17 Ocak 2014 Cuma

TÜRKİYE'NİN ETNİK KÖKENİ

TÜRKİYE'NİN ETNİK KÖKENİ (1-2-3-4-5)
                                                              Ahmet YALVAÇ, Mak. Yük. Müh.
            Sevgili Anayurt Okurları, Türkiye'de Siyasi Denge Nasıl Sağlanır başlığı altında ele aldığım konulara bir süre ara verip, sonrasında kaldığımız yerden tekrar devam etmek istiyorum.
            Aslında bu yeni başlık altında ele alacağım konular da, Türkiye'de siyasi dengenin nasıl sağlanacağının başka bir boyutudur. Ama konu bu defasında biraz farklı Bu noktada, özellikle Kürtlerin etnik kökeni konusunda bilimsel araştırmalara dayalı önemli bilgiler vermek istiyorum
            Zira Türkiye’de Kürtlerden başka etnik gruplar da olmasına rağmen, Çerkez, Laz, Boşnak, Arnavut Arap gibi, bunların Türk kimliği ile bir sorunları yok. Özerlik falan gibi istekleri de yok. Bunların tamamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarına saygılı vatandaşlarımız
            Aslında Türkiye’de kimseye etnik kökeninden dolayı ayrımcılık yapılmıyor. Terör yanlısı Kürt grupların Ana dilde eğitim talepleri ile sözde kültürel taklar bağlamında ileri sürülen talepler ile, özerklik gibi talepler, aslında Türkiye Cumhuriyeti’ni bölüp, parçalamaya yönelik girişimlerdir. Bunların arkasında da, emperyalist güçler vardır.
            1800 lü yıllar ile,1900 lü yılların başlarında en büyük  emperyalist devlet, Büyük Britanya İmparatorluğu idi,yani İngilizler idi.Günümüzde ise, en büyük emperyalist devlet, Amerika Birleşik Devletleri, yani Amerikalılardır.
            Osmanlı döneminde ve Cumhuriyet döneminde çıkan Kürt isyanları ile, Ermeni isyanlarının arkasında da, hep emperyalist devletler vardır. Bir de Çerkez Ethem ayaklanması gibi, başka ayaklanmalar, ya da ayaklanma girişimleri de olmuştur tabi ki. Bunların hepsi etnik temele de dayalı değil. Bütün bu grişimleri, tarihten gelen husumetlerinden dolayı, Batı’nın Türkleri engelleme, ya da yıkmaya çalışma faaliyetleri olarak değerlendirebiliriz.
            Eğer bu gün bile bazı vatandaşlarımız, ayrılık yanlısı Kürtlerin yukarda saydığım ana dilde eğitim, Kürtçe televizyon, ana dilde savunma gibi taleplerini, masumane talepler olarak değerlendirebiliyorsa, emperyalist devletlerin talepleri doğrultusunda hareket eden Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’ye Dindardır, dürüsttür gibi gerekçelerle oy verebiliyorsa, özellikle de Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan’a  açılım-saçılım söylemleri ile Türkiye’yi getirdiği nokta  orta da iken, hala alkış tutabiliyorsa, durumumuz gerçekten vahim demektir.Bu gibi hususlarda çok yazdım, çok şeyler söyledim. Merak edenler, Gazetenin web sayfasına girip, önceki yazılarıma ulaşabilirler
            Emperyalist devletlerin, başta Amerika Birleşik Devletleri’nin bizleri bölüp parçalamasını artık çoğu kişi gördü, anladı ama, yukarda vurgulamaya çalıştığım üzere, biz Türklerin de bazı zayıf yanları, zaafları var. Sonuçta uyanık olmak zorundayız ve , duygularımızın esiri de olmamalıyız
            En büyük sorunlarımızdan biri; okumayı, araştırmayı fazla sevmiyoruz. Bu husus, herkes için geçerli. Şimdi tekrar etnik konulara dönüyorum
            Yaşadığımız iç ve dış sorunlarımızın nedenini etnik anlamda incelemeye almamızın asıl nedeni, bir etnik grubu yüceltirken, diğerini aşağılamak, ya da küçümsemek te değildir.
            Bazı yanlış anlama, ya da bilgi noksanlığından kaynaklanan hususları, bilimsel araştırmalardan da yararlanarak ortaya koymak, sonuçta Halkımızın emperyalist devletlerin oyununa gelmesini önlemek. Ve bu gibi bilgilerle, Türkiye’nin birlik ve beraberliğini korumaya yardımcı olmak  Bu hususu, tekrar vurgulamak istiyorum
            Bu bağlamda Kürtlerin ayrı bir Halk olmadığını, bilakis; Türklerin bir kolu olduğunu ortaya koymaya çalışacağım. Yerleşim yeri bazında, bir Türk boyu olarak eski adlarını açıklayacağım Bu bilgiler, gerçeği öğrenen, ama kendini ayrı bir halk sanıp, emperyalist devletlerin oyununa gelip ,Türkiye’nin altını oymaya çalışan ayrılıkçı bazı Kürt vatandaşlarımızın, bu gibi eylemlerinden vazgeçmelerine, muhtemelen bir vesile olacaktır.
            Kürtlerin bir Türk boyu olduğu yönündeki bilimsel araştırmaları muhtemelen 4-5 yıl önce bir televizyon programında bir Profesörden dinlemiştim. Bu bilgilerden yakın bir zamanda Köşem de de bahsetmiştim. Bir okur, merak etmiş olmalı ki, Anayurt Gazetesini telefönla aramış. O okur bana kitabın yazarını sordu. O an için bilmiyordum. Ama sonunda kitabı buldum. Yazarın ismi  Prof Dr Ali Tayyar Önder. 53 üncü baskı. Her halde bu bilgiden sonra fazladan birkaç baskı daha yapar. Bu kitaptan alıntılarla Türkiye’nin etnik kökenini özetlemek istiyorum.
            u kitapta yer alan Türkler, Kürtler ve Türkiye’deki diğer etnik gruplarla ilgili bilgiler, sadece bu kitabın  Yazarının tespitleri ile sınırlı değil, başka Türk Bilim Adamları ile, Çin kaynakları, Rus, Macar, Ermeni, Çekoslovak, İtalyan, İngiliz Bilim Adamlarının referans bilgileri de var.
            Aslında bu bilgileri Devleti Yönetenlerin, elindeki mevcut imkanları kullanarak, Halkımızın istifadesine sunmuş olsalardı, bu gün Türkiye bölünme noktasına gelmezdi.
            Türkiye’yi şu anda yönetenlerin, vatanın ve milletin birlik ve bütünlüğünü sağlama husunda,bir kaygıları, bir tasaları yok.Bu itibarla bu gibi görevler de, maalesef bizim gibilere düşüyor.
            Burada şu hususu da belirtmek istiyorum:
            İşinde gücünde olan Kürt vatandaşlarımızın aslında, ayrılık – gayrılıkla bir ilişkileri yok
            Bu itibarla terör yanlısı, ayrılık- gayrılık yanlısı olan ve Kürtler adına hareket ettiğini iddia eden grup, aslında azınlıktadır. Ve Kürtleri temsil ettikleri de söylenemez
            Aslında bu grup ile, bu grubun yöneticilerinin tamamının Kürt olduğu da maalesef söylenemez. Örneğin PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan ile BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın  Kürtçe bilmedikleri söyleniyor . Ve PKK’’nın iç yazışmalarında Türkçe kullanıldığı söyleniyor.Ben Sayın Başbakan’ın Selahattin Demirtaş için televizyonda önce Kürt olsun dediğini biliyorum. Peki bu sözü ile Sayın Başbakan acaba neyi kastetmek istedi?...
            Burada bir şey daha söylemek istiyorum: PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Ermeni olduğu söyleniyor. Asıl adı Artin  Agopyan imiş.
            Aslında bir insanın etnik kökeninin, Ermeni, Rum, Yahudi,,,vs olması asla bir suç unsuru, ya da bir aşağılama, ya da küçümseme vesilesi olamaz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın bilincinde oldukları, bunun gereğini yaptıkları sürece, hiçbir sorun, hiçbir sıkıntı olmaz.Ama bazı insanların etnik kökeninden dolayı, Türkiye Cumhuriyeti’nin altını oymaya çalıştıklarını görüyoruz, duyuyoruz. Bu konuda  önemli bir bir başka hususa daha değinmek istiyorum
            Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl Nisan ayında, 1915 yılında Türkler Ermenilere soy kırım uyguladılar gerekçesi ile, Türkiye aleyhine kampanya başlatırlar. Ve bu hususu her zaman Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanmaya çalışırlar. Bu gün başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, dünyada bir  çok devlet, Türkler Ermenilere soykırım uyguladı tasarısını kendi parlamentolarından geçirdiler. Bakınız öldürülen Ermeni Agos Gazetesi Yazarı Hrant Dink bu konuda, ne söylüyor:
            Türkler’in1915 de 500 bin Ermeni’yi öldürdüğü iddiaları doğru değil. Kayıp, ya da öldurüldüğü iddia edilen kişiler, tehcire, yani sürgüne uğramamak için, Din değiştirip ya Müslüman olduğu, ya da Kürt Alevi kılığına girip asıl kimliklerini gizlediklerine işaret etmektedir.
            Şu anda MHP Milletvekili olan Prof Dr. Sayın Yusuf Halaçoğlu’da  Hrant Dink’in tespitlerini destekler mahiyette bilgiler vermiştir. Sayın Halaçoğlu Alevi kılığında ki sözde Kürtlerin aslında gizlenmiş Ermeniler olduğunu söylemektedir. Böyle bir beyanatından dolayı, Sayın Halaçoğlu’nu Türk Tarih Kurunu Başkanlığı’ndan almışlardı.
            Hrant  Dink, ayrıca şu bilgilere de yer vermektedir
            Asıl kimliklerini gizleyen bu gibi Ermeniler, Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli kurumlarında üst makamlarda görev yapmaktadırlar .Bu konudaki bilgi ve belgelerden, çıkan sonuçlardan, Ermenistan Makamlarının da rahatsız olduğu, işlerine gelmediği anlaşılmaktadır.Tam bu noktada, önemli makamlardaki gizli Ermenilerin kimliğini açıklayacağı sırada, Hrant  Dink’in öldürülmüş olması düşündürücüdür.
            Hrant Dink’i bu gizli Ermenilerin öldürttüğü görüşüne yer verenler de var .Basın-yayında bu yönde bilgiler de yer aldı.
            Şimdi bazı devletlerde, devlet, ya da hükümet başkanlarını seçerken, etnik kimlik te dahil, adayları nekadar sıkı bir incelemeye tabi tutuldukları husunda bazı örnekler vermek istiyorum
            Başta Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa olmak üzere, bazı devletlerde özellikle Başbakan, ya da Cumhurbaşkanı konumundaki kişler, bu makamlara gelmeden önce, o makamla ilgili bilgi, tecrübe ,liyakat gibi hususları tespit edilmeye çalışılırken, etnik köken de dahil, bütün bilgiler ortaya dökülüyor. Örneğin ABD Başkanı Obama’nın Müslüman olup, olmadığı çok tartışıldı. Ama o Hıristiyan olduğunu söyledi. Fransa eski Cumhurbaşkanı Nikolai Sarkozy’nin de, Macar asıllı Yahudi olduğu biliniyor.Bu gibi araştırmalardan kimse de alınıp, gocunmuyor.Bu noktada ben şu hususa özellikle vurgu yapmak istiyorum:
            Eğer özellikle Devleti Yönetenlerin, etnik kimlikleri bilinirse, mahzurdan ziyade, fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Bu yöntem, Türkiye’de de uygulansa iyi olur
            Eğer böyle bir yöntem uygulanmış olsa, hiçbir yönetici, Türkiye’nin aleyhine, ama kendi etnik kökenindeki bir devletin, ya da bir Topluluğun lehine davranışta bulunmaya cesaret edemez.
            İmralı Adası’nda terörist başı Abdullah Öcalan ile ve BDP lilerle yapılan pazarlıklar, ve bu gibi faaliyetlerin son zamanlarda hızlandırılmış olması, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı, yasalara saygilı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ile bir sorunu olmayan insanlarımızı yürekten yaralamaktadır.
            Türkiye’nin vatanı ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü korumak ve kollamakla yükümlü olan ve bu konuda namus ve şerefleri üzerine yemin etmiş olan Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan’nın bu konuda görevlerini yaptıklarını maalesef söyleyemeyeceğim
            Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti’nin vatanı ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü korumak ve kollamakla sorumlu olan ve bu konuda namus ve şerefleri üzerine yemin etmiş olan bazı AKP yöneticilerinin, bazı Milletvekillerinin ve özellikle de BDP Yöneticileri ile, Milletvekillerinin meselelere yaklaşım tarzını,yasalarımıza aykırı beyanatları ile, eylemlerini anlamak, tasvip etmek  te mümkün değil.
            Ve bizler Ülkemizin selameti açısından, geleceğimiz açısından, yasalarımızca suç sayılan fillerin nasıl ve niçin işlendiğini ve perde arkasını tahlil etmek ve tedbir almak zorundayız.
DEVAMI VE TAMAMINI GÖRMEK İÇİN (AŞAĞIDA LİNK) TIKLA>>> 
http://ahmet-yalvac4.blogspot.com/2014/01/turkiyenin-etnik-kokeni.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder