2 Ocak 2016 Cumartesi

SEVGİLİ OKURLARIM VE DEĞERLİ HALKIMIZIN "YENİ YILI" KUTLU OLSUN…

SEVGİLİ OKURLARIMIN VE DEĞERLİ HALKIMIZIN "YENİ YILI" KUTLU OLSUN…
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
             Enerji Uzmanı – Gazeteci Yazar

                Yeni yılda sizlere, sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim…
                Nice mutlu yıllara…
                Dilerim ki yeni yılda;
                Küskünler barışır, dargınlıklar sona erer, sevenler kavuşur ve mutluluklar daim olur.
                Ülkemize huzur ve güven, yeniden gelir.
                İşsizlik azalır, ya da sona erer. Böylece insanlar; yuvalarında geçim sıkıntısı ve gelecek adına, endişeleri olmadan, mutlu olurlar.
                Umarım ki eğitim sistemimiz, önce normalleşir, sonrasında gelişmiş Batı devletlerindeki örmeklerden de yararlanılarak, çağdaş bir görünüm alır.
Ve gelişmiş Batı devletleri seviyesine ulaşmamızda, önemli bir başlangıç yapılmış olur.
                Umarım ve dilerim ki, Türkiye’yi idare edenler;
 Çağdaş olmayan, Dindar ve Kindar bir Gençlik yetiştirmek, Toplumu kendi arzu, istek ve hedefleri doğrultusunda dönüştürmek gibi, fikirlerden vazgeçer.
Umarım ki Toplumda Alevi, Sünni, İnançlı, İnançsız, Şu taraftan, Bu taraftan ayrımı yapılmadan, insanlar kendilerini güven içinde hissederler.
                Umarım ve dilerim ki; Türkiye’de Hukuk düzeni, yeniden tesis edilir ve herkes, mevcut Anayasa ve yasa hükümlerine uymaya başlar,
                Kimse mevcut düzeni ve re Cumhuriyet rejimini değiştirmeye kalkmaz.
                Umarım ve dilerim ki, Halkımızın tamamı; doğru yolda ve mantık çerçevesinde, bilgilendirilip;
                Bu topraklara ve bağımsızlığımıza sahip çıkmaları noktasında, belli bir duyarlığa ulaşır.
                Bu nokta tüm vatandaşlarımızın; Bağımsızlığımızın kazanılmasında, Cumhuriyetimizin kurulmasında, çağdaş bir Devlet görünümü almamızda öncülük eden;
 Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah Arkadaşlarına ve Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmalarını dilerim.
                Siyasilerin her söylediğine,gözleri kapalı inanıp, kanmamalarını dilerim..
Aydınların, Köşe Yazarlarının, bu gibi konularda çaba sarf etmelerini, bir şeyler yapmalarını dilerim…
Geçmişte bağımsızlığımızın kazanılmasında emeği geçen Kahramanlarımızı, canlarını feda eden aziz şehitlerimizi,
ŞimdilerdeTürkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, Vatanın ve Milletin Bölünmez Bütünlüğünün korunması noktasında,
Canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, rahmetle, minnetle anıyorum.
Ateş düştüğü yeri yakarmış derler; evlatlarını, eşlerini, babalarını, yakınlarını kaybedenlerin acılarını, en çok yaşayanlar bilir.
Özellikle bu gibi Ailelere selamlarımı, saygılarımı ve sevgilerimi gönderiyorum. Onlara  Tanrıdan,sabırlar vermesini diliyorum.
Siyasilere de, görevleri icabı hayatını kaybeden ailelerin çocukları üzerinden, siyaset yapmamalarını dilerim…
GEREK YURT İÇİ, GEREKSE YURT DIŞINDA VE UZAK COĞRAFYALARDA YAZILARIMI, YORUMLARIMI OKUYAN, BENİ ONURLANDIRAN SAYGIDEĞER OKURLARA  DA; SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM..
Yeni yılda, dilek ve temennilerimi bildirdim ama 13 yılda, işlerin eskiye nazaran daha gerilere gittiğini anlamak açısından;
Gerek Anayurt Gazetesi’nin Arşivine girerek, önceki yazılarıma, gerekse web siteme girerek, sonraki yazılarıma ve yorumlara bir göz atmanızı öneririm.
2016 Yılı, 2015’ten daha zor geçecek ama ben, gelecek adına, umutsuz değilim.
Sorunlar Halkımızın bilinçlenmesi ve herkesin bilgi, tecrübe ve eğitim seviyesine bağlı olarak;
Elini taşın altına koyması ve bir şeyler yapmaya çalışması ile aşılabilir.
Bu noktada Kanaat önderlerine ve Köşe Yazarlarına, önemli görevler düştüğüne inanıyorum.
BEN 7 HAZİRAN 2015’DE ANKARA 1.BÖLGEDEN BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYI İDİM.
                Bu konuda da, bir şeyler söylemek isterim. Başarılı bir seçim kampanyası yürüttüm. Plan ve projelerle Halkımızın karşısına çıktım…
10. Yıl Marşı eşliğinde;
                Milli konular da hassasiyet. Sorunlara çözüm. Halkımızla yakın ilişki.  Haktan ve adaletten ayrılmamak.Yeni projelerle iyi bir başlangıç. Ve o, sizlerden biri
Sloganları ile, Ankara’nın cadde ve sokaklarında ve ilçelerinde dolaştım.
                Halkımızla doğrudan ve sıcak ilişkiler kurdum, unutulmaz anlar yaşadım.
                Bana sevgi, saygı ve ilgi gösteren ve oyları ile, bana destek olan Ankaralı Hemşerilerime, gönülden teşekkür ederim.
                İddia odur ki 2015 seçiminde, Bağımsız Adayların oylarının çalınacağı yönünde idi…Özellikle Haymana’nın sorunlarının çözülmesi, para girdisinin artması, tarım ve hayvancılığın nasıl geliştirileceği konusunda hazırladığım özel baskı,benim web sitemde var.
Mangalda Kül Bırakmayan siyasilerin, bu bildiriye bakmalarını öneririm.
                Bani seven, bana güvenip oy veren, beni destekleyen seçmenlere şu hususu, tekrar söylemek isterim:
Bana verilen her oyun, boşa gitmediğini, gitmeyeceğini, herkese göstereceğim.
Halkımız Bağımsız Adaya henüz alışık değil…
Ama Türkiye’yi 4 Muhalefet, 1 İktidar ve birde Cumhurbaşkanı olmak üzere, 6 Bağımsızın
idare ettiğini söylesem, abartımı olur?
Görünürde Başbakan olan ama Cumhurbaşkanı ‘nın kontrolü altında olduğu görünümü veren, Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU’nu saymazsak;
Türkiye’nin 5 Bağımsız tarafından idare edildiğini, söyleyebiliriz.
4 Muhalefet Liderinin de, ne kadar bağımsız olduğu, tartışılabilir.
Yeni tip siyaset ve siyasetçiye ihtiyaç olduğunu, söylemeliyim.
Bu gibi konularda da, benim yorum ve makalelere, bir göz atmanızı, öneririm.
BEN ENERJİ UZMANI, BİR YÜKSEK MÜHENDİSİM VE TÜRKİYE’İN ENERJİ SORUNUNU, ÇÖZMEYE TALİBİM.
Bu vesile ile bundan önceki makalede Halkımıza bir çağrıda bulundum.
Teknik sorunları çözebileceğimi, çok sayıda kesinti ve yüksek orandaki KDV’de de indirim
yapılırsa, elektrik birim fiyatlarının % 100 indirilebileceğini söyledim.
                İşin özü ve özeti şudur:
                Rusya ile uçak düşürme sonrasında, tırmanan siyasi gerilim ve İran’ında doğal gaz vanalarını kısması ile yaşanacak muhtemel bir enerji krizinde;
                Enerji açığının yerli kaynaklar kullanılarak, kısmen, ya da tamamen kapatılması noktasında;
                Konusunda uzman bir Yüksek Mühendis olarak, kendi payıma düşen katkıyı koymak ve sorunu çözmek istiyorum.
                Özelleştirmeyi Halkımıza bir kurtarıcı olarak, anlatmaya çalışıyorlar ya; Özel sektöründe Santraları verimli çalıştırabildiğini, maalesef söyleyemeyeceğim.
                Netice itibarıyla, enerji konusunda sorunların nereden kaynaklandığı ve ele alacağım konuları da içeren bir özet rapor hazırlayıp, yukarıdaki ön yazı ekinde, konuyu birkaç TV kanalına ilettim. Ayrıca başta CHP Grup Başkanvekili Özgür ÖZEL ile Televizyon kanallarında sıkça gördüğümüz, birkaç CHP’li vekile de gönderdim.
                Onlardan konunun takipçisi olmalarını, ayrıca bu bilgileri, CHP’nin üst yönetimine de ulaştırmalarını söyledim.
                Yılbaşından önce, bu konunun detaylarını, bazı televizyonlarda Halkımıza anlatmayı çok isterdim ama olmadı.
Şimdi, yeni yıla girdik, umarım bu bilgileri sizlere, kısa zamanda Televizyonlarda aktarırım.
                Enerji üretimi ve bu konudaki sorunları ve çözüm önerilerini, daha önceleri Anayurt Gazetesi’nde ve kendi web sitemde, müteaddit defalar yazdım.
Televizyon programları da var. Bu defasında, yeni ilaveler de var…
Halkımızın hafızasında, yüzyıllar boyunca yerleşmiş olan batı hayranlığı ve Batı karşısında bir eziklik duygusunun yerleşmesi,
Para Batılılarda, teknoloji Batılılarda, böylesi projeleri ancak onlar yapar gibi, bir ön yargının yerleşmiş olması;
Bir Tür Yüksek Mühendisininböylesine önemli bir konuda, büyük iddialar ve ilginç projelerle karşılarına çıkması, başlangıçta büyük bir şaşkınlık yaratıyor. Sorunlardan biri bu.
Umarım ki Türkiye’de de benim gibi, konusunda uzman kişilerin sayısı çoğalır ve Halkımız, teknoloji yarışında ve gerçek kalkınmada, Türkiye ve Türk olarak, bizde varız demenin mutluluğunu ve hazzını yaşar.
Ama Türkiye şartlarında, sorun çözebilecek kapasitede uzman yetiştirmek, ya da yetişmesi; öyle kolay bir şey değil…
TÜRKİYE’DE OKUYUP, YURT DIŞINA GİDEN BİLİM ADAMLARIMIZ, NİYE ORALARDA NOBEL ÖDÜLÜ KAZANIYORLAR DA; TÜRKİYE’DE İKEN, NİYE KAZANAMIYORLAR?
                Bu sorunun doğru cevabının bulunması, çok önemli.
                Eğer teknik, ekonomik, sosyal, yasal, askeri…her alanda gelişmiş bir süper Dünya devleti olma yönünde bir hedefiniz yoksa;
Böylesi bir toplumda, sizi bu hedefe ulaştıracak eğitim sistemini de kurmaz, ya da
kuramazsınız,
Sizi bu hedefe ulaştıracak Bilim Adamını da yetiştiremezsiniz, Nobel Ödülü kazanabilecek
Kapasite de, Bilim Adamı da yetiştiremezsiniz…
Dinin referans alındığı, Üniversitelere, Tomalarla, polisle, copla, gazla girildiği bir ortamda, Yandaş üniversite, yandaş Bilim adamı, yandaş üniversite yaratmak arzu ile yapılan
girişimlerin olduğu bir ortamda;
Vasıflı Bilim Adamı da yetişmez, Nobel Ödülü de alınmaz, sorunlar da çözülmez.
Daha da önemlisi, ODTÜ gibi İTÜ gibi Dünya sıralamasında seçkin yerleri olan,Bilim
Yuvalarında ki bilgi birikimini, mevcudun, daha da gerilerine götürürsünüz..
Özgür düşüncenin olmadığı, çağdaş müzik, opera, tiyatro, bale, heykeltıraşlık  gibi güzel
sanatlara gerek duyulmadığı, faaliyetlerinin kısıtlanmaya çalışıldığı bir ortamda;
 İnsanlarda mutlu olamaz, her bakımdan gelişmiş, bağımsız ve özgürce düşünebilen
insanlarda, yetişemez, kalkınmada olamaz…
Bu gün maalesef, böylesi günler yaşıyoruz.
TÜRKİYE’DE SORUNLAR, NİYE ZAMANINDA ÇÖZÜLEMİYOR?
Rus savaş uçağı 24 Kasım 2015 tarihinde düşürüldü. Aradan 38 gün geçti. Bir ayı aşkın
zamandır, enerji sorunlarının çözümü konusunda, yukarıda da değindiğim üzere, Televizyon kanalları ve CHP kanadı ile irtibat kurup, sorunu Türkiye’nin gündemine taşımaya çalışıyorum.
Ama henüz, bir sonuç alamadım.
4 Ocak 2016’dan itibaren, kaldığım yerden tekrar başlayacağım.
                Bir Avrupalı ile aramızda ki en önemli fark şu:
                Eğer gelişmiş Batı devletlerinde teknik, ekonomik, ya da herhangi bir konuda bir sorun varsa; Yetkililer, o sorunu çözecek uzman kişileri arar bulur ve sorun çözülür.
          Türkiye’de ise çoğu kez;
Sorunu çözecek kişi, yetkilileri arayıp bulmaya ve sorunu bu şekilde çözmeye çalışır. Uzman olmak ve sorun çözmek çok kolaymış gibi, birde ricacı durumuna düşer.
NİÇİN OLMAMIZ GEREKEN YERDE DEĞİLİZ?
Bu konuda 8 Makale yazdım.
Eğer Anayurt Gazetesi-Ahmet YALVAÇ-Niçin olmamız gereken yerde değiliz. yazar ve enter tuşuna basarsanız, makaleler1-2-3…8 önünüze gelir.
Bizim kültürümüzü, yetişme tarzımızı ve genetik yapımızı, göz önünde bulundurmadan, bu soruların, doğru cevabını bulmak, maalesef mümkün değil.
KÖKLER VE DEĞERLER
Bu, Prof. Dr. Hasan KÖNİ’nin bir zamanlar, bir TV’de yaptığı bir programın adı.
Aklın, bilimin yolu birdir derler ya, O’da benim söylediğime benzer bir şeyler söylüyor. Hasan Hoca şu konuya dikkat çekiyor:
Eğer bizim Toplumumuzda geri kalırsanız, tekme atarlar, öne geçerseniz, ayağınızdan çekerler.
Sonuç itibarıyla geri de kalmayacaksın, ileri de gitmeyeceksin!
İdare-i maslahatçı olmak…
Hasan Hoca devam ediyor; bu husus, Bilim Adamı da olsa, değişmiyor…
EĞER ŞU AN İTİBARI İLE İSLAM ÜLKELERİ; BİLİM VE TEKNOLOJİ ALANINDA, BATIDAN GERİDE İSELER, BUNA NE DİYECEĞİZ?
Elhamdülillah, hepimiz Müslüman’ız.  AKP İktidara gelmeden önce de, Müslüman’dık.
Bu nokta da  sistem olarak, kendilerine Dini ve İslam’ı referans alan Yöneticilere, şu soruyu sormak lazım:
Çocuklarınızı, İslami kuralların yoğun olarak kullanıldığı, İran, Afganistan, Suudi Arabistan, ya da  Endonezya değil de, niçin, Almanya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi Hıristiyan gelişmiş Batı ülkelerine,yüksek eğitim için gönderiyor sunuz?
Bu soruyu, sıradan vatandaşlarımızın da sorması lâzım.
ORTADOĞU’DA LİDER BİR ÜLKE  OLDUĞUMUZ, ,BÜYÜK BAŞARILAR  KAZANDIĞIMIZ ,İDDİA EDİLİYOR AMA BU ESKİDENDİ, ŞİMDİ DEĞİL…
Rus savaş uçağının, Türk F-16’ları tarafından düşürülmesinin ardında, Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğu, artık çoğu kanaat önderi ve siyasetçi tarafından da dile getiriliyor.
Bu noktada Türkiye’nin anahtar ülke olmasını önlemek açısından, Rus savaş uçağının düşürülmesi istendiği,
Artık böylece, Türkiye’nin Ortadoğu’da oyun kurucu olmaktan çıkarıldığı yorumu yapılmaktadır.
Zira  Amerika Birleşik Devletleri artık Suriye politikasını, Rusya ile anlaşarak belirlemek istediği anlaşılıyor.
Musul’da Başika  Kasabası’na tanklarımızı ve komandolarımızı gönderdik ama
Amerika Birleşik Devletleri istediği için, geri çekilmek zorunda kaldık…
13 Yıl öncesinde, terör yoktu. Şimdi Güneydoğu Bölgemiz, savaş alanı gibi
Vatandaşlarımızdan, polis, asker  gibi güvenlik güçlerimizden, nerede ise her gün, ölenler oluyor.
Türkiye Demokratik, laik Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda idare edilirken;
Böylesi sorunlar yoktu.
Şimdi, eskiden Ortadoğu’da, özellikle Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesi sonrasında, her gün görmeye alışık olduğumuz;
Falanca yerde canlı bomba patladı, şu kadar insan öldü…
Irak’ta yaratılan otorite boşluğu ve kargaşa sonucunda;
1,5 Milyon’dan fazla insan öldü…
Şimdi Türkiye’de, her geçen gün, bir Ortadoğu ülkesi olmaya doğru gidiyor.
Tehlike de, burada zaten…
Yanlış dış politika nedeniyle, Ortadoğu’da dışlanmamızın haricinde;
Birde 3 Milyon’a yakın Suriyeliyi de kucağımızda bulduk.
Onlara 8 Milyar Dolar, ya da biraz üzerinde para sarf edildiği, söyleniyor.
Suriyeli diye adlandırılanların hepsinin savaştan kaçanlar olduğunu da, söyleyemeyiz.
Bunların içinde hırsızı, uğursuzu, teröristi; muhtemelen ne ararsan var…
Rusya ile tırmanan siyasi gerilimin faturasının, 9 Milyar Dolar olduğunu, Maliye Bakanı açıkladı.
Bütün bu olanları, yaşananları yok sayıp, Türkiye’yi 2023’e nasıl taşıyacaklarını, ballandıra, ballandıra anlatmaya çalışıyorlar…
Eğer bu gün, geldiğimiz nokta bu ise;
2023’te ne hale geleceğimizi, siz düşünün!...
Öncelikle saf ve iyi niyetli vatandaşlarımızın uyanması ve doğru yönde bilgilendirilmesi lazım..
Saygılarımla 1 Ocak 2016 Cuma
                                        Makine Yüksek Mühendisi
Enerji Uzmanı, Gazetec -Yazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder