BİR TARAFTA EŞİT ŞARTLAR ALTINDA YAPILMAYAN VE DEVLET’İN
BÜTÜN İMKÂNLARI KULLANILARAK YÜRÜTÜLEN EVET KAMPANYASI,
DİĞER YANDA MUHALEFETİN KISITLI İMÂNLARIYLA,
MHP’Lİ BAĞIMSIZ VE DUYARLI BAZI SİYASETÇİLERİN VE BAROLAR
BİRLİĞİ GİBİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ İSE KENDİ İMÂNLARI İLE YÜRÜTTÜĞÜ HAYIR
ÇALIŞMALARI,
HALKIMIZIN DOĞRU BİLGİLENDİRİLMESİ KONUSUNDA, DAHA FAZLA
NELER YAPILABİLİR?
YAŞANAN DIŞ ODAKLI GELİŞMELER,
YENİ ANAYASA MADDELERİ VE YORUMU….
Sevgili
Okurlar, bundan önceki Makale’ de, yeni
Anayasa’nın Referanduma Kalması ile…başlıklı yazıda, bir şeyler söylemeye çalışırken
;
Bu yeni
Anayasa’nın, Türkiye’nin ihtiyacı ve talebi olmadığına,
Bu ihtiyaç
ve talebin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’dan kaynaklandığına vurgu yapmış
ve bu konuyu biraz açmaya çalışmıştım,
PARLAMENTER
DEMOKRASİ’den vazgeçemeyeceğimiz noktasından hareketle,
Bu yeni
Anayasa’nın niye reddedilmesi, bu yeni Anayasa’ya niçin HAYIR denilmesi
gerektiği hususunda da, bir şeyler
söylemeye çalıştım.
Eğer bu
Makaleyi okumayanlar, sadece ara başlıklara bir bakar ve ilgisini öncelikle
çeken yerlerden başlarlarsa, konuyu bir bütün olarak kavrayıp, bilgilenmeleri
noktasında, çok yararlı olur…
Bu yeni
Makalede ise
Başlıktaki
sorulara cevap olması bakımından, mevcut uygulama ve gelişmeleri de göz önünde
bulundurarak, kaldığımız yerden devam etmek istiyorum.
Ele
alacağımız başlıca konular şunlar:
1-HALKIMIZIN DOĞRU BİLGİLENDİRİLMESİ VE BU
BİLGİLERİN GENİŞ KİTLELERE ULAŞMASINDA;
İNTERNET’İN SAĞLADIĞI İMKÂNLARDAN, AZAMİ ŞEKİLDE
YARARLANILMALIDIR….
Bu gün
belli bir yaşın üstündeki çoğu kişi, internet kullanmasını bilmiyor ama
özellikle facebook’u bilen ve kullananlar çok…
Ama
gençler, internet’in sağladığı bütün imkânlardan, özellikle facebook, twİttet
ve instegram gibi iletişim ve sosyal medya imkânlarından geniş ölçüde
yararlanıyorlar…
Bu
itibarla, Halkımızın doğru bilgilenmeleri, yeni Anayasa’ya niçin HAYIR denmesi
gerektiğini anlatabilmek için yollara düşen, MHP’li Muhalifler;
Meral
AKŞENER, Prof.Dr.Ümit ÖZDAĞ, Sinan OĞAN,Prof.Dr.Yusuf HALAÇOĞLU, Koray AYDIN,
Ya da
Mansur YAVAŞ gibi tanınmış kişilerin;
Konuşma
video bandlarını ; özel web sitelerinde yayınlatırlarsa ,Facebook, twitter gibi sosyal medya imkânlarından da, yeterince
yararlanırlarsa, daha fazla vatandaşımız, bilgilenmiş olur.
Prof.Dr.
Birgül Ayman GÜLER, Prof.Dr Süheyl BATUM gibi tanınmış Akademisyenlerinde
Anadolu yollarında, Halkımıza bir şeyler anlatabilme çabası içinde olduklarını
biliyoruz…
Bu değerli
Hocalarımızın Halkımıza sunduğu bilgilerin de, daha fazla Vatandaşımıza
ulaşabilmesi için, yukarıda vurguladığım üzere, özel web sitelerinden
yararlanırlarsa, facebook ve twitter gibi iletişim imkânlarını da
kullanırlarsa, çok yararlı olur. yeterince yararlanmalıdırlar.
Bu
Arkadaşlarımızın ve ismini saymadığım,
Ama
doğruları halkımıza anlatabilmek için, kendi imkânlarıyla yollara düşen, Milletvekilleri,
başka Sivil Toplum örgütü mensuplarının olduğunu da biliyorum ve ben bu
çalışmaları çok önemsiyorum.
Ve bu gibi
Arkadaşlarımızı gönülden kutluyorum.
Ne var ki
Yandaş gazeteler ve bizim paralarımızla varlıklarını devam ettiren, Devlet
Televizyonu TRT ve İktidarın baskısı altında olan çoğu Özel kanallarda;
Haber
özelliği olan bu gibi bilgilendirme faaliyetlerini, maalesef Halkımıza duyurmak
istemiyorlar…
Üstelik
EVET’çilerin saldırılarına maruz kalıyorlar,
Bu noktada
Görevlilerin ve Güvenlik güçlerinin, görev ve sorumluluklarını, yeterince
yerine getirip, getirmediklerinin de, sorgulanması gerekiyor.
Bu konuda
bir iktidar baskısı, bir iktidar korkusu, ya da iktidara şirin görünme
gayretinin olduğu ortada…
Parasını
kendi ceplerinden ödeyerek tuttukları salonlar, son anda bir şekilde, iptal
ediliyorsa;
Bu gibi
engellemeler, başka türlü nasıl, izah edilebilir?...…
Hayır
çalışmaları, maalesef bu zor şartlar altında yürütülürken;
EVET
çalışması yapanlara, hiçbir engel, ya da engelleme yor…
Türkiye
Radyo Televizyon Kurumu TRT ile çoğu Özel Televizyon kanalları;
Sanki
AKP’nin yayın organı gibi çalışıyorlar….
Bu kapsamda ben de bir yazar olarak, kendi
payıma düşen katkıyı koymak istiyorum.;
ADALET
PARTİSİ Genel Başkanı Prof. Dr. Vecdet ÖZ’ün HALK TV’de Can ATAKLI ile yaptığı
söyleşiyi bir Makalede yazarak yayınladım,
CHP Eski
Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz BAYKAL’ın, Meclis’te CHP adına yaptığı konuşmayı da, yine bir Makalede
yazarak yayınladım.
Son
olarak, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU’nun,
HALK TV’de, 30 Mart 2017 tarihinde,
Rahmi AYGÜN ile yaptığı söyleşiyi ve Vatandaştan-Vatandaşa Mektup başlığını
taşıyan, uyarı yazısını yayınladım.
Bu video
bandı ve Mektup’un;
Tüm
vatandaşlarımızın kısa yoldan ve detaylara girmeden, doğru bilgilenmeleri
konusunda, çok yararlı olacağını düşünüyorum.
Bunun
dışında;
Yukarıda
adlarını saydığım Kişilerden, eğer video band kayıtları olursa,
Bunlardan,
amaca en uygun ve haber özelliği olanları da,vakit kalırsa, yayınlamaya
çalışacağım….
2-BİR ÖNERİYİ BURADA TEKRARLAMAK İSTİYORUM:
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, YENİ ANAYASA
SAVUNMASINI, MEYDANLARDA DEĞİL;
BU KONUYU ÖNCELİKLE KEMAL KILIÇDAROĞLU, DENİZ
BAYKAL GİBİ SİYASİLER İLE
YA DA, KARŞITLIĞI BİLİNEN TANINMIŞ HUKUKÇU
PROFESÖRLER İLE
TELEVİZYONDA TARTIŞMALIDIR…
Tabi ki
Moderatör de çok önemli.
Uğur
DÜNDAR gibi tarafsızlığı ve objektifliği, daha önceki örneklerden de görülüp,
anlaşılan biri olmalı…
Ama Uğur
DÜNDAR, en uygun kişi.
9 Nisan
2017 Pazar günü, FOX TV’de Kemal KILIÇDAROĞLU, SAAT 9’DA İşmail KÜÇÜKKAYA’nın
programına çıktı. Bütün soruları cevaplandırdı ve çokta yararlı oldu.
Bu
konuşmanın, çoğu kişiyi, ikna ettiği, doğru bilgilendirdiği kanaatini
taşıyorum..
Bu gibi
Tartışma Programı, Kemal KILIÇDAROĞLU-Tayyip ERDOĞAN, ya da Deniz BAYKAL-
Tayyip ERDOĞAN arasında da yapılsa, çok daha yarlı olur.
Şunu demek
istiyorum:
Bu
referandum, seçimden de önemli;
Türkiye’nin geleceği oylanacak.Dolayısıyla teknik bir konu, muhtar
toplantıları ve mitinglerde siyasi söylemlerle, geçiştirilemez….
AKP ve
onun fili lideri konumundaki, şimdinin de Cumhurbaşkanı, 15 yıldan beri
iktidarda. Mevcut Anayasa ve Yasalar kapsamında;
Neyi
isteyip de yapamadığını, açıkça ortaya koymalı, soruları cevaplamalıdır…
Eğer
böylesi bir yöntem uygulanırsa, ister muhalif, ister yandaş bütün Kanallar, bu
Tartışmayı canlı yayınla verir,
Her
görüşten, her Partiden vatandaşımız da izler…
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip ERDOĞAN;
EVET
oylarını artırabilmek için, yeni Anayasa maddeleri ile ilgisi olmayan Siyasi polemiklere
de giriyor,
Cumhuriyet
Halk Partisi’ni ve özelliklede Genel Başkan Kemal KILIÇDAROĞLU’nu , FETÖ ve PKK
terör örgütü ile bir şekilde ilişkilendirmek suretiyle Türkiye’de gelinen
olumsuz noktadan, bir şekilde ilişkilendirmeye, sorumlu tutmaya çalışırken;
Böylesi
bir yöntemle CHP üzerinden,HAYIR oylarının azalmasına, EVET oylarının artmasına
çalışıldığı da anlaşılmaktadır.
Şu
beyanatta çok ilginç:
Kemal
KILIÇDAROĞLU, 15 Temmuz 2016 tarihinde, başarısız FETÖ darbe girişiminin
yapıldığı saatlerde, uçakla kaçmak istiyormuş…
Arkadaşlar
bu, çok vahim bir suçlama…
Böylesi
bir suçlama karşısında Kemal KILOIÇDAROĞÜLU, AKP’nin önemli isimlerinden
Hukukçu Milletvekili Hayati YAZICI ile uçakta aynı koltukta oturuyorlarmış…
FOKS TV’den
İsmail KÜÇÜK KAYA, Hayati YAZICI’yi programa davet ediyor.
6 Nisan
2917’sabahı, FOKS TV’de Hayati YAZICI
ile yapılan söyleşiyi izledik. Net ve doğru bir bilgi veremedi….
Ama Özgür
ÖZEL, CHP grup Başkan Vekili olarak, bu aşamada, KILIÇDAROĞLU’nun kendine verdiği talimatları anlattı, Meclis’e
gitmelerini istediğini, Darbeye karşı olduğunu söyledi…
Aslında bu
gibi sözleri bizlerde, o akşam, Televizyonlardan duyduk.
Şimdi
sorulması gereken soru şu:
Cumhurbaşkanı’na
en yakın Kişilerden Hayati YUAZICI da mı
kaçmaya çalışıyordu?...
Bu
itibarla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN;
Eğer Kemal
KILIÇDAROĞLU ile Televizyonda tartışmaya çıkarsa, yeni Anayasa maddelerini
tartışırken;
Bu gibi
suçlamalara da, birinci elden, doğrudan cevap verilmiş olur…
Şu hususa
da özellikle vurgu yapmak isterim:
Kemal
KILIÇDAROĞLU’nun CHP’yi daha üst noktalara niçin getiremediği tartışılabilir
ama
Kemal
KILIÇDAROĞLU, saf ve iyi niyetli,bilgili, hazır cevap ve iyi bir konuşmacı…
İstanbul
Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’na Adaylığı esnasında AKP Adayı ile giriştiği
tartışmada,
Ve nihayet
Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih GÖKÇEK ile tartıştığı programın
galibi de, Kemal KILIÇDAROĞLU idi…
Cumhurbaşkanı
her fırsatta, KILIÇDAROĞLU’nun Alevi olduğuna da vurgu yapıyor….
Çarkçı
Başı gibi benzetmelerle, O’nu küçümsemeye, küçük düşürmeye çalışıyor…
Bu gibi
şeylere ne gerek var ki?...
İşte
Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması, herkese eşit mesafede olması, herkesi
kucaklaması;
Herkesin
Cumhurbaşkanı gibi davranması, işte bunun için gerekli….
Ben Sünni
bir Müslüman’ım. Aleviler hakkındaki gözlemim şudur:
Aleviler,
Hak-Hukuk konusunda, düzgün insanlardır…
ATATÜRK
ilke ve İnkilapları’na ve Cumhuriyet’in kazanımlarına yürekten inanan
insanlardır…
3-TELEVİZYONDA TARTIŞMA, EN KESTİRME YOL…
Kemal KILIÇDAROĞLU
diyor ki:
Yeni
Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nın gerekçe göstermeden, Meclis’i feshetme yetkisi var
…
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip ERDOĞAN’da diyor ki, yok;
İspat
etsin, Cumhurbaşkanlığı’ndan istifa ederim….
Böylesi
bir sorunun cevabı; bir benzetme ile şöyle:
Falanca
kişi hayatını kaybetti, rahmetlik oldu, aramızdan ayrıldı, hakka yürüdü gibi
farklı ifadeler :
Falanca
kişi öldü anlamındadır.
Ben burada
Cumhurbaşkanı’nın oy alabileceği kesime yönelik, bir algı yaratmayı
amaçladığını düşünüyorum.
29 Mart 2017 Çarşamba,
SÖZCÜ
Kim istifa edecek! diye başlık atmış. Bu konu, AKP’nin broşüründe şöyle yer alıyor:
SÖZCÜ
Kim istifa edecek! diye başlık atmış. Bu konu, AKP’nin broşüründe şöyle yer alıyor:
Fesih
yetkisi:
Yeni
sistemde, seçimlerin karşılıklı olarak yenilenmesi yoluyla,
gerçekleşebilecektir.
TBMM 3/5
çoğunlukla yani 360 Milletvekili’nin imzası ile, Cumhurbaşkanı ‘da; dilediği
zaman, bu yetkiyi tek başına kullanabilir.
Kemal
KILIÇDAROĞLU, FOX TV’de de herkesle Televizyonda yeni Anayasayı tartışmak
istediğini, tekrarladı, açıkça söyledi…
Bence
Cumhurbaşkanı bu teklifi, geri çevirmemeli…
4-BU REFERANDUM, BİR MİLLETVEKİLİ SEÇİMİ
DEĞİLDİR;
CUMHURİYET’LE YOLUMUZA DEVAM MI EDECEĞİZ,
YOKSATÜRKİYE’NİN İDARESİNİ, TEK BİR ADAMA MI
BIRAKACAĞIZIN OYLAMASIDIR…
Aradaki bu
farkı bütün Vatandaşlarımıza, çok iyi anlatmamız lazım…
Zira bazı
Vatandaşlarımız bu hususu şöyle algılıyor:;
Yapılan
Boğaziçi köprülerini, Hava alanı inşası çalışmasını, Boğazın altından geçen
Marmaray Tüp geçidini, İzmit Körfezi-Osman Gazi Köprüsünü, Hızlı treni ve bazı
Oto yolları örnek göstererek;
Özellikle
de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a duydukları sempati, ya da O’nun
konuşmalarının etkisi altında olduklarından,
Bir
memnuniyeti ortaya koymak adına; evet demek istiyorlar.
Tabi ki bu
gibi Vatandaşlarımız, bu alt yapı hizmetlerinin usulüne uygun yapılıp, yapılmadığına,
Pahalıya
mı, yoksa ucuza mı yapıldığı gibi konularla, hiç ilgilenmiyorlar.
Örneğin
Osman Gazi Köprüsü ve 3.Boğaz Köprüsü, Yavuz Sultan Selim köprüsünün, Hazine
garantisi ile yapıldığını ama günde taahhüt edilen araç geçmediğinden dolayı,
aradaki farkın,Bütçe gelirlerinden karşılandığını da bilmiyorlar..
Sonuç
itibarıyla yararlanmadığımız bir hizmetin bedelini, bizler ödüyoruz….
Bu gibi
Vatandaşlarımıza şu hususu çok iyi anlatmak lazım:
Bu gibi
Altyapı hizmetlerini yapmak ve Vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak;
Zaten
İktidardaki bir Siyasi partinin, esas görevi ve yapması gereken işler…
Ama bu
Referandum, bir Milletvekili seçimi değildir.
Referandumda
HAYIR da çıksa, EVET de çıksa AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN
görevlerine devam edeceklerdir.
Eğer HAYIR
çıkarsa, yapılan Anayasa ve Yasa ihlallerine karşı, Halk Yöneticilere bir
Kırmızı kart göstermiş olacak,
Eğer EVET
çıkarsa, yine AKP ve Cumhurbaşkanı görevde kalacak ama
Tüm
yetkiler Cumhurbaşkanı’nda toplanacağından, Padişahlara bile tanınmayan
yetkiler dolayısıyla, Türkiye’nin İdare şekli, Rejimi değişmiş olacaktır.
Ve geriye
dönüşte, o kadar kolay değil…
Durumun
vahametini şöyle ortaya koymaya çalışalım:
Çoğu
Vatandaşımız Apartmanlarda oturuyor.Apartmanın bir Yöneticisi var.Ödenen
aidatların yerinde kullanılıp, kullanılmadığını denetleyen, bir Yönetim kurulu
ve birde Denetleme kurulu var.
Sizler
Apartman Yöneticisinin her söylediğine inanır mısınız?,
Her
söylediğini yapar mısınız?
Apartman
aidatını şu kadar artırıyorum dese, itirazsız kabul eder misiniz?Elbette
etmezsiniz!...
Peki 80
Milyonluk bir Türkiye’nin tapusunu, sorgusuz, sualsiz, bir Kişiye nasıl teslim
edersiniz?...
İşte bu
gün, karşı karşıya olduğumuz durum bu…
Örneğin bu
gün, beğenseniz de beğenmeseniz de bir Meclis ve Milletvekilleri var.
Bir
arzunuz, bir isteğiniz, ya da bir şikâyetiniz olduğunda, Meclis’e gidip,
derdinizi Milletvekillerine anlatıyorsunuz…
Milletvekili
de telefonla birilerini arayarak, işinizi halletmeye çalışıyor.
Eğer
şikayetin boyutu büyük ise
Konu
Bakanlara, ya da daha yukarıdakilere ulaştırılıyor.
Bu
şikâyetiniz üzerine, Bakanlar hakkında, gensoru verilebiliyor, hatta değil
Bakan, Hükümet bile istifa etmek zorunda kalabiliyor.
Peki bu
yeni Anayasa’da böyle bir durum olabilir mi? Olamaz…
Çünkü
Milletvekillerinin sayısı 550’den 600’e çıkarılıyor ama yetkileri sembolik hale
geliyor…
Bu
itibarla Sistem değiştiği için;
Milletvekilleri
isteseler de size yardımcı olamayacaklardır.
18
Maddeden oluşan yeni Anayasa maddelerini ve yorumunu, Makalenin sonuna
bırakıyorum.
Yeni
Anayasa yapma girişiminin;
Halkımıza
verilen hizmetlerin, daha etkin hale getirilmesi ile bir ilgisi, bir bağlantısı
yok.
Yaşanan
olaylar ve uygulanan yöntemlerle de görülmüş ve anlaşılmıştır ki, Adalet ve
Kalkınma Partisi AKP,15 yıl gibi uzun bir süre içerisinde, Türkiye’nin
sorunlarına çözüm bulamadı, tıkandı kaldı.
Uygulanan
yanlış iç ve dış siyaset neticesinde, mevcut sorunlar çözülemediği gibi
Kendimize
yeni düşmanlar yarattık. Ekonomik açıdan da, iflasın eşiğine geldik.
Siyaseten
gelinen, getirilen bu noktada, Komşularımız dahil, çoğu Ülke ile düşman hale
gelmemizde;
AKP’nin
fiili lideri konumundaki, şimdinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın
Eyyyy…lerle başlayan sert üslubunun etkisi ve rolü, oldukça fazla…
Bu itibarla
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, bu olumsuz şartlar altında, AKP iktidarını
devam ettirmek için,
Hayal
ettiği, yapmak istediği uygulamalara, yasal kılıf hazırlamak istiyor…
Bu husus,
iç nedenlerden biri….
Ama yeni
Anayasa hazırlama talebinin asıl nedenleri ve dayatma;
Amerika’nın
Büyük Ortadoğu Projesi BOP ile ilgili…
Eğer bu
yeni Anayasa tasarısı, halk oylamasından geçerse, EVET oyları fazla çıkarsa;
Türkiye’nin
Irak gibi, Suriye gibi bölünüp, parçalanmayacağını kaos ve kargaşanın yaşandığı
bir ülke haline gelmeyeceğini, kim garanti edilebilir?
İşte biz
burada, bilmediğimiz bu noktaları, aydınlatmaya çalışacağız…
Ve bundan
önceki Makalede de vurgulamaya çalıştığım üzere;
Referandumda
HAYIR çıkması, Türkiye’nin Hayrına olduğu gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
ERDOĞAN’ın da, Hayrına olur.
Bu vesile
ile BOP Eş Başkanlığı kapsamında, Amerika’ya bulunduğu taahhütlerde;
Bu yeni
Anayasa’nın geçmesinde çok gayret sarf ettim ama olmadı gibi gerekçelerle, Topu, Taç’a atma imkânı da ortaya çıkar…
5, AMERİKA, 1 MART 2003 TEZKERESİ’NİN
REDDEDİLMESİNDEN, KENDİNE DERSLER
ÇIKARDI…
Şimdinin
Cumhurbaşkanı, zamanın Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN;
1 Mart
3003 Teskeresi’nin Meclis’ten geçmesi konusunda da, olağanüstü gayret sarf
etmiş, bütün imkânları zorlamıştı. Ama buna rağmen, 100 kadar AKP’li
Milletvekili’nin de hayır
oylarıyla,
reddedilmişti
Böylesi
bir sonucun alınmasında, o zaman CHP Genel Başkanı olan, Deniz BAYKAL’ın ve
Genel Kurmay Başkanlığı’nın telkinlerinin de, büyük etkisi olmuştur.
Eğer bu
Teskere o zaman kabul edilmiş olsaydı;
Amerikan
Askerleri, Türkiye üzerinden Irak’a girecekti,
Ayrıca tam
teçhizatlı 65 Bin Amerikan Askeri, Güney sınırımızda konuşlanacak,
Birçok
Hava alanı ve Liman da, Amerika’nın kullanımına açılacaktı…
Aslında bu
teskere, Türkiye’nin de bir şekilde işgal edileceğinin, kuşatılacağının önemli
işaretleri idi…
Ama zor
zamanlarda, Halkımızın sağduyusu ve Tanrının yardımı, bizleri, çoğu felaketten
kurtarıyor.
Bu
defasında Milletvekilleri ayarlandı ama
Referandumda,
Halkımızın HAYIR oylarıyla, oynanan bu oyunu da, bozacağına inanıyorum.
Şimdi
Amerika’nın bu olaydan, nasıl bir ders çıkardığı konusuna geliyorum.
1)Deniz
BAYKAL, bir kaset komplosuyla, CHP ‘nin Genel Başkanlığından istifa etmek
zorunda kaldı…
2) Türk
Silahlı Kuvvetleri, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk,Poyraz Köy gibi düzmece davalar ve kaset skandalları ile
zayıflatıldı.
Böylece 1
Mart 2003 Teskeresi’nde etkisi ve katkısı olan, TSK mensubu Subaylar,
etkisizleştirilmiş, Ordu’dan uzaklaştırılmış oldu.
3)
Kendilerine engel olarak gördükleri Vatansever Bürokrat, Bilim Adamı,
Gazeteci gibi kilit isimleri,
4)2010
Referandumu ile Yargı’nın da
siyasallaşmasının önünü açtılar. Böylece Fethullah’çı Hakim ve Savcıların kilit
yerlere gelmesinin zeminini hazırladılar…
Böylece
yukarıda da vurguladığım üzere böylece
düzmece Kumpas davaları da, başlamış oldu…
5) Ve
nihayet son darbeyi vurmak maksadıyla,FETHULLAH’ÇI Terör Örgütü’nün TSK içinde yapılanmış olmasından da yararlanarak;
15 Temmuz
2016 tarihinde, başarısız Darbe girişimini başlattılar,
Ve bu
günlere geldik…
Tabi ki
burada, her şeyi Amerika’ya bağlamak, bütün suçu onlara yüklemek doğru olmaz…
Eğer
eskinin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı;
Bu gibi
planlara, bu gibi uygulamalara karşı olsaydı, Amerika elbette dayatamazdı…
Ama hem, Amerikan
yapımı olan ve Türkiye’nin de bölünüp parçalanmasını öngören proje BOP’un Eş
Başkanlarından biri olduğunu söyleyeceksin,
Hem de
Türkiye’nin hak ve menfaatleri doğrultusunda hareket edeceksin!...
Olmaz,
olamaz, böyle bir şey!...
Şimdi
bunun devamında bir şeyler söylemek istiyorum.
BOP
Projesi hâlâ devam ediyor. İşler Suriye ve Irak’ta ileri bir aşamaya geldi.
1)Amerika
ve Rusya’nın Suriye konusunda, karşılıklı çıkarlar bağlamında anlaşmaya
vardıkları görülüyor,
2)BARZANİ,
bir Türk kenti olan Kerkük’e kendi Bayrağını çekti.
Irak
Merkezi Hükümeti’nden ayrılıp, bağımsızlık için, referandum yapacaklarını
söyledi ama
Dostu,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a sorun yaratmamak adına;
Bu işi,
Türkiye’de 16 Nisan’da yapılacak olan, yeni Anayasa Referandumu sonrasına
bıraktı.
3)ABD’nin
yeni Başkanı Donald TRUMP da, yeni Suriye politikasını;
Türkiye’de
yapılacak olan 16 Nisan2017 Referandumu sonrasına bıraktı
4) ABD
Başkanı Donald TRUMP, Suriye’nin Lideri Beşar ESAD’ın, kimyasal gaz kullanıp,
sivil Halkın, ölümüne sebep olduğu gerekçesi ile
Doğu
Akdeniz’de bulunan savaş gemilerinden, Suriye’nin Hava üssüne TOMHAWK füzeleri
yağdırdı .
Ama Beşar
ESAD’ın bu aşamada, kimyasal gaz kullanacağına, kimse inanmıyor ve bir
oldu-bittinin yapıldığı ağırlık kazanıyor.
Rusya’nın
gerekli tepkiyi göstermemesini de;
Amerika
ile Rusya’nın Suriye konusunda anlaştıkları varsayımına, bağlıyorlar.
5)ABD’nin
Suriye’nin Hava üssünü Tomahawk füzeleriyle bombalaması;
Referandum
öncesinde, EVET oylarının artması konusunda,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
ERDOĞAN’a,;
Donald
TRUMP’tan bir destek algısı yaratıyor…
Bu katkıyı
şöyle anlamak lazım:
Cumhurbaşkanı
her fırsatta , Beşar ESAD’ı suçluyor ve mutlaka gitmeli diye ısrar ediyordu,
Birde
Şam’da Emevi Camii’nde Namaz kılacağım gibi sözlerle Halkımızın büyük bir
kısmının tepkisini çekiyordu.
Bu
operasyonla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın;
Beşar ESAD karşıtlığında, haklı olduğuna bir
kılıf, bir gerekçe hazırlanmak istendiği,
Bunun
da,EVET oylarına yansıyacağı düşünüldüğü şeklinde, anlamak lazım.
6) Ama
Türkiye’nin Ulusal çıkarları;
Komşuları ile dost olmasında,
Ve Suriye
ile Irak’ın Toprak bütünlüğündedir.
7) ABD’nin
Suriye’nin Hava Üssünü vurması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın bundan
memnun kalarak, Donald TRUMP’a teşekkür etmesi; ve nihayet Beşar ESAT
karşıtlığının devam ettiğinin anlaşılması;
Rusya ile
ilişkilerimizin düzelmeye başladığı ve turizm mevsimine girdiğimiz bir dönemde;
Bize bir
katkı sağlamaz,
İyi
ilişkilerin kurulmasında ve devamında;
Türkiye’nin
güvenilirliği konusunda, kuşku yaratır, bize zarar verir…
SONUÇ İTİBARIYLE
Amerika
Birleşik Devletleri,1 Mart 2003 Teskeresi’nin geçmemesinde, karşılaştıkları
sorunların bir daha yaşanmasını istemiyor.,
Ve bu
defasında işi, tesadüflere bırakmadan, toptan halletmek istiyor…
MANTIK ŞU:
Yasama,
Yargı ve Yürütme’nin bağımsız olması, BOP Projesi için bir engel.
Eğer,
Yasama, Yargı, Yürütme tek elde toplanırsa;
Bir kişiyi
ikna etmek, yada ona bir şekilde, istediğinizi yaptırmak kolay….
Şimdi
anladınız mı, Yetkilerin Bir kişide niye toplanmak istendiğini?..
Böylesi
bir Anayasa’ın Referandumda kabul edilmes;
Hem BOP
kapsamında Amerika’nın, hemde AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın
ihtiyaçlarına uygun düşüyor…
Peki
Türkiye’nin çıkarlarına, uygun düşüyor mu? HAYIR!...
7-15 TEMMUZ 2016 BAŞARISIZ DARBE GİRİŞİMİNDEN BU
YANA, ADIM ADIM…
MİT
Müsteşarı Hakan FİDAN’ın;
MİT’e
bağlanan Geliştirilmiş Elektronik Sistemler Komutanlığı GES’in teknik imkânlarından yararlanarak;
Askeri
hava alanları ve Tank kışlalarındaki hareketlilikten; darbe yapılacağı kanısına
vardığı,
Bu bilgiyi
saat 14.30’da bir Yetkili ile paylaştığı, Genel Kurmay Başkanlığı’na giderek
saat
16’da,bu
bilgiyi Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR ile paylaştığını biliyoruz.
Darbe
teşebbüsünün, Amerika’nın bilgisi dahilinde, Fethullah GÜLEN cemaatine mensup,
bir grup Subay tarafından yapıldığı da, artık herkes tarafından biliniyor ama
Yılın en
uzun gününde, ortalık henüz günlük-güneşlik iken, şu soru hâlâ cevaplanmış
değil Jetler henüz, Hava alanlarından kalkmadan, Tanklar henüz kışlalarından
çıkmadan;
Bu Darbe
girişimi, önlenemedi mi, ?
Yoksa
önlenmek mi, istenmedi?...
İşin
ilginç yanı, Darbeleri Araştırma Komisyonu kurulduğu ve Komisyon Başkanı,
Darbenin 2 Kilit ismi, MİT Müsteşarı Hakan FİDAN ile Genelkurmay Başkanı Hulusi
AKAR’ı ifade vermeye çağırdığı halde;
Komisyona
gidip, ifade vermelerine izin verilmemiştir…
Bu konu,
sizce de ilginç değil mi?..
Kemal
KILIÇDAROĞLU bu durumu; Kontrollü Darbe girişimi olarak adlandırıyor ve
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Darbe yapılacağından, haberinin olduğuna
inandığına, vurgu yapıyor…
Cumhurbaşkanı
da, böylesi bir söze kızıyor…
Şu husus
da bir gerçek:
Darbe
girişimi bahane edilerek, Olağan üstü Hal ilan edildi ve OHAL Yasaları
uygulanmaya başladı.
Aradan 9
Aya yakın bir zaman geçti, Referandum olacak ama; OHAL, hala devam ediyor…
Darbe
girişiminin fırsata çevrilerek, Bayram kutlar gibi,1 ay süre ile Kızılay-Güven
Park’ta kutlamalar yapıldı.
Kızılay’a
1 Ay boyunca Belediye otobüsleri bedava adam taşıdı,
Kutlamaya
gelenlere yiyecekler dağıtıldı.Eğlenceler yapıldı.Nutuklar çekildi,…
İlçelerden
Kızılay’a gelen yolların sağında ve solunda yer alan normal ve ışıklı
Bilboartlar, hep Vatan, Millet ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ı öven
resim ve yazılarla donatıldı,
Minarelerden,
bu etkinliklerin devam ettiği süre içerisinde, Salalar okundu,Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip ERDOĞAN’in ismi zikredildi…
Ben bu
gibi kutlama, tanıtım ve reklam işlerinin bir amaca yönelik olduğunu, bir
şeyler için, hazırlık yapılıp, ortam hazırlanmaya çalışıldığını düşünüyordum.
Ama
Referandum a hazırlık yapıldığını, bilemezdik tabi…
Bu gibi
konulardaki düşüncelerimi de, o zaman yazdığım Makalelere de, yansıttım.
Neticede
Devlet BAHÇELİ, ortaya beklenmedik bir zamanda, Başkanlık sözünü attı,Tayyip
ERDOĞAN,bu konuya balıklama atladı,
Nihayet
aceleye getirilerek, Komisyonda, Muhalefet Milletvekilleri ile yeterince
tartışılmadan, hatta tartışma engellenerek, kavga -nizah, Hukuk Fakültelerinin,
Sivil Toplum Örgütlerinin görüşleri de alınmadan,
Bir
Anayasa taslağı hazırlandı.
Meclis’te
sözde yeni bir Anayasa çalışmaları yapılırken;
Meclis
dışında, bu oldu-bitti şeklinde yürütülen yeni Anayasa hükümlerini dışarıda
protesto eden Muhalefet Partileri Mensuplarına ve Sivil Toplum kuruluşlarından
oluşan kalabalığa;
Polis’in
coplarla müdahale ettiğini, TOMA’lardan sıkılan tazyikli sularla, soğuk havada
ıslatıldığını gördük…
Bu şartlar
altında hazırlanan Anayasa’ya mı Evet diyeceğiz?
8-TÜRKİYE’NİN İHTİYACI, YENİ BİR ANAYASA DEĞİL;
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN AYAR DEĞERLERİNE YENİDEN
KAVUŞMASIDIR….
Bu konuyu
şöyle özetlemek mümkün:
AKP’nin
iktidara geldiği 3 Kasım 2003 tarihinden önce de, bazı sorunlarımız vardı ama
Bu tarihe
kadar Türkiye’yi yöneten iktidarların; ister sağ, ister sol olsun, Türkiye
Cumhuriyeti ile O’nu kuran Mustafa Kemal ATATÜRK ve Silah Arkadaşları ile
Cumhuriyet’in kurucu değerleri ve kazanımları ile ilgili bir sorunları yoktu,
Rejimi
değiştirmek gibi bir niyetleri, bir dertleri yoktu.
Her Hükümet,
kendi ölçüsünde bir şeyler yapma, binaya bir tuğla koyma çabasında oldu. Ne
kadar başarılı oldukları, elbette tartışılabilir.
Prof.Dr
Necmettin ERBAKAN’ın siyasete girmesi,
yıllar sonra koalisyonlarda yer almasıyla,
Laiklik
karşıtı söylem ve eylemlerin başladığını görsek bile mevcut yapının buna
müsaade etmediğini,
Dengenin
bir şekilde yeniden kurulduğunu biliyoruz.
Necmettin
ERBAKAN’ın her uygulamasına katılmasak bile
Necmettin
Hoca Milli idi. Koyu bir Amerika ve İsrail karşıtı idi. Bu tavrından, hiçbir
zaman sapmamış, taviz vermemiştir.
Ölüm
döşeğinde bile Türkiye’nin bölünüp parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya
olduğunu görmüş,
Devlete
sahip çıkılmasını, bu konuda bir şeyler yapılmasını, bilhassa öğütlemiştir.
Bu
özelliğinden dolayı, Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN’ı rahmetle, minnetle anıyorum.
Aslında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, siyaseten, Necmettin ERBAKAN’ın talebesi
idi.ve Refah Partisi’nin imkânlarından yararlanarak, bu günlere gelmiştir ama
Necmettin
ERBAKAN’ın yolunda değildir….
AKP’nin iktidara
geldiği 3 Kasım 2003 tarihinden bu yana, geçen 15 yıl içinde,
Önceki Hükümetler zamanında yapılan Sanayi
kuruluşları ETİ BANK, SÜMER BANK, ŞEKER FABRİKALARI, Limanları, neredeyse her
şeyi, bütün birikimleri, bir şekilde elden çıkardığının, sattığının dışında,
Ekonomik,
sosyal, siyasal ve her konuda bir geriye gidişin, bir çöküşün yaşandığını
görüyoruz.
Etrafımız
ateş çemberi ama
15 Temmuz
2016’da bir grup Fethullah’çı Subayın
giriştiği başarısız darbe girişimini bahane edilerek;
Silahlı
Kuvvetleri TSK’nın yapısıyla da oynanarak, Sivilleşme adı altında,
siyasallaşmasının da, önü açılmış,
TSK’nın
taşınmazlarına el konulmuş, Askeri Hastaneler, Askeri Liseler,Harp Okulları, ya
kapatılmış, yada Sivilleşme adı altında,siyasallaşmasının önü açılmıştır…
Şimdi
sorulması gereken soru şu:
Türk
Silahlı Kuvvetleri TSK’nin, böylesi bir kritik zamanda yapısının
değiştirilmesi, vurucu gücünün azaltılması;
En çok
kimin işine yarar?...
Suriye ve
Irak’ta yaşanan çatışmaların büyümesi,Bölgesel bir savaş çıkması;
Yada bu
çatışmaların, bir Dünya savaşına dönüşme ihtimali, her zaman vardır…
Kurulan
Kumpaslar nedeniyle, yetenekli, vatansever Kurmay Heyetin TSK’dan
uzaklaştırıldığını,
Tecrübeli
Savaş pilotlarının Bir kısmının, kumpas davaları ile, bir kısmının da 15 Temmuz2016’da
FETÖ’cü bahanesiyle,Ordu’dan uzaklaştırıldığını göz önünde bulundurduğumuzda;
Bir savaş
halinde,savaş uçaklarını kullanacak sayıda, elimizde pilpt kalmadı….
Üstelik
bir savaş pilotunun yetişmesi, tecrübe kazanması için,15 yılo gerekiyor.
Dolayısıyla
bu açığın, kısa sürede kapanması da, mümkün değil.
Bir savaş
çıksa halimiz, ne olur?...
Bülent
ARINÇ’a suikast iddiasıyla, KOZMİK Oda’ya girildi, Savaş planlarımız çalındı.
Bu
planlar, Yabancıların eline geçti…
Bu ortamın
hazırlanmasını, TSK’nın vurucu gücünün
azaltılmasını, Ulusal güvenliğimizin zayıflatılmasını ve buna sebebiyet
verilmesini görmezden mi, geleceğiz?
Bu
Referandumda HAYIR çıkması;
Tüm
sorunların çözülmesi, Türkiye’nin yeniden yükselişe geçmesi için,
Yeni bir
başlangıç olacaktır…
9-HER TARAF EVET PANKARTLARI İLE DOLU;
BUNUN KAYNAĞI NEREDEN GELİYOR?
Her taraf
evet pankartları ve ışıklı reklamlarla dolu.Ben
7 Haziran 2015 Milletvekili seçiminde, Ankara 1.Bölge’den Bağımsız Milletvekili Adayı
idim.Bu maksatla, bazı yerlerde Reklam panosu kiralamak istedim.
Normal
panoların kirası, 1 Haftalık için 740 TL idi.Işıklı olanlar, daha pahalı…
Bu
noktadan şuraya geliyorum:
Ankara
İstanbul, İzmir, Konya, Bursa, Adana gibi Büyük Şehirleri ve diğer vilayetleri
ve binlerce reklam panosunu,
Ve bu panolarda,
Referandum vesilesi ile AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın EVET
kampanyası olduğunu düşünün…
Bazı
yerlerde de, apartman büyüklüğünde, bez reklam afişleri…
Bu şekilde
her tarafta yaygın bir şekilde evet panoları olduğunu düşünürseniz, astronomik
paralar tutar.
Hayır
pankartları çok az,Hatta yok denecek kadar.
Şimdi bu
noktada şunu söylemek istiyorum:
Eğer CHP,
yada diğer Muhalifler, HAYIR için, o kadar çok değil de,biraz fazla olsa;
Hemen bir
araştırma, soruşturma başlatırlar ve aleyhte söylemler geliştirirlerdi…
10-SANDIK ÖNCESİNDE, ÖRTÜLÜ ÖDENEKTE PATLAMA
Cumhurbaşkanı
Erdoğan ile Başbakan Binali YILDIRIM’ın ortaklaşa kullandığı örtülü ödenek
harcamalarında, Şubat ayında, tarihi rekor kırıldı.
Gizli
hizmet giderleri olarak tanımlanan ödenekten, bir ayda 282 Milyon 263 Bin
liralık harcama yapıldı.
Ocak
ayındaki harcama,163 Milyon 866 liralık harcama yapılmış,
Ocak ve
Şubat aylarının toplamı; 446 Milyon 229 Bin lira.
Bu rakam
Meclis’in, bazı Bakanlıkların ve MİT Müsteşarlığı’nın aynı zaman dilimindeki
harcamalarından, daha fazla.aylık harcamalarından, daha fazla.
2 Ayda
Örtülü ödenekten kullanılan para,450 Milyon TL’ye yaklaştı.
Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise, Şubat ayında 283 Milyon lira harcama yapmış.
Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı, büyük bir Bakanlık, bu itibarla harcamaları da
fazla.
Örtülü
ödeneğin, Şubat ayında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın harcamasına
yaklaşması;
Cumhurbaşkanı
ile Başbakan’ın Örtülü ödenek üzerinden yapılan harcamanın büyüklüğünü
göstermesi açısından önemli….
2016’da 2
Milyar 438 Milyon lira olan Başbakanlık bütçesinin yarısı,1 Milyar 192 Bin
liralık kısmı, Örtülü ödenek harcamalarında kullanılmış.
Bu da,
büyük b,r para….
Kanuna
göre;Genel bütçenin maksimum, Binde 5’ine tekabül eden kısmı,Örtülü ödenek
harcamalarında kullanılabiliyor.
Genel
Bütçe’nin başlangıç değeri,645,1 Milyon lira olduğundan;
3,2 Milyar
lira örtülü ödenek harcaması olarak kullanılabiliyor.
Şu hususu
öncelikle belirtmemiz lazım:
Örtülü
ödenek, Başbakan’ın namusuna emanet edilmiştir ama keyfi olarak, harcanacak
para da değildir.
Harcamanın
kime ve ne maksatla yapıldığı bilindiğinde;
Ülke
güvenliğinin tehlikeye gireceği, ya da diğer Devletlerle ilişkilerimizin
bozulabileceği söz konusu ise
Daha çok
bu gibi durumlarda kullanılır.
Daha
önceki İktidarlar, bu kurala azami şekilde uyduklarından;
Örtülü
ödenekten yapılan harcamalar,AKP İktidarı ile mukayese bile, edilemeyecek
kadar, düşük miktardadır….
Savurganlığında
etkisi olmuş olmalı ki, Şubat ayında Bütçe,8 Milyar lira açık vermiş.
11-CUMHURBAŞKANI’IN ÖRTÜLÜ ÖDENEK KULLANMASI
DOĞRU MU?...
Halen
yürürlükte olan Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı, Yürütme’nin değil; Devlet’in
başıdır ve tarafsızdır.
Yürütmenin
başı olmadığı ve tarafsız olduğu için, Örtülü ödenek koymaya gerek
duyulmamıştır.
Recep
Tayyip ERDOĞAN;
2014’deCumhurbaşkanı
seçildiğinde,çıkarılan bir Kanunla, Başbakan’a tahsis edilen Örtülü ödenekten
yararlanmaya başlamıştır.
Anayasa’ya
aykırı bir Kanun çıkarılamaz ama Muhalefet Milletvekillerinin itirazlarını
dikkate almayan AKP Milletvekilleri’nin oyları ile kabul edilmiştir.
Ana
Muhalefet Partisi CHP, Anayasa Mahkemesi’e şikayette bulunmadığından,
Cumhurbaşkanı,
bu güne kadar, Örtülü ödenekten yararlanmıştır.
Bu konu,
Hukuken çok tartışılacak bir konudur…
12-DEVLETİN BÜTÜN İMKÂNLARI, EVET KAMPANYASI İÇİN,HÜKÜMET’İN VE
CUMHURBAŞKANI’NIN EMRİNDE
1)20 Mart
2017 Pazartesi SÖZCÜ Gazetesi
Referandum
meydanlarına oluk oluk para akıyor.Parayı Millet ödüyor.Sefayı iktidar
sürüyor.AKP Evet çıkması için,tüm imkânları seferberetti.Devlete ait 2 uçak,3
helikopter ve 900’e yakın makam aracı görevde….Muhalefet ise yaya
2) 11Nisan 2017 Salı SÖZCÜ Gazetesi
İktidarın
Devlet kesesinden savurduğu milyarlar, Hayırcılar’ın
da cebinden çıkıyor.
Harcama
EVET’e Faturası Millete. İşte bir örnek:Erdoğan ve BAHÇELİ’nin Yenikapı mitingi
için,Avr5asya tüneli kapatıldı…İşletmeci firmanın 2,2 Milyarlık kaybı,
Hazine’den ödenecek.
Yüksek
Seçim Kurulu ,YSK’nın Dikkatine
Seçmen
sayısı 571 o9lan Lüksemburg’da,nasıl oluyor da, sandıktan 9729 oy çıkıyor?.Bu
oylar, iptal edilecek mi, edilmeyecek mi?...
3) 5 Nisan 2017 Çarşamba SÖZCÜ
Gazetesi
HAYIRCILARI
gören imam, minareden böyle seslendi: Köyde yabancılar var, kapıyı açmayın.
4) 29 Mart 2017 Çarşamba BirGün
Gazetesi
Fesihten
vurdu olmadı, yine gerilime başladı. Ne yaptıysa tutmadı.
Referandum
taktikleri tutmayan ERDOĞAN,fesih konusunda çuvallayınca,şimdide HAYIR çadırını
gezip,Ana Muhalefet Liderine yalancı
demeye başladı.Ama yurttaşlar yanıtını
verip, yolladı.
5)24 Mart 2017 Cuma, SÖZCÜ Gazetesi
Evet oyu
için, Cumhuriyet düşmanlarına sarıldılar.Her Evet oyu, şeyh Sait ve
Arkadaşlarına Bir Fatiha’dır.Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, Diyarbakır’da
6)3 Nisan 2017 Pazartesi SÖZCÜ
SEÇSİS
projesinde hata olduğu, ortaya çıkyı.Gurbetçilere mükerrer oy
kullandırabilirler
7) 17 Mart 2017 Cuma, SÖZCÜ
Karanlık
ilişkileri çözmüş, FETÖ’cülere 69 dava açmıştı. Darbeyi önleyen Savcı kızağa
çekildi.15 Temmuz’da Darbecilere meydan okuyan Başsavcı, Vekili Necip Cem
İşcimen’in FETÖ’nün Siyasi ayağına
işaret ettiği için,görevden alındığı iddia ediliyor.
Meclis’te
120-180 arası, Bylok kullanan AKP’li Milletvekili olduğu iddia ediliyor. Bunlar
da, FETÖ yanlısı Milletvekilleri
Peki
FETÖ^cü Milletvekillerini ortaya çıkartıp, gereğini yapmak istemeyen AKP’nin
hazırladığı yeni Anayasaya, Referandumda niçin Evet oyu vereceğiz?..
Eğer AKP
iktidarı, Meclis’deki FETÖ’cü
Milletvekillerini tespit edip açıklasa, o zaman yeni Anayasa , oylama
neticesinde, referanduma da kalmaz, toptan reddedilirdi.
8) 10 Nisan 2017 Pazartesi, SÖZCÜ
Gizli
gündemi, Cumhurbaşkanı’nın Baş Danışmanı Karatepe açıkladı: EVET sonrası,
Eyalet.
Yurt
dışında oy verme işi tamamlandı, griye şaibe kaldı.
Peki Türkiye’yi
Eyalletlere bölecek YENİ Anayasa’ya,
niçin Evet diyeceğiz?...
13-YENİ ANAYASA MADDELERİ VE YORUMU…
MADDE 1,
Değişecek Madde: 9
NE
OLACAĞI: Yargı’nın bağımsız olacağı maddesine, birde tarafsız eklenecek.
İTİRAZ
NEDENİ: Tek kişinin belirleyici olduğu bir Yargı, tarafsız ve bağımsız olamaz
MADDE:2,Değişecek
Madde: 75
NE
OLACAĞI:550 Olan Milletvekili sayısı, 600’e çıkacak.
İTİRAZ
NEDENİ: Meclis etkisizleştirilirken, Milletvekili ayısına, neden 50 ilave
yapılıyor?
MADDE:3,
Değiştirilecek Madde: 76
NE
OLACAK:25 olan Milletvekili seçilme yaşı,18’e iniyor.Askerlik artı aranmayacak.
İTİRAZ
NEDENİ: Kimin çocuğu, 18 yaşında vekil,askerlikten muaf,23 yaşında emekli
olabilir?
MADDE:4,Değişecek
Madde: 77
NE
OLACAĞI: TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri 5 yılda bir ve aynı gün yapılacak
Cumhurbaşkanlığı
seçimi için, çoğunluk sağlanamazsa,2.tur yapılacak.
İTİRAZ
NEDENİ: Cumhurbaşkanı, Vekil Adaylarını da belirlemez mi?
MADDE:
5,Değişecek Madde: 87
NE
OLACAĞI: Meclis’in görevleri arasında olan Bakanlar Kurulunu ve Bakanları
denetlemek, Bütçe tasarılarını görüşmek hkmü kaldırılacak.Yerine Bütçe
teklifini görüşmek getirilecek.
İTİRAZ
NEDENİ: Meclis’in Yasama ve Denetleme görevi olmasa da, olur mu?
MADDE:6,Değişecek
Madde: 98
NE OLACAĞI:
Meclis’in Gensoru verme yetkisini kaldıracak. Soru yerine Milletvekillerine, Cumhurbaşkanı
Yardımcılarına ve Bakanlara, yazılı soru iletebilecek.
İTİRAZ
NEDENİ: Gensoru ile Milletvekilleri, Bakanları ve Hükümetleri düşürebilirdi
MADDE:7,Değişecek
Madde: 101
NE
OLACAĞI: Cumhurbaşkanlığı süresi 5 yıldır.En fazla 2 defa seçilebilir.Birinci
oylamada salt çoğunluk alınamazsa,en fazla oyu alan 2 Aday,2.oylamaya
katılacak. 2.Aday çekilirse, tek Aday içöin, referandum yapılacak. Yine
olmazsa, seçim yenilenecek.
İTİRAZ
NEDENİ: Bütün yetkiler Cumhurbaşkanı’nda varken,bunu değiştiremez mi?
MADDE:8,Değişecek
Madde: 104
NE
OLACAĞI: Cumhurbaşkanı’na 1-Yürütme Yetkisi 2-Yardımcılarını ve Bakanları atama
yetkisi 3-Üst düzey Kamu görevlilerini
atama yetkisi ve4-Kararname ve Yönetmelik çıkarabilecek.
İTİRAZ
NEENİ: Hükümetin ve Bakanlıkların elindeki Yürütme yetkisi ve Meclis’in
elindeki Yasama yetkisi tek kişinin
elinde toplanacak.
MADDE:9,Değişecek
Madde: 105
NE
OLACAĞI: Cumhurbaşkanı’na soruşturma açılması talebi için; 301 Milletvekilinin
teklifi ve Genel Kurul’da 400 Milletvekilinin oyunu alabilirse,soruşturma
açılmasına, karar verilecek.Karar verilse bile Yüce Divan için,400
Milletvekilinin oyu gerekecek.
İTİRAZ
NEDENİ: Cumhurbaşkanı’nın, Yardımcılarının,Bakanların yargılanması hakkında,
soruşturma açılması mümkün mü?...
MADDE:
10,Değişecek Madde:106
NE
OLACAĞI: Cumhurbaşkanı Yardımcılar atayabilecek. Cumhurbaşkanlığı makamı
boşalırsa,Yardımcısı45 gün onun tüm yetkilerini kullanabilecek.Yardımcılar ve
Bakanların soruşturma açılma şartları, Yasama dokunulmazlığı, Cumhurbaşkanı
gibi olacak.
İTİRAZ
NEDENİ: Sınırsız sorumsuz Bakanlar ve Yardımcılar olur mu?
MADDE:11,Değişecek
Madde: 116
NE
OLACAĞI: 400 Milletvekili seçimlrin yenilenmesini isteyebilecek.Süresi tam
bitmeden seçimler yenilenirse sadece 2 dönem Cumhurbaşkanlığı seçilme
şartı,ortadan kalkacak.
İTİRAZ
NEDENİ: Bu şartlar altında bir kiş, sonsuza kadar Cumhurbaşkanı seçilebilir.
MADDE:12,Değişecek
Madde: 119
NE
OLACAĞI: Daha önce Meclis’te olan yetki Cumhurbaşkanı 6 ay olağanüstü hal ilan
edebilecek.4’ er aylık sürelerle olağanüstü hal,uzatılabilecek.Savaş hallerinde
kısıtlama olmayacak.
İTİRAZ
NEDENİ: İç ve dış tehdit bahanesiyle Ülke,sürekli olağanüstü hal koşullarında yönetilebilecek.
MADDE:13,Değişecek
Madde: 142
NE
OLACAĞI: Askeri Mahkemeler kaldırılacak.
İTİRAZ
NEDENİ: 2011’de Anayasa değişikliğinde hani yargı sivilleşmişti?...
MADDE:14,Değişecek
Madde: 159
NE
OLACAĞI: HSYK artık HSK oluyor,üye sayısı 13’e indiriliyor,6’sını
Cumhurbaşkanı,7’sini TBMM belirliyor,başına Adalet Bakanı konuyor.
İTİRAZ
NEDENİ:Yargı, Yürütmenin kontrolünde olmaz mı?
MADDE:15,Değişecek
Madde: 161
NE
OLACAĞI: Bütçe kanun teklifi Cumhurbaşkanı tarafından Meclis’e sunulacak.
İTİRAZ
NEDENİ: Meclis’in tek görevi bu olacak.
MADDE:16,Değişecek
Maddeler:
8,15,17,19,73,78,82,88,80,91,93,96,99,100,102,107,108,109,110,111,112,113,114,115,117,118,120,
121,122,123,124,125,127,131,134,137,145,146,148,149,150.151,152,153,154,155,156,157,158,162,
163,164,166,167
NE OLACAK:
Böylece birçok Maddelerdeki ibareler değişecek.
İTİRAZ
NEDENİ: bir Madde,54 Maddeyi değiştirebilir mi?
MADDE:17,
Değişecek Geçici Madde: 21
NE
OLACAĞI: İlk seçim 3 Kasım 2019’da yapılacak
MADDE:18,Değişecek
Maddeler: 8,15,17,19,73,75,77,82,87,88,89,91,93,96,98,99,100,101
101,102,104,105,106,107,108,109,110,111,112,113,114,115,116,117,118,119,120,121,122,123,124,125,126,127,131,134,137,150,151,152,153,161,162,163,164,166,167
NE
OLACAĞI: Birçok maddede değişiklik olacak.Ama bu değişikliğin ne olacağını,
şimdiden bilemeyiz.
Tüm bu
değişiklikler; eğer bu Anayasa Referandumdan geçerse o man yapılacak.
İTİRAZ
NEDENİ: Bir Madde, 96 Maddeyi değiştirebilir mi?
ÖZET VE SONUÇ;
1-Aceleye
getirilerek, tartışılmasına bile tahammül edilemeyen bir ortamda, kavgayla,gürültüyle,
Ve bir
oldubitti ile referanduma kalan, bu yeni Anayasa Taslağı,
Türkiye’nin
ihtiyacı ve talebi değildir.
Bu
hususun, kişisel olduğu kadar, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi BOP ile de ilgili
olduğu söylenebilir.
2-Yukarıda
sunduğu ve 18 Maddeden oluşan yeni Anayasa maddelerini incelediğimizde;
Tüm
yetkilerin Tek kişide toplandığını, Cumhurbaşkanı’nın tek belirleyici olduğunu,
Parlamenter
sistemden ayrıldığımızı, Rejimin değiştiğini, değiştirileceğini,
Türkiye’nin
idari yapısının değiştirilebileceği, Eyaletlere bölünebileceğini görüyoruz.
3-18
Maddede altında toplanan hükümlerin ne anlama geldiğini görüyoruz ama
Vakit
olmadığı için, sadece numaraları verilen 10’larca maddede, neyin kaldırılacağını,
neyin ekleneceğini,şimdiden kestiremeyiz…
Eğer bu
yeni Anayasa,referandumdan geçerse, saydığım bu numaralarda, kim bilir, nasıl
değişiklikler yapılacak?...
Bu
Referandumda HAYIR çıkarak, bu Anayasa’nın reddedilmesi;
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip ERDOĞAN’ın da hayrınadır.
4-Bütün
Vatandaşlarımız, bu Referandumun bir Milletvekili seçimi olmadığını,
HAYIR
çıkması durumunda da, AKP ve Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip ERDOĞAN’nin , değişmeyeceğini, herkesin yerinde olacağını,
bilmelerini isterim.
5-Yok
eğer, Evet çıkarsa, Türkiye’nin geri dönü mümkün olmayan bir noktaya
sürükleneceğini;
Bunun da
Türkiye’yi, Irak gibi,Suriye gibi bölünüp ,parçalanma noktasına getireceğini,
Rahatımızın,
huzurumuzun, can ve mal güvenliğimizin kalmayacağını;
Kimse
aklından çıkarmasın.
Yabancıların
bizi böylesi bir ortama sürüklemek istediklerini, unutmasın!...
Bu
referandumun, Milletimize hayırlı olmasını,
Kazasız,
belasız geçmesini diliyorum.
Saygılarımla.13
Nisan 2017 Perşembe.
Makine Yüksek
Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Enerji Uzmanı – Gazeteci Yazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder