19 Aralık 2013 Perşembe

Türkiye'nin enerji sorunu ve çözüm önerileri (1)

Türkiye'nin enerji sorunu ve çözüm önerileri (1)
Ahmet YALVAÇ  
Eğer Bir Yerde Hidroelektrik Santrali; HES Kurmak Gerekiyorsa  İllaki     Barajlı Tip Mi Yapmak Lazım?
Burada önce, son zamanlarda sıkça gündeme gelen hidroelektrik santralleri(HES) ile, bunların yapımına muhalefet eden yöre halkının itiraz nedenlerine açıklık getirmek istiyorum.
Örneğin deniliyor ki İzmir BERGAMA da ALLENOİ santrali yapılırsa Dünya mirası tarihi eserler  su  altında kalır. Doğrudur burada sadece tarihi eserler su altında kalmaz, tarım alanları da yok olur.
Doğu KARADENİZ  bölgesinde FIRTINA DERESİ’nin önü setle kapatılarak barajlı bir hidroelektrik santrali(HES) yapılmak isteniyor.
Burası için deniliyor ki burada yetişen çok sayıda canlı ve bitki türü var.Eğer buraya bir baraj yapılırsa çok sayıdaki bitki  ve hayvan  türü yok olur. Bu yüzden Yöre Halkı  burada HES yapımına karşı çıkıyor.
Yukarda verdiğim iki örnekte de yöre halkını bölgelerinde HES yapılmaması isteklerine bende katılıyorum. Örneğin Bergama Ege  Bölgesindedir ve Ege Bölgesinin önemli tarım alanlarından bir tanesidir. Ve Halkın karşı çıkması yerinde bir harekettir.Tarihi  eserlerinde su altında  kalması ise  işin başka bir boyutudur.
Karadeniz Bölgesinde kullanılabilecek toprak son derece kısıtlıdır. Örneğin RİZE nin
İkiz Dere Beldesi iki dağın arasında bulunuyor. Ortada İkiz Dere diye adlandırılan bir çay akıyor. Suyun sağında ve solunda dar bir bölgede yerleşim merkezi,vadinin bir yamacında yerleşim yerinin bir mahallesi,öbür yamacında ise başka bir mahallesi.Vadinin yamaçlarında çay bahçeleri,daha yukarılarda  kısmen düz alanlarda mısır bahçeleri  ve patates bahçeleri…
İkiz Dere Beldesinde bir  de kanal tipi  HES  var.Eğer burada bir kanal tipi HES değil de daha fazla enerji elde etmek için İkiz Dere Vadisi nin  önüne set çekerek barajlı bir HES yapmak istesek o zaman İkiz Dere Beldesi diye adlandılırılan bir yerleşim  yeri ortadan kalkar,çay ve mısır bahçeleri de ortadan kalkar.
Kaldı ki daha yukarılarda  işaret ettiğim üzere Karadeniz Bölgesi çok dağlıktır ve kullanılabilecek topraklar  son derece kısıtlıdır.Çoğu yerde mezarlık yapacak kadar uygun alan olmadığından çoğu aileler  bahçelerinin bir köşesine ölen yakınlarını defnetmek zorunda kalıyorlar.Bu itibarla Karadeniz Bölgesin de bir HES yapılacaksa,bu baraj tipinde olmamalıdır,bilakis kanal tipinde yapılmalıdır.
Hükümet yetkililerinin tarihi alanlarda ,tarım alanlarında Karadeniz Bölgesin de olduğu gibi kullanılabilir toprağı çok sınırlı olan bölgelerde baraj tipi HES yapımında ısrarcı olmamalıdır.Hükümetin bu bölgelerde HES ısrarında;baraj tipinde dayatmasında özel sektörün  çok enerji üretmesi,daha fazla para kazanma talepleri yatmaktadır.
Şimdi bu izahlardan sonra gerek Bergama ALLENOİ de gerekse Doğu Karadeniz de Fırtına Deresinde ve Karadeniz Bölgesinin diğer yerlerinde  de baraj tipi santraller  yapmadan (HES), aynı güçte hatta, daha büyüklerini yapmak mümkün.Bu benim önerim,benim projem.Bu  öneriyi ,bu projeyi kısaca anlatmadan önce Karadeniz Bölgesin de kanal tip HES yapmanın  daha uygun olacağını anlatmak istiyorum.
Karadeniz Bölgesinde suyun menbaı ile, santral kurulacak yer arasında kot farkı fazla olduğundan  vadinin önünü  setle kapatmaya gerek yokdur. Suyun menbaından paralel bir hatla suyu santralin yakınına taşır,su değirmenlerinde olduğu gibi max noktadan aşağıya,türbinlere göndeririz.
Küçük ve orta ölçekli hidrolik santraller;HES ler için barajlı tip yerine önerim,projem şudur:
Suyun düşüşe geçtiği nokta ile türbin arasındaki kot farklı ne kadar fazla  olursa  o kadar çok enerji elde ederiz.Şayet düşüşe geçen su miktarı  ne kadar bol ve düzenli olursa  o derecede daha fazla enerji elde ederiz.Hareket noktamız bu.
Eğer  isterse ALLENOİ  de olsun,isterse Fırtına Deresin de olsun,suyun menbaı ile santralı kuracağımız yer arasında paralel bir hatla suyun gelmesini sağlar,santrali kuracağımız yerin yakınında çapı;20-30-40-50.. metre vs,yüksekliği ise 50-60-70-80 …. 100-150 metre yüksekliğinde… vs .Beton su kuleleri yapar,türbinlere  suyu bu kulelerden göndeririz.Bu yöntemle de  tarihi alanlar,tarım toprakları su altında kalmaz.
Yalnız bu yöntem barajlı tipe nazaran daha  pahalı olur;ama bir vadinin menbaına yakın noktalara kadar birden fazla su kuleleri yapmak suretiyle rezerve edilen su miktarını ve dolayısıyla da elde edilecek enerjiyi arttırmak mümkün.Pahalı olacağı için böyle projeleri devletin yapması lazım.
Böyle bir projenin birçok detayı var.Ama ben böyle bir santral görmedim ve bir yüksek mühendis olarak yapabileceğimi söylüyorum.Bu nedenle benim projem ifadesini kulandım.Hollanda topraklarının büyük bir kısmının denize set çekerek elde edildiğini unutmayalım.Yani Hollanda topraklarının büyük bir kısmı deniz seviyesinin altında.
Su santrallerinin,kömür santrallerinin kurulması pahalı yatırımlardır.Eğer özel sektör çok kazanacağını bilmezse,garanti altına almazsa bu yatırımlara girişmez.girişemez.Onun için şu anda enerjinin pahalı olması,yeteri kadar üretilememesi,yetkililerin yanlış özelleştirme mantığı ile hareket etmelerinden kaynaklanmaktadır.
Bir sonraki yazımda 37 adet küçük HES in heke ayrılmasıyla (üretim dışı bırakılması) ,350 adet yaklaşık 1Mwh gücünde dizel jeneratörün hurda fiyatına satılması konusundaki araştırmalarıma  yer vereceğim ve devam edeceğim.Böylece bu noktalara nasıl geldiğimizi,nasıl getirildiğimizi ortaya koymaya çalışacağım.
Saygılarımla…

(ANAYURT GAZETESİ, 03 Aralık 2010 Cuma – ANKARA) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder