisiyle,185 gün sonra geri adım
attı. Tel Aviv’e 54 ürün grubunda, satış kısıtlaması getirildi. İlaç, gıda ve
tekstilin liste dışı bırakıldığını yetersiz bulan muhalefetten; kısıtlama
yetmez, ticareti tamamen kesin, sesleri yükseldi
JET YAKITI SİVİLE GİDİYORSA, NEDEN YASAKLANDI:
Gazze’deki soykırıma rağmen, Türkiye İsrail’e çelik, dikenli
tel, barut, silah parçaları dahil, onlarca ürün üzerinden, ticareti sürdürdü.
Toplumda yükselen durdurun tepkisine; Böyle bir şey yok, cevabı veren iktidar;
TÜİK belgeleri ortaya çıkınca, ticareti kabul etmek zorunda kaldı.
5) AKP ve MHP’nin oy
kaybetmesinin nedenlerinden birinin de; İsrail’in, Filistinli Araplara
uyguladığı soykırım konusunda, sessiz kaldığı, daha kötüsü; ticareti kesmediği,
barut, jet yakıtı, dikenli tel ve silah gibi stratejik malzemeler de,
gönderdiğidir. Bu gibi haberler, ne zamandan beri Gazetelerde ve Televizyon
Programlarında, yer alıyor.
Bu gibi konularda sorulması gereken, diğer bir soru da
şu:MHP Lideri Devlet BAHÇELİ; Sayın Erdoğan’ı uyarma gereğini, niye duymuyor?
Ne Amerika’ya nede İsrail’e bir şey söylediğini duymadık. Bu gibi konularda
Sayın ERDOĞAN ve Sayın BAHÇELİ ile Türk Halkı arasında, bir ters düşme, bir
ayrışma olduğunu gözlemliyoruz.
Böylesi bir durum; Türk Milleti’nin asaleti ile bağdaşan bir
durum değildir.
6) MHP Lideri Devlet BAHÇELİ;
Meral AKŞENER’in, İyi Parti Genel Başkanlığı’nı bırakmasını, niye istemiyor?
Halbuki Meral AKŞENER ile Devlet BAHÇELİ, anlaşamadıkları
için, yollarını ayırmışlardı. Peki böylesi bir öneri ve ısrarın anlamı ne?
BU GİBİ, soruların cevabı şu: MHP Lideri Dr. Devlet BAHÇELİ
ile AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’da! Birbirlerinden
hazzetmeyen, iki liderdi. Geçmişte birbirlerine ağza alınmayacak sözler sarf
etmişlerdi. Peki kim istedi ve hangi sebepten, Sayın ERDOĞAN ile Sayın BAHÇELİ,
bir aradalar?
Ve şimdi aynı BAHÇEL,Meral AŞENER’i kendi yanına çekmek
istiyor. Anlaşılan şudur ki;bir Anayasa değişikliği yapılmak isteniyor. Ama
böylesi bir değişiklik için, Cumhur İttifakı’nın Milletvekili sayısı yeterli
değil. IYI PARTİ’nin Milletvekillerinden, böylesi bir değişiklik için
,istifade edilmek
isteniyor
7) Cumhuriyet
Halk Partisi CHP’nin 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde, beklenenin dışında
Belediye Başkanlığı kazanması ve 1.
Parti konumuna yükselmesi, sadece CHP’lilerin verdikleri oylarla olmamıştır.
Bu konuda yokluk ve yoksulluğun artması, toplumun her
kesimini etkilemesi; bunların başında sayıları 16 milyona yaklaşan emekli
vatandaşlarımızın, büyük bir kısmının; aldığı maaşla, geçinememekten
kaynaklanan, tepki oylarıdır
8) 11
İlimizdeki Kahraman Maraş merkezli depremde; AKP iktidarı, yıkık altında
kalanlara müdahale etmekte geç kalmıştır. Yıkık altında kalan depremzedeler,
bağıra bagıra ölmüşlerdir. AFAD EKİPLERİ ACAK, 3 gün sonra müdahale
edebilmiştir. Böylesi bir huysus, 31 Mart 2024 Mahalli seçimlerde AKP’nin oy
kaybetmesi şeklinde, zuhur etmiştir.
BUNA KARŞILIK, CHJP2Lİ, bELEDİYELER’Lİ Belediyeler başta
Ankara ve İstanbul Büyük Şehir Belediyeleri, olmak üzere, deprem bölgesine,
zamanında ulaşmışlar, hem yaralıların kurtarılmasında, çadır, battaniye ve
ihtiyaçlarının karşılanmasında, canla-başla çalışmışlar ve bu hizmetlerinin
karşılığı olarak ta, 31 Mart 2024 seçimlerinde, oy olarak, karşılığını da
görmüşlerdir
12-SEÇİM İTİRAZLARI İLE SEÇİM HİLELERİ VE AKP’DE SONUN BAŞLANGICI
1)Seçim hilelerinin en önemli nedenlerinden biri, BOP
Haritası ve BOP Eş Başkanlığı ile ilgili bir konu
12/12)8
Nisan2024 Pazartesi SÖZCÜ
YSK’ya itiraz dilekçesi veren CHP, bu tespitte bulundu.
HATAY’DA 3 BİN 389 ÖLÜYE OY KULLANDIRDILAR
CHP, Hatay’da itiraz süreci bitmeden; AKP’li adaya mazbata
verilmesi üzerine, YSK’ya başvurdu, Hatay’da ya oyları yeniden sayın, ya da
seçimi iptal edin dedi.
CHP Lideri
Özgür ÖZEL ve parti yöneticileri, dün YSK Başkanı Ahmet Yener’le görüştü.
Hatay’daki sonuca itiraz etti. Seçimdeki skandalların sıralandığı,86 sayfalık
bir dilekçe verdi. AKP adayı lehine,2569 oy farkı olduğu, buna karşılık, 38 899
geçersiz oy bulunduğu, hatırlatıldı. Usulsüzlükleri anlattı. Ayrıca 3389 ölü
adına, oy kullandırıldığı, belirtildi.
HEYET
ÇIKIŞTA açıklama yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çifci Binici, durumu
özetledi: Hatay’da öncelikli talebimiz, bütün oyların sayılması. Ölülerin nasıl
oy kullandığının tespiti ile, seçimin iptalini istiyoruz
BURADA, CHP’nin Adayı Lütfi SAVAŞ’ın mağdur edildiği,
hakkının yenildiği açıkça görülüyor zaten
2) Bu
konuda CHP Heyetinin haklı eleştirilerine bende katılıyorum. Ama CHP heyeti,
depremde hayatını kaybeden seçmenlerin ismini tespit edip, YSK’dan, seçmen
listesinden çıkartılmasını
isteyebilirdi. Bu konuda geç kaldıkları ortada! Çünkü AKP’nin bu gibi seçim
hilelerine, daha önceleri de baş vurduğu biliniyordu
Şimdi bu ihmali, birde DOĞRU PARTİ Eş Başkanı Dr. Rıfat
SERDAROĞLU’nun, yazdıklarından bir okuyalım:
HATAY KAYBETTİRİLDİ
Hatay, acemilik ve iş bilmezlikten kaybettirildi.
Bunu bilerek, delillendirerek ve belgelere dayanarak söylüyorum.
CHP’li medya, Lütfü Savaş’ı bir türlü sevemedi.
TİP’li Erkan Baş’a, PKK’nın siyasi kanadı DEM’lilere
gösterdikleri sevgiyi, saygıyı Lütfü Savaş’tan esirgediler.
Şeyh Said’e, Seyit Rıza’ya saygı duyanlar, Lütfü Savaş’a
saygı duymadılar.
Neden böyle davrandılar?
Lütfü Savaş’ın beğenilmeme nedeni ne idi?
Söyleyelim; Lütfü Savaş Yörük’tü, Türk Milliyetçisi idi!
Üstelik Doçent idi!
Sezgin Tanrıkulu’na veya Orhan Sarıbal’a gösterilen sevgi,
Lütfü Savaş’tan esirgendi!
Adaylık sürecinin kesinleşmesine kadar, Lütfü Savaş,
özellikle CHP’li medya tarafından o kadar hırpalandı ki, şimdiye kadar böyle
bir saldırı görülmedi.
Nerdeyse, Hatay’daki depremin tüm suçu Lütfü Savaş’a
yüklendi.
6 Şubat Depremi 11 İl’i vurdu. Bu illerdeki Belediye
Başkanlarının çoğunluğu AKP’li idi. AKP’li Belediye Başkanları hakkında tek
kelime etmeyenler, devamlı olarak Lütfü Savaş’a vurdular.
CHP Genel Başkanı, Lütfü Savaş’ın adaylığını bir türlü
açıklayamadı!
Başka bir deyişle Lütfü Savaş, kendi partisi tarafından öyle
hırpalandı ki, neredeyse tüm gücünü, siyaseti bilmeyen acemileri ikna etmeye
kullandı.
DOĞRU Parti olarak, 15 Şubat 2024 günü “Sözcü Gazetesinde”
yayınlanan, depremde ölen vatandaşlarımızın gerçek sayısını açıkladık.
Bir hafta sonra da, depremin vurduğu 11 İl’de toplam 22 bin
40 kişinin (Depremde öldüğü söylenen) sandık seçmen listelerine yeniden
eklendiğini duyurduk. Sadece Hatay İlinde 2 bin 40 kişinin, diriltilerek (!)
seçmen yapıldığını söyledik.
CHP Teşkilatları bu listeleri ciddiye alıp, sahada araştırma
yapmadılar!
Önlerine koyduğumuz tabloyu değerlendirmekten kaçtılar!
Sonunda, Saray elemanı gibi çalışan YSK (Erdoğan’ın 3’ncü
kez CB Adayı olmasına Anayasayı çiğneyerek izin veren- Bir zarftaki 4 oydan
3’ünü geçerli,
1’ini geçersiz sayarak dünya utanmazlık rekoru kıran)
CHP’nin itirazlarını
incelemeden reddetti!
Büyük Atatürk’ün “Hatay benim şahsi meselemdir” dediği
Hatay, sığınmacı Suriyelilerin kullandığı- ölmüş seçmenlerin sahte oyları ile
kaybedildi…
Aziz Türk Milleti;
Bu günü hiç unutmayın. AKP, bir daha ki seçime kadar
iktidarda kalırsa,
gelecek Yerel Seçimde Hatay’ın “Suriyeli” bir Belediye
Başkanı olacak…
Yazıklar olsun!
Sağlıklı, huzurlu, mutlu ve Atatürk Sevgisi ile dopdolu
Bayramlar dilerim…
Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Nisan 2024
Makalenin sonuna gelirken, herkese en içten saygı, sevgi ve
selamlar.12 Temmuz 2024 Cuma
Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ
Enerji Uzmanı Gazeteci Yazar
Mail: a_yalvac@hotmail.com
Web site:https//ahmetyalvac1946blogspot.com
GAZETE MANŞETLERİ
1/1)3 Temmuz 2024 Çarşamba SÖZCÜ
2/3)20 Haziran 2024 Perşembe SÖZCÜ
3/3)20 Haziran 2024 Perşembe CUMHURİYET
4/9)20 Mayıs 2024 Pazartesi SÖZCÜ
5/9)20 Mayıs 2024Perşembe CUMHURİYET
6/9)23 Nisan 2024 Salı SÖZCÜ
7/11)1 Nisan 2024 Pazartesi0 SÖZCÜ
8/11)1 Nisan 2024 Pazartesi KARAR
9/11)11 Nisan 20224 Perşembe SÖZCÜ
10/11)14 Nisan 2024 Pazar SÖZCÜ
11/11)11Nisan 2024 Perşembe KARAR
12/12)8 Nisan 2024 Perşembe SÖZCÜ