BÜYÜK ORTA DOĞU PROJSİ BOP, İERİ BİR AŞAMAYA GELDİ; TÜRKİYE NE YAPMALI?-1-
Sevgili
Okurlar,
2025 Yılının, bu ilk Makalesinde, bütün Okurlarımın sağlık
ve mutlulukla, sevdikleri ile birlikte, nice yeni yıllara ulaşmasını diliyorum.
Bu günkü konuları, şu başlıklar altında açabiliriz
1-2024’Ü
GERİDE BIRAKIRKEN;SİYASETEN GÖRÜP, YAŞADIKLARIMIZ! 2025’DE, BÜYÜK TÜRK
MİLLETİNİN UYANMASINA VESİLE OLSUN!...
ESKİ PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNMEMİZ VE ATATÜRK DÖNEMİNİ,
ÖRNEK ALMAMIZ GEREKİYOR
ÖNCE GAZETE MANŞETLERİ
1/1)30 Aralık 2024 Pazartesi SÖZCÜ
DEM heyetinin İmralı’dan getirdiği mesaja göre manzara bu:
AÇILIMIN 3 MİMARI OLACAK.BAHÇELİ-ERDOĞAN-ÖCALAN
Kenya’dan getirilirken, HER TÜRLÜ HİZMETE hazırım diyen
TERÖRİST BAŞI, şimdi de; Sayın BAHÇELİ ve ERDOĞAN’ın güç verdiği modele, katkı
vermeye hazırım dedi.
BARIŞ VE KARDEŞLİK OLSUN AMA BUNLAR OLMASIN
ÇADIR MAHKEME: Teslim olan, yada yakalanan teröristler,
serbest bırakılmasın. Akıttıkları kanın hesabı, mutlaka sorulsun.
HENDEK KAZMA: Makul çoğunluğun sesi bastırılarak, bölücü
hainlere alan açılmasın. Kurtarılmış bölge olmasın.
KUTSALA SALDIRMA: Kimse şanlı bayrağımızı ve onun
gölgesinden ayrılmadığı Mehmetçiği, hor görmeye kalkmasın.
KANDİL TURU: PKK’nın 40 yıldır kan akıtan, bir terör örgütü
olduğunu, kimse unutmasın. Terör baronlarına, güzelleme yapılmasın
MUTABKAT MASASI: Şehit yakınları ve gazilerin yüreğindeki
sızıyı büyütecek görüntüler vermekten, uzak durulsun
SONU ACI OLMASIN: Ne yapılacaksa siyasi ikbal için değil;
memleket için yapılsın.86 Milyona, yeni acılar yaşatılmasın.
KARDEŞLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM DİYEN; KARDEŞLİĞİMİZİ YIKTI:
Zafer Partisi lideri Ümit ÖZDAĞ; ÖCALAN kendisini, ERDOIĞAN ve BAHÇELİ’nin
çözüm ortağı ve müzakere masasında, muhatabı olarak sunuyor. Sürecin içeriği
ile konuşmayıp, sadece şekil şartlarını açıklıyor
TRUMP, GÖREVİ DEVİR ALMADAN; MESAFE ALMAK İSTİYORLAR:
Emekli Tüm Amiral Türker ERTÜRK; Açılımın nedeni, ERDOĞAN’ı
seçtirmek. Kürtlerden Anayasa desteği almak. Suriye’deki PKK uzantısını, çözüme
zorlamak. Başlangıç bölümünü,20 Ocak öncesinde, başarmak istiyorlar
UCU FEDERASYON OLUR MU? BUNU,YENİ ANAYASA İLE GÖRECEĞİZ
Emekli Tüm General Ahmet YAVUZ: Devletin önünü açtığı yeni
yolun, nereye çıkacağını, şimdiden bilmediğimiz için; riskler barındırıyor.
Sorun Üniter yapı içinde mi çözülecek? Federasyon beklentisi ile mi hareket
edilecek?
DEVLETLE ORTAK METİN HAZIRLADILAR
İyi PARTİ GENEL BAŞKANI, Müsavat DERVİŞOĞLU: İmralı mesajı
için, başlıkta ki değerlendirmeyi yaptı. Devlet Terörist Başından, ne bekler? diye
sordu
TEĞMEN
EBRU EROĞLU’DAN, işte Türk Askeri, böyle olur dedirten savunması:
BİR ARKADAŞIM ZARAR GÖRÜRSE;BENİ BUNUN DIŞINDA BIRAKMAYIN
EROĞLU, Subay Andı’nı içmelerinin gerekçesini; Devrelerim,
TSK’da gelenek olan kılıç çatmak için toplandı. Bende gurur verici ana katılmak
istedim, diye açıkladı.
Bu gazetede haber değeri olan,
başka bir konu da şu:
16 MİLYON EMEKLİNİN, AKLIYLA ALAY ETMEYİN.
Emekli dernekleri dün İstanbul Kartal, Kocaeli, Samsun’da
sokağa çıktı. İktidara şöyle seslendi: TÜİK’e inanarak, emekliyi açlığa ve sefalete
mahkum etmeyin.
2/1)30
Aralık 2024 Pazartesi CUMHURİYET
DEM PARTİ, yeni süreç için ilk metni açıkladı; partilerle
görüşme yapılacak.
İMRALI MECLİS’İ ADRES GÖSTERDİ
MUHALEFETTEN TEPKİ: Meclis’in bilgisi
yok. GÖKHAN GÜNAYDIN (CHP): Açıklama için neden 24 saat beklendi? Kapalı
kapılar ardında bir süreç yürütüyorlar.
CENK ÖZATICI (İYİ PARTİ): Gazze ve
Suriye’dekileri örnek vermekte, büyük bir hadsizlik var.
AZMİ KARAMAHMUTOĞLU ( ZAFER PARTİSİ
): Yeni anayasa için, DEM Partili vekil sayısını, ÖCALAN marifetiyle, yanlarına
almak istiyorlar.
NAMIK KEMAL ZEYBEK (ATA PARTİ ): Karışık
ve karanlık bir süreç başlıyor. Uluslararası bir tezgah kurulup, oyunlar
oynanıyor.
BÜYÜK
BİR AYRIŞMA MI? 210 Sözcüklük açıklamanın, tam metnini bilmiyoruz. Ancak bir
özetin, özeti elimizde. Devlet ve DEM biliyor. Belki ileride, tamamı açıklanır.
Devlet BAHÇELİ’nin; ÖCALAN için söylediği, PKK’yı kapatsın dediği söz; burada
yok.
DERVİŞOĞLU’ da; İŞLER, 2 yerde
demleniyor, MEALİN DE, şeyler söyledi
ÖZEL:
ŞEFFAF YÖNETİLMELİ
ŞEHİT ailelerinin ve gazilerin
hassasiyetlerinin gözetilmesini söyleyen CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL; süreç
şeffaf yönetilmeli. Başından beri çözüm zemininin TBMM olması gerektiğini
savunuyoruz dedi.
ABD
FORMÜLÜ: Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu, silahlı güçlerin; Suriye’nin Silahlı
Kuvvetlerine entegre etme karşılığında, Federal Suriye içinde özerkliğinin
tanınmasını amaçlıyor. İşte BAHÇELİ-ÖCALAN açılımı, bu formülün
gerçekleştirilmesi içindir.
7 MADDELİK
AÇIKLAMA: MHP Lideri Devlet BAHÇELİ’nin; Öcalan, örgütünü lağvettiğini
açıklasın diyerek, başlattığı süreç;
Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’ın desteği
ile yeni aşamaya geçti. DEM milletvekilleri Pervin BULDAN ve Sırrı Süreyya ÖNDER;
İMRALI görüşmelerinin ardından,Terör Örgütü Elebaşısı ÖCALAN’ın gönderdiği, yedi maddelik, metni
açıkladı.
ÖCALAN’ın
KATKI SUNARIM, AÇIKLAMASI: Sayın
BAHÇELİ’nin ve Sayın ERDOĞAN’ın güç verdiği paradigmaya, gerekli pozitif katkıyı
sunacak, ehil ve kararlılığa sahibim dedi En önemli zeminlerden biri de,
şüphesiz TBMM olacaktır dendi
CİHATÇI HTŞ LİDERİNİN ILIMLI MESAJLARI, KISA SÜRDÜ! Anayasa için, 3 yıl süre verdi. Seçim konusu: 4 yıl içerisinde, bir seçimin yapılamayacağını söyledi. Prof. Dr. Hüseyin BAĞCI;
BUNU DİKTATÖRLÜK OLARAK NİTELEDİ
3/1)30 Aralık 2024
Pazartesi KARAR
KİM ÖLDÜRDÜ? NİYE ÖLDÜRDÜ?
Minik kız çocuğu katledildi. Adı NARİN’ di…Cansız bedeni dere
yatağındaki, çuvalda bulundu. Türkiye yas tutarken, bütün köy, katili korumak
için, işbirliği yaptı. Mahkeme; anne, amca, ağabeye, ağırlaştırılmış müebbet; cesedi
taşıyana 4 yıl 6 ay ceza verdi. Katilin kim olduğu, Narin’in neden öldürüldüğü; bir sır olarak kaldı.
Bu gazetede, diğer
çok önemli, birkaç haberde şöyle:
ÖZGÜR ÖZEL: Sinan ATEŞ, SUİKASTININ TAKİPÇİSİYİZ
VE NİHAYET; TERÖRİST BAŞI ABDULLAH ÖCALAN’İN, TALEPLEPLERİ DE BASINIMIZA YANSIDI
4/1)2 Ocak 2025Perşembe SÖZCÜ
40 Yıllık ihanet cenderesinden çıkmak, kolay olmayacak
APO,4750 PKK’LININ, TAHLİYESİNİ İSTİYOR.
Terörist başı,
umut hakkının; kendisiyle beraber, hapistekileri de kapsamasını öneriyor.
Gerekçesini de; eğer böyle yapılırsa; çağrıma uyup, silah bırakırlar, diye
açıklıyor. İMRALI’dan gelen mesajda; ilave bir şart daha
yer alıyor. Örgütün Dağ Kadrosunun da, koşulsuz affedilmesi ve yurda
dönmelerine, kademeli olarak, izin verilmesi, öneriliyor. Kandil’in İmralı’dan
gelecek; silah bırakın, örgütü lağvedin çağrısına; bu şartlarda uyacağı,
belirtiliyor
Bu gazetede, diğer önemli
haberlerden bazıları da şöyle:
EMEKLİLER; Emekliler Yılı’nın bitişini lokma dağıtarak kutladı.
BEDAVAYA ŞEZLONGTA, BİRAZDA VEKİLLERİMİZ GÜNEŞLENSIN
Türkiye Emekliler Derneği üyeleri, 2025 yılının ilk gününü, sokaklarda
karşıladı. Ankara Kızılay’da eyleme katılanlar; Emekliler Yılında, inim inim
inletildik, diye derdini haykırdı
2025’in Milletvekili Yılı ilan edilmesi için, çağrı yapıldı. İktidarın
popülist kararlarına; KYK Yurtları, bedava şezlonglar; vekillerimizin de hakkı,
açıklamasıyla, tepki gösterildi.
YANDAŞI ZENGIN ETME KLASİĞİ, YARGITAY RAPORUNA YANSIDI.
14 MİLYARI ÖDEMEYENE,296 MİLYAR KREDİ.
Krediyi, HALK BANKASI verdi. Sayıştay; alanın ismini müstehcen siteleri gibi;
2xxx koduyla gizledi. Yasal takip yapılmasını istedi.
YUKARIDAKİ GAZETELERDE YER ALAN GÜNCEL KONULARLA İLGİLİ OLARAK,KISSADAN HİSSE İLE NE SÖYLENEBİLİR?
1)Devlet Bahçelinin başlattığı, PKK Terör
Örgütü’nün Elebaşısı, Abdullah ÖCALAN;
gelsin Meclis’te, DEM PARTİ’nin
Gurup Toplantısında konuşsun! Terörün bittiğini açıklasın! İle başlayan süreçte,
asıl amacın ne olduğunun, ipuçlarından birini; 30 Aralık 2024 Pazartesi
CUMHURİYET gazetesindeki, ABD formülünde görüyoruz. Buna göre ABD; PKK’nın
Suriye Kolu Silahlı Güçlerinin, Suriye Ordusuna entegre olmaları halinde;
PKK’nın Suriye’de, Otonom bir yapı
oluşturmasına müsaade edileceğini söylüyor. Bu örnekten de anlaşılacağı üzere,
PKK yok edilmiyor. Amerika’nın desteği ile, daha da güçleniyor. Ve Türkiye
açısından, daha tehlikeli bir hale geliyor.
Devam ediyorum
2)2 Ocak 2025 Perşembe SÖZCÜ’de ise; Abdullah ÖCALAN’ın, ilave talepleri yer alıyor. Kendisi dışında,4750 PKK’lının da umut hakkından yararlanmasını, koşulsuz tahliye edilmelerini istiyor. Aynı şekilde Kandil’deki dağ kadrosunun da koşulsuz tahliye edilmesini ve Türkiye’ye dönmelerine de izin verilmesini istiyor. Tıpkı SEVR Anlaşması Gibi! Birde satır aralarında gizlemeye çalışılan, ABD, İngiltere ,Fransa gibi emperyalist devletlerin, garantör olması isteniyor. Ve Silah Bırakmanın, ancak bu şartlar altında yapılabileceği, vurgulanıyor. En tehlikelisi de bu. Bütün bunlar; Türk Halkının kabul edebileceği, kabullenebileceği konular değil.
BU NEDENLE, Devlet BAHÇELİ’nin, sözde TÜRKİYE’nin Yararına Gibi Göstermeye
Çalıştığı, Abdullah ÖCALAN açılımın da! Söylenenin tam tersi, bir durum var
3)PEKİ BU
AÇILIM; kimlerin işine yarar?.. Devam ediyorum. Yukarıdaki gazetelerde yer alan
haberlerden bazı yorumlarda; Sayın ERDOĞAN’ın muhtemel bir erken seçim
öncesinde, yeniden Cumhurbaşkanı seçilebilmesine yönelik, siyasi bir hamle
olduğuna vurgu yapılıyor. Bu da doğru. Çünkü Türkiye’nin ihtiyacı ve Halkımızın
da talebi olmayan, şimdiki Tek Kişinin Egemenliğine dayalı Sistemi öneren, AKP
ve Sayın ERDOĞAN’ı destekleyip, bu güne kadar, iktidarda kalmasını sağlayan da;
Devlet BAHÇELİ’dir. Devam ediyorum;
15
Ocak 2025 Perşembe günü, Halk Tv’de, ŞU ANDA Koltukta oturan Joe BİDEN İle, 20
Ocak 2025’te görevi devir alacak olan, Donald TRUMP, ki ikinci defa ABD’nin
Bakanlık koltuğuna oturacak kişiydi ve oturdu da; HALK TV’den öğrendik ki; Her
iki Başkanın da, Sayın ERDOĞAN’ın, Suriye’de ki yeni durumda, çok katkısının
olduğuna vurgu yaparak;
Sayın ERDOĞAN’ın yeniden
seçilmesini istedikleri anlaşılıyordu. Bu son örnekle de, Devlet BAHÇELİ’nin
BOP ve BOP eş Başkanlığı’nın bekçiliğini yaptığını söyleyebiliriz. Sayın
ERDOĞAN’ın da süreci desteklediği, ama kendisinin yeniden Cumhurbaşkanı
seçilmek istediği de, bilindiğine göre; biraz geriden gelmeyi tercih ediyor. Çünkü
Söz konusu PKK ve Abdullah ÖCALAN olunca; Halkımızın tepkisinden de çekindiği
anlaşılıyor
4)Devlet
BAHÇELİ’nin ÖCALAN çıkışını; Ölümü gösterip, sıtmaya razı etme girişimi olarak
ta, değerlendirebiliriz. Birde böylesi bir girişimle, Türk Halkının PKK ve
Abdullah ÖCALAN AÇILIMI karşısında, tepkisini de, öğrenmek istiyorlar aslında
Bu noktada PKK ve TBMM’deki
temsilcileri; eski adı HADEP ve benzeri Partilerle, günümüzdeki Temsilcisi,
ayrılıkçı ve yeni adı ile DEM PARTİ’nin üst yöneticilerinin, etnik kökenleri
konusunda da bir şeyler söylemek istiyorum.
ÇÜNKÜ,SÖZ KONUSU HUSUS; PKK, Abdullah ÖCALAN,DEM ve benzeri PARTİLER,
olunca; Halkımızda, geçmişten günümüze, babadan oğula, anadan kıza aktarılan,
yaşanmış olayların hikayeleriyle,
TÜYLER, diken diken olur. Bunun da nedenleri var tabi. Bu gibi konulara,
önceki Makalelerde, her vesile değindim. Önemli bilgiler verdim. Burada da,
bazı noktalara vurgu ile, bir hatırlatmada bulunacağım
5) Devlet BAHÇELİ’nin, Abdullah ÖCALAN’a Umut Hakkı tanısın, Meclis’te DEM PARTİ adına ,PKK Terör Örgütünün lağvedildiğini, resmen açıklasın! Sözüne, kim inanır? Bu olacak bir iş mi? PKK’yı kurup, destekleyen Amerika; 40 Yılı aşan bir zaman içinde, Irak’ı parçalamış, Saddam Hüseyin’i, yakalayıp, idam ettirmiş, neticede Beşar ESAD, Suriye’yi terk etmek zorunda kalmış ve sıra Türkiye’ye gelmişken; ESKAZA, Devlet BAHÇELİ’nin söylediklerine inanıp, Abdullah ÖCALAN’ı serbest bırakırsanız, ve onun talepleri doğrultusunda, 4750 PKK’lıyı da salıverirseniz!...
Onların boş duracağını mı sanıyorsunuz?
Onları yakalayıp, içeri tıkmak
için, 50 000, yada bu rakama yakın, şehit vermişiz! Bir o kadar daha mı, şehit
vereceğiz? Devlet BAHÇELİ ve Sayın ERDOĞAN’ın söylediklerini yapmak;
Amerika’nın işini kolaylaştırır.
50 000’e yakın can kaybının bir kısmı; PKK’nın, daha ziyade güney ve doğu sınırımıza yakın yerlerde ki yerleşim yerlerinde, katlettiği sivil vatandaşlarımız olup, diğerleri de PKK ile çatışmalarda, hayatını kaybeden, TSK mensubu asker, jandarma ve subaylarımızdır. Buna Türkiye’nin değişik yerlerinde, PKK’nın organize ettiği saldırılarda, hayatını kaybeden polis ve vatandaşlarımızı da eklemek gerekiyor
Bu
gibi konularda da şunları söylemek isterim
6)TSK Mensupları
vatan savunmasında, şehit oldular. Abdullah ÖCALAN ve diğer teröristler, Türkiye
Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine karşı çıkıyorlar ve Türkiye Cumhuriyeti’ni,
yıkmak istiyorlardı. Ve şimdi, işledikleri suçtan dolayı, hapistedirler. Bunu
kimse unutmasın!...
7)BU NOKTADA, öncelikle
PKK Terör Örgütünün, MECLİS’deki Temsilcileri DEM PARTİ
Milletvekilleri ile Üst Düzey Yöneticilerinin, hitap şekilleri konusunda da, bir şeyler söylemek istiyorum. Terörist Başı Abdullah ÖCALAN’dan bahsederken; sayın Abdullah ÖCALAN, şöyle dedi, sayın Abdullah ÖCALAN, böyle dedi gibi sıfatlar kullanırken! Onun, siyaseten işlediği cinayetleri, Türkiye Cumhuriyeti’ne bir baş kaldırıyı, görmezden gelip, onu yüceltmeye çalışmaları da;
ANAYASA
ve Yasalarımıza göre, bir suçtur. Bu nokta da DEM’lilere, şu soruyu sormamız
gerekiyor: ABDULLAH ÖCALAN,SAYIN İSE!
Vatan için, canlarını seve seve
feda eden TSK Mensubu, KAHRAN Subay, Ast Subay, Er ve Erbaşlarımız ve jandarma ile
PKK’nın vahşice ve sinsice tuzakları ve
saldırıları sonucun da, hayatını kaybeden vatandaşlarımız! Onların nezdin de, KELLE
Mİ OLUYORLAR, YANİ?
8)BU NOKTADA, Temeli
Türk Milliyetçiliğine dayalı, siyasi bir parti olan, MHP’nin Lideri Devlet
BAHÇELİ ile, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan ve aynı zamanda AKP’nin de
Lideri olan, Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN;
BAŞTA DEM’LİLER olmak üzere! PKK’nın
Başı Abdullah ÖCALAN’dan bahsederken! Sayın diye başlayıp, onu yüceltenlere,
niye karşı çıkmazlar? Onları niye uyarmazlar? Sorulması gereken, diğer bir
soruda; HARP OKULLARINDAN, bu yıl mezun olan GENÇ TEĞMENLERİMİZ; mutluluklarını
ve Türkiye Cumhuriyetine bağlılıklarını da göstermek açısından, gelenek haline
gelen ASKERLİK andını içeren, yemini ettikleri ve kılıç çaktıkları ve MUSTA
KEMALİN ASKERLERİ YİZ diye haykırdıkları için! Bu bir suç sayılıp, Askerlikten
ihraç edilme talebi ile disipline verildiler Umarım ki, bu genç teğmenleri,
TSK’dan ihraç etmezler!...
AMA BU GÜN TARİH; 31 Ocak 2025 Cuma
günü ve Teğmenlerimizin, TSK’dan ihraç edildiklerini öğrendik. Bu konuya ayrıca
Gazete haberi ile de devam edeceğiz.
BURADA, Siyasi bir amaç uğruna,50 000,yada bu sayıya yakın vatandaşımızın, hayatını kaybetmesinden ve Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya teşebbüsten suçlu bulunup, ağırlaştırılmış, müebbet hapse mahkûm edilen. PKK Terör Örgütünün Başı Abdullah ÖCALAN’ın cezasının affedilip, hapisten çıkmasına, zemin hazırlanırken!...
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ, koruyup-kollamak adına; Askerlik yemini edip, gelenek haline gelen, kılıç çatma ve MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ! Diye Haykırmalarını, suç sayıp!, yeni mezun Genç Teğmenlerimizden,5’ini TSK’dan ihraç etmek!...
KİMİN İŞİNE yarar diye sormak gerekmez mi?...Bu
5 YENİ Teğmenden Ebru EROĞLU, dönem birincisi. Bu yılki Mezuniyet törenlerinde,
Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerinde ki, Okul Birincilerinin, BAYAN olmaları,
dünya da bir ilk ve bizler için de, bir gurur vesilesi.
9)NETİCEDE
BURADA, son birkaç konuda yaptığım vurgu ile, Siyaseten başlatıldığı ağırlık
kazanan, Abdullah ÖCALAN açılımının; BOP kapsamında bir aşama olduğunu, vurgulamak
istiyorum. Burada Türkiye’nin yararına bir şey yok. Devam ediyorum
Eski adıyla HADEP ve benzeri
Partilerle, günümüzde ki Temsilcisi DEM PARTİ’nin, Kurucu, yada Üst Düzey
Yönetim Kadrosunun, geçmişten günümüze dek, aykırı söylemleri ve talepleri
konusunda da, yine bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum.
KÜRT SORUNU ve ANA DİLDE EĞİTİM!...
PEKİ,KÜRT’LER KİM? DEM ve BENZERİ
PARTİ Mensupları; KÜRT MÜ? Bu gibi konularda da, bir şeyler söylemek gerekiyor…
10)PKK’nin
açılı mı: Partiya Krakener Kürdistane. Kürdistan İşçi Partisi anlamındadır. Ama
bunu Kürdistan Kurtuluş Hareketi olarak kabul etmek ve anlamak, daha doğrudur.
İçinde Kürt kelimesi geçse bile! Kürtlerle bir ilgisi, bir ilişkisi yoktur. PKK
bir ERMENİ Terör Örgütüdür. Ve Kürt vatandaşlarımızı, temsil etmiyorlar ama,
onları kullanıyorlar. Ben Tarihle de ilgilenen bir Yazarım. Türkiye’nin Etnik
Yapısı, başlıklı Yazılarım; en çok okunan, Makalelerim arasındadır. Ama ben ırkçı
değilim.
ESKAZA, bir Kürt Vatandaşımıza, sen
Ermeni mi isin desen! Bu, bir cinayet işlemeye kadar gidebilir. Kürtler; özbeöz
Türk’tür. Ama Kürt Aleviler, denince; bunlar Ermeni’dirler. Alevilere gelince,
onlarda özbeöz, Türk’türler. Bu gibi konulara, önceki Makalelerde değindim.
Oralara bir göz atabilirsiniz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’nin Resmi Dili TÜRKÇE’dir. Değiştirilmesi Teklif dahi edilemez, 4 Maddeden biridir. Bazı vatandaşlarımız, evlerinde ya da kendi aralarında Kürtçe, ya da başka bir dili konuşabilirler AMA, Okullarda ve Resmi Dairelerde ortak dil TÜRKÇE’dir. Devlet olmanın ve bir arada yaşamanın, olmazsa, olmazıdır.
PKK ve MECLİS’deki Temsilcileri DEM’lilerin, Ana Dil’de eğitim ve Demokratikleşme gibi süslü ve kulağa hoş gelen taleplerini de, BOP kapsamında, Türkiye’nin Üniter Devlet yapısını bozmak, Türkiye’nin altını oymaya çalışmak girişimi olarak, görmemiz gereken bir konudur. Nihai sonucun ne olduğu; BOP Haritasında da, görüldüğü üzere, Türkiye Toprak kaybediyor, küçülüyor ve yeni Devletçikler oluşuyor. Başkaca bir söze gerek yok!
11)BAZI Ermeni
vatandaşlarımız, gerçek kimliklerini gizlemek için, kendilerini Kürt Alevi
Kimliği altında; gizlemek istiyorlar
Bu gibi sorunlara cevap verebilmek için;
Tarih bilmek lazım!...Bu gün, Siyaseten Yapılan birlikteliklerin ve bazılarının
ATATÜRK karşıtlığının, nedenini anlayabilmek için; (1877-1878) Osmanlı-Rus
Savaşı ve Sultan 2.Abdülhamit. dönemini, iyi bilmek gerekiyor. Detaylar, önceki
Makalelerde var. Ben burada, hatırlatma
babında, kısaca bir şeyler söyleyeceğim
BU TARİH ve Sultan 2.Abdülhamit dönemi;
Osmanlı ve Türk Tarihinde bir kırılma noktasıdır.
BU TARİH ve BU
DÖNEMDE; Ruslar, Osmanlı’yı, HEM Doğu’dan, HEM DE, Batı’dan sıkıştırıyorlar. Bu
Tarih ve bu dönem; günümüzde de devam eden Türk-Ermeni, çatışmalarının, yada
Türk-Ermeni Sorunlarının da, başlangıç tarihidir. Düşman Tuna’yı atladı. Kara
donları yokladı. Osman Paşa’nın kolunda 100 000 Top, birden patladı diye bir
kahramanlık türküsü var ya! işte bu savaşın, Batı’da, Balkanlarda ki kısmı. Şimdi
de Doğu Cephesi için, bir şeyler söylemek istiyorum.
ÖZELLİKLE Anadolu’nun
Doğu kısmında, Kürtlerle Ermeniler; genelde aynı köyde, aynı mahallede, aynı
şehirde birlikte yaşıyorlardı. Ben Kahraman Maraşlıyım. Benzer durum; Maraş’ta
,güney ve güney Doğu’da da, aynı.
ERMENİLERİN
Hıristiyan olduğundan, olsa gerek! Doğu Cephesinde, Rusların yanında yer
aldıklarını görüyoruz. Bazıları da Rus üniformasıyla, Osmanlı’ya karşı
savaşıyorlar. Devam ediyorum
BÖYLESİ
BİR ZAMANDA, eli silah tutan genç, ya da olgun Kürt erkekleri, Doğu Cephesinde
Osmanlı Ordusunda Ruslarla savaşıyor. Köylerde sadece yaşlı erkeklerle,
çocuklar ve kadınlar var. Köyler korumasız durumda. Anlaşılan şudur ki; bazı
Ermeniler Asker ve Rus üniforması ile Subay olarak, Rus ordusunda, Osmanlı
Askerleriyle savaşırken! Ermenilerin bir kısmı; köylerinde, yaşamlarına devam
ediyorlar. Böylesi bir zamanda, mevcut durumu fırsat bilip! O güne kadar
birlikte yaşadıkları aynı köylerdeki, yaşlı erkek, kadın, çocuk kim varsa,
katletmeye başlıyorlar…
12)ARADAN, zaman
geçiyor. Ve (1877-1878) Osmanlı-Rus Savaşı bitince, köylerine dönen
Eli Silah Tutan Kürt erkekleri de; yakınlarını öldüren Ermenileri, bulup öldürmeye başlıyorlar
NETİCeDE KÜRTLER, baskın gelince; o günün emperyalist Devletleri, İngiltere, Fransa, Rusya telaşa kapılıp, hemen Berlin Konferansını topluyorlar Ve barış anlaşmasını imzalıyorlar. Ermenileri; Kürtlerden koruma görevini de Osmanlı’ya veriyorlar. Bazı Ermeniler, Osmanlı’ya şirin görünmek adına; din değiştirip, Müslüman oluyor ve özbeöz Türk isimleri almaya başlıyorlar. Öztürk, Asil Türk, Kanı Türk…gibi.
BU NEDENLE,(1877-78)Osmanlı-Rus Savaşı ve Sultan
2.Abdül Hamit Dönemi; bundan sonraki dönemde Tür-Ermeni ilişkilerinin,
günümüzde de devamı niteliğindeki konuların, başlangıç tarihidir, bir Milattır.
Devam ediyorum
13)TARİHİMİZE,
Hicri i31 Mart 1325 vakası, yada, Miladi 13 Nisan 1909’da yaşanan gerici
ayaklanmada; isyanı bastırmak için, Selanik ve Edirne’deki Ordulardan, karma
bir Harekat Ordusu oluşturuluyor. Harekâtın Kurmay Başkanı da, Kol Ağası
Mustafa Kemal Bey. Günümüz de, Kurmay Yüzbaşı anlamında. Bu kişi de, şimdiki
Mustafa Kemal ATATÜRK’tür.
NETİCEDE,GERİCİ İSYAN,
bastırılıyor. Ve elebaşlarından,20 kişi, idam ediliyor.70 kişi de, değişik
hapis cezalarına, çarptırılıyor.
GÜNÜMÜZDE, Mustafa Kemal ATATÜRK’e karşı olanlar! Ya bunların torunları, yada bu kesimin, günümüzdeki devamıdırlar.
BU
GİBİ KONULARA, her vesile önceki Makalelerde, değindim ama, bu gün burada , bazı
noktalara başka açılardan da, vurgu yapmak istiyorum. Ve Ermeni konusuyla,
devam ediyorum
14) ERMENİ
VTANDAŞLARIMIZ, (1877-78) Osmanlı-Rus Savaşından sonraki Savaşlarda da, hep;
Emperyalist Devletlerin yanında yer almaya, devam ediyorlar. Bu suçun, bu
ihanetin karşılığı ve bedeli olarak ta, başka bir Osmanlı Toprağı olan, Suriye,
Lübnan, Mısır…gibi başka bir Osmanlı Toprağına, sürgün ediliyor. Bu gibi
konuların, Televizyonlarda anlatılması gerekiyor aslında. Bu gibi konulara,
Etnik Köken açısından da yaklaşıp! Ermenilerin, kim oldukları konusun da da bir
şeyler söylemek istiyorum
15)BURADA ÖNCE,
Ordinaryüs Profesör Dr. Sadi IRMAK konusunda kısaca bir şeyler söylemek, daha
sonra, Ermeniler konusundaki ön görüsünü hatırlatmak, daha sonra benim araştırmalarım
ile de devam etmek istiyorum
Sadi IRMAK,1904 Konya Seydişehir
doğumlu. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, Avrupa’ya Yüksek Eğitim me göndermek için;150
genç arasından, imtihanla seçilen, 15 genç öğrenciden biri. İstanbul’da Sirkeci
Tren İstasyonunda, Görevli Memur bu
öğrencileri isimleri ile çağırıp, evraklarını veriyor. Evraklarını alan terene
biniyor. Sadi IRMAK’ta evraklarını aldığında, ATATÜRK’ün yazdığı notu görüyor. Berlin
Üniversitesi’nde okuyacak, diyor. Demek ki ATATÜRK, imtihanı kazanan bu
öğrencileri, çok incelemiş. Üstün yetenekli ve faklı bir insan olmak! Böyle bir
şey işte
Sadi
IRMAK, Hoca bir Tıp doktorü.ve Hocaların Hocası .Başbakanlık ta yapmış, bir
kişi. Sonradan Hukuk Fakültesini de bitiriyor. Birde,1960’lı yılların ,sonunda
ve 70’li yılların başında, bazı Üniversite ve Yüksek Okullarda, ATATÜRK
DÖNEMİNİ DE ANLATIYORDU. Bu vesile onu tanıma fırsatımda oldu. Bir defasında,
Ermenilerle ilgili olarak ta şu öngörülerini söyledi: Dedi ki: Arkadaşlar,
Ermeniler, fizik olarak, bizlere çok benziyorlar. Sonra inatçı ve
savaşçıdırlar. Ben onların Hıristiyan Türk olduklarını düşünüyorum. Bu husus,
Tarihçilere düşen, çok önemli bir konudur dedi. Sadi IRMAK, Hocanın bu
tespitlerine, ben de katılıyorum. Ben Tarihle de ilgilenen bir Yazarım. Ben
ERMENİLERİN; Moğol Türk’ü olduğunu düşünüyorum. Peki Moğol Türkleri kim?
ÇİN
SEDDİ yapılmadan önce, Çinliler ile-Türkler arasında, ticari ilişkilerle
başlayıp, bir kız alıp verme sonucunda, bir karışma var. Bu karışıma Moğol
Türkü diyoruz. Savaşçılıklarını ve cesaretlerini, Türklerden almış, kumpas ve
hile gibi özellikleri de, Çinlilerden aldıklarını düşünüyorum. Ermenilerin, göçler
esnasında, Orta Asya’dan Anadolu’ya, Türklerle birlikte geldikleri anlaşılıyor Örneğin
Şanlı Urfa-GÖBEKLİ Tepe Gömütlerinin tarihi;MÖ.12 Bin yıl. Şanlı Urfa-Halfeti
İlçesi, PKK’nın merkez üssü. Bu konuyu, önceki Makalede anlatmıştım.
PKK’lıların, Nemrut’un torunları olduğu anlaşılıyor. Hazreti İbrahim
Peygamber’in memleketi Urfa. Nemrut, dağlar kadar odun toplattırıyor.. Ve ateşi
de dağlar kadar oluyor. İbrahim Peygamberi, mancılıkla ateşin ortasına,
fırlatıyorlar. İbrahim Peygamberin yanıp, kül olduğunu düşünürken! Birde
görüyorlar ki, ortada ateş sönmüş, gölde balıklar var. Ve İbrahim Peygamber de,
cennet gibi yeşil ve güller arasında oturuyor. Efsane böyle. İbrahim Peygamber,
M.Ö. 2500’de yaşamış, bir Sümer Türkü’dür. Hz. Muhammed’de sanıldığı gibi Arap
olmayıp; bir Sümer Türkü’dür. Ve İbrahim Peygamber’in soyundandır
16)Abdullah ÖCALAN’ın
memleketi Urfa İli- Halfeti ilçesi-Amarlı Köyüdür. Şimdiki adıyla Ömerli Abdullah ÖCALAN’ın gerçek adı, Artin
AGOPYAN’dır. Bir gün HALFETİ İlçesi’nin Nüfus Müdürlüğü’nde yangın çıkartıyor,
eski nüfus kütük defterlerinin yanması sonucunda; beyana dayalı yeni nüfus
cüzdanı çıkartıyor. Ve öç almak arzusundan olmalı ki; Öcalan soyadını alıyor. YUKARIDA, Nemrut’un, İbrahim Peygamber’e
yaptıklarından hareketle; Ermenilerin, Nemrut’un torunları olduklarına da vurgu
yapmıştım.
17-ERMENİ GAZETECİ HIRANT DİNK; KİM TARAFINDAN VE NİÇİN KATLEDİLDİ?
Hrant DİNK; Ermeni bir anne ve
babadan doğan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir Gazeteciydi. Türkiye
Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine de, yürekten inanıyordu. Emperyalist
Devletler; geçmişte Türk’ler, şu kadar Ermeni’yi katletti, şu kadarı da kayıp
gibi iftiralarla, Türkiye’yi soykırımcılıkla, suçlayıp! Tazminat talep etmeye
hazırlanırken; ki neredeyse bütün Devletler, bunu kabul etmiş durumda. Örneğin öldürülenler;1-1,5
Milyon. Kayıp olanlarda 500 000 gibi.
BÖYLESİ BİR ZAMANDA, Hrant DİNK; bu gibi iddiaların, tam tersi, şeyler söylüyor
VE DİYORKİ,
öldürüldüğü ve kayıp olduğu iddia edilen, Ermenilerin; bir kısmi, Müslüman
olup, kendilerini, böyle gizlediler. Bir kısmı da kendilerini, Kürt Alevi
kimliği altında, gizlemeye çalıştılar. Ben de yukarılarda bu gibi konulara, yer
verdim zaten
18)HIRANT
DİNK; araştırmalarına, Ermenistan Arşivlerinde de devam ediyor. Birde Cinayetin
işlendiği günlerde çıkan bazı gazetelerde ve yorumlarda, Hrant DİNK’in; Devletin
önemli Makamlarında olup ta, Türkiye’nin aleyhine çalışan, Ermeni asıllı
olanları da tespit etiği, bu isimleri açıklayacağı zaman; öldürüldüğü, yönünde
bilgilere de rastlamıştım
Hrant DİNK’in, Ermenilerle ilgili
olarak, yaptığı kapsamlı araştırmalar; Ermeni Diasporasının ve Amerika’nın
hoşuna gitmiyor. Sonuçta Hrant DİNK; 19 Ocak 2007’de MHP’li Ogün Samast
tarafından, katlediliyor AMA, Bu işin
arkasında Ermeni TAŞNAK örgütünün olduğu, vurgulanıyordu. Hrant DİNK’in
katledildiği tarihte; Ogün Samast, 17 yaşında falandı. Ceza az olsun diye,
cinayet işinde, yaşı nispeten küçük birinin seçildiği anlaşılıyor. Yakın bir
zaman öncede, tahliye edildi zaten. HRANNT DİNK’in, düzgün bir insan olduğu,
Türk Milleti’ne, atılan iftiralara karşı çıktığı, doğruları söylediği için;
katledildiğini, vurgulamak istiyorum.
Ben de BİR Yazar olarak,(1877-78)Osmanlı-Rus Savaşından başlayarak, günümüzde de, yaşanan benzer konulara dikkat çekmek istiyorum
Hrant DİNK’i, katledilişinin 18’inci yılında, saygı ve rahmetle anıyoruz
19)19
Ocak 2025’TE halk TV’de Hrant DİNK’in katledilişinin 18’inci yılın da anma
programını izlerken, bir ara Hrant DİNK için, Kilisede yapılan ayin sırasında
Ermeni bir bayan Yazar, Türkçe olarak, Hrant DİNK’in, niçin öldürüldüğüne de
ışık tutacak, çok önemli ve barışçıl bir yazısını okuyordu. Ermenice ayini
izlerken de, bir ara Türki Cumhuriyetlerindeki Türkçeye benzer kelimeler duydum
ve şaşırdım. Örneğin ÇAR ÇEMBERO. Büyük kumpas anlamında olsa gerek. Bu gibi
benzerlikleri, başka konularda da, görebiliriz Örneğin Hrant; FIRAT. HIRLAK;
bir Ermeni ismi. Hırlama dan geliyor. Yada mızıkçı anlamındadır. Ben Kahraman
Maraşlıyım. Bizde ayı yavrusuna ayı manığı derler. Ayı manığı, aynı zamanda
güçlü kuvvetli sevimli gibi. Manık; Ermenicede, Manuk olmuş. MANUKYAN; AYI
YAVRUSU, AYI OĞLU, anlamındadır. Bu gibi örnekler, kolayca anlayabileceğimiz,
sözler Bu nedenle. Sadi IRMAK, Hocanın ön görülerinin doğru olduğunu görüyoruz.
Bu gibi benzerliklerin, Bilimsel araştırmalarla, çok artacağını düşünüyorum. Ve
ERMENİLERİN, Türk kökenli olduklarını düşünüyorum
2-YAŞAYARAK
GÖRDÜĞÜMÜZ ÖRNEKLERİN İŞİĞINDA, SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ. ARTIK, ESKİ PARLAMENTER SİSTEMİ
EKRANLARA TAŞIMAMIZ VE TARTIŞMAYA BAŞLAMAMIZ GEREKİYOR
GAZETE MANŞETLERİ
5/
2)22 Ocak 2025 Çarşamba NEFES
Ormanlar
yanar, UÇAĞIN YOK. Sel baskını olur, ALT YAPIN YOK. Deprem olur, ÜST YAPIN YOK.
Maden patlar, YAŞAM ODAN YOK. Yüksek enflasyona, ÇAREN YOK. Yangın olur,
ÖNLEMİNİZ YOK
SORUMLULUK ALIP, İSTİFA EDEN YOK.
1Günlük, yas ilan edildi
Bolu Kartalkaya’daki otelde çıkan yangın faciası, Türkiye’yi yasa boğdu.
Tatilciler, yanarak, boğularak can verdi. Yüreğimizi yakan olay, dün Bolu
Kartalkaya’daki Grand Kartalkaya otelde yaşandı.238 Misafirin yaşadığı otelde,
sabah kahvaltısının hazırlandığı mutfaka,saat03.27’de, henüz bilinmeyen bir
nedenle, yangın çıktı. Alevler kısa sürede, oteli sardı.
SÖMESTRİ TATİLİ İÇİN, otelde
bulunan misafirler, yangına uykuda yakalandı.76 kişi yanarak ve dumandan
zehirlenerek, can verdi. Bolu merkezden, yaklaşık bir saatte gelen
itfaiye,yangını,9dsstte söndürdü.51 Yaralı tedavide. Facia yaşanan otelde, tek
gece, 2 kişi konaklama, 16-32 bin liraydı
KURTULANLAR ANLATTI: çığlıklarla uyandık. Alarm çalmadı.
YANGINA UYKUDA YAKALANAN TATİLCİLER, camlara çıkarak, kurtarılmayı beklediler.
OTELE
EN YAKIN İTFAİYE BİRİMİ, 35 KİLOMETRE UZAKTAYDI.
Bu Gazetede, çok önemli, başka bir konu da, Muhalefete yapılan operasyonda, bunu da gördük;.
ÜMİT ÖZDAĞ’DA TUTUKLANDI.
Cumhurbaşkanına hakaretten SERBEST BIRAKILAN Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ; Halkı kin ve
düşmanlığa tahrik etmekten, hapse atıldı.
6/2)5Şubat2025
Çarşamba CUMHURİYET
Teğmenler;
Mustafa Kemal’in Askerleriyiz dedikleri için, TSK’den atılar.
O
YALAN ÇÖKTÜ
GEREKÇELİ KARAR ORTAYA ÇIKARDI:
Kara
Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında, kılıç çatıp; Mustafa Kemal’in
Askerleriyiz diyerek, yemin ettikleri nedeniyle; ihraç edilen beş teğmenle
ilgili, Yüksek Disiplin Kurulu (YDK)kararının, gerekçesi açıklandı. Mustafa
Kemal’în Askerleriyiz sözünün; karşıtlık içeren, protest bir eylemde kullanıldığı,
iddia edildi.
EMEKLİ ASKERİ HAKİM,AHMET ZEKİ ÜÇOK: HUKUKİ EMEL YOK
Ne yasa maddesi ne de yasal bir açıklama var .Siyasi gerekçe ve kaygı
barındırıyor. Tek hukukçu üye oy kullandı. Üç hakimli üye ile ihraç, geçersiz
sayılır. Karşı oylar vicdan, ahlâk ve siyasi baskıya dayanan, komutanların
olduğunu gösterdi
CHP LİDERİ ÖGÜR ÖZEL,AÇIKLADI: ATATÜRKÇÜ
Teğmenlerin, tazminatları ödenecek dedi. Grup toplantısında, ordudan
ihraç edilen teğmenlere sahip çıkan, CHP lideri ÖZEL; belirlenen tazminatların,
milletvekillerinin maaşlarından ödenmesini oylattı.
Millet vekilleri ayağa kalkarak,
destek verdi. ÖZEL; borç, bizim borcumuzdur dedi.
CHP’YE GEÇEN.ENGİN YURT’A HOŞ GELDİN SORUŞTURMASI.
DEMOKRAT PARTİ’DEN, istifa eden İstanbul Milletvekili Cemal ENGİNYURT
ile İzmir Milletvekili Salih UZUN, CHP’ye katıldı. Partinin grup toplantısında
rozet öreninde, ERDOĞAN’a eleştiriler yönelten, ENGİNYURT’a, İstanbul Baş
Savcılığı tarafından, soruşturma başlatıldı.
7/2)6
Şubat 2025 Perşembe SÖZCÜ
31 Ocak CUMA GÜNÜ, İFADE VERDİ,HAFTA
DOLMADAN JET HIZIYLA,İDDİANAMESİ YAZILDI. İMAMOĞLU’NA; HAPİS VE SİYASİ YASAK
İSTENDİ
6 ŞUBATI UNUTMADIK!
Deprem bekleyen 16 milyon İstanbulluya böyle diyorlar
RANT VARSA ÖLÜN! İstanbul’da deprem anında kaçıp, sığınılacak boş arazı kalmadı.17 park ve 7 orman ile onlarca askeri arazi, imara açıldı.84,6 milyar dolarlık, rant yaratıldı.
BURALARIN TAMAMI,BİR ZAMANLAR ASKERİ ARAZİYDİ MASLAK B:urada
Sarıyer 3.Kolordu Komutanlığı vardı.1453 Projesi yapıldı. BEŞİKTAŞ: Burada
Jandarma’nın Dikimevi vardı. Kempinski Balmumcu projesi yapıldı. ZEKERİYA KÖY: Burada boğazı
savunma. Füze Üssü vardı. Köy adı ile bu proje yapıldı HALKALI: Burada Jandarma
kışlası vardı. Taşındı. Yerine Avrupa Konutları projesi yapıldı. ZEYTİNBURNU:
Burada Tank Fabrikası vardı. Kaldırıldı. Büyük Yalı projesi yapıldı. ÇEKMEKÖY: Burada Şehit
Onbaşı Azim Özdemir Kışlası vardı.1774 konut ve 141 villa yapıldı.
10 DEPREM ZEDEDEN7’Sİ, KONTEYNERLERDE YAŞIYOR.
Özgür ÖZEL, çarpıcı tespitl depremin yıl dönümü için gittiği ADIYAMAN’da yaptı. ERDOĞSN’ın; 1 yılda tüm konutları teslim edeceğiz dediği vaadini hatırlatıp, sözler unutuldu.2 Yılda konutların % 30’u verildi. İktidar, sınıfta kaldı dedi.
BU BÖLÜMDEKİ ÖRNEKLERİNDE IŞIĞI ALTINDA, KISSADAN HİSSE İLE! BİR ŞEYLER SÖYLEMEYE DEVAM EDİYORUM:
20)22 Ocak 2025 Çarşamba NEFES Gazetesi;
BOLU Kartalkaya Grand Otel’de, çıkan
yangında,88 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak, paradan tasarruf amacı ile yangın ihtimaline karşı, gerekli teknik teçhizatın bulunmadığına, gerekli izinlerinde formalite icabı olduğuna vurgu yaparken! Sorumluluk Makamında olanlardan, kimsenin istifa etmediğinden hareketle; GÖREREK YAŞADIĞIMIZ, başka felaketleri ve sorunları da sıralarken, dikkat çekmek adına, önemli ve . Yetkili Makamlarda oturanların; başka konularda da, görevlerini yapmadıkları, Türkiye’yi zarara soktuklarına vurgu yapmak adına, NEFES Gazetesi, işin sonucunu;
İSTİFA
EDEN YOK şeklinde, özetlemiş. Görevlilerin bilerek, ya da bilmeyerek yaptıkları
yanlışlarda yanlarına kâr kalıyor. Ve ölenlerde, öldüğü ile kalıyor
AMA Sayın
ERDOĞAN;
Halkımız nezdinde Siyaseten, kendisinin de zarar göreceğini, fark
ederse; Yetkiliyi, kendisi görevden alıyor. Bir Bakanın bile, kendiliğinden
istifa etme hakkı da yok. Ancak, Sayın ERDOĞAN’dan affını isteyebilir. Sayın
ERDOĞAN, gerekli görürse; af talebi kabul edilir ve bu Yetkiliyi, KENDİSİ
görevden alır. DEVAM EDİYORUM
21)AKP
İktidarının severek ve çok isteyerek yaptığı işlerin başında, Devlete ait
arazilerde, Siteler, Villalar inşa etmek! Ama bunlar, deprem zedeler için falan
değil. Bu arazilerin tamamı, TSK’nın arazileri. Detaylarını yukarıda,6 Şubat
2025 Perşembe SÖZCÜ’de gördünüz. Örneğin İstanbul Boğazında, Zekeriya Köy’de
Boğazın Güvenliğini sağlamak açısından çok önemli olan, FÜZE ÜSSÜ’nde, füze
fırlatma tesislerinin sökülüp, muhtemelen başka bir yer taşındığı yada bir
depoda bekletildiği, anlaşılıyor. Buradaki araziye, KÖY adı ile villalar
yapılmış.
İSTANBUL’da sadece, boğaz ve boğaza yakın yerlerdeki Askeri Tesisler ile Kışlaların değil; İstanbul’un başka semtlerinde ki Askeri Tesis, ya da Kışlaların! Yer seçiminin; eskiden olduğu gibi, günümüzde de, BİR SAVAŞ İHTİMALİNE KARŞI, askeri ihtiyaçların karşılanması ve hızlı müdahale edilmesi nedeni ile Günümüzdeki Siyasetçilerin bu gibi gerçekleri görmeden, Askeri Arazileri, talan etmelerini, KABUL EDEMEYİZ!..
SONUÇ İTİBARIYLE, İstanbul’un, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının güvenliğinin sağlanmasının; BÜTÜN TÜRKİYE’nin, Güvenliğinin Sağlanmasında, En Önemli Bileşenlerden Biri Olduğunu, Kimse Unutmasın!...
BURADA.AKP
Döneminde, RANT hırsının ağır bastığını, gözlemliyoruz. Devam ediyorum
22)SONUÇ İTİBARİYLE, bu yılki Mezuniyet Töreninde, Askerlik yeminini eden Genç Teğmenler, Askerlik Andına ilaveten; MUSTAFA KEMALİN ASKERLERİYİZ, diyerek haykırmalarını ve gelenek haline gelen Kılıç Çatma Konusunu, bahane edip! Beş Genç Teğmen ile 3 komutanın, TSK’dan ihraç edilmeleri de, kabul edilemez. Detaylarını yukarı da, 5 Şubat 2025 Çarşamba CUMHURİYET Gazetesinde gördünüz.
BOP,
KAPSAMIN DA ve Amerika’nın desteğinde, İSRAİL’İN Suriye’ye ait, Golan
Tepelerini de, işgal edip; ŞAM’ın 20 Km. yakınına kadar geldikleri, BOP
Haritasından da anlaşılacağı üzere, sıranın!; İRAN’DAN SONRA, Türkye’ye geleceği de
bilindiğine göre, ki BOP Haritasında, Türkiye’nin, ne hale getirilmek istendiği
de orta da iken!...ATATÜRK’ÇÜ beş Teğmen ile Üç Komutanı, TSK’dan İHRAÇ ETMEK! Kimin İŞİNE YARAR! Diye, sormamız gerekiyor
23)BÖYLESİ,KRİTİK , BİR ZAMAN DA, kurgulandığı anlaşılan, Terörist Başı Abdullah ÖCALAN’ın serbest bırakılması; Abdullah ÖÇALAN’ın da, kendisi ile birlikte 4750 PKK’lı Teröristin de serbest bırakılmasını şart koşmasına! ne diyeceğiz?...
BUNLAR MI KURTARACAK, TÜRKİYE’Yİ?...
24)CHP Lideri Özgür ÖZEL; işe yanlış yerden başladı. Muhtemel bir erken seçim öncesinde, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayının kim olacağı konusunu, gündeme getirdi. Onun gönlünde ki kışının, Ekrem İMAMOĞLU olduğu, anlaşılıyordu zaten. ANKARA BÜYÜK ŞEHİR Belediye Başkanı Mansur YAVAŞ, Cumhurbaşkanı Adayının kim olacağını, şimdiden belirlemeye çalışmanın, ERKEN ve YANLIŞ olacağına vurgu yaparak; Kİ BU DA DOĞRUDUR. Aslında, doğrudan söylemese de, bunun İSTANBUL Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İAMOĞLU, olduğunu oda biliyordu;
BÖYLESİ BİR DURUMDA, öne çıkan Cumhurbaşkanı Adayının, Sayın ERDOĞAN tarafından, hedef haline getirileceğine işret etti. Sayın Mansur YAVAŞ’ın bu tespiti de doğru.
BU NEDENLE Sayın RDOĞAN; Ekrem İMAMOĞLU’nu kendisine rakip gördüğünden,
dava üstüne dava açıyor. Onu itibarsızlaştırmaya çalışıyor
Mansur YAVAŞ,
Türkiye’nin, acil ve daha önemli konusunun; Kuvvetler Ayrılığına Dayalı Eski Parlamenter Sisteme geri dönmek, olduğuna da
vurgu yaptı. Bu da doğru.
CHP Lideri özgür ÖZEL’de, Genel Başkan seçildikten sonra, neredeyse! bir gelenek haline gelen, Amerika’ya gitti. Ben bu noktadan hareketle, Amerikalıların; Özgür ÖZEL’den, bazı talepleri ve yönlendirmelerinin olduğunu düşünüyorum. Ama ben şahsen, Özgür ÖZEL’in, düzgün birisi olduğu, kanaatindeyim ama! Nasıl oluyorsa, Eski Parlamenter Sisteme geri dönmek gibi, bir sözünü duymadım
GÖREREK
YAŞADIĞIMIZ, bütün sorunların geride kalması noktasında, mutlaka Kuvvetler
Ayrılığına Dayalı Eski Parlamenter Sisteme, geri dönmemiz gerektiğini, burada
tekrar vurgulamak istiyorum
25)Kuvvetler Ayrılığına Dayalı Eski Parlamenter Sisteme Kolay Bir Şekilde Geçmenin Yolu; NOTER TASDİKLİ STANDART BELGE’dir. Bu Yöntem, benim geliştirdiğim bir formüldür. Zaten Türkiye Cumhuriyeti’nin Temeli de Parlamenter Demokrasidir. Ve benim formülün Anayasa’ya da aykırı bir tarafı yoktur. Ve Ayni zamanda bir Referandum, niteliğindedir.
BÖYLESİ BİR BELGEYİ, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş Felsefesine, Mustafa
Kemal ATATÜRK’ün, İlke ve İnkilâplarına gönül veren bütün Partiler Ve öncelikle
de Genel Başkarıları; benimseyip, destek vermeli ve uygulamalıdır
Böylesi
Noter Tasdikli Standart Belgeyi, Milletvekili olmak isteyen herkes, daha Milletvekili Aday Adayı sürecinde
mutlaka vermelidir. Vermeyenler, Aday Adayı dahi olamayacak. Tekrar söylüyorum.
Bu Formül Cumhuriyet ve Mustafa Kemal ATATÜRK sevdalısı PARTİLER ve Bu gibi Partilerden,
Milletvekili seçilmek isteyenler içindir
26)NOTER TASDİKLİ STANDART BELGE VE İÇERİK;
Milletvekili seçilip, Meclis’e girdiğimde;16 Nisan 2017 Referandumu öncendeki Anayasa’yı başlangıç kabul edip, Eski Parlamenter Sistem’e geri döneceğimi; şimdiden, kabul ve taahhüt ediyorum. Seçimi kazanıp, Meclis’e girdiğimde;
Eğer herhangi bir nedenle, bu taahhüdümden, vazgeçecek olursam;
Milletvekilliğimin,
kendiliğinden, düşürülmüş sayılacağını;
Şimdiden kabul ve taahhüt ediyorum
27)Başta, SÖZCÜ.CUMHURİYET.NEFES ve KARAR gibi Muhalif Gazeteler ile HALK TV, SÖZCÜ TV…gibi çok izlenen Televizyon Kanalları, bu konuya yer vermeli ve Siyasetin gündemine taşımalıdır. BAŞTA CHP olmak üzere, İYİ PARTİ,ZAFER PARTİSİ ve Merkez Sağ Partilerde, bu Sistemi benimseyip, bir Erken Seçim öncesinde, bir ittifakta oluşturabilirlerse! Çokta yararlı olur… .
ÖNCELİLKLE, Bu gibi Partilerin Genel Başkanlarının,
şimdiden, Bu Sistemi, kabul etmeleri gerekiyor.
BEN
BURADA,16 Nisan 2017,öcesindeki Anayas’nın çok iyi olduğunu kastetmiyorum.12
Eylül 1980 Askeri Darbe ve Kenan Evren Anayasası diye adlandırılan,
Anayasa’nın; değişiklik yapa yapa, kuşa çevrilmiş şekli idi, kuşa çevrilmiş son
şekliydi. Kötünün iyisi gibi. Bir yerden başlamak adına, öyle gerekiyordu. Bu
Yöntemle, Eski Parlamenter Sisteme geri döndükten sonra; daha mükemmel yeni bir
Anayasa yapmak için, çalışmalara da başlanırdı
28)BÖYLESİ bir FORMÜL ile SEÇİME gidildiğinde; Halkımızda bir GÜVEN oluşur ve Oylar; Noter Tasdikli Standart Belgeyi kabul eden Partilerin Milletvekili Adaylarına akar. Böylesi bir durumda,400 Milletvekili de çıkar,500 Milletvekili de çıkar.
MECLİS’te YEMİN töreninden sonra; kaldır el, indir el yapılır. Ve böylece, sorunsuz ve kolay bir şekilde, Kuvvetler Ayrılığına Dayalı Eski Parlamenter Sisteme geri dönülürken!
Türkiye’nin ihtiyacı ve Halkımızın da talebi olmayan, Tek Kişinin Egemen
Olduğu Şimdiki Sistem de kendiliğinden sonlandırılmış olur. Sayın ERDOĞAN’ın
Cumhurbaşkanlığı da, kendiliğinden, bitmiş olur. YENİ CUMHURBAŞKANI NI DA;
MECLİS, kendi arasından birini seçebildiği gibi dışarıdan birini de seçebilir.
29)BU
NEDENLE,CHP Lideri Özgür ÖZEL’in, Cumhurbaşkanı Adayının kim olacağı konusunda,
şimdiden acele etmesine gerek yok. Önce bu Formül ile Eski Parlamenter Sisteme
geri dönülsün. Meclis Kimi isterse, o kişi Cumhurbaşkanı olur. O zaman, Ekrem
İMAMOĞLU’da, Meclis dışından biri sıfatıyla, Cumhurbaşkanı Adayı
gösterilebilir. Ama her şey, Meclis’ın onayı ile olacak.
30)CUMHURBAŞKANI Adayının, kim olacağı konusunu, yukarıda da vurguladığım üzere! Şimdiden değil de; sonraya bırakmanın diğer bir faydası da şurada:
KİMSE BU İŞİ, çantada keklik görmesin. Bir Erken seçim kararı alındığında, mecburen CHP, iyi PARTİ ve Merkez SAĞDA DA BİR TOPARLANMA OLABİLİR. Bu gibi Partiler arasında, yine bir ittifak söz konusu olabilir. Bu nedenle onlara da bir söz hak tanıma açısından; işi aceleye getirmemek gerekiyor. En doğrusu da bu!
31)Mustafa
Kemal ATATÜRK’ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk
Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin
yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi,
seni, bu hazîneden, mahrum etmek istiyecek dahilî ve haricî bedhahların
olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen,
vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini
düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür
edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali
görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilir. Cebren ve hile ile aziz
vatanının, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün
orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde,
iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde
bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin
siyasî emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakrü zaruret içinde harap ve
bitâp düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı.
İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini
kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur
ZAMAN
GEÇSE BİLE, eskimeyen bu veciz ve doğru sözler; günümüzde HERKESİN kulağına
küpe olsun! zaman geçse bile DERS alınması gereken sözler
32)TÜRKİYE,ADIM
ADIM, ŞİMDİKİ ZOR DURUMA NASIL DÜŞTÜ? Bu gibi konuları önceleri de yazdım ama, bu gün burada kısaca,
tekrar bir özetlemek istiyorum Sovyetler Birliği’nin 1980’de dağılmasından
sonra Dünya tek kutuplu hale geliyor. Bunun üzerine, Dünyanın hem süper gücü,
hem de bir ekonomik gücü olan, Amerika Birleşik Devletleri ABD; içinde
Türkiye’nin de bulunduğu, Ortadoğu ülkelerini, kendi çıkarları doğrultusunda,
bölüp, parçalamayı ön gören, BOP Haritasını hazırlıyor. PKK’nın ortaya
çıkışının da, bir ön görüye dayalı olarak, biraz önce, buna hazırlık niteliğinde
olsa gerek,1978’de Kurulmasına öncülük eden de yine Amerika’dır. PKK bir Ermeni
Terör örgütüdür. Ve Kürt vatandaşlarımız ile de, bir ilgisi yoktur. BU GİBİ
konulara, yukarıda, Kıssadan Hisse ile’de, ara bölüm10) ve 16)’da değindim.
Bunları, tekrar okuyabilirsiniz Devam ediyorum. Dolayısıyla DEM’lilerin aykırı
taleplerinin arkasında da Amerika’nın olduğuna vurgu yapmıştım
33)Sayın
ERDOĞAN’ın Eğitim Durumunu geçiyorum. Cumhurbaşkanlığı Makamında oturan Kişinin
Türkiye Cumhuriyeti ile Mustafa Kemal ATATÜRK ve diğer Kurucuları ile Türk ve
Türklük ile bir sorununun olmaması gerekir. Ben bir Yazar olarak, Büyük
Ortadoğu Projesi BOP ve BOP Eş Başkanlığı gibi konular ve aşamalarını çok
yazdım. Sorunları saymak ve sorunları sıralamak yerine, HALK TV, SÖZCÜ TV gibi,
çok izlenen Televizyonlar da Program Yapımcıları, DEMOKRAT PARTİ ve DOĞRUYOL
PARTİSİ’nde önemli görevlerde bulunan Hasan EKİNCİ, Namık Kemal ZEYBEK, Ufuk SÖYLEMEZ
gibi isimleri, davet etsinler. Amerikalıların BOP kapsamında, doğrudan
tekliflerini, taleplerini anlatsınlar. Bu kişiler, benim eskimeyen, eski
dostlarımdır. Vatansever insanlardır. Hasan Ekinci, bu konuda birde kitap
yazmış. Kemal KILIÇDAROĞLU’na da, bu kitaptan bir tane göndermiş. Ben BOP
kapsamında, Merkez Sağ’ın, nasıl çökertildiğinin, bütün aşamalarını da yazdım.
Şu anda içinde bulunduğumuz, zor durumun, nedenlerinden biri de, budur. Bunun
tersi de doğrudur.
DEMOKRAT PARTİ Genel Başkanı
Gültekin UYSAL’ın, Partisini, ileri bir noktaya getirmek gibi bir derdinin
olmadığı kanaatindeyim. Bu konunun, tesadüfi olduğunu da kimse düşünmedin!
Cemal ENGİNYURT ve Salih UZUN gibi çalışkan ve etkili iki Arkadaşımızı da,
ayrılmak zorunda bıraktı. Genel başkan yardımcılarından İlay AKSOY’da çok
başarılı ama Gültekin UYSAL’ın, Demokrat Parti’yi ileri taşımak gibi bir niyeti
yok, Devam ediyorum
34)İstanbul Taksim GEZİ PARKI OLAYLARI; Sayın ERDOĞAN, açısından, niye çok önemli?
Ve Sayın ERDOĞAN; Mustafa Kemal
ATATÜRK’ten, niye hoşlanmaz?
(1877-78) Osmanlı-Rus
Savaşı ve Sultan 2.Abdül Hamit Dönemi; Türk Tarihinde bir kırılma noktasıdır.
Günümüzde de devam eden Türk-Ermeni sorunlarının, BOP kapsamında devamı
niteliğindedir. Bu gibi konuları da burada , tekrar özetledim. Ara Bölüm 11) Zaten,.
günümüzdeki Gezi olayları da, bu dönemde başlayan, gerici ayaklanmanın;
günümüzdeki devamı niteliğindedir. Ara bölüm;13) Ben burada, birkaç hususa daha
değinmek istiyorum. Bu günkü İstanbul Taksim Gezi Parkının olduğu yerde, o
tarihte, Topçu Kışlası vardı. Tarihimizde 31 Mart Vakası diye anılan gerici
ayaklanmanın tarihi, Hicri 1325,Miladi 13 Nisan 1909’da burada gerici bir isyan
başlıyor. İsyanı Bastırmak için, Selanik ve Edirne’de bulunan Ordu
birliklerinden, bir Harekat Ordusu kuruluyor. Bu Harekat Ordusu’nun Kolağası da
Mustafa Kemal Bey. Günümüzdeki ki ksrşılığı, Kurmay Yüzbaşı .Bu da Mustafa
Kemal ATATÜRK’ün ta kendisi!...
Sonuçta, isyan bastırılıyor.
İsyancılardan 20’si idam ediliyor.70 Kişi de, değişik hapis cezalarına
çarptırılıyor.
EĞER Gezi Olayları olmasaydı!
Kesilen ağaçların yerinde, kışlanın benzeri ile ilaveten, başka şeylerde
yapılacaktı. Ağaçların kesilmesine karşı çıkanların; amaçlarının başka olduğunu
da, kimse düşünmesin. Bir Yazar olarak, buradaki gelişmelere, Anayurt
Gazetesinde yazarken, değinmiştim. Gezi olayları, kendiliğinden gelişen bir
durum. Kimse öküzün altında, buzağı aramasın!
35)BELEDİYE BAŞKANLIĞI İLE CUMHURBAŞKANLIĞI ÇOK FARKLI
ŞEYLER!...Belediye Başkanlığı için,
Yüksek Eğim gerekmeyebilir. Örneğin,
Mansur YAVAŞ Avukatlıkta yaptığına göre; Hukuk Fakültesi Mezunudur. Ekrem İMAMOĞLU’nun
Diploma ve Yüksek Eğitim gibi konuları net değil. Benzer durum, Sayın ERDOĞAN
içinde geçerli. Bu gibi noktalardan hareketle; Cumhurbaşkanlığı, çok farklı bir
konu. Kuvvetler Ayrılığına Dayalı Parlamenter Sistemde, Başbakanlık için;
Yüksek Eğitim gerekmeyebilir. Rahmetli Bülent ECEVİT, örneğinde olduğu gibi. Bu Sistemde Cumhurbaşkanlığı, semboliktir.Bu
nedenle, Cumhurbaşkanlığı Makamında oturacak kişinin, Yüksek Eğitimin dışında, Master,
Doktoralı, yada daha yukarılarda olması, buna ilaveten farklı yetenekleri, Felsefe,
Mantık, Tarih, Fizik, Kimya, Matematik de bilmek gibi farklı özelliklerinin de
olması gerekir. Çünkü Bilge Kişiliği ile Devletin Tepesinde, işlerin doğru
gidip, gitmediğini, gözetmeli, gerektiğinde, uyarmalı, doğru yolu göstermelidir
BU NEDENLE, başta Özgür ÖZEL’in,
Cumhurbaşkanlığı Adaylığı konusunu, aceleye getirmek yerine; Önce Eski
Parlamenter Sisteme, geri dönme konusunu gündeme getirmelidir. Bu işin Pratik
ve garantili diyebileceğimiz yöntemini de! Noter Tasdikli Standart BELGE ÖRNEĞİ
İLE DE ortaya koymaya çalıştım . Buraya kadar vurguladığım konuların, niye çok
önemii olduğunu da, bir yerlere bağlamak istiyorum
36)Mustafa Kemal ATATÜRK; dağdaki eğitimsiz, ama zeki olan bir çobanı bile; bakışlarından, birkaç cümlesinden bile hemen anlıyordu. Bu sebepten olmalı ki; önemli yerlere getirdiği Kişiler, yetenekli ve sorun çözücü gibi çok önemli özellikleri olduğundan; her kademedeki sorunlar, çok çabuk çözülüyordu.
BU NEDENLE, benimde vurguladığım üzere, CUMHURBAŞKANI seçilecek kişinin, çok yetenekli ve çok yönlü olmasında yarar var. Ve bu nedenle de diyorum ki, Türkiye’nin öncelikli ve acil ihtiyacı, önce Eski Parlamenter Sistemi gündeme getirip, tartışmaya başlamak. Sonrasında Noter Tasdikli Standart Belge ile seçime girmek ve sorunsuz bir şekilde, Eski Parlamenter Sisteme geri dönmek. Daha sonra bir Cumhurbaşkanını seçmek. Cumhurbaşkanını, MECLİS; Milletvekilleri arasından birini Aday gösterip seçebildiği gibi;
MECLİS DIŞINDAN, birini de Aday gösterip, seçebilir. Ama Meclis’deki Milletvekillerinin, gerekli sayıdaki oyları ile olur. Burada Eski Parlamenter Sistemden bahsettiğimizi, kimse unutmasın.
BU NEDENLE CHP’nin; Ekrem İMAMOĞLU’nu, şimdiden Cumhurbaşkanlığına Aday gösterme çabaları; hem zamanlama, hem de Eski Parlamenter Sisteme geri dönme konusunda,
MANİDAR, BİR DURUM, aceleye gerek yok.
37)YUKARIDA,36’da,Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yetenekli, kapasiteli ve iş yapacak insanları, dağdaki eğitimsiz ama zeki bir çobanı bile bakışlarından, birkaç cümlesinden anlayabildiğine vurgu yapmıştım. Onun böylesi bir yeteneği ve özelliği;
ONUN KISACK bir ömründe, az zamanda büyük ve çok önemli işler başarmasının da özüdür ve özetidir. Bu noktadan başlayarak, görerek bizzat yaşadığım bazı sorunlara dikkatinizi, çekmek istiyorum. Ben Mustafa Kemal ATATÜRK çizgisinde, uygulaması da iyi olan, Enerji Uzmanı bir Mak. Yük. Müh. Alaska’dan Vietnam’a kadar, 5 kıtada okuru olan, bir Yazarım. Sosyal, Siyasal, Kültür, Tarih, Sanat ve Teknik konularda, kapsamlı yazılar yazıyorum. Lise yıllarımdan başlayan, kaç buluşum var.
38)İlgi alanlarım konusunda da bir şeyler söyledikten sonra, çok önemli, başka bir soruna, dikkatinizi çekmek istiyorum. Kemal KILIÇDAROĞLU’na, 3 defa faks çektim. Bilgilendirme notu ile görüşme talebinde bulundum. Ama görüşemedim. Devamında CHP’nin, yeni Genel Başkanı Özgür ÖZEL’e de, değişik zamanlarda 3 faks gönderdim. Bilgilendirme notu ile görüşme talebinde bulundum. Ama onunla da görüşemedim. Devam ediyorum. Neticede İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU ile Ankara Büyükşehir Belediye Bakanı Mansur YAVAŞ ile de görüşemedim. Eğer İsmini saydığım Tepedeki Kişilerin Yardımcıları, benimle görüşüp, gereğini yapsalardı! Tepedekilerle görüşmeye de gerek kalmazdı!...
BU GİBİ örneklerden, şöylesi bir
sonuç çıkıyor. Burada isimlerini saydığım Tepedeki Siyasetçiler ile! Büyük
Şehir Belediye Başkanları; Yardımcılarını, iyi seçememişler. Bu nedenledir ki,
günümüzdeki çoğu önemli sorunlar çözülemiyor.
ÇOK ÖNEMLİ diğer bir konuda şu: Yazarlar;
işleri icabı, çok okuyan ve araştıran, kanaat önderleridir. Bir Yazarı anlamak,
çok kolay. Bir web siteleri vardır. Bu nedenle, önce web sitelerine girer;
kabaca bir göz atarsınız. Önemli ipuçlarını, kolayca yakalayabilirsiniz.
ŞİMDİ ANLADINIZ MI? Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kısacık ömründe çok önemli ve büyük işleri! Nasıl başardığını?
BİZİM İNSANIMIZIN, kültür yapımızdan olsa gerek! Bir baş olmayı, bir işin başında olmayı, çok seviyor. Bir konuda uzmanlaşma gereğini duymuyor. Bu noktada uygulama eksikliğinden kaynaklanan, bir sorun oluşuyor. Hangi kademede olursa olsun! Bir üstekinden bir emir, bir talimat gelmeden; kendiliğinden, bir iş yapmıyor. Mevcut durum bu olunca, Tepedeki Yönetici ; Hangi sorunu ,tek başına nasıl çözecek?...Almanya gibi gelişmiş Batı Devletlerinde, herkes yaptığı işle ilgili, uygulama eğitimini de alır. Ve herkes kendi işinin, ehli olduğundan; işler tıkır yürür. Ve ortaya güzel işler çıkar.Ben Batı Sistemine, zaten yatkın bir kişiyim. Ve her şeyin en iyisini, en mükemmelini, yapmak isterim
39)ŞİMDİ
SÖZÜ, şuraya getiriyorum: Bence Mansur YAVAŞ ile Ekrem İMAMOĞLU; Büyük Şehir
Belediye Başkanlıklarına, bir Dönem daha devam etmeliler. Çünkü, ellerindeki
Mali İmkanlarla, Halkımıza hizmet etmeye devam etmelidirler. Ellerindeki
imkanlarla, daha büyük işler başarabilirler AMA günümüzde TÜRKİYE; AKP ve Sayın
ERDOĞAN döneminde,
BOP kapsamında Bölünüp-Parçalanma Tehlikesi ile karşı karşıya. Ayrıca Sayın ERDOĞAN’ın; BOP Eş Başkanlarından biri olduğu da, kendi ifadesidir. NETİCEDE, bölgemizde bir savaş çıkma ihtimali de olduğundan; CUMHURBAŞKANLIĞI Makamına, getirilecek kişinin; yakından tanıdığımız Eski Bir Asker Kişi, bir Komutanın getirilmesi, daha uygun görülebilir. Bu gibi tehlikelere, aşağıdaki bölümde tekrar değineceğiz.
BU NEDENLE, günümüzdeki en acil konunun, Cumhurbaşkanı Adayının kim olacağını, tartışmak değil! Eski Parlamenter Sisteme, yeniden nasıl geçileceğinin, Tartışmaya açılması gerekiyor. Bunun nasıl olacağının, yolunu da söyledim. NOTER TASDİKLİ STANDART BELGE.
BÖYLESİ BİR STRATEJİ İLE, Mansur
YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU ’nu, İktidarın baskısı ve engellemelerinden de
kurtarmış olacağız
GAZETE MANŞETLERİ
8/2)20
Şubat2025 Perşembe NEFES
Mustafa Kemal’in Askerlerine Sahip
Çıkanlar da Yanıyor
TEĞMENLER ATILMASIN DİYEN KOMUTAN GÖREVDEN ALINDI.O DA EMEKLİLİĞİNİ İSTEDİ
K.K.K Yüksek Disiplin Kurulunda,5 teğmenin ihracına karşı çıkan, korgeneral görevinden uzaklaştırıldı.3komutanın da başka yere gönderildiği konuşuluyor. DİĞER ÖNEMLİ HABERLERDE ŞÖYLE
:Ayşe BARIM’a tahliye veren hakime, soruşturma açıldı .HSK, Gezi Parkı
Dava’sından tutuklanan menajer Barım için, tahliye kararı veren
İstanbul.8.Asliye Ceza hakimi hakkında, soruşturma açtı.
9/2)20
Şubat Perşembe CUMHURİYET
EY
TÜSİAD SORASI SORGU CAN SİMİDİ: Bir yandan DEM PARTİ’ye karşı hem havuç. Hem de sopa
politikasını, aynı anda uygulamaya başladı.
Öte yandan, ana muhalefet partisi CHP’yi de, büyük baskı altına aldı.
DİĞER, ara başlıklarda şöyle:
Ekrem
Kongar; KONUŞAN MI?...Orhan Bursalı; KİM OLACAK?, Sayın Erdoğan; HADDİNİZİ
BİLECEKSİNİZ!...Özgür ÖZEL’den; ERDOĞAN’a soru: SİVİL DARBE’nin, NERESİNDE SİN?...Sayın
ERDOĞAN’ın, Meclis’dekı Grup Konuşması; ARAS’TAN SONRA SIRA TURAN’DA
10/2)20
Şubat 2Ş25 Perşembe SÖZCÜ
İçeridekilerin sayısı, toplam
ksapasiteyi,91 bin kişi aştı
6 AYDA 60 BİN KİŞİ,GEZA EVİNE ATILDI Soruşturma, gözaltı ve tutuklama furyası sürerken, ceza evi istatistikleri alarm verdi.392 bin tutuklu ve hükümlü için, ocak ayında,tam,11 milyar harcandı. Erdoğan, TÜSİAD’a haddini bil dedi. Arkasından tutuklama geldi,
İKİ BAŞKAN SAVGIYA İFADE VERDİ, YURD DIŞI YASAĞI İLE,MAHKEMEYE SEVK EDİLDİ.
40)TÜRKİYE’nin Siyaseten geldiği, ya da getirildiği noktada; işlerin iyi gitmediği, Demokrasiden uzaklaşıldığı yönünde, görüşlerini açıklayan, Türkiye, Sanayi İş verenleri Teşkilatının uyarılarını!...Hükümeti devirmeye çalışmak gibi algılayıp! Görüş beyan eden Başkanları, bileklerine kelepçe takıp, polis eşliğinde ifadeye götürmek; Türkiye’ye bir fayda sağlamaz. Bu Başkanlar, çağrıldılar da gelmediler mi? Sorusunu sormak gerekiyor. Ekonominin çöktüğü, Demokrasi ve Hukuktan uzaklaşıldığı bir Ülkeye, yabancı yatırımcı gelir mi?...
BU NEDENLE, Sorunları saymak ve Sorunları sıralamak yerine! Başta CHP ve
diğer Muhalefet Partileri , Muhalif Gazete ve Televizyonlar da! Eski
Parlamenter Sisteme; nasıl geri dönüleceğini; şimdiden, tartışmaya
başlamalıdırlar. Bunun kolay ve pratik yönteminii de söyledim
3-BOP ve BOP EŞ BAŞKANLIĞI KAPSAMINDA, BAZI ÖNEMLİ NOKTALARA VURGU İLE BİR ÖZET
1)Bölünmüş-Parçalanmış Orta Doğu Haritası ve Türkiye’nin
Hali
2)Bu gün, siyaseten gelinen
noktada, Suriye lideri Beşar Esat; Amerika’nın kontrolündeki kafa kesen El
KAİDE’nin devamı niteliğindeki, HTŞ aşırı islâmi terör örgütünün başlattığı
isyan hareketini önleyemediği için;
7 Aralık 2024 Pazar günü, Şam’dan ayrılmak zorunda kaldığını
öğrendik. Beşar ESAT’ın Rusya’ya sığındığı haberini aldık. Ailesi daha önceden,
zaten sağlık nedenleri ile Moskova’daymış
YUKARIDAKİ haritada, BOP Kapsamında, zaman içinde, benzer
bir nihai amaç doğrultusun da Türkiye’den de Toprak koparılacağı anlaşılıyor
3)SURİYE’de
çok garip şeyler oluyor. HTŞ Lideri GOLANİ, Amerika tarafından terör listesinde
aranıyordu. Başına 10 Milyon Dolar ödül konmuştu. Ama aynı kişi, yani Golanı;10
gün gibi kısa bir süre içinde Beşar ESAD Yönetimini yıkması ve Suriye
Yönetimini ele geçirmesi sonucunda;
Durum değişiyor. Daha önce terörist olarak ilan edip, basına
10 milyon ödül koyduğunu unutmuşçasına;
Amerika Birleşik
Devletleri ABD Başkanı Joe BİD0N!, HTŞ lideri GOLANI’yi bu defasında, bir
kahraman gibi görmeye başlıyor. Bu da yetmiyor. Diğer Batılı Devletler de, Golani
ile bir şekilde irtibat kurup;
HTŞ adlı Terör Örgütünün liderini, onlarda meşrulaştırıp;
Suriye’nin yeni lideri olarak tanıma hazırlığı içinde
olduklarını, görüyoruz. Amerika ve onun etkisi altında olan Batılı Devletlerin;
Suriye ile bir sınırlarının olmaması gibi nedenlerle; onlar açısından, bir
sorun olarak görülmeyebilir. Bu konuyu geçiyoruz
AMA Türkiye’nin MİT Müsteşarı İbrahim KALIN’ın; Golani’nin
şoförlüğünü yaptığı arabaya binip, samimi pozlar vermesi, Emevi Camii’nde birlikte
namaz kılmaları;
Türkiye’nin; GOLANİ’nin, dini gerekçelerle işlediği suçları görmezden
geldiği, yada bunları tasvip ettiği anlamına gelir. Böylesi bir hususun;
Türkiye’nin çıkarları ile Devlet Adamlığı ile bir ilgisi, bir ilişkisi yok.
BİZLERE ters gelen bu gibi gelişmelerin; BOP ve BOP Eş
Başkanlığı kapsamında, Amerika’nın da
hedeflerine uygun davranışlardır
Yukarı da da, vurguladığım üzere, GOLANİ; Beşar ESAT Yönetimini yıkınca, Amerika kendi çıkarları
doğrultusunda, GOLANİ’yi, şimdilik terörist listesinden çıkardı.
BİZİMKİLERDE, bunu bir fırsat bilip; GOLANİ ile daha
önceleri birlikte çalıştıklarını itiraf etti. Ve konu, gazetelere de haber
olarak yansıdı. Sonraki günlerde, Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan’ın da, İbrahim
Kalın gibi, samimi bir hava içinde GOLANI ile görüştüğü bilgileri, yazılı ve
görsel basınımıza yansıdı. Sayın ERDOĞAN’n da 27 Aralık 2024 Cuma günü, ŞAM’a
gideceği, EMEVİi CAMİİ’inde namaz kılacağı anlaşılıyordu.
Türkiye tarafında yaşanan bu gibi gelişmeler de zaten,
Amerika’nın hoşuna gidecek işler.
4) 20 0cak 2025’te, ABD’nin
seçilmiş yeni Başkanı Donald TRUMP, yönetimi; Joe BİDON’dan devir alıyor. TRUMP
döneminde de, Amerika ve Türkiye arasındaki ilişkilerin daha iyi olacağını,
Amerika’nın BOP, Projesinden vaz geçeceğini de, kimse düşünmesin. Devam ediyorum
Donald TRUM, mesajında; bir yandan Türkiye’yi övüp, Sayın
ERDOLĞAN’a gaz verirken, diğer yandan Türkiye’nin, bir müttefik olduğuna da
vurgu yaparak! Yeni dönemde, Türkiye’den
beklentilerinin olduğu mesajını verdi.
SÖZÜN KISASI, Donald TRUMP; Türk Silahlı Kuvvetleri TSK’yi
yeni dönemde, AMERİKA’nın jandarması olarak, kullanmak istiyor. Şimdi sıra
İRAN’DA YA!...Devam ediyorum
5)Sayın ERDOĞAN’da, gaza gelip; bir
yandan TRUMP’ın beklentisini karşılayacak, DİĞER YANDAN da, yeniden
CUMHURBAŞKANI seçilmeyi çok istediğinden! Bir taşla, iki Kuş vurmak anlamına
gelen, şunları söyledi:
Türkiye’nin
yüzölçümün, ya da Sayın ERDOĞANîn deyimi ile Misakı Milli Sınırımızın; 882 000
Km2( Kilometre Kare), olarak kabul edemeyiz! Dedi
Bu konuyu şöyle açıklayabiliriz: GOLANİ; Beşar ESAD’ı
devirip, Suriye Yönetimini ele GEÇİRDİ YA!; üstelik Sayın ERDOĞAN ve GOLANİ’nin,
ideolojik açıdan, SİYASAL İslam, yada Şeriat Yönetimi gibi konularda, bir amaç
birliği var. Sayın ERDOĞAN ile yakın çalışma Arkadaşları, Hakan FİDAN ve
İbrahim KALİN’ın; GOLANİ arasındaki samimiyet ve iyi anlaşıyorlar gibi
konuların asıl nedeni;
Yukarıda da vurguladığım gibi, siyasal islam ve uygulama
konusundaki, bir amaç birliğidir
Sayın ERDOĞAN’ın Suriye’deki böylesi bir yönetim
değişikliğinden, siyaseten yararlanmak,
SURİYE’den toprak koparmak
istediğini de, düşünüyorum
6)AMA
ŞU ANDA, Türkiye’de ekonominin çökmesi, TSK’nın yapısıyla, yine AKP iktidarı
döneminde oynanmış olması, Kumpas Davaları gibi nedenlerle; Ki bu gibi
konuların, Sayın ERDOĞAN’ın BOP ve BOP Eş Başkanlığı ile de ilgisi olduğundan!
Zamanlama açısından;
Türkiye’nin Suriye’eki çatışmalara müdahil olması, daha
vahimi de! IRAN’ın yıkılmasına da vesile olacak bir çatışmaya asla
girmemelidir. Bunun nedenlerini de şöyle açıklayabiliriz:
İRAN ÇÖKFTİLİR SE!. Sıranın Türkiye’ye geleceğini, herkes
bilsin ve anlasın!...
BİR DE. İRAN’ın, nüfus yapısı olarak yarısının, muhtemelen
daha fazlasının, Türk kökenli olduğundan!
İRAN ile sınırlarımız,
100 yıllar boyunca, hiç değişmemiştir!
AMA BİZLER, Türk Halkı olarak, Atalarımızdan emanet
aldığımız toprakları ve ülkemizin sınırlarını koruyarak, gelecek kuşaklara da;
öyle ve eksiksiz devir etmemiz gerekiyor. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Gençliğe
Hitabesinde de vurguladığı hususlar; günümüz Türkiye’sinde iktidarı elinde
bulunduranlarla, Destekçilerine uyan, çok yönleri var. Bu gibi konularda, çok
şeyler söyledik. Söylemeye de devam edeceğiz,
ÖZETLE ŞÖYLE: Siyasetçiler; kendilerine göre nedenlerle,
yada kendi emelleri, yada çıkarları doğrultusunda, Bir Yabancı Devletin;
Türkiye’nin çıkarları ile ters düşen Projenin bir Parçası olabilirler, Yanlış
İşler yapabilirler
AMA ASIL OLAN; Halkımızın,
Siyasetçilerin her söylediklerini doğru sanıp! İnanmamaları ve bir mantık
süzgecinden geçirmeleri gerekiyor.
5)Sayın
ERDOĞAN’ın, Büyük Ortadoğu Projesi BOP’un Eş Başkanlarından biri olduğunu ve bu
yöndeki sözlerini de, kimse unutmasın! Halkımızın ihtiyacı ve Türkiye’nin de
talebi olmayan Tek Kişilik Başkanlık Sistemini, ilk önerenin; MHP Lideri Devlet
BAHÇELİ olduğunu,
Bütün olumsuz
etkilerine rağmen, bu sistemi savunan!, birbirlerinden hazzetmedikleri ortada
iken!, Kim istedi, nasıl oldu da?
Hep Sayın ERDOĞAN’ın yanında ve bu Sistemin bekçisi oldu? 3
Kasım 2002’den bu yana, AKP ve Sayın ERDOĞAN ile aradan 22 yılı aşkın, uzunca
bir süre geçti ve Türkiye BOP kapsamın da, her konuda geriye gitti, bölünüp,
parçalanma noktasına geldi. Ekonomik açıdan da bu gün, kuru ekmeğe bile muhtaç,
çok sayıda vatandaşımızın olduğu da, herkesim, malûmudur
BU GÜN TÜRKİYE’nin her açıdan çok zorda olduğunun, çökme
noktasına geldiğinin nedenlerini anlayabilmek için, öncelikle Tarih bilmek
lazım. Bu gün yaşadığımız bütün sorunların başlangıcı; (1877-78) Osmanlı- Rus Savaşı ve Sultan
2.Abdül Hamit Dönemidir. Bu gibi konulara, bu Makalede de zaten özet halinde
zaten değindim
BU GÜN, yaşadığımız sorunlardan bir kısmının; bazı
siyasetçilerin, Etnik Kökenden kaynaklandığı, söylenebilir. Kürt’ler, özbeöz
Türk’tür. DEM ve Bennzeri Parti Yöneticileri, Kürt değildir. Ama siyaseten Kürt
vatandaşlarımızı kullanıyorlar. Detaylarını, önceki Makalelerden
okuyabilirsiniz
6) BU GİBİ KONULAR, Dünyanın jandarmalığına
soyunup, BOP Haritası çerçevesinde, aralarında Türkiye’nin de olduğu, Orta Doğu
ülkelerini, bölüp, parçalamak isteyen
Amerika ve Batılı Müttefikleri açısından; Bir sorun olarak görülmeyebilir.
Bu gibi konular, sadece Amerika ve Müttefiki Batılı
Devletler ile de, sınırlı değil. Emperyalist başka Devletler de, kendi
çıkarları doğrultusunda, Türkiye’nin, ATATÜRK döneminde gördüğümüz üzere, Akıl
ve Bilimin ışığında, başta teknoloji olmak üzere, gelişip zenginleşmesini, bir
güç odağı olmasını, elbette istemez. Bu gibi çok önemli ve stratejik konuların;
Sağ-Sol ayrımı yapmadan, ayrıca etnik kökeni ne olursa
olsun!, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin zihninde, yer etmesi lazım.
Bu toprakların, kıymetini bilmek lazım!
BU NEDENLE, öncelikle, Ülkeyi Yönetenlerin, Türk ile,
Türklük ile, Mustafa Kemal ATATÜRK ile bir sorununun , olmaması gerekir. Devam
ediyorum
7)BİLİNDİĞİ ÜZERE, Sayın ERDOĞAN; yukarıdaki Haritada görüldüğü üzere, BOP Projesinin Eş Başkanlarından biri. Bunu Sayın ERDOĞAN; kendisi söylüyor zaten
MHP Lideri Devlet BAHÇELİ ile Cumhur ittifakının diğer bileşenlerinden Büyük Birlik Partisi Lideri Mustafa DESTİCİ; Temeli Türk Milliyetçiliğine dayalı, iki Siyasi Partinin Genel Başkanları
Ama ABD’li Stratejistlerin, BOP kapsamında ön görüleri,
şöyle:2040’da Türkiye cumhuriyeti DİYE BİR Devlet kalmıyor. Türkiye Suriye ile
birleşiyor. Adı Belki de birleşik başka bir şey olacak. Bu nedenle kimse Beşar
ESAD Yönetiminin devrilmesine, Beşar ESAD’IN Suriye’den ayrılmak zorunda
kalmasına sevinmesin!
EĞER yakın bir amanda, bir erken seçimle Eski Parlamenter
Sisteme geri dönmezsek, geç kalırsak; böylesi bir sonucu engellemek, mümkün
olmayabilir
7) ÇÜNKÜ,AKP ve Sayın ERDOĞAN’ı, BOR
kapsamında destekleyip, iktidara taşıyan da Amerika’dır. Ve Türkiye’yi de, 3
Kasım 2002’den bu yana, 22 yılı aşkın bir süreden beri, idare eden de; AKP ve
Sayın ERDOĞAN’dır
BU NEDENLE, günümüz Türkiye’sinde, bütün yetkilerin Tek
Kişide toplandığı, şimdiki sistemde; Sayın ERDOĞAN’ın, Suriye konusu dahil;
Amerika’nın çıkarlarına ters düşecek işler yapacağını da
kimse düşünmesin! Asıl tehlikede burada zaten. Bu nedenle, başta CHP ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine inanan, İYİ PARTİ. ZAFER PARTİSİ, ve Merkez
Sağdaki, DİĞER PARTİLER;
Bir yandan, zaruret haline gelen, muhtemel bir erken seçime
hazırlanırken; diğer yandan, Eski Parlamenter Sisteme geri dönecekleri
yönündeki niyetlerini de şimdiden ortaya koymalıdırlar. Bunun pratik ve garanti
diyebileceğimiz, benim önerdiğim NOTER TASDİKLİ STANDART BELGE yöntemidir. Bu
Yöntemi, bundan önceki Makalelerimden de, okuyabilirsiniz.
Muhalif Gazetelerin ve Televizyon Kanallarının
da, bu çok önemli konuya, şimdiden, yer vermeleri gerekiyor Bu vesile ile çok
önemli olan bu konuyu, burada tekrar hatırlatmış oldum
9)EKONOMİNİNDE,
çöktüğü bir zamanda Bu noktada Suriye’deki böylesi gelişmelerin; Türkiye’yi
niye çok ilgilendirdiği konusunu, biraz açmamız gerekiyor
HTŞ Lideri GOLANİ ve militanlarının Şama girmeleri,
Cumhurbaşkanlığı Sarayını talan etmelerinden başka;
HAPİSHANELERDE, ölüm zindanlardaki mahkûmları da
salıveriyorlar. Gazetelere ve televizyonlara yansıyan bilgiler, tüyler
ürpertici şeyler.
Hapishaneye girip te çıkmayan, çok sayıda mahkûmun olduğu
anlaşılıyor. Hapishanelerden tahliye olan MAHKÛMLARIN resimlerinin büyütülmüş
fotokopilerini, meydanlarda bir yerlere yapıştırmışlar. BU GİBİ YERLER, hınca
hınç; yakınlarını bir umut, bekleyen insanlarla dolu. Resimlerini görüp te,
nerede olduğu bilinmeyen insanlar da var
10)
Beşar ESAD’ın kendi Halkına, daha doğrusu muhaliflerine, böylesi acımasız
davrandığı, çok sayıda insanın işkence altında ve zindanlarda hayatlarını
kaybetmiş olmaları, elbette bir insanlık suçudur ve kabul edilemez. Zindanlarda
ve işkence ile öldürülenlerin, cesetlerinin de preslendiği, çuvallarında,
defnedildiği bilgileri de yazılı ve görsel basınımız da yer aldı.
Araplar ve İsrailliler, diğer adıyla Yahudiler, aynı
ırktandır, Sami ırkındandırlar .Acımasızlıkları da buradan kaynaklanıyor ve
orak bir özelliktir. İsraillilerin, Araplara ve Filistinlilere yaptığı soy
kırımları, bütün Dünya izledi. Ama Amerika ve müttefiki Devletler de, bu
vahşeti durdurmak yerine , hep izlediler. Türk Milletinin asaleti de burada
işte! Türk Milleti, hiçbir irk a; böylesi bir katliam yapmamıştır. Yapmaz da!
BU NEDENLE, bütün dünyaya huzur ve güven gelesi için!, Akıl
ve Bilimin rehberliğinde, Türkiye’nin de Askeri, Ekonomik ve her açıdan
gelişmiş bir Dünya Devleti ve bir Süper Güç olması gerekiyor
11)AYRICA
Orhan PAMUKAĞLU Paşanın da vurguladığı üzere, Türkiye’nin sınırlarını korumak
adına, BİR GÜN Amerika ve İsrail ile de çatışmak zorunda kalabileceği gerçeği
karşısında;
Suriye ve IRAK CEPHESİ İÇİN, ilave 2 Ordu daha oluşturmayı,
şimdiden düşünmelidir. Böylece Türkiye’nin 6 Ordusu oluyor Başkaca türlü,
bizleri bu Coğrafya da rahat bırakmazlar En gelişmiş savaş uçaklarını da
bizlerin yapması ve kimseye muhtaç olmamamız gerekiyor
Türkiye’ye yakışacak olan da budur. Mansur YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU’da, Cumhurbaşkanı Adayı olmasın derken! Aslında böylesi bir tehlikeye, dikkat çekmek istiyordum. Belediye Başkanlığını, herkes yapabilir. Ama Cumhurbaşkanlığı konusu, çok farklı, bir şey!...
Kemal KULIÇDAROĞLU; her ikisi de İlce Belediye Başkanlığı yapmış, bu 2 ismi bulup, getirmeseydi! Büyük ihtimalle yerlerinde sayarlardı. Bunları hayatın bir parçası, ya da tesadüflerin bazen, ne kadar çok önemli olduğunu; vurgulamak, açsından söylüyorum. Yoksa, benim onların kişilikleri ile, yaptıkları hizmetler ile oluşuz bir düşüncem yok ama, ben, Cumhurbaşkanlığı, Adaylıkları yerine!
ŞİMDİKİ GÖREVLERİNE,
bir dönem daha devam etmelerinin, daha doğru olduğunu, vurgulamak istiyorum
3-SORUNLARI SAYMAKLA,SORUNLARI SIRALAMAKLA; SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ,ÇÖZÜLEMEZ! AKIL VE BİLİMİN IŞIĞINDAİKÖY ENSTİTÜLERİ DAHİL.YENİDEN KURMAMIZ GEREK İLERİ TEKNOLOJİYİ,KENDİ MÜHENDİSLERİMİZLE KURMAK GEREK! Herkes, ATATÜRK DÖNEMİNDE YAPILANLARI, BİR HATIRLASIN!...
Cumhuriyet Döneminde yapılan Fabrikalar, niye yok pahasına
satıldı? Bunları kim istedi?...
BİZDE BİRİLERİ yapıyor. Yeni gelen bozuyor. Asıl sorun da
burada! Muhalif Televizyon Kanalları, bana ekranlarını, açsınlar! Enerji
Sorunları ve nasıl çözüleceği konusundaki, kapsamlı araştırmaları, sizlere
anlatayım. Bu gibi konular; aslında Yabancılara, niye muhtaç olduğumuzun, ya da
hangi sebeplerden, her konuda gelişmiş bir Dünya Devleti olamadığımızın da, bir
hikayesidir aslında
18 Aralık 2001’de CUMHURİYET Gazetesi benim araştırmaların
ile ilgili olarak,1.sayfadan bir haber yayınladı. Haber şöyle:
Enerji Bakanlığı çalışanı Mak. Yük. Müh.
Ahmet YALVAÇ, 3 ay içinde, elektriğe
gelen zamların perde arkasını, gözler önüne serdi.
BU GÜN, aradan 24 yıl
geçmiş, aynı sorunları tartışıyoruz
4-DERS ALMAMIZ GEREKEN, ÇOK ÖNEMLİ PAYLAŞIMLAR
1) Michael Rubin Katıksız Türkiye düşmanı,
tanıyabileceğiniz en ahlâksız operasyon elemanıdır.
Türkiye Rusya ve İran gibi komşularını çok zorda
bırakıp; ABD/AB ve İsrail'in kontrolü altına girdikten sonra, alkış beklemek
yerine, bu yazıda da görüleceği üzere, aşağılanacak, Türkiye'ye saldırı
için meşru ortam yaratılacaktır.
Erdoğan şeytanlaştırılarak İslami terör destekçisi
olarak gösteriliyor.
Akkuyu nükleer santrali ise, üreteceği elektrik ile
değil, 'Cihatçı' Erdoğan'ın elinde nükleer silah geliştirmekte
kullanılacağı iddia ediliyor. İran tehditse, Türkiye'de nükleer tehdittir
sonucu akılda kalsın isteniyor.
Ahlâk dışı ve kesinlikle gerçekçi olmayan bu propaganda
daha da artacaktır.
Akkuyu nükleer santraline İsrail saldırısına meşruiyet
kılıfı yaratılmak istenmektedir.
Suriye'de destek verilen ABD/İsrail, ödülü böyle öder.
Artık çok geç.
Stratejik tercih yanlış olduğunda maliyeti
ölçülemeyecek boyutta olur.
2)Okurken ürperdim. Kendini türk hisseden ve Türkiye'nin
tarihten silinme planlarına karşı durmak isteyen herkes okumalı. Atatürk'ün
dehasını tekrar hatırlamalı.
MERSİN-AKKUYU-Nükleer Santrali KONUSUNDA, burada
yazılanların dışında; çok önemli diğer bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bu konu, Televizyonlarda da yer aldı. Türkiye’nin başına dert açacak, çok
önemli bir konu.
NASİL OLDUYSA! Akkuyu nükleer Santrali’nin kurulduğu yerde;
Rua toprağı sayılıyormuş. Bu nedenle olmalı ki! Buraya, Milletvekilleri bile
giremiyor.Bu konuyu, CHP Grup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır da televizyonda
söyledi.
Michael RUBİN’in söylediklerini de ilave edersek! Tehlikenin
boyutu da büyüyor
2)YÜZYILIN İTİRAFLARI:
Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük
düşmanıdır.
(Rothschild.)
2014 yılında Amerika
Birleşik Devletlerinde, ünlü petrol milyarderi, bankacı ve dünyanın en
zengin ailelerinden biri olan Yahudi Rockefeller ailesinin, yakınlarda vefat
eden en büyük ferdi David Rockefeller’in bir kitabı yayınlandı. “Yüz yılın İtirafları “ adını taşıyan bu
kitap maalesef çok kısa zamanda piyasadan çekildi. Çünkü kitapta,
itiraflar vardı. Dünyayı yönetme isteği içinde olan ELİT bir tabakanın yüz
yıl içerisinde, bazı devletler ve ülkeler içinde ve dışında, o ülkeleri
kendi şemsiyeleri altına alabilmek için çevirdikleri dolaplar, entrikalar,
soygunlar, sömürgeleştirme itiraf ediliyordu. Bu elit tabakanın daha fazla
açığa çıkmaması ve masum halklara yaptıkları bilinmemesi için kitap
piyasadan kaldırıldı.
Öncelikle Rockefeller ailesi hakkında bulabildiğimiz kadar
bilgi verelim. Sonra bu ailenin en büyüklerinden olan David Rockefeller’in
kaleme aldığı itiraflardan “Türkiye” hakkında yazdıklarını ve
düşündüklerini öğrenelim:
DAVİD ROCKEFELLER
6 kalp nakli, 3 böbrek ve 2 de ciğer nakli operasyonu
geçiren 100 yaşına
girdiğinde yaptığı açıklamada
“200. doğum günümü de kutlamak istiyorum” şeklinde
konuşan David
Rockefeller, 20 Mart 2017 tarihinde öldü.
“Rockefeller ailesi ABD’nin en büyük petrol, sanayi,
siyaset ve bankacı ailesidir. Aile 19. Yüz yılın sonu yirminci yüz yılın
başlarında Jhon Davison Rockefeller’in (1839 – 1937) ve kardeşi William Avery
Rockefeller’in ( 1841 – 1922 ) zamanında Standart Oil vasıtasıyla petrol
ticaretinde çok büyük başarılar elde etmiş, Manhattan Bankasına uzun zaman
sahiplik yapmış ve bu zaman zarfında büyük servet, nüfuz ve şöhret sahibi
olmuştur. Jhon Davison Rockefeller insanlık tarihinin ilk dolar milyarderi
unvanını kazanmıştır.
Rockefeller ailesinin
elinde, aile üyelerine ve ailenin fertlerine ait bilgilerin ve dünya
siyaseti, dünya ekonomisi hakkında yapılması gereken şeylerin listelerinin
yer aldığı dünyaca meşhur bir arşivleri vardır. Bu büyük arşiv yer
altına inşa edilmiş üç katlı büyük bir binada saklanır. Bu arşivde
bulunan yetmiş milyon sayfalık belgeler, kırk iki bilimsel tahsil kurumuna
aittir. Bu belgeler içerisinden araştırmacılara sadece, ailenin ölmüş üyelerine
ait belgeler verilir. Sağ olan aile üyeleri hakkındaki belgeler ise hiç
kimseye verilmez. 140 yıllık bir geçmişe sahip olan bu arşiv belgeleri
ABD’nin 19 ve 20. Yüz yıllara dair dünya ölçeğindeki siyasi işlerinde ve
çeşitli ülkelerde bu yıllarda ortaya çıkan sosyal olaylardaki rolünü
öğrenebilmek için çok önemli bilgi kaynağıdır. Bu belgeler, dünya tarım
işleri, güzel sanatlar, eğitim, uluslararası ilişkiler, ekonomik gelişme,
tıp, tarih, politika, halklar, din, sosyal bilimler, kadın hakları tarihi, afro
Amerikan tarihi gibi konuları kapsayan belgelerdir.
David Rockefeller
(1915 – 1996) felsefe doktorudur. Harward ve Chicago üniversiteleri mezunudur.
Amerika’nın Uluslararası İlişkiler Şurasının, Rockefeller Üniversitesi’nin,
çağdaş Newyork Güzel Sanatlar müzesinin fahri başkanı ve en önemlisi de
1969 – 1981 yılları arasında komitenin başkanlığını yapmıştır.
2013 yılında bir internet sitesi, bu Rockefellerin bazı
yazılarını ele geçirmiş ve “ABD’li Yahudi Bankacı David Rokfeller’den Yüz
yılın İtirafları” adıyla bunları yayınlamıştır. 2014 yılında ise sözünü
ettiğimiz kitap basılmış; fakat piyasadan toplatılmıştır.
Bu itiraflar ile
ABD’nin ve Batı Avrupa’nın büyük devletlerinin yirminci yüz yılda dünya
halklarının başlarına ne oyunlar ve felaketler getirdiği açık olarak ortaya
çıkmıştır. Bu itiraflar, inanılmaz boyuttadır ve sadece Türkleri ve Türk
Dünyası ile değil, bütün dünya ile ilgili meseleler üzerinde neler
yaptıkları ve düşündükleri açıklanmıştır. Bu yazılarda Türkiye ile
ilgili bölüm, bizi daha çok ilgilendiren bölümdür. Yapılan işlerin esas
aktörleri, ABD ve Batı Avrupa devletleridir. Bütün icraatı yapan bunlardır.
Bunların esas hedefleri Türkiye ve Türklerdir.
“Türkiye, coğrafi ve stratejik bakımından çok önemli bir
ülkedir. Bu yüzden üzerinde daha fazla durmak istiyorum. Bu ülke bizim
için çok önemlidir ve Türklere bırakılacak kadar önemsiz değildir….
1) Büyük İsrail Devleti’nin sularının büyük kısmının
kaynakları Türkiye toprakları üzerindedir.
2) Türkiye Avrupa ve
Asya arasında bir köprüdür.
3) Müslüman
aleminde öncül ve demokratik tek ülkedir….
İslâmiyet’i yıkmak istiyorsak işe Türkiye’den başlamak
gerekir. Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler, karşılarında hiç
kimse duramaz. Bu yüzden, böyle bir ihtimale karşı ajanlarımız her an iş
başında bekliyorlar. Türk devletlerinde anahtar mevkilerde adamlarımız var.
Bunlar böyle bir ihtimali sezseler o anda Türkiye’deki huzur ve güven
ortamını bozacak olaylar yaratırlar ve bu darbelerle bu tür bir birleşmeyi
önleriz.
Medeniyetin kurucusu
ve beşiği olarak Türkleri kabul edemeyiz; tam aksine entrikalar ile bu
medeni miraslarına el koyarak biz, onları bütün dünyaya, barbar, hak – hukuk
tanımayan bir halk olarak tanıttık ve bu alanda oldukça başarılı olduk.
Sümer kralları Urukagina ve Urnammu çok Allah’lı bir cemiyet kurarak insanlar
arasında adaleti korumak ve haksızlığı önlemek için kanunlar çıkararak
çağdaş toplumlara örnek olurken bugün, tek Allah’lı bir halk olan
Türkiye’de bizim çalışmalarımız sonucunda medeni vasıflar, ahlak, terbiye,
saygı, sanat, edebiyat, tarih yok olurken; fahişelik, rüşvet, hırsızlık,
haksız kazanç ve soygun hüküm sürmektedir. Dünya çapında Türkiye’de
yetişmiş, bir tane bilim adamları, sanat adamları, edebiyat adamları ve
siyaset adamları yoktur!
Aslında Türkler,
tarih kitaplarını açıp okusalar, bütün gerçeği görecekler. Ama Türkler
için duyduğuna inanmak yeterlidir; okumak onlara çok zor gelmektedir. En
kolayı, geçmişi öğrenmeden gece yatarken hissettiklerini kaleme alarak
ertesi günü hüküm vermektir. Düşünün ki, hangi tesirin altındasınız ve
kime kul olmaktasınız?
Ben de bu ana kadar en medeni ulus olarak İngilizleri
görüyordum. Türk tarihini, Türk medeniyetini öğrenince, konuyu
değiştirdim.
Provokatörlerimizin çalışmaları ile 1970’li yıllardan
itibaren Türkiye’de sağ ve sol ideolojiler arasında adeta bir iç savaş
yaşattık. Ülkeye koyduğumuz ambargo ile halk canından bezmiş, yağa, tuza,
gaza muhtaç olmuştu. Birkaç kişi zenginleşmiş, halk ise sefalete
düşmüştü. Provokatörler için halkı ayaklandırmak zor olmadı. Ülke o
dereceye geldi ki, sokaklarda her gün elli – altmış kişi öldürülüyordu.
Bütün ülke terör korkusundan adeta sinmiş saklanmıştı. Binlerce Türk
genci, bizim uydurduğumuz ideolojiler esasında can verdi. Zamanı gelince
bilgimiz dâhilinde indirilen bir darbe ile terör bitti, ortalık sakinleşti.
Çünkü provokatörler işi bitirmişler, geriye dönmüşlerdi. Burada
oynadığımız oyun, milleti birbirine düşürüp çaresiz bırakmak ve onlara
bir kurtarıcı göndermekti. Bu durumda o kurtarıcı, kim olursa olsun,
‘anarşiyi – terörü bitiren, ölümleri sonlandıran’ insan olarak kabul
görecekti. Bizim demokrasi uğrundaki mücadelemizin esası buydu.
Askeri hükümet çok
sert tedbirlerle bir müddet ülkeyi yönetti. Ellinin üzerinde genç, haklı –
haksız sağdan ve soldan ayırımı yapılmadan idam edildi. Bu sert cezalar
tesirini çabuk gösterdi ve ülke bir anda süt liman oldu. Askeri hükümet
bir müddet sonra ülkeyi sivil yönetime devretti. Bizim istediğimiz bir
kişi iktidarın sahibi oldu. Askeri darbeyi yapan şahıs cumhurbaşkanı oldu.
Yeni hükümet tam bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkenin kapılarını bize
sonuna kadar açtı. Bizim büyük şirketlerimiz bu büyük pazara aç kurtlar
gibi girdiler. Ülke ABD ve Avrupa malları ile doldu. Bu durumdan hem bizim
şirketlerimiz faydalandı, hem de ülke boğazına kadar borç batağına girdi.
Türkiye, kapitalizmi o kadar güzel uyguladı ki, yeni birçok vurgun ve soygun
metotları bulundu. Hayali ihracat arttı, bankaların içi boşaltıldı, rüşvet
devletin her kademesine girdi. Başta siyasiler olmak üzere, medya
sahiplerine, üst düzey bürokratlara, bankacılara, yazar-çizer takımına ( gazeteci,
dergi yazarı ) bu dönemde milyarlarca dolar rüşvet dağıttık.
Kardeşlik, dostluk,
iyi niyet, dürüstlük, ahlaklı ticaret unutuldu. Binlerce sahtekâr, yalancı,
hem devlet kadrolarını, hem bankaları, hem de özel şirketleri doldurdu.
Türkiye’nin bugünkü manzarasının sebebi 12. Eylül ihtilalidir desem
abartmam… Ülke yapılanları görenler tarafından alttan alta kışkırtılmaya
başlandı. Halk tepki koyuyor, sokaklar protestocularla doluyordu. Tepkileri
azaltabilmek için tam o günlerde bir Kürt meselesi çıkardık. Önce, bir
örgüt kurdurduk. Sonra küçük bir kasabaya baskın yaptırdık. Ülkenin
gündemi bir anda değişti. Kürt PKK terörü, şehit edilen asker ve
polisler, halka her sıkıntıyı unutturdu. Türkiye otuz yıldır bu mesele ile
uğraşıyor. Sonuç almasını her defasında engelledik. PKK’nın liderini ‘idam
edilmemek’ kaydı ile biz teslim ettik. Otuz yıldır süren PKK terörü,
Türkiye’nin ekonomisine büyük darbe vurdu. Binlerce insan bu terör dalgası
içerisinde ölüp gitti. Türkiye, hem siyasi, hem ekonomik hem de sosyal
açıdan büyük kayıplara uğradı. Ülkenin düzgün hale getirilebilmesi için
bize başvurmak zorunda kaldı. Biz de, onlara, Osmanlı İmparatorluğuna
yaptığımız teklifleri yaptık. Kabul ettiler. Bu işler için harcadığımız
dolarların birkaç katını kazandık ve Türkiye’yi içinden çıkamayacağı bir
borç sarmalına yuvarladık.
Bugünkü Türkiye;
yalancılığın, sahtekârlığın, halkı aldatmanın, bizlere hizmet etmenin
içinde yüzüyor; Mustafa Kemal’in bizi reddetmesinin bedelini ödüyor.
Böyle bir ülkenin uzun boylu yaşaması pek mümkün değildir. Ya ruhlarda
bir ihtilal yaparak yeniden kendileri olacaklar, ya da tarihten silinip
gidecekler. Anadolu toprakları da bizim yarattığımız Ermeni ve Kürt
devletlerinin olacaktır”.
David Rockefeller, itiraflarının bir bölümünde de, başka
bir zengin Yahudi ailesi olan Rothschild ailesinin bir ferdi ile yapmış
olduğu sohbete yer vermiş. Bu sohbetten de bölümler aktaralım:
“Rockefeller’in, (Dünya ülkelerini nasıl ele
geçiriyorsunuz?) sorusuna Rothschild; Birinci Dünya Savaşı Avrupa’da bize
karşı olan imparatorlukları yıkmak ve en önemlisi Osmanlı İmparatorluğunu
parçalayarak Orta Doğu’daki petrol yataklarını ele geçirmek ve İsrail
devletinin kuruluş yolunu açmak için çıkarıldı”.
“İsrail devletinin kurucusu sayılan Tehodor Herzl o zamanki
Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’in yanına giderek bizim ailemizin para desteği
ile Filistin topraklarını satın almak istedi. Fakat Sultan bize karşı çıktı.
Biz de gerekeni yaptık. Osmanlı İmparatorluğunu çaresiz bırakarak I: Dünya
Savaşı’na soktuk. Çok zorlansak da, Osmanlı İmparatorluğunu yıktık.
İstanbul’u ve Anadolu’nun bazı bölümlerini işgal ettik. Planlarımızı tam
sonlandıracağımız zaman Mustafa Kemal adında, padişahı ve şeyhülislam’ı
dinlemeyen asi bir general ortaya çıktı. Bütün planlarımız alt üst oldu.
Hepsi geriye kaldı”.
“Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük
düşmanıdır. O’nun varlığı, İsrail devletinin kurulmasını otuz yıl kadar
geciktirdi ve bize milyarlarca dolar kaybettirdi. İzmir suikastı denen bir
olaya karıştığı için idama mahkûm ettiği, Osmanlı Maliye nazırlarından
aziz dostumuz Cavit Bey’i kurtarmak için O’nun yanına gittik. Bizi çok soğuk
karşıladı. Tekliflerimizin hiç birisini kabul etmedi. Ve adeta bizi,
makamından kovdu. Birkaç gün sonra da Cavit Bey’i idam ettirdi”.
İtiraflarda, Türkiye’den başka birçok ülkeye ve
çeşitli olaylara da yer verilmiş. Bu ülkelerde ve olaylardaki aktörlerden
bahsedilmiş. İkinci Dünya Savaşı, Hitler, Stalin, atom bombası, ihtilaller,
darbeler anlatılmış… İran-Irak savaşının çıkarılmasının sebepleri ve sonucu
değişik bir perspektif ile açıklanmış.
Şimdi, kendimize bakarak düşünelim… Toplumumuzu, yaşam
şartlarımızı, siyasilerimizi ve icraatlarını, bilim ve sanat seviyemizi,
ahlaki halimizi, güven ve inançlarımızı, hayata bakış ve algılayış
tarzımızı düşünelim ve sonra kendimize soralım: Yukarıda itiraf edilenlerin
bugünkü durumumuzu yaratmada tesiri yok mu? Başkalarını dinleyerek mi bu
duruma geldik? Yüz yıl önce, zengin olmayan, geçim sıkıntısı çeken; fakat
dürüst, namuslu, çalmayan, aldatmayan, güven veren bir toplum yapımız varken
bugün niçin, hırsızların, üçkâğıtçıların at oynattığı, sahtekâr,
alçak, zalim ve gaddar bir toplum haline geldik? Bu nasıl oldu? İtiraflar,
bize yıllardır dost olarak görünenlerin aslında düşman olduğunu
göstermiyor mu?
Bu durumlardan kurtulmanın tek yolu, Ulu Önder
Atatürk'ümüzün istediği gibi “önce vatan ve millet” duygusunun bütün
fertler tarafından kabullenilmesi ve aklın kullanılmasıdır. Aklı, devreden
çıkarırsak yapılabilecek bir şey yoktur. Hasta mutlaka ölecektir! Ölmemek
için akıllı olmak ve önce vatan ve millet, diyebilmek gerekir. Tehdit ve
tehlike çok büyük, farkında olmalıyız….
NOT: Bu makale, Azebaycan’da yayınlanan KREDO gazetesinde
17. Mayıs. 2014 tarihinde Gazanfer Kazımov’un yazdığı “Rockefeller’in
İtirafları ve Dünya Medeniyetinin Kurucusu Türk’ün Bedbahtlığı” isimli
makaleden yararlanılarak yazılmıştır.
(Bu yazıyı lütfen dostlarınızla paylaşınız...)
Saygılarımla
23 Şubat 2025 Pazar
Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ
Enerji Uzmanı. Gazeteci Yazar
Mail: a_yalvac@hotmail.com
Web Site: https//ahmetyalvac1946blospot.com
GAZETE MANŞETLERİ
1/1)30 Aralık
2024 Pazartesi SÖZCÜ
2/1)30 Aralık
2024 Pazartesi CUMHURİYET
3/1)30 Aralık
2024 Pazartesi KARAR
4/1)20 Ocak
2025 Perşembe SÖZCÜ
5/2)22 Ocak
2025 Çarşamba NEFES
6/2)5 Şubat
2025 Çarşamba CUMHURİYET
7/2)6 Şubat
2025 Perşembe SÖZCÜ
8/2)20 Şubat
2025 Perşembe NEFES
9/2)20 Şubat
2025 Perşembe CUMHURİYET
10/2)20
Şubat 2025 Perşembe SÖZCÜ