30 MART YEREL SEÇİMLERİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ VE MUHTEMEL SİYASİ GELİŞMELER...
ŞAİBELİ BİR YEREL SEÇİM
Sevgili
Okuyucular, herkesin merakla beklediği 30 Mart yerel seçimleri nihayet yapıldı
5
Nisan 2014 tarihi itibarı ile, aradan 1 hafta geçmesine rağmen,seçim sonuçları
hala netleşmiş değil…
Seçim
sonuçlarına itirazlar var,Yüksek Seçim Kurulu YSK!ya intikal ettirilecekler var
Buna
örnek olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim sonuçları
gösterilebilir k,bu konuya ayrıca örneklerle değineceğiz…
Sonuçlansa
bile,tekrar tekrar yapılan itirazlar var..
Sonuçlara
itiraz ve dolayısı ile tekrar tekrar sayma,daha ziyade bazı bölgelerde
AKP’liler tarafından yapılmaktadır
Buradan
anlaşılıyor ki,AKP bazı yerlerde kaybetse bile,eğer burası kendisi açısından
hayati bir önem taşıyorsa;kazanmak umudu ile her şeyi yapmaya kararlı olduğu
anlaşılıyor……
Seçim
sonuçları ile ilgili olarak. Ağrı ilimizde ilginç bir durum var.Şimdi bu konuda
bir şeyler söylemek istiyorum
Ağrı
Belediye Başkanlığını, Barış ve Demokrasi Partisi BDP adayı Sırrı SAKIK 10 oy
farkla kazanmış…
Ama
öyle anlaşılıyor ki, böylesi bir sonuç, birileri
tarafından bir türlü kabullenilemiyor…
Sadece
bu yüzden sayımlar,13 defa tekrarlanmış, ama yine ikna olunmamış. Nihayetinde
sandıkların 15 inci defa sayıldığını duyduk!....
İtirazı
yapan taraf; AKP Adayı…
Soru
şu: Bu ısrarı nasıl yorumlamalı?...
Üstelik
valilik, emniyet teşkilatı alarma geçmiş, çevre illerden su sıkma aracı tomalar
ile polis takviyesi yapılmış..Ağrı ilimizin adeta bir sıkı yönetim altına
girdiği söyleniyor.
Sonrasında
duyduk ki, göstericilere tomalardan su
sıkılmış, biber gazı kullanılmış…
Böylesi
bir durumun,Türkiye’de bir Türk-Kürt çatışmasının başlamasında bir kıvılcım
olabileceği ihtimalini asla göz ardı etmemek lazım…
Böylesi
bir durum, AKP’nin Kürt açılımı konularında yürüttüğü çalışmalarda,samimi
olmadığı hususunu ortaya koymaktadır
Zira
en büyük açılım, bu gibi konularda bir hakkın sahibine teslim edilmesidir!...
Sonra
Ağrı konusunda çok ilginç başka bir yaklaşım var;
Deniliyor
ki Ağrı ilimiz,İran’a Nahçivan’a sınır.
Bu
konuda kaçakçılık ve karapara aklanması gibi konularda bir bağlantı olabilir…
Bu
itibarla,Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’nin Ağrı ilimizde belediye başkanlığını
almaktaki kararlılığı, bütün yönleri ile mutlaka incelenmeli!...
Sonrasında
7 Nisan’da duyduk ki, seçimler 1 Haziran 2014’e ertelenmiş!Ayrıca Güvenlik
güçleri sadece Ağrı’da değil, haklarını aramakta kararlı ama,şiddete baş
vurmadan başka yerlerde yapılan protestolara da müsamaha göstermemekte,hatta
şiddet uygulamaktadır
Bu
gibi uygulamalar halkımızı sürekli gerdiği gibi, gelecek açısından da karanlık
ve belirsiz bir tablo çizmektedir…
Ankara’da
Mihtat Paşa CADDESİ TRAFİĞİN YOĞUN OLDUĞU VE ANAYOLLARDAN BİRİ.Yüksek Seçim
Kurulu AYM’de bu caddede’de bulunuyor.
8
Nisan 2014 Salı günü akşamı,cadde trafige kapalı idi
Nedeni
Yüksek Seçim Kurulu önünde toplanmaları ve dolayısı ile, protestoları da
önlemek.
Ama
vatandaşlarımızın bu gibi protestolarında şiddet kullanmadıkları, kimseye zarar
vermedikler de hep bilinen hususlardır.
Bilinçli
vatandaşlarımızın belli bir olgunluğa ulaşmış olduklarını görmek demokrasimiz
açısından çok önemli bir kazançtır.
Ulaşıımda
çok önemli bir yolun araç trafiğine kapatılmış olması,tüm vatandaşlarımıza
yapılan bir eziyettir aslında.
Bilinçli
vatandaşlarımızın yetkililerden tek bir arzusu var;oylarının zayii
edilmemesi,yetkililerin tarafsız olması,gereğinin yapılması…
BAZI
ÖNEMLİ ÖRNEKLER
Bu
konuda bazı gazetelere yansıyan çok önemli, çok ilginç örnekler var
Tarihe
not düşmek ,hafızaları canlandırmak,olup bitenleri daha iyi anlamak açısından, bu
örneklerden bazılarını burada sizlerle paylaşmak ve yorumlarda bulunmak
istiyorum
5
Nisan 2014 Cumartesi Cumhuriyet Gazetesi
Bitlis
ve Muş’da seçim iptal
Bitlis’in Güroymak ilçesinde seçimi BDP’nin adayı
kazanmış. AKP’nin üç itirazı sonucunda da,yine BDP’nin adayı kazanmış,
Sonuçta
görülmüş ki AKP kazanamıyor mühürsüz bir zarf gerekçesi ile orada seçim iptal
edilmiş.
Muş’un
Serinova ilçesinde seçimleri 2 oy farkla AKP’nin adayı kazanmış,
CHP’nin
itirazı üzerine, seçim iptal edilmiş
Demekki
burada AKP lehine bir şeyler yapılmış!...
İki
beldede de seçimler,1 Haziran’da yenilenecek
İskenderun’da
seçimi AKP’nin adayı kazandı,
CHP
ve MHP sonuca itiraz etti ama, talep reddedildi
Gümüşhane’nin Torul ilçesinde seçimi 8 0y
farkla AKP’nin adayı kazandı
MHP
sonuçlara itiraz etti, İlçe Seçim Kurulu talebi reddetti.
Buna
benzer daha başka örnekler de var. Ama hepsini saymaya gerek yok.
Anlaşılan
Odur ki,eğer AKP bir yerde seçimi mutlaka kazanmak istiyorsa, ya da o
belde,kendisi için vazgeçilmez ise, her yolu deniyor,bu konuda başta il,ilçe
seçim kurulları her türlü kolaylığı gösteriyor,son çare olarak sudan
bahanelerle,seçimin yenilenmesine karar veriliyor…
Vatandaşlarımızın
tepkisi haksızlığa,adaletsizliğe…
Bu
konuda Ağrı ilimizde yaşananlar çok ilginç, çok önemli bir örnek...
4
Nisan 2014 Cuma, SÖZCU Gazetesi
CHP’den
100 al,AKP’ye yüz koy.
Çok
ilginç bir durum değil mi?...
İstanbul’daki
bazı sandıklarda CH’den 100 oy alınıp, AKP hanesine 100 oy eklendiği tespit
edildi. Hileler ortaya çıktı. Örnek:
İstanbul-Kağıthane’de
1033 nolu sandıkta CHP’nin aldığı 101 oy, tutanağa şöyle yansıdı:
CHP’nin
hanesine 1,AKP’nin hanesine ise 100 olarak yansıdı.
1126
nolu sandıkta ise,CHP’nin aldığı 113 oy,listeye şöyle yansıdı:CHP’13, AKP’ye
ise 100 eklendi
Böylece
AKP’nin aldığı 99 oy listeye 199 olarak geçirildi
Çok
sayıdaki sandıkta buna benzer oyunlarla, AKP’nin oylarının şişirildiği belirtilmektedir.
6
Nisan 2014 Pazar. SÖZCÜ Gazetesi
Oylar
Çöpte Mazbata GÖKÇEK’de
Çankaya-Seyranbağları
mahallesi Necla KIZILBAĞ Lisesi önünde vatandaşlar, okul önündeki çöp
sandıklarında oy pusulaları ile,ıslak imzalı sandık birleştirme tutanakları
görmüşler,
Çöp
kamyonundaki bu gibi çuvalları almak istemişler
Sonrasında
diğer çöp sandıklarını da kontrol etmek istediklerinde okuldaki güvenlikçiler
durumun farkına varınca, engel olmak istemişler.
Vatandaşlar
sonrasında durumu Mansur YAVAŞ’a bildirmişler.
Mansur
YAVAŞ, bu işin peşini bırakmayacağını söylüyor.
Necla
KIZILBAĞ Lisesi’nde bu seçimle ilgili olara yaşanmış çok önemli bir husus var
Mansur
YAVAŞ’ın oylarının yükselişe geçip, Melih GÖKÇEK’in oyları arasındaki fark
azalmaya başladığında, AKP’nin militanları bu liseyi başmışlar…
Mansur
YAVAŞ,5 Nisan 2014 cumartesi, YENİÇAĞ Gazetesi’nde şöyle diyor:
Seçimlerde
kullanılan 124 bin geçersiz oy var.
Bu
husus,CHP Adayı Mansur YAVAŞ’ın oylarını azaltmak için,sudan bahanelerle,çoğu
oy geçersiz sayılmış olmalı…
Mansur
YAVAŞ,bazı sandıklarda çıkan fazla oylar için de, şu örnekleri veriyor:
Örneğin
bir sandıkta 311 seçmen var ama,341 oy çıkıyor,
Bir
sandıkta 286 seçmen gözüküyor ama, sandıktan 424 oy pusulası çıkıyor
Bir
sandıkta 280 seçmen var ama,1049 oy pusulası çıkıyor…
Ama
her nasılsa CHP Çankaya Adayı Mansur YAVAŞ’ın sandık seçim sonuçlarına, İlçe ve
İl Seçim Kurulları red cevabı veriyor.
Deniliyor
ki standart bir yazı hazırlanmış, sonrasında fotokopi ile çoğaltılmış bir yazı
ile,şikayetiniz doğru bulunmamış,dolayısı ile ret edilmiş gibi yuvarlak
ifadeler kullanılıyor…
CHP’’li
yetkililer, Ankara’da Mansur YAVAŞ’ın 25-30 bin oyla önde olduğunu iddia
ediyorlar
Ankara’’da
oyların çalındığını Amerikalı gözlemciler de ifade ediyorlar,
Resmen
davet edilmemiş olsalar bile, çok sayıda Yabancının yerel seçimleri
gözlemledikleri belirtiliyor
CHP’li
yetkililerin Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı konusu ile ilgili
olarak,6 Nisan 2014 Cumartesi itibarı ile Yüksek Seçim Kurulu YSK nezdinde
itirazda bulunulacağı belirtiliyordu
Sonuçta
sadece Ankara’da değil ,İstanbul’da,Türkiye’nin her yerinde seçimlerin şaibeli
olduğu yönünde bir çok delil var.
Biz
burada bunlardan sadece bazılarını sunmaya çalıştık
CHP
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Adayı Mustafa SARIGÜL’de 1 Milyon oyun şaibeli
olduğuna vurgu yaptı…
ELEKTRİK
KESİNTİLER
30
Mart akşamı, Türkiye’nin 40 ilinde elektriklerin kesildiği, bu vesile ile
oyların değiştirildiği,yada çalındığı,aynı şekilde bazı yerlerde evet
mühürlerinin çalındığı da ifade edilmektedir…
ELEKTRİK
KESİNTİLERİNE
KEDİLER NEDEN OLMUŞ..
Bu
ifsde şaka değil, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner YILDIZ’a ait
Kediler
o gün, trafolara girip, arızaya,dolayısı ile de,elektrik kesintilerine neden
olmuşlar
Böyle
bir benzetme, Türkiye’’yi dünya ülkeleri nezdinde çok komik bir duruma düşürdü.
Söylenildiğine
göre Sayın Taner YILDIZ, Türkiye’de ve dünyada karkatör ustalarına iyi bir
malzeme oldu
Kedi
dir kediii gibi…vs
Kediler
sözleşmiş gibi seçim gecesi trafolara girip, kontak yaptırmayı nasıl akıl
etmişler?...
6
Nisan 2014 Pazar günü HALK TV’de Ruhat MENGİnin HER AÇIDAN programını izledim
Bu
programda seçim sonuçları değerlendiriliyordu
Ruhar
Mengi İstanbul’daki 600 Bin fark için şöyle bir benzetme yaptı
Eğer
AKP,60 Bin sandıka her sandık için fazladan 10 oy yazsa, ihtiyaç tamamlanır
Konuşmacılardan
CHP Milletvekili Emine Ülker TARHAN, seçimlerde 10 Milyon kadar fazladan seçmen
olduğunu vurguladı,
Fazladan
yazılan bu 10 Milyon seçmen ile seçimlere hile karıştırıp, AKPyi en çok oy alan
ve en kazançlı çıkan parti durumuna getirmek mümkün
En
zor ve en kötü şartlar altında seçime giren AKP iktidarında, beklenen düşüşün
yaşanmaması,sadece bu sebebe bile dayandırılabilir…
Daha
önceki seçimlerde de, seçmen sayısında izahatı yapılamayan,bu gibi fazlallıklar
vardı…
Durum
böyle olunca AKP’nin her zaman kazançlı çıkmasına şaşırmamak lazım…
Muhalefet
neden bu gibi konuları iyi araştırıp,tetbir alma konusunda AKP’yi
sıkıştırmıyor,ya da sıkıştıramıyor?...
Programa
telefon bağlantısı ile katılan, Liberal Parti Genel Başkanı Cem TOKER ise,şöyle
dedi:
Seçimler
için toplam 142 Milyon oy pusulası basıldığını söyledi.
Ve
sonuçta sandıklardan çıkan oyların gerçek seçmen sayısı ile, bir miktarı da
yedek olarak kullanılmak üzere; basılanların toplamına eşit olması gerektiğini
söyledi
Ayrıca
oy pusulalarına seri numaraları verilmek sureti ile,hangi numaraların,hangi
sandıkta olduğununda takip edilebileceğini söyledi…
Ama
yetkililerin böyle bir teklifi hayata geçirmek istemediklerine vurgu yaptı.
Listelerdeki
gerçek seçmen sayısı ile,sandıktan çıkan oyların toplamının eşit çıkmaması,anlaşılır,kabul
edilir bir durum değil!...
Bu
konuda bizde burada bazı örnekler verdik…
Ayrıca
gösterilen adreslerde oturmadıkları
tespit edildiği halde,orada oturuyormuş gibi gösterilip,listeye yazılanlar var
Muhalefet
partileri özellikle de CHP, bu konuda çok örnekler tespit etti.Ama gereğinin
yapılıp yapılmadığını,en azından tam yapıldığını bilmiyoruz.
Bu
gibi fazlalıklar, Suriyeli göçmenlerin seçmen yazılmasından kaynaklanabilir, zira
bu göçmenlerere TC kimlik kartı dağıtıldığını biliyoruz
Ayrıca
bilerek kaydırmalı seçmenlerde kullanılabilir,
Ölmüş
olanların yerlerine başkaları oy kullanmış olabilir…vs.
Ayrıca
önceleri parmaklara sürülen ve bir süreliğine silinmeyen mürekkep uygulaması,
neden bu seçimde yapılmadı?...
Ya
da muhalefet partileri, seçim öncesinde böyle bir konuda neden ısrarcı olmadı?
Bu
gibi konular hep sorgulanmalı…
Sayın
Cem TOKER,gereğinden fazla oy pusulası basılmasını,basılanların kayıt altına
alınmamasını,bilinçli bir eylem olarak niteliyor,oy hırsızlığına,oy
sahtekarlığına zemin hazırladığını vurguluyor....
Böylesi
boşlukların olduğu,üstelik her türlü hilenin,hurdanın uygulandığı,örneklerle de
sabit olan bir seçimin geçerliliği yoktur,iptal edilmelidir deniliyor..
Oturuma
katılanlardan Sayın Hüsamettin CİNDORUK ise, Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN’ın
aldığı bu seçim sonuçlarından sonra, Cumhurbaşkanı olup olamayacağına açıklık
getirdi ve şöyle dedi:
Cumhurbaşkanlarının
görevleri esnasında vatana ihanet dışında,işledikleri suçlardan
dolayı,yargılanamaz
Ancak
Sayın ERDOĞAN, Cumhurbaşkanı seçilse bile,Başbakanlık döneminde ve daha
öncesinde işlediği suçlardan dolayı,asla muaf tutulamaz
Bu
itibarla özellikle,17 Aralık 2013 tarihinde başlayan yolsuzluk operasyonları
ile, internete düşen kendisine,aile fertlerine,Bakanlarına, onların oğullarına
ve daha bir çoklarına uzanan, görüntü ve ses kayıtlarındaki iddialardan asla
kurtulamaz
Rüşvet
iddiaları ile evindeki paraların kaynağını mutlaka açıklamak zorunda dır…
Bu
itiibarla böyle bir ortamda, ilk tetbir olarak, Cumhurbaşkanlığı seçimi bir
süreliğine ertelenmeli,
Başbakan
Sayın Tayyip ERDOĞAN, gerekli prosedürleri yerine getirerek, aklanma yolunu
tercih etmeli…
Şaibelerle
dolu 30 Mart seçimleri incelemeye alınmalı, adalet yerini bulmalı…
Gerektiği
yerlerde seçimler yeniden yapılmalı, ya da tamamen yenilenmeli
Seçim
güvenliğini sağlamak için, gerekli tedbirler alınmalı,gerekli kanun ve
düzenlemeler mutlaka yapılmalı,böylce gelecek seçimlerde mutlaka garantiye
alınmalı…vs.
Bu
nedenle şimdilik Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına son verilmeli,
Öncelikle
bu konuda muhalefet partileri, kendilerine düşen sorumluluğu mutlaka yerine
getirmeli…
SEÇİMLER
DAHA SONUÇLANMADAN
YAPILAN BALKON KONUŞMASINA NE DEMELİ?...
Burada
kasdedilen Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN ile,onun aile fertleridir.
Bilindiği
üzere seçim gecesi, neticeler henüz kesinleşmeden,parti binasının balkonunda
Sayın Başbakan oğlu Bilal,eşi,kızları ve damadı ile el ele tutuşup, mutluluk
pozları verdiklerini,
Ayrıca
Sayın Başbakan’ın zafer edası ve sert bir üslupla söylediklerini dinledik,
Belli
ki Sayın Başbakan, kazandığı bu seçim sonuçları ile, yolsuzluk ve rüşvet
iddialarından aklandığını düşünüyor,
Rakiplerine
yaptığı sert çıkışlarla ve daha başka açıklamaları ile, gelecek için çok sert
mesajlar veriyor…
Bu
gibi gelişmeleri gelecek adına endişe ile izliyoruz.
Ben
Sayın Başbakan’nın mutluluğunu, daha çok Ankara ve İstanbu’lu yeniden almasına
bağlıyorum…
CHP’NİN
İSTANBUL ADAYI MUSTAFA SARIGÜL İLE
ANKARA ADAYI MANSUR YAVAŞ ÜZÜLMESİNLER
AKP’nin
Adayı Kadir TOPBAŞ ile arasındaki oy farkının % 8’e çıktığını gördükten sonra, aradaki
farkın kapatılamayacağını görmüş olmalı ki, Sayın SARIGÜL,sonucu kabullenip
mücadeleden vaz geçtiği anlaşılıyor,
Ama
Sayın Mansur YAVAŞ, mücadeleye devam ediyor,
Sayın
YAVAŞ’ın mücadeleye devamını, AKP’nin Adayı Melih GÖKÇEK ile,aradaki oy
farkının az olmasına da bağlayabiliriz.
Ben
her iki Adayı da çalışmalarından dolayı kutluyorum
MANŞUR
YAVAŞ NEDEN KAYBETTİ?..
Eğer
aradaki fark 25-30 Bin değil de, örneğin % 4-5 olsaydı,yapılan hilelere rağmen
yine de kazanabilirdi
Şimdi
Mansur YAVAŞ’a kimlerin oy verdiği, kimlerin oy vermediği hususunda bir şeyler
söylemek istiyorum
Ben
işim icabı her tarafa girip, çıkıyorum. Bu itibarla söylediklerim,daha çok
gözlemlerime dayanmaktadır.
Bu
gibi konulardaki tahminlerimi, görüşlerimi önceki yazımda söylemiştim, şimdi
yorumlarımı söylüyorum
CHP’lilerin
bir kısmı Mansur YAVAŞ’a oy vermemiştir
MHP’den
yeterli oy gelmemiştir
Mansur
YAVAŞ’ın algığı oyların çoğu Merkez Sağ seçmenden gelmiştir…
CHP’nin
dışındaki diğer sol partilerde,büyük ihtimalle Mansur YAVAŞ’a oy
vermemişlerdir. Bu huusu şu örnekle açıklamak mümkün:
Demokratik
Sol Parti DSP’nin Ankara Büyükşehir Adayı Uğur GÜREL şöyle diyordu:
Çakma
Solcu değil,kendisi için gerçek solcu tanımını kullanıyordu
Burada
çakma solcu ile,Mansur YAVAŞ’ı kastetdiği belli idi.
Ben
bu gibi yaklaşımları asla doğru bulmadığımı, burada tekrar belirtmeliyim.
Bu
vesile ile bu gibi örneklerle de görülmüş ve anlaşılmıştır ki;aşırı uçlar,yada
düşünceler,ister sağda,isterse solda olsun,memleketimiz açısından en doğru olan
davranışı ortaya koymada,en azından bazan bir engel teşkil ettiği sonucu ortaya
çıkmıştır.
EĞER
ŞAİBELER ORTADA
İSE VE GEREĞİ DE YAPILMIYORSA!...
Böyle
bir ortamda, 10 Ağustos’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için de
ciddi endişelerimiz var!...
Böyle
bir ortamda yapılacak olan bir seçimde Başbakan Sayın Tyyip ERDOĞAN, seçimi
kazanıp,Cumhurbaşkanı seçilse bile,
Böyle
bir sonuç,ne Sayın ERDOĞAN’ın,nede Türkiye’nin hayrına olur!...
Şeklende
olsa 30 Mart yerel seçimlerini kazanan Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN’a başta
ABD Başkanı OBAMA olmak üzere,Batılı liderler kutlama mesajı göndermemişlerdir
Seçim
şaibeleri ortadadır,yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ortadair
Sayın
ERDOĞAN’ın demokrası dahil,her şeyi kendi anlayışına göre yorumlayıp,uyguladığı
ortadadır
Üsteli
bütün Devlet Kurumlarını kendi çıkarları doğrultusunda düzenlediği,düzenlemek
istediği,örneklerle ortadadır
Böylesi
bir durum da Sayın ERDOĞAN, içerde kendi vatandaşına şiddet uygulayarak düzeni
devam ettirmeye çalışsa bile,
Dış
dünya ile ilişkilerde,ekonominin yürütülmesinde kredi sağlanması dahil,tüm
ilişkilerde olumsuz etkiler yapar,
Böylesi
bir durumda Sayın ERDOĞAN dahil, sonuçlarından tüm Türkiye zarar görür.
Batı
Türkiye’de olu bitenleri çok iyi bilmekte ve takibetmektedir..Bu konuda ciddi
endişeleri vardır.
Örneğin
6 Nisan 2014 Pazar günü TARAF Gazetesi’nde şöyle bir haber var:
Verdik
ama çalmayın…
Konu
şu:ABD,Adana-Seyhhan’daki HES projesi için 659 Bin Dolar hibe şeklinde yardım
kararı almış ama,anlaşmaya yolsuzluk yapılmaması konusunda şerh koymuş…
Böylesi
onur kırıcı,böylesi güvensizlik ortamını Türk halkı haketmemştir ve sonuçlarını
uzun süre taşıyamaz ve taşımamalıdır da!...
EĞER
İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALAN 4 BAKAN’IN FEZLEKELERİ,SEÇİMDEN ÖNCE GÜNDEME
GELSEYDİ,GEREĞİ YAPILSAYDI,SEÇİM SONUÇLARI ÇOK FARKLI OLABİLİRDİ…
Malumlarınız
olduğu üzere,17 Aralık 2013 tarihide beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan yolsuzluk
ve rüşvet operasyonları ile,internete sızan telefon dinlemeleri ile görüntüler
neticesinde,Sayın Başbakan’ın karizması çizildi ve çok zor durumda kaldı
Yolsuzluk
ve rüşvet operasyonları,Sayın Başbakan ve ailesine,bazı Bakanlarına ve daha bir
çok kişiye dayanmaktadır.
Sayın
ERDOĞAN böyle bir durum karşısında Tarafsız kalması gerekirken, Yargı’yi ve
Emniyeti ablukaya aldı,Paralel Devlet’in adamları gibi bahanelerle, bu işe
karışanları darma dağın etti,HSYK’nın yapısı ile oynadı…vs
Rüşvet
ve yolsuzluk operasyonlarına karıştığı anlaşılan 4 Bakan istifa etmek zorunda
kaldı…
Bu
bakanlardan Çevre ve Şehirçilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR istifa ederken şöyle
dedi:
Bana
yöneltilen suçlamalar, Başbakan Tayyip ERDOĞAN’ın bilgisi dahilindedir,onun
talimatları ile yapılmıştır
Bu
itibarla onunda istifa etmesi gerekir diye, Sayın Başbakanı çok ağır bir töhmet
altında bıraktı…
İşte
meselenin asıl püf noktası burada…
Eğer
istifa etmek zorunda kalan 4 Bakan’ın fezlekeleri zamanında Meclis’e
gelseydi,sonuçta yargılanmaları için,Yüce Divan’ın yolu açılmış olsaydı,Sayın
Başbakan da,başkaca bir sonucu olmasa bile,en azından istifa etmek zorunda
kalabilirdi…İşte 30 Mart’daki seçimlere böylesi bir durum altında gidilmiştir,
Ve
bu itibarla,seçimdeki şaibelerin,iktidar yanlısı bir sonucun ortaya çıkmasında
ki asıl nedenin,17 Aralık 2013 tarihinde başlayan yolsuzluk ve rüşver
operasyonlarıdır
Böylesi
bir kanaat,hem Yurt içinde,hem de Dış dünyada yaygındır.
Öyle
anlaşılıyor ki şaibeli yerel seçimlerin gereği yapılmadan en azından Türkiye’de
Hükümet karşıtı hamleler ve protestolar değişik alanlarda artarak devam
edecektir
30
MART YEREL SEÇİMLERİ İLE, HANGİ
HUSUSLAR TEST EDİLMEK İSTENMİŞTİR?..
Bu
seçimin sonuçları şu hususlar itibarı ile çok önemli idi
1-İktidardaki
Adalet ve Kalkınma Partisi AKP Hükümeti,17 Aralık 2013’de başlayan yolsuzluk ve
rüşvet operasyonları ile ,tape denilen telefon dinlemeleri ve görüntü
kayıtlarının internete sızdırılması ile en zor günlerini yaşıyordu
AKP
3O Mart yerel seçimlerine bu olumsuz şartlar altında giriyordu
Neticede
bu olumsuz şartların AKP’nin oy oranını aşağılara çekeceği ön görülüyordu ama, seçimlerin
sonucunu görmek gerekiyordu
Neticede
AKP’nin oy oranında bir düşüş yaşandı ama, beklendiği gibi olmadı;% 45.6’da
kaldı
Seçim
sonuçlarına yapılan itirazlar nedeni ile, bu oranda biraz düşme yaşanabilir
Şimdilerde % 43 küsur olduğu söyleniyor,bu rakamda %
40’da da kalabilir..
AKP’de
beklenen düşüşün neden yaşanmadığı hususuna ayrıca değineceğiz
Birde
burada çok önemli olan başka bir husus daha var. Bu konuda da bir şeyler
söylemek lazım
Yolsuzluk
ve rüşvet iddiaları ile ,internete sızan görüntü ve ses kayıtları ile, AKP
hükümetinin büyük oranda poan kaybetmediği,özellikle Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN’ın
seçmenlerini ikna ettiği sonucu çıkmaktadır.
Amerika
Birleşik Devletleri’nin Sayın ERDOĞAN’ın üstünü çizdiği, onu devirmek istediği
söyleniyordu
Ama
görüldü ve anlaşıldı ki yolsuzluk ve rüşvet gibi konular Recep Tayyip ERDOĞAN
hükümeti’ne oy kaybettirse bile, fazla etkili olmuyor…
Kanaat
öyle ki; Sayın ERDOĞAN’ın Cumhurbaşkanı olmasını da kendi çıkarları için uygun
görmediğinden, Amerika B planını uygulayacak, onu muhtemel bir ekonomik krizle
vuracaktır
Böylesi
bir yolsuzluk ve rüşvet iddiaları karşısında İktidarda kalabilmek,Batı
toplumlarında pek görülen bir husus değildir…
Böyle
bir husus bir kesimin hipnoz hali gibi yorumlansa bile, başka nedenleri de
vardır
Bunun
da nedenlerinin araştırılması lazım
Bu
konuda Adalet Komisyonu Başkanı AKP Milletvekili Prof Dr Sayın Burhan KUZU şöyle
diyor:
Bizim
seçmenimiz görse de inanmaz.
Tabi
ki böylesine insanlarımız da vardır. Ama bu gibilerin bilinçlendirilmesi, bilgilendirilmesi
büyük bir çaba gerektirir
Bu
gibiler genelde dindar gözükse de, çoğunluğu düşük eğitimli insanlardır . Gazete pek okumazlar. Okurlarsa
da yandaş gazeleri okurlar, yandaş televizyonları izlerler
AKP’nin oy almasında değişik adlar altında yapılan sosyal
yardımların ve işsizliğin çok önemli bir rolü vardır
Eğer
AKP’nin çantada keklik gördüğü bu gibi seçmen tabakasına özellikle bilgisayar
ve internet kullanımı öğretilirse,başlangıç olarak çok isabetli bir adım
atılmış olur.
2-AKP
iktidarının beklenmedik bir anda vurgun yemesi, muhalefet partileri, Cumhuriyet
Halk Partisi CHP, Milliyetçi Hareket Partisi MHP ile Barış ve Demokrasi Partisi
BDP’’nin alacağı oylar açısından da çok önemli idi
Özellikle
CHP’nin bir iktidar alternatifi olması bekleniyordu CHP lideri Sayın Kemal
KILIÇDAROĞLU her türlü çabayı gösterdi, örgütü de iyi çalıştı.Ama beklenen
sonucu alamadı % 30 bandını bile yakalayamadı
Bunun
nedenlerini de tahlil etmeye çalışacağız
Cemaat
destekli, Sayın KILIÇDAROĞLU yönetiminde Mustafa SARIGÜL destekli bir hükümet
ön görüldüğü söyleniyordu ama,alınan oy oranları ile,özellikle Sayın
KILIÇDAROĞLU’nun Recep Tayyip ERDOĞAN hükümetine karşı bir alternatif
olamayacağı sonucu cıkmıştır
Sayın
SARIGÜL’ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanammış olması, onun da
ilerde CHP’nin başına geçme hayallerini suya düşürmüştür.
Aslında
Sayın ERDOĞAN’ın yerine rakip olacak kişinin, Sayın SARIGÜL olduğu
söyleniyordu. Demekki bazen evdeki hesap çarşıya uymuyor.
CHP
ve MHP oylarını artırdı ama ,BDP’de % 6 lık bir düşüş yaşandı
BDP’deki
bu düşüş ile, Güney Doğu bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın özerklik, bağımsızlık
gibi bir taleplerinin olmadığı gibi mesajlar çıkarılabilir
3-Seçim
güvenliği sağlanabildi mi,vatandaşlarımızın sandığa attığı oylar neticeye ne
kadar yansıdı?...
Bu seçimde bazı vatandaşlarımızın oylarına sahip
çıkmaları konusunda,hayli bilinçlendikleri anlaşılmıştır
AKP’’nin yaptığı seçim hilelerinin ortaya çıkmasında, hırsızlığın,seçim
hilesinin deşifre edilmesinde,bu gibi vatandaşlarımızın çok önemli etki ve
katkıları olmuştur.
Bu gibi vatandaşlarımızın seçim sandıklarının muhafaza
edildii yerlerde, gece gündüz nöbet tutmuşlardır.
Böylesi bir husus, demokrasimizin geleceği açısından çok
önemlidir…
4-Cumhuriyet Halk Partisi CHP’nin seçim öncesinde, seçim
hilelerinin nasıl engellenip,önleneceği gibi konularda yaptığı çalışmaları ve
geliştirdiği sistemi çok önemli buluyorum
Aynı şekilde CHP teşkilatlarının seçim esnasında canla
başla çalıştıklarını biliyorum, bunları da çok önemsiyorum
Ama eleştirdiğim bazı konularda, yetersiz kalındığını
belirttim
Bu itibarla daha çok çalışılmasını, tedbir alınmasını,
çalışmaya şimdiden başlanılmasını öneriyorum
Ve bu seçimlerde de görülmüş ve anlaşılmıştır ki, Merkez
Sağ kuvvetlenmeden, ya da bu yönde iktidar alternatifi yeni bir parti
oluşturulmadan, siyasi denge kurulamayacaktır
Aslında gelinen noktada toplumsal algının da, çok önemli
bir rolü vardır
Bu noktada Demokrat Parti Genel Merkez Yöneticilerine de,
bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Yerel seçimlerde alınan sonuç bir hezimettir, bunun
izahatı yoktur, olamaz da!…
Derhal istifa edin, Parti’nin ve Türkiye’nin önünü
açın!...
Makine Yüksek Mühendis Ahmet YALVAÇ
8 Nisan 2014 Çarşamba