2 Ekim 2023 Pazartesi

TÜRKİYE BÖYLE YÖNETİLMEYİ HAKETMİYOR-1;

  












TÜRKİYE BÖYLE YÖNETİLMEYİ HAKETMİYOR-1; 

           ŞİMDİKİ BAŞKANLIK SİSTEMİ, TÜRKİYE’NİN İHTİYACI VE HALKIMIZIN DA TALEBİ DEĞİLDİR.  

                               YAŞADIĞIMIZ BÜTÜN SORUNLAR, BURADAN KAYNAKLANIYOR. 

     TÜRKİYE CUMHURİYETİ’İNİN 100. YILINDA, ESKİ PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖEMEDİK! 

                                 ESKİ PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNMEMİZ GEREKİYOR.   

           BAŞTA EKONOMİK NEDENLERDEN DOLAYI; HERKES BİR ERKEN SEÇİME HAZIR OLSUN 

           CHP, 2024 YEREL SEÇİMLERİNDE, ELİNDEKİ BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYELERİNİ, MUTLAKA YENİDEN KAZANMALIDIR. HAZIRLIKLARINI DA BUNA GÖRE YAPMALIDIR!         

Sevgili Okurlar, 

Bu günkü konuları, şu başlıklar altında açacağız 

1-100 YIL SONRASINDA, AKP DÖNEMİNDE, BOP KAPSAMINDA; YENİDEN EMPERYALİZMİN, PENÇESİNE DÜŞMEK! 

    

1)Büyük Ortadoğu Projesi BOP Kapsamında, Bölünüp Parçalanmış Ortadoğu Haritası ve Türkiye’nin

 


 

2)Başlıkta vurguladığım hususlar; AKP döneminde içeri de ve dışarıda yaşadığımız bütün sorunların özüdür, özetidir. Aynı zamanda; bu zor durumdan, nasıl çıkılacağının da, yolu ve yöntemi,  

Dir. 

 

3)Şimdi hemen konuya giriyorum. 

Amerika Birleşik Devletleri, ABD’nin, Ankara-CİA Temsilcisi, Paul HENZEE, 2006’da; 

WASHİNGTON’a çektiği bir kripto mesajda, şunları söylüyor: 

  

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar;  

Kontrol mekanizmasını, öyle sağlam yapmışlar ki! Hükümeti ikna etseniz; Meclis’i ikna edemiyorsunuz! Meclis’i ikna etseniz; Yargıyı ikna edemiyorsunuz! Yargıyı ikna etseniz; TSK’yı,yanı, 

Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, ikna edemiyorsunuz! 

BU NMEDENLE BURADA, söz konusu olan husus ABD’nin çıkarları ise! O zaman yapmamız gereken şu  Türkiye’de, Bütün Yetkilerin, Tek kişi de toplandığı, Başkanlık Sistemine, geçilmesini sağlamak! 

   

EĞER BU TEK KİŞİ! Amerika’nın çıkarlarına uymakta, bir tereddüt gösterirse! Bu Tek Kişiyi, 

Tesirsiz kılmak! Amerika için, bir orun olmaz! Bu gün her açıdan, içinde bulunduğumuz zor durumun özü ve özeti budur! 

4)BU gibi önemli konuları, bizim gibi, Okur-Yazar takımının bilmesi yetmez! Bu gibi konuların; Televizyonlarda da, Halkımıza anlatılması gerekiyor. Buna da, öncelikle , Muhalefet Partilerinin, özellikle de Cumhuriyet Halk Partisi CHP’nin, öncülük etmesi gerekiyor. 

ÇÜNKÜ CHP, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu, bir siyasi Partidir. Sorunları saymakla, sorunları sıralamakla ; beklenen neticenin alınamayacağını da; herkesin bilmesi ve anlaması gerekiyor. 

5)PEKİ, BAŞKANLIK Sistemine geçilmesini, ilk teklif eden kim? Temeli Türk Milliyetçiliğini, 

Esas alan MHP’nin Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’dir. Sayın BAHÇELİ, böylesi bir yola niye girdi? 

Bunu da, tam bilmiyoruz. Sayın ERDOĞAN’ın Mustafa Kemal ATATÜRK’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşıtlığı,  

Herkes tarafından bilinen bir husus. Üstelik Sayın BAHÇELİ ile Sayın ERDOĞAN’ın Birbirlerinden, pek hazzetmedikleri de 

Geçmişte birbirlerine karşı kullandıkları; nezaketten uzak, ağır sözlerle ortada! 

 

CUMHUR İTTİFAKININ ömrünü uzatan da, MHP Lideri Devlet BAHÇELİ’dir. Bu birlikteliğe, seçimler öncesinde, BABASI Emperyalizme karşı olan rahmetli, Necmettin ERBAKAN’ın oğlu Dr. Fatih ERBAKAN’ın kurduğu, YENİDEN REFAH PARTİSİ ile Yine ATATÜRK ve Cumhuriyet karşıtlığı ile bilinen, HÜDAPAR’ da dahil oldu! 

DİĞER İLGİNÇ bileşenler de şunlar: Yine Türk Milliyetçiliğini esas alan, Rahmetli Muhsin YAZICI’nın kurduğu BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ’nin, Genel Başkanı Mustafa DESTİCİ ile 

Yine KARAOĞLAN lakabı ile Halkımızın zihninde yer etmiş olan, Rahmetli Bülent ECEVİT’in Partisi, DSP’nin de; Cumhur İttifakında yer alması gibi konuların; gerçek nedenini, zaman içerisinde, görüp öğreneceğiz. 

 

6)BURAYA KADAR, anlattıklarımla, zihin jimnastiği de olması açısından; önemli vurgular yaptığımı, düşünüyorum. 

 ŞİMDİ kaldığımız yerden, devam ediyoruz 

 

7)Başlıkta vurguladığımız hususlar; her açıdan içinde bulunduğumuz zor durumun; nereden kaynaklandığını özetleyen, önemli bilgilerdir. Aynı zamanda, böylesi bir zor durumdan çıkmak için; İzlenecek, yol ve yöntemleri de, ortaya koyması açısından, önemli ipuçlarıdır. 

 

8)Şimdinin Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’nin de Genel Başkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan; 

Büyük Ortadoğu Projesi BOP kapsamında, Amerika Birleşik Devletleri tarafından parlatılıp; 

3 Kasım 2001’de yapılan bir erken seçim neticesinde, iktidara geliyor. Ve günümüze dek, 22 yıla yakın bir süredir de, bir şekilde iktidarını devam ettiriyor. Sayın ERDOĞAN’ın, BOP ve BOP Eş Başkanlığı konusunda ki sözleri de ortada! 

 

9)Sayın ERDOĞAN, yıllar öncesinden, siyasette yükselmeyi, kafasına koymuş. Daha REFAH PARTİSİ İstanbul BEYOĞLU İlçe Başkanı iken, DOĞRU YOL PARTİSİ Genel Başkan Yardımcısı Artvin Milletvekili ve Eski Orman Bakanı Hasan Ekinci ile bir telefon konuşmasına, Daha önceleri de değindim. Şimdi de, tekrar hatırlatmak istiyorum. 

Sayın Hasan EEKİNCİ, rahmetli Süleyman DEMİREL’in, Yardımcısı. Sayın ERDOĞAN’da, Rizeli. 

Komşu 2 il ve Karadenizli olmak gibi ortak noktalar nedeniyle de, arada bir samimiyet ve hemşerilik söz konusu olduğundan, daha önceden; bir tanışıklık olduğu anlaşılıyor. 

Hasan Abi!, bana Doğru Yol’dan, bir yer ayarlayamaz mısın diye başlayan bir telefon görüşmesi var. 

   

Daha sonraları, Amerika Birleşik Devletleri ABD; BOP kapsamında, istifade edebileceği birilerini ararken; 

Sayın ERDOĞAN; Amerika Büyükelçiliği, Siyasi işler Müsteşar Yardımcısı ile görüşüyor. 

Aynı Yetkili, Namık Kemal ZEYBEK ile de görüşmüş.Ama Sayın Zeybek, işbirliğini reddediyor. 

Amerika Büyükelçisi Richardone, Sayın Hasan EKİNCİ’ye geliyor. Türkçede bildiğinden, tercüman olmadan, uzunca bir süre, baş başa görüşüyorlar. 

 

Sayın Hasan EKİNCİ ile; eski bir DOĞRU YOL ve DEMOKRAT PARTİ’li olmaktan kaynaklanan, bir tanışıklığımız, bir gönül bağımız da var. Bir Yazar olarak ta, sohbetimiz var. 

NETİCEDE, Sayın Hasan EKİNCİ; bu gibi konuları, bir kitap haline getirmiş. Birini de; 

CHP Lideri, Kemal KILIÇDAROĞLU’na vermiş! 

10)Şimdi sorulması gereken soru şu: 

Bu gibi, çok önemli konular; Televizyonlarda, niye tartışılmaz! Sayın Namık Kemal ZEYBEK, 

Hasan EKİNCİ, Erol MÜTERCİMLER! Tarihe şahitlik eden, bu gibi isimler; 

DAVET EDİLDİLER DE, televizyona, çıkmadılar mı?  

  

11)AMERİKA, kendi çıkarları doğrultusunda, Türkiye’nin Ulus Devlet yapısını, bozmak istiyor. Bu nokta da, ATATÜRK ve Silah Arkadaşlarının da, halkımız nezdinde, itibarsızlaştırılması gerekiyor. 

Sayın ERDOĞAN’ın da, Mustafa Kemal ATATÜRK ve Silah Arkadaşları ile, Türkiye Cumhuriyeti ile sorunlu olduğu da, bilinen bir husus. Bu gibi ortak noktalar, işi kolaylaştırıyor. 

 

Sayın ERDOĞAN’ın BOP ve BOP EŞ Başkanlığı ile ilgili olarak, söylediği sözler;  

BAŞTA Milletvekili yeminine, Cumhurbaşkanlığı yeminine aykırı, 

Türkiye Cumhuriyeti’nin, Ulus Devlet, yapısının, ya da Üniter yapısını bozmak, Uzun vadede, Türkiye Cumhuriyeti’nin, yıkılmasını amaçlayan konularda; 

Emperyalist bir Devletin Projesinin bir parçası olmak!, Anayasal bir suçtur. 

 

12)Sayın ERDOĞAN’ın; Haber Türk Tv’nin Program Yapımcısı Fatih ALTAYLI ille, yaptığı söyleşi de; Eyaletler Sisteminin faziletlerinden bahisle; 

Türkiye’nin 2023’te Eyaletler Sistemine geçeceğini söylüyordu. Seçimi de bir şekilde kazandı. Şimdi ne olacak? 

Türkiye’nin Eyaletler Sistemine geçmesi, bölünüp-parçalanmasının, önünün açılması mı gerekiyor? 

Sayın ERDOĞAN’ın söylediği, Türkiye’nin 2. Yüz yılı vurgusundan, neyi anlayacağız? 

Ekonomi dersen, yerlerde sürünüyoruz! Dış borç dersen, Türkiye iflasın eşiğinde! 

Üretim dersen! Tarım ve hayvancılıkta, hatta samanı bile, dışardan ithal eder hale geldik! 

Suriye ile bizim ne sorunumuz vardı? Gereksiz yere, Suriye ile ilişkileri bozduk! Neticede, bundan, 

Hem Suriye, hem de bizler, çok zarar gördük. Başta Suriyeli, Afganistanlı, İranlı, Iraklı, Afrikalı, olmak üzere; bunların içinde, çok sayı da IŞİD benzeri terörist grupların olduğu da anlaşılıyor; 13 Milyondan fazla sığınmacı, Türkiye’ye girdi 

Ülkemiz adına, gelecek adına, nasıl endişelenmeyiz? ki! 

   

13) Sayın ERDOĞAN’IN ŞU SÖZLERİNİ DE, HATIRLATMAK İSTERİM: 

Demokrasi bir amaç değil; bir araçtır. Demokrasi bir tramvay gibidir İstediğimiz durağa geldimizde, ineriz. Amacıma ulaşmak için, papaz elbisesi bile giyerim 

İşte bu gibi sözleri, bu gibi konuları; 

Televizyonlara taşımak lazım! Sıradan vatandaşlarımıza anlatılmak lazım! 

 

14)Sayın ERDOĞAN, başı her sıkıştığında, topu hep, dış güçlere atar yaİ 

Sayın ERDOĞAN’ın amaca uygun söylemlerine inanıp; onu oyları ile destekleyen vatandaşlarımız! 

Onu iktidara taşıyanın da, Amerika olduğunu bir bilseler, bir inansalar; 

Sayın ERDOĞAN’a oy verirler mi? 

15)22 Yıl iktidarda kalmak! Uzunca bir süre. Başka bir iktidara kısmet olmamış bir fırsat! 

Ama Sayın ERDOĞAN, bütün başarısızlığa rağmen, Halkımızdan, yine de zaman istiyor.  

Bu gibi vaatlere, hala inananlar var! Bu gibi konular, aslında bir akıl tutulmasıdır! Bu gibi konuları, Psikologların, Sosyologların, Tarihçilerin incelemesi gereken, çok önemli konulardır. 

CİDDİ BİR ŞEKİLDE, silkinmemiz gerekiyor! 

 

2-AKP; MERKEZ SAĞ’IN ÇÖKERTİLMESİ SONUCUNDA, İKTİDARA GELMİŞTİR! 

1)Bunun tersi de doğrudur. Bu nedenle bu gün; her açıdan içinde bulunduğumuz zor durumdan; 

Biran önce çıkabilmemiz açısından, 

ÖNCELİKLE, Merkez Sağ Partilerinin, DEMOKRAT PARTİ’nin çatısı altında; Toparlayıcı bir Genel Başkan etrafında, birleşmeleri gerekiyor. 

 

Bu formülde, DP Genel Başkanı Gültekin UYSAL’ın; 

Diğer Genel Başkanlar gibi Koltuğundan, feragat etmesi gerekiyor ama Sayın UYSAL, bu formüle yanaşmıyor. Sorun da burada başlıyor.  

 

2)Bizim insanımızın genel yapısı; Merkez Sağ düşüncededir. Ben Sayın UYSAL’ın; 

DEMOKRAT PARTİ’nin, başına getirilmesinin; bu günkü sürecin, başlangıcı olduğunu, söyleyebilirim. 

Sayın UYSAL, Demokrat Parti’yi, bir yere getiremedi. Koltuğu da bırakmak istemiyor. 

Sorulması gereken soru şu: Bu ısrar kimin işine yarıyor? Kimin işine yaradığı da ortada! 

 

3)Kendi çıkarları doğrultusunda, Ortamı hazırlayıp, AKP ve Sayın ERDOĞAN’ı iktidara taşıyan, 

İRADE; AKP ve Sayın ERDOĞAN’ın iktidar da kalma sürecini, uzatabilmek açısından; 

Böylesi bir önlem almayı, düşünemez mı? Elbette düşünür! Görünen bu! 

 

4)Merkez Sağ ile ilgili olarak yazdıklarım, örneğin Türkiye Siyasetinde Merkez Sağ. Niçin Çok, 

Önemli gibi yazıların; benim en çok okunan Makalelerim arasında  olduğunu, görürsünüz 

Eğer bilgisayardan, benim web siteme girerseniz; 

Ekranın sol tarafında, en çok okunanlar arasında, görürsünüz. Ya da bu Yazıları, site arşivinden de bulabilirsiniz.https/ahmetyalvac1946blogspot.com 

 5)Türkiye’nin önünü görmesi açısından, bu zor dönemin geride bırakılması gerekiyor 

 

3-100 YIL ÖNCEKİ SEVR HARİTASI ile BİTMİŞ ve TÜKENMİŞ OLAN OSMANLI İMPARATORLUĞU’ NUN HALİ ve MUSTAFA KEMAL ATATÜRK! 

 

1)Osmanlı, bütün topraklarını kaybetmenin dışında; kendi öz yurdumuz bile, Emperyalist 

Devletler tarafından, SEVR ANLAŞMSI kapsamında, işgal altındaydı .Koskoca İmparatorluk; Türk Bayrağı ile gösterilen, küçücük bir yere, sıkışmıştı 



 

 

2)Osmanlı İmparatorluğu, Batıdaki Bilimsel ve Teknolojik gelişmelere ayak uyduramadığı için, Zaman ersinde gerileyip, ekonomik açıdan da, iflasın eşiğine gelmişti. 

Alınan borç paralar, lüks ve sefahata, saraylara harcandığından; günü geldiğinde ödenemedi 

Birde bazı padişahlar, değişik konularda; yenilik hareketlerine girişseler bile, örneklerini bugün de gördüğümüz dinci ve yenilik karşıtı kesim! 

Hep bu gibi işlere de karşı çıkıyordu. 

Sonuçta Osmanlı, borçlarını zamanında ödeyemediği için, borçlar faizi ile katlanıyor. Neticede alacaklı Devletler, borçları tahsil edebilmek için;  

İstanbul’da, şimdiki İstanbul Erkek Lisesini inşa ediyorlar. O zamanki adı DUYUN-İ UMUMİYE. Alacaklı Devletler, Osmanlı’nın bütün vergi gelirlerine el koyuyorlardı. Osmanlı’nın kendi ihtiyaçları için, bırakılacak paraya da, bu Kurum karar veriyordu. 

 3)NETİCEDE günümüzde; Mustafa Kemal ATATÜR ve Silah Arkadaşları tarafından kurulan, Türkiye Cumhuriyeti’ni; bir türlü içlerine sindirememiş olanlar içinde, bir şeyler söylemek isterim. 

Osmanlı’nın borçlarını da ödemeyi, Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti kabullenmiştir. Bu konuda 13 Haziran 1928’de, Paris’te alacaklı Devletler ile bir anlaşma imzalanıyor 

Ödeme de, bu tarihten sonra başlıyor. PEKİ, Osmanlı’dan devir alınan borç ne kadardı? 107, 5 Milyon, altın Osmanlı Lirası 

4)ŞİMDİ BURADA, çok önemli bir detaya giriyorum. 

Mustafa Kemal ATATÜRK, 10 Kasım 1938’de vefat ediyor. Ama toprağa verilmiyor. İlaçlanarak, 

Ankara’da ETNOĞRAFYA Müzesi’nde, muhafaza ediliyor. Bu arada hem   Osmanlı’nın borçları, Ödenmeye devam ediyor, hem de ATATÜRK’e yakışır, bu günkü Anıtkabir’in, inşasına başlanıyor. 

Ve Mustafa Kemal ATATÜRK,10 Kasım 1953’te, görkemli bir törenle. ebedi istirahatgâhına, Defnediliyor. Burada, Mustafa Kemal ATATÜRK’e olan hayranlıklarını da göstermek açısından, 

Günün, çok önemli liderleri, tören kıtaları ile, Cenaze törenine de, katılıyorlar. Muhalefet Partileri ve özellikle CHP; tören kayıtlarını bulup, 

Herkeste bir heyecan yaratmak, herkesi umutlandırmak açısından, 

Bu kayıtları, izletmelidir. Bu husus, aynı zamanda, bir seçim hazırlığıdır. ATATÜRK’ün. ne kadar, 

Önemli bir Devlet Adamı olduğunu, herkes görsün ve anlasın! 

 

Bana face’den, bir paylaşım gelmişti. Bir Hanım; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ebedi istirahatgahı, Anıtkabire defin  törenini konu alan, bir Alman Gazetesi buluyor. Harfler Gotik tarzında, Yazıldığından; okumakta da zorlanıyor.Bunu tercüme edebilmek için, hayli uğraşıyor! 

Haberi kaleme alan Alman Gazeteci, defin töreninde, gördüklerini ve hissiyatını ortaya koyan; 

Öyle güzel şeyler yazmış ki! Kayıtlardan bulursam; sizlerle, paylaşırım. 

NE VARKİ GÜNÜMÜZDE! Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kıymetini bilmeyenler, ona ağza alınmayacak Sözler sarf edenler var! 

5)Osmanlı’dan devir alınan borcun, son taksiti de, 25 Mayıs 1954’te ödeniyor. Böylece 1854’de başlanan borçlanma, 100 yıl sonrasında; 

Faizi ile beraber, Türkiye Cumhuriyeti tarafından, ödenmiş oluyor. Sözün özü, Osmanlı’nın borçları; ödenme noktasına gelinceye kadar; 

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün naaşı, toprağa verilmiyor, 

İlaçlanmış halde 15 yıl, Ankara Etnografya Müzesinde, muhafaza ediliyor. 

 

BİRDE ATATÜR ve devamında, İsmet İNÖNÜ zamanında, 1950’de iktidar DEMOIKRAT PARTİ’ Ye, devir edilirken; Hazinede 133,1 Ton da altın varmış. Bunun anlamı şudur: 

Borçlarını ödeyemediği için, iflas etmiş, kendi öz yurdu Anadolu Toprakları da, Emperyalist Devletler tarafından işgal edilmiş, bir Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden! yeni bir Türk Devleti yaratmak, 

Bu arada hem Osmanlı’nın borçlarını ödemek, hem de, yeni kalkınma hamleleri ile; 

İktidarı devir alacak bir Siyasi Partiye, yüklü miktar da altın bırakmak! Herkesin yapabileceği bir iş değil! 

  6) ŞİMDİ SİZLERE ilginç ama gerçek bir örneği, hatırlatmak istiyorum. 

Yukarıda Osmanlı’nın Emperyalist Devletlere olan borcunun son taksitinin, 25 Mayıs 1954’de, Demokrat Parti zamanın da ödendiğini, söylemiştim ya! Aynı yılın 15 Haziran-15 Temmuz arasında, 

Ardahan’ın Damal ilçesi, yukarı Gündeş Köyü’nün dağlarına, 

ATATÜRK’ün silueti yansıyor. Sadece 15 dakika. Bu da güneş batımına doğru. Sizce bu konu, bir tesadüf mü? Bence değil! Bunun nedenleri konusunda da bir şeyler söylemek istiyorum. 

 7) ATATÜRK’ün,her yıl Ardahan-Damal Dağlarına, düşen silueti


Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, Ardahan-Damal dağlarına düşen bu siluetini ilk defa,1954’te, 

Yukarı gündeş Köyü’nde çobanlık yapan, Adıgüzel Kırmızıgül, fark ediyor. Daha sonraları, 

Erdoğan Kumra, çektiği videoyu, Genel Kurmay Başkanlığı’na gönderiyor. Bundan sonrasında, her yıl burada, etkinliklerle, yeniden izleniyor. 

 

SİZCE BU DURUM, bir tesadüf müdür? Bence değil! 

BU NOKTADA. CHP’ye düşen de, bu bilgileri, her türlü imkânı kullanıp; herkese, özellikle de AKP’ye oy veren vatandaşlarımızın da izlemesini sağlayıp; bilgilendirmek, çok önemli!   

Herkes! kimin daha Müslüman, daha dindar olduğunu görsün ve anlasın! 

   8))Ben Tarihe de meraklı bir Yazar olarak, Şunları söylemek isterim; 

Bütün dillerin, Türkçe’ den türediği, bütün insanların Türk’ten ürediği yönünde araştırmalar, bilgiler var. Ben yazılarımda bu gibi araştırma bilgilerine de yer veriyorum. Örneğin Meksikalı Araştırmacı, JN MATEAUX’ un, Bütün Dünya HEPİNİZ TÜRKSÜNÜZ! Başlıklı kitabını okumanızı öneririm. 

ÖRNEĞİN, Mateaux şöyle diyor .Bütün Dillerde, Hazreti Adem; Adam diye yazılıyor. Adam kelimesi, 

Türkçe dir. Buradan Hazreti Adem’in Türk olduğu ve Türkçe konuştuğu, sonucuna varıyor. 

Birde Meksika’da İskitler diye bir bölge olduğunu, Taş pınar diye bir yer bulunduğunu, yazıyor. 

BU MAKELEDE, güncel konulara odaklanmak istediğimden, bu gibi konularda, detaylara girmek istemiyorum. Türkiye’nin ETNİK KÖKENİ, başlılığı altında yazdıklarım; En çok okunanlar arasındadır. Ve Siyaseten yaşadığımız sorunlara da, ışık tutacak niteliktedir. 

Bu gibi konuları, ekranlara taşınırsa, her kesimden insan, merakla izler ve bu gibi faaliyetlerin, siyaseten de iyi sonuçları olur. 

ÇİN kaynaklarında Türk kelimesi, asalet ve asaletli insan anlamına gelmektedir. 

Günümüzdeki sorunları saymakla, sorunları sıralamakla; her kesimin oyunu almak, maalesef mümkün değil. Netice de seçimi kazanmak ta mümkün değil! 

Bu gibi çok önemli konuları; Muhalefet Partileri ve özellikle de CHP, göz ardı etmesin! 

Yazdığım Makalelerin başlıklarına bile baksalar; çok önemli bilgiler, edinirler. 

Sonrasında, merak ettiklerinden, okumaya başlasınlar. 

 9) BENCE TANRI, Türk’ün yok olmasını, Tarih sahnesinden, silinip gitmesini istemiyor. 

BU NEDENLE, Damal örneğinden de gördüğümüz üzere,Tanrının, Mustafa Kemal ATATÜRK’ü gönderdiğini düşünüyorum. 

10)Mustafa Kemal ATATÜR’ün çok önemli bir hizmetine daha değinmek istiyorum. 

KİMSE DİN SÖMÜRÜSÜ YAPMASIN DİYE, Elmalılı Hamdi Yazır’a, KUR-AN’ın tercümesini yaptırıyor. 

İnsanımız namazlarda, ayetleri, arapça okusunlar ama yorumsuz olarak, tercümesini de bilsinler. 

Örneğin Muhalif kanallar, her gün bir ayetin, yorumsuz Türkçe tercümesini, bir versinler. 

Bu konu çok yararlı olur ve başta AKP ve benzeri Partiler, din sömürüsü yapamazlar. 

Böylesi bir durumda, herkes işin doğrusunu öğrenir. 

KUR-AN’I da doğru anlayabilmek için; felsefe, mantık, fizik, kimya, matematik bilmek gerek! 

   11) SONUÇTA, bazılarının sandığı gibi, Osmanlı’yı Mustafa Kemal ATATÜRK, yıkmadı. SEVR Anlaşması sonucu, Osmanlı terki silah etmiş, anlaşma gereğince İtilaf Devletleri, gerekli gördüğü yerleri işgal edebileceklerdi. 

NETİCEDE, kendi öz yurdumuz Anadolu Topraklarının büyük bir kısmı, zaten İtilaf Devletlerinin, işgali altındaydı. Bunu da harita da görüyorsunuz zaten! 

 12) Mustafa Kemal ATATÜRK, böylesi bir zamanda, Türk Halkını örgütledi, 

Kurtuluş Savaşını başlattı. Bileğinin gücüyle İşgalcileri yendi, Yunanlıları İzmir’de denize döktü. 

SIONUÇTA SEVR HARİTASINI, yırtıp attı, geçersiz yaptı. LOZAN ANLAŞMASI ile de Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusunu aldı ve bu günlere gelindi 

BU NEDENLE HERKESİN; Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal ATATÜRK ve Silah Arkadaşlarının kıymetini bilmesi gerekir! 

 13) Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 10 Kasım 1938’de vefatından sonra, Türkiye’yi idare eden, Devlet Adamlarının; 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ile, Mustafa Kemal ATATÜRK ve Silah Arkadaşları ile, bir sorunları, bir takıntıları yoktu. Tamamına yakını yüksek eğitimli, Devletin önemli Makamlarında görev yapmış, konusunda uzman kişilerdi. Hepsi de kendi bilgi ve tecrübeleri dahilinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınmasına, katkıda bulunmuşlardır. Hepsini rahmetle ve minnetle anıyorum 

Rahmetli Süleyman DEMİREL’i, Turgut ÖZAL’ı, Bülent ECEVİT’i, Necmettin ERBAKAN’ı, 

Hayatta olan, Ahmet Necdet SEZER’i, bir düşünün! 

4-LOZAN ANLAŞMASI’NIN 100.YILINDA GAZETE MANŞETLERİ ve BU KAPSAMDA, 

BAZI NOKTALARA VURGU 

1)30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMININ, 101.YILI KUTLU OLSUN! 

1/3)30Ağustos 2023 Çarşamba SÖZCÜ 

 


            BENİ Mİ ARIYORSUNUZ? 

Bazıları her yerde beni arıyor, öfkeyle; Yok etmek için, unutturmak için! 

AMA BEN! Ne Stadyum adlarındayım, Ne okul, Cadde, Bulvar adlarındayım! 

NE DE! Hava Alanının, Beton Pistlerindeyim! 

DEĞİŞTİRMEYİN, kırıp dökmeyin onları! 

YLÜYORUM ŞİMDİ, nerede olduğu mu! 

Bağımsızlık savaşı verenlerin, Karakteri özgürlük olanların, Bilim yolundan yürüyenlerin! 

Gözlerine iyi bakın, Beni göreceksiniz! 

 2)SÖZCÜ Yazarlarının, attığı Manşetler: 

Rahmi TURAN: Kara talihin, yenildiği gün, Uğur DÜNDAR:30 Ağustos zaferi ve…Necati DOĞRU: 30Ağustos! Soner YALÇIN: Kim sol Kim sağ. Saygı ÖZTÜRK: Akşener, CHP’li başkanlara, kanca atıyor. 

Aytunç ERKİN: Büyükşehir başkanlarına söz vermedim. Emin ÇÖLAŞAN: Bir meydan savaşından kesitler 

  

2/3)24 Temmuz 2023 Pazartesi CUMHURİYET 

 


TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TAPU SENEDİ LOZAN’IN 100.YILI KUTLU OLSUN 

                                                   EŞSİZ BİR ZAFER 

24 Temmuz 1923’ten bu güne 100 yıl geçti, LOZAN anlaşması, hâlâ varlığını ve gerçekliğini sürdürüyor. Genel kabul görmüş bir deyiş vardır. Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin, uluslararası tapu senedidir. Gerçektir ve yeni Türk devletinin, uluslararası bir belge ile kabul edilişidir. 

İNGİLİZ Lord CURZON’un İsmet İNÖNÜ’ye söyledikleri, güncelliğini koruyor. Lord CURZON; 

İstediğimiz her şeyi reddediyorsunuz. İleride bunları, birer birer cebimizden çıkaracağız. Ayrıcalıkları tekrar alacağız, diyordu. 

BURADA haber değeri olan diğer konuları, şöyle sıralayabiliriz 

  

3)CHP’de güçler dengede. 3’TE 2 çoğunluk çıkmadı. CHP’de önde gelen isimlerin de katıldığı, Ekrem İMAMOĞLU’nun öncülüğündeki, çevrimiçi toplantının, sızdırılması sonucu; 

Gözlerin çevrildiği, kritik parti meclisi, dün bir araya geldi. Görevden alınan il ve ilçe Başkanları için yapılan oylamada; 

3’TE 2 çoğunluk sağlanamadı ve başkanların göreve dönmesinin önü kapandı. 

 3)BEN BURADA, 14 Mayıs 2023 Milletvekili seçimleri ile 28Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında, beklenen bir iktidar değişikliği olmamasının; toplumda bir hayal kırıklığı yarattığını, gözlemliyorum. 

NETİCEDE, başta CHP Yönetiminin, bu başarısızlığın nedenini, çok iyi analiz edip, Yerel seçimlere hazırlanmalıdır. 

4)CHP içinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı gibi; bundan Siyaseten de yararlanmak isteyenler olabilir. Meselenin bir tarafı bu! Buradaki başarısızlığın, başka nedenleri de var. Ben bu Makalede, bu gibi konulara da değineceğim. 

AMA BEN, Ekrem İMAMOĞLU’nun, CHP ve Genel Başkan Kemal KILIÇDAROĞLU açısından, zor bir zamanda, 

Böylesi bir çıkışını; 

Doğru da bulmuyorum, ahlaki de bulmuyorum. Ekrem İMAMOĞLU, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nde, çok önemli işler yaptı ama; 

Kendisini, Beylik Düzü İlçesi Belediye Başkanlığı’ndan, Türkiye’nin en büyük ve her açıdan çok önemli, 

Ve hayal bile edemeyeceği bir göreve getiren kişinin; Kemal KILIÇDAROĞLU olduğunu, göz ardı, Etmemesi, unutmaması gerekirdi! 

BU NEDENLE BEN, Ekrem İMAMOĞLU’nun zamansız çıkışının arkasında; Sayın ERDOĞAN örneğinde olduğu gibi, 

Bir dış güç mü var? Ya da birileri, kulağına bir şeyler mi fısıldadı? Diye, düşünmeye başladım. Burada kast ettiğim dış güçte, Amerika’dır. 

Ve nihayet, bu konunun arkasında, İYİ parti Genel Başkanı, Meral AKŞENER’in olduğunu, anladık. 

Sayın AKŞENER, Sayın KILIÇDAROĞLU’na da, ağır eleştiriler yöneltti. 

Bu gelişmelerin ışığında ve 2024’deki, yerel seçimler öncesinde; 

Meral AKŞENER’in, bu gibi çıkışlarını da, doğru bulmuyorum. Bu nedenle İYİ Parti’ye, fazla güvenmemek gerek. Ama ipler de koparılmamalı! 

 

BEN ÖNLEM OLARAK, özellikle de DEMOKRAT PARTİ’nin toparlanması, Merkez Sağ’ın bir güç odağı haline gelmesi, gerektiğini de; tekrar söylemek isterim! Çünkü AKP, Merkez Sağ’ın çökertilmesi sonucunda, iktidara gelmişti. 

 

Millet İttifakının bileşenlerinden, SAADET PARTİSİ Genel Başkanı Temel KARAMOLOLAOĞLU; 

Bir açıklamasında, Millet İttifakının, seçimleri kazanamamasının, en önemli nedeninin; 

Meral AKŞENER’in, beklenmedik bir zamanda, zehir-zemberek sözlerle, Millet ittifakından ayrıldığını Söylemesine bağlıyordu. 

Sayın AKŞENER, bir şekilde ikna dilip, İttifaka geri dönse de! 

Seçmen nezdinde güven kaybı nedeniyle;  

Hem kendisi, hem de Millet ittifakı, oy kaybına uğramıştır. Ve beklenen sonuç, alınamamıştır. 

 

Temel KARAMOLLAOĞLU, böylesi bir kriz öncesinde, Millet İttifakının oylarının; 

Anketlere göre, % 56 olduğuna da, vurgu yapmıştı. Bu da doğru! 

 

BU NOKTADA, Muhalefet Partilerine ve özelliklede CHP’ye, önerilerim olacak!  

2024’De yapılacak olan Yerel Seçimleri; 

Yeni bir organizasyonla Millet ittifakı ve bu ittifakın motoru durumundaki CHP, mutlaka kazanmalı! 

Halkımız için, yeni bir umut olmalı! Bu gibi konularda da, söyleyeceklerim var! 

 

5)HER 2 Seçimin, az bir farkla kaybedilmesinin nedenini, sadece Genel Başkan Kemal KILIÇDAROĞLU’na bağlamak ta, doğru değil! Bu bir ekip işidir. 

Sayın KILIÇDAROĞLU, seçimler öncesinde, önemli işler başardı, herkesi şaşırtan; büyük bir performans gösterdi. Bu gibi konulara, bu makalede de, tekrar değineceğim. 

AMA şu gözlemlerimi ve kanaatimi de, hemen söylemek isterim. Genel Başkan Yardımcıları çalışmadı. 

BURADA, bir komplo var mı? Bu gibi konularda, bir şey söyleyemeyiz! Ama önlem almak gerekirdi! 

6)Sayın ERDOĞAN’ın, kazanmaktan başka, bir çaresinin olmadığını bilmek gerekirdi. Nihayetinde, geride kalan bu 2 seçim; hile-hurda işlerle kazanılmıştır. Çok sayıda sığınmacıya, Vatandaşlık verilip, oy kullanmaları sağlanmıştır. Benzer şekilde, Türkiye’den emlak ve arazi alan yabancılara da; 

Türkiye’de oturma şartı aranmaksızın, vatandaşlık verilip, oy kullanmalarının sağlanması ile; 

Cumhur İttifakı; 

Arayı fazla açamadan, kazanılmıştır. Şimdi burada vereceğim rakamsal bilgiler; 

Yerel seçimler öncesinde, mutlaka, üzerinde durulması, gereken konulardır. 

 

7)YABANCILARA Satılan KONUT SAYISI, ne kadar? Kaç SIĞINMACI vatandaş yapılıp; 

2023 Seçimlerinde, oy kullandırılmıştır? 

Mütekabiliyet esasına dayalı, yabancıya konut satışlarının şartları, AKP döneminde ihlal edilmeye başlanmış; 

SÖZCÜ GAZETESİ’nden, Emre DEVECİ’nin haberine göre, Mayıs  2012-Mart 2023 tarihleri arasında, Yabancılara konut satısı, rekor seviyeye çıkmış ve sayı; 357 bin 343’e yükselmiştir.  

 

BURADA Kİ, her 2 konunun, 2023 seçimlerinde, bedavadan oy takviyesi yapıp, seçimi kazanmanın dışında, başka bir amaca yönelik; bir hedefin olduğunu da, söylememiz gerek! Herkes Bölünüp-parçalanmış Büyük Ortadoğu Projesi, BOP Haritasına bir baksın ve burada ki 2 konu ile, bir bağlantı, bir ilişki kurmaya çalışsın! Türkiye’nin, Nasıl bir sona doğru sürüklendiğini, görsün! 

Sayın ERDOĞAN’ın BOP ve BOP Eş Başkanlığı konusunda, daha önceki yıllarda söylediklerini de, bir hatırlayın. 

 

ŞİMDİ HER KONUTTA, anne, baba ve 1’de çocuk olduğunu düşünsek, 357 343x3=1 072 029 Yani 1 Milyon, 72 Bin, 29 kişi yapar. Ben şahsen, gerçek sayının, çok daha yüksek olduğunu, Düşünüyorum. 

Türkiye’den çok sayıda zengin ARAP’ın, ev aldığını, Araplar da çok eşlilik  olduğunu, örneğin 2-3 gibi;  Bunların birde çocuklarını ve bunların içinde, oy kullanacak yaşta olanları da, bir düşünün! 

BEDAVADAN , AKP’ye çok sayıda oy demek! 

 

8)Google’de; arama yaptığımda; isimsiz şöyle bir not buldum; 

BİR TWEETER HESABINDAN, 5 Nisan 2023’de, bir paylaşım yapılıyor. Buna göre; 

2 Milyonun üzerinde sığınmacının da, Türk vatandaşı yapılıp, oy kullandırıldığına vurgu yapılıyor. İsimsiz olsa da; akla yatkın bir iddia! İktidar bu gibi konularda, niye bilgi vermekten, kaçınıyor? 

Türkiye’den ev alan yabancılarla, aynı şekilde vatandaşlık verilip, oy kullanmaları da sağlanan, bedava ve haksız oyların toplamının; 

4,5-5 MİLYON kadar olduğu, anlaşılıyor! Aradaki bu kadar fark; seçimi kazanmaya yeter de, artar da! 

 

BENİM ÖNERİM ŞUDUR: Muhalefet Partiler ve özellikle de CHP ve onun Milletvekilleri; iktidarı sıkıştırmalı ve bu 2 konuda, gerçek seçmen sayısını, istemeli. Vermezse, hukuki yollara baş vurmalı. 

BİRDE BU GİBİ KONULAR, Televizyonlarda, gündeme getirilmeli ve bir şekilde, Halkımız da bilgilendirilmeli! 

Parmak boyasını bile, kabul etmediler! Peki sebep ne? 

SIRADAN vatandaşlarımıza, sorun bunları! Verdikleri cevaplar da, televizyonlarda gösterilsin! 

BOP Haritasından da, anlaşılacağı üzere; 

Türkiye’nin Ulus-Devlet Yapısının bozulmak istendiğini, herkesin bilmesi ve anlaması gerekir. 

TÜRKİYE, satılık bir Ülkemi? Ki, bu gibi yanlış işler yapılıyor! 

 

Eğer böylesi bir durum, 2024’ün Mart ayında, 

Yapılacak olan Yerel Seçimlerde de, tekrarlanırsa; ne yapacağız? Ortaya garanti bir formül koymamız gerek! 

Bu gibi işler; sadece Sayın ERDOĞAN’a laf yetiştirmeye çalışmakla, onu eleştirmekle de halledilemez! Bunu da herkes, aklının bir köşesine, bir yazsın! Devam ediyoruz! 

9)Sözde kaçak girişleri önlemek için, İran sınırına, duvar örmüşlerdi. Dikenli tellerle takviye etmişlerdi. Derin hendekler kazmışlardı. Ve sonuçta askerlerimiz de, kuş uçurtmuyorlardı. 

İYİ PARTİ -Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu; bu iddiaların doğru olup, olmadığını anlamak, test etmek için; 

İran sınırına gidiyor. Ne Türkiye tarafında, bizim Askerlerimizden, sen kimsin? Dur! diyen yok, 

Nede IRAN tarafında; İran Askerlerinden, dur! Sen kimsin? Diyen kimse yok! 

NETİCEDE, Milletvekili Selçuk TÜRKOĞLU, elini kolunu sallaya sallaya, İRAN topraklarında, epeyce yürüyor ve İran köylerine yaklaşıyor. Geri döndüğünde, birde sınırda, hatıra fotoğrafı çektiriyor. 

Bu haber. SÖZCÜ TV’de de, Gazete de de, yer aldı. Bu konuyu, İsmail SAYMAZ, 18 Ağustos 2023’te haberleştiriyor. Ben de, oradan aldım. 

Bu konu, çok vahim bir durum! Önceki Hükümetler zamanın da, hiç böylesi bir şey, duy 

dunuz mu?  

 

10)BRAVO! Selçuk TÜRKOĞLU’na! Milletvekili, böyle olmalı işte! 

BU NEDENLE, göçmen konusunda, iktidarın söylediği her şeye inanmamak, temkinli yaklaşmak gerekiyor! 

İktidarın bilgisi olmasa, askere talimat verilmese! Bizin Askerimiz, canı pahasına, sınırlarımızdan; 

Kaçak giriş ve çıkışlara, asla müsaade etmez! 

  

Göçmen sorununun, başımıza daha ne gibi sorunlar çıkaracağını, herkes; 

Şimdiden bilsin ve anlasın! 

Bir iktidar değişikliği olmadan, bu gibi sorunların çözülemeyeceğini de herkes, bilsin! 

 

11)27 Ağustos 2023 Pazar SÖZCÜ gazetesinde, ZAFER PARTİSİ Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ, Sözcü Yazarı, Ruhat MENGİ’ye verdiği bir röportaj da; şunları söylüyor: 

DEMOGRAFİK YAPISI DEĞİŞEN TÜRKİYE; BİR İÇ ÇATIŞMAYA SÜRÜKLENİYOR 

Sayın ÖZDAĞ’ın tespitleri şöyle: Kayıtlı-kayıtsız sığınmacı sayısı, 13 Milyonu geçiyor. Demografik yapısı değişen Türkiye; hızla, etnik kökene dayalı bir çatışma ortamına doğru sürükleniyor, gibi  uyarısında bulundu.  

Sayın ĞÖZDAĞ, Hatay’daki bir hastanede, doğan 28 bebekten; 26’sının, sığınmacı çocuğu olduğuna vurgu yapıyor.  

 

Başta Hatay ilimiz olmak üzere, güney sınırımızda, ya da sınıra yakın İllerimizdeki, sığınmacı nüfus artışı karşısında, herkesin kaygı duyması, telaşlanması gerekir! 

BU TEHLİKEYİ görmek ve anlamak için, kâhin olmak gerekmez! Şimdi çok önemli bir şey daha, söylemek istiyorum 

 

SIĞINMACI KADINLARIN, tüp bebek tedavi masraflarının da, Devlet tarafından karşılandığı, 

Yönündeki bir haberi, Televizyondan duyduk. 

 

31 Ağustos 2023 Perşembe günü, SZC Tv’nin sabah programın da Sosyal Güvenlik Uzmanı 

Özgür ERDURSUN da, sosyal güvenlik harcamalarını incelerken; sığınmacıların muaf tutulduğu, başka harcamalara da dokundu. 

 Sığınmacılar, bir işte çalışsalar, ya da kendi işlerini kurmuş olsalar bile; Devlete vergi vermedikleri, ve pirim ödemedikleri gibi ayrıcalıkların tanındığı, ama sağlık giderlerinin de, Devletin kasasından ödendiğine vurgu yaptı. Ve bu yüzden emekliler dahil, sağlık masraflarının olması gerekenden, daha yüksek çıktığına; 

Bu yüzden işçi, memur, emekli gibi çalışanlara, yeterince zam yapılamadığına ve bütçedeki, karadeliğe işaret ediyor. dikkat çekiyor. 

 

Sayın Özgür ÖZDURSUN, bu gibi ayrıcalıklardan yararlanan sığınmacıların, gerçek sayılarının gizlendiğini, bu yüzden kesin bir rakam söyleyemediğine de, vurgu yapıyor. 

NETİCEDE, açıkgözlüğe bak! Sığınmacıların külfet, Millete! Oylar AKP’ye ve Cumhur İttifakına! 

 

ŞİMDİ İKTİDARA, şu soruyu, sormamız gerekiyor: 

SURİYE ile diğer Komşularımız ile bir sorunumuz mu vardı? 

BİZ Mİ, İSTEDİK? Suriye’ye savaş açılmasını! Bu gibi konuların; Toplumun her kesimine, Cumhur ittifakına oy veren, sıradan vatandaşlarımıza da, bir şekilde, anlatılma gerekiyor! 

12)TÜRKİYE’ de, Ruhsatlı, ya da Ruhsatsız, toplamda ne kadar Silah var? 

Gazete Duvar’ın, 1 Ağustos 2023’de, GÜNDEM başlığı altında verdiği habere göre; 

CHP’li ŞEVKİN; Türkiye’de, 25 Milyon ruhsatsız silah var gerekçesiyle, Meclis Başkanlığı’na, bir soru önergesi, veriyor. 

aa.comtr’nin, haberine göre de; 

Türkiye’de ruhsatlı silah sayısının, 627 765 olduğu, bilgisi var. 

RUHSATLI, yada RUHSATSIZ; Türkiye’de, her 2 evden birinde, silah olduğu, kanısı, var 

YUKARIDAKİ bilgiler; bu inancı, doğrular niteliğinde. Toplam sayının 40 milyon olduğunu, vurgulayan da var.  

 

BU GİBİ BİLGİLER; bu Ülke adına, Gelecek adına, kaygı duyan, herkes için; 

ÇOK ÖNEMLİ, ipuçlarıdır. Özelikle Muhalefet Partilerinin, bu gibi konularda, kapsamlı araştırmalar yapıp, bilgi toplamalı, iktidarı da, uyarmaya, devam etmelidir! 

 

13)Bu nedenle, Türkiye’nin Ekonomik ve Siyasi açıdan, nasıl çökme noktasına geldiğini merek edenler; 

100 Yıl öncesindeki SEVR Haritası ile 100 Yıl sonrasında ve günümüzde; AKP döneminde, Büyük Ortadoğu Projesi, BOP Haritası arasındaki, büyük benzerliği görsünler ve nedenleri konusunda, bir zihin jimnastiği yapsınlar! 

 

BU GİBİ BENZERLİKLERİ ANLAMAK! O kadar zor değil! 

Günümüzde, Ülkeyi yönetenlerin; bilerek, ya da bilmeyerek yaptıkları yanlış işlerin ve uygulamaların;  

Kime, ya da kimlere faydası olur? Türkiye’yi, nereye götürür? Gibi sorular sorun! O zaman bu 2 Harita arasındaki, büyük benzerliğin nedenlerini ve ipuçlarını, 

Kolayca bulursunuz. Örneğin günümüzdeki bu yokluğun, bu yoksulluğun, kime faydası, olabilir ki? 

Örnekler çoğaltılabilir!  

 

14)ŞİMDİ, Ekrem İMAMOĞLU ile, kaldığımız yerden devam ediyoruz 

 Bu gibi konularda, şu kanaatimi de, sizlerle paylaşmak isterim:  

Ekrem İMAMOĞLU, kendine yöneltilen, haklı eleştiriler karşısında; bir taraftan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını, tekrar kazanmayı; kendisine vaz geçilmez bir hedef olarak, göstermeye çalışırken; 

DİĞER YANDAN değişim kapsamında, her fırsatta, yurt gazilerine de çıkıyor.  

EĞER YAKIN BİR GELECEK TE, bu gibi faaliyetler, CHP Genel Başkanlığı’na ve sonuçta, Cumhurbaşkanlığı Adaylığına dönüşürse! Buna da kimse şaşırmasın! 

BU GİBİ KONULARDA DA, şunları söylemek isterim; 

 

15)Cumhurbaşkanlığı konusu; Ekrem İMAMOĞLU ve benzerlerinin yapacağı, yapabileceği işler değil 

Hem genç, hem de daha farklı özellikler ister. Bu Makama gelecek kişilerin, iyi bir yüksek eğitim, Almasının dışında, bir konuda uzman olması, birde; Devletin en üst Makamlarında, görev yapmış olması, bilge bir kişi olması, gerekir. Turgut ÖZALı, Süleyman DEMİREL’i, Ahmet Necdet Sezer’i, bir düşünün! 

 

16)Turgut ÖZAL, Elektrik Yüksek Mühendisiydi. Parasal konularda da, uzman bir kişiydi. Süleyman DEMİREL; İnşaat Yüksek Mühendisiydi. Bu iki isim, kendi konularında, Dünya tecrübesi de olan, iyi derece de lisan da bilen İTÜ mezunu, Yüksek Mühendistiler. 

Süleyman DEMİREL, barajlar kralı diye anılırdı. Birde,1965’de yapılan seçim sonucunda, ADALET PARTİSİ, Genel Başkanı olarak ta Başbakanlık koltuğuna oturuyor. Kıbrıslı Rumların ve Yunanistan’ın 

 Yakın bir gelecekte, sorun çıkaracaklarını ve Türkiye’nin, Adaya çıkartması gerektiğini de görmüş ve Anlamış olmalı! Ki, Bu gibi konularda, rahmetli İsmet İNÖNÜ’nün, elimizde çıkarma gemilerinin, Olmadığı yönünde bilgiler ve uyarıları da var! Netice de örneğin, 3-5 tankı; birkaç tane fazla da 

Olabilir; askeri malzemeyi ve askerlerimizi, süratle ve güvenle Adaya çıkaracak, Çıkarma gemileri yapılmasını istiyor. Ve 1974’te, 1.Ecevir Hükümeti zamanında, Kıbrıs’a çıkarma yapmak, orada yaşayan soydaşlarımızı, Rum katliamından kurtarma günü, gelip, çatıyor. CHP-MSP, koalisyonunda, Başbakan, rahmetli Bülent ECEVİT ve Yardımcısı rahmetli Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN, Kıbrıs’a, Müdahale konusunda, karar alıyorlar. 

Başbakan sıfatıyla Bülent ECEVİT’in, uygun bir zamanlama, dahice ve büyük bir cesareti ile, yapılan, Ve başarılan çıkartma karşısında, herkes şaşırıp kalıyor 

NETİCEDE imkânsız, ya da çok riskli görünen, çıkartma harekâtı da;bu şekilde, başarılmış oluyor.  

 

Yabancılar çıkarma harekatının, Magosa limanından başlayacağını beklerken; 

Süleyman DEMİREL’in inşa ettirdiği, hareket kabiliyeti yüksek olan, küçük tonajlı çıkartma gemileri, 

Kuzey’deki Girne plajına, yanaşıyor. Tanklar ve askerlerimiz de hızlı bir şekilde, karaya çıkıyorlar. 

Türkiye’ye, Yakışan da! Bu gibi, inanılmaz işleri başarmak! Böylesi bir zamanda, Cumhurbaşkanı da rahmetli KORUTÜRK 

PEKİ, şimdi durum böyle mi? Elbette değil! 

DEVAM EDİYORUZ 

Turgut ÖZAL’ın gayretleri ile, bağlamalı telefonların kullanıldığı bir zamanda, 

Otomatik Sisteme geçildi, Türkiye iletişim alanında, Dünya da en iyiler arasına girdi. 

1989’da, Turgut ÖZAL’ın Cumhurbaşkanlığı zamanında, TÜRKSAT Uydularının yapımı çalışmaları, başlatıldı. 

Bu gün, bütün Dünya ile görüntülü haberleşebiliyorsak, televizyon yayınları da, her tarafa ulaşabiliyorsa; 

BÜTÜN bunlar, TÜRKSAT uyduları sayesinde olmuştur. 

Ahmet Necdet SEZER, Anayasa Mahkemesi Başkanlığından, Cumhurbaşkanlığı Makamına getirilen, Bir Hukukçuydu. Kurallara uyan, Oğlunun evlenmesi vesilesi ile az sayıda davetlinin katıldığı, Birliktelikte, belki 40-50 kişi gibi; kullanılan elektriğin parasını bile, cebinden ödeyen, kırmızı ışıkta duran, kurallara uyan, düzgün bir insandı. Bu nedenle, 2 defa Cumhurbaşkanlığı makamına getirildi. 

 

17)Ekrem İMAMOĞLU ile KALDIĞIMIZ YERDEN, devam ediyorum. 

Bundan sonrasında, Cumhurbaşkanlığına gelecek, ya da getirilecek kişilerde; 

Burada örnek olarak gösterdiğim 3 Cumhurbaşkanı gibi benzer özellikler olmalı! 

 

AKP öncesinde Türkiye’yi idare eden Devlet Adamlarının, iyi bir Yüksek Eğitim görmüş, Konularında uzman ve Bilge kişiler olmasının dışında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ile 

Mustafa Kemal ATATÜRK ile O’nun Silah Arkadaşları ile Türk ile Türk’lük ile ilgili bir sorunları, bir takıntıları yoktu! Doğru olan da, bu dur zaten! Hepsi de, bilgi, tecrübe ve donanımları dahilinde, 

Bu ülkeye hizmet etmişlerdir. Aramızdan ayrılanlara, minnet duygularıyla, rahmet diliyorum, hayatta olanlara da, sağlık ve mutlulukla, huzurlu bir yaşam temenni ediyorum 

 

NETİCE, KISSADAN HİSSE İLE! bundan sonrasında, kim olursa olsun!  Cumhurbaşkanlığı için! 

Sade Büyük Şehir Belediye Başkanlığı yapmış olmanın, yeterli olmadığını; 

Yukarıda verdiğim örneklerden de, bilsin, anlasın! 

18)Şimdinin Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı olan, Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ı, 

Aldığı Eğitim, Bilgi, Tecrübe, Donanım, Devlette önemli görevlerde bulunmak gibi kriterler esas alındığında; 

Yukarıda isimlerini saydığım, 3 Cumhurbaşkanı ile, asla mukayese edemeyiz. Her konuda Yaşadığımız sorunların da, buradan kaynaklandığını, söyleyebiliriz 

 

Sayın ERDOĞAN, ben ekonomistim dedi. Bağımsız olması gereken, Merkez Bankası’nın, eski Genel Müdürlerine, talimat verdi, baskı yaptı. Faiz sebep; enflasyon sonuçtur, mantığında, ısrar etti. 

Politika faizlerini, indirtti. Merkez Bankası; Bankaların TL ihtiyacını karşılar. Eğer DOLAR, 

Satacaksa, miktarı açıklar, ihale gününü, ilan eder. Sonuçta en yüksek değeri veren Bankalar ve bu işin ticareti ile uğraşanlar, Dolar ihtiyacını, bu şekilde karşılar. Mevcut durum, böyle. Ama nasıl oluyorsa? Merkez Bankası, halk diliyle arka kapıdan; yüksek miktarda DOLARLARI, önce Devlet Bankalarına, 

Aktarıyor. Buradan da, bazı şirketlere; düşük değerden satılıyor. Bunun adı, Devleti, zarara sokmaktır 

 

Gazeteci Emin ÇAPA’nın iddiasına göre; 1 Dolar=6,30 TL üzerinden, satıldı.  Sonuçta kasa da, döviz kalmıyor. Devlet ihtiyaç duyulan Döviz ihtiyacını, Uluslararası finans kuruluşlarından, karşılayamadığından; 

Hazine Garantili, Kur Korumalı Mevduat Hesabı, KKM’yi icat ediyorlar. Bankalar da, bu şekilde açılan hesaplarla; vatandaşlardan, Dolar toplamaya başlıyorlar. Netice de, bu yolla büyük para kazananlardan bir kısmının da; 

 Muhtemelen, Devletin Dolarlarını, düşük kur üzerinden alıp; 

Külfeti Hazineden; senin, benim, hepimizin vergilerinden, birilerine para aktarılıyor. 

BU YÜZDEN, hazinede açılan kara delik nedeniyle; 

Ekonominin, çökme noktasına geldiğinin, nedenlerinden biri, bu 

 

19)Sayın ERDOĞAN, sonun da mecburiyetten, Mehmet Şimşek’i, Ekonominin başına getirdi. Amerika’dan da Hafize Gaye ERKAN’ı getirtip; onu da, Merkez Bankası’nın Genel Müdürü yaptı ama, Bu 2 ismi de, uzunca bir süre, kendi başlarına bırakacağı kanaatinde de, değilim. Burada ki asıl maksadın; 

Dövize olan ihtiyaç nedeniyle, dışarıya bir güven vermek, olduğu da! orta da.  

FAKAT ihtiyaç duyulan Dövizin, temin edilemediği de anlaşılıyor. 

 

20)EĞER, tarım ve hayvancığı ihmal edip, bu gibi konularda da, dışa bağımlı hale gelmiş isek, 

Köylü ve çiftçi, tarım ve hayvancılıktan kopmuş ise; mevcut üretim ihtiyacı karşılamıyorsa; 

İthalat nedeniyle, fiyatlar artıyor ve insanlarımız, yeterince alamıyor, çocuklarımız dahil; 

İnsanlarımız yeterince beslenemiyorsa; 

Gelecek adına, nasıl kaygılanmayız ki? DOLAR ve EURO gibi yabancı paraları, biz mi basıyoruz ki? 

Bu gibi sorunlar, kimin işine yarar? Türkiye’yi, nereye doğru, götürür? 

 

21)Sayın ERDOĞAN’ın, Cumhurbaşkanlığı açısından; Yüksek Eğitim şartı ile; 

 2 Yıllık, ön lisans diploması da, tartışmalı. Bu konuyu, biraz açmamız gerekiyor. 

Referandumdan önceki Anayasa’ya göre, Cumhurbaşkanı olacak kişilerde, 4 yıllık bir yüksek eğitim diploması, gerekiyordu. Ama Sayın Erdoğan’ın diploması, 2 yıllıktı. Kitabına uydurabilmek açısından, Bir değişiklik önergesiyle; Anayasa’daki 4 Yıllık, bir Yüksek Eğitim şartından; 

4’ü, siliyorlar. Buradaki yanlış, şu: 2=4’mü? Tabi ki değil! Konuyu, şimdi biraz daha açıyorum. 2 Yıllık, ya da 3 Yıllık eğitim; ön lisanstır. Tekniker, ya da Yüksek Tekniker gibi. Birde, 2 Yıllık diploma da, tartışmalı. Yani sahte olduğu iddia ediliyor. Neticede Diploma kaydının, Marmara Üniversitesi’nin arşivinden, bulunup-çıkarılması isteniyor ama; 

Bir türlü, kaydına rastlanamıyor. Bulsalar, bayram edecekler! Ama bulamıyorlar işte! Sizler ne anladınız bundan? Sonunda, Sayın ERDOĞAN’ın, eğitim durumunun; sadece, İmam  Hatip mezunu olduğunu, göz önünde bulundurmak, kabul etmek gerekiyor. Bir zamanlar, herkes bu konuyu merak ediyordu ama! Bunca sorunlar arasında, unutulup, gitti işte! Durum bu! Şimdi bu konuyu geçiyoruz.  

 

22)Sayın ERDOĞAN, Anayasa ve Yasalara uyma gereğini de, pek duymuyor. Örneğin; 

Kendisinin çıkarttığı Anayasaya göre, 3.idefa Cumhurbaşkanı seçilemiyordu ama, Kendisinin Cumhurbaşkanı Adayı olduğunu söyledi. Buna YSK’dan, Cumhur İttifakı Partilerinden, ki bunları geçiyoruz; 

Millet İttifakı Partilerinden ve bu ittifakın motoru durumundaki, CHP’den de, bir itiraz gelmedi. Ama mutlaka gelmeliydi ve bu gibi önemli itirazlar; 

Kayıt altına alınmalıydı. Netice alınmayınca da, son ÇARE, Anayasa Mahkemesi nezdinde, baş vuru yapılmalıydı! Bu da yapılmadı. 

MUHTEMELEN, Millet ittifakı ve CHP’nin lideri, Kemal KILIÇDAROĞLU; 

Seçimin kazanılacağını, buna gerek kalmayacağını, düşünmüş olabilirler ama; 

Düşündükleri gibi olmadı işte! 

 

23)Yanlış işlerin başlangıcı, 2017 Referandumundan, önce başladı. Sayın ERDOĞAN, Milletvekili dokunulmazlıklarının, kaldırılmasını istedi. Sayın KILIÇDAROĞLU, iyi niyetli olmalı ki; 

Bütün dokunulmazlıklar, kaldırılsın dedi. Bu konu Sayın ERDOĞAN için, bir sopa haline dönüştü. 

 

2017 Referandumu da, zorlamalarla ve 2,5 Milyon kadar, mühürsüz oyların, geçerli sayılması ile kabul edilmişti. Bu konuda da, kuvvetli bir itiraz yapılmalıydı ama, bu da yapılmadı 

  

24) Bundan önceki Makale, Tarihten Yeterince Ders Almamak-2,başlığı altında, seçim sonuçlarını değerlendirirken; 

Benim önerdiğim sözlü ve yazılı noter tasdikli, taahhüt nameyi verselerdi; 

% (85-90)’oranın da, seçimi; Millet ittifakı kazanırdı. Ama kimse bu formüle de yanaşmadı, Televizyonlarda da, kimse gündeme getirmedi, tartışma da olmadı. 

 

25)Şimdi bu formülü, kısaca, tekrar özetliyorum. Aslında yazılı ve noter tasdikli bu belge; 

Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı yemininin, yaptırımlı şeklidir. Böylesi bir belgeyi, Liderler dahil, 

Daha Milletvekili Aday Adaylığı sürecinde; herkesin vermesi gerekiyordu. 

ÖZETLE ŞÖYLE: 

Milletvekili seçilip, Meclis’e girdiğimde; 16 Nisan 2017’de, CUMHURBAŞKANININ, Halk tarafından seçilmesine onay veren Anayasayı, başlangıç kabul edip; 

Eski Parlamenter Sisteme geri döneceğimi, şimdiden, kabul ve taahhüt ediyorum 

Eğer Milletvekili seçilip, Meclis’e girdiğimde, herhangi bir nedenle, bu taahhüdümden vaz geçecek olursam; 

Herhangi bir işleme gerek kalmadan, Milletvekilliğimin, kendiliğinden, düşürülmüş sayılacağını, şimdiden kabul ve taahhüt ediyorum. 

BÖYLESİ BİR FORMÜLDE, BÜTÜN OYLAR, Millet ittifakına, akardı. Sonuçta 400 Milletvekili de çıkardı, 500 Milletvekili de çıkardı. 

  

Meclis’in ilk toplantısında, kaldır el, indir el yapılır, 

Böylece sessiz sedasız, Eski Parlamenter Sisteme geçilir ve daha mükemmel bir Anayasa yapmak için, çalışmalara da, başlanırdı Ama nasıl oluyorsa; 

Kimse bu formüle de, yanaşmadı. 

26) Şimdi CHP’de, Ekrem İMAMOĞLU ve benzerlerinin, değişim adı altında başlatılan çalışmalarda, benim buraya kadar anlatmaya çalıştığım önemli ve stratejik konulardan bahseden, buna benzer eleştirilerde bulunan, birileri var mı? Yok! Asıl bu gibi konuları, sorgulamak lazım! 

27) Sonuç itibariyle Sayın ERDOĞAN her şeyi, kendi hedeflerine uygun hale getirmeye çalışıyor. 

       Ve şimdi, halâ Cumhurbaşkanı ve devamını da getirmek istiyor. Ama bu örneklerden, ders alınmalı! Bu nedenle, dedi kodu türü, zaman kaybettirecek işleri bir tarafa bırakıp, 

2024’ün, Mart ayında yapılacak, yerel seçimlere, odaklanmamız gerekiyor. Bu gibi konularda da, söyleyeceklerim var. 

ANALİZLERİMİZE, devam ediyoruz. 

 

28)ŞİMDİ TEKRAR, Cumhuriyet Gazetesine ve BU GAZETE’de,100 yıl öncesinde, LOZAN Anlaşması’nın imzalanması vesilesi ile, İngiliz Başbakanı Lord CURZON’un, İsmet İNÖYÜ’ye söylediği, Borç Alan, Emir de alır, mealindeki sözlerine karşı; İsmet İNÖNÜ’nün, eğer sizden borç para istemeye gelirsek: şartlarınızı, o zaman önümüze koyarsınız! Gibi sözler sarf ediyor. 

GERÇEKTEN DE, ATATÜRK döneminde, başlatılan kalkınma hamleleri, kurulan fabrikalar, borç para alınmadan; karşılığında narenciye vererek, yapılıyor. 

NE YAZIK Kİ günümüzde, geçmiş te yaşanan, bu tecrübelerden yararlanmak yerine; 

Birde bu gibi kurucu Babaları, itibarsızlaştırmaya çalışmak, kimin işine yarar? Herkes; bu sorunun cevabını, bir düşünsün! Ve BOP Haritası üzerinde, bir zihin jimnastiği yapsın! 

 

29)LOZAN Anlaşması’nın 100.Yılını kutlarken; Sayın ERDOĞAN’ın, her vesile Mustafa Kemal ATATÜRK ve LOZAN Kahramanı, ismet İNÖNÜ’yü kast ederek;, 2 Ayyaş’ın çıkarttığı yasalar benzetmesi ile hem 2 kurucu Lideri, aşağılaması, hem de Türkiye Cumhuriyeti karşıtlığı, kabul edilemez! 

 Cumhur İttifakında, HÜDAPAR’ da; Anayasa’nın Değiştirilemez, Değiştirilmesi, teklif dahi edilemez ilk 4 Maddesinden, rahatsızlığını ortaya koyuyor zaten! 

NEYDİ, BU 4 MADDE? Türkiye Cumhuriyeti, Vatanı ve Milleti ile bir bütündür. 

Başkenti, Ankara’dır, değiştirilemez! Kırmızı renkte, beyaz ay yıldızlı Türk Bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eder, değiştirilemez! Resmi dil, Türkçedir, değiştirilemez! Milli Marş, İstiklal Marşıdır. Değiştirilemez! Bu maddelerde itiraz edilecek, ne gibi mahsurlar, var ki? 

BU GİBİ İTİRAZLARIN DA, bilinç altında yatan, nedenlerini de bilmek ve anlamak gerekiyor; Maksat başka! 

 

30)Eski Parlamenter Sisteme geri dönebilmek için; Muhalefet Partilerinin ve özellikle de, CHP’nin, 2024’ün Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde, 11 Büyük Şehir Belediyesini, yeniden kazanmasının dışında; 

Daha başka, Büyük Şehir Belediyelerini de kazanarak, mevcut durumu, güçlendirmesi gerekiyor. 

BÖYLESİ BİR HEDEF İÇİN, sadece iktidarı eleştirmek, sadece Sayın EROĞAN’a laf yetiştirmeye çalışmakla; 

Bu işin halledilemeyeceğini; herkes bilmeli ve anlamalı! 

BU GİBİ KONULARDA DA , çok önemli şeyler söyledim, söylemeye de devam edeceğim! 

 

3/3)24 Ağustos 2023 Perşembe SÖZCÜ 

 


ANITKABİR’E RANT KUŞATMASI 

ATATÜRK’ün, ebedi istirahatgahının çevresini, beton bloklar sardı. 

31)AKP İktidarı döneminde, tırmanan ATATÜRK, karşıtlığına, YUKARIDA Gazete haberine ilaveten de, bir şeyler söylemek, istiyorum.  

Mustafa Kemal ATATÜRK, modern tarıma, örnek olsun diye, ATATÜRK Orman çiftliğini kuruyor ve Türk Milletine emanet ediyor. Ne var ki bu Emanet maksadına uygun bir şekilde işletilmesi beklenirken, 

Arazileri talan ediliyor. Örneğin Anka Park yapılmak isteniyor.1 Milyar Dolar’ın üzerinde masraf yapılıyor. Neticede, bu masrafta boşa gidiyor. Geride, binalar, hurdaya dönmüş, yatırımlar! 

Cumhur Başkanlığı Sarayı, ya da 5 Tepe Sarayı, ya da Külliyesi de, bu arazi üzerinde kuruluyor. Yetmedi, bir de Amerika Birleşik Devletleri ABD’nin Ankara Büyükelçiliği için, arazı tahsisi, ya da satışı yapılıyor. 

Bu gibi, vasiyete aykırı işlere, ne diyeceğiz? Bu ATA Mirasına, Milletçe sahiplenmemiz, amacına uygun bir hale getirmemiz gerekiyor. En azından, elde kalan arazinin, amacına uygun hale getirilmesi, gerekiyor. 

BU GİBİ KONULARDA, Hukuki işlemlerin de, başlatılması gerekiyor 

 

5-CHP YEREL SEÇİMLER ÖNCESİNDE; NELER YAPMALI Kİ ? BAŞARILI OLSUN! 

1)Benim, burada böylesi bir başlık atmakla, kast ettiğim husus; Ekrem İMAMOĞLU, Özgür ÖZEL, ya da Başka İsimlerin başlattıkları değişim hareketi değil! Ya da şu kişi, Genel Başkan olursa, Yerel seçimlerde, başarılı olunur, gibi şeyler de demiyorum. 

Ben bu gibi konularda yukarıda, birkaç başlık altında, görüşlerimi de söyledim, zaten! Benim burada yapılmasını isteğim şey! Teknik bir konu. 

 

TEKNOLOJİYE dayalı olarak, yapılan faydalı hizmetlerden; sağcısı, solcusu herkes istifade edeceğinden; 

Böylesi bir faaliyetten, siyasi bir sonuç almak; 

Yerel seçimler öncesinde, daha etkili, daha garantili, bir yoldur diyorum! 

 

2)BEN BURADA, benim buluşum olan Yağmur Tutma Projelerinin! yerel seçimler öncesinde, Başta; Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere, 11 Büyük Şehir Belediyesinde,1-1,5 ay gibi bir hazırlık döneminden sonra, eş zamanlı, yani aynı anda, 11 Büyük Şehirde, uygulamasına başlanırsa! 

2024’ÜN Mart 31’den önce, Halkımızın istifadesine sunarız. Böylece bu faydalı işin, neticelerini! Milyonlarca kişi, Aynı anda göreceğinden; 

Yeni ilavelerle toplamda, daha fazla Büyükşehir Belediyesi’nin kazanılabileceğini, söylemek istiyorum. 

Eleştirilerimi, başta Ekrem İMAMOĞLU olmak üzere, Kemal KILIÇDAROĞLU’nun Yardımcılarına da 

Bu kapsamda yöneltmek istiyorum, 

BU KONU ASLINDA, yeni değil, çoğu kişinin, haberi var. Ama bizler, her şeyi Batı’dan bekleme alışkanlığından, bir türlü kurtulamadığımız için, zihinlerdeki pası, hemen söküp atamıyoruz, 

Bilene de saygı göstermiyoruz, destek te olmuyoruz! Laf yetiştirmekle, her türlü sorunu, Halledebileceğimizi, düşünüyoruz. Yanılgı da, burada başlıyor!  

HEMEN SÖYLEYEYİM! İklim, değişti. Buna bağlı olarak, kuraklıkta başladı. İBB Başkanı, Ekrem İMAMOĞLU’da söyledi, hava sıcaklığı nedeniyle, barajlardaki su seviyesi de, kritik seviyeye gelmiş! 

BURADA sözü edilen, sıcak havalarda, baraj gölündeki suyun buharlaşmasının, nasıl önleneceğini de birkaç cümle ile söyleyeceğim 

 

Sayın İMAMOĞLU’nun kuraklık vurgusu yaptıktan, 1-2 gün sonra, bu defasında da; İstanbul ve Trakya bölgemizde, aşırı yağış nedeniyle, can kayıpları da oldu. Bu işin hafife alınacak bir tarafı yok! 

Benim buluşum olan Yağmur Tutma Projeleri, sadece Türkiye için değil! İklimin değiştiği, kuraklığın arttığı, sel felaketlerinin de yaşandığı bir zamanda; 

Diğer Ülkeler içinde bir umuttur aslında! Benim şahsımda Türkiye’ye 3.Nobel Ödülünü bile getirebilir  ŞİMDİ BURADA, söz konusu buharlaşmanın nasıl önleneceği konusunda, kısaca bir şeyler söylemek istiyorum 

 

3)Güney Kore’den bir paylaşım gördüm. Bir baraj gölüne, 3250 kadar, duba koymuşlar. Dubaların üstüne de, güneş panelleri yerleştirmişler. Panellerde de, çok sayı da güneş pili var. 

Dubaların suyun akıntısına kapılmamaları için de; dubalar, örneğin kıyı da ki bir kazığa bağlanmış Baraj gölleri çok büyük alanı kaplıyor. Üzerine yerleştirilen, çok sayıda dubalar ve güneş panelleri Sayesinde, buharlaşma da önleniyor. Bir de bedavaya yakın, yüksek miktarda, elektrik enerjisi elde ediliyor. Bir taşla, birkaç kuş vurmak gibi bir şey! Bu iş için, çok paraya da ihtiyaç yok. Doğaya da zarar vermiyorsunuz! 

 

4)KALDIĞIMIZ yerden devam ediyoruz. Yağmur Tutma Projelerinin tamamına ulaşmak için; 

Yapılacak arama şöyle: Google’den; 

Ahmet Yalvaç-Türkiye’nin Enerji Sorunu ile Yağmur Tutma Projeleri ve Bir Televizyon Programı Önerisi 

Makalenin başlığı bu. Herkes kolaylıkla anlayabilir. Yağmur Tutma Projeleri ile ben, şunları söylüyorum; 

BEN DİYORUM Kİ; aniden bastıran yağışlarda, meydana gelen can ve mal kaybını; 

Bütün betonlaşmaya rağmen, 

Benim buluşu olan Yağmur Tutma Projeleri ile, Türkiye genelinde, önleyeceğim. Devamında, şunları da söylüyorum; 

 Türkiye’de Konya ovası dahil, sulanamayan arazi, kalmayacak. Kurumaya doğru giden Burdur, Eğridir gibi gölleri; yağmur suları ile dolduracağız. Böylece, hem buralarda ki canlı yaşam, eski haline gelmeye başlayacak, hem de iklim, normalleşmeye başlayacak. Bu Proje, Dünyamızın, kuraklığa doğru gittiği bir zamanda, diğer ülkeler için de bir umuttur aslında! 

Türkiye’ye 3.NOBEL ÖDÜLÜ’nü kazandırabilecek kadar da bir Dünya Projesidir. 

Şimdi bunları geçiyoruz.6.Aşamalı bu projenin ilk aşamasını biz, çatılara düşen yağmur sularının; 

Dikey borulardan, cadde ve sokaklara, boşaltmayacağız. Bunu, çamaşır ve bulaşık makinelerinde, banyo ve tuvaletlerde kullanacağız 

   

5)11 Büyük Şehirde, binaların çatısına düşen yağmurlar! Dikey borudan, cadde ve sokaklara boşalıyor ya! Buna engel olacağız. Bir T dirsekle, yağmur sularını, binanın içine alacağız. Arıtmadan da geçirdikten sonra, 

Yeteri büyüklükte bir deposu olan, bir hidroforda toplayacağız. Her daireye, sıva üstü bir hat, her daireye, bir su saati ile, mutfak, banyo ve tuvalete, 

 Plastik borulardan, yağmur suyu tesisatı döşeyeceğiz 

Bir usta ve yardımcısı, bir dairenin, Yağmur Tesisatını, 1 günde yapabilecek. Eski, ya da yeni bina fark etmiyor. Bir yeri kırıp, dökmeyeceğiz de! 

 

6)Bu projeyi, eş zamanlı, yani aynı anda, 11 Büyük Şehir Belediyesinde başlatacağımız için, 

Yüzlerce, binlerce Mühendise, Teknisyene, Ustaya, İşçiye iş imkanı ve gelir temin edilecek. 

Tesisat Malzemesi üreten sanayiciye, malzeme satan bayilere, para akacak. 

Evlerde, çamaşır ve bulaşık makinelerinde, yağmur suyu, kullanılacak. Yağmur suyu saf olduğundan. Deterjan sarfiyatı azalacak. Her 2 Makine, yıkamayı, daha kısa zamanda yapacağından, elektrik faturaları, daha düşük gelecek. 

Aileler, bedavaya yakın su kullanacaklarından; su faturaları düşecek. 

Ekonominin çöktüğü, her şeyin pahalılaştığı bir zamanda; ekonomide düzelmeye başlayacak, 

Ve herkes biraz rahat nefes alacak. Sözün kısası, CHP yerel seçimlerde, beklenenin aksine;  

Çok başarılı olacak, ilaveten yeni büyük şehir belediyelerini de, kazanabilecek.  

Sonunda, muhtemel, BİR ERKEN SEÇİMLE 

Kolayca Eski Parlamenter Sisteme geri döneceğiz, 

Herkesin çektiği çile de, sona erecek!. Detayları, Makaleden okuyabilirsiniz. 

  

7)Türkiye öyle bir zor durum da ki, laf yetiştirme yarışı ile kaybedilecek, bir zaman yok! YAPILACAK İŞ, ŞU: 

CHP Adına, Kemal KILIÇDAROĞLU, patron sıfatı ile bu Projeye sahiplensin. Sonrasında, Genel Başkan Yardımcılarından. Kiminle çalışacaksam; ona talimat versin ve desin ki; 

Ahmet YALVAÇ, ne derse, ne isterse, ona yardımcı olun! 

Devamında, Büyük Şehir Belediye Başkanlarına da, talimat verilmesi gerekecek. Yardımcılar, bu bilgilendirme ve talimat işini, yerine getirecekler. Ben bu nokta da, Belediye Başkanları ile de görüşmek istiyorum. Onlardan da, taleplerim olacak, yönlendirmelerim olacak! 

 

8)1-1.5 Aylık, hazırlık döneminde; toplamda 4-5 Konuşmacının olduğu, Uzman bir konuşmacı ekibi ile, bir Televizyon Programına da, ihtiyaç var. Bunun da gerçekleşmesi, lazım. 

Konuşmacı ekibi, şöyle; 

1.Konuşmacı, Ekibinin Başı ve Projenin Mucidi olarak, ben, 2. Konuşmacı, bir Meteoroloji Profesörü, 3.Konuşmacı, Parasal konuları konuşmak için, bir İktisat Profesörü. 4.Konuşmacı, Tesisat Malzemesi Üreten, büyük Sanayicilerden biri 

Bizlere soru sormaları, Halkımızdan gelen soruları da, bizlere aktarmaları için, birkaç Gazetecinin de Hazır olduğu bir ortamda, çok izlenen Kanallardan birinde, örneğin HALK TV, SÖZCÜ TV gibi!  

Genel Yayın Yönetmeninin Moderatörlüğünde, Halkımızın karşısına çıkmak istiyoruz! 

Herkesin heyecanla izleyeceği, bir Program yapacağız! Gerisi, kendiliğinden gelir! 

Ben ekranlara da! Alışığımdır 

   

6-DERS ALINMASI GEREKEN, İBRETLİK PAYLAŞIMLAR! 

          


 

 


1)Yukarıda İlahiyatçı Bilim Adamı Prof. Dr. FİLİZ Şahin ile, yine ilahiyatçı Bilim Adamı, rahmetli Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK; her ikisi de, İslamiyet konusunda çok önemli şeyler söyledi. Bizleri bilgilendirdi 

SONUÇTA Dinci geçinip, DİNİ siyasete alet eden, Politikacılarla, diğer Din Tüccarlarının, 

Sözlerine mi inanacağız? 

Yoksa, yukarı da ki gibi konularında Uzman Bilim Adamlarının, söylediklerine mi, inacacağız? 

Elbette bu gibi Aydın Bilim Adamlarının, söylediklerine inanacağız! 

2) Aşağı da, İslamın sembollerinden, İbni HALDUN’un, yüz yıllar öncesinden söylediği, 

Kulağa küpe olması gereken sözler! Tamda günümüzde! siyaseten yaşadığımız sorunları anlatıyor bizlere! 

 

PEKİ NE YAPMAK lazım? 

Muhalefet Partileri, özellikle de CHP; Başta Prof. Dr. Şahin FİLİZ olmak üzere, konusunda uzman, Başka Din Bilimcilerini de, bulup, ki bunlara ilahiyatçı diyoruz; 

Televizyonlara çıkmasına öncülük etmeli! Din gibi çok önemli bir konu da; Halkımızın doğruları öğrenmesine ortam hazırlamalıdır. Bunun siyaseten de, faydasını, görür  

SONUÇTA, Dini de doğru anlamak için, Felsefe, Mantık, Fizik, Kimya, Matematik bilmek gerekiyor! 




3)Aşağı da, yakından tanıdığımız Gazeteci Yazar Hüsnü MAHALLİ’ de, çok önemli tespitlerde bulunuyor. 

Bizlere düşen de; 

BU GİBİ önemli konuları, ortaya koyanları, sizlere tanıtmak, tespitlerini de, Halkımızın, istifadesine sunmak! 




  

 

  4)TANRI, Adem ile Havva örneğinde olduğu gibi kadınlarla, erkekleri birlikte yaratmıştır. 

Kadın ile erkek, birbirini tamamlayan, Olmazsa, Olmazlardan biridir. Biri, diğerini tamamlar. 

Kadın; erkeksiz olmaz! Erkekse; kadınsız olmaz! 

KADINLAR; Eştir, Anadır. Erkeğini, mutlu edendir. Onu hayata bağlayandır. Kadınlar yaratılış itibarıyla, müşfiktir, duygusaldır. Kadınlar, doğurandır. Tanrı kadınlara öyle bir sabır, öyle bir sevgi vermiş ki! 

Çocuğuna, doğumdan itibaren, gözü gibi bakar, yıllarca bıkmadan, usanmadan! Peki Erkekler;  

Bunu yapabilir mi? Yapamaz! 

 


  

5) Yukarı da Prof. Dr. Engin ARIK, Hocanın ve ekibinin üzerinde çalışma yaptığı konu; 

Türkiye’nin toparlanıp gelişmesi, bölgemizde bir güç haline gelmesi, 

Türkiye’nin coğrafi olarak ta, çok önemli bir yerde bulunması, eskiden olduğu gibi 

Günümüzde de, emperyalist Devletlerin, kendi çıkarları açısından: işlerine gelmez! 

Onları, rahatsız eder.  

 

Meseleye bu açıdan baktığımızda; 

İçinde Bilim Adamlarından oluşan bir uçağın, teknik bir arıza sonucu düşme değil de; 

Düşürüldüğü konusu, akla daha yatkın! 

 

Bunun, başka örnekleri de var. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref BİTLİS; 

Kuzey IRAK’ta Amerikalıların, helikopterlerden, Peşmergelere, PKK’lı teröristlere silah ve cephane attığını, tespit ediyor. Belli ki, bu gibi helikopterleri de düşürmek istiyor. Durumu Genel Kurmay Başkanlığı’na da, mutlaka  aktarmıştır 

 

Sonuçta Sayın Eşref BİTLİS’in içinde bulunduğu, CASA marka, İspanyol yapımı askeri nakliye uçağı; Ankara’da Yeni Mahalle yakınlarında, boş bir alana düşüyor. Sayın Eşref BİTLİS ve içindekiler şehit oluyor. Söylenen o ki, uçağı imal eden, Devlet ya da firma, yazılım olarak, kritik anlarda, düşürme, modu koyuyor. Çıkarlarına ters olan bir durumda, uydudan uçağın sistemini bozuyor ve uçak, düşüyor. Uçak  her ne kadar! İspanya’da yapılş olsa da! Sistem belki Amerikan malıdır.  

 


 


 

  

  6)Yukarıda, isim vermeden söylenen, Size bir şey soracağım Abi ya! Diye başlayan ve sorularla devam eden ve bu soruları, yine bir soru ile sonuçlandıran Kişi; 

Nazikçe yaptığı eleştirilerin adresini, biliyor aslında! Muhtemelen, Psikolog, ya da bir Sosyologtur 

Bir de ben, bu kişinin, bir Hanım olduğunu düşünüyorum. Çünkü Hanımlar, 

Böylesi bir hitap tarzına, daha yatkındırlar. Bu söyler bir Siyasetçiye, nazikçe eleştirinin dışında; 

Anne ve babaların; ruhen de sağlıklı çocuklar yetiştirebilmek için; 

Neler yapmaları, nasıl davranmaları konusunda da, önemli  ipuçlarını, veriyor. 

 

BU NEDENLE, buradaki sözler, çerçevelenip, her evin salonunda, duvara asılmalıdır 

Böylece eve gelen Misafirlerde okur ve bundan yararlanır. Güzel bir sohbet ve tartışma konusu da olur! 

 

Rahmetli, büyük tiyatro sanatçısı Levent KIRCA hayatta olsaydı! Bu gün siyaseten yaşadığımız sorunları! Mizah yoluyla, öyle güzel ortaya koyardı ki! Günümüzde siyasi ortam, müsait olmadığından; 

Bu gibi sanatçılar da yetişmiyor artık! 

Levent KIRCA’nın Olacak O kadar! Televizyon dizisi, gösterime sunulsa! 

Geçmişi hatırlamak, günümüzdekilere örnek olmak olması, açısından; 

Ne kadar çok yararlı olurdu! 

Rahmetli Cumhurbaşkanlarından, Süleyman DEMİREL ve Turgut ÖZAL’ı, bir düşünün! 

Her ikisi de hoş görülü insanlardı. Sanatçıların çizikleri karikatürlerden! Hiç alınmazlardı. Üstelik bunları alır, güzel bir hatıra olarak, saklarlardı. Levent KIRCA gibi, ünlü sanatçıların, mizah yoluyla Olacak O kadar Televizyon programlarında, yaptıkları tiplemelerden de, rahatsızlık duymazlardı! Hepsini de, rahmetle ve minnetle anıyorum 

  

7)TOPRAĞIMIZA sahip çıkma konusunda, Ulu Türk Hakanı, Mete HAN’ın söyledikleri; 

Günümüzde herkesin kulağına küpe olsun! 

METE HAN; M.Ö 234-MÖ 174 Yılları arasında yaşamış. Büyük Hun DEVLETİ’nin Hakanıdır. 

MÖ209-MÖ 174 Yılları arasında, Hükümdarlık ediyor 

 

Türkiye Cumhuriyeti 17.Türk Devleti’dir. Bizden önce, 16 Türk İmparatorluğu, yada büyük Türk Devleti kurulmuş ve yıkılmıştır, Bunun nedenlerini de, çok iyi anlayıp, bilmek gerekiyor. 

BU GİBİ ÖNEMLİ KONULARIN, tarihi bir süreç içerisinde; okuma, araştırma alışkanlığı olmayan, 

 Özellikle de, kendine göre nedenlerle, Sayın ERDOĞAN’ı ve Cumhur İttifakı Partilerini, oyları ile  

Destekleyen vatandaşlarımıza,  

Bir şekilde anlatmamız, onları bilgilendirmemiz gerekiyor! 

 

8)13 Eylül 2023 Çarşamba Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre; CHP-Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer; 

 Yabancılara satılan tarım arazilerinin, 20 Milyon M2 olduğunu söylüyor. Bu da 20 Bin dönüme tekabül ediyor. Ömer Fethi Gürer, sözlerine şöyle devam ediyor; 

 

Yabancılara satılan tarım arazilerinin; ilçelerdeki  toplam arazinin, % 5’i ile  

Sınırlandırılmalı diyor. Sayın GÜRER; Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, Murat KURUM’un, 

Cevaplaması için, Meclis’te bir soru önergesi veriyor. 

Sayın Bakan verdiği cevapta; 

2022’De, yabancılara satılan tarım arazilerinin 5 Milyon 219 Bin 309 M2 olduğunu, söylemiş! 

 

Şimdi Sayın Bakana sorulması gereken soru şu: Niye bir şeyler üretilip, dışarıya satmak varken! 

Yabancılara toprak satmak, niye ki? Bakanın, ya da AKP’nin görevi, toprak satmak, mı? Bunları! Bütün vatandaşlarımıza, özellikle de; okuma, araştırma merakı olmayan, sıradan vatandaşlarımıza! An Anlatmak lazım! Bu gibi vatandaşlarımız; yabancılara, bu kadar çok tarım arazisi satıldığını bilseler! AKP’ye oy vermek isterler mi? Böylesi bir yöntem; Muhalefet Partilerine, özelliklede CHP’ye; 

2024’ün, Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerde, büyük bir avantaj sağlar! 

 

Ben yabancılara satılan tarım arazilerinin; söylenenlerden, çok daha fazla olduğunu, düşünüyorum. Siz örneğin İsrail’den, 1 M2 TOPRAK bile satın alamazsınız! 

Ama Ömer Fethi Gürer, İsrail ve Amerika dahil, kimler toprak satıldığını da söyledi .Daha fazlası, aşağıdaki adreste; 

Joutube  Agro Tv Turkey-30 Mart 2023-Taner Öztürk-Ömer Fethi Gürer  

  

9)Bu gibi konularda, Gerçeğe yakın miktarı, öğrenmenin bir yolu var aslında! CHP’de bir Hasar Tespit Komisyonu kurulur, birde Alo ihbar hattı açılır; toprağı satılan vatandaşlarımızdan gelen, ya da başka kanallardan ulaşan bilgiler; incelemeye alınır. Doğru ve kesin bilgiler, kayıt altına, alınır ve toplamı yapılırsa; 

Bu gibi çalışmalar, süreklilik arzeder se! çok ilginç rakamlara ulaşılır! 

 

Bu gibi konularda! 

Geçmişten, günümüze; basın ve yayında yer alan bilgilerden ve bu bilgilerin sahibinden, 

BİRDE, bu gibi konularla uğraşan Bilim Adamlarından da yararlanmak gerekiyor. 

 

10)Muhalefet Partilerine, özellikle de CHP’ye çok önemli bir önerim var: 

MECLİS’de İktidara bir KANUN TEKLİFİ önergesi versinler ve yabancılara toprak satısının; Yasaklanmasını istesinler! Muhtemelen, Cumhur ittifakına mensup, Milletvekillerinin oyları ile, reddedilecektir. Bu gibi oylamalar da, Milletvekillerinin kendi hür iradeleri ile hareket ettiklerini,  

Kmse düşünmesin! Tepeden gelen emir doğrultusunda, hareket ederler. 

İçlerinde, yasaklansın diyen olursa, bunu da öğrenmiş olacağız. 

 

BÖYLESİ BİR YÖNTEMLE, sağ-sol demeden, Milletvekilleri de dahil! 

Herkesin, Türkiye’nin çıkarları, Birlik ve Bütünlüğü konusunda, 

Ne kadar samimi olduklarını da, görmüş olacağız! 

 

11)CHP, böylesi bir çalışma başlatırsa! Sıradan vatandaşlarımızın oyları da! CHP’ye akar 

Bu gibi konularda  Ekrem İMAMOĞLU ve Özgür ÖZEL’den de, bir gayret bekliyorum. 

Hiç bu gibi konulardan, bahsediyorlar mı? 

 

12) AKP döneminde, Yunanistan’a, Ege Denizindeki 20 adamız ile 2 kayalığı kaptırdık. Şimdi bu adalarda, 6000 Yunan askerinin ve ASKERİ tahkimatın olduğu söyleniyor. Başka bir iktidar, bu Adalarımızı geri almak istese bile, kim bilir kaç askerimiz hayatını kaybeder! 

 

Suriye’de, Süleyman Şah Türbesini ve buradaki 10 Dönümlük araziyi, IŞID kuşatmasından, kurtaramadık. Türbeyi ellerimizle patlattık! Süleyman Şah’ın kemiklerini de, çıkartıp, sınırımıza yakın bir yere taşıdık! 

 

Gelecek kuşaklar! Büyük zaferler kazanmış koca Türk Milletini! Böylesi bir örnekle; 

Nasıl hatırlayacaklar? Hepimizi üzen, bu duruma!Acaba ne diyecekler? 

 

EĞER BURADA, Türk Silahlı Kuvvetleri TSK’ya, IŞİD’e dokunmayın gibi, bir talimat verilmemiş olsa! TSK, bunları perişan ederdi!  Gerçek olan ve inancımız da! Bu yönde! 

 

7-TÜRKİYE EKONOMİK İFLASIN EŞİĞİNE NASIL GELDİ? MUHALEFET PARTİLERİ ve ÖZELLİKLE DE! CHP, NE YAPMALI? 

    

1)SÖZCÜ Yazarı Yılmaz ÖZDİL’in yazısı, 1 Nisan 2020. Burada Yazılanlar; Türkiye’nin ekonomik açıdan, 

Nasıl iflasın eşiğine geldiğinin, önemli ipuçlarıdır. Böylesi bir savurganlık, Kimin işine yarar? Türkiye’yi, nereye götürür? Sorusunu sorması gerekiyor! 

 

Bu gibi harcamalarda, Türkiye’nin bir çıkarı yok, Burada kişisel bir amaç da var! Cumhur ittifakını oyları ile destekleyen, sıradan vatandaşlarımız! Bu keyfiliği  bilseler! 

 Kabul ederler mi? Bence etmezler! Bu ve buna benzer örneklerin; bir şekilde, Halkımıza anlatılması, Onların bilgilendirilmesi gerekiyor! Eğer eski Parlamenter Sisteme, geri geçmiş olsaydık! 

Bu gibi harcamalar, Güvenlik Kurulu’nun, yada başka Kurulların, onayı ile olabilirdi! 

 BU NEDENLE! Bundan sonraki bütün siyasi çalışmaların ve gelişmelerin; 

Eski, Parlamenter Sisteme, bir an önce, nasıl geçilebileceği gibi konulara! Yönelik olmalıdır. 

Bunun tersi, siyasi gelişmelerin; yeni tuzaklar olduğuna, vurgu yapmak, hatırlatmak isterim! 

BU NEDENLE, öne çıkan Ekrem İMAMOĞLU ile Özgür ÖZEL’den de, bu gibi konularda, açıklama, 

Yapmalarını bekliyorum. Bu gibi işler sadece, sıkça kullanılan değişim sözleri ile izah edilemez! 

 Çünkü önümüzde, bir BOP haritası duruyor. Kimse, eski Parlamenter Sisteme, nasıl geçileceği konusunda, bir önerileri, bir ön görüleri yok. 

 

Türkiye’nin BOP Haritasından da, anlaşılacağı üzere, Bölünüp parçalanması için! Ulus  Devlet Yapısının, bozulması için yapılacak işlerden biri de! 

Türkiye’nin Ekonomik açıdan zayıflatılması, çökme noktasına, gelmesi gerekiyor.  

Aşağıdaki örnekle bilerek, yada bilmeyerek! Bu noktaya doğru, hızlı bir gidişi görüyoruz! 

 

2)Şimdi Yılmaz ÖZDİL’in yazı9sını, okumaya başlıyoruz. 

 

                                                             BİZ SİZE YETMEYİZ 

Hobaraa diye memlekete doldurdukları beş milyon Suriyeli' ye şimdilik kaç para harcadılar? 52 milyar dolar harcadılar. 

 

Filistin'e yaptıkları yardım iki milyar doları geçti. 

Sudan'a 750 milyon dolar bağışladılar. 

Somali'ye 750 milyon dolar verdiler. 

Afganistan'a 650 milyon dolar ödediler. 

Libya'ya gönüllerinden yarım milyar dolar koptu. 

 

Şeriatçı Mursi'nin cumhurbaşkanı olması şerefine Mısır'daki müslüman kardeşler'e tiko para ne gönderdiler? 

İki milyar dolarcık gönderdiler. 

 

Afrika'ya verdikleri para yedi milyar doları aştı… Komor'a stadyum yaptılar. Tanzanya'ya Burkina Faso'ya su kuyuları açtılar. Zimbabwe'ye pazar yeri inşa ettiler. Gana'ya Togo'ya Uganda'ya kırtasiye malzemesi gönderdiler. Moritanya'ya ahır kurdular. Mozambik'e inek dağıttılar. Gambiya'ya dökümhane kurdular. Kongo'ya okul yaptılar. Eritre'ye Lesoto'ya üniforma hediye ettiler. Kamerun'a deterjan verdiler. Cibuti'ye ambulans verdiler. Somali'ye Mali'ye Tunus'a Mısır'a çöp kamyonları verdiler, çöp kamyonlarını teslim töreninde konuşan şehircilik bakanımız “bu çöp kamyonları kardeşliğimizi pekiştirecek” dedi. Sierra Leone'ye vidanjör verdiler. 

 

Arakan'a 50 milyon dolar gönderdiler. 

Yemen'e 50 milyon dolar gönderdiler. 

Lübnan'a 50 milyon dolar gönderdiler. 

Bizzat asrın liderimiz anlattı… 

“Barzani kendi memurunun maaşını ödeyemiyordu, bana geldi, iki milyar dolar verdim” dedi. 

 

Pakistan'da köylülere keçi dağıttılar. 

Yemen'e un verdiler. 

Okyanusya ülkesi Palau'ya VIP minibüs hediye ettiler. 

Karayip Denizi'ndeki Antigua'ya bilgisayar hibe ettiler. 

Büyük Okyanus'ta sadece dokuz mercan adacığından oluşan ve nüfusu sadece 12 bin kişi olan Tuvalu'ya “size ne verelim?” diye sordular, “bizim çocuklar futbol seviyor, nizami futbol topumuz yok” cevabı gelince, futbol topu ve pompa gönderdiler. 

 

(Bu kadar da olmaz diyenler, lütfen internete girsin, tek tek bu haberleri okusun.) 

 

Teee ABD'nin Oregon eyaletinde yaşayan Kızılderililere 200 bin dolar hibe ettiler iyi mi… Washington'a direkt uçuş başlatan Türk Hava Yolları'nın ilk seferinde Apaçi, Novajo, Cheyenne ve Mohikan kabilelerinden 17 şefi, İstanbul'a getirdiler, yedirip içirip, gezdirdiler. 

 

98 ülkede 100 bin kişiye ramazan kolisi verdiler. 

Kenya'da Bangladeş'te Çad'ta Nijer'de Somali'de Sudan'da Yemen'de 300 bin kişiye iftar verdiler. 

 

Son sekiz yılda 175 ülkeye para dağıttılar. 

 

Elaleme para saçma konusunda dünyanın en zengin ülkelerine tur bindirdiler, dünyadaki bütün yardımların üçte birini tek başına Türkiye'ye yaptırdılar. 

ABD'den iki milyar dolar fazla yardım yaptılar, İngiltere'den altı milyar dolar fazla yardım yaptılar, Japonya'dan yedi milyar dolar fazla yardım yaptılar. 

Böylece, Küresel Yardım Raporu'na göre “dünyanın en cömert hükümeti” ilan edildiler! 

 

170 milyon dolar harcadılar, Rusya'ya cami yaptılar, kubbesini altın varaklarla kapladılar. 

100 milyon dolar harcadılar, ABD'ye cami yaptılar. 

30 milyon dolar harcadılar, İngiltere'ye, Avrupa'nın ilk çevre dostu camisini yaptılar. 

35 milyon dolar harcadılar, Kırgızistan'a 50 bin metrekare, Orta Asya'nın en büyük camisini yaptılar. 

Karada yer kalmamış gibi, denizi doldurdular, Cibuti'ye cami yaptılar. 

Haiti'ye cami yaptılar. 

Filipinler'e cami yaptılar. 

Somali'ye Mali'ye cami yaptılar. 

Teee elalemin ülkelerine toplam yarım milyar dolarlık cami diktiler. 

Tayland'ta Etiyopya'da türbe yaptılar. 

Şu anda Sudan'da Sevakin adası'nı komple inşa ediyorlar, mühendisler, mimarlar, haritacılar, şehir planlamacıları gönderdiler, 100 milyon dolar döküyorlar. 

 

(Bu arada… Kendileri bi lokma bi hırka yaşıyorlar. 

“İtibardan tasarruf olmaz” dediler, Buckhingham Sarayı'nın dört misli büyüklüğünde 1.150 küsur odalı saray yaptılar. 

Beş tane makam uçağı aldılar, en son alınan uçaktan Trump'ta bile yok. 

Vahdettin Köşkü'nü, Dolmabahçe Sarayı'nı, Beylerbeyi Sarayı'nı, Huber Köşkü'nü, Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü'nü, Beykoz Kasrı'nı, Savarona'yı Abdülaziz'in altın varaklı padişah koltuğunu kullanıyorlar, Marmaris'e ve Ahlat'a saray yaptırıyorlar. 

Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie içip, starex meyvesi eşliğinde aloevera'yla zencefilli somon suşi yiyorlar.) 

 

Asrın liderimiz geçen seneki Kurban Bayramı'nda bağışını diyanet'e yaptı, asrın liderimizin bağışladığı kurban Afrika'da Togo'da kesildi. 

Daha önceki kurban bayramlarında Kızılay'a bağış yapmıştı, kurbanları Moritanya, Çad, Etiyopya'da kesilmişti. 

 

Kuzey Irak'a 30 bin maske hibe ettiler. 

İran'a bin test kiti, 4 bin tulum, 20 bin önlük, 2 bin gözlük, 4 bin N95 maske, 78 bin maske hibe ettiler. 

Bizzat sağlık bakanımız gururla anlattı, ABD'ye 500 bin test kiti verdiler. 

 

“Biz bize yeteriz” dedikleri, işte bu. 

 

E haliyle “size” yetebilmeleri mümkün değil tabii. 

 

3)Muhalefet Partilerine ve özellikle de CHP’ye düşen, çok önemli bir iş var. 

Yukarıdaki örnek, paraların nasıl çarçur edildiği, nerelere harcandığı gibi konularda, çok önemli bir örnek! Bizlere garip gelen, Hazine Garantili yollar, körüler, Hava alanları, Şehir Hastaneleri gibi 

Astarı yüzünden pahalı gelen yatırımların, bir yerlere, ya da birilerine para aktarma Sistemi gibi çalıştığı şüphesini, artırıyor. 

Birde anlaşmalar, Dolar üzerinden yapılıyor. Bir anlaşmazlık durumunda da,  

Türkiye Cumhuriyeti’nin Mahkemeleri değil de; Londra-Tahkim Mahkemesinin, yetkili olduğuna vurgu yapılıyor 

  Hazine garantili, ya da uçuş garantili yatırımlar da, şu hususa da, vurgu yapmamız gerekiyor: 

 Türkiye’nin çıkarına olmadığı anlaşılan bu gibi yatırımlardan, örneğin süresi dolanlar da; 

Diyelim ki 15-20 yıl, belki de daha fazla uzatılıyor. Ve böylece gelecek kuşakların hakları da, şimdiden gasp ediliyor. Buna kimsenin hakkı yok! 

  

İŞİN EN DOĞRUSU ŞU: Hazine garantili yatırımlar; buna, süre uzatımları da dahil; 

Meclisteki tüm siyasi partilerin onayı ile olmalı ve işler zorlaştırılmalı! Anayasa değişikliğinde olduğu gibi!... 

 

Muhalefet Partileri ve özellikle de CHP, Meclis’e böylesi bir kanun teklifi vermeli! 

Cumhur İttifakı, muhtemelen, bu Kanun teklifine de, hayır diyecektir ama! Vermek gerekiyor. 

 

4)Sayın KILIÇDAROĞLU, iktidara geldiğimizde, kaybolan 118 Milyar Doları, geri alacağım diyordu ya! Böylesi bir sözü; 

Kimse hafife almasın! Böylesi bir rakamın, örneğin 1000 TL’ye yapılabilecek bir işin; 5000 TL’ye yaptırılması gibi, düşünebiliriz! Sayın KILIÇDAROĞLU’nun, kastettiği de bu, zaten! 

 

5)Örneğin Kütahya Zafer Hava alanı, yani yolcu garantili. Bunu şöyle anlatalım; 

 2023’Ün ilk 3 ayında, 329 433 yolcu garantisi varmış ama, Sadece 13 075 kişi, uçağa binmiş! 

13075/329 433=0, 03968.Bunu da, 0,04 olarak alabiliriz. Yani % 4 karşılıyor. Hata oranı, %96. 

ŞİMDİ BURADA, sorulması gereken soru şu: Sizin bir işletmeniz olsa; sizin Müdürünüzün yaptığı işler ile hep bura da olduğu gibi, sürekli zarar etseniz! 

Böylesi birini beklemek değil de! 

Anın da işten atarsınız Birde görevini yapmadığı, sizi zarara uğrattığı vesilesi ile tazminat davası açarsınız!, Demek ki Devlet idaresinde, yani paralar Milletin olunca; 

Bu gibi durumlar olabiliyor! Şimdi; 

BU GİBİ KONULARDA, Cumhur İttifakı’nın, AKP dışındaki, diğer bileşeni Partilere soruyorum:  

Siyasi Ortağınızı, niye uyarmadınız? Yada bu gibi, parasal konularda, Muhalefet Partilerinin haklı Soru  

Önergelerinde niye, red oyu verdiniz? Ben eminim ki, sizlerin de kendi işiniz olsa! 

Parasal konularda, böylesi bir zarar karşısında! Sessiz kalmazdınız! AMA ORTADA; 

Siyasi bir amaç varsa, ya da para Milletin, yani Devletin olunca; işler başka türlü olabiliyor! Demek ki!...Yeni sorularla devam ediyorum 

  

ŞİMDİ Muhalefet Partilerine, başta CHP’ye, hatırlatmak istiyorum: 

Devletin neredeyse bütün önemli Makamlarının Yandaş HALE GETİRİLDİĞİNİ, Yargı’nın da baskı altında olduğu gerçeği de bilinmesine rağmen; 

Yine de dava açıp, bu gibi yolsuzlukların kayıt altına alınmasını, sağlamanız gerekirdi! Bunu da, Eleştirel anlamda, sizler için söylüyorum! 

 

6)Sayın KILIÇDAROĞU, başta kaybolan 118 Milyar Doları geri alacağım dedi, başka önemli iddialar da da bulundu ama! CHP’ye ve Sayın KILIÇDAROĞLU’na, bir kumpas mı kuruldu? Bunu da tam bilmiyoruz ama, yakında anlaşılacağını, düşünüyorum! 

 

BEN BURA DA, şunu söylemek istiyorum. AKP döneminde, Devletin uğradığı zararların; Kapsamlı bir çalışma başlatılarak, doğruya yakın rakamsal bilgilerle, ortaya konması gerekiyor!  

Buna da CHP, öncülük etmeli!  CHP içinde, şüpheyle baktığımız, Kongre çalışmaları devam ederken; 

Bu gibi önemli konular asla ihmal edilmemeli… 

ELEŞTİREL ANLAM DA, öne çıkan, ya da çıkmaya çalışan Ekrem İMAMOĞLU için söylediklerimi, Özgür ÖZEL içinde söylemek, hatırlatmak istiyorum! 

  

7)BEN CHP AÇISINDAN, şu hususa da, vurgu yapmak isterim! 

Milletvekili olmak umudu ve heyecanı ile CHP’ye Türkiye genelinde, çok sayıda Aday Adayı, müracaat ta bulundu. Bunların içinde, Bilim Adamı dahil, iyi eğitimli ve donanımlı; 

Sayıları azımsanmayacak miktarda, Milletvekili Aday Adaylarının olduğu anlaşılıyor. Ben de bu gibilerden biriyim. Ben bu gibi Arkadaşlarımızı Watshap paylaşımlardan biliyorum. Bu noktada şunları söylemek isterim: 

  

Milletvekili Adaylarının tespiti konusunda, bilerek; bilgi, tecrübe, donanım gibi önemli kriterlerin; esas alınmadığını, yanlı davranıldığını, 

Hak, Hukuk ve Adaletin, gözetilmediğinin örneğini; bizzat ben kendim gördüm ve yaşadım! 

Her 2 seçimin kaybedilmesinin başlangıcının da, buradan başladığını, özellikle vurgulamak isterim. 

Bu gibi konuları, en iyi bilenlerden, ya da gözlemleyenlerden biri olduğumu da söylemek isterim. 

Faydalı ve gayretli çalışmaları ile yakından tanıdığımız Hacer FOGGO, Canan GÜLLÜ gibi Hanımlarda; 

Aday yapılmadı. 

Bu gibi çok önemli konuların nedeni, mutlaka açıklanmalı! Müsebbipleri de, mutlaka bulunmalı!  

Ama zaman kaybetmemek açısından, bu gibi konuları, şimdilik geçiyorum. 

 

8)CHP iç sorunlar nedeniyle, bu gibi konularla ilgilenmiyor. Ama mutlaka ilgilenmeli 

Ben şimdi tekrar, asıl konuya giriyorum ve kaldığımız yerden, devam ediyorum 

 

AKP döneminde, 21 yılı aşkın bir süre içerisinde, başta parasal konular olmak üzere, diğer yanlış işleri Rakamsal bilgilerle, ya da başka şekilde, delilleri ile ortaya koymak!  

Mevcut kadro ile maalesef! Mümkün değil! Mümkün olsaydı, seçim kaybedilmezdi, zaten! 

Bu konu da uyarılardan biri. Yani mevcut kadro, zan altında! Hem de sayı, bence yeterli de değil! 

 

Bu nedenle, öncelikle yeni bir kadro oluşturmak gerekiyor. 

ESKİ KADRODAN, başarılı olanlar, yeni kadroda, yer alabilir 

BİRDE BU GİBİ zor ve çok önemli işleri başarabilmek, Ancak! Elimizde, değişik branşlarda 

Konusunda Uzman, tuttuğunu koparan, iş bitirici cinsten oluşan, bir ekiple başarılabilir. 

SONUÇTA, şunu demek istiyorum: 

 

9)Önümüzde Yerel seçimler var. Eğer ben dahil, Milletvekili Adaylarının, hem gönlünü almak, hem de, bilgilerinden yararlanmak için; 

Böylesi bir ekip kurulması gerek! 

BUNA HASAR TESBİT, komisyonu da diyebiliriz. Sadece teknik değil! Her konuda Bilimsel çalışmalar yapılmalı 

   

Her gurup, kendi işini yapacak! Buna iktidar yürüyüşü de, diyebiliriz 

ÖRNEĞİN Yandaş Kanallarda, geride kalan Seçimler dahil, sahte ve çarpıtılan konular, videolarda tespit edilip, saklanmalı. Bunlar Televizyonlar da da, anlatılmalı. 

Yani kaybedecek zaman yok! 

Ve Halkımızı da sürekli bilgilendirmeli, herkeste bir umut ve heyecan uyandırmalıdır. 

  

4/6)8 Temmuz 2023 Cumartesi SÖZCÜ 

 

Vatandaş dün yatağında mışıl  mışıl uyurken vergi yağdı…Sabah kalktığında vergi yağmuruna tutuldu 

KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM, SON ZAMLARLA GÜL GİBİ, SARARIP SOLDUM 

 

8-YEREL SEÇİMLER ÖNCESİNDE, MİLLET İTTİFAKI PARTİLERİ VE CHP İÇİN, NELER SÖYLENEBİLİR? 

 

1)ÖNCE Milletvekili seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası için; BİR HATIRLATMA YAPMAK! 

Seçimi kaybetmesi beklenen, Cumhur ittifakı ve Sayın ERDOĞAN; seçimlerin kazananı oldu. 

   

SEÇİMLERİ, kazanması beklenen Millet ittifakı ve Sayın KILIÇDAROĞLU ise! Kaybedeni oldu. 

Ve Ülkemiz adına, çok önemli bir fırsatta! böylece kaçırılmış oldu. 

    

2) Kazananlar ve kaybedenler de belli ama! Millet ittifakı ve bu ittifakın Cumhurbaşkanı Adayı CHP Lideri Kemal KILIÇDAROĞLU, 

Cumhur İttifakını salladı ama yıkamadı. Ve Sayın ERDOĞAN’a, ilk defa, seçimi kaybetme korkusu yaşattı. 

    

3)Bazıları ve özellikle de CJP’liler tarafından; 

Sayın KILIOÇDAROĞLU için, CHP’yi sağa çekmeye, kendi ideolojisinden saptırmaya çalışıyor gibi  

Eleştiriler yöneltilse, ya da; 

DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’ne olması gerekenden fazla Milletvekili verdi ve CHP’ye De toplamda 130 Milletvekili kaldı gibi ağır eleştirilerde bulunsalar da! ki bunların bir kısmı doğrudur. AMA BU SEÇİŞMİN YILDIZI,  

Uzlaşmacı ve yapıcı kimliği ile; Kemal KILIÇDAROĞLU’ dur. Bu gibi konularda, örnekler çoğaltılabilir. 

KEŞKE diğer siyasetçilerde de, bu gibi özellikler olsaydı! 

  

4)Sayın ERDOĞAN; beklenenin tersine! Sürpriz sonuçlar, elde ettiği zaman! 

ATI ALAN, Üsküdar’ı geçti ifadesini kullansa da! Bu gibi sürprizler; maalesef Ülkemizin yararına değil! 

ZİRA YAPILAN HER İŞ! Sadece Kişisel hedeflerin değil Ülkemizin, çıkarlarına da, uygun olmalı! 

 

Devlet idaresinde her iş! Hak, Hukuk ve Adalet çerçevesinde, yürütülmelidir. 

Hak, Hukuk, Adalet! Gün gelir! Herkese lazım olur! 

 

5) Seçimler sonrasında; SAADET PARTİSİ ile GELECEK PARTİSİ, Meclis’te gurup kurdu. Grubun Lideri Temel KARAMOLLAOĞLU; 12 Temmuz 2023’te Meclis’te kürsüye çıktı ve Grup adına ilk konuşmayı Yaptı. Güzel işlere Motor, yanlış İşlere’ de firen olacağız dedi 

Temel KARAMOLLAOĞLU’nun ardından, 

Gelecek Partisi Lideri Prof. Dr. Ahmet DAVUTOĞLU, kürsüye çıktı ve GELECEK PARTİSİ, adına konuştu, Her iki lider de doğru ve güzel şeyler söyledi, 

HALKIMIZI ve bizleri çok umutlandırdılar, 

 

6)DEVA PARTİSİ ile DEMOKRAT PARTİ’nin de kendi aralarında bir Grup kurmak istedikleri, Bilgisi var Ama 2 Milletvekili noksanları varmış. Bu eksiği de, İYİ PARTİ’ deki Muhalif Milletvekillerinden, karşılayacakları beklentisi var Yakın bir gelecekte, İYİ PARTİ’den bazı kopmaların. Olacağına işaret ediliyor. 

BU GİBI GELİŞMELER, AKP içinde de olabilir. 

SONUÇTA Millet İttifakından, 4. Grup da ortaya çıkarsa; 

Muhalefetin sesi, daha gür çıkar ve daha etkili olur. Bu da gelecek adına, bir umuttur. Bu nedenle; 

Doğru yapılan işleri de, söylememiz gerekiyor. 

   

7)İYİ PARTİ’nin, 2024’ün Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerde, CHP’ye şartlı destek vereceği anlaşılıyor. Örneğin başta Antalya olmak üzere; başka taleplerinin, olduğu da anlaşılıyor. 

ÖRNEĞİN, Meral AKŞENER, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için, Adaylarının Ümit ÖZLALE olduğunu, 

Televizyonda söyledi. Bu gibi konularda ben; Meral AKŞENER’e, fazla güvenmemek gerektiğini, 

Tekrar vurgulamak istiyorum.  

  

Birde, böylesi bir mahsur, ya da riskin telefi edilmesi noktasında; 

Yeni bir Toparlayıcı ortak Genel Başkan önerisi ile, tekrar DEMOKRAT PARİ ve Merkez Sağ   konusuna giriyorum 

 

8)ÖRNEĞİN, EĞER! Merkez Sağ Partiler; DEMOKRAT PARTİ’nin çatısı altında birleşseler, 

Ve böylece, yeni bir güç odağı haline gelseler! Böylesi bir boşluk, rahatlıkla, telafi edilebilir, 

Ve Türkiye için, yeni bir umut, ortaya çıkar!  

   

DEMOKRAT PARTİ’ye verilen 3 Milletvekilliğinin; 

DEMOKRAT PARTİ’nin gerçek gücünü temsil ettiği söylenemez! Böylesi bir konunun, Gültekin UYSAL’dan kaynaklandığını, söyleyebiliriz. Bu nedenle DP’de de, bir değişimin olması, gerekiyor! 

 Ama ne hikmetse, önerdiğim formül akla yatkın olsa da, öne çıkardığım kişiler, çok yetenekli ve tanınan insanlar olsa da! Gültekin UYSAL, bu gibi konulara yaklaşmıyor! 

 

Merkez Sağ Partilerin, Demokrat Parti’nin çatısı altında birleşmeleri için! 

DP Genel Başkanı Gültekin UYSAL’ın; Genel Başkanlıktan feragat etmesi, Merkez Sağdaki diğer Genel Başkanlar gibi; 

Yeni yapıda, Genel Başkan Yardımcısı olmayı, kabul etmesi gerekiyor. Ama bizim insanımızda Koltuk merakı var ya! Sorunda burada başlıyor. 

 

Gültekin UYSAL, uzun bir süre içinde, Genel Başkan olarak, DP’yi bir yere getiremedi Ama koltuğu da bırakmak istemiyor. Sorun da burada başlıyor! 

 BİRDE, Merkez Sağdaki diğer Partilerin Genel Başkanları; Gültekin UYSAL’ın, Toparlayıcı Genel Başkan olmasını da, kabullenmezler zaten! 

 

BU NOKTADA, DEMOKRAT PARTİ’nin eski Büyüklerinin devreye girmesi, Gültekin UYSAL’ı ikna etmeleri, gerekiyor! 

Zaten AKP’nin iktidara gelmesi, bu günlere kadar! iktidarını devam ettirebilmiş olması da! 

DEMOKRAT PARTİ’nin çökertilmesi sonucunda, olmuştur. Belli ki, DEMOKRAT PARTİ’nin; Toparlanmasına, müsaade edilmiyor! 

 Peki DEMOKRAT PARTİ’DE, şimdi Toparlayıcı ortak Genel Başkan, kim olmalı? 

     

9)DEMOKRAT PARTİ Genel Başkan Yardımcılarından, İlay AKSOY’un, özellikle sığınmacılar konusundaki ilginç söylemleri ile herkesi şaşırtan performansı ortada! Kadın başına, Erkek Siyasetçilerin başaramadığı işleri başarıyor! 

Taa Şama’a kadar gidiyor, orada röportajlar yapıyor, çok önemli bilgiler elde ediyor! Bizleri de aydınlatıyor. 

Türkiye’nin her açıdan çok zorda olduğu bir zaman da! Böylesi bir potansiyelden, yararlanmamız gerekiyor. 

Benim İlay AKSOY ile bir tanışıklığım yok! Ama Türkiye’nin çıkarları açısından, söylüyorum bunları! 

  

EĞER İLAY AKSOY, Toparlayıcı Ortak Genel Başkan olarak, bu yapının başına getirilirse! 

Bu Hanıma, kimse itiraz etmez! Ve zor günlerin geri de kalması için, iyi bir başlangıç yapılmış olur! 

Böylesi bir yöntem, formalite icabıdır. Gültekin UYSAL, yine Demokrat Parti de, Yönetimde! 

Sadece diğer Genel Başkanlar gibi, Genel Başkan Yardımcısı olarak, sistemde yerini, alacak! 

Söz konusu vatansa! Diğer bir görevi de, kabul etmek gerekiyor, Ne var bunda ki? 

 

10) şimdi ki Tek kişinin hakimiyetine dayalı,  Başkanlık sisteminin, Halkımızın talebi ve Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını, BOP kapsamında bizlere, Amerika tarafından dayatıldığını söylemiştim. Günümüzde, başta CHP’nin içindeki karışıklıkları ve İYİ PARTİ Lideri Meral AKŞENER’in herkesi şaşırtan açıklamalarını da göz önünde bulundurduğumuz da! 

HER 2 Seçimin, rahatlıkla kazanılabileceği, benim formüle niye yaklaşmadıklarını, merak ediyorum  

      

BU KONUYU, kaç defa, web sitemde yazdım. Yazdıklarımı da, mail olarak, Siyasi Partilere,, Basın yayın kuruluşlarına, bazı Milletvekillerine de, gönderiyorum Ayrıca Özellikle de, Muhalefet Partilerine; bu gibi konularda, bilgilendirmek adına, ziyaretlerimde var. Maksat sorunsuz bir şekilde, % (85-90) garanti ile, eski Parlamenter Sisteme, nasıl geçileceğini, ön görüyordu. Ama kimse buna yanaşmadı. Televizyonlar da, ekranlarına taşımadı. 

  

GELECEK PARTİSİ’ne, DEVA PARTİSİ’ne, ZAFER PARTİSİ’ne, DEMOKRAT PARTİ’ye, kaç defa gittim. Hepsi de Üst düzey yöneticilerdi. Aslında İYİ PARTİ’nin de haberi var. CHP’de biliyordu, bunları aslında! Millet ittifakına, ortak Cumhurbaşkanı Adayı olarak, eski Genel Kurmay Başkanlarından, Or General İlker BAŞBUĞ’u öneriyordum. 

ASLINDA, ZAFER PARTİSİ ile de görüşmelerimde bu formülü anlatırken, onlara da İlşker BAŞBUĞ’u öneriyordum. 

İlk zamanlar ben bu Partileri ziyarete gittiğimde, Üst Düzey Yöneticiler, işlerini bırakıp, benimle ilgileniyorlardı. Ama daha sonraları, bir bahane ile görüşmelerimiz aksamaya başladı. 

Sonrasında, bende gitmemeye başladım. İlker BAŞBUĞ, asker kökenli olduğu için, kendileri açısından, ya da daha başka sebeplerden, kabul etmek istemeyebilirler. Ama İlker BAŞBUĞ’u, kendileri açısından sakıncalı görseler bile! Tanınan ve Halkımızın kabul edebileceği, kapasiteli ve donanımlı bir Başkası olsun diyebilirlerdi. AMA bu gibi konularda da, bir öneride bulunmadılar! Peki sebep ne? 

Demek ki, eski Parlamenter Sisteme geçmeyi, hemen istemiyorlardı. 

 

AMA NETİCEDE, CHP,Suzan ŞAHİN, Hacer FOGGO, Canan GÜLLÜ gibi, düzgün ve iş yapacak isimleri de Milletvekili Adayı yazmadılar. Hatay Milletvekili Suzan ŞAHİN’in Mecliste, tüyleri ürperten müthiş konuşması, vatanseverliği de ortada. Plan ve Projeleriyle, ben de, bu gibi isimlerden biriyim. Peki bizim gibiler, niye Milletvekili adayı, yapılmadılar? Bunlar, cevapsız kalan sorunlardır. 

   

11)Sayın KILIÇDAROĞLU, basının bu gibi soruları karşısında; şöyle bir cevap verdi: 

Yapılacak Anayasa değişikliğinde, 1 0y bile çok önemli! Peki burada hayal ettikleri yeni bir Anayasa’nın içeriklerini, biliyor muyuz? Bilmiyoruz! Peki  Acele niye? Bunu da bilmiyoruz! 

SİYASİ KONULARDA! Milletçe uyanık olmamız gerekiyor. BOP kapsamında Türkiye’nin başına; Nasıl çuval geçirildiğini biliyoruz. PEKİ! AKP ve Sayın ERDOĞAN’ı iktidara taşıyan irade! MİLLET İTTİFAKI 

İle; Eski çuvalı çıkarıp; yeni bir Çuval geçirmek isteyemez miydi?! Elbette Mümkün! 

Ben Kemal KILIÇDAROĞLU’nun düzgün bir insan olduğuna, yürekten inanıyorum. Umarım ki, 

Siyaseten yapılan bu yanlışlardan, herkes kendi sdına, bir ders çıkartır ve Yerel Seçimler; 

Eski Parlamenter Sisteme geri dönüş konusunda, yeni bir fırsat olur! 

  

12) PEKİ NEYDİ BENİM FORMU? Şimdi birkaç cümle ile, tekrar, izah etmek istiyorum. 

Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı yemini var ya! Bunun benzeri ama NOTER tasdikli olması ve İhlali durumunda, istifa etmiş sayılıyor 

Böylesi bir belgeyi vermelerini, Muhalefet Milletvekillerinden ve onların liderlerinden de bekliyordum! Cumhur İttifakı Partilerinden değil! Zira onların, niçin bir arada oldukları belli. 

 

SONUÇTA, böylesi bir belge ile Milletvekili Aday Adayları, seçimi kazanıp, Meclis’e girdiklerinde; 

Cumhurbaşkanının Halk tarafından seçilmesini ön gören, 16 Nisan 2017 tarihli referandum öncesindeki Anayasayı, başlangıç kabul edip,  

Eski Parlamenter Sisteme geçmeyi, kabul ve taahhüt ediyorlardı 

Tersi bir durumda, Milletvekillikleri, kendiliğinden düşürülmüş sayılacaktı 

  

Meclis’in ilk toplantısında, kaldır el, indir el yaparlardı. Böylece, eski Parlamenter Sisteme geri dönülmüş  olacaktı Ama böylesi bir yola gidilmedi. Peki neden? Bu sorunun cevabi verilmiş değil! 

 6’LI MASA, işi uzattı da uzattı!. Sayfalarca Mutabakat belgesi hazırladılar. Yetmedi! Ekrem İMAMOĞLU’ ve Mansur YAVAŞ’ı da Başkan Yardımcılığı  ile Sisteme eklediler ama! 

Sonuçta hepsi sınıfta kaldı. Muhtemeldir ki! Bunları da bir yönlendirenler vardı! Bunu da, yukarı da, 

Hatırlattım 

BÖYLECE kazanılması gereken, her 2 seçimde, kaybedilmiş oldu! 

ŞİMDİ ANLADINIZ MI, başarısızlığın temel nedeni ni? 

  

EĞER benim bu formülü uygulasalardı! İlker BAŞBUĞ, ya da bir başkası, Cumhurbaşkanı Adayı gösterilir, Millet ittifakı Partilerinden örneğin Kemal KILIÇDAROĞLU, Başbakan, Meral AKŞENER, 

Başbakan Yardımcısı, diğerleri de Bakan olarak, Kabine de yer alabilirlerdi, Ve sessiz sedasız, Türkiye Eski Parlamenter Sisteme geri dönmüş olurdu. Daha iyi bir Anayasa yapmak için; kollar, sıvanırdı! 

,

13)BU NEDENLE, günümüzde siyaseten yapılan bütün işlerin! Eski Parlamenter Sisteme, Sorunsuz, bir şekilde; nasıl geçileceğine, hazırlık niteliğinde! Iyi bir başlangıç yapmayı, esas almalıdır! 

Ben bunu anlatmak, bunu hatırlatmak istiyorum! CHP’de öne çıkan Ekrem İMAMOĞLU ve Özgür ÖZEL’den ve daha başkalarından, böylesi öneriler! Duymak istiyorum ama! Maalesef yok!... 

Sorun da, bura da zaten! 

 

14)ŞİMDİ TÜRKİYE’de, yakın bir gelecekte, siyaseten neler yaşanacağını tahmin edebilmek, Açısından; Hem Millet ittifakının, hem de Cumhur İttifakının; toplamda ve Partiler bazında; aldıkları Oy konusu ile, Milletvekili dağımı konusunda da, bir şeyler söylemek istiyorum  

 

CUMHUR ittifakının toplam oy oranı: % 49,4 

MİLLET ittifakının toplam oy oranı: % 44.8. Şimdide Milletvekili sayıları;                                                              

ÖNCE MİLLET İTTİFAKI PARTİLERİ: 

CHP 130 Milletvekili, İYİ PARTİ 44 Milletvekili, DEVA PARTİSİ 14 Milletvekili, SAADET PARTİSİ 9 Milletvekili, GELECEK PARTİSİ 9 Milletvekili, DEMOKRAT PARTİ 3 Milletvekili Toplam 209 

  

CUMHUR İTTİFAKI PARTİLERİ Milletvekili Sayıları: 

AKP, bileşenleri ile 266 Milletvekili, MHP 50 Milletvekili. Toplamda 310 Millet vekili 

 

15)Milletvekili sayısı esas alındığında, AKP Anayasa gibi değişiklik konularında, 

Muhalefetin katkısı olmadan, Anayasa değişikliği yapamaz! Bu nedenle Sayın ERDOĞAN; 

Şimdiden Anayasa değişikliği gibi konularda, Muhalefetin nabzını yoklamaya devam ediyor. 

Sayın ERDOĞAN’ın Anayasa değişikliği gibi konularda ki, hatırlatmalarına kanmamak lazım! 

Zira Sayın ERDOĞAN, kendi yaptığı Anayasa ve yasalara da uymuyor ki! 

Bu nedenle, bu gibi konulardan uzak durmak lazım. 

 

9-SİYASETTE YENİ GELİŞLMELER VE BAZI NOKTALARA, İLAVE VURGU İHTİYACI 

  1)Cumhur İttifakı’nın bileşeni Partilerden YENİDEN REFAH PARTİSİ lideri, rahmetli  

Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN’ın oğlu Dr. Fatih ERBAKAN; 

Yerel seçimler öncesinde, eski adıyla Millet ittifakına, yakın  bir görüntü verdiğini, gözlemliyoruz. Bunun, ne anlama geldiğini, zaman içinde, anlayıp; göreceğiz. 

2)Milliyetçi Hareket Partisi MHP’nin Genel Başkanı Dr. Devlet BAHÇELİ, beklenmedik bir şekilde, seçim zaferinden sonraki bir zamanda; 

Antika arabasına binip, Ankara’nın caddelerinde, Feri Tayfur’ün şarkılarını da çalarak; 

Tur attığını gördük. Sayın BAHÇELİ, birde bu süreç ile ilgili olarak! 

BEN İSTEDİĞİMİ, elde ettim demesi de, çok ilginç! Bunun ne anlama geldiğini de, tam olarak, bilmiyoruz! 

BU GİBİ KONULARDA, yakın bir gelecek te, bizleri şaşırtan, başka siyasi gelişmelerin yaşanacağını da, söyleyebiliriz. 

  

EĞER İYİPARTİ LİDERİ, Meral AKŞENER; AKP’nin yanında yer alırsa, ya da;  

Bazı Büyük Şehir Belediyelerinin kaybedilmesine, vesile olursa! Buna da kimse şaşırmasın! 

Bu sorunun nasıl çözüleceğini, ne yapmak gerektiğini de söyledim! 

 

3) GÜNÜMÜZDE DE! Keyfi harcamalar ve savurganlık nedeniyle, bütçe açığının, bir türlü kapatılamadığı da, görüyoruz.. Bu yıl ki Bütçe açığının 200 Milyar Dolar olduğu söyleniyor.  

Kapı kapı dolaşılsa da, gerekli Paranın bulunamadığı da orta da!  

Bir miktar DOLAR bulunsa da! Bunun ancak, toprak, ya da Mülk satışı gibi tavizlerle olacağı endişesi var. Ben başta ekonomik nedenlerle, bu iktidarın; normal süreyi dolduramayacağını, düşünüyorum. 

Bu nedenle herkes, şimdiden bir erken seçime, hazır olsun! 

BİRDE, Muhalif kanallardaki bazı konuşmacılar! Özellikle CHP’nin etkili Muhalefet yapamadığı konusunda uyarıları var. Deniliyor ki, eğer 2 yıl içinde bir iktidar değişikliği olmazsa! Şimdiki Sistemin kalıcı hale geleceğine, o zaman bir iktidar değişikliğinin; 

Daha da zorlaşacağına, hatta imkânsız hale geleceğine, vurgu yapıyorlar. 

Daha nasıl anlatılabilir ki? Durum çok vahim! 

4) 20 Eylül 2023’de, HALK TV-İsmail KÜÇÜKKAYA’nın Sabah Programında, CHP’li Atilla KART, 

Çok ilginç şeyler söyledi. Ve dedi ki! Yüksek Seçim Kurulu YSK, 2017’de, Başkanlık Sistemi Referandumunda; 2.5-3 Milyon kadar, mühürsüz oyların, kabulü yönünde, karar almış!  

Böylesi yasal olmayan bir oldu-bittiyi, son çare olarak, zaman kısalığı nedeni ile postaya da vermeden; 

AHİM’e, bizzat gidip, CHP adına, iptal davası açtırmak istiyor. Atilla KART, kapsamlı dava dilekçesini, Okuması için, Kemal KILIÇDAROĞLU’na takdim ediyor. KILIÇDAROĞLU, tetkik neticesinde beğendiğini söylüyor ve  yolun açık olsun, diye destek veriyor. Nasıl oluyorsa sonradan, birileri devreye giriyor ve dava açılması için, Atilla KART’a, vekalet vermekten, vazgeçiliyor. Ve böylece Atilla KART’ın girişimi de, engellenmiş oluyor! 

BAZILARI, bu konunun Seçim değil, Referandum olması nedeniyle reddedileceğini söylemiş olsalar da! Bu tamamen değişik bir konu. Mutlaka dava açılıp, kayıt altına alınması gerekirdi! 

BU NEDENLE, böylesi bir konu, bu gibi bahanelerle, geçiştirilemez! Bu gibi konularda, 

Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK ile Sami SELÇUK’un; Atilla KART’ın girişimini, destekler mahiyette, açıklamaları var. 

 

5)Ben, böylesi bir kritik zamanda, yapılan stratejik yanlışın arkasında, bir şekilde; 

  Amerika ve oradaki Ermeni lobisinin, etkili olduğunu düşünüyorum! 

 

6)BUNA BİR DE! Cumhur İttifakı’nin ve özelliklede Sayın ERDOĞAN’ın, böylesi bir referandumu, kazanabilmek için! Ne kadar kararlı olduklarını da! ilave etmek istiyorum. Gerisi teferruat!  

.BUNA GÖRE, noter tasdikli bir taahhüt nameyi, daha Milletvekili Aday Aaylığı aşamasında vermeleri gerekiyordu. Bu konuda Millet ittifakı Partilerinin bir karar almaları, kendileri dahil, Milletvekili olmak isteyenler; 

Böylesi, Noter tasdikli, standart belgeyı, vermeleri gerekiyordu. Neticede, seçilip, Meclis’e girdiklerinde, 

MECLİS’İN İLK TOPLANTISINDA, KALDIR EL, İNDİR EL YAPACAKLAR, BÖYLECE, Eski Parlamenter Sistem’e geri dönülmüş olacaktı! 

AMA HERNEDENSE, böylesi garantili bir taahhüde de, kimse yanaşmadı. 

Böylesi yaşanmış bir örnek bize! 

Atilla KART’ın, önerisine karşı çıkanların, gerçek amaçları ile örtüştüğünü, görüyoruz. 

Ben bu konuyu, defalarca yazdım! Siyasi Partilerin de, bir şekilde haberleri var. Vahim olanda bu zaten! Kemal KILIÇDAROĞLU, aslında düzgün birisi. AMA hem Amerika’ya gittiğinde, bazı Sivil Toplum Örgütlerinin ve Amerikan Yetkililerinin, BOP kapsamında, kendisinden, taleplerinin olduğunu; 

AMA onlarla dalaşmak, ters düşmek yerine, sessiz kalmayı tercih ettiğini, 

Seçimi kazandığında, kendi bildiği, doğru yolda yürümeyi düşündüğünü, tahmin ediyorum! 

AMA netice, düşündüğü gibi olmadı işte 

PARTİ İÇİNDE, Amerikan yanlısı, Yardımcıların olduğunu düşünüyorum. Danışman kadrosu ile AKP’li bir Hanımın, CHP’de görev aldığını da gördük! Aleyh de ki faaliyetler, çok yönlü ve kapsamlı! 

BEN Tarihe de meraklı bir Yazarım. Bu gibi konuların, gerçek nedenini, merak edenler; 

Benim Makalelerime bir göz atsınlar! Neticede bir Kesimin; Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucu felsefesinin, 100 yıl sonrasında bile; 

Zihinlerinde henüz yer etmediğini, görüyoruz! 

 

4/7)17 Eylül 2023 Pazar SÖZCÜ 

 

BİR İMAM ATATÜRK’ÜN ŞAMPİYON KIZLARINI HEDEF ALDI 

SULTANLAR VURDUKÇA KARA ZİHNİYET İNLİYOR 

Cemaate! Yolsuzluk, Hırsızlık Yapmayın, Yoksullara Yardım Edin Demesi Gereken İmam; 

Filenin Sultanlarına, dil uzattı ve şunları, dedi. Avrupa şampiyonu olup, göğsümüzü kabartan. A Milli 

Kadın Voleybol Takımımız; dünyanın kabul ettiği, sporcu kıyafetleri yüzünden, Kara Zihniyetin hedefi oluyor. 

 Son olarak İstanbul Eminönü’ndeki bir caminin imamı; Filenin Sultanlarını hedef aldı. Hutbesinde, şunları söyledi: 

  

BU MU ahlak? Şuna bak…Filenin Sultanları…isme bak! İşte böyle böyle din törpüleniyor, 

İman gidiyor! Sen harama ne yapıyorsun? Şak şak tutuyorsun. İmamın sözleri tepki çekti. 

Yani Filenin Sultanlarının, şorttan, baldırları, bacakları görünüyor muş! 

5/7)15 Eylül 2023 Cuma CUMHURİYET 

 


                              

KATLİAMDA UTANÇ AŞIMI 

    UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ. İnsanlık suçu işlendi. Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te 33’ü aydın, 35 yurttaşın gericiler tarafından, yakılarak katledilmesine ilişkin; Madımak katliamının son duruşmasında, 

Mahkeme, zaman aşımı kararı verdi. Mahkeme Heyeti, Temel KARAMOLLAOĞLU’nun, dönemin siyasetçilerinin, il valisinin, ve kolluk kuvvetlerinin, dinlenilmesi isteğini, reddetti 

talebini reddetti. 

SONUÇTA ŞU HUSUSA, vurgu yaparak, Makaleyi bitirmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, 

Laik, hukukun üstünlüğüne dayalı, Yasama, Yürütme ve Yargı’nın bağımsızlığını esas,alan, 

Geri dönmezsek, her konuda yaşadığımız sorunlar, artarak, devam edecektir  

Hak, hukuk ve adalet! Gün gelir, herkese lazım olur! 

 

6/8)20 eylül 2023 Çarşamba SÖZCÜ 

 


Seçimde, Mültecileri göndereceğiz diyen ERDOĞAN, ABD’de sahip çıktı 

         MUHALELEFET GÖNDERECEKTİ AMA BİZ GÖNDERMİYORUZ 

BM toplantısı için, 4 gündür ABD’de bulunan ERDOĞAN, muhalefetin mültecilere bakışını acımasız olduğunu söyledi ve şöyle konuştu:  

 

MUHALEFET SEÇİM KAMPANYASINDA, seçimi kazandığımız takdir de; mültecileri sınırdışı edeceğiz diyerek, tehdit savurdu. Biz ise tam aksi,.. 5 milyon mülteciye, ev sahipliği yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. 

OYSA ERDOĞAN; Mültecilerden şikayet eden seçmenin oyunu alabilmek için, farklı bir söylem kullanmış, 1 milyona yakın mültecinin dönmesi için, Suriye’de konut yapacağız. Onların ülkelerine dönmelerini sağlayacağız. 

 

7/8)22 Eylül 2023 Cuma SÖZCÜ 

 


Sayıştay Kamudaki savurganlığı, tek tek raporladı 

MİLLETTEN TOPLADIKLARI VERGİLERİ, BOL KESEDEN İŞTE BÖYLE HARCADILAR 

 

1/Sarayın yıllık masrafı 5,6 Milyarı aştı. SAYIŞTAY’ın 2022 raporuna göre; Cumhurbaşkanlığına geçen yıl, verilen 5,6 Milyar liralık bütçenin tamamı harcandı.Günlük harcama, % 52,7 artarak, 15,5  

Milyon liraya çıktı. Oysa bu rakam,2021’’de 10 Milyon liraydı. Bütçenin 613 Milyonu, personele harcandı. 

2/GEÇİŞ GARANTİLİ PROJELERE ÖDEME; % 155 ARTTI 

Sayıştay’ın Kara Yolları’yla ilgili raporunda, geçiş garantili oto yolların yuttuğu para, ortaya çıktı… 

Bu ödemelerin bir yılda % 155 artışla 14,2 Milyar liradan, 36,3 Milyar liraya çıktığı belirtildi. 

3/AFETE AYRILAN PARA afetin dışında HER YERE KULLANILDI 

Sayıştay’ın 2022 Çevre Bakanlığı  Raporu, afetlerden der alınmadığını ortaya koydu. Afet için ayrılan bütçenin, denetlenmediği, paranın yerinde kullanılmadığına, vurgu yapıldı. 

 

4/ BİLİME GİDECEK BÜTÇEYLE 10 529 BİLGİSAYAR ALINDI. 

Sayıştay’ın Boğaziçi Üniversitesi 2022 Raporuna göre,bilimsel araştırma için ayrılan paralarla tablet, dizüstü bilgisayarlar, masaüstü bilgisayarlar alınmış 985 Personele karşılık; 10 529 bilgisayar alındığı, kaydedildi. 

   

5/DÖNER SERMAYE YABANMCILARDAN PARASINI ALAMADI. 

Sayıştay Sağlık Bakanlığı’na bağlı  Döner Sermaye İşletmeleri’ne ait 2022 denetleme raporunda, 

Yabancı hastaların tedavisine giden 477 Milyon liranın, tahsil edilemediği belirtildi. 

6/ SPORCUSU OLMAYAN DERNEĞE BAKANLIK 1,6 MİLYON ÖDEDİ 

Sayıştay’ın Spor Bakanlığı’nın 2022 bütçesinde, İstanbul İl Müdürlüğü’nün, 

Bir derneğe 1,6 Milyon nakdi yardımda bulunduğu ortaya çıktı. Ancak dernekte faal sporcu yok. Sadece 3 antrenör var. 

 

10-MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, TÜRKİYE CUMHURİYET VE TÜRK DÜNYASI İÇİN SÖYLEDİKLERİ 

    

Burada yazdıklarım; İsmail ÇALLI’nın, yukarıdaki başlık altında yazılan kapsamlı bir yazının, kısmi bir kopyasıdır. 

  

Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, pkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir. ATATÜRK, CUMHURİYET VE TÜRK DÜNYASI 477 Ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevî köprülerini sağlam tutarak. Dil bir köprüdür. Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz. Onların (Dış Türklerin) bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli." Bu konuşmadan Atatürk'ün Türk Dünyası için siyasî bir bütünleşme değil, kültürel bir beraberliği arzu ettiğini anlıyoruz. 

BURADA YAZILANLARI, şu başlıklar altında açabiliriz: 

 

1)Ben Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ve Silan Arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel felsefesine ve Türk Dünyası için söylediklerine, yürekten inanan bir Yazar olarak; bu gibi konularla da ilgileniyorum. 

 

Ben Alaska’dan, Vietnam’a kadar, 5 Kıtada okunan bir Yazarım. Tarihe ve özellikle de Türk Tarihine, meraklı bir kişiyim. Sosyal, Siyasal, Kültürel, Sanatsal ve Teknik analizler yapıyorum. 

Bu gibi nedenlerle, çok yönlü olduğumdan; yaşadığımız sorunların çözümü konusunda, farklı şeyler söylüyorum. Bu nedenle, kapsamlı Yazılarım; teknolojinin de sağladığı imkânlarla; 

Bütün dillere çevriliyor. İsteyen, istediği dilde okuyor. 

 

2)Türki Cumhuriyetleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasında ki, Ekonomik, Sosyal, Siyasal,  

Ve Kültürel alanlarda, ilişkilerimizin geliştirilmesi noktasın da, da önerilerde bulunuyorum. 

Bu nedenle, buralarda yaşayan Soydaşlarımız da, özellikle benim Makalelerimi çok okuyorlar. 

Onların Türkiye’den, özellikle çözülmesini istedikleri konu şu: 

3)Türki Cumhuriyetlerinde yaşayan soydaşlarımız, yetenekli insanlar aslında. Çalışmayı da, 

Çok seviyorlar. Üniversiteler, SOVYET sistemi. O Sovyetler Birliği ki! Temelini Ruslar oluşturuyor. 

Uzaya 1960’da ilk çıkan, onlar. Rus Kozmonot Yuri GAGARIN, ilk defa, Dünyanın yörüngesinde, 

Yer çekimsiz boşlukta yürüyen kişi! Amerikalılar bundan sonrasında, aynı şeyi yapıyor.  

Şimdi Soydaşlarımızın sorunlarına giriyorum. 

 

4)Soydaşlarımız SOVYETLER BİRLİĞİ, üniversitelerinde okumu, örneğin Tıp okumuş; 

Bunlar fakir insanlar. Bir ev, bir araba alabilmek umuduyla, Türkiye’de çalışmaya geliyorlar. 

Ama, oradan alınan diplomaların Türkiye’de denkliğinin tanınması konusunda, bilinçlı bir şekilde sorun çıkartıldığı, kanaatindeyim. Bu sorunun, acilen çözülmesini, talep ediyorum! 

BU KONUYA, bir türlü yanaşmak istemediklerinden, örneğin bir Tıp doktoru; 

Türkiye’de Hasta bakımı, ya da temizlik işlerinde çalışıyor. Örneğin Özbekistanlı bir Doktor Hanım; 

Ankara’da, Gazi Osman Paşa otobüsünde, işe giderken; 

Otobüste yaşlı bir adam, kalp krizi geçirip, yere yığılıyor. Otobüs duruyor. Yolcular aşağı iniyor Doktor hanım, defa kalbini çalıştırıyor. 3.Defasında durduğunda, Baktı ki, adam gidiyor. Bu defasında, adamın döşüne, dirsekle bir çakınca adam! Can havli il gözlerini açıyor ve ne vuruyorsun! bana diyor. Herkes toplanmış, adamın başına; diyorlar ki Amca seni bu doktor hanım kurtardı. 

Sonunda herkes, Doktor hanıma bir alkış tutuyor. Doktor hanım! Ambulansı arıyor, ambulans gelince de; yaptıklarını anlatıyor. Ve hastayı ambulansa alıp, hastaneye götürüyorlar. Doktor hanıma da, yaptıklarından dolayı, bir ayran ısmarlıyorlar. İşte böyle! 

Bunlar Dünyaca Ünlü, Tıp Biliminin babası İbni Sina’nın Torunları. Bunlara sahiplenmemiz lazım! 

 

5) Kendi SOYDAŞLARIMIZA, tanımadıkları denklik konusunun! Sığınmacılardan, aranıp sorulmadığı gibi bilgiler dolaşıyor. 

Benzer şekilde ÇİN ZULMÜ’ne uğrayan Uygur soydaşlarımız konusun da, kapıların kapalı olduğunu. Ses çıkartılmadığını görüyoruz. Peki neden? Bu gibi soruların cevabını; bu Ülke adına kaygı duyan herkesin, düşünmesi gerekiyor!... 

 

VOLEYBOLDA, bizleri gururlandıran, Türk Bayrağını dalgalandıran, İstiklal Marşımızı söyleten, Şampiyon kızlarımızı, gönülden kutluyorum. Bu gibi başarıları, her konuda görmemiz lazım. Bize yakışan da budur!. 

 

Sorunların geride kalması, güzel ve mutlu günlere kavuşmak dileği ile 

Herkese Saygılar, Selamlar. 02 Ekim 2023 Pazartesi. 

                                                                   Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ 

                                                                     Enerji Uzmanı Gazeteci Yazar 

https//ahmetyalvac1946blogspot.com 

 

GAZETE MANŞETLERİ: 

 1/3)30 Ağustos 2023 Çarşamba SÖZÜ 

 2/3)24 Temmuz 2023 Pazartesi CUMHURİYET 

3/3)24 Ağustos 2023 Perşembe SÖZCÜ 

4/7)17 Eylül 2023 Pazar SÖZCÜ

5 Eylül 2023 Cuma CUMHURİYET 

6/9)20 Eylül 2023 Çarşamba SÖZCÜ 

7/9) 22 Eylül 2023 SÖZCÜ. 

  

 

                               

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder