11 Temmuz 2017 Salı
Bihin EDİGE ile GERÇEĞİ DUYMAYA HAZIR MISINIZ? 02-06-2017 / ALİ BEKTAN, Bölüm-36
4 Temmuz 2017 Salı
Adalet Yürüyüşü ve "HERKES İÇİN ADALET!" Makine Yüksek Mühendisi, Ahmet YALVAÇ - Enerji Uzmanı Gazeteci Yazar
HERKES İÇİN ADALET!
EVRENSEL HUKUK
KURALLARINA VURGU İÇİN; CHP LİDERİ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN BAŞLATTIĞI ADALET
YÜRÜYÜŞÜ, ÖZELLİKLE, BÜTÜN SİYASİ PARTİLER TARAFINDAN DESTEKLENMELİDİR!...
Sayın
Okuyucular,
1 Temmuz
21017 Cumartesi itibarı ile
Adalet
yürüyüşünün 17. Günü…
İstanbul-Malltepe
Ceza evi yolunda, 185 Km .
yol kat edilmiş, 265 Km
yol kalmış…
Toplam
yürüyüş mesafesi, 450 Km .
9 Temmuz
2017 Tarihi, hedefe varış tarihi olarak ön görülüyor.
Buna göre,
hedefe yolcululuğun,26 gün süreceği anlaşılıyor.
Umarım
yolculuk, kazasız belasız tamamlanır ve bu yürüyüş, amacına ulaşır.
Yürüyüşe
katılanlara, Tanrıdan güç, kuvvet vermesini diliyorum….
Bu güne
kadar,
Barış ve
Demokrasi adına yapılan ve şiddet içermeyen, Tuz Yürüyüşü diye de
adlandırılan,388 Kilometrelik, tarihin en uzun yürüyüşünü,
12 Mart
1930 yılında,
Hindistan
Devleti’nin Kurucusu ve Hindistan’ın bağımsızlığına kavuşmasında, en büyük payı
olan Mahatma GANDHİ gerçekleştirmişti.
CHP ve
Kemal KILIÇDAROĞLU’nun önderlik ettiği, 450 Kilometrelik yol kat edildiğinde,
Mahatma
Gandhi’ye ait olan Dünya rekorunu,
Kemal
KILIÇDAROĞLU, geride bırakmış olacaktır….
Mahatma
GANDHİ’NİN Tuz Yürüyüşü diye adlandırılan bu yürüyüşü,
Hind
Halkının, GANDHİ liderliğinde, İngilizlerin Müstemleke Yönetimi’ne karşı,
Başlatılan
ve şiddet içermeyen bir yürüyüşün,
Nasıl
etkili olduğunun ve Hindistan’ın bağımsızlığına nasıl kavuştuğunun hikâyesidir.
Ben bu
hikâyeyi çok ilginç bulduğum için,
Sitem de,
seçtiklerim kısmında, aynen koyuyorum.
Bu gün
Emperyalist güçlerin, Türkiye’yi de bölüp, parçalamak istedikleri de kesin…
Aradaki
fark şu:
Türkiye
Batı standartlarında kurulmuş, çağdaş bir Cumhuriyet.
Bu gün bu
Cumhuriyet, bir şekilde geriye götürülmek, yıkılmak isteniyor.
Yöntem
aynı olsa da, Kemal KILIÇDAROĞLU’nu,
Mahatma
GANDHİ ile kıyaslamak ta, doğru değil…
Kemal
KILIÇDAROĞLU,aslında düzgün ve konusunda uzman bir kişi.Bu konuda kimse aksi
bir şey, söyleyemez….
Ama
Liderlik, farklı bir konu…
Barışçıl
olmak, elbette güzel bir şey….
Ama
Liderlik;
Şartlar ne
kadar zor olursa olsun,
Sorunların
üstesinden gelebilmek,
Özellikle,
emperyalist Devletlerin, talepleri ve dayatmaları karşısında,
Mümkün
olduğunca, karşılıklı çıkarlar çerçevesinde,
Ülkenin
hak ve menfaatlerini koruyabilmek,
Onların
planların bir parçası olmamak,
Ve dik
durmasını bilmektir…..
Bu gibi
konularda bazı örnekler var…
Bu
örneklerden de hareketle, bazı kaygılarımız ve bazı endişelerimiz var…
Önceki
Makalelere bir göz atmanızı öneririm….
Kemal
KILIÇDAROĞLU’nun bu girişimini;
Gandhi’nin
örneğine benzetip, o’na Gandhi Kemal
diyenler olduğu gibi,
HAYIR
Cephesinde yer alan bazı Kişi ve Yazarların, Kemal KILIÇDAROĞLU için;
CHP Genel
Başkanlığı’nda yerini sabitledi gibi değerlendirme yapanlarda var,bu konuda bir
gerçeklik payı olduğu da, söylenebilir,
Ahmet TÜRK
ve PKK yanlıları da birlikte yürüyor gibi nedenlerle,
Ya da daha
başka Siyasi gerekçelerle ilgili olmalı ki,
Meral
AKŞENER, Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ, Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU, Sinan OĞAN ve Koray
AYDIN gibi muhaliflerin,
VATAN
PARTİSİ’nin, SAADET PARTİSİ’nin, DSP’nin,
Ya da
Barolar Birliğinin, Başkan Prof.Dr Metin Feyzioğlu’nun, İstanbul Barosu eski
Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal gibi popüler isimlerin,
Henüz
yürüyüş kortejinde yer almadıklarını görüyoruz…
Ama
DEMOKRAT PARTİ’nin bir süre önce, bu yürüyüşte yer aldığını,
ADALET
PARTİSİ’nin de, bu yürüyüşte yer alacağı bilgisini 1 Temmuz 2017’de öğrendik.
Şunu demek
istiyorum:
Olumlu ve
faydalı sonuçları olabilecek girişimleri, kim başlatırsa başlatsın,
desteklenmelidir…
Bizler
Cumhuriyet’e, ATATÜĞRK ilke ve İnkilaplarına ve Cumhuriyetin kazanımlarına,
yürekten inanan insanlarız.
HDP
Yöneticilerinin, PKK yanlısı politikalarını, asla tasvip etmeyiz…
Ama HDP Eş
Başkanlarından Selahattin DEMİRTAŞ’ın, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı
olarak,
Ortaya
koyduğu performans ve insancıl yaklaşımları neticesinde;
Kürt
olmayan, bölücü yanlısı olmayan bazı vatandaşlarımızın da, oylarını bu Partiye
verdiklerini de biliyoruz…
Bu hususu,
asla göz ardı edemeyiz.
Sonra,
HDP’nin, Referandum’da, niçin HAYIR oyu kullanacaklarını beyan etmelerinin
nedenlerine de, önceki Makalede, değinmiştim…
Eğer bazı
önemli hususları görmezden gelirsek;
Önemli
konulara bakış tarzında, şeklci olmaktan öteye gidemeyiz, patinaj yaparız…
Eğer
ADALET herkese lazım, prensibi ile yola çıkılmış ise,
Bir
taşkınlık yapmadıkları sürece, sen bu yürüyüşe niçin katılıyorsun gibi
ayrıştırıcı söz ve eylemde bulunmak,
Ve bu gibi
nedenlerle, HAYIR cephesinde yer alıp, katkı koyanlardan Bir kesime;
Sen bu
yürüyüşte niye yer alıyorsun diyemeyiz,
Bu
yürüyüş;
15 yıldan
beri Türkiye’yi idare etmekte olan ve içine düştüğümüz zor bir durumda ve
geldiğimiz noktada, sorululuğu olan,
Adalet ve
Kalkınma Partisi APK ile
O’nun
fiili lideri konumundaki,
Şimdinin
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın;
Bir durum
değerlendirmesi yapmasına da,
Bir vesile
olabilir….
Bu
açıdan,bazı HAYIRCILARIN ve bu cephede yer alan bazı Siyasi Partilerin;
Sıraladığım
nedenlerden biri, ya da bir kaçı nedeniyle
KILIÇDAROĞLU’nu,
protesto etme adına, O’nu hedef tahtasına oturtmalarını,
Ya da, bu
yürüyüşte yer almamalarını da,
Doğru
bulmadığımı, belirtmek isterim….
Önceki
Makalede Devlet BAHÇELİ’nin dışında
,Kemal KILIÇDAROĞLU’nun da,
Ana
Muhalefet Lideri olarak,
Anayasa ve
Yasaların kendine verdiği, Anayasa Mahkemesine doğrudan başvurma konusunda,
tereddüt gösterdiği,
Ya da bu
hakkı yeterince kullanmadığı, kullanmak istemediği gibi gerekçelerle,
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip ERDOĞAN’ın işini kolaylaştırdığına,
Ve bu
günlere gelinmesinde payı olduğuna da vurgu yapmıştım.
Ve Kongre
kararı alınıp, bir durum değerlendirmesi yapılmasına,
CHP’de bir
Genel Başkan ve Üst Yönetim değişikliğinin olmasında, fayda olduğuna
değinmiştim.
Bu gün
sadece CHP ‘de değil,
Meclis
içinde ve Meclis dışında tüm Partilerde, olağanüstü kongre kararı alınıp, bir
durum değerlendirmesi yapılmasında,
Ve
kadroların yenilenmesinde,
Böylesi
zor bir durumda,
Türkiye’nin
menfaatleri açısından, büyük yararlar olduğuna, tekrar değinmek isterim…
Önceki
Makalede, bu gibi konulara da değinmiştim.
ENİS
BERBEROĞLU’NUN MAHKÛMİYET KARARI HENÜZ AÇIKLANMADAN;
CEZA
EVİNDE KALACAĞI ODANIN HAZIRLANDIĞI İDDİASI,
ÇOK AĞIR
BİR DURUM….
Bu iddianın sahibi de, CHP lideri, Kemal KILIÇDAROĞLU
Bu iddianın sahibi de, CHP lideri, Kemal KILIÇDAROĞLU
Sayın
KILIÇDAROĞLU,
Böylesi
bir iddiayı, herhalde, kafasından uydurmadı….
Bu
noktada, KILIÇDAROĞLU’na da;
Bu gibi
örnekler de ortada iken,
Yeni
düzenleme ile Yargı’nın da, şaibeli, ya da amaca uygun hale getirildiği
görüntüsü varken,
Sen bu
yürüyüşe, niçin önderlik ediyorsun da diyemeyiz….
Şimdi bazı
geçlerimizin, nasıl PKK’lı oldukları,
Ya da bazı
Kürt vatandaşlarımızın, nasıl PKK terör örgütü sempatizanı oldukları konusunda,
Bir şeyler
söylemek istiyorum.
Ben
Anayurt Gazetesi’nde yazarken, Türkiye’nin Etnik Kökeni konusunda, 21 Makale
yayınladım.
Bu husus,
aslında bir Türk tarihidir.
Türklerin
Anadolu’ya gelişlerinin, 1071 değil, Milattan önce, binlerce yıl öncesine
dayandığıdır.
Anadolu’nun
adını Türkiye olarak değiştirenlerde, bizler değiliz.,
Anadolu’nun
adı,1071’den itibaren,
Türkiye
olarak değiştirilmiştir.
Bunu
yapanlar da, İtalyanlardır.
Selçuklu
Sultanı Alparslan’ın,1071 Malazgirt savaşında, Bizans İmparatoru, Romen
Diogen’i yenmesi sonucunda,
Oğuz
boyları, büyük kitleler halinde, Anadolu’ya giriş yapmaya başlamış,
Bundan
sonrasında Anadolu’nun adı;
Turchia,
Turco mania;Türlerin yoğun olarak yaşadığı topraklar anlamına gelen,Türkiye
olarak değiştirilmiştir.….
Daha da
önemlisi, bu araştırma yazısının asıl maksadı;
Kürtlerin
de, Türkler’ün bir kolu olduğunun, bilimsel olarak, ortaya konmasıdır.
Bu
gerçekten hareketle, eğer bu gibi bilgiler;
Türkiye’yi
İdare edenler tarafından, bütün iletişim imkânları kullanılıp, Halka
ulaştırılmış
Olsaydı;
Bu gün PKK
terör örgütüne,böylesine katılanlar olur muydu,
Bazı Kürt
vatandaşlarımız, kendilerini, ayrı bir ırktan sanıp,
Yabancılarında
etkisiyle
PKK
sempatizanı olurlar mıydı?
Bu gibi
önemli hususları,
Bu gün bu
vesile ile tekrarlamış oluyorum….
Bu nokta
da, ister İktidar Partisi, İster Muhalefet Partileri olsun;
Türklükle,
Cumhuriyet’le, Mustafa Kemal ATATÜRK ve
Silah Arkadaşlarıyla, bir sorunlarının olmamsı lazım…
Eğer Ülke
adına bir şeyler yapmak istiyorlarsa,
Akıl ve
Bilimin ışığında, Türkiye’nin de
Almanya
gibi, Amerika gibi, Japonya gibi, her konuda gelişmiş,
Uzay
yarışında bende varım diyen,
Kendi
teknolojisini kendisi yaratan bir Ülke olma yönünde,
Bir şeyler
yapmaları gerekir…
Bu gün, bu
itibarla Türkiye’yi tehdit eden, huzurumuzu kaçıranlar, sadece aşırı sol
guruplar, ya da PKK yanlısı olanlar değil,
İktidar
Partisinin de, Din eksenli ve kendi amacına uygun bir Devlet yapılanması
girişimleri de, bakmak lazım….
Her şeyin
Sünni Mezhep eksenli, bir Din Devleti oluşturmaya çalışıldığı,
Eğitim
dahil, gençlik dahil, her şeyin bu çerçevede amaca uygun hale getirildiği,
Okulların
İmam-Hatipleştirildiği,
Ailelerin
çocuklarını, zorla bu okullara göndermeye zorlandığı,
İnsanların
giyim şekillerine, yaşam tarzlarına kadar müdahale edildiği,
Bilim ve
Liyakat tan uzaklaşıldığı
Bu yüzden
yanlış iç ve dış politika nedeniyle,
Başta
Amerika, Almanya olmak üzere, Batı ile düşman hale geldiğimizi,
Bu yüzden
alış verişimizin, gelirimizin azaldığı da ortada,
Durup
dururken, Beşar ESAD’ı düşman ilan edip, onu devirmeye çalıştık,
Sonuçta bu
mümkün olmadığı gibi,
3.5 Milyon
Suriyeli, maddi ve manevi olarak, Türkiye’ye büyük zarar vermeye başladı…
Bir türlü
bitmeyen PKK ve diğer terör guruplarının faaliyetleri sonucu,
Birçok
sivil vatandaşımız, hayatını kaybettiği gibi,
Çocuklarını
askere, vatan hizmetine gönderen ailelerin,
Gelen
şehit haberleri ile yürekleri dağlandı ve dağlanmaya devam ediyor…
Bunun gibi
birçok neden, Halkımızı bunaltır duruma getirdi, canından bezdirdi.
Ve bu
yürüyüşü, bir umut, bir beklenti haline getirdi….
Atanamayan
öğretmenler sorunu,
FETÖ
bahanesiyle işten atılan 100 bİn’in üzerindeki insan ve bu yüzden bunalıma
giren dağılan aileler,
15 Temmuz
2016 başarısız darbe girişiminde bu yana,
1 Yıla yaklaşan bir zaman geçmesine rağmen, devam eden, Olağanüstü hal OHAL ‘ın kalkmaması gibi birçok neden,
1 Yıla yaklaşan bir zaman geçmesine rağmen, devam eden, Olağanüstü hal OHAL ‘ın kalkmaması gibi birçok neden,
Toplumu
bunaltır hale getirdi….
Onun için,
yürüyüşte, her kesimden insan var…
Ben,
sorunların çözümü noktasında;
Türkiye
Cumhuriyeti’nin ayar değerlerine, yeniden getirilmesi gerektiğine inanıyorum…
İktidara
gelen her Parti, kendi ideolojine uygun bir Devlet yapılanması oluşturmaya
çalışırsa,
Birinin
yaptığını, öbürü bozar….
Gelişmiş Batı
Ülkelerinde ve çok uluslu Amerika’da böylesi bir sorun varmı? Yok…
Bu
itibarla, öncelikle Halkımızın bilinçlendirilmesi lazım…
Bu konuda,
yapılacak çok iş var…
Sonuç
olarak, bu yürüyüşle beraber;
İktidarın
uygulamalarından bir şekilde zarar gördüğü için,
Referandumda
EVET oyu kullanan bazı vatandaşlarımızın da,
HAYIRCILARIN
yanında yer aldığını ve yğrğyüşe katıldığını düşünüyorum.
Bu da bir
aydınlanma vesilesidir.
Bazı
Yandaş yazarların, AKP’nin uygulamalarından rahatsız olduklarını, eleştirel
yazılar yazdıklarını,
AKP
tabanını da uygulamalardan rahatsızlık duyduklarına, işaret ediyorlar…
Bu da,
aydınlanmanın bir parçası…
Bu gün bu
yürüyüşün başlatılmasında;
Türkiye
dışından bir yönlendirmenin, bir telkinin olup, olmadığını da, bilmiyoruz.
Bu gibi
hususların detaylarını, ancak sonraları öğrenebiliriz.
Türkiye
dışından, böylesi bir yönlendirme olsa bile
ADALET’ten
ve ADALET’in doğru uygulanmasından vazgeçemeyiz
İstanbul’a
yaklaştıkça kalabalığın arttığını,
Ve
Yürüyüşe katılanların sayısının, 20 Bin’e ulaştığını görüyoruz.
İktidarın
en büyük korkusunun ise
İstanbul-Maltepe’ye
yaklaşırken,
Yürüyüşe
katılanların sayısının, çok büyük rakamlara ulaşacağı,
Ve bu
girişimin, Türkiye gelenine yayılacağı, endişesidir…
Yürüyüş
öncesinde;
Başta
HDP’liler ve Aşırı Sol gruplar diye de tanımlayabileceğimiz marjinal grupların
itirazları sonucu olmalı ki;
Başlangıçta
Adalet pankartlarının dışında,
Yol
boyunda, TÜRK bayrakları ile katılanlar olduğunu tahmin ediyorum,
Bunların
dışında, Türk bayrağı pek yoktu.
Ama 1
Temmuz 2017 tarihinde basına da yansıdığı üzere,1110 Metre uzunluğunda, dev bir
Türk bayrağının altında yüründüğünü, büyük bir memnuniyetle gördük.
2 Temmuz 7017 Pazar
SÖZCÜ,
SÖZCÜ,

Bu aşamada
işin ciddiyetinin farkında olan HDPliler ve bazı aşırı sol grupların, duruma
itiraz edip, sorun çıkaracaklarını sanmam.
Bunun
kanıtını, 1110 Metre uzunluğundaki Bayrağın altında, yürünmesi sonucunda da,
gördük…
Bu güne
kadar, yol boyunca yeni katılımların olduğunu,
Ve
İstanbul’a yaklaştıkça, kalabalığın arttığını, memnuniyetle, müşahede ediyoruz.
Vatandaşlarımız
bütün sıcağa rağmen,
Güle
oynaya, İstanbul’a doğru yol almaya devam ediyorlar.
Bazı
Vatandaşlarımızın korteje, değişik yerlerde dahil oldukları düşünülse de;
Kemal
KILIÇDAROĞLU, ve Ailesi’nin;
Daha ilk
baştan beri, birlikte yürümeye devam etiklerini görüyoruz.
Dile
kolay, 18 gündür yollarda olmak…
Bu husus,
asla hafife alınamaz, küçümsenemez….

YENİÇAĞ,
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN; MHP’yi, övdü, CHP’ye yüklendi….
Avrupa
Ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın da, bu harekete destek vermek amacıyla,
yürüyüşe
geçmiş olmaları,
Tüm
dünyanın gözünün Türkiye’ye çevrilmesine vesile olmuştur…
YENİ
ANAYASA;
TÜRKİYE’YE
KURULMUŞ BİR TUZAK GİBİ...
Yeni
Anayasa gereğince, Cumhurbaşkanı Rcep Tayyip ERDOĞAN;
Aynı
zamanda, AKP’nin de Genel Başkanı.
2 Temmuz 2017 tarihli,
YENİÇAĞ
Gazetesi’nin manşetten verdiği habere göre;
YENİÇAĞ
Gazetesi’nin manşetten verdiği habere göre;
ADALET
Yürüyüşü vesilesi ile, MHP Lideri BA HÇELİ’yi överken,
Bu gibi
konulardaki farklı yaklaşım tarzımı ve nedenlerini,
Yukarıda
sizlere, gayet açık olarak, insancıl yaklaşımlarla, ortaya koymaya çalıştım…
Yeni
Anayasa; Türkiye’ye kurulmuş bir tuzak başlığı’, da örnek olması bakımından,
YENİÇAĞ’ın
haberi ile bağlantılı olarak, bir şeyler söylemek istiyorum.
Eski
Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanı tarafsızdı, herkese eşit mesafedeydi.Şimdi
taraf, halinde!...
Sorunlar
nasıl çözülecek?...
Bu yeni
Anaysa, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a istediğini
yapma yönünde büyük imkanlar sağlıyor…
Eğer
yürüyüş tamamlandığında, iktidarın bir karşı hamlesi olursa,
Ya da, bu
hareket genişlerse, iktidarın tavrı nr olacak!?...
Ben
Türkiye’yi Yönetenlere itidal tavsiye ediyorum…
Başka
anlamlara gelecek sözler, sarf etmemelerini diliyorum…
Örneğin Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent TÜFENKÇİ,
Yürüyüşe
katılanlarla ilgili olarak;
Biz bu
yolları, Teröristler yürüsün diye yapmadık dedi…
Bu söz,
son derece yanlış, son derece sakıncalı…
Böylesi
bir durum, Batı Demokrasilerinde yaşansa;
Böylesi
bir söz eden Bakan, çoktan görevden alınırd!...
3 Temmuz 2017 AYDINLIK
Din Dersinde Şeriat eğitimi
Din Dersinde Şeriat eğitimi
Bu
Gazetede, çok önemli bir haber daha var:
RUBİN’İN
YENİ FERMANI, Türkiye tek parça kurtulmaz.
Bu yazıyı
aynen aktarıyorum.
Rubin,
herhangi birisi değil!...
PENTAGON’un
Psikolojik Savaş elamanı, Neo Con Yazar Michel Rubin,
Bir kez
daha Türkiye’yi hedef aldı.
Rubin
yazısında, Türkiye’nin kaosa çok yakın olduğunu, ileri sürdü
Beyaz
Saray’ın düşünmesi gereken sorunun;
Türkiye
ile nasıl iyi dost olunacağı değil,
Türkiye’nin
çöküşünü, nasıl yönetiriz olması gerektiğini söyleyen Rubin,
Bu
uçurumdan, Türkiye tek parça olarak kurtulamayabilir dedi.
Şimdi
anladınız mı, bu Yeni Anayasa’nın, Siyasi iktidarın dışında, kimlerin işine
yaradığını,
Yada
onları, bir beklenti içerisine soktuğunu!...
Yani
Türkiye’nin bölünüp, parçalanabileceğine, işaret ediliyor,
Amerikanın
bu fırsatı değerlendirmesi için,hazırlıklı olmasını öneriyor…
Bu yürüyüğün,
kazasız, belasız tamamlanmasını,
Sorunların
çözümüne katkı yapmasını diliyorum.
Saygılarımla.
4 Temmuz 2017 Salı
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
Enerji
Uzmanı Gazeteci Yazar
Gazeteler:
1)
3 Temmuz 2027 Pazartesi Aydınlık
2)
3 Temmuz 2017 Pazartesi Cumhuriyet
3)
2 Temmuz 2017 Pazar SÖZCÜ
4)
2 Temmuz 2017 Pazar YENİÇAĞ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)