26 Haziran 2014 Perşembe

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ-3

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ-3
Ahmet YALVAÇ, 
Makine Yüksek Mühendisi
Sevgili Okurlar, ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal KILIÇDAROĞLU ile, ikinci büyük muhalefet partisi MHP’nin lideri Devle BAHÇELİ, Başbakan Tayyip ERDOĞAN’a karşı, ortak bir aday belirleme konusunda, kollarını sıvayıp çalışmaya başladıklarında; toplumda çok olumlu bir hava esmeye başlamış, herkes böyle bir adayın kim olacağını merakla bekliyordu
Sayın BAHÇELİ, böylesi bir cumhurbaşkanı adayını, Çatı Aday olarak adlandırıyordu
Böylesine önemli bir konuda,2 muhalefet partisinin ortak aday çıkarma girişimleri, siyasi hayatımızda bir ilkti ve Türkiye’nin geleceği adına bizleri çok umutlandırmıştı
Her iki lider de başlattıkları çalışmalarda, sivil toplum örgütlerini ve Meclis dışında kalan siyasi parti liderlerini de ziyaret etmişler, onların tavsiye ve önerilerini, nasıl bir cumhurbaşkanı istedikleri konusunda görüşlerini öğrenmek istemişlerdi
Sayın BAHÇELİ ayrıca eski Cumhurbaşkanları Sayın Ahmet Necdet SEZER, Sayın Süleyman DEMİREL ile şimdiki Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL’ü de ziyaret edip, onların da görüş ve önerilerini almıştı
Halkın beklentisi, toplumda dik duruşları ile tanınan; Deniz BAYKAL, Hüsamettin CİNDORUK, Hasan KORKMAZCAN, Birgül Ayman GÜLER, Meral AKŞENER, İlhan KESİCİ, Abdüllatif ŞENER ,Emine Ülker TARHAN gibi isimlerden biri olacağı düşünülürken; kimsenin tahmin etmediği ya da edemediği Prof. Dr Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU ortak aday olarak karşımıza çıktı.…
Prof. Dr. Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU, İslam Konferansı Örgütü’nün bir dönem başkanlığını yapmış olmasının dışında, özellikle ülkemiz sorunları karşısındaki görüş ve düşünceleri, varsa çözüm önerileri konusunda ne düşündüğü, nasıl düşündüğü gibi konularda, Halkımız yeterli bilgiye sahip değildi. Tereddüt ve şaşkınlık da, zaten bu gibi noktalarda başlıyor…
Sayın İHSANOĞLU’nu önce, Sayın KILIÇDAROĞLU önerdi, sonrasında Sayın BAHÇELİ’de uygun görüp onayladı
Barış ve Demokrasi Partisi BDP’nin kendi adayını çıkaracağı bilindiğine göre; asıl yarış, Ekmeleddin İHSANOĞLU ile Başbakan Tayyip ERDOĞAN arasında geçecek demektir.
Burada göz ardı edilen,  hesaba katılmayan çok önemli bir sorun, ya da tuzak olabilecek nitelik de başka bir durum daha var:
Eğer Ekmeleddin Bey, cumhurbaşkanlığı seçimini bir şekilde kaybedecek olursa, Tayyip ERDOĞAN, llk turda olmasa da, ikinci turda mutlaka seçilecektir.
Bu konuda alınacak en önemli önlem şudur:
MUHALEFETİN ÇATI ADAYI EKMELEDDİN İHSANOĞLU OLABİLİR AMA BAŞKA KİŞİLER DE ADAY OLABİLMELİDİR…
Ahmet YALVAÇ
Böylesi bir yöntemin, şu faydası vardır:
Eğer potansiyel başka cumhurbaşkanı adayları da yarışa katılırlarsa, kişisel oy potansiyelleri de ortaya çıkar, az oy alanlar zaten birinci turda elenir.
Çok adaylı böylesi bir seçim; Sayın ERDOĞAN’ın birinci turda seçilebilme şansını önler.
Sonrasında ikinci tura kalanlarla bir değerlendirme yapılarak, birileri adaylıktan çekilir ve yarış,2 aday arasında devam eder..
Böylesi bir yöntem, Ekmeleddin Beyin seçilme şansını daha da artırır. Ve Ekmeleddin Beye muhalefet edenlerin de, desteğini almak açısından çok önemlidir…
CHP ve MHP liderlerinin bu konuda, guruplarını serbest bırakmaları, aday olmak isteyenlere engel çıkarmamaları, en doğru, en uygun bir yöntemdir
Sayın KILIÇDAROĞLU’nun ikinci bir aday çıkmasına asla müsaade etmem demesini, hem demokrasi, hem de ülkemizin içinde bulunduğu kritik bir dönem açısından doğru bulmadığımı, bura da özellikle belirtmek isterim.
Siyası parti liderleri, diğer arkadaşlarının da, en azından kendileri kadar, partilerini ve ülkeyi düşündüklerini var sayıp, böylesi hayati durumlarda dayatmacı olmamalı, srarlarından vazgeçmelidirler
Eğer başta KILIÇDAROĞLU, tek aday konusundaki ısrarından vaz geçmez ve tehlikenin farkında olmazsa ve uygulanan stratejik hata dolayısı ile, Tayyip ERDOĞAN, cumhurbaşkanı seçilecek olursa; ortada ne KILIÇDAROĞLU, ne de BAHÇELİ koltuklarını koruyamazlar
Ama böylesi bir durumda en vahimi;  Türkiye’ye olur!...
DEVLET BAHÇELİ VE KEMAL KILIÇDAROĞLU, NE KADAR SAMİMİ…
Ahmet YALVAÇ
Bu konuda, yaşadığımız sorunlarla ilgili olarak, ülkemiz adına, geleceğimiz adına kuşku duyan, şüpheleri olan çok sayıda duyarlı vatandaşımız var. Şimdi bu konuda bir şeyler söylemek istiyorum
2002 Yılında MHP, Bülent ECEVİT Hükümeti’nde koalisyon ortağı iken, ortada önemli bir sebep yokken, parti kararı olmadan Sayın BAHÇELİ, bir erken genel seçimden bahsetmeye başladı ve sonuçta; Adalet ve Kalkınma Partisi AKPnin iktidara gelmesinde, bir vesile oldu.
AKP’nin daha 1990 lı yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri ABD’nin, içinde Türkiye’ninde bulunduğu Ortadoğu ülkelerini, kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmek,sınırları değiştirmek amacına yönelik olrak desteklenip, kurulduğünu, Irak’ın işgalinin ise, AKP’nin iktidara gelmesinden hemen sonraya rastladığını belirtmiş olalım…
Bundan sonrasında ve şu an; ülkemizin geldiği nokta herkesin malûmu…
Cumhurbaşkanlığı’na Abdullah GÜL’ün getirilmesinde MHP oylarının, daha doğrusu Sayın BAHÇELİ’nin çok önemli bir payı var var…
Sonuç da AKP’yi zor anlarında hep MHP’nin, dolayısı ile de Sayın BAHÇELİ’nin kurtardığını söyleyebiliriz
Bu gibi konularda, Sayın BAHÇELİ’nin görevli olduğu yönünde yaygın bir kanaat var.
Kimseyi şu işi, şöyle yaptın diye kesin bir şekilde suçlamıyoruz ama gelinen nokta ortada…
Şimdi de CHP lideri Sayın KILIÇDAROĞLU hakkında kısaca bir şeyler söylemek istiyorum
Devlet’te çalışırken görevini iyi yapmadığını, yapamadığını, yada görevini kötüye kullandığını hiç sanmıyorum. Bu gibi konularda Sayın KILIÇDAROĞLU’nun sicilinin son derece temiz olduğuna inanıyorum.
Ama etnik köken ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında ki bazı uygulamalar konusunda rahatsızlık duyduğunu gözlemliyoruz.
Örneğin Dersim isyanı ve bastırılması konusunda yaşananlarla ilgili olarak bir sıkıntısı, ya da bir takıntısı var,
İstiklal mahkemelerinin işleyişi ve aldığı kararlar ile ilgi olarak da, bazı sıkıntılarının olduğu anlaşılıyor…
Bir ara PKK’lılara genel bir af çıkartılması gibi sözler sarf etmişti…
Sonra, şimdilerde basına da yansıyan bir habere göre; Diyarbakır’da basına  kapalı bir toplantıda  Sayın KILIÇDAROĞLU ‘da bir konuşma yapmış, açılım sürecinden bahsetmiş, bunun ancak yasalar ile yapılabileceğine vurgu yapıp, Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN’ı görevini yapmamak, ya da yapamamak anlamına gelen sözlerle suçlamış…
Tabi ki Cumhuriyeti kuran bir parti olan CHP’nin bir Genel Başkanına, temel konularda küçük de olsa, arada bir sapma yapması hiç yakışmaz…
Bu arada şu hususu da herkesin, özelliklede açılım, saçılım yanlılarının bilmesini istiyorum
Kürtler; Türkün bir koludur,
Türk’ün yaşamadığı bir coğrafyada, Kürt’de yoktur
Bu konuda Anayurt Gazetesi’nde yayımlanan ve web sitemde de bulunan, bilimsel bir araştırma olan 21 makaleyi, okusunlar, bizleri bölüp, parçalamaya çalışanlara fırsat vermesinler, zemin hazırlamasınlar…
Bu konuyu özet olarak sizlere, bilahare tekrar aktarmak istiyorum
Bu örneklerden sonra, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak vurgulamak istediğim husus şu
Sayın BAHÇELİ ile Sayın KILIÇDAROĞLU, çok dikkatli olmalı, her hangi bir hata yapmamalı…
Şimdi tekrar, Ekmeleddin Beyin cumhurbaşkanlığı adaylığına geliyorum
İşin diğer zor tarafı ve cevaplanması gereken hususlar da şunlar:
1-Diyelim ki Ekmeleddin Bey, isabetli ve doğru belirlenmiş bir aday.
Peki, bu kadar kısa bir süre içerisinde, Türkiye genelinde etkin bir tanıtım nasıl yapılacak?
Bu konuda CHP ve MHP’nin katkıları nasıl olacak, bu 2 Partinin, Ekmeleddin Bey’e destek kampanyasında koordinasyon nasıl sağlanacak?
Zaman çok sınırlı, yazılı ve görsel medyanın tamamına yakın bir kısmının, Hükümet’in baskısı altında, ya da yandaş olduğundan, bir kaç TV kanalı da yetmez.
Görsel basın çok önemli.
Bu itibarla mevcut açığı kapatabilmek açısından,Türkiye genelinde salon toplantılarına çok önem vermek lazım.
Eğer isteyene cumhurbaşkanlığına aday olma konusunda, engel olunmazsa, herkes canla, başla çalışır Böylesi bir durumdan elbette Ekmel Beyde istifade eder
En önemlisi de;-Ekmeleddin Bey, seçim kampanyasını kendisi açısından nasıl yürütecek?
Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN’I’ın malûm konuşma şekli ve çarpıtmaları karşısında, insanları yeterince etkileyebilecek mi?
Şimdi Prof Dr Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU’nun, CHP ve MHP’nin liderleri tarafından ortak aday olarak gösterilmesinden kaynaklanan nokta da, özellikle CHP’nin içinde ve toplumun bazı elit kesimlerinde, bazı kaygılar ve itirazlar var…
Ve öncelikle bu itiraz ve kaygıların giderilmesi lazım
Bu konuda öncelikli görev, Ekmeleddin Beye düşüyor.
Ekmeleddin Bey, televizyon kanallarına çıkmalı, açık oturumlara katılmalı. Katılımcıların soruları ile, Halktan gelen soruları da cevaplamalı, herkesin güvenini kazanmalı…
Sayın İHSANOĞLU’nun dünyaca tanınan bir bilim adamı olması, bir çok konuda ödül almış olması, bir diplomat olması, İslam Konferansı gibi önemli bir örgütün genel sekreterliğini yapmış olması, uzlaşmacı ve yapıcı bir karaktere sahip olması… gibi konularda kimsenin bir itirazı yok.
İtirazların ve şüphelerin kaynağı şu noktalarda başlıyor:
Prof. Dr. Sayın Ekmeleddin  İHSANOĞLU’nun babası, İstiklal Marşımızın yazarı Sayın Mehmet Akif ERSOY’un  arkadaşı imiş. 1924 yılında, Mısır’ın başkenti Kahire’ye göç etmiş. Ve Sayın İHSANOĞLU 1943 yılında orada doğmuş
Sayın İHSANOĞLU’nun ailesinin asıl memleketi Yozgat ilimiz imiş
Bu noktada Sayın İHSANOĞLU’nun Kahire’de doğmuş olmasında da aslında bir sorun yok.
Deniliyor ki Mehmet Akif ERSOY, Kahire’de kendisinin kiraladığı bir evde kalıyormuş. Ama Sayın İHSANOĞLU’nun babası, belli ki Mustafa Kemal ATATÜRK’ten korkusundan kaçıp, yine Kahire’de yaşayan Şeyhülislamın evinde kalmış. Böyle bir husus abartılmayabilir ama buna benzer başka bir sorun daha var
Ekmeleddin Beyin Babası ile ilgili başka bir konu daha var
Ermeni iftiraları ve yabancılara yaranmak için, haksız yere idam edildiğini bildiğimiz Boğazlayan Kaymakamı Kemal Beyi yargılayıp, idam cezasına mahkûm eden ve Nemrut Mustafa Paşa adıyla anılan Mustafa Sabri’nin de arkadaşı olması gibi hususlar, vatan ve millet konusunda hassas olan vatandaşlarımızı kaygılandırıyor.
Tabii ki Sayın İHSANOĞLU’nun babasının, bu 2 örnekten de anlaşılacağı üzere, Mustafa Kemal ATATÜRK’e, Cumhuriyet’e ve onun devrimlerine karşıymış gibi gibi gözükse de, Prof Dr Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU’için elbette bir ölçü olamaz…
Ayrıca Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL ile, Başbakan Yardımcısı Beşir ATALAY ile de, eskiye dayanan dostluklarının olduğu söyleniyor.
İlave bu unsurlarda göz önünde bulundurulduğunda, Siyasal İslam projesi, bu defasında da Sayın İHSANOĞLU üzerinden mi, yürütülmek isteniyor endişesini uyandırıyor
Ve en önemlisi bu işin arkasında Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğu düşünülüyor
Zira Kemal DERVİŞ’in Amerika’dan kalkıp, Türkiye’ye gelmesi, Kemal KILIÇDAROĞLU ile görüşmesi, aradan çok geçmeden Prof Dr Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU’nun Çatı Adayı olarak gösterilmsi gibi hususlar; bu gibi iddiaları,kaygıları güçlendiriyor.
Dolayısı ile, bu konuda en büyük görev, Sayın İHSANOĞLU’na  düşmektedir
EĞER BU GÜN SEÇİM OLSA, EKMELEDDİN BEY NEKADAR OY ALIR, TAYYİP ERDOĞAN NE KADAR OY ALIR?
Ahmet YALVAÇ
Eğer bizler böyle bir hususun cevabını, şimdiden yaklaşık olarak da bilirsek; Ekmeleddin Beye kazanması yönünde daha fazla yardımcı olabiliriz.
SONAR’IN SON ANKETİ
Aydınlık Gazetesi 24 Haziran 2014 Salı
EKMELEDDİN TAYYİP’E RAKİP DEĞİL
Sonar Araştırma Şirketi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, kimin adayına oy verirsiniz diye sormuş;
% 46,1 Tayyip ERDOĞAN
% 35,3 Ekmeleddin İHSANOĞLU
26 İlden 2800 kişi ile görüşülerek gerçekleştirilen ankette, kararsızlar oransal olarak dağıldığında;
% 52,6 Tayyip ERDOĞAN
% 40.3 Ekmeleddin İHSANOĞLU
Bu sonuçlardan anlaşılacağı üzere,Ekmeleddin Beyin cumhurbaşkanlığına adaylığı konusunda, büyük bir risk söz konusu. Arada % 12 gibi büyük bir fark var
Bu farkın kapatılıp, kapatılamayacağı, ya da nasıl kapatılacağı konusunda çok kafa yormak lazım
Bu sonuçlardan, CHP ve MHP’ye oy veren vatandaşlarımızdan bir kısmının da, Ekmeleddin Beye oy vermeyecekleri anlaşılıyor.
Bu itibarla başta vurguladım, şimdi tekrar vurguluyorum;
Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ile Sayın Devlet BAHÇELİ, Ekmeleddin Beyin cumhurbaşkanı seçilmesini gerçekten istiyorlarsa; öncelikle inatlarından vazgeçsinler, aday olmak isteyenlere engel olmasınlar…
Böylesi bir yöntem, ilk turda Tayyip ERDOĞAN’ın seçilmesi konusunda önemli bir engel olur.
İkinci tur için, az oy alanlar çekilmeli; buna Ekmeleddin Bey de dahil oyu en fazla olan’la 2. tura devam edilmelidir.
Yol haritası böyle olmalı…
Ben de Ekmeleddin Bey hakkında söylenenleri dikkatle izliyorum, araştırıyorum; düzgün bir adama benziyor
Fikir beyan edenlerin çoğu, olumlu şeyler söylüyor,
Ve her halukârda Tayyip ERDOĞAN’dan çok daha iyi, cumhurbaşkanlığı yapacağı kesin…
Eğer iyi bir tanıtım yapılır ve iyi bir kampanya yürütülürse, Ekmeleddin Bey kazanabilir.
Bu husus iyi bir başlangıç olabilir
Ben zaten 2015’’de Milletvekili seçimlerinde, AKP’nin çoğunluğu kaybedeceğini, tek başına Hükümet olamayacağını düşünüyorum
HUKUKÇULARIN VE YÜKSEK SEÇİM KURULU’NUN DİKKATİNE; BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
Ahmet YALVAÇ
Bence olamaz;
Zira 17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarında, Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN ile aile fertlerinden bazıları ve 4 Bakan’ın, bu gibi işlerde ilgilerinin, ilişkilerinin olduğu anlaşılıyor.
Ne var ki, operasyonları başlatan savcılar, ,hakimler, emniyet mensupları; paralel devlet iftira, ya da gerekçeleri ile engellendi, haklarında soruşturma başlatıldı, görevlerinden alındı, sürgün edildi..vs.
Sonuçta başlatılan bu yolsuzluk ve rüşvet operasyonları konusunda bir işlem yapılamadı, bir sonuç alınamadı.
Gerekçe; Yürütme’nin Yargı ve emniyet mensupları üzerinde baskı oluşturması…
Şimdi soru şu:
Sıradan bir vatandaş, böyle bir operasyonla karşılaştığında, savcıya, hakime, emniyet mensuplarına sizler paralel bir yapıya mensupsunuz deyip, karşı koyabilir mi?
Ya da bir işe girmek istediğinde, böyle bir suçlama
İle karşı karşıya olan insanlar, adli sicilden temiz kâğıdı alabilirler mi?
Eğer böylesi bir durumda normal vatandaş, temiz kâğıdı alamıyorsa, böylesi bir durum cumhurbaşkanı adayları içinde geçerli olmalı.
Bu itibarla Yüksek Seçim Kurulu YSK, Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN’ın aday olup, olamayacağına karar vermelidir.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarında adı geçen bakanlardan, Şehir ve Çevrcilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR, istifa ederken şöyle dedi:
Bana suç olarak isnat edilen işlerden, Başbakan’ın haberi vardır. Her şeyi onun talimatı ile yaptım gibi şeyler söyledi ve ilave etti;
Ben istifa ediyorum ama Başbakan da istifa etmeli…
Böylesi bir itiraf, böylesi bir çıkış asla göz ardı edilemez…
Aradan geçen süre içerisinde, çeşitli bahane ve oyalamalarla, Meclis’de hâlâ bir araştırma komisyonu kurulamadı. Zira AKP, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde böyle bir komisyonun kurulmasını istemiyor
Eğer kurulmuş olsa, mutlaka cumhurbaşkanlığı seçimi de olumsuz etkilenecek ve bundan Sayın Başbakan zarar görecek
Böylesi bir fiili durum karşısında Yüksek Seçim Kurulu nasıl bir tavır sergileyecek?
Eğer Başbakan Sayın Tayyip ERDOĞAN, cumhurbaşkanlığına aday olacaksa, Başbakanlıktan istifa etmesi gerekmez mi?
Anayasa Mahkemesi, AKP’yi kapatma davasında,  laiklik ilkesinin ihlal edilmesinde; oy birliği ile AKP’yi suçlu buldu. Partiyi kapatmadı ama para cezası verdi.
Böyle bir suçlama ve verilen para cezası, her ne kadar AKP’ye verilmiş gibi gözükse bile, Sayın ERDOĞAN, o zaman da AKP’nin başında idi
Peki, böylesi bir vukuatla karşı karşıya kalan birisi, cumhurbaşkanlığına aday olabilir mi?
Saygılarımla 16 Haziran 2014 Perşembe
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder